Orijinalini görmek için tıklayınız : Prof. Dr. Ahmet Maranki 'den sağlık ve güzellik önerileri
sarıkanarya_41
29-11-2008, 23:02
inci çiçeğiİnciçiçeği (Mayıs çanı/Müge/Convallaria majalis/Muguet)
Zambakgillerden, ok biçimindeki yaprakları arasında, ince bir sap üzerinde küçük çan biçiminde beyaz çiçekler açan bir süs bitkisidir. Boyu 20 cm kadardır. Çiçekleri beyaz ve üzüm salkımı seklindedir. Yemişleri küçük ve kırmızıdır. Kokusu çok güzeldir.
Kullanıldığı yerler:
Hekimlikte kalp çarpıntıları için kullanılır. Ev ilaçlarında kesinlikle kullanılmaz.
inci çiçeği tedavisi inci çiçeği bitkisi inci çiçeği bitkileri inci çiçeği faydaları inci çiçeği nelere iyi gelir inci çiçeği karışımı inci çiçeği tedavi yöntemi
sarıkanarya_41
29-11-2008, 23:03
ıtırSardunyagillerden, yaprakları güzel kokulu, çiçekleri türlü renklerde bir süs bitkisidir. Kumlu topraklarda yetişir. Yeşil kısımları tüylü ve oyalıdır. Çoğunun çiçekleri pembe veya beyaz renktedir. Losyon yapımında kullanılır.
Kullanıldığı yerler:
Cildi güzelleştirir. İshali keser. Boğaz ağrılarını giderir. Mide ve barsak gazlarını söktürür
ıtır tedavisi ıtır bitkisi ıtır bitkileri ıtır faydaları ıtır nelere iyi gelir ıtır karışımı ıtır tedavi yöntemi
sarıkanarya_41
29-11-2008, 23:03
hüsnü yusufHüsnüyusuf(Guguçiçeği/Dianthus barbatus/Iychinide/Bunch pink/Yalınkat karanfil):
Karanfilgiller familyasından bir çeşit süs bitkisidir.
Kullanıldığı yerler:
Mide üşütmesinden doğan şikayetleri giderir. İktidarsızlıkta da faydalıdır.
hüsnü yusuf tedavisi hüsnü yusuf bitkisi hüsnü yusuf bitkileri hüsnü yusuf faydaları hüsnü yusuf nelere iyi gelir hüsnü yusuf karışımı hüsnü yusuf tedavi yöntemi
sarıkanarya_41
29-11-2008, 23:04
hodanMayıs-eylül ayları arasında mavi renkte çiçek açan, sert tüylü, 15-60 cm yüksekliğinde, bir yıllık otsu bir bitkidir. Sığırdili olarak da bilinir. Daha çok rutubetli yerleri sever. Yaprakları buruşuk, sert tüylü, oval şekilli, alttakiler saplı, üstekiler sapsızdır. Çiçekler uzun saplıdır.
Türkiye’de yetiştiği yerler:
Marmara, Kuzey ve Bati Anadolu.
Kullanıldığı yerler:
Bitkinin çiçekleri ve yaprakları kullanılır. Fazla miktarda müsilaj, reçine, mâdenî tuzlar taşır. Yapraklar ve çiçekler ter verici, idrar ve balgam söktürücüdür. Boğaz ağrılarına ve öksürüğe karşı kullanılır.
hodan tedavisi hodan bitkisi hodan bitkileri hodan faydaları hodan nelere iyi gelir hodan karışımı hodan tedavi yöntemi
sarıkanarya_41
29-11-2008, 23:04
hıyarsenbe(Hind hıyarı/Hiyarsember/Casse/Cassia fistula)
Baklagillerden, "Leguminoseae" denilen bir ağacın meyveleridir. Doğu Hind, antil ve Brezilya'da yetişir. Meyvesi silindirik ve siyahtır. Terkibinde, seker, pektin, zamk, tanen ve esans vardır.
Kullanıldığı yerler:
Kabızlığı önler. Fazlası müshildir
hıyarsenbe tedavisi hıyarsenbe bitkisi hıyarsenbe bitkileri hıyarsenbe faydaları hıyarsenbe nelere iyi gelir hıyarsenbe karışımı hıyarsenbe tedavi yöntemi
sarıkanarya_41
29-11-2008, 23:05
helvacı kabağıKestanekabağı/Cucubirta maxima/Winter squesh/Potiron)
Gövdeleri silindir biçiminde, yaprakları böbrek seklinde ve tüylüdür. Meyveleri basık küremsi, saplı, ince kabukludur. Pişirildiğinde kabukları yumuşar ve zar gibi soyulur. Kırmızı etli kısmında sekerli ve nişastalı maddeler vardır. Yemeği ve tatlısı yapılır.
Kullanıldığı yerler:
Her iki türün tıbbî olarak kurutulmuş tohumları kullanılır. Tohumlarında sâbit yağ ve peporesin vardır. Tohumları (çekirdekleri) tenya ve kurt düşürücü olarak bilhassa çocuklarda kullanılmaktadır. Tohumlar dış kabuklarından ayrılarak dövülür, sekerle karıştırılarak verilebilir. Ortalama doz çocuklarda 40 gr büyüklerde takriben 100 gr’dir. Kabak çok besleyici özelliktedir C ve B1 vitamini ihtiva eder. Pişirilen etli kısmı yiyecekten başka çıban ve sis yerlere lapa olarak da tatbik edilir.
helvacı kabağı tedavisi helvacı kabağı bitkisi helvacı kabağı bitkileri helvacı kabağı faydaları helvacı kabağı nelere iyi gelir helvacı kabağı karışımı helvacı kabağı tedavi yöntemi
sarıkanarya_41
29-11-2008, 23:05
hatmiTemmuz-ağustos aylarında, pembemsi-beyaz renkli çiçekler açan, 50-150 cm yüksekliğinde, çok senelik, otsu ve tıbbî bir bitkidir. Sulak çayırlar ve dere kenarlarında bulunur. Gövdeleri dik ve tüylüdür. Yaprakları saplı ve çok tüylüdür. Çiçekler, dalların ucundaki yaprakların koltuğunda tek tek veya gruplar hâlinde bulunur.
Türkiye’de yetiştiği yerler:
Akdeniz bölgesi.
Kullanıldığı yerler:
Bitkinin kullanılan kısımları yaprakları, çiçekleri ve köküdür. Yaprakları bitki çiçekliyken ve çiçekler tamâmen açmadan toplanır ve gölgede kurutulur. Kökler ise yaşlı bitkilerden sonbaharda alınır, kabukları soyularak gölgede kurutulur. Bütün bitki fazla miktarda müsilaj taşır. Bundan başka nişasta, sakaroz, galaktoz, pektin, yağ, tanen ve asparagin taşır. Yaprak, çiçek veya kökleri haricen ve dahilen göğüs yumuşatıcı olarak kullanılır. Çiçekleri gölgede kurutulup çay gibi demlenince göğsü yumuşatır ve öksürüğe iyi gelir. Dövülmüş hatmi taneleri vücuda sürülürse, sinek ve böcek ısırmalarını önler.
sarıkanarya_41
29-11-2008, 23:06
hardal0,2-1,5 m boylarında beyaz veya sarı çiçekli, yıllık otsu bitkilerdir. 10 kadar türü vardır. Türlerinin çoğu Akdeniz çevresi memleketlerinde yetişir. Hardalın beyaz hardal otu, siyah hardal otu, yabanî hardal olmak üzere değişik türleri vardır.
Siyah hardal otu(Sinapis nigra):
1-1,5 m boyunda, bir yıllık sarı çiçekli otsu bir bitkidir. Yaprakları saplıdır. Meyveleri 1-3 cm uzunlukta 2-3 mm genişlikte, sap üzerine yatık, tüysüz, hemen hemen dört köşeli, kısa sivri uçludur. Yassı ve köşeli olan meyvelerinde tohumların bulunduğu yerler şişkindir. Tohumlar kırmızımsı siyah renktedir. Bitkinin Orta Avrupa, Anadolu ve İran’da kültürü yapılır.
Kullanılan kısımları tohumları ve tohumlarından elde edilen yağıdır. Bitkinin yaprakları dökülmeye başladığında meyve salkımları toplanır. Bunlar 15 gün kadar gölgede kurutulduktan sonra tohumları alınır. Hardal tohumlarında müsilaj, yağ, sinapin, sinigrin isimli glikozit ve mirozinaz fermenti vardır. Çok eskiden beri tıpta kullanılmaktadır. Dâhilen hardal tohumu unu az dozlarda midevî, yatıştırıcı ve tarçınla karıştırılırsa iyi bir iştah açıcıdır. Hâricen yakı, lapa veya banyo hâlinde romatizma ve bronşitte mevzii tahriş yapmak için kullanılır. Hardal yağı cildi tahriş eder, onun için sürüldüğü yer kızarır. Hafif antiseptiktir. Dumanı öksürük ve gözyaşı getirir. En fazla baharat olarak kullanılır. Deriyi tahriş edip, kızarttığından iç organlardaki kanı dışarıya toplar. Zehirlenmelerde kusturucu etkisinden faydalanılır. Hardal yakıları bir saatten fazla tutulmamalıdır. Aksi halde yılancığa benzer büyük şişler meydana gelir. Yakılar ılık suda ısıtılır. Sıcak su fermentleri tahrip eder. Hardal yakısı, hardal tozunun kâğıt üzerine yapıştırılması suretiyle elde olunur. Kullanılacağı zaman ılık suda ıslatılarak hardallı tarafı deriye gelecek şekilde kullanılır.
Beyaz hardal otu(Sinapis alba):
Beyaz çiçekli hardal otudur. Vatanı Akdeniz çevresi memleketleridir. Orta Avrupa ve Kuzey Amerika’da da kültürü yapılır. Önemli bir yağ bitkisidir. Beyaz hardal otunun sarı-kırmızı veya beyaz renkteki olgun tohumlarından hardal yağı elde edilir. Kullanılışı siyah hardal otu ile aynıdır.
Yabani hardal(Sinapis arvensis):
20-60 cm yüksekliğinde, memleketimizde tarla ve nadaslarda, yol kenarlarında yetişen bir tarla otudur.
Kullanıldığı yerler:
Siyah hardal tohumundan tıpta, bronşit ve zatürreeden kaynaklanan şikayetleri gidermek için haricen kullanılan ilaçlar yapılır. Sofra hardalı ise hazmı kolaylaştırıp, kabız olmayı önler.
hardal tedavisi hardal bitkisi hardal bitkileri hardal faydaları hardal nelere iyi gelir hardal karışımı hardal tedavi yöntemi
sarıkanarya_41
29-11-2008, 23:06
güzel avrat otuGüzelavratotu(Belladon/Atropa belladonna/Deadly nightshade)
Patlıcangillerden, kireçli topraklarda yetişen 180 cm kadar boyunda birkaç sene yasayan nahoş kokulu bir bitkidir. Meyveleri kiraz gibi yuvarlak ve siyah renktedir. Çiçekleri boru seklinde, koyu kırmızımsı veya sarımtıraktır. Terkibinde bir çeşit zehir olan "Atropin" vardır. Sadece tıbbi maksatla kullanılır. Bir hekim tavsiyesi olmadan kesinlikle kullanılmamalıdır.
Kullanıldığı yerler:
Ağrı kesici ilaç yapımında kullanılır. Ayrıca, mide, barsak, astım, kalp, sinir ve beyin hastalıklarının tedavisi için yapılan ilaçlarda da kullanılmaktadır.
güzel avrat otu tedavisi güzel avrat otu bitkisi güzel avrat otu bitkileri güzel avrat otu faydaları güzel avrat otu nelere iyi gelir güzel avrat otu karışımı güzel avrat otu tedavi yöntemi
sarıkanarya_41
29-11-2008, 23:06
güveyfeneriGüveyfeneri (Gelinfeneri / Fener çiçeği / Gelinotu/Aşk elması/Kış kirazı/Physalis alkakengi/Winter cherry/Lanterne)
Patlıcangillerden, kireçli topraklarda yetişen bir çeşit bitkidir. Çiçekleri pembe-beyaz renklerdedir. Yemişleri kiraz ya da küçük domateslere benzer. C vitamini içerir. Lezzeti acımtıraktır. Meyveleri Eylül-Ekim aylarında toplanıp kurutulur.
Kullanıldığı yerler:
İdrar ve ter söktürür. Karında toplanan suyu boşaltır. Böbrek taşlarının düşürülmesine yardımcı olur. Sarılıkta da faydalıdır.
güveyfeneri tedavisi güveyfeneri bitkisi güveyfeneri bitkileri güveyfeneri faydaları güveyfeneri nelere iyi gelir güveyfeneri karışımı güveyfeneri tedavi yöntemi
sarıkanarya_41
29-11-2008, 23:07
güvercinköküGüvercinkökü(Jatrorrhiza palmata / Racine de colombo):
"Jatrorrhiza palmata" Adlı bitkinin köküdür. Terkibinde "kolombin" ve "Barberin" denilen maddeler vardır. Tadı acıdır.
Kullanıldığı yerler: İshali keser. İştahı açar. Mideyi kuvvetlendirir. Fazla kullanıldığı takdirde, mide ve bağırsaklara zarar verir.
güvercinkökü tedavisi güvercinkökü bitkisi güvercinkökü bitkileri güvercinkökü faydaları güvercinkökü nelere iyi gelir güvercinkökü karışımı güvercinkökü tedavi yöntemi
sarıkanarya_41
29-11-2008, 23:07
gülhatmiEbegümecigillerden, yaprakları geniş ve yuvarlak, çiçekleri büyük ve türlü renklerde olan bir süs bitkisidir.
Kullanıldığı yerler:
Balgam söktürür. Vücuda rahatlık verir. Nezle ve öksürükten kaynaklanan şikayetleri giderir. Boğaz, bademcik ve diş eti iltihaplarında kullanılır. Barsak iltihaplarında etkilidir.
gülhatmi tedavisi gülhatmi bitkisi gülhatmi bitkileri gülhatmi faydaları gülhatmi nelere iyi gelir gülhatmi karışımı gülhatmi tedavi yöntemi
sarıkanarya_41
29-11-2008, 23:08
GreyfurtVatani Çin ve Hindistan olan, fakat bugün birçok çeşit ve kültür formlarıyla bütün subtropikal memleketlerde yetiştirilen, yaprak dökmeyen, uçucu yağ taşıyan küçük ağaçlar. Yaprakları derimsidir.Çiçekler, beyazımsı renkli, meyveleri büyük, toparlak yassı, açık sari renkli, ince kabuklu, bol usârelidir.Meyvelerinin çekirdekli ve çekirdeksiz cinsleri bulunur. Meyve dilimlerinin kabukları soyulunca acılık kalmaz, rahatlıkla yenebilir.Kızmemesi veya altıntop gibi isimlerle de tanınır.
Türkiye’de yetiştiği yerler:
Güney, Güneybatı, Kuzeydoğu Anadolu’da yetiştirilir.
Kullanıldığı yerler:
C vitamini bakımından zengindir. Meyve kabuklarından marmelat yapılır. Karaciğerin normal çalışmasını sağlar. Hazmı kolaylaştırır. Vücutta biriken suyu ve zehirli atıkları atar. Kani temizler. Bedeni ve zihni yorgunlukları giderir. Akciğer ve göğüs hastalıklarında faydalıdır.
Greyfurt tedavisi Greyfurt bitkisi Greyfurt bitkileri Greyfurt faydaları Greyfurt nelere iyi gelir Greyfurt karışımı Greyfurt tedavi yöntemi
sarıkanarya_41
29-11-2008, 23:08
gözlükotuKırlarda kendiliğinden yetişen bir çeşit bitkidir. Çiçekleri, ufak, beyazımtırak mavi ve kırmızı benekli olup, yapraklarının ortasındadır. Çiçekleri yaz aylarında toplanıp kurutulur.
Kullanıldığı yerler:
Göz nezlesi ve göz iltihaplarında kullanılır. Mide ve barsak gazlarına faydalıdır.
gözlükotu tedavisi gözlükotu bitkisi gözlükotu bitkileri gözlükotu faydaları gözlükotu nelere iyi gelir gözlükotu karışımı gözlükotu tedavi yöntemi
sarıkanarya_41
29-11-2008, 23:09
gelincikMayıs-ağustos ayları arasında, kırmızı renkli çiçekler açan, 20-30 cm boyunda bir veya bazen çok senelik otsu ve beyaz sütlü bir bitki. Buğday tarlalarında, ekilmemiş yerlerde çok rastlanır. Gövdeleri dik ve tüylüdür. Çiçekler dalların uçlarında bulunur. Çanak yaprakları çiçek açma esnâsında dökülür. Çiçekleri de çabuk dökülür. Meyveleri sarımsı esmer renkli olup, deliklidir ve bu deliklerden tohumlar saçılır.
Türkiye’de yetiştiği yerler:
Hemen hemen her yerde yetişmektedir.
Kullanıldığı yerler:
Kullanılan kısımları çiçekleridir. Çiçekler güneşte ve mümkün olduğu kadar çabuk kurutulur. Bileşiminde zamk, şeker, müsilaj ve çok az miktarda alkaloit bulunur. Hafif yumuşatıcı ve uyuşturucu bir tesiri vardır. Öksürük ve nezle gibi hastalıklarda yumuşatıcı olarak şurup hâlinde verilir. Uykusuzluğu giderir. Yanıkları iyileştirir. Çiçekleri su içinde şişelerde güneşte bekletilerek şerbeti çıkarılır. İçine limon tuzu konursa rengi çabuk ve daha güzel çıkar. Yazın şerbet olarak içilir.
gelincik tedavisi gelincik bitkisi gelincik bitkileri gelincik faydaları gelincik nelere iyi gelir gelincik karışımı gelincik tedavi yöntemi
sarıkanarya_41
29-11-2008, 23:09
günlükTropik bölgelerde yetişen "Sigala (Amber) Ağacı"ndan elde edilen yağdır. Sigala yağının mart ayından itibaren sekiz ay süre ile üretimi yapılmaktadır. Bu yağ ağacın salgı hücrelerinde meydana gelir. Salgı hücreleri bitkide tabii olarak fakat az miktarda bulunmaktadır. Ağaçlarda yaralama sonucu balsam meydana gelir ve bu yaralama sırasında salgı hücrelerinin sayısı da artar. Yaralama kepçe gibi bıçaklarla yapılmaktadır.
Yara yeri 15-20 günde bir derinleştirilmektedir. 3-4 yaralamadan sonra balsam teşekkül eder. Ağacın kabuk kısmı, odun kısmına kadar sıyrılmak suretiyle balsam toplanır. Bir kazanda yarim ile bir saat kaynatılır. Böylece kabuklardan ayrılan balsam, dibe çöker, kabuklar suyun üzerinde kalır. Bu kabuklar yabalarla alınarak bir preste sikilir ve akan balsam ile su havuzlarda toplanır. Bir süre dinlendirilince, balsamın bir kısmı dipte, bir kısmı suyun üstünde olmak üzere toplanarak sudan ayrılır. Kazanın dibinde kalan balsam ile havuzlarda biriken balsam birleştirilir. Kalan yongalar kurutulduktan sonra “buhur” veya “günlük” adı altında satılmaktadır.
Kullanıldığı yerler:
Nefes darlığını giderir. Tütsü olarak kullanılır.
günlük tedavisi günlük bitkisi günlük bitkileri günlük faydaları günlük nelere iyi gelir günlük karışımı günlük tedavi yöntemi
sarıkanarya_41
29-11-2008, 23:10
ıspanakKış sebzesi olarak yetiştirilen, iki evcikli, kazık köklü, otsu bir bitkidir. Mutedil, serin rutubetli havalardan hoşlanır. -5 dereceden sonra zarar görmeye baslar. Kurak ve sıcaklık ise yapraklarını sertleştirip tohuma kalkmasını teşvik eder. Bu sebeple ziraatı sonbahar ile ilkbahar arasında yapılır.
Bir sap üzerinde salkım durumunda sarimsi renkte çiçekler açar. Çiçeklerin taç yaprakları yoktur. Erkek ve dişi çiçekler ayrı ayrı bitkilerde bulunur. Şâyet ıspanak zamanında toplanmazsa tohuma kaçar ve kartlaşır. Memleketimizde sonbaharda ekimi yapılır. İki-üç ay içerisinde ürün alınır. Kumlu-killi ve gübreli topraklarda iyi ürün alınabilir. Dikenli ve dikensiz tohumlu iki çeşidi vardır.
Dikenli ıspanak:
Tohumları köseli ve dikenli, yaprakları yırtmaçlı, uçları ise mızrak gibidir. Kışa dayanıklı (-8, -10 dereceye dayanır), lezzetlidir.
Dikensiz ıspanak:
Tohumları dikensiz, yuvarlakça, yaprakları geniş ve yırtmaçsız ince naziktir. En fazla ekilen bu çeşittir.
Türkiye’de yetiştiği yerler:
Sebze olarak her yerde yetiştirilir. Anavatanı Kafkasya ve Afganistan’dır.
Kullanıldığı yerler:
İçinde A,B,C,D vitaminleri vardır. Proteince de zengindir. Daha çok sebze olarak, pişirilerek veya salata hâlinde yenilir. C vitamini ve demirce zengin bir kış sebzesidir. Vücudun dayanıklılığını artırır. Ağız, boğaz ve göğüs hastalıklarında faydalıdır. Hamilelerde özellikle tavsiye edilir. Kansızlığı giderir ve ruhi çöküntüyü azaltır.
ıspanak tedavisi ıspanak bitkisi ıspanak bitkileri ıspanak faydaları ıspanak nelere iyi gelir ıspanak karışımı ıspanak tedavi yöntemi
sarıkanarya_41
29-11-2008, 23:10
hurmaDattelpalme/Dattier/Date palm/Phoneix dactyfera/Datte)
İnsanoğlunun yetiştirdiği en eski bitki çeşitlerinden biridir. Bâbil’in en eski yerlileri Sümerler hurmayı en azından 5000 sene önce ilk defâ yetiştirmişlerdir. Kuzey Afrika ve Orta Doğu bölgelerinin ekonomisinde çok eskiden beri büyük bir rol oynar. Amerika’ya İspanyollar tarafından 19. yüzyılın baslarında getirilmiş ve Meksika civârında yetiştirilmiştir.
İlk defâ Basra Körfezinde yetiştirildiği tahmin edilen hurma bitkisi yaklaşık 18-24 m boyundadır. Yapraklarının bir kısmı yere doğru sarkar ve bir kısmı da yukarı doğrudur. Yapraklarının uzunlukları 6 m civârındadır. Gövdeleri diktir. Tabanından birçok sürgün verir. Yelpâze olan yapraklarının büyükleri tepede toplanmıştır. Çiçekleri ekseriyâ tek cinslidir. Başak tipindeki çiçekleri “spata” adi verilen büyük yapraklarla çevrelenmiştir. Gövdesinde yapraklar genellikle toplu olarak bulunur. Küçük sari çiçekleri toplu hâlde açarlar. Farklı cinsiyetli çiçekler ayrı ağaçlarda yetişir. Dişi çiçekler zamanla tek tohumlu meyvelere dönüşürler. Meyveleri sarimsi kahve renkli, dış kabuk sarimsidir. Orta kısım etli ve seker bakımından zengindir. Tohum silindirik, sert ve bir yüzü boyunca derin olukludur.
Türkiye’de yetiştiği yerler:
Memleketimizde Phoenix dectylifera türü örnekleri azdır. Buna karşılık Phoenix canariensis daha çok yetiştirilmektedir. Gövde tabanında sürgünler vermesi ve tohumların daha kısa ve şişkin oluşu ile ayırt edilir. Bati ve Güney Anadolu ve Akdeniz bölgesinde yetiştirilmektedir. Memleketimizde yetişenlerin hurma meyvelerinin gıdâ bakımından önemi yoktur, daha çok gölge verici olarak kullanılır.
Kullanıldığı yerler:
Hurmanın meyvesi tatlı ve besleyicidir. Yaklaşık % 20 nem ihtivâ eden tâze hurmalarda % 60-65 seker ve % 2 protein vardır. Kurumuş hurmalarda şeker oranı % 75-85 civârındadır. Bir diğer hurma çeşidi olan Phoemx sylvestris’ten hurma şekeri elde edilir. Ayrıca, bedeni ve zihni gelişmeyi sağlar. Kansere karşı koruyucu olduğu bilinir. Boğaz ağrısını keser. Bronşit, öksürük ve soğuk algınlığı şikayetlerini giderir. Kemik hastalıklarında faydalıdır.
hurma tedavisi hurma bitkisi hurma bitkileri hurma faydaları hurma nelere iyi gelir hurma karışımı hurma tedavi yöntemi
sarıkanarya_41
29-11-2008, 23:10
ısırganIsırgan(Brennessel/Ortie/Nettle/Urtica membranacca/Urtica urenus/Urtica diocia):
Mayıs-ağustos ayları arasında çiçek açan, 20-100 cm boyunda, virânelik, yol kenarları ve duvar diplerinde bulunan bir senelik tek evcikli otsu bir bitkidir.Gövdeleri dik, 4 kösemsi, basit veya tabandan îtibâren dallanmıştır. Üzerinde yakıcı tüyleri bulunur.Yapraklar saplı, oval şekilli ve dişli kenarlı, üst tarafı koyu yeşil renkli ve parlak olup, yakıcı tüylerle kaplıdır. Erkek ve dişi çiçekler bir arada olmak üzere yaprakların koltuğunda uzunca saplı küçük durumlar teşkil ederler. Çiçek örtüsü 4 parçalıdır.Meyveleri esmer renkte ve fındıksıdır.Tohum, yağ ihtiva eden bir besi dokuya sahiptir.
Türkiye’de yetiştiği yerler:
Hemen hemen bütün Anadolu.
Kullanıldığı yerler:
Tâze ve güneşte kurutulmuş dalları kullanılır.Yapraklarında formik asit ve nitratlar bulunmaktadır. Bu bitkinin yakıcı tüylerinde formik asit bulunduğu birçok yerlerde kayıtlı ise de tüylerin taşıdığı usarede asetilkolin ve histamin vardır. Eskiden romatizma ve siyatikte kullanılırdı. Yapraklarından hazırlanan infüzyon saç dökülmesine karşı tatbik edilir. Köklerinden sari renkli boya elde edilmektedir. Ayrıca, aybaşı kanamalarını düzenler, balgam söktürür. Burun kanamasını keser. Haricen tatbik edilirse, çıbanlarda faydalı olduğu bilinmektedir.
ısırgan tedavisi ısırgan bitkisi ısırgan bitkileri ısırgan faydaları ısırgan nelere iyi gelir ısırgan karışımı ısırgan tedavi yöntemi
sarıkanarya_41
29-11-2008, 23:11
havuçMohrrübe/Carotte/Carrot/Daucus corota)
Kökleri sebze olarak yenen iki yıllık bir kültür bitkisidir. Havucun vatani Orta Avrupa’dır. Yabânî olarak Avrupa, Kuzey Afrika ve Asya’da rastlanır. Memleketimizde de rastlanmaktaysa da kültür havucu özelliğinde değildir. Bitki 1-1,5 m kadar boylarında, az dallı, parçalı yapraklıdır. Çiçekleri yazın açan küçük, beyazımsı renkli semsiye durumunda toplanmışlardır. Elverişli topraklarda ana kök bir metre kadar derine inebilmektedir. Havucun kazık seklindeki etli kökleri kültür sâyesinde meydana gelmiştir. Havucun açık sari-turuncu renkteki dış kısmı kabuk kısmıdır. Kök meyveleri farklı türleri sebebiyle çeşitli sekil ve büyüklüktedir. Koyu sarimsi-turuncu renkte olan iç kısmı odun dokusuna tekâbül etmekle birlikte genellikle parankima tik hücrelerden yapılmıştır.
Türkiye’de yetiştiği yerler:
Doğu Anadolu hâriç bütün Anadolu.
Kullanıldığı yerler:
Bitkinin tohumları ve kazık kökleri (havuç) kullanılır. Tohumlar eterik yağ ihtiva eder ki, bu da geraniol elde etmekte kullanılabilir. Ayrıca konserve ve parfümeri sanâyiinde kullanılır. Kültür kök meyveler likopin, karotin provitamin A, B1, B2, C vitaminleri, % 7 oranında seker, % 29 kadar fosfor ve mâdenî tuzlar ihtiva eder. Bu kök meyveler ham madde olarak karotin elde etmede, gıda olarak tâze ve tursu hâlinde kullanılır. Provitamin A, vücutta vitamin A hâline geçer. Vitamin A, hastalıklara karşı mukâvemet kazandıran, göz ve cilt hastalıklarını önleyen çok faydalı bir maddedir. Tâze havuç, güneş yanıkları vakalarında lapa hâlinde kullanılır. Havuç unu ve suyu çocukların beslenmesinde çok faydalıdır.
havuç tedavisi havuç bitkisi havuç bitkileri havuç faydaları havuç nelere iyi gelir havuç karışımı havuç tedavi yöntemi
sarıkanarya_41
29-11-2008, 23:12
ıhlamurIhlamur (Linde/Tilleul/Linden tree/Linder tree/Tilia/Tilia silvestris/Linden)
Haziran-ağustos ayları arasında beyazımsı-sari renkli, hoş kokulu çiçekler açan, yüksek boylu ağaçtır. Genellikle ormanlarda tabiî olarak bulunursa da, süs ağacı olarak park ve bahçelerde de yetiştirilmektedir. Yaprakları saplı, ucu sivri, kenarları dişli, taban kısımları kalp biçiminde, üst yüzü yeşil, alt yüzü beyazımsı yeşil ve tüylüdür. Çiçekler, en az üçü bir arada olmak üzere sarkık durumlar teşkil eder. Çiçek örtüsü kayık seklinde, sarimsi-yeşil renktedir. Meyveleri küre şekilli ve tek tohumludur.Ihlamur ağacı filizden iyi büyür. Azami bir sene yasar.
Ihlamurun, kış ıhlamuru (T. cordata), yaz ıhlamuru (T. platyphyllos), kırmızı ıhlamur (T. rubra) ve gümüşî ıhlamur (T. tomentosa) gibi türleri bulunmaktadır.
Türkiye’de yetiştiği yerler:
Marmara ve Karadeniz bölgesi.
Kullanıldığı yerler:
Güzel kokulu çiçeklerinden dolayı ve bir gölge ağacı olarak yetiştirilir. Ihlamur çiçeği yatıştırıcı, idrar verici, göğüs yumuşatıcı ve balgam söktürücü olarak çay halinde kullanılır.Ihlamur çiçeği banyosunun da yatıştırıcı bir özelliği vardır. Balla karıştırılıp içilirse mide ülserine faydalıdır. Kan dolaşımını düzenler.
ıhlamur tedavisi ıhlamur bitkisi ıhlamur bitkileri ıhlamur faydaları ıhlamur nelere iyi gelir ıhlamur karışımı ıhlamur tedavi yöntemi
sarıkanarya_41
29-11-2008, 23:12
HindistanceviziHindistancevizi Srilanka, Malezya ve Afrika ülkelerinde yetiştirilir. Baharat olarak kullanılan, bilinen Hindistancevizi meyvesinden farklıdır. Küçük hindistancevizi olarak anılır fakat tamâmen farklı olan bir bitkidir. Tropik bölgelerde (Moluk Adaları) yetişir. Yaz ve kış yeşil olur. 10 m yüksekliğindedir. Avrupalılar buna muskatcevizi de derler. Çünkü Avrupa’ya eskiden Arabistan limanlarından Muskat’tan gönderilirdi. Tohumları tıpta kullanılır. Meyveleri kapsül biçimdedir.
Her kapsül irice bir tohum ihtivâ eder. Tohumun içinde “arillus” denilen ağsı bir örtü vardır. Tohumları ve etli olan aril denilen kısmı kullanılır. Tohumları miristisin, uçucu yağ, nişasta ihtivâ eder. Aromatik kokusundan dolayı bâzı ilaçların bileşimine girer. Sindirim kolaylaştırıcı ve gaz söktürücü etkisi vardır. Bu sebeple bilhassa küçük çocuklara verilir. Etli kısmı da aromatik kokuludur. Yüksek dozları zehirlidir. Türkiye'de yılda 1500 ton civarında tüketilir. Tatlı ve pastacılarda yoğun olarak kullanılır.
Kullanıldığı yerler:
İdrar söktürür. Böbreklerdeki kum ve taşların düşürülmesine yardımcı olur. Mide ağrılarını giderir.
Hindistancevizi tedavisi Hindistancevizi bitkisi Hindistancevizi bitkileri Hindistancevizi faydaları Hindistancevizi nelere iyi gelir Hindistancevizi karışımı Hindistancevizi tedavi yöntemi
sarıkanarya_41
29-11-2008, 23:12
hayıtAyit/Vitex agnus-castus/Agnus castus/Petit poivre
Mineçiçeğigiller familyasından, Bati ve Güney Anadolu'da yasayan bir ağaççıktır. Temmuz aylarında mor renkli çiçekleri açar. Dalları ve yapraklarında, uçucu ve sabit yağ, tanen, sineol, sekerler, kristalize maddeler ve glikozit vardır.
Kullanıldığı yerler:
İdrar söktürür. Sancıları keser. Aybaşı kanamalarını düzenler. Anne sütünü artırır. Hazımsızlığı giderir. Karin ağrısı ve ishali keser. Ayak sislerini indirir. Akrep ve arı sokmalarında kullanılır.
hayıt tedavisi hayıt bitkisi hayıt bitkileri hayıt faydaları hayıt nelere iyi gelir hayıt karışımı hayıt tedavi yöntemi
sarıkanarya_41
29-11-2008, 23:13
havlıcanBir çenekliler sınıfının Zencefilgiller familyasından güzel çiçekli, ıtırlı, çok yıllık, otsu bitkidir. Diğer ismi galangal veya Çin zencefilidir. Toprak üstü sapları çok fazla dallanmış rizomlardan (kök saplarından) çıkar, ilâve sapları da olabilir. Bir metreden fazla yüksekliği vardır. Kırmızı çizgili, çiçekleri beyaz yaprakları bulunur. Havlıcan çok cazip çiçeklerinin ve kokusunun güzelliği sebebiyle aranan bir bitkidir.
Kullanıldığı yerler:
Kurutulmuş rizomlari hamur islerinde kullanılır. Bu rizomlardan elde edilen yağ sari sıvıdır. Serinletici olup, kâfur benzeri kokuya sâhiptir. Kurutulmuş rizomlari ve türevleri acımtırak aromalıdır. Havlıcan kökü, meşrubatlarda, dondurma, şekerlemeler, tarım ürünleri, çikolata çeşitlerinde kullanılabilir. Rizomlari ayrıca zencefil gibi baharat olarak da kullanılır. Tıbbî faydasının çok olduğu bilinmektedir. Kaynatılan suyu bir miktar içilirse mîde ağrılarına, romatizma ve kulunca iyi gelir. Bel gevşekliği, çocukların yatağı kirletmesini önler. Balgam söktürür, tükürük ifrâzâtını arttırır. Ağız kokusunu giderir. Mafsal ağrılarına ve mîde ekşimesine iyi gelir.
havlıcan tedavisi havlıcan bitkisi havlıcan bitkileri havlıcan faydaları havlıcan nelere iyi gelir havlıcan karışımı havlıcan tedavi yöntemi
sarıkanarya_41
29-11-2008, 23:13
hanımeliMayıs ve temmuz aylarında pembemsi beyazımtırak-sari renkli çiçekler açan, 1-3 m yükseklikte, tüysüz veya az tüylü tırmanıcı bir bitkidir. Yapraklar gövde üzerinde karşılıklı-çapraz, derimsi, tüysüz ve alt yüzü az tüylüdür. Aşağıdaki yapraklar kısa saplı ve yumurtamsı şekilde olup, yukarıdakiler ise gövdeyi saracak şekilde tabanlarıyla birleşmiş durumdadır. Güzel kokulu olan çiçekler, tepedeki yaprakların koltuğunda, genellikle üç demet hâlinde, oldukça uzun saplı, başçık tipinde çiçek yaparlar. Çiçekler uzun tüpsü ve sarkık dudaklıdır. Olgunlukta kırmızı renkli üzümsü meyveler verir.
Türkiye’de yetiştiği yerler:
Marmara, Bati ve Güney Anadolu, Karadeniz, Doğu Anadolu.
Kullanıldığı yerler:
Tıpta yaprakları gargara yapmak için, çiçekleri antispazmodik olarak, meyveleri de idrar söktürücü ve kusturucu olarak kullanılır.
hanımeli tedavisi hanımeli bitkisi hanımeli bitkileri hanımeli faydaları hanımeli nelere iyi gelir hanımeli karışımı hanımeli tedavi yöntemi
sarıkanarya_41
29-11-2008, 23:14
incirİncir (Feigenbaum/Figuier/Fig tree/Yemiş/Ficus caria/Figue)
Mart-nisan aylarında çiçek açan, 1,5-6 m yüksekliğinde, süt taşıyan iki evcikli bir ağaçtır. Yabanî olarak bulunursa da, daha çok yetiştirilir. Yemiş olarak da bilinir. Erkek bitkiler Ficus carica varyete caprificus (baba incir), dişi bitkiler Ficus carica varyete domestica (yenen incir) ismini alırlar. Çiçekler, çukurlaşarak armut biçimini almış ve etlenmiş olan çiçek tablasının iç çeperinde toplu bir hâlde çiçek durumlarını teşkil ederler.
Baba incirin çiçek durumunda çiçek tablasının ağıza yakın kısımda erkek çiçekler, daha aşağı kısımlarında ise mazi çiçeği denilen verimsiz dişi çiçekler bulunmaktadır. Yenilmekte olan incirin tozlaşması mazi böcekleri (Blastophaga grossorum) tarafından yapılmaktadır. Böcekler yumurtalarını mazi çiçeklerinin yumurtalıklarına bırakırlar. Genç böcekler çiçek tablasını terk ederken, çiçek tablasının ağız kısmına yakın bulunan olgun erkek organ basçıklarına süründüklerinden, üzerlerindeki çiçek tozları ile gitmiş oldukları dişi bir bitkinin dişi çiçeğini dölleyebilirler. Olgunlaşma esnâsında çiçek tablasının çeperiyle, çiçeğin taç yaprakları etlenip tatlılaşarak incir denen yalancı meyve hâsıl ederler. Asil meyveler esmer renkli olan sert çekirdeğimsi kısımlardır. Yurdumuzda incir en çok İzmir-Aydın yöresinde yetiştirilmektedir. En meşhur ve en lezzetli incir de İzmir inciridir. İzmir incirinin dışında seker inciri, mor incir, Sultan Selim inciri, yediveren inciri, kavak inciri ve patlıcan inciri gibi çeşitleri de vardır. Sultan Selim ve kavak inciri İstanbul ve çevresinde yetiştirilen mor renkli ve tatlı bir incirdir. İncirin kurutulmuşu da çok değerli olup, iyi bir besin kaynağıdır. Kuru incirlerin de ince kabuklu ve çok tatlı olan “sarı lop” ve kalın kabuklu hafif yeşilimsi “gök lop” gibi çeşitleri vardır.
Türkiye’de yetiştiği yerler:
Ege ve Akdeniz bölgesi.
Kullanıldığı yerler:
İncir meyvelerinde seker, organik asitler, sâbit yağ ve vitaminler (A,B,C) vardır. Meyveleri gerek yas olarak gerek kuru olarak yenmektedir. Kuru meyveler balgam söktürücü olarak, yumuşatıcı olarak kullanılır. Halk arasında sütle kaynatılan incir ses kısıklığına karşı kullanılır. İncir, kalbe ferahlık verir. Kuluncu ve sindirim organı sancılarını giderir. Ayrıca, yas dalları kırıldığında akan sütümsü beyaz sıvı, nasır ve siğillere sürülürse tedavi eder.
incir tedavisi incir bitkisi incir bitkileri incir faydaları incir nelere iyi gelir incir karışımı incir tedavi yöntemi
sarıkanarya_41
29-11-2008, 23:14
haşhaşYüzyıllardan beri ekilmekte olan bir kültür bitkisidir. Haşhaş ziraatının ilk defa nerede başlamış olduğu kesin olarak belli değildir. Bâzı yazarlara göre Akdeniz havzası, Anadolu ve Mezopotamya’dır. Türklerin eski anayurtları olan Orta Asya’da haşhaş ziraatını yapmakta oldukları ve göçler ile bu kültürü etrafa yaydıkları düşünülmektedir. Etiler zamanında Anadolu’da haşhaş ekimi yapıldığı arkeolojik kazılarla ortaya çıkmıştır. Anadolu birçok coğrafik ve ekolojik haşhaş gruplarının toplandığı bir yerdir. Bu sebeple Anadolu’da çok çeşitli haşhaş gruplarına rastlanır. Türkiye’de yetiştirilen haşhaş iki alt türe ayrılmaktadır:
1) Papaver somniferum alt tür anatolicum (Körhashas):
Bitki 50-120 cm boyunda, az veya orta dallı, kapsülleri büyük(5 cm çaplı), kalın kabuklu, konik, yuvarlak,olgunlaşınca delikleri açılmayan türdür.
Bu alt türün de beyaz ve mor çiçekli olan varyeteleri (çeşit) vardır.
Varyete albescens (Akhashas):
Çiçekler saf beyaz, tohumlar beyaz veya devetüyü renklidir. Ekilmekte olan haşhaşların % 60-70’ini bu varyete teşkil etmektedir. Bilhassa soft bölgede (Amasya, Tokat, Çorum, Malatya) ekilmektedir.
Varyete violascens (Karahashas, Gökhashas):
Çiçekler açık veya koyu mor, tohumlar gri veya kahverengidir. Yukarıdaki varyeteye göre daha az ve genellikle onunla birlikte ekilmektedir.
2) Papaver somniferum alttür spontaneum (Açikhashas):
Bitki 60-100 cm boyunda, kapsülleri küçük (2,5 cm çaplı), çok ve nadiren orta dallı, ince kabuklu olup olgunlaşınca kapsül meyvede delikler açılır. Bu alt türün de varyeteleri vardır. Ekimi körhashas alt türünün varyetelerine göre az olmakla beraber Bilecik, Kütahya, Uşak, Afyon, Burdur, Isparta, Denizli ve haşhaş zirâatı yapılan hemen her mıntıkada bulunur. Varyete violaceum’un çiçekleri açık mordan koyu mora kadar değişen renkli, dip kısımları koyu mor renklidir. Tohumlar mavimsi-gri veya kahverengidir. Anadolu’da açık haşhaşın en çok rastlanan varyetesidir.
Türkiye’de yetiştiği yerler:
Anadolu.
Kullanıldığı yerler:
Bitkinin kullanılan kısımları ham meyvelerinin çizilmesi ile elde edilen afyon, kurutulmuş ham meyveler, yapraklar, tohumları ve tohumlarından elde edilen yağıdır. Haşhaş yaprağı elde edildiği alt türe ve gövdedeki yerine göre sekli az çok değişir. Bilhassa hâricen kullanılan bâzı merhemlerin bileşimine girer ve ağrı dindiricidir. Haşhaşbaşı, haşhaşın olgunlaşmasından, sütlüyken toplanan ve kurutulan, tohumları çıkarılan kapsül meyveleridir. Bileşiminde toplanma zamanına göre değişen afyon alkaloitleri vardır. Harici ağrı dindirici olarak, özellikle diş hekimliğinde kullanılır. Tohumlarının yağı ise, tohumları soğukta tazyik edilmesi sûretiyle elde edilen yağdır. Soğukta elde edilen yağın bileşiminde asitler az, sıcakta elde edilen yağın ise asitleri fazladır. Soğukta elde edilen yağ, bâzı merhemlerin bileşimine girer. Sıcakta elde edilen yağ, yemek yağı ve sanayide sabun yapımında kullanılır. İçerdiği zehirli maddeler dolayısıyla, hekim kontrolü ve tavsiyesi olmadan kesinlikle kullanılmamalıdır.
haşhaş tedavisi haşhaş bitkisi haşhaş bitkileri haşhaş faydaları haşhaş nelere iyi gelir haşhaş karışımı haşhaş tedavi yöntemi
sarıkanarya_41
29-11-2008, 23:15
iğdeKışın yapraklarını döken veya dâimâ yeşil kalan, çalı veya ağaç hâlinde olan, çok dallanmış, dikenli veya dikensiz odunsu bitkilerin meyvesine denir. Ağacının, sürgünleri çoğunlukla dikenlidir. Tomurcukları küçük, kısa saplıdır. Yapraklar dar, şerit hâlinde ve tam kenarlıdır. Yapraklar ve sürgünler gümüşî renkli tüylerle örtülmüştür.
Haziranda açan çiçekler kısa salkımlar halinde sürgünlerin aşağı kısmında kümeler hâlinde yer alır. Çiçeklerin dış tarafı gümüşî beyaz, iç tarafı sari renkte olup, çok hoş kokuludur. İğdenin vatani Akdeniz bölgesidir. Kus iğdesi adı verilen Eleognus angustifolia, Anadolu’nun hemen hemen her tarafında yetişir. Bağ ve bahçe kenarlarında çit bitkisi olarak da kullanılır. 7-8 m boylanabilir ve baygın kokuludur. Bu türün meyvesi makbul olmayıp, kültüre alınmış olan çeşidine, E. angustifolia varyete orientalis denir.
Kullanıldığı yerler:
Anadolu’da bağ ve bahçelerde tatlı meyvelerinden dolayı meyve ağacı olarak yetiştirilmektedir. Meyveleri zeytin meyvesi büyüklüğünde ve sarimsi-kahve renginde olup yenilebilir. Bağırsak bozukluklarını ve ağız pasını gidermek için kullanılır.
iğde tedavisi iğde bitkisi iğde bitkileri iğde faydaları iğde nelere iyi gelir iğde karışımı iğde tedavi yöntemi
sarıkanarya_41
29-11-2008, 23:16
aslan pençesiArslanpençesi (Alchemilla vulgaris/arvensis),halk dilinde şebnemli ve arslanayağı adıyla da anılır. Genelde, orman ve yol kıyılarında, bayırlarda, yüksek yörelerdeki nemli çayırlarda,ve dağlık bölgelerde yetişir. Güzel bir görünümü olan, 7-9 parmaklı yapraklarının kenarları dişlidir. Oldukça sağlam olan sapı pek yüksek değildir ve pek dikkat çekmeyen sarımsı yeşil yaprakları özellikle Mayıs'tan Haziran'a kadar, ama daha sonraları da görülebilir.
Bitkinin yaprakları bazen toprağın üstüne kapanırlar ve sabahleyin yaprağın ortasında bir çiğ damlası görülür. Bin metrenin üstündeki bölgelerde arslanpençesi daha çok gümüş rengindedir ve kireçli topraklarda olduğu kadar, ilk kütle zeminlerinde de yetişir. Her iki bitki cinsi de, çiçek açma zamanında tümüyle, daha sonra ise yalnızca yaprak olarak toplanır ve kurutulur.
Özellikle kadın hastalıklarına karşı kullanılır. Hıristiyanlığın ilk günlerinden beri Bakire Meryemin adıyla anılmıştır. Arslanpençesi, yalnızca adet görme düzensizlikleri, dölyolları akıntısı, dölyatağı (rahim) şikayetleri ve menopoz çağındaki rahatsızlıklarda rahatlatıcı etkiler yapmakla kalmayıp, ergenliğe geçişte de, civanperçemi ile birlikte kullanıldığında, adet görmeyi düzene sokar. Bazı genç kızlarda adet hallerinin doktorların verdiği ilaçlarla bile başlamaması durumunda, arslanpençesi civanperçemi ile eşit karıştırılarak kullanıldığında, her şeyi yoluna koyar. Arslanpençesi, toplattırıcı olarak da çok etkilidir ve çabuk iyileştirir. Yara ateşlenmesine, apseli yaralara ve ihmal edilmiş çıbanlara karşı, su toplayıcı ve kalp güçlendirici ilaç olarak kullanılır. Diş çektirdikten sonra, arslanpençesi çayı, önerilebilecek ilaçların en başında gelir. Yinelenen gargaralar sayesinde, yara bir gün içinde kapanır. Ayrıca, kas ve organ yorgunluklarında ve kansızlık hallerinde de yardımcı olur. Zor doğum yapan ve düşük yapmaya yatkın kadınlarda, ceninin dölyatağındaki durumunu sağlamlaştırmakta, doğum yaralanmaları ve dölyatağı gevşekliğinde, dölyatağı kasları yorgunluğunda arslanpençesi en önde gelen yardımcıdır. Bu tür kadınlar, üçüncü aydan sonra bitki çayını içmelidirler. O, tüm kadın hastalıklarında kullanılabilen, her derde deva bir bitkidir ve çobançantası ile birlikte kullanıldığında, dölyatağı sarkmasında (prolapsus) ve fıtıklarda bile yardımcı olur. Bu son iki rahatsızlıkta, elden geldiğince, yeni toplanmış taze aslanpençesinin çayından günde 4 bardak içilmelidir. Ayrıca, belirli bölgelere çobançantası tentürü ile masaj yapılmalıdır . Dölyatağı sarkmalarında (prolapsus), masaja vajinanın üstünden başlayarak, yukarı doğru çıkılmalıdır. Bu durumlarda, aynı zamanda civanperçemi oturma banyoları da yapılmalıdır. Atalarımız bu bitkiyi yara otu olarak, sara ve kırıklarda, içten ve dıştan kullanırlarmış. İşte, çok eski bir bitki kitabından birkaç satır : “Bir insan hasta olduğunda, ister genç ister yaşlı olsun, iki avuç dolusu aslanpençesini bir litre suya atsın ve suyu, içinde katı bir yumurta pişecek kadar kaynattıktan sonra ondan içsin.” Günümüzde bu bitki, çok eski çağlardan beri kanıtlanmış olduğu yerini yeniden almıştır. özellikle İsviçreli Herbalist Künzle belirtiyor: “Eğer bu bitki zamanında ve uzun bir süre kullanılmış olsaydı, kadın hastalıkları ile ilgili ameliyatların üçte ikisine gerek kalmazdı. ” (Referans1:M.Treben)
Yüksek yerlerde yetişen bitkilerin yapraklarının altı parlak gümüş renginde olur. Bitkinin bu türü özellikle bedende yağ birikimine karşı başarıyla kullanılabilir. Günde 2-3 bardak çay uygundur. Uyku düzensizliği çekenlere de çok yardımcı olur. Şeker ondan sık sık içmelidirler. Banyo sularına arslanpençesi kaynama suyu eklenen güçsüz çocuklar, kısa süre içinde güçlenmeye başlarlar. Bir banyo için 200g kuru bitki kullanılır. Çobançantası bölümünde de belirtilmiş olduğu gibi, arslanpençesi, çobançantası ile birlikte, kas erimesi ve ağır, iyileştirilemez kan hastalıklarına karşı kullanılır. Skleroz’da (organ sertleşmesi) da bu çok değerli bitki büyük yardımlar sağlar. Yeni edindiğim bilgilere göre, arslanpençesi çayı, içilerek ve kalp banyolarında uygulanılarak, ağır kalp kası hastalıklarında çok kısa bir süre içinde önemli iyileşmeler sağlıyormuş. Yaradan'ımız, çok değerli bir kayra olarak, her hastalık için bir şifalı bitki yetişmesini sağlamış. Bunun için O'na hiçbir zaman yeterince teşekkür edemeyiz!
Kullanım Biçimleri :
Çay hazırlamak : Yarım tatlı kaşığı kurutulmuş ve ince kıyılmış bitki, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır ve demlenmesi için 5-6 dakika kadar beklendikten sonra süzülür. Günde 2-3 bardak içilir.
Banyo Katkısı : Bir tam banyo için 5-6 avuç dolusu taze bitki veya 200g kurutulmuş bitki, gece boyunca soğuk suda bekletilir. Ertesi gün, kaynama derecesine kadar ısıtılır ve demlenmesi için 5-6 dakika bekledikten sonra süzülür ve banyo suyuna eklenir.
Bitki Lapa Kompresi : Yeterince taze bitki iyice yıkanır, bir tahta tablanın üstünde merdane ile iyice ezilir ve hasta bölgeye uygulanır..
Referanslar:
1-"Gesundheit aus der Apotheke Gottes" "Tanrı'nın Eczanesinden Saglık", Maria Treben
2-Türkiye'de Bitkilerle Tedavi, Prof.Dr. Turhan Baytop, I.U Eczacılık Fak.
aslan pençesi tedavisi aslan pençesi bitkisi aslan pençesi bitkileri aslan pençesi faydaları aslan pençesi nelere iyi gelir aslan pençesi karışımı aslan pençesi tedavi yöntemi
sarıkanarya_41
29-11-2008, 23:16
ceviz yaprağıCeviz Ağacı (Junglans Regia), daha yapraklanmadan, Mayıs' ta çiçeklenir. Taze yaprakları Haziran' da, kolayca delinebilecek durumdaki meyveleri Haziran ortasında ve olgunları ise Eylül'de toplanır. 25-30 m kadar yüksekliğe ulaşabilen, kışın yaprak döken gösterişli bir ağaçtır. Yapraklar tek tüysü, yaprakçıklar tam kenarlı ve kuvvetli kokuludur. Drog elde etmek için yapraklar Haziran ve Temmuz aylarında toplanır, havadar ve gölgeli bir yere serilerek kurutulur ve ince kıyılarak hava almayan kaplarda saklanır. Ceviz ağacı, Kuzey doğu ve doğu Anadolu' da yabani olarak yetiştiği gibi, bahçelerde de yetiştirilmektedir. Yaprakları tanen, eterli uçucu yağ, juglan (mantar hastalıklarına karşı etkili), C vitamini ve flavonlar içermektedir.
Ceviz yaprağının kan durdurucu-sıkıştırıcı (astringent), kuvvetlendirici (tonik) ve bağırsak kurtlarını veya solucanlarını düşürücü (antihelmintik) etkisi vardır. Yaprak çayı, sindirim bozukluklarında, kabızlıkta, iştahsızlıklarda ve kan temizliğinde etkilidir. Başarıyla kullanıldığı öteki hastalıklar ise, ş ve sarılıktır. İştah açıcı, kan şekerini düşürücü ve kuvvet verici etkileri vardır. Deri hastalıklarında antiseptik olarak haricen kullanılır. Ceviz yaprağı kaynatılarak, tüm sıraca (scrofula), frengi (sifilis), egzema (mayasıl), herpes (uçuk) ve raşitik hastalıklarda, kemik çürümesinde, kemik deformasyonunda ve ayrıca, iltihaplı el ve ayak tırnaklarında kullanılabilen çok etkili bir banyo katkısı elde edilir. Favus ve uyuz hastalıklarında, hasta bölgeler, taze ceviz yaprağının kaynama suyu ile yıkandığında, kısa sürede düzelme görülecektir. Bu suyla yapılan banyolar, yıkamalar, ergenlik sivilcesine, iltihaplı egzemalara, ayak terine ve kadınların akıntılarına iyi gelir. Ağız boşluğu iltihabı, dişeti, boğaz ve gırtlak hastalıklarında gargara yapılmalıdır.
Ceviz yaprağının kaynama suyu banyo suyuna eklendiğinde, donuk kabarcıkları iyileşir. Ceviz yaprağı kaynama suyu, hızlı saç dökülmelerinde de kafa derisine friksiyon (ovarak sürme) yapmakla kullanılır. Bu sıvı ayrıca, kafa bitine karşı da çok etklidir.
Haziran ortasında toplanan cevizlerden, mide, karaciğer ve kanı temizleyen, mide yorgunluğunu ve bağırsak çürüklüğünü gideren çok etkili bir ceviz tentürü elde edilir. Bu tentür, ayrıca kan koyuluğuna karşı da çok yararlıdır.
UYARILAR: İçerdiği tanen maddesi duyarlı kişilerde bazen mide bulantısı veya kusmaya yol açabilir. Bunun dışında, ceviz yaprağının bilinen bir yan etkisi yoktur. (Referans3)
Kullanım Biçimleri:
Çay hazırlamak:
1) Yarım veya bir tatlı kaşığı ince kıyılmış yaprak, orta boy 1 su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır, 4-5 dakika demlendirilir ve süzülür. Gün boyunca 1 veya 2 bardak yudumlanarak içilir. (Referans1)
2) Yarım veya bir tatlı kaşığı ince kıyılmış yaprak, orta boy 1 su bardağı dolusu soğuk suya eklenir, kaynama derecesine kadar ısıtılır ve 2-3 dakika boyunca hafif ısıda kaynatılır. Süzülen çay kullanıma hazırdır. Günde 2-3 bardak içilir. (Referans3)
Banyo ve Yıkama Katkısı: Tam banyolar için, iki büyük avuç ince kıyılmış yaprak, akşamdan 2-3 lt suya eklenir. Sabahleyin hafif ateşte 4-5 dakika kaynadıktan sonra süzülür ve banyo suyuna eklenir. Gerektiğinde, bitki miktarı bir misli arttırılabilir.
Tentür hazırlamak: Haziran ortasında, 20 kadar genç ceviz dörde bölünerek bir cam kavanoza koyulur ve üstüne 1 lt kanyak eklenir. Kanyak, cevizlerin üstüne çıkmalıdır. Ağzı iyice kapanan kavanoz 14 gün boyunca güneşte veya sıcak bir ortamda, arada bir çalkalanarak bekletilir. Sonra süzülerek koyu renkli şişelere doldurulur.
Referanslar:
1-"Gesundheit aus der Apotheke Gottes" "Tanrı'nın Eczanesinden Sağlık", Maria Treben
2-Türkiye'de Bitkilerle Tedavi, Prof.Dr. Turhan Baytop, I.U Eczacılık Fak.
3- "Bir Yudum Sağlık", N.Eröztürk,Anahtar Kitaplar Yayınevi, İstanbul,2000
ceviz yaprağı tedavisi ceviz yaprağı bitkisi ceviz yaprağı bitkileri ceviz yaprağı faydaları ceviz yaprağı nelere iyi gelir ceviz yaprağı karışımı ceviz yaprağı tedavi yöntemi
sarıkanarya_41
29-11-2008, 23:17
kekikKekik (Thymus serpyllum, Thymus vulgaris) çimenlik tarla kıyılarında, orman kıyılarında, ve çayırlardaki karınca yuvalarının üstünde yer almaktan hoşlanır. Güneş ve sıcak istediği için, toprak sıcaklığının fazla olduğu kayalık ve dağlık bölgelere çoğalır. Güneşli öğlen sıcaklarında menekşe renkli çiçeklerinden yayılan güzel koku, arıları ve böcekleri kendisine çeker. Kendilerine özgü bir kokuya sahip olan bu çiçekler beni çocukluğumdan beri etkilemiştir.
Ülkemizde kekik adı altında Origanum (Mercanköşk türleri) türlerinden elde edilen drogun satışı yapılmaktadır. Eterli uçucu yağ; Thymol (%50 civarında), Carvacrol, Borneol, Cymol, Pimen, Tanen ve flavonlar içerir. Öncelikle baharat olarak kullanılır. Yağlı ve ağır yemeklerin tadını zenginleştirir, sindirimi kolaylaştırır. Şifalı bitki olarak kekik; öncelikle kramp çözücü, dezenfekte edici ve balgam söktürücü olarak kullanılır. Akciğer ve bronşlar, mide ve bağırsaklar, kekiğin başlıca kullanım alanlarıdır. Bitkinin önemli etken maddesi olan eterli uçucu yağlar kana karışıp, bronşiyal kasları etkileyerek, krampları çözebilir. Aymı zamanda o bölgelerde bakteri oluşumunu önler. Öksürük ve üst solunum yolları iltihabında çay içimi ve gargara biçiminde kullanılmalıdır. Kekik iştah açar ve sindirim sistemini uyarır. Sindirim sisteminde görülen ekşimeler ve kramplı ağrılar bir bardak kekik çayı ile geçiştirilebilir, kötü kokulu ve yumuşak dışkı normalleşir. Boğmaca ve öksürük, sinir sistemi zafiyeti, romatizma ve bağırsak hastalıklarına karşı, çay içiminin yanısıra, kekik banyoları da çok yararlıdır. Güçzüz, zayıf ve solgun çocuklara da kekik banyosu yaptırılabilir. Kekik çayı ile ayrıca adet kanamaları dengelenebilir, adet zamanlarındaki kramplı ağrılar geçiştirilebilir, ergenlik sivilceleri iyileştirilebilir. kekik çayı içimi ve kekikle karıştırılmış bal yenmesiyle organizma güçlendirilebilir ve dengeye kavuşturulabilir. Kekik tentürü friksiyonları ile (ovarak sürme) romatizmal ağrılar, sinirsel rahatsızlıklar ve organ titreklikleri tedavi edilebilir. Sıcak kekik yastıkları ağrılı bölgenin üstüne konularak büyük rahatlıklar sağlanabilir. Bu küçük bitki yastıklarını herkes hazırlayabilir. Kekik, öksürük ve mide rahatsızlıklarına karşı başka bitkilerle karıştırılarak daha da başarılı biçimde kullanılabilir.
Kekik çayı, bedenin değerli organlarını temizler.” Sabahları kahve veya çay yerine bir bardak kekik çayı içen, etkisini kısa sürede fark edecektir: Zeka keskinliği, midede rahatlık, sabah öksürüğüne tutulmamak ve genel bir rahatlık. Kekik, papatya ve civanperçemi, güneşli havada toplanıp, bir kuru bitki yastığı hazırlanır. Bu yastığı uygularken, bir yandan da aynı bitkilerin karışımından hazırlanmış çay içildiğinde, sinirsel yüz ağrıları iyileşir. Eğer aynı zamanda kramp da varsa, kurutulmuş kurtpençesi yastığı uygulamak gerekir. 79 yaşındaki bir çiftçi, 27 yıldır ağır bir sinirsel yüz ağrısı çekmekteydi. Hatta, birkaç kere yüz ameliyatı bile geçirmişti. Bu hastalığa, bir gün sırılsıklam eve geldiğinde, kurulanma olanağı bulamadan yine dışarı çıktığında yakalanmış. Hastalığın son zamanlarında, ağzının bir ucu, büyük ağrılar eşliğinde kulağına kadar çekilmişti. İlk olarak İsveç iksiri kompresleri hafif bir rahatlık sağladı. Ama yukarıda belirtilen bitkiler güneşli havada toplandıktan sonra hazırlanan bitki yastığı uygulandığında,hızla büyük bir düzelme başladı. Sağlığına tam olarak kavuştuktan sonra da bu bitkilerin çayını içmeyi sürdürdü (Referans1). Çocuğum 4 yaşlarında iken geçirmiş olduğu tifo hastalığından sonra bir türlü kendine gelememişti. İki yıl sonra bir gün, tanıdığımız birinin önerdiği kekik banyosunda 20 dakika kaldıktan sonra, banyodan çıkardığım sanki başka bir çocuktu. Sanki bir mantonun düğmesi açılmışçasına, çocuğumun üstündeki tüm hastalıklar sıyrılıverdi ve o günden sonra da gözle görülür bir biçimde güçlenip serpildi (M.Treben :Referans1). Kekik, çiçeklenme zamanı olan haziran- ağustos arasında toplanır ve öğlen sıcağında toplananları en etkili olanlarıdır. Kekik yağı, kötürümlükte, kalp krizlerinde, organ sertleşmesinde (skleroz ), kas erimesinde, romatizmada ve burkulmalarda kullanılabilir. Mide ve dölyatağı kramplarında bitkinin içten ve dıştan kullanılması önerilir. Günde 2 bardak kekik çayı içilmelidir. Dıştan kullanıldığında, bitkilerin sap ve çiçeklerinden hazırlanmış bir kuru bitki yastığı uygulanmalıdır. Yatmadan önce bu yastık sıcak hava ile ısıtılır (kaloriferin üzerine koyarak veya saç kurutma makinası kullanılabilir) ve midenin veya dölyatağının (rahim) üstüne koyulur. Tümörlerde, eziklerde ve eskimiş romatizmalarda da bu yastık önerilir. Solunum yolları hastalıklarında, kekik, sinirliot ile birlikte çok eski zamanlardan beri kullanılmakta olan etkili bir yöntemdir. Balgamlı bronşitlerde, bronşiyal astımda ve hatta boğmacada, kekik ile sinirliot karışımını çayı, limon ve nöbet şekeri ile karıştırılarak, günde 4-5 bardak içilmelidir. Zatürre tehlikesine karşı bu çay saatte 1 yudum içildiğinde etkisini gösterecektir. Çok şükür ki, kekik pek çok kişi tarafından hala anımsanmaktadır. Ama buna karşın, buzdolabından alınan su ve meşrubatların çocuklara içirilmesiyle, onların kronik bronşit hastası olabilecekleri hiç düşünülmüyor. Bu tür hastalıklar, daha sonraki yıllarda en ağır amfizemlere ve soluk alma zorluklarına neden olabiliyor. Kekik'in, alkol bağımlılığına karşı kullanılabileceğini de unutmamak gerekir. Bir avuç dolusu bitki, 1 litre kaynar suda haşlanır ve demlenmesi için 2 dakika beklenir. Çay termosa koyulur ve hastaya 15 dakikada 1 yemek kaşığı içirilir. Sonra mide bulanması, kusma, dışkı ve idrar çıkarma, terleme, yemek ve içmek için duyulan büyük iştah izler. Bu uygulama doğal olarak bir kerede kalmamalı ve gerektiğince yinelenmelidir. Kekik, sara krizlerine karşı da önerilir. Günde 2 bardak içilen bitki çayı yalnızca krizler arasında değil, yıl boyunca, 10 günlük aralarla 2-3 haftalık kürler halinde uygulanmalıdır.
UYARILAR : Kekik Çayı, içerisindeki en etkili madde olan eterli uçucu yağın (Thymol) yitirilmemesi için hiçbir zaman kaynatılmaz! Hamilelerin (Düşükleri kolaylaştırır ve bebeğin rahimden çıkmasını çabuklaştırır.) kullanmaması tavsiye edilir. Önerilen dozlar aşılmadığında, bilinen hiçbir yan etkisi yoktur. Fakat kekik yağının içten kullanımında aşırılığa kaçılması, tiroid bezinin işlevini arttırabilir. Bu nedenle guatr hastalarının kekik yağını kullanmaması tavsiye edilmektedir. Kekik çayı içimi ise böyle bir duruma yol açmaz.
Kullanım Biçimleri :
Çay hazırlamak : Yarım veya bir tatlı kaşığı kurutulup, ince kıyılmış kekik,orta boy bir su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır, üstü kapatılarak 8-10 dakika demlendirilir ve süzülür. Günde 2-3 bardak yeni demlenmiş olarak, aç karnına veya öğün aralarında, soğutulmadan ve yudumlanarak içilir.
Kekik Banyosu: 70-100 gr kurutulmuş kekik bir tülbentin içine gevşekçe bağlanarak 2-3 litre soğuk suya eklenir. Kaynama derecesine kadar ısıtıldıktan sonra (kaynatılmaz), üstü kapalı olarak 15 dakika demlendirilir. Tülbentteki posa iyice sıkıldıktan sonra sıcak banyo suyuna (Küvet) eklenir. Banyo suyu sıcaklığı 37-38 derece arasında olmalıdır ve banyo süresi 15-20 dakikayı aşmamalıdır. Bu süre boyunca küvet içerisinde oturularak yapılan banyodan sonra üşütülmemeli ve bir bornoza sarılınarak yatakta bir süre dinlenilmelidir.
Kekik Tentürü : Öğlen güneşinde toplanmış ve ince kıyılmış çiçekli dallar, gevşekçe, bir şişenin boğazına kadar doldurulur, üstüne konyak veya 35-40 derecelik etil alkol, bitkilerin üstüne çıkana kadar eklenir.14 gün boyunca, arada bir çalkalanarak, güneşli ve sıcak bir ortamda bekletilir, sonra tülbentten geçirilerek süzülür. Koyu renkli şişelerde, serin bir ortamda saklanmalıdır.
Bitki yastığı: Öğlen güneşinde toplanıp kurutulmuş çiçekli dallar, ince kıyılarak keten bezinden yapılmış bir yastığa doldurulur ve ağzı dikilir.yatmadan önce sıcak, kuru hava ile (Örnek : Kaloriferin üzerinde veya saç kurutma makinası kullanılabilir) ısıtılır ve hasta organın üstüne koyulur.
Kekik Yağı: Aynı tentür işlemi gibidir, konyak yerine, sızma zeytinyağı kullanılır. Bir şişenin içine doldurulan çiçeklerin üstüne sızma zeytin yağı eklenerek, 10 gün güneşte bekletilir ve kullanılacak kadarı süzülür.
Karışım: Öksürüğe karşı, 2 ölçü kekik, 1 ölçü sinirliot, 1 ölçü ezilmiş anason iyice karıştırılır. Bir tatlı kaşığı bitki "Çay Hazırlamak" başlığı altında belirtildiği şekilde demlenir ve balla tatlandırılarak, küçük yudumlarla içilir.
Referanslar:
1-"Gesundheit aus der Apotheke Gottes" "Tanrı'nın Eczanesinden Saglık", Maria Treben
2-Türkiye'de Bitkilerle Tedavi, Prof.Dr. Turhan Baytop, I.U Eczacılık Fak.
3-"Bir Yudum Sağlık", N.Eröztürk,Anahtar yayınları,İstanbul,2000
kekik tedavisi kekik bitkisi kekik bitkileri kekik faydaları kekik nelere iyi gelir kekik karışımı kekik tedavi yöntemi
sarıkanarya_41
29-11-2008, 23:17
Ebegümeci Küçük yapraklı ebegümeci (Malva Vulgaris), çit,yol ve eski duvar kıyılarında, harabeliklerde, ama yalnızca insanların yaşadıkları yerlerin çok yakınlarında yetişir. Büyük yapraklı ebegümeci (Malva Grandfolia) ve öteki değişik cinsleri genellikle çiçek ve sebze bahçelerinde yetişir. Anadolu'da 8 Malva türü yetişmekte olup, bunların çiçek ve yaprakları bir ayrım yapılmaksızın "Ebegümeci" olarak kullanılmaktadır. Bu bitkilerin hepsi de yapraklarında, çiçeklerinde ve saplarında (bamyada olduğu gibi) bir sümüksel madde içerirler.
Küçük yapraklı bitkinin uzun saplarının ucundaki yapraklar yuvarlak ve çentiklidir. Açık pembeden eflatun rengine kadar değişebilen renkte çiçek açarlar.Bir de yuvarlak meyvesi vardır. Çiçekleri, yaprakları ve sapları, Haziran'dan Eylül'e kadar toplanabilir. Bitki, kurutulduğunda özelliklerinin bir bölümünü yitireceği için, elden geldiğince taze kullanılması gerekir. Ama kurutulmuş bitki yine de kullanılabilir.
Ebegümeci çayı özellikle mukoza iltihaplarında, gastrit, mesane iltihabı, mide ve bağırsak mukoza iltihabında ve ağız boşluğu iltihabında olduğu kadar, mide ve bağırsak ülserinde de başarıyla kullanılabilir. Ama bu son iki hastalık için, arpa ile karışık bir çorba hazırlamak gerekmektedir. Önce arpa kaynatılır ve soğuduktan sonra bitki yaprakları eklenir. Ayrıca, akciğer balgamlanmalarında, bronşiyal nezlede, öksürük ve aşırı ses kısıklığında özellikle önerilir. Gırtlak ve bademcik iltihabı ve ağız kuruluğunda da başarıyla kullanılabilir. Bitki, sümüksel özelliğinin yitirilmemesi için, geceden soğuk suya koyularak demlenmelidir. Günlük kullanım için 2 veya 3 bardak ılıklaştırıp, gün boyunca yudumlanarak içilmelidir.
Nefes darlığına yol açan akciğer amfizemi bile ebegümeci çayı ile iyileştirilebilir. Bu durumda, günde en az 3 bardak çay içilmeli ve süzüldükten sonre geriye kalan yapraklar iyice ısıtılarak bronşların ve akciğerin üstüne geceleyin kompres olarak uygulanmalıdır. Oldukça ender görülen gözyaşı azlığı durumunda da, gözlere ebegümeci banyosu ve kompresi uygulandığında, çok iyi sonuçlar alınabilir. Kaşınan ve yanan yüz alerjilerinde de, yüzü ılık ebegümeci çayı ile yıkamak rahatlatıcıdır.
Ebegümeci dıştan, kırıklardan veya damar iltihaplarından kaynaklanan yaralarda, çıbanlarda, şiş ayak ve ellerde kullanılır. Kaşınan ve yanan deri alerjilerinde yapılan ebegümeci çayı yıkamaları çok rahatlatıcıdır. Bu durumlarda, ayak ve el banyoları yapılmalıdır. Bu banyolarda çok iyi sonuçlar alındığını söyleyebilirim (M.Treben). Özellikle kırık ayak kemiklerinde, yük taşımak zorunda kalan ayağın şişmesi halinde, ebegümeci harikalar yaratır. Bir keresinde, komşum (Ref1: M.Treben) olan bir hanım ayak kemiğini kırmıştı. Sürekli problem yaratan bu kırık yüzünden, bir süre sonra yeniden hastaneye yatmak zorunda kalmıştı. Hastaneden çıktığında rastladım ona (M.Treben). Sakat ayağı dizkapağına kadar şişmiş ve baston kullandığı halde güçlükle yürüyebiliyordu. İşte o zaman onunla ebegümeci topladık (M.Treben) ve ertesi gün ayak banyolarına başladı. Bir hafta sonra bastonsuz yürümeye başladı. Sağ el bileği kırılmış başka bir kadında da aynı olayı yaşadım (Ref1: M.Treben). Bu ev kadını da, sağ elini kullanmakta zorluk çekiyordu. Sakat el geceleri ağrıyor ve sık sık şişiyordu. Ona da ebegümeci kullanmasını önerdim (M.Treben) ve kısa sürede başarılı bir sonuca ulaşıldı.
Açık yaralı şiş bir bacak, kişi ne kadar yaşlı olursa olsun, uzun süre bekletilmemelidir. Burada da ebegümeci banyoları, sinirliot ile birlikte yardımcı olacaktır. Sinirliot, iyice yıkanıp hafifçe ezildikten sonra yaranın üstüne yatırılmalıdır. Yara, 10 veya 15 yıldır kapanmamış olsa bile, en geç bir kaç gün içinde kapanacak ve bir daha da açılmayacaktır. Eğer böyle bir yara yüzünden acı çekiyorsanız, mutlaka dar yapraklı sinirliotu kullanınız. Yaranın ne kadar çabuk kapandığını görerek şaşıracaksınız ve bu satırları okurken, sakın Bayan Treben abartıyor diye düşünmeyiniz! Söylediklerimde ısrar ediyorum, çünkü onların gerçek olduğunu biliyorum. (Referans1: M.Treben)
Şimdi, kulağa mucize gibi gelebilecek, ama gerçeklere dayanan bir öykü anlatmak istiyorum (M.Treben). Bu küçücük bitkinin şifalı gücüne şaşmamak elde değil. Bir gün Linz'deki Tiyatro Gazinosunda yalnız başıma yemek yiyordum (M.Treben). Yanıma oturan bir kadınla konuşmaya başladık ve bu arada eşinin sağlığı hakkındaki üzüntülerini de öğrenmiş oldum: Adam sık sık hastaneye gitmek zorundaymış ve son günlerde sesini de yitirmiş. Doktorlar, sorularına hep kaçamak yanıt verdikleri için hastalığın gırtlak kanseri olduğundan kuşkulanmaya başlamış. "Cesaretinizi yitirmeyiniz, şifalı bitkileri deneyiniz. Nasıl olsa, gırtlak iltihaplanmalarını iyileştiren ebegümecimiz var. Eşinize gün boyunca sık sık gargara yaptırın ve geceleyin de, geri kalmış olan posayı arpa unuyla karıştırarak, sıcak kompres olarak uygulayınız." dedim (M.Treben) ona. Tam bir hafta sonra beni (M.Treben) aradı: "Bir koruyucu melek beni masanıza yöneltmiş olmalı. Kocam kendini çok daha iyi hissediyor. her şeyi söylediğiniz gibi yaptık. Doktor olan kızıma telefon ederek, babasını hastaneden çıkaracağımı ve şifalı bitkilerle tedavi etmeye çalışacağımı söyledim. Eğer bu seni rahatlatacaksa, yapabilirsin anne, dedi. Ayrıca, konuştuğumuz doktorumuz da, prensip olarak şifalı bitkilere karşı olmadığını söyledi. Ben de kocamı eve çıkardım. Sık sık gargara yapıyor ve ben de bir yandan boğazına kompresler yapıyorum. Bir kaç günden beri yine konuşabiliyor." Bir hafta sonra ikinci bir telefon daha geldi:"Kocamın durumu çok iyi ve kısa zamanda yeniden çalışmaya başlamayı düşünüyor. Size yalnızca kocamı tedavi eden doktorun sözlerini yinelemek istiyorum: "Bu kadın (Bayan Treben) bir altın madalya hak etmiş doğrusu". Yani, bizim kendi halindeki ebegümecimiz yalnızca gırtlak iltihabını iyileştirmekle kalmayıp, tehlikeli gırtlak hastalıklarında da başarı sağlayabiliyor. Bu tür olaylarda, gün boyunca kullanılmak üzere, iki buçuk litre suya geceden bitki eklenerek demlenmeye bırakılır (Bir bardak suya, yarım tatlı kaşığı ince kıyılmış taze bitki) ve ertesi gün hafifçe ısıtılarak bir termosa doldurulur. Gün boyunca, yudumlanarak 4 bardak çay içilir ve gerisiyle de derin gargaralar yapılır. Hastayı sinirli kılan, gırtlak, ağız boşluğu ve burun kuruluklarında da gün boyunca elden geldiğince sık gargara yapılmalıdır.
Özellikle kırsal kesimdeki evlerin çevresinde yetişen ebegümeci, günümüzde azalmaya yüz tutmuştur. Evleri çamur ve rutubetten korumak ve de güzel bir görünüm kazandırmak amacıyla, çevrelerine beton dökülmektedir. Böylece, bitkinin yaşam alanı daraltılmaktadır. Varlığı için Tanrı'ya edeceğimiz teşekkürlerin hiç bir zaman yeterli olamayacağı, insanlığın bu büyük yardımcısı, ne yazık ki, böylece her geçen gün azalmaktadır.
Kullanım Biçimleri:
Çay Hazırlamak: Yalnızca soğuk suda demlendirilmelidir. Yarım tatlı kaşığı bitki (ince kıyılarak kurutulmuş), orta boy bir su bardağı dolusu soğuk suya akşamdan eklenir, sabahleyin süzülür ve ılıklaştırılır.
Ayak ve El Banyoları: Iki avuç dolusu ince kıyılmış taze bitki, 4-5 litre soğuk suya akşamdan eklenir, ertesi gün, elin veya ayağın dayanabileceği kadar ısıtılır ve süzülür. Banyo süresi 20 dakikadır. Banyo suyu, yeniden ısıtılarak iki kere daha kullanılabilir.
Bitki Kompresi: Çay süzüldükten sonra artan posalar biraz suyun içinde ısıtılır, arpa unu ile lapa haline getirilir ve bir bezin üstüne yayılarak, sıcak sıcak uygulanır. Kompresin sıcaklığını yitirmemesi gerekir. Kompres süresi isteğe göre düzenlenebilir.
Referanslar:
1-"Gesundheit aus der Apotheke Gottes" "Tanrı'nın Eczanesinden Sağlık", Maria Treben
2-Türkiye'de Bitkilerle Tedavi, Prof.Dr. Turhan Baytop, I.U Eczacılık Fak.
3-"Bie Yudum Sağlık", N.Eröztürk, Anahtar Yayınları,İstanbul,2000
EBEGÜMECİ YEMEĞİ
½ kilo ebegümeci
1 çorba kaşığı tereyağı
1 iri soğan
100 gram kıyma
1 çorba kaşığı salça
2 su bardağı su
2 çorba kaşığı pirinç
4 diş sarmısak
¼ su bardağı limon suyu
1 tatlı kaşığı tuz
½ demet nane
Yapılışı:
Ebegümecilerini ayıklayıp yıkadıktan sonra doğrayın. Yağda soğanı ve kıymayı kavurun. Ebegümecileri ilave edin, karıştırdıktan ve biraz kavurduktan sonra suyu ilave edin. Ebegümeciler yumuşayınca yıkanmış pirinçleri üzerine serpin. Pirinçler de pişince sarmısakları tuzla ezip, limon suyu ile yemeğe ilave edin, iki taşım kaynatıp, ateşten alın. Afiyet olsun.
Ebegümeci tedavisi Ebegümeci bitkisi Ebegümeci bitkileri Ebegümeci faydaları Ebegümeci nelere iyi gelir Ebegümeci karışımı Ebegümeci tedavi yöntemi
sarıkanarya_41
29-11-2008, 23:18
dereotuNisan-haziran ayları arasında, sarımtrak renkli çiçekler açan 30-70 cm boyunda, güzel kokulu, bir senelik otsu bir bitkidir. Dereotu, durakotu olarak da bilinir. Rutubetli, sulak ve gölgeli yerleri sever. Gövdesi dik, dallı, tüysüz, üstü çizgili ve içi bostur. Yapraklar ince ve dar parçalı, koyu yeşil renkli ve etlidir. Yaprak sapının alt kısmında gövdeyi saran geniş bir yaprakçık bulunur. Alt yaprakları saplı, üst yapraklar sapsızdır. Çiçekler bileşik semsiye durumunda toplanmışlardır.
Türkiye’de yetiştiği yerler:
Marmara, Ege, Akdeniz bölgelerinde bahçelerde yetiştirilir.
Yetiştirilmesi:
Dereotu ekilecek yer, ilkbaharda bellenir ve yanmış gübre ile gübrelenir. Hazırlanan yere serpmek sûretiyle tohum ekilir. Bir tahta yardımıyla bastırılarak, tohumların toprakla teması sağlanır. Ekilen tohumlar, 3-4 hafta geçtikten sonra çimlenir. Yabancı otlar görüldüğü zamanlarda elle yolunarak temizlenir, sulamalar yapılır. Hasadı, yaprakları kesmek suretiyle olur ve yıkanıp demet hâline getirilerek pazara sevk edilir.
Kullanıldığı yerler:
Bitkinin kullanılan kısmı meyveleridir. Meyveler eylül sonunda toplanır ve gölgede kurutulur. Meyvelerinde sâbit ve uçucu yağ, pektin ve azotlu bileşikler vardır. Meyveler yatıştırıcı, mide ve bağırsak gazlarını önleyici olarak kullanılır. Hazımsızlık ve hıçkırığa da tesiri iyidir. Yaprakları da yemek ve salatalarda kullanılır.
dereotu tedavisi dereotu bitkisi dereotu bitkileri dereotu faydaları dereotu nelere iyi gelir dereotu karışımı dereotu tedavi yöntemi
sarıkanarya_41
29-11-2008, 23:18
biberiyeBütün ilkbahar ve yaz boyunca soluk-mavi renkli çiçekler açan, 1-2 m yüksekliğinde, kışın yapraklarını dökmeyen bir bitki. Gövdeleri dik ve çok dallıdır. Yaprakları mızrak gibi, etli ve yeşil renklidir. Çiçekleri dalların uçlarında, yaprakların tabanlarında bulunur. Meyveleri esmer renkli ve fındıksıdır. Kuşdili olarak da bilinir.
Türkiye’de yetiştiği yerler:
İstanbul, Ege ve Akdeniz bölgelerinde bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilir.
Kullandığı yerler:
Yaprakları ile bundan elde edilen yağı kullanılır. Yaprakları ve çiçekli dallar yaz mevsiminde toplanır ve açık havada kurutulur. Yapraklar ve çiçeklerinden uçucu yağ, tanen, acı maddeler, organik asitler ve glikozit elde edilir. Mide ve barsak uyarıcısı, idrar söktürücü ve safra artırıcı etkisi vardır. Uçucu yağ, uyarıcı olarak haricen kullanılır. Birçok preparatların terkibine girer. Ayrıca hazımsızlığı gideririr. Çarpıntıları keser. Yarımbaş ağrılarını (migren) keser. İdrar ve adet söktürür.
biberiye tedavisi biberiye bitkisi biberiye bitkileri biberiye faydaları biberiye nelere iyi gelir biberiye karışımı biberiye tedavi yöntemi
sarıkanarya_41
29-11-2008, 23:19
adaçayıAdaçayı (Salvia officinalis), dişotu ve meryemiye adları ile de tanınır. 30-70 cm boyunda olan bitkinin menekşe renkli çiçekleri halka dizilişlidir. Karşılıklı olan beyaz keçeli yaprakları gümüş gibi parıldar ve acımtırak, ıtırlı bir koku yayarlar. Bahçe adaçayı, güneşli bir yerde yetiştirilmelidir. Don olayına karşı duyarlı olduğu için, kış boyunca çam dalları ile örtülmesi doğru olur. Ülkemizde İzmir bölgesinde bahçe adaçayı yetiştirilmektedir.
Bir başka cins olan çayır adaçayı (Salvia pratensis -Salvia tribola), çayırlarda, bayırlarda ve meralarda yetişir. Çevresine ıtırlı hoş bir koku yayan mavi–menekşe renkli çiçeklerin pırıltısı uzaklardan seçilebilir. Çayır Adaçayı (Anadolu adaçayı) batı ve güney-batı Anadolu'da bol olarak yetişmektedir. Anadolu adaçayından "elma yağı" veya "acı elma yağı" denilen yağ da üretilmektedir. Bu tür adaçayı da kimyasal yapı ve tedavi etkisi bakımından tıbbi (bahçe) adaçayına benzemektedir. Fakat burada tanıtmaya çalışacağımız bahçe adaçayı (tıbbi adaçayı) ise, şifalılık bakımından daha etkilidir.
Toplama/Kurutma: Bitki yaprakları çiçeklenme öncesi, Mayıs-haziran aylarında toplanır. Etken maddelerinin doruğa ulaştığı öğlen saatlerinde toplanan yapraklar, gölgeli ve havdar bir yerde kurumaya bırakılır. İyice kuruduktan sonra ince kıyılarak, hava almayan kaplarda saklanır.
Bileşim: Eterli uçucu yağlar, %30 Thujon, %5 Cineol, Linalol, Borneol, Salven, Pinen ve kafur; tanenler, triterpenoitler, flavonlar; Östojen benzeri maddeler; reçineli bileşikler içerir.
Bu bitkinin çiçekleri, gargara ve adaçayı sirkesi yapmak için toplanır (bir avuç çiçek, doğal sirkenin içinde bir süre bekletilir) ve elde edilen sirke, uzunca bir süre hasta yatağından kalkamayan kişilere rahatlatıcı ve canlandırıcı anlamda sürülerek, masaj yapılır. Yapraklar daha çiçeklenme başlamadan, mayıs ve haziranda toplanır. Bitki kuru ve güneşli günler boyunca, eterli yağlar oluşturduktan sonra, yapraklar öğlen güneşinde toplanır ve gölgede kurutulur. Adaçayı, çok eski çağlarda da ünlü bir şifalı bitki olarak tanınırdı. 13. Asırdan kalma bir dizede şöyle deniyor: “Eğer dikmişsen adaçayını bahçeye, ne gerek var ölmeye!"
Adaçayının eski çağlarda da ne büyük bir övgü ile anıldığını, çok eski bir şifalı bitki kitabı şöyle anlatıyor: "Kutsal Meryemana, Bebek İsa ile Herodes’un gazabından kaçmak zorunda kaldığında, kendisini saklamaları için, çayırdaki tüm çiçeklerden yardım istemiş, ama hiçbir çiçek ona yanıt vermemiş. İşte o zaman adaçayı eğilmiş ve Meryemana sığınacak bir yer bulmuş. Onun sık ve koruyucu yapraklarının arasına girerek Herodes’un askerlerinden saklanmış ve askerler onu görmeden geçip gitmişler. Tehlike geçiştirildikten sonra, saklandığı yerden çıkan Meryemana, tatlı sesiyle adaçayına şöyle demiş: Bu andan sonra sonsuza dek insanların en çok sevdiği çiçek sen olacaksın. Seni, insanları tüm hastalıklardan koruyacak kadar güçlü kılıyorum. Bana yaptığın gibi, onları da ölümden kurtar!” İşte o zamandan beri adaçayı, insanları iyileştirmek ve onlara yardım etmek için her yıl yeniden çiçekleniyor.
Adaçayı sıkça içildiğinde tüm bedeni güçlendirir, kalp krizi tehlikesini azaltır ve kötürümlüklerde çok yaralıdır. Gece terlemelerinde ve aşırı terlemelerde, lavanta çiçeğinin yanı sıra, yardımcı olabilecek tek bitkidir. Gece terlemesine neden olan hastalığı iyileştirir ve bu hastalıkla el ele giden aşırı güçsüzlüğe, canlandırıcı etkisi sayesinde son verir. Hastalık sonrası güçsüzlük hallerinde başarıyla kullanılabilir. Pek çok doktorun, adaçayının değerli özelliklerini artık iyice tanımış olduklarını biliyoruz (Referans1: M.Treben). Onu kramplarda, omurilik rahatsızlıklarında, beze hastalıklarında ve organ titrekliklerinde büyük bir başarıyla kullanıyorlar. Yukarda belirtilen hastalıklarda, günde 2 su bardağı çay yudumlanarak içilmelidir. Adaçayı, hasta karaciğeri de çok olumlu etkiler, onunla ilgili tüm rahatsızlıkları giderir ve gazları yok eder. Kan temizleyici etkisi vardır. Solunum organlarını ve mideyi balgamsı salgılardan temizler, iştah açıcıdır. Mideyi ve bağırsakları rahatlatır, gazların dışkılanmasını sağlar. Kramp çözücü etkisi sayesinde, ishalde çok rahatlatıcıdır. Böcek sokmalarında, sokulan bölgeye adaçayı yaprağının tozu uygulanır. Adaçayı, dıştan uygulandığında, yaprağın tozu uygulanır. Adaçayı dıştan uygulandığında (Çalkalama ve Gargara), bademcik iltihabı, boğaz hastalıkları, diş iltihaplanmaları, yutak ve ağız boşluğu iltihaplanmalarında veya ülserlerinde özellikle önerilir. Eğer zamanında adaçayı kullanılmış olsaydı, pek çok çocukta ve yetişkinde bademcik ameliyatına gerek kalmayabilirdi. Bedenimizin polisleri olarak, zehirli maddeleri yakalayan ve zararsız hale getiren bademcikler alındığında, ağızdan giren zararlı maddeler doğruca böbreklere ulaşırlar. Adaçayı, sallanan dişlere, dişeti çekilmesine ve kanamasına karşı da (Çalkalama ve Gargara) başarıyla kullanılabilir veya bitki çayına batırılan pamuk hasta bölgelere uygulanır. Ayrıca dıştan kullanımda da, gargara ve çalkalamaların yanısıra yara kompresi olarak da kullanılabilir. Sinirli ve yorgun olan kişiler ve dölyatağı (rahim) hastalığı çeken kadınlar arada sırada adaçayı oturma banyoları almalıdırlar. Zayıf ve güçsüz çocuklara balla tatlandırılarak içirilir. Bu çay, tahriş kaynaklı öksürüklerde de başarılıdır. Şifalı bitki olarak kullanılmasının yanı sıra, adaçayının çok değerli bir baharat olduğunu ve böylece mutfaklara girdiğini de unutmamak gerekir.
UYARILAR:
Adaçayının aşırı kullanımında kan basıncı (tansiyon) yükselebilir. Dölyatağı (Rahim) kaslarını uyardığı için, gebelik sürecinde kullanılmaz. Annelerin süt üretimini durdurur. Önerilen dozajlara uyulduğunda, bilinen başka bir yan etkisi yoktur.
Kullanım Biçimleri:
Çay hazırlamak: Yarım veya bir tatlı kaşığı dolusu ince kıyılmış kuru yaprak, bir su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır ve üstü kapalı olarak 10 dakika demlendikten sonra süzülür. Günde 2-3 bardak içilir. Taze bitki kullanılması durumunda 4-5 dakika demleme süresi yeterlidir.
Çalkalama/Gargara: 2-3 tatlı kaşığı kurutlmuş ve ince kıyılmış yaprak, 2 bardak soğuk suya eklenir ve ateşe konur. kaynamaya başlayınca ocaktan indirilir ve üstü kapalı olarak 15 dakika demlendikten sonra süzülür. Günde pek çok kere 5-10 dakika süreli gargaralar yapılır.
Tentür Kullanımı: Günde 3 kere, 15-20 damla kadar D2 inceltisindeki tentür, yarım kahve fincanı suya eklenerek alınır. Çay olarak kullanılabildiği her yerde tentür de kullanılabilir.
Karışımlar: Gargaralarda ve çalkalamalarda kekikle, sindirim sorunlarında ise Mayıs papatyası ile eşit oranda karıştırılır.
Adaçayı Sirkesi: Geniş ağızlı bir şişe, çayır adaçayı çiçeği ile doldurulur, çiçeklerin üstüne çıkacak kadar doğal üzüm sirkesi eklenir ve şişe 14 gün güneşte veya sıcak bir ortamda, arada bir çalkalanarak bekletilir ve süzülür.
Oturma banyosu: İki avuç dolusu yaprak soğuk suda gece boyunca bekletilir. Ertesi gün kaynama derecesine kadar ısıtılır, 5-6 dakika demlendikten sonra süzülür ve banyo suyuna eklenir.
Referanslar:
1-"Gesundheit aus der Apotheke Gottes" "Tanrı'nın Eczanesinden Sağlık", Maria Treben,Anahtar Kitaplar Yay., Çev.: N.Eröztürk, 1994
2-Türkiye'de Bitkilerle Tedavi, Prof.Dr. Turhan Baytop, I.U Eczacılık Fak.,1984,İstanbul
3-"Bir Yudum Sağlık", N.Eröztürk,Anahtar Kitaplar,2000
Elma Yağı (Acı Elma Yağı):
Anadolu adaçayı (Salvia triloba L.) türünün yapraklı ve çiçekli dallarından su buharı distilasyonu ile elde edilen uçucu yağdır. Ülkemizde özellikle Muğla ve Fethiye bölgelerinde elde edilmektedir. Sarımsı veya renksiz, özel kokulu ve yakıcı lezzetli bir sıvı olup %60 kadar sineol taşımaktadır. Gaz söktürücü, sindirim düzenleyici, ter kesici ve idrar arttırıcı özellikleri vardır. Dahilen küçük miktarlarda (günde 3-5 damla), 1 fincan suya damlatılarak içilir. Yüksek miktarlarda zararlıdır. Haricen yara iyi edici, antiseptik ve karın ağrısına veya gaz söktürmek için kullanılmaktadır.
Bu yağa "Elma Yağı" denmesinin nedeni, bu yağın elde edildiği Salvia triloba türünün bazı dalları üzerinde, küçük bir elmayı andıran, esmer-yeşil renkli mazıların bulunmasıdır. (Referans2: T.Baytop)
adaçayı tedavisi adaçayı bitkisi adaçayı bitkileri adaçayı faydaları adaçayı nelere iyi gelir adaçayı karışımı adaçayı tedavi yöntemi
sarıkanarya_41
29-11-2008, 23:19
Muz her derde devaymışOnly the registered members can see the link derece besleyici bir meyve olan muz, birçok hastalığın tedavisinde faydalı oluyor. Özellikle ateş, sindirim bozuklukları, kas krampları ve kas gevşekliği gibi durumlarda tavsiye edilen muz, içerdiği potasyum sayesinde atıkların vücuttan dışarı atılmasını kolaylaştırıyor. Muz, kan basıncının düşürülmesini de sağlıyor. Kırmızı kan hücrelerinin oluşmasını destekliyor. Bunun yanında vücut sıvıları arasındaki kimyasal dengenin sürekliliğini sağlıyor.
Enerji üretimine yardımcı oluyor. Muzun içerdiği B6 vitaminin eksikliğinde ise yorgunluk, şuur bulanıklığı, sinirlilik, uykusuzluk, kansızlık ve cilt dokusunun bozulması gibi durumlar oluşuyor.
Kaynak: Sabah
sarıkanarya_41
29-11-2008, 23:20
Marul sinirleri yatıştırırOnly the registered members can see the linkÇeşitli mineralleri bol miktarda içeren marulun, sinirleri yatıştırıp iyi uyku verdiğini ve erkeklerde cinsel arzuyu frenlediğini belirten uzmanlar, yemekten önce salata şeklinde yenen marulun şeker hastalarının kandaki şeker seviyesini düşürdüğünü belirtti. Marulun bol idrar söktürdüğünü ve kanı pisliklerden temizlediğini vurgulayan uzmanlar, karaciğer ve dalak şişliğinin yanı sıra sarılığı da giderdiğini, kadınlarda adet dönemlerinin, zamanında ve ağrısız olmasını sağladığın
ı bildirdi. Uzmanlar, marul suyu, yüze sürülürse ergenlik sivilcelerini giderdiğini, sürüldüğü bölgeye tazelik ve pembelik verdiğini kaydetti. Ayrıca rokanın da çeşitli esansları, P ile K vitaminlerini ve faydalı mineralleri içerdiği; karaciğerin dostu olduğu; mideyi kuvvetlendiren, kansızlığı gideren, cinsel gücü arttıran yeşillik olduğu ifade edildi. Uzmanlar, salata şeklinde yenen rokanın, mideyi çalıştırdığını, hazmı arttırdığını, iştahı açtığını, böbrekleri çalıştırdığını, idrar söktürdüğünü ve karında toplanan suyu boşalttığını belirtti.
Kaynak: Sabah
sarıkanarya_41
29-11-2008, 23:20
Bir kaşık bal öksürüğü kesiyorOnly the registered members can see the link'de yapılan bir araştırma, çocuklara yatmadan önce verilecek bir tatlı kaşığı balın öksürüğü hafifletebileceğini ortaya koydu. Araştırmayı yapan Pennsylvania Üniversitesi Tıp Fakültesi doktorlarından Ian Paul ve arkadaşları, balın, öksürük ilacı verilmesi ya da hiç tedavi yoluna gidilmemesiyle karşılaştırılınca, en iyi seçenek olduğunu belirtti. Araştırmacılar, balın, tahriş olmuş boğazı kaplayarak yumuşatabileceğini kaydetti. "Archives of Pediatrics and Adolescent Med
icine" dergisinin bu ayki sayısında yayımlanacak araştırmayla ilgili doktor Paul, birçok ailenin bu buluşlarına güveneceklerini ve "Annelerimiz haklıymış" diyeceklerini söyledi. Doktorlar, araştırma sırasında aileleri aracılığıyla, üst solunum yolu enfeksiyonu bulunan 105 çocuğun bir bölümüne yaşlarına uygun dozda bal tadı verilmiş öksürük şurubu, diğerlerine yalnızca bal verdi. Çalışmanın sonunda, bal verilen çocukların daha iyi uyuduğu ve öksürüklerinin azaldığı aileleri tarafından bildirildi. Bununla birlikte doktorlar, bir yaşın altındaki çocuklara, botulizm (ender rastlanan besin zehirlemesi) riski oluşturabileceği gerekçesiyle kesinlikle bal verilmemesi uyarısında bulunuyor.
Kaynak: AA
sarıkanarya_41
29-11-2008, 23:21
Böğürtlenle gelen şifaOnly the registered members can see the linkİnsan sağlığında önemli rolleri olan böğürtlenin, yaşlılıktan kaynaklanan hafıza kayıplarını önlediği, ishallerde çok faydalı olduğu, ağız yaralarına ve ayak yorgunluklarına da iyi geldiği, ayrıca iyi bir güzellik losyonu olarak da kullanılabildiği bildirildi.
Türkiye'de yol kanarlarında, korularda ve ormanlarda sık rastlanan, çok kişinin tanıdığı dikenli bir kır bitkisinde yetişen böğürtlenin, organik asitler, mineraller ve vitaminler bakımından çok zengin bir m
eyve olduğu belirtildi. Güney Florida Üniversitesi bilim adamlarının bulgularına göre, böğürtlenin yaşlılık kaynaklı hafıza problemlerinin giderilmesinde önemli rol oynadığı tespit edildi. Antioksidanlar açısından oldukça zengin bir meyve olan böğürtlenin, yaşlılıktan kaynaklanan hafıza kayıplarını önlediği, ishallerde çok faydalı olduğu, ağız yaralarına ve ayak yorgunluklarına da iyi geldiği ifade edildi.
Meyveleri tam olgunlaştıktan sonra daha şifalı olan böğürtlenin faydaları şunlar: "Böğürtlen, hafızayı dinç tutuyor, yaraları kapatıyor ve ishali anında kesiyor. Özellikle bayanlar için ayrıca bir güzellik ilacı. Eller için çok iyi bir güzellik losyonudur. Böğürtlen yaşlılıktan kaynaklanan hafıza kayıplarını önlüyor, ağız yaralarına iyi geliyor. İshalde, böğürtlenin sıkılarak elde edilen suyu ishallerde çok faydalıdır. Ancak böğürtlen suyu saklanamaz, taze içmek gerekir. Saklanırsa sirkeleşir. Ağız yaralarında, gerek taze ve gerekse kurutulmuş 20 gram böğürtlen yaprağı 1 litre suda
haşlanırsa, bu çay ağız yaraları için çok faydalıdır. Ayak yorgunluklarında böğürtlenin sürgünleri ve kökleri 100 grama 1 litre su ölçüsüyle kaynatılırsa, ılıyınca ayak banyosu olarak kullanılabilir. Ayak yorgunluklarına çok iyi gelir. Güzellik için, böğürtlen çiçekleri ise 50 grama bir 1 litre su ölçüsü ile kaynatıldığı zaman, elde edilecek bu şifalı su eller için çok iyi bir güzellik losyonudur."
Kaynak: IHA
sarıkanarya_41
29-11-2008, 23:22
Aromatik bitkilerin tedavi edici özellikleri araştırılıyorOnly the registered members can see the linküzyıllardır ilaç ve kozmetik alanında kullanılan aromatik bitkilerin etkilerinin tespiti maksadıyla Yalova Atatürk Merkez Araştırma Enstitüsü'nde bir birim kuruldu. 3 kişilik ekip, elde edilen bilgileri düzenlenen seminerlerle ilgili birimlerle de paylaşacak.
Bahçe kültürleri alanında ciddi çalışmalar yapan Yalova Atatürk Merkez Araştırma Enstitüsü düzenlediği kurs ve seminerlerle her yıl binlerce çiftçi ve teknik elemanı eğitimden geçiriyor. Ayrıca enstitü büny
esinde her yıl yapılan çalışmalar raporlar haline dönüştürülerek Türk tarımının istifadesine sunuluyor.
Yeni bir birim kuran Atatürk Merkez Araştırma Enstitüsü, tıbbi ve aromatik bitkileri mercek altına aldı. Uzman Ahmet Bircan Tınmaz, Doğan Arslan ve Ünal Karık'dan oluşan 3 kişilik ekip, yüz yıllardır insanlar tarafından tedavi ve kozmetik alanlarında kullanılan aromatik bitkiler üzerinde bilimsel çalışmalar yapmaya başladılar. Elde edilen bilgiler belirli aralıklarla düzenlenen kurslarla aromatik bitki satış ve üretimi yapan kişi ve kuruluşlara aktarılacak.
Kaynak: IHA
sarıkanarya_41
29-11-2008, 23:22
Mavi yemiş her derde devaOnly the registered members can see the link Bölgesi'nde üretimine başlanan Amerikalılar'ın "mavi altın" diye adlandırdığı "mavi yemiş"in kansere karşı vücudu koruyan enzimleri aktif hale getirdiği, kalp krizi riskini ile HIV virüsünü azalttığı ve şeker hastalıklarından kaynaklanan görme bozukluğunu engellediği belirtildi.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüseyin Çelik, Doğu Karadeniz Bölgesi'nde Rize, Trabzon, Artvin ve Giresun illeri
nde üretimine başlanan mavi yemişin sağlık açısından çok önemli yararları bulunduğunu söyledi. Çelik, 3 ayrı türü bulunan mavi yemişin yöre halkı tarafından reçel ve pekmez yapılarak tüketildiğini kaydetti. Sağlık sektöründe ve kozmetik alanında mavi yemişin meyvesi, çiçekleri, yaprak ve köklerinden yararlanıldığını vurgulayan Çelik, "145 gram mavi yemişin 21 gram karbonhidrat, 1 gram protein, 0.5 gram yağ, 19 miligram C ve 145 IU A vitamini ile 85 kalori içerdiği belirlenmiştir. Sodyum içermeyen, mineral ve vitaminlerce zengin olduğu belirlenen mavi yemiş insan sağlığı açısından çok yararlıdır" dedi.
Mavi yemişin faydalarından bahseden Çelik, "Mavi yemiş yaprak ile kuru meyvelerinden yapılan çay ishal giderici özellik taşımaktadır. Kadınlarda özel günlerin etkisini azaltmakta ve düzene sokmaktadır. İdrar yolu enfeksiyonlarında antibiyotik etkisi gösterir, kansere karşı vücudu koruyan enzimleri aktif hale getirir. Yağlı bileşiklerin vücuttan atılmasını sağlar. Taze olarak tüketilmesi halinde kanı temizler. Kan şekerini düşürüp bağırsak metabolizmasını düzenler. Kolesterolü düşürür, kalp krizi riski ve HIV virüsünün tekrarlanmasını azalttır. Sakinleştirici özelliği bulunur" diye konuştu.
Kaynak: IHA
sarıkanarya_41
29-11-2008, 23:22
Zeytin yaprağındaki mucizeOnly the registered members can see the link yaprağından, kanser tedavisi ve kozmetikte kullanılan 'oleuropein’ adlı maddenin üretimine başlandı.
Balıkesir'in Edremit İlçesi'nde bir şirket zeytin yaprağından, kanser tedavisi ve kozmetikte kullanılan 'oleuropein’ adlı maddenin üretimine başladı. Doğal maddeyi, özel ayrıştırma yöntemiyle toz ve sıvı halde üretmeye başlayan şirket, ihracat hazırlıklarını sürdürürken, 10 ül***le temaslarda bulunduğu bildirildi.
Edremit'teki Kale Natur
el Bitkisel Ürün Gıda Kozmetik ve Tarım Ürünleri Dış Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi birçok hastalığın tedavisinde kullanılan 'oleuropein’i tanıttı, şirketin yeni projelerini açıkladı. Üretim Müdürü Yüksek Biyolog Gülden Esen, zeytin yaprağının özü olan 'oleuropein’i üretmeye başladıklarını, 10'a yakın ülkedeki firmalarla ihracat görüşmesini sürdürdüklerini belirtti, bu projede amaçlarının Türk ilaç sanayinin köklü temellerini atmak olduğunu söyledi.
Ağacı 2 bin yıl yaşıyor
Zeytin ağacı binlerce yıldır pekçok kültür tarafından sihirli ve kutsal kabul ediliyor. Bunun en önemli nedeni 2 bin yıl gibi oldukça uzun bir yaşam süresinin olması. Üstelik zeytin ağacının uzun ömürlü olması için ekstra bir bakım gerekmiyor. O yüzden bu ağacın nasıl bu kadar uzun yaşayabildiği yüzyıllardır merak ve araştırma konusu. Son yıllarda hız kazanan araştırmalara göre 101 madde ihtiva eden zeytin yaprağının içindeki en etken madde başlıca 'polifenolik antioksidan’lardan biri olan Oleuropein. Ve bu madde ağacı dış etkenlere karşı koruyor, hücre yenilemesi yapıyor, ortama uyum sağlamasına neden olarak salgılardan koruyor. Zeytin yaprağı ile ilgili çalışmalar hala devam etmekle birlikte Oleuropein maddesi bu özelliği ile insanlar için de oldukça faydalı ve sağlık, kozmetik başta olmak üzere birçok sektörde ara katkı maddesi olarak kullanılıyor.
Kaynak: Hürriyet
sarıkanarya_41
29-11-2008, 23:23
Antepfıstığı da antioksidanOnly the registered members can see the linkÇerezlerin gözdesi antepfıstığı; göz sağlığından hücre yenilenmesine ve bağışıklık sisteminin güçlenmesinden kansere kadar birçok önemli görevler üstleniyor.
Celal Bayar Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Özlem Tokuşoğlu; üzüm ve şarapta bulunan 'resveratrol' isimli antioksidanın antepfıstığında da olduğunu belirterek, "Bu madde, insan sağlığı açısından son derece önemli bir antioksidan maddedir. Resveratrol, kötü kolesterole etki yaparak kronik kalp rahats
ızlıklarını azaltır. Kanser riskine karşı da bir kalkandır" diyor.
Tokuşoğlu, 'Yeşil Altın Antepfıstığı' isimli kitabında, antepfıstığının yararlarını şöyle anlatıyor: "Günde bir avuç yenecek antepfıstığı ile bir insanın günlük E, A ve B1 vitamininin önemli bölümü karşılanabilir. Vitamin ve mineraller açısından zengin olan antepfıstığı; bazı kanser türlerine karşı azaltıcı etkiye sahip olan E vitamini yönünden ceviz ve pikan fındığından daha zengindir. Ayrıca bu çerezde A ve B1 vitamini de bolca mevcut."
Kaynak: Sabah
sarıkanarya_41
29-11-2008, 23:24
Her derde deva elmaOnly the registered members can see the link türlü hastalığa iyi gelen elmanın, ihtiva ettiği organik asitler, soda ve fosfor ile beyin, karaciğer ve mideye son derece faydalı olduğu bildirildi. Elma antioksidan içermesi bakımından kalp sağlığı açısından da yararlı olmasının yanı sıra, cilt yaşlanmasını da geciktiriyor. İçeriğinde yüzde 85 su, yüzde 12 şeker, organik asitler, soda, fosfor, vitamin A, B1, B2, B5, C, E ve PP bulunan elmanın kas ve sinir sistemi için gerekli olduğu bildirildi. Bedeni ve zihni yorgu
nluklarda yatıştırıcı etkiye sahip olan elma yatmadan önce yenildiği takdirde rahat bir uyku sağlıyor. Böbrekleri çalıştıran elma idrar söktürücü özelliği ile vücuttaki ürik asidin dışarı atılmasını hızlandırıyor. Taze elma suyuyla silinen cilt, canlılık ve tazelik kazanıyor. Böbrek, mesane hastalıklarıyla hemoroide karşı son derece faydalı olan elmanın, yemekten önce tüketilmesi, sindirim yetersizliğine iyi geldiği ifade ediliyor. Sindirim sistemini uyaran ve mide mukozasını güçlendiren elma suyu, aynı zamanda ateş düşürücü olarak kullanılıyor. Günlük 3 adet elma yenmesi 2 ayda yüzde 10 oranında kolesterol düşmesine yardımcı oluyor. Günde 3 adet elma yemenin kötü kolesterol oranını düşürürken, iyi kolesterol oranını da 4 kat arttırdığı belirtiliyor.
Kaynak: IHA
sarıkanarya_41
29-11-2008, 23:25
Çikolata değil,dondurmaOnly the registered members can see the linkğlık açısından çok faydalı olan dondurma çocukların büyüme ve gelişmesinde de son derece etkili bir besin.
Elmacıoğlu, dondurmanın sağlık açısından büyük faydası olduğunu belirterek, özellikle aile bireylerinin çocuklarına şeker ve çikolata yerine dondurma almasının daha yararlı olacağını söyledi.
Dondurmanın bol miktarda kalsiyum ve protein içerdiğini belirten Elmacıoğlu, şunları kaydetti:
"Dondurma, çocukların büyüme ve gelişmesinde oldukça ya
rarlı bir besindir. Protein açısından dünyanın en kaliteli sütlü tatlısıdır. Çocukların sağlıklı beslenmesinde dondurmayı öneriyoruz. Sütlü tatlı sınıfında değerlendirilen dondurma, bol miktarda kalsiyum ve protein içermektedir. Bu nedenle çocukların büyüme ve gelişmesinde çok fayda sağlamaktadır. Çocukların şeker ve çikolata yerine dondurma tüketmesi çok daha doğru bir seçimdir."
Elmacıoğlu, çocukların yanı sıra yaşlıların da kemiklerini güçlendirmek için kalsiyum ve protein içeriği bakımından dondurma tüketmesinin faydalı olacağını sözlerine ekledi.
sarıkanarya_41
29-11-2008, 23:26
Sıcak havalarda nasıl beslenmeli?Only the registered members can see the link sıcaklarının olumsuz etkilerinden korunabilmek için, karpuz,kiraz, üzüm ve şeftali gibi yaz meyvelerinden bol bol tüketilmesi gerekiyor.
Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Beslenme ve Diyet Bölümü Diyet Uzmanı Melek Türkmen, yaz sıcaklarına karşı vatandaşların dikkatli olması, beslenme alışkanlıklarında ufak bazı değişiklikleri gitmesi gerektiğini belirtti.
Yazın sıcakların da etkisiyle vücutta fazla su kaybı meydana gelmesi sonucu bayılma hissi,
bulantı, baş dönmesi gibi sağlık problemlerinin baş gösterebileceğini ifade eden Türkmen, artan sıvı kaybını önlemenin en kolay yolunun su içmek olduğunu, bu nedenle günde en az 2-2,5 litre su tüketilmesine özen gösterilmesi gerektiğini bildirdi.
Türkmen, yaz sıcaklarından korunabilmek için enerji ve vitamin deposu olan karpuz, üzüm, çilek, kiraz ve şeftali gibi yaz meyvelerinin bol bol tüketilmesi gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Yüzde 90’ı su olan karpuz, tüketildiğinde tokluk hissi verir. İyi bir lif kaynağı olduğu için de bağırsak hareketlerini düzenler. Ayrıca karpuz protein, yağ, karbonhidrat ve fosforun yanı sıra A ve C vitamini de içeriyor. Karpuz gibi diğer yaz meyveleri de vitamin ve mineraller açısından çok zengin bir içeriğe sahip. Bu nedenle tüketilmesini önerdiğimiz yaz meyveleri, sıcaklığın neden olduğu sıvı kaybını önlemesinin yanı sıra vücuda vitamin ve mineral desteği de sağlar." Yaz aylarında tüketilen yağlı ve hamurlu yiyeceklerin ise aşırı sıcaklarda vücutta yorgunluğa, baş ağrısı ve tansiyona neden olduğunu anlatan Türkmen, bu nedenle özellikle sıcakların fazla olduğu yaz aylarında hamurlu, yağlı yiyeceklerden şiddetle kaçınılması gerektiğini bildirdi.
Türkmen, yaz aylarında içinde salatalık, domates, marul gibi sebzelerin bulunduğu salata türü hafif yemeklerin, tatlı türü olarak da kalsiyum açısından zengin olan taze sıkılmış meyve suyu, süt ve dondurma gibi gıdaları önerdiklerini dile getirerek "Bu gıdalarda, bulunan kalsiyum da kalbin düzenli olarak atmasını sağladığı gibi, sinir sistemine de yardımcı olur. Uykusuzluğa da iyi gelir. Vücudun su ihtiyacını da karşılar" diye konuştu.
Türkmen, her şeyin aşırısının zararlı olabileceği gibi bu önerilen yiyeceklerde de aşırıya gidilmemesi gerektiğini, özellikle kilo sorunu olanların süt, ayran, dondurma gibi yiyecekleri fazla tüketmekten kaçınması gerektiğini sözlerine ekledi.
sarıkanarya_41
29-11-2008, 23:26
Çekirdeği bile faydalıOnly the registered members can see the link düşük kalori değerinin yanı sıra çeşitli kanser türlerine karşı da etkili olduğu kanıtlandı.
Beslenme ve diyet uzmanlarının yaz diyetlerinde sık yer verdiği karpuz, düşük kalori değerinin yanı sıra çeşitli kanser türlerine karşı etkili maddeler içermesiyle de doktorlarca tavsiye ediliyor.
İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi beslenme ve Diyet Uzmanı Erkan Erdal, bol miktarda C vitamini barındıran karpuzun aynı zamanda antioksidan özelliği
olduğunu ve çeşitli kanser türlerine karşı etkili olan betakaroten içerdiğini kaydetti.
Karpuzda bulunan yüksek miktarda potasyumun ise kalp fonksiyonlarının ve kan basıncının düzenlenmesine yardımcı olduğunu ifade eden Erdal, aynı zamanda iyi bir lif kaynağı olduğu için karpuzun bağırsak hareketlerini de düzenlediğine dikkati çekerek, bağırsak kanserini önlemede de karpuzun rol oynadığını söyledi.
Çekirdekleri de yararlı
Karpuz çekirdeklerinin de içinde bulunan “cucurbocitrin” adlı maddenin kan basıncını düşürmeye yardımcı olduğunu ifade eden Erdal, çekirdeklerin içinde yer alan bu maddenin böbrek fonksiyonlarının düzenlenmesine de yardımcı olduğunu kaydetti.
Erdal, karpuzu yaz aylarında hazırladıkları diyet programlarına mutlaka dahil ettiklerini belirterek, “Yağ ve kolesterol içermediğinden ve kalorisi düşük olduğundan, yaz aylarında yapılan diyetlerde karpuzun özel bir yeri var” diye konuştu.
Kalorisinin düşük olmasına karşın, karpuzun “sınırsız” tüketilmesinin de söz konusu olmadığını belirten ve diyet yapanları tüketecekleri karpuzun miktarının ölçülü olması konusunda uyaran Erdal, orta büyüklükte bir karpuzun 8'de bir diliminde yaklaşık 45 kalori olduğunu ifade ederek, bu miktarın bir porsiyon için yeterli olduğunu kaydetti.
Karpuz seçerken olgun, koyu renkli çekirdekli olmasına dikkat edilmesi gerektiğini anlatan Erdal, karpuzun çekirdeklerinin kurutulup ezilerek yenilebileceğini söyledi
Ahmet Maranki 'nin doğal ve bitkisel sağlık ve güzellik formüllerini bu başlık altında bulabilirsiniz.
Yasal Uyarı
Bu sitedeki bilgiler tavsiye niteliğinde olup tedavi amaçlı değildir. Uygulamaların sorumluluğu site sahibine ait değildir. Sağlık sorunlarınız için mutlaka bir hekime danışınız.Hekiminizin verdiği ilaçlar var ise mutlaka kullanınız.Hekime gitmeden ve teşhis koydurmadan şikayetiniz ne olursa olsun, buradaki bilgiler ile kendi kendinizi tedavi etmeye kalkışmayınız. Buradaki bilgilerin kesinlikle bir hastalığı teşhis amacı yoktur.
Prof. Dr. Ahmet MARANKİ
Ahmet Maranki 1956 yılında İnebolu'da doğdu. Liseyi İstanbul'da bitiren yazar ilk önce Tütün Eksperleri Yüksek Okulu’nu bitirip 1976 yılında stajını tamamlayarak devlet görevine başladı. Sırasıyla 1981 yılında İstanbul Üniversitesi T. Endüstri Mühendisliği’ni, 1986 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Siyaset Bölümünde ‘master’ını, 1990 yılında aynı bölümün Sosyal Siyaset Çalışma Ekonomisi Endüstri İlişkileri alanında doktorasını tamamladı. 1991 yılında ABD'de mesleki alanda mahalli idareler, sosyal güvenlik sistemleri ve tarım alanında doktora üstü bilimsel çalışma ve araştırmalarda bulundu.
1993 yılında SSCB'nin yıkılmasıyla Azerbaycan devletinin talebi üzerine, T.C. adına görev yaptığı ilgili birimin baş uzmanı olarak araştırmalar yapmak ve üniversitelerde ders vermek üzere görevlendirildi. T.C. adına Azerbaycan Birleşmiş Milletler Teşkilatı (BMT) U.N.D.P, UNV birimlerinin kalkınma programları çerçevesinde devlet ve özel üniversitelerinin planlı ekonomiden pazar ekonomisine geçişleriyle ilgili "Principles Marketing", International Economic Organization", "International Marketing", "Islam Economy Relation" ders programlarının hazırlanıp uygulanmasında "University Lecturer" unvanıyla "Specialist" olarak diplomatik statüde görev yapan yazar, Azerbaycan Millî Meclisi’nde danışmanlık yapmış olup, bu çalışmalarını "Türkiye Azerbaycan Haricî İktisâdî Alakaları" , "Agent Mukaveleleri" adlı kitaplarıyla yayınlamıştır.
Ahmet Maranki yaptığı bu ve burada kaydedilmeyen çalışmalarıyla 1998 yılında Azerbaycan’da "Yılın En Başarılı Yabancı Bilim Adamı" seçilmiştir.
BMT'nin Unesco ve Avrupa Birliği nezdinde kurularak faaliyet gösteren IPA-International Personel Academy'de görev yapan yazar; yaptığı bu ilmî çalışmalar, hazırlanan ders programları ve bunların uygulanması, yayınlanan kitaplar ile ilmi şura kararıyla "Univesity Lecturer" göreviyle "Economy" alanında profesör unvanı alarak ‘Ateste’ edilen tek T.C. vatandaşıdır.
Kafkasya ve Azerbaycan’da kaldığı bu sürede yazar, SSCB'nin çağdaş dünyaca bilinmeyen yönleriyle ilgili stratejik ve kozmik araştırma merkezlerinde eğitimde bulunarak ekstrasens ve bioenerjist unvanını almıştır.
Yazar eserlerinde de görüleceği gibi T.C.’deki devlet görevi sırasında meslekî çalışmaları yanında, 1987'de Ortadoğu'daki İran-Irak Savaşı sırasında Musul-Kerkük bölgesinde Türkmenlerle ve Suudi Arabistan’da İslam konferansıyla ilgili, 1990 yılında Balkanlarda ve Bulgaristan'daki Türklere uygulanan asimilasyon ve tehcirle ilgili, 1991 yılında ABD'de Müslüman-Kızılderililerle ilgili, 1993'ten günümüze kadar da Kafkaslardaki Türkler ve bilhassa Azerbaycan’la ilgili çeşitli kuruluşlarla işbirliği içinde görev yapmıştır. Bu çalışmalarını ulusal ve uluslararası yazılı ve görsel medyada 55 adet tebliğ, 10 adet ders ve sosyal muhtevalı kitap ve "strateji" adıyla yayınlanan makaleleriyle kamuyla paylaşmıştır.
Pek çok bilimsel araştırmanın öncülüğünü yapan ve Rusya-Avusturya-Azerbaycan -Türkiye'nin bilim adamlarından oluşarak 1990 yılında kurulan "Bilim ve Buluş Adamları Derneği'nin genel sekreterliğini de yürüten yazar, halen Türkiye’nin AB'ye girme sürecinde AB stratejilerinin hazırlanmasıyla ilgili olarak Hollanda Amsterdam'da "Türkiye Hollanda Vakfı"nı ve bu kitabın konuların bilimsel olarak araştırmalarının yapıldığı "The Institute for Cross Cultural Health" adlı enstitünün başkanlığını yürütmektedir.
BMT Asya-Pasifik ve Avrupa Başkanı Setsuka Yamazaki tarafından başka projelerde uzman olarak çalışmak üzere davet edilen yazar, Türkiye'de kalarak bu necip millete hizmeti ön planda tutmuştur.
1969 yılından beri sporla yakından ilgilenen yazar, kara kemer, judo, tekvando, şhiatsu hocası olarak halen Güreş İhtisas Kulübü’nde Türk sporuna hizmet vermektedir.
Dünyada ve Türkiye'de sosyal ve stratejik pek çok vakıf, dernek, düşünce kulüpleri vs. gibi NGO'larda (Sivil Toplum Kuruluşu) faaliyet gösteren yazar evli ve 3 çocuk babası olup İngilizce, Arapça, Rusça, Azerice, Osmanlıca bilmektedir.
Prof. Dr. Ahmet Maranki’nin 5 ayrı sahada 54 adet yayınlanmış eseri bulunmakta olup, yazarımızın son eseri “Kozmik Bilim ve Bilinçle Yaşam Enerjisi” kitabı bugüne kadar 2 yılda 73 baskı yapmıştır.
Kapari
Kronik kabızlık semptomlarının giderilmesinde, tıbbi tedaviye destek amaçlı. Kansızlık ve Demir Eksikliği anemisi semptomlarının giderilmesinde, tıbbi
Isırgan Otu
Isırgan otu Vücuttaki fazla ödem ve iltihabın giderilmesine yardımcı olur.
Enginar
İçeriğindeki luteolin maddesi sayesinde kötü Kolesterol LDL'yi düşürülmesine yardımcı olarak İyi kolesterol HDL'yi yükselterek kalbin korunmasına yar
Zencefil
KULLANIM ALANLARI Gribal enfeksiyonların semptomlarının giderilmesine yardımcı olur. Akut ve Kronik Konstipasyon tedavisinde yardımcıdır. Diüretik
Spırıluna
Kilo kontrolünde kullanılır. Kolesterolü dengeler, tansiyonu düzenler Geni değiştirilemeyen tek yosun Kırmızı ve beyaz kan hücrelerini yenileyic
Soya
Romatoid Artrit,Ankilozan Spondilit,Bel-boyun fıtığı, ve romatizmal rahatsızlıkların tıbbi tedavisine destek mahiyetinde semptomlarının giderilmesi am
Pirenli Bitkisel Karışım
Formunuza Ulaşmak İçin : Sabah-Öğle-Akşam yemeklerden 30 dakika önce 2 şer tablet olmak üzere günde 6 tablet alınması tavsiye edilir. Formunuzu Koru
Bios Life
Bios Life Complete Sağlıklı kalmak için düzenli hareketlilik, sağlık ve doğal beslenme ve bütün önemli besin maddelerin günlük takviyesi vazgeçilmez.
Alfa Alfa
Vücut direncini artırmaya yardımcı olur, Hastalıklara karşı bedeni koruyucu etki sağlar, Vücudun kendi kendini onarmasına destek olur, Bağışıklık s
Yeşil Çay Tableti
Zayıflama rejimlerinde destekleyici rol üstlenir, Kolesterolün lenfatik emilmesini önleyerek tansiyonu ve kan şekerini dengelemeye yardımcı olur, Anti
Bamya Çiçeği
Kanın temizlenmesine yardımcı olur. Çok yoğun C vitamini içerir. Kışın soğuk günlerde gribal enfeksiyonların semptomlarının giderilmesine yardımc
SARI KANTARON
Korku, endişe, kaygı, umutsuzluk, umursamazlık ve çaresizlik duygularının giderilmesinde yardımcıdır.Kronik yorgunluk sendromunda ve menopoz döneminde
Kadınlarda iş gücü kaybına neden olan adet dönemi sancıları ve şişlikleri için pratik formül...
Kadınların yüzde 10 kadarında adet döneminde, şiddetli ağrılar ve şişlikler görülebilir. İş gücü kaybına,okul devamsızlığına ve kadınların her ay belli günlerde yaşam kalitelerinin bozulmasına neden olan bu rahatsızlıkların çözümünü kainat eczanesinde bulmak mümkün.
Kainat Eczanesinden Bitkisel Formüller
Civanperçemi, aslanpençesi, çobançantası ve adaçayı göğüs kanseri, rahim kanseri, erken menopoz, adet sancıları, adet düzensizlikleri, miyom ve kistler için çok faydalı bitkilerdir. Bu dört bitkiyi isterseniz ayrı ayrı isterseniz hepsini karıştırıp demleyin, içine 1 kaşık bal atarak tüketin. Bitkileri sadece bir taşım kaynatmaya özen gösterin.
Çağın Hastalığı Obezite
Obezite ya da halk arasında bilinen adıyla şişmanlık, vücutta fazla miktarda yağ birikmesi sonucu ortaya çıkan ve mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır.
Obezite, besinlerle alınan enerji miktarının, metabolizma ve fizik aktivite ile tüketilen enerji miktarını aştığı durumda ortaya çıkar.
Obezite, insan vücudunda kalp ve damar sistemi, solunum sistemi, hormonal sistem, sindirim sistemi gibi sistemleri etkileyen ve birçok önemli rahatsızlığa zemin hazırlayan bir hastalıktır.
Kainat Eczanesinden Bitkisel Formüller
Obezite sorununuz varsa kalınbağırsak mukozanızın düzelmesi gerekir. 5 kuru incir, 5 gülkurusu kayısı ve 5 tane mürdüm eriğini alıp, bir litre suyun içinde şişirip tüketin. Çayınızı içerken şeker yerine kullanabilirsiniz yada yiyerek tüketin.
Reflünüz ve ülseriniz varsa, ilacı patatestir. Hibrit tohumlu gıdaları asla tüketmeyin.
Kainat Eczanesinden Bitkisel Formüller
Eşit yumruk büyüklüğünde, bir patates, lahana ve 2 adet havucu çiğden katı meyve sıkacağında sıkıp, içine 1 tatlı kaşığı zeytinyağı koyup tüketin.
K ve D vitaminleri zeytinyağı içinde daha çabuk erirler. Karışımın içine zeytinyağı koymamızın sebebi budur.
Günümüzde ölümlerin birinci sebepleri kalp damar rahatsızlıklarıdır...
Sarı dağ meyvesi olan alıçın kırmızısı kalbinizin dostudur.
Kainat Eczanesinden Bitkisel Formüller
Kırmızı alıçın yaprağını, çiçeğini yada kendisini toz haline getirip, suda demleyerek için.
Kalp damar rahatsızlıklarınız için alıç suyuyla birlikte her gün bir bardak havuç suyu için.
Saç dökülmesine karşı ne gibi önlemler almalıyız?...
Her gün yaklaşık 50 ile 100 arası saç telinin dökülmesi normaldir. Saçların bunun üzerinde dökülmesi önemlidir. Dökülen saç tellerinizin sayısını bilemezsiniz fakat tarakta, lavaboda biriken, kıyafetlerinizin üzerinde görülen saç tellerinden saçlarınızın normalin üzerinde döküldüğünü anlayabilirsiniz.
Hastalıkların enbüyük sebepleri bedendeki toksinler, mikroplar ve virüslerdir. Hastalıkların sebepleri ortadan kalkmadan düzelmez. Saç dökülmesi de vücutta oluşan bir rahatsızlığın habercisidir.
Kaniat Eczanesinden Bitkisel Formüller
Susamyağı, çam yağı, sarımsak yağı, ısırgan yağı, badem yağı ve zeytinyağından oluşan karışımı, gece yatmadan önce kafanızdaki noktaları uyararak masaj yapın. (Kafanızdaki masaj noktalarını bulabilmek için “Profilaktik Masajla Mucizevi Tedaviler” kitabımızdan faydalanabilirsiniz.)
Daha sonra saçınızı boneyle kapatıp, yatın. Bu karışım sadece saçınızı beslemekle kalmaz, bedeninizi de besler. Sabahları saçınızın durularken 1 litre suya 1 bardak üzüm sirkesi koyup saçınızı yıkayın. Bu işlemleri 1 hafta boyunca her gün, ikinci hafta gün aşırı, üçüncü hafta ise 3 günde bir tekrarlayın. Her şeyin kolayına kaçmadan biraz kainat eczanesini ararsanız her şeyin şifasını orada bulursunuz.
Özellikle kış aylarında hepimizin başına gelen öksürük için kainat eczanesinde önemli formüller vardır...
Öksürük, çoğunlukla, göğüs, boğaz veya karın boşluğunda meydana gelen bir rahatsızlığın belirtisi olarak ortaya çıkar.
Kainat Eczanesinden Bitkisel Formüller
Zencefil, zerdeçal ve adaçayıyla yapılan çay, balla tatlandırılarak içilir. Hiçbir yan etkisi olmayan ve öksürüğe çok iyi gelen bir karışımdır.
Depresyon ve stresten korunmak isteyenler bu formül sizin için...
Stres günümüzün en büyük sorunlarından biridir. Stresin bugünkü bitkisel ilacı sarı kantaron ve kimyondur.
Kainat Eczanesinden Bitkisel Formüller
Psikolojisi sürekli bozuk, depresyon şikayeti olan kişiler, 500 gram suya, 5 gram kurutulmuş sarı kantaron bitkisini koyup, 10 dakika demlemeye bırakın. Bu terkipten günde 1-2 bardak tüketirseniz, beyninizin rahatladığını hissedeceksiniz.
Ayrıca sıkıntılı şarkılar dinlememeyi tercih edin. Noktalarla tedavilere, taşlara ve renklere odaklanın.
Kapari
Kronik kabızlık semptomlarının giderilmesinde, tıbbi tedaviye destek amaçlı. Kansızlık ve Demir Eksikliği anemisi semptomlarının giderilmesinde, tıbbi tedaviye destek amaçlı. Kapari bitkisinin Anti-Tümör özelliği Amerika'da yapılan klinik deneylerle ispat edilmiştir. Karaciğer fonksiyonlarının düzenlenmesine yardımcı olarak kullanılabilir. Cinsel fonksiyonları arttırmaya yardımcıdır. Adet düzensizliklerinin giderilmesine yardımcı olur. Bronşlarda biriken balgamlarının atılmasına yardımcı olur.
07/02/2009 - 17:39
COSMIC KAPARİ TABLET
-Akdeniz yöresinde yetişen,ülkemiz tarafından kıymeti bilinmeyen,Türkiye’de ilk defa tarafımızdan tablet formunda ve doğal yapısı bozulmadan hazırlanan bir üründür.İçinde bulunan 16 aminoasitten 6 sı esansiyeldir(Mutlaka dışardan takviye edilmesi gerekir)
-Resulullah Efendimiz'in,sahabelerine birçok hastalığın şifası olarak işaret buyurduğu bir bitkidir.(Bkz.Tıbb-ı Nebevi)
-İspanya,Kapari'yi milli bitkileri ilan etmiş ve Kapari tarımından ve ihracatından 20 milyar dolar gelir sağlamaktadır.Bu ihracatın %85'i ilaç sanayi'nde kullanılmaktadır.
İçerdiği Aminoasitler
-Threonine
-valine
-methionine
-isoleucine
-leucine
-lycine
-aspartic acid
-serine
-glutamic acid asit
-proline
-glycine
-alanine
-cystine
-tyrosine
-histidine
-arginine.
Mineraller
-Sülfür
-potasyum
-magnesyum
-kalsiyum
-sodyum
-çinko
-demir
-manganez.
Vitaminler
-Betakaroten
-vitamin B1
-vitamin B2
-vitamin C
KULLANILDIĞI ALANLAR
-Kronik kabızlık semptomlarının giderilmesinde,tıbbi tedaviye destek amaçlı,
-Kansızlık ve Demir Eksikliği anemisi semptomlarının giderilmesinde,tıbbi tedaviye destek amaçlı,
-Kapari bitkisinin Anti-Tümör özelliği Amerika'da yapılan klinik deneylerle ispat edilmiştir.
-Karaciğer fonksiyonlarının düzenlenmesine yardımcı olarak kullanılabilir,
-Cinsel fonksiyonları arttırmaya yardımcıdır,
-Adet düzensizliklerinin giderilmesine yardımcı olur,
-Bronşlarda biriken balgamlarının atılmasına yardımcı olur,
-Hemoroit problemlerinin semptomlarının giderilmesinde tıbbi tedaviyi destekleyen bir gıda takviyesidir.
-Kan temizleyici ve plazma yenilemeye yardımcıdır.
-Viral enfeksiyonların,antijenlerinin atılmasına yardımcı olmak üzere kullanılabilen bir gıda takviyesidir.
-Alerjik durumların semptomlarının azaltılmasını sağlamak ve tıbbi tedaviyi destekleyici nitelikte kullanılabilir.
KONTRENDİKASYONLAR
Bu ürünün içeriğinde bulunan bitkiler T.K.İ.B'nın bitki pozitif listesinde yer almaktadır.İçerikte bulunan bitkilerin,yapılan klinik deneyleri
neticesinde,herhangi bir kontrendike vakaya rastlanmamıştır.(Bkz.References)
KULLANIM ŞEKLİ(Pozoloji)
Aksi Belirtilmemişse 3x2 tablet yemeklerden 1 saat sonra bol su ile yutularak kullanılması önerilir.
Öksürük için pratik bitkisel çözümler
Etiketler: Ahmet Maranki, Sağlık on
Uzun süren öksürükler bir hastalık olmayıp,çeşitli hastalıkların belirtisidir. Herhangi bir tıbbi hastalığa bağlı olmayan uzun süreli öksürüklerde bazı bitkisel tedaviler uygulanabilir.
Okaliptüs,nane, ıhlamur, zencefil, meyankökü hapları ve şurupları. c vitamini, ıhlamur, zencefil, şahtere, hibiskus, meyankökü öksürük için faydalıdır.
Ihlamur, zencefil, meyankökü birlikte kaynatılırsa etkisi büyük olur.Yulaf samanı çayı ile üzerlik tohumu da kronik bronşite ve öksürüğe iyi gelir.
Öksürük için pratik bitkisel formüller:
* Malzemeler:
2-3 parça parmak ucu kadar zencefil,
iri bir tutam ıhlamur,
1 çay kaşığı hibiskus,
1 çay kaşığı şahtere otu
Uygulanışı: Malzemeler 1 su bardağı kadar suda 3-4 dakika kaynatılır.2-3 dakika demlendirildikten sonra içilir.
Şekeri fazla kullanmak doğru değildir. Çaya nöbetşekeri konulursa öksürüğü azaltır.
* Günde 2-3 kere meyankökü çiğnemek de yararlıdır.
* Zencefil, kekik ve alerjik kökenli olmayan öksürükte karabiber faydalıdır.
* Kronik öksürük için 2 adet karaturp,kabak oyacağı ile 5-6 yerinden oyulur.oyukların içine bal doldurulur ve sadece oyukların üstü turp parçaları ile kapatılarak 24 saat bekletilir.Sonra içindeki sıvı şişeye doldurulur ve günde 3 çorba kaşığı içilir.
* Kuşburnu, ısırgan, zencefil, şahtere ve hibiskus çaylarını içmek de yararlıdır.
* Ebegümeci kaynatılır,zeytinyağı ve limon katılarak bol bol yenirse göğsü yumuşatır.Öksürüğü hafifletir ve balgam söker.
*Toz zencefil ile bal karıştırılarak yenilirse öksürüğe iyi gelir.
Prof. Dr. Ahmet Maranki
sarıkanarya_41
04-03-2009, 22:41
sayın truva55 size bolumun yetkılısı olarakk cok tesekkur ederım cunku marankı hocanın kıtapları yok satar baskılar hatta ıkıye uce cıkar.gercek bılgılerı bıtkı yararlarını halka arz eden bır uzmanın bıtkılerle sagık ve yararlarını burada acman benı mutlu ettı.tum arkadaslara seslenıyorum marankı hocanın vemıs oldugu puf noktaları supersat farkıyla buradan takıp edebılırsınız konu sabıtlenmıstır.
grip için bitkisel çözüm önerileri:
1- Soğan suyu sıkılır.1 çay bardağı su ve bir miktar balla karıştırılıp günde 2-3 defa içilir.
2- Bir bardak kaynar sütün içine 5 gr. ufalanmış adaçayı konulurak 10 dakika demlendirilir. günde 2-3 bardak içilir.
3- Bir bardak kaynar suya 2 gr ıhlamur konulur.!o dakika demlendirilir.günde 3-5 bardak içilir.
4- Bir bardak kaynar suya 1 çay kaşığı tarçın konur.10 dakika bekletilip günde 2-3 bardak içilir.
5- Bir bardak kaynar suya 1 çay kaşığı toz zencefil konur.10 dakika demlendirilir.günde 3 bardak içilir.
6- Bir bardak kaynar suya 5 gram biberiye konularak 10 dakika bdemlendirilir.Günde 2-3 bardak içilir.
7- İki bardak suya 1 adet limon kabuğu ile doğranır.5 gr. ıhlamur konularak 10 dakika kaynatılır.Günde 3-4 bardak içilir.
emeği geçen ve geçecek olan üstadlara tesekkürlerimi bir borç bilirim
Ses kısıklığı için bitki çayı
Etiketler: Ahmet Maranki, Sağlık on
Prof. Dr. Ahmet Maranki'nin Ses kısılmasını önlemek, ses kısılmasını tedavi etmek, ve sesi de güzelleştirmek için bitki çayı önerisi.
Malzemeler:
• Zencefil
• Nar çiçeği
• Hibiskus
• Adaçayı
Hazırlanışı: Bitkilerden eşit miktarda karıştırarak cam kavanozda saklayın. Bu karışımdan bir tutam alarak 1 su bardağı kaynar suyun içine koyup kısık ateşte 5 dakika demlendirdikten sonra yudum yudum için.
Bademcikler dilin arkasındaki lenf düğümcükleridir. Ağzın gerisinde her iki tarafta birer adet olmak üzere iki tanedirler.
Diğer görevlerinin yanısıra en önemli görevi ağza giren mikro organizmaları filtrelemektir. Fakat çok miktarda bakteri girdiğinde direnemedikleri için iltihaplanırlar ve şişerler.
Buna bademcik iltihabı (tonsilit) denilmektedir. Özellikle 9 yaş altında çocuklarda çok görülmektedir. Bademcik iltihabı, vücudun kendisini enfeksiyonlara karşı koruduğunu göstermektedir.
Bademcik için pratik bitkisel çözümler
* Kekik, okaliptüs, ıhlamur, kuşburnu, ebegümeci, böğürtlen, adaçayı, sinirli ot ve kayışkıran gibi bitkilerin tamamı veya bulduğunuz kadarı, 2 litre kaynar suyun içine birer tutam atıldıktan sonra, 1 saat demlenmeye bırakılır. Bu karışımın bir gün içinde, su yerine içilerek tüketilmesi gerekmektedir.
* Ağız içinden bademciklere tuz sürüldüğünde iltihabı boşaltır.
* Erik yaprakları kaynatılarak, suyu ile gargara yapılabilir.
* Bir bardak sıcak suyun içine bir kaşık dövülmüş kenevir konur. 10 dakika bekletildikten sonra bir günde tüketilerek içilir.
* Bir bardak kaynar suyun içine 10-12 gram adaçayı konularak, 5 dakika kaynatılır. Elde edilen su ile boğaz gargara yapılır.
bademcik iltihapları için gargara formülünü açıkladı.
Malzemeler:
• 1 bardak kaynatılmış soğutulmuş su
• 1 kaşık karbonat
• 10 damla tentürdiyot
Hazırlanışı:
• 1 bardak suya karbonat ve tentürdiyot koyduktan sonra bu karışım ile sabah ve akşam gargara yapın.
veya
• Tentürdiyota batırılan bir pamuk (kulak temizleme çubuğu vb.) ile ağız çevresine ve bademciklerin üstüne pansuman yapın.
bilgiler mükemmel... maranki bu işi biliyormuş..
Cilt bakımı
Sağlıklı, güzel ve pürüzsüz bir cildiniz olmasını istermisiniz? Prof. Dr. Ahmet Maranki'nin cilt bakımı için önerilerini deneyin.Bebek cildi gibi bir cilde sahip olun.
* Soyduğunuz sebzelerin kabukları cilde çok faydalıdır, sakın atmayın. Patates, salatalık ve havuç gibi sebzelerin kabuklarını blenderdan geçirerek püre haline getirin.
Elde ettiğiniz pürenin içine çiğ süt ilave ederek cildinize maske olarak uygulayın. 10-15 dakika beklettikten sonra cildinizi ılık su ile yıkayın.
* İçilebilir yani hijyenik gülsuyu cilt için mucize iksirdir. Yedi gün boyunca hiç makyaj yapmadan cildinizi sadece gülsuyu ile temizleyin. Pürüzsüz ve sağlıklı bir cilde sahip olacaksınız.
sivilceler için soğan suyu kürünü öneriyor.
Bir orta boy soğanın baş kısmmına vurarak parçaladıktan sonra kabuğu ile beraber cam bir kavanoz içindeki 1 litre ılık suya koyun.
1 gece beklettikten sonra sabah aç karnına 1 su bardağı soğan suyunu için kalanını da aile fertleriniz içsin. Bu kürü 10 gün uygulayın. Her gün taze olarak hazırlanmalıdır.
Prof.Dr.Ahmet Maranki bu uygulama sonrasında sorunsuz ve pürüzsüz bir cilde sahip olacağınızı söylüyor.
Geceleri yatmadan önce mutlaka cildinizi temizlemek ise önemli olan bir diğer nokta...
ergenlik sivilceleri için pratik çözüm önerileri :
* Bir su bardağı suya, 10 gram taze ya da kuru ceviz yaprağı konularak 10 dakika kaynatılır,elde edilen su ile sivilcelerin üstüne kompres yapılır.
* Taze sinirotu yaprakları ezilerek, lapa haline getirilip sivilcelerin üstüne konur.
* Sabun otu kökü kaynatıldıktan sonra elde edilen suyla cilt temizlenir.
* Marul sıkılarak, suyu ile sivilceler üstüne kompres yapılır.
* 3 su bardağı suyun içine, 20 gram marul doğrandıktan sonra 2 saat kaynatıldıktan sonra, elde edilen su ile sivilcelere kompres yapılır.
* Civanperçemi otu 5 dakika kaynatıldıktan sonra 15 dakika bekletilir, elde edilen su ile günde bir kaç kez sivilceler üstüne kompres yapılır.
cilt bakımı için yumurta-havuç maskesi
Malzemeler :
1 yumurta sarısı
yarım tatlı kaşığı zeytinyağı
1 tatlı kaşığı dolusu havuç suyu
Uygulanışı: Malzemeler iyice karıştırılır. Önceden yıkanmış cilde uygulanır. 15 dakika etki etmesi beklenir.Ardından bol su ile yıkanır.
Cilt maskeleri, Cilt bakımı
Malzemeler :
2 yemek kaşığı yulaf unu
2 yemek kaşığı rendelenmiş limon kabuğu
6yemek kaşığı dolusu buğday kepeği
Uygulanışı: Malzemeleri iyice karıştırdıktan sonra biraz su ile lapa haline getirin. Bu karışımla yağlı cildinizi 2-3 dakika boyunca temizleyin.Ardından ılık su ile yıkayın.
Önemli olan kanın temizlenmesi ve sağlıklı beslenmekdir. Kanınızı temizlemek için Kozmik beden temizliği uygulamasını mutlaka yapınız.
Yüzdeki çilleri gidermek için, 1 çay bardağı çiğ sütün içine 1 tane salatalığı doğrayıp koyun. 2 saat beklettikten sonra süzün. Salatalık tülbent ile sıkılarak özünün süte geçmesi sağlanmalıdır.
Elde ettiğiniz süt ile yüzünüze sık sık pamukla pansuman yapın. 20-25 dakika sonra yüzünüzü ılık su ile yıkayın.Bu uygulamaya 10-15 gün devam ettiğinizde yüzünüzdeki çiller geçer.
Ayrıca Gül suyu ile sabah akşam cildinizi temizleyin.
Loğusalık,sonbahar,kronik rahatsızlıklar,yanlış diyet ve rejimler,uzun süreli ruhsal gerginlik gibi dönemlerde saç dökülmesi artabilir.
Hatalı beslenme,demir,kalsiyum,çinko,A,E,D vitamin eksikliği saç dökülmesinin önemli sebeblerindendir.
Malzemeler:
Bir tatlı kaşığı susamyağı
Bir tatlı kaşığı bademyağı
1/2 tatlı kaşığı hint yağı
2 ampul bepanten
2 ampul E vitamini ılık olacak şekilde 1 kabın içinde karıştırılır.
Bu karışım önceden 2-3 dakika su buharına tutulmuş olan saçlı deriye, avuç içiyle ve yumuşak hareketlerle yedirilir. 10 dakika saçlı deriye emdirildikten sonra bir şampuanla saçı aşırı zorlamadan yağın fazlası akıtılır.
Daha sonra saçlar soyalı veya doğal saç kremleriyle nemlendirilir.
Akşam yatmadan Çam yağı (çam terebentin değil),sarımsak yağı,badem yağı ve ceviz yağı eşit miktarda karıştırılarak saç diplerine sürülürek masaj yapılır.Bone ile birkaç saat kadar kapatılır.Sabah sirkeli ılık su ile yıkanır.
Bu uygulamaya 3 hafta devam edilir.
Mevsim geçişleri genellikle saç dökülmelerinin daha çok yaşandığı dönemlerdir. Günde belli bir sayıdan fazla saç telinizi kaybediyorsanız, kellik tehlikesi altındasınız demektir.
Saç dökülmelerini önlemek için Prof. Dr. Ahmet Maranki'nin ceviz kabuğu kürünü deneyin:
Ceviz kabuğu kürü:
20 tane cevizin sert olan kahverengi kabuğunu, 1 litre suya koyarak 10-15 dakika kaynatın.Elde edilen ceviz kabuğu suyu ile her gün sabah ve akşam saçlarınızı yıkayın. Düzenli uyguladığınızda kısa sürede saç dökülmeniz duracaktır.
Egzama, çeşitli sebeplerle ortaya çıkan ve deride kızarıklık, şişme, veziküller, kaşıntı gibi belirtilerle görülen daha çok psikosomatik nedenli deri hastalığı.
Başlıca özelliği, kızarık deri üzerinde beliren kabarcıklardır. Akut, kronik, yaş ve kuru egzama gibi türleri vardır.
Egzama için pratik bitkisel çözüm önerileri:
* 1 çay bardağı su ya da ispirto içerisinde on tane aspirin eritilerek, pamukla egzamalı cilde sürülür.
* Taze sarımsak otu sıkılarak, elde edilen su egzamalı cilde sürülür.
* Toz karanfil ve toz haline getirilen nöbet şekeri ile karıştırılarak elde edilen karışımdan sabah akşam yenir.
* Funda tohumu kaynatılır, posası egzamalı cilde sarılır.
* Bir bardak suyun içine 10-15 gram adaçayı konulup 5 dakika kaynatılarak bu su ile egzamalı cilt yıkanır veya kompres yapılır.
* Bir avuç ısırgan yaprağı ispirto içerisine konularak bir hafta bekletildikten sonra aynı oranda su ile karıştırıldıktan sonra egzamalı cilde pansuman yapılır.
*Defne yaprağı, tohumu ve ince dalları kaynatılır. Sıcak bir şekilde egzamalı cilt 5-10 defa bu suyun içerisine sokulur.
*Kekik kaynatılarak egzamalı cilde pansuman yapılır.
*Muz ezilir, limon suyu ile merhem haline getirilir ve hastalıklı cilde sürülür.
*El ve ayak egzamaları için taze dut kaynatılıp ya da dut pekmezi sıcak suda ıslatılıp el ve ayaklara gece yatarken sürülmesi ile egzama engellenebilir. Dut pekmezi kanı temizlediği için tüketilmesi egzama tedavisine yardımcı olmaktadır.
İçerden bitkisel destek
Malzemeler:
-Kırmızı pancar
-Beyaz lahana
-Elma ve havuç
-1 Tatlı kaşığı zeytin yağı
-Mevsimine göre içine ıspanak, kereviz, maydanoz veya tere katılabilir.
Hazırlanışı: Malzemelerin tamamının suyu katı meyva sıkacağı ile sıkılarak 21 gün boyunca sabah aç karnına yudum yudum 2 bardak içilecek. 1 hafta ara verildikten sonra kür tekrar edilecek. 1 hafta sonunda metabolizmanız normale dönmeye başlayacak ve karaciğeriniz temizleneceği için yavaş yavaş alalarınız azalmaya başlayacaktır.
Dışardan bitkisel destek
Hibrit tohumu olmayan (genetiği ile oynanmamış) mısır haşlayarak yiyin , mısırın haşlama suyunu için.Mısırın koçanını atmayıp kurutun, öğüterek tozunu yemeklerinize serperek yiyin, çok yararını görürsünüz
Mısır lapası kürü
Mısırı lapa şeklinde pişirerek vitiligo-ala olan bölgelerinize suyunu ve lapasını sürün
Korunmak için
-Güneş ışınlarının dik olduğu saatlerle (10-16 saatleri arasında) güneşe çıkmayın. Dışarı çıkarken güneş koruyucu kullanın
-Havuzadan çıktıktan sonra kesinlikle vücudunuzu klorlu sudan arındırmak için mutlaka duş alın
-Vitiligo ( ala ) hastalığı olanlar bol bol soğuk su ile (sıcak su ile değil) yıkanmalıdırlar.
Prof. Dr. Ahmet Maranki Selülit giderici masaj yağı önerdi. Ahmet Maranki bu yağ karışımı ile selülitli bölgeler 7 gün masaj yapıldığında selülitleri giderdiğini söyledi.
Selülit için masaj yağı:
• Biberiye yağı
• Kekik yağı
• badem yağı
• buğday yağı
Uygulama: Eşit miktarda Biberiye ve kekik yağını ve bu yağların yakıcı etkisini hafifletmek için az miktarda buğday ve badem yağını karıştırdıktan sonra Akşam yatmadan önce selülitli bölgelere aşağıdan yukarı doğru masaj yapın ve streç filmle sarın. Sabah kalktığınızda açın.
Bu uygulamayı en az 7 gün yapın.
Kırışık Önleyici Maske 1
* 1 çay kaşığı bal
* 1 çay kaşığı gliserin
* 1 yumurta sarısı
Malzemeleri iyice karıştırarak elde ettiğiniz mas***i gece yatmadan önce yüzünüze sürün. Sabah kalktığınızda bol suyla yıkayın.
Kırışık Önleyici Maske 2
* 20–25 gram yaş maya
* süt veya bitki yağı
Malzemeleri bir kapta koyulaşana kadar karıştırın. Yüzünüze sürün ve 15–20 dakika kadar bekletin. Bol suyla yıkayın.
Kırışık Önleyici Maske 3
* 1 yumurta akı veya sarısı
* 1 yemek kaşığı kavrulmuş mısır unu
İyice çırpılmış yumurta akı veya sarısını mısır ununa katıp karıştırın. Gece yatmadan önce yüzünüze sürün. Sabah kalktığınızda bol suyla yıkayın.
Kırışık Önleyici Maske 4
* 1 çay kaşığı badem çekirdeği kepeği
* 1 çay kaşığı su
* 1 çay kaşığı gliserin
Malzemeleri bir kapta karıştırın, elde edilen karışımı sorunlu bölgeye sürün. Yarım saat beklettikten sonra ılık suyla yıkayıp krem sürün.
Anarhan Nadirova
Malzeme:
1 tatlı kaşığı sumak tozu
1/2 çay kaşığı tuz
1 çay kaşığı toz hindistan cevizi
Uygulama : Dişlerinizi fırçaladıktan sonra,diş etlerinize bu karışımı sürün.Diş eti çekilmelerinde yararlıdır.
Ağız kokusu gidermek için maydanoz ve yeşil çay
Ramazan'da gün içinde uzun süre sıvı tüketilmediğinden ağız kuruluğu oluşur.
Tükürük ağız içini yıkayan, koruyan, temizleyen, hijyenini sağlayan önemli bir vücut salgısıdır. Tükürük olmadığı zaman gıda artıkları ağzımızın girinti çıkıntılarında kalır.
Ve bunlara bağlı ortaya çıkan bir takım oksijensiz ortamda yaşamayı seven bakteriler, ağız içinde birikir, çoğalır ve onların ortaya çıkardığı gazdan da ağız kokusu oluşur.
Ramazan ayındaki ağız kokusundan kurtulmak için iftar ile sahur arası bol sıvı tüketmek gerekir. Sahurda oruçlu hale başlamadan önce, mutlaka ağız hijyenine dikkat edilmeli, dişler çok iyi bir şekilde fırçalanmalı.
Ayrıca dilin üst bölümünün temizliğine de dikkat edilmelidir. Yoğurt yemek, maydanoz çiğnemek ve yeşil çay tüketmek de ağız hijyeninde önemli bir yere sahiptir.
Dildeki çatlaklar için karadut şurubu faydalıdır. Karadut şurubu ağız ve boğaz enfeksiyonları için de faydalıdır.
Karadut meyvesi çok güçlü antioksidanlar içermektedir. Bu güçlü antioksidanlar vücuttaki serbest radikalleri etkisiz hale getirerek bağışıklık sistemini güçlendirir. İçerdiği flavonoidler sayesinde ise kalbi korur aynı zamanda da yaşlanmayı geciktirici etkiye sahiptir.
Karadut bitkisi böceklenmeyen tek organik bitkidir. Betakaroten ihtiva eder. Ancak zamanı çok çabuk geçtiği için en bol olan zamanlarında kaynatarak şurubunu yapabilir ve bu karadut şurubunu derin dondurucuda saklayabilirsiniz. Kanserden korunmak için Sağlık ve gençlik kaynağı olan bu şurubu mutlaka tüketin.
Karadut nelere iyi geliyor?
* Halsizliği, aşırı yorgunluğu giderir
* Ağız ve boğaz enfeksiyonlarına tavsiye edilir
* Kanı temizler anemi hastalarına tavsiye edilir
* Kan basıncını düşürür
* Sindirim sistemi kronik hastalığına faydalı
* Mide salgılarını arttırır
* Sindirimi sistemini düzenler
* Saçların ve dişlerin güçlenmesini sağlar
* Kronik gastrit ve hepatit tedavisinde kullanılabilir
* Uykusuzluğa iyi gelir
Ağız temizliği için limon suyu
Yarım limonun suyunu sıkarak bununla ağzınızda gargara yapın. Limon suyunda bulunan sitrik asit, hem ağzınızın Ph dengesini koruyacak hem de bakterileri yok edecektir.
Naneli diş macunu
Malzemeler:
6 çay kaşığı karbonat
1/3 çay kaşığı tuz
4 çay kaşığı gliserin
15 damla nane esansı
Hazırlanışı : Malzemelerin tamamını karıştırarak çalkalayın. Diş macunu kıvamına geldiği zaman ağzı kapalı bir kabın içinde saklayın. Bu macunun vereceği ferahlık hissinden çok memnun kalacaksınız.
Limonlu gargara
Malzemeler:
3/4 fincan votka
2o damla limon özü esansı
1 1/4 fincan dinlenmiş su
30 damla bergamot özü esansı
Hazırlanışı: Votkayı ve yağları bir şişeye koyarak karıştırın. Günde bir kere çalkalamak suretiyle bir hafta bekletin. Kullanacağınız zaman 1 ölçü bu karışımın içine, 3 ölçü de su ilave ederek ağzınızı yıkayınya da gargara yapın. Kesinlikle içmeyin.
Dişleri beyazlatmak için
Bir tatlı kaşığı öğütülmüş adaçayı ve bir çay kaşığı kabartma tozunu karıştırın. Bu karışımla dişlerinizi fırçalayın.
Haftada bir kez olgun çileğe fırçanızı batırıp dişlerinizi fırçalayın. Böylece hem ağzınız güzel kokar hem de dişleriniz parlar.
Cinsel gücü artıran yiyecekler
Çin'de yapılan bir araştırma sonuçlarına göre, ****** etkisi yapan ve uzmanların cinsel güç ve cinsel isteği artırmak için tavsiye ettiği yiyecekler kadınlara ve erkeklere göre şöyle sıralanmakta:
Erkekler için: maydanoz bol c vitamini içerdiği için kadınlar ve erkekler için gençlik ve sağlık kaynağıdır
nane, tarçın, kekik, vanilya, sivri biber, hardal, kereviz, ayçiçeği, greyfurt, susam, yumurta, kuşkonmaz, enginar, bezelye, badem, ceviz,
hindi çinko içerir üstelik daha ucuz ve protein açısından da zengindir, roka bol miktarda demir ve C vitamini içerir,
Şalgam, antep fıstığı ve fındık içerdikleri doymamış yağ asitleri ve E vitamininden dolayı afrodizyak olarak kullanılırlar,
salatalık, kuşkonmaz, soğan, domates, fesleğen, karpuz, Hindistan cevizi, bal, pekmez, kivi, mango.
Kadınlar için önerilen cinsel güç artırıcı yiyecekler:
Çikolata içeriğindeki yüksek şeker ve kalori nedeniyle cinsel uyarıcı ve ***if verici. Çikolata beyindeki serotonin seviyesini de artırıyor ve mutluluk hissi veriyor.
Ve kadınlar erkeklere nispeten çikolatanın bu özelliklerine karşı daha duyarlı.
Ahududu, yoğurt, kırmızıbiber, köri ve diğer baharatlar ile baharatlı yiyeceklerin de kadınlar üstünde cinsel açıdan yararlı olduğu söylenmekte.
Rezene: Bilinen en eski afrodizyaklardan olan rezeneden hergün bir parça tüketilmesi cinsel gücü artırır. Rezenenin tohumundan çay da yapılır.
Bitki Çayları: Vücuttaki sıvıların akışını hızlandıran bitki çayları içilince, kan dolaşımı hızlanır tutkularda ve heyecanlarda artış olur. Enerji seviyesini de yükselten bitki çayları **** yaşamını canlandırır.
Ginseng: Binlerce yıldan beri Çin'de ilaç yapımında kullanılan ginseng; hormonal sistemi uyarır, erken yaşlanma sürecini yavaşlatır ve göz ardı edilemeyecek güçler verir.
Limon: Yemeklerde kullanılan limon tuzu ve limon suyu, **** gücünün artmasında olumlu etki yapmaktadır
OCAK
Balık: Kefal, tekir,kırlangıç, istrongilos, levrek,
Sebze: Kereviz, lahana, brüksel lahanası, brokoli, havuç, pırasa, ıspanak, pazı, kara turp, kırmızı turp
Meyve: Elma, nar, portakal, armut, ayva, greyfurt
Bu ay sofranızdan eksik etmeyin:
Sebze ve etsuyu ile hazırlanan çorbaları sofranızdan eksik etmeyin. Hareketsiz geçirilen soğuk kış günlerinde çorbalar bağırsak sisteminizi düzenler.Soğuk havalarda vücuda direnç veren balık ve baklagiller de en çok tüketilmesi gereken besinlerdendir.
ŞUBAT
Balık: Uskumru, istavrit, lüfer, palamut, tekir, kefal, kalkan, gümüş balığı,
Sebze: Brokoli, brüksel lahanası, karnabahar, pazı, ıspanak, pırasa, pancar, defne yaprağı, havuç, turp.
Meyve: Elma, portakal, muz, armut, greyfurt, ayva.
Bu ay sofranızdan eksik etmeyin:
Kansere karşı etkili lahanagilleri (lahana, brüksel lahanası, karnabahar ve brokoli) sık sık tüketin. Bol beta-karoten içeren havuç ile salata, zeytinyağlı yemek ya da havuç suyu hazırlayın.
MART
Balık: Levrek, kalkan, kefal
Sebze: Ispanak, havuç, pırasa,kırmızı turp, brokoli.
Meyve: Elma, muz
Bu ay sofranızdan eksik etmeyin:
Mart, yaza hazırlanılan aydır. Hafif beslenmeye ve diyet yapmaya başlamanın tam zamanıdır. Mart, aynı zamanda ilkbahara geçiş yapılan aydır. Bu sebeple hafif ve bir o kadar da direnç veren besinleri tüketmeye özen göstermeniz gerekir. Balık, ızgara et, sebze ve meyveler bol tüketilmelidir.
NİSAN
Balık: Kalkan, kılıç, kırlangıç, tekir, barbunya
Sebze: Taze soğan, taze sarımsak, kuşkonmaz,taze kekik, bakla, marul.
Meyve: Can erik
Bu ay sofranızdan eksik etmeyin:
Kuzu etinin en taze ve lezzetli zamanıdır. Bu aylarda et olarak kuzu eti tercih edilmelidir. Sütlü hafif tatlılar yiyin. Sabah kahvaltılarında ve geceleri yatmadan evvel bir bardak süt içmelisiniz. Hafif ama sağlıklı beslenip ve açık havada düzenli yürüyüşler yaparak fazla kilolarınızla vedalaşabilirsiniz.
MAYIS
Balık: Barbunya, levrek, kılıç, kırlangıç, dilbalığı,
Sebze: Enginar, bakla, madımak, semizotu, papatya, ebegümeci, domates, salatalık.
Meyve: Çilek, yeşil erik, malta eriği, dut.
Bu ay sofranızdan eksik etmeyin:
Çilek kısa ömürlü bir meyvedir. İçeriğinde bulunan zengin vitaminler (özellikle C vitamini) ve mineraller sayesinde ani enerji vererek, geçiş mevsiminde ortaya çıkabilen yorgunluk belirtilerini gidermektedir.
HAZİRAN
Balık: Mercan, levrek, barbunya.
Sebze: Enginar, taze patates, taze fasulye, bakla (ayın ortasına kadar), bezelye, kabak, patlıcan, sivribiber, domates, salatalık, kuzu ıspanak, semizotu, rezene, marul, üzüm yaprağı, taze soğan, taze sarımsak, dereotu, dolmalık biber, çalı fasulyesi.
Meyve: Kiraz, yeşil erik, malta eriği, kayısı, şeftali, dut.
Bu ay sofranızdan eksik etmeyin:
Kısa ömürlü dut ve kiraz bu ayda bol bol tüketilmelidir. Her ikisi de zengin vitamin ve mineral kaynağıdır.
TEMMUZ
Balık: Sardalye, barbunya, tekir, ıstakoz, böcek, pavurya.
Sebze: Domates, salatalık, bezelye, dereotu, kum havucu, taze fasulye, kuzu ıspanak, kabak, patlıcan, semizotu, sivribiber, dolmalık biber, çalı fasulyesi, barbunya fasulyesi.
Meyve: Kayısı, şeftali, kavun, sarı erik, karpuz, ahududu, vişne.
Bu ay sofranızdan eksik etmeyin:
Semizotu, balıktan sonra en çok omega-3 içeren sebzedir. Vücut tarafından üretilmeyen bir yağ asidi olan Omega-3, kalp hastalıklarına, zihinsel karışıklığa ve bunamaya karşı ekilidir.
AĞUSTOS
Balık: Çingene palamudu, mercan, kılıç, sardalye.
Sebze: Domates, salatalık, patlıcan, dolmalık biber, çarliston biber,sivribiber, taze fasulye, barbunya fasulyesi, kabak, mısır, kırmızı salçalık biber.
Meyve: Kayısı, kavun, kırmızı erik, şeftali, vişne, böğürtlen, karpuz, incir, mürdüm eriği, üzüm.
Bu ay sofranızdan eksik etmeyin:
Yaz meyve ve sebzelerinin en olgun zamanıdır. Bol meyve yemelisiniz. Bunun yanısıra balık, zeytinyağlı sebze, hafif soslu makarnaları günlük öğünlerinize paylaştırın.
EYLÜL
Balık: Palamut, lüfer, kılıç, sardalye, kolyoz, kırlangıç.
Sebze: Mantar, patlıcan, mısır, pazı, biberiye, barbunya fasulyesi,kabak, dolmalık biber, kırmızı salçalık biber.
Meyve: Mürdüm eriği, fındık, kavun, karpuz, incir, üzüm.
Bu ay sofranızdan eksik etmeyin:
Eylül, kışa hazırlık ayıdır. Vücudu soğuk mevsime hazırlamak gerekir.Bol balık, sebze, meyve ve makarna gibi enerji verici karbonhidratlar ağırlıklı beslenin. Mürdüm erik ve fındığı her gün belli bir miktar tüketmeye özen gösterin.
EKİM
Balık: Palamut, lüfer, istavrit, barbunya, kılıç, mercan, sardalye.
Sebze: Mantar, fındık, ceviz, ıspanak, yerelması, pırasa, lahana,kıvırcık salata, kırmızı turp, karnabahar, havuç.
Meyve: Armut, ceviz, üzüm,elma, greyfurt, mandalina, muz.
Bu ay sofranızdan eksik etmeyin:
Ekim ayında omega-3 içerikli cevizin tam zamanı. Cevizi bu aylarda bol bol tüketin. Ayrıca mantarlı nefis yemekler pişirebilirsiniz. Mantar, balık, et ve sebzelere çok yakışır. Mantarı ızgarada üzerine peynir serperek pişirip kahvaltıda da yiyebilirsiniz.
KASIM
Balık: Mezgit, ringa
Sebze: Balkabağı, kabak, lahana, kereviz, pırasa, yerelması, havuç,ıspanak, karnabahar, pazı.
Meyve: Ceviz, kestane, üzüm, elma,muz, mandalina, nar, armut, kivi,greyfurt, Trabzon hurması.
Bu ay sofranızdan eksik etmeyin:
Kasım ayında balkabağından bol bol yararlanın. Çorbası, tatlısı ve pastası ile nefis lezzetler hazırlayabilirsiniz. Balkabağını ayrıca etli sebze yemeklerine de ilave edebilirsiniz. İçerdiği bol beta-karoten sayesinde kansere karşı etkili bir sebze.
ARALIK
Balık: Levrek.
Sebze: Balkabağı, lahana, yerelması, pırasa, brüksel lahanası,karnabahar, ıspanak, kereviz, havuç, pazı, kara lahana.
Meyve: Elma, mandalina, portakal, nar, armut, muz, kivi, kestane,greyfurt, ayva, Trabzon hurması.
Bu ay sofranızdan eksik etmeyin:
Soğuk algınlığı hastalıklarına yakalanmamak için sağlıklı beslenin.Portakal veya greyfurt suyu için. Ispanak, baklagil, et, yoğurt, muz,elma ve kuruyemişleri bol tüketin.
Yemekten sonra çay içmek yanlış mı?
Yapılan bilimsel araştırma sonuçları çayın içinde bulunan tanen kimyasalının demir mineralinin emilimini bir miktar azalttığını göstermektedir. Bu bilgiden hareket ederek bazı diyet uzmanları yemek yedikten sonraki bir saatlik süre içerisinde çay içmenin yanlış olduğunu söylüyorlar.
Ben burada birazcık bir “bilginin abartılması” durumunun sözkonusu olduğunu düşünüyorum. Yemeğin ardından içilen bir bardak çayın demir mineralinin emilimini ciddi ölçülerde etkileyeceğini sanmıyorum.
Özellikle geleneksel Türk kahvaltısının ayrılmaz bir parçası olan sabah çayınızdan demir eksikliği anemisine yakalanırım korkusu ile vazgeçmenize gerek yok.
4-5 dakika demlenmiş çay sindirim sistemini uyarır. Eğer bunu 8-10 dakika demlerseniz ***if veren ve rahatlatan bir etki verir. Ancak günde 4 bardaktan fazla çay kalp krizini tetikler. Çok fazla içilmesi de doğru değil.
Yeşil çay ve faydaları hakkında eğer hala şüphe duyan ve içmeye henüz başlamamış olanlar varsa, bir kere daha yeşil çayın faydalarını hatırlatmak fayda var.
Günde bir fincan içtiğiniz yeşil çayın sadece vücudun hastalıklara karşı savaşma konusunda bağışıklık sisteminize yardım ettiğini düşünüyorsanız, sizin için daha da güzel haberlerimiz var!
1. Kanser Riskini Düşürür: Bir antioksidan çeşidi olan polifenoller yeşil çay içinde bolca bulunur. Bu antioksidan çeşidi, kanser hücrelerinin vücudunuzda barınmasını zorlaştırır, kan damarlarındaki akışkanlığı güçlendirir. Yapılan birçok çalışma ışığında şunu biliyoruz ki, yeşil çay içmek, meme, kolon, mide, ve prostat kanserleri riskini azaltmaktadır.
2. Cildi Pürüzlerden Kurtarır: Bir sıyrık, ısırık veya ufak bir cilt yaranız varsa, size çok ilginç bir yöntem söyleyebiliriz. Yeşil çay yapraklarını, demleme sonrası atmayın. Islanmış yeşil çay yapraklarına pamuk ile bastırın, daha sonra bunu cildinize sürün. Çay, doğal bir antiseptik görevi görür ve ciltte bölgesel kaşınmayı önlemede yardımcı olur.
Güneş yanıkları veya akşamdan kalma gözaltı morlukları için de aynı yöntemi deneyebilirsiniz. Yeşil çay aynı zamanda güneşten kaynaklanan cilt kanserini önlemede yardımcı maddeler içerir. Güneşe çıkmadan önce pamukla ıslatılmış yeşil çay özütlerinden cildinize sürebilirsiniz.
3. Kan Basıncınızı Düzenler: Sağlıklı bir kan basıncı oranına sahip olmanın önemini biliyorsunuz. Günde sadece yarım fincan yeşil çay içenlerin, içmeyenlere oranla %50 daha az hipertansiyon riskleri bulunuyor.Polifenollere geri dönüyoruz, yeşil çay içerisinde bulunan bu antioksidanlar, yüksek kan basıncını önler ve kan damarlarının büzüşüp daralmasını engellerler.
4. Hafızanızı canlı tutar: Yeşil çayın hafızayı diri tuttuğunu biliyor muydunuz? Yetişkinler üzerinde yapılan bir araştırmada, günde en az 2 fincan yeşil çay içenlerin, içmeyenlere oranla daha az zihinsel gerileme ve idrak kabiliyeti sorunları yaşadığı gözlemlenmiştir.
Bunun nedeni, yeşil çayın içinde bulunan antioksidanların, vücudumuzdaki serbest radikaller ile savaşması ve böylece beynimizdeki sinirlere ekstra bir koruma sağlamasıdır. Hem lezzetli, hem de sizi Alzheimer ve Parkinson hastalıklarından koruyan bu sihirli içeceği reddetmeyin.
5. Genç Kalın: Daha genç ve daha sağlıklı arterlere sahip olmak, sizin de daha sağlıklı ve genç bir vücuda sahip olmanız demektir. Kan damarlarında oluşacak sorunlar, kalp krizi ve felç riskinizi artıracak serbest radikallerin çoğalması ile enerjiniz tükenir ve Gerçek Yaşınız yukarıya fırlar.
Ne kadar yeşil çay gerekiyor? Günlük 1-2 fincan içeceğiniz yeşil çay sayesinde bozulan arterlerden, tıkanmaktan dolayı oluşan kolesterole kadar tüm sorunların oluşmasını engelleyebilir.
6. Kilo Verdirir: Evet şaşırmayın. Son önerimiz belki de bu aralar en çok kafanıza takılan sağlık sorunlarından biri! Yeşil çay içeriğindeki maddeler sayesinde kan akışınız hızlanır, kalori yakma işlemleri vücudunuzda daha çok yer bulur, ve her bir yudum bu işlemleri hızlandırır. Bu sihirli içeceği hayatınıza sokun, farkı göreceksiniz!
Demlikte kalan çayın faydaları
Saçınız mat mı?
Saçınızı şampuanla yıkadıktan sonra son su olarak bir çaydanlık ılık çay ile durulayın. Saçlarınız nasıl ışıl ışıldasın.
Ayağınız mı kokuyor?
Ilık çayla dolu bir leğene ayaklarınızı sokun ve her akşam yatmadan önce 10 dakika tutun. 10 günde ayağınızda koku diye bir şey kalmayacaktır.
Boğaz ağrılarında
Posaları süzülerek soğuyan demi boğaz ağrılarında *gargara olarak kullanılabilir.
Cildiniz çok mu yağlı?
Cildiniz çok yağlı ise;Banyodan çıkmadan son su olarak bir çaydanlık çay ile teninizi ovuşturun, balsam vazifesi görün.
Derinizdeki yaraların temizlenmesi
Cildinizdeki yaraların temizlenmesi ve antibiyotik etki göstermesi için çayı pamukla tatbik ederek kullanabilirsiniz.
Eliniz balık, soğan mı kokuyor?
Balıkları ayıkladınız, elinizi sabunla yıkadınız ve hala balık kokuyor. Veya soğan soydunuz, soğan kokuyor. işte kurtarıcınız yine çay. Elinizi demli çay ile yıkayın. Bakın bakalım hiç koku kalmış mı?
Gözünüz çapak mı yapıyor?
Kaynamış çayı bir kaba koyarak buharı gözünüze gelecek biçimde başınızı üstüne koyun. Veya ılık çaya batırılmış pamuğu gözlerinize ve etrafına tatbik edin.
Yemek yerken dilinizi mi ısırdınız?
Yine ilacı demlikteki çaydır. Ağzınızı günde üç defa çalkalayın, diliniz dokuz yerine üç günde iyileşecektir.
Buzdolabınız koku mu yapıyor?
Demlikte kalmış çay posalarını kurutarak bir kap içinde buzdolabının orta rafına yerleştirin, kokudan eser kalmayacaktır.
Kaynak:Demlikten Süzülen Kültür: Çay, Deniz Gürsoy
Beyaz çay ve faydaları
Beyaz çay, çay filizlerinin en tepe noktasındaki tomurcuk kısmından elde edilir. Çayın tomurcukları açmadan toplanır. Tomurcuklar açıldığı zaman özelliğini kaybeder.
Bu tomurcuklar Nisan ayı sonu ile Mayıs ayı başlarında toplanır. Bu çaya tabii soldurma işlemi yapılır. Ardından steril bir ortamda doğal kurumaya bırakılır. Böylece çayın içindeki enzimler inaktif hale gelir.
Beyaz çay binbir derde deva
Beyaz çay içeriğindeki vitaminlerden dolayı bir çok hastalığa iyi gelmektedir. Beyaz çay, kanser hücrelerini etkisiz hale getirir, hücreleri yeniler, tansiyonu düzenler, yaşlanmayı geciktirir.
Akciğer, mide, bağırsak kanseri riskini azaltır. Damar sertliğini ve kemik erimesini önler, kan şekerini düzenler, damarları güçlendirir, derinin yenilenmesini hızlandırır, gribi önler.
Beyaz çayın içeriğinde kanser hücrelerini bloke eden bir madde bulunmakta. Bu madde sayesinde kanser riski ortadan kalkmakta.
Ayrıca form tutmak için idealdir. Kilo vermeye yardımcı olur. Kan hareketini hızlandırır. Kolesterolü düşürür. Hücreleri yeniler. Diş çürümelerine karşı koruyucudur. Kısaca beyaz çay tam bir şifa deposudur.
kronik yorgunluk problemi yaşayanlar için doğal bitki çayı tarifi
Malzemeler:
• 1 tutam kekik
• 1 tutam rezene
• 1 tutam anason
• 3–4 adet karanfil
• 1 tutam melisa (oğulotu)
• 1 tutam karabaş otu
• 1 adet çubuk tarçın
• yarım çay kaşığı toz zencefil
Hazırlanışı: Malzemelerin tamamını 1 litre kaynar suyun içine koyduktan sonra kaynatmadan 5 dakika demlendirin. Günde 2–3 fincan içilebilirsiniz.
Tokluk hissi veren metabolizma hızlandırıcı çay
tokluk hissi veren ve metabolizmayı hızlandırarak zayıflamaya yardımcı olan bitki çayı
Bu çay aynı zamanda hazımsızlık problemlerini gidererek rahatlamayı sağlar.
Gerekli malzemeler:
• 1 tutam biberiye
• 1 tutam kuşburnu
• 1 tutam rezene
• 1 tutam kekik
• 1 tutam papatya
• 1 tatlı kaşığı zencefil
• 1 tatlı kaşığı mate yaprağı
• 1 litre klorsuz su
Hazırlanışı: Malzemelerin tamamını 1 litre kaynar suyun içine koyduktan sonra kısık ateşte 10 dakika demlendirin ve süzün. Günde 3-4 kez ılık olarak tüketin.
Ödem söktüren bitki çayı
vücuttan ödem atmaya yardımcı bitki çayı
Gerekli malzemeler:
• 1 tutam mısır püskülü
• 3-4 adet defne yaprağı
• 8-10 adet kiraz sapı
• 10 adet maydanoz sapı
• 1 tutam ısırgan otu
• 1 litre klorsuz su
Hazırlanışı : Malzemelerin tamamını 1 litre kaynar suyun içine koyduktan sonra kısık ateşte 10 dakika demlendirin ve süzün. Günde 3 kez ılık olarak tüketin.
Karanfil çayının faydaları
Karanfilin yararları saymakla bitmiyor..
1. Karanfil tomurcukları nefesin kötü kokusunu yok eder. Bunun için tomurcuklar ağızda çiğnenir .
2. Karanfil tomurcuğu ağrı kesici ve hafif uyuşturucudur. Bu etkilerinden yararlanılarak diş ağrısını kesmekte kullanılır. Bir adet karanfil tohumu ağza alınır. Ağrıyan çürük dişin yakınına getirilir ve bir süre orada tutulur ya da gene piyasada satılan karanfil yağı biraz pamuğun üzerine damlatılır ve pamuk ağrıyan dişe bastırılır.
3. Karanfil yağı romatizma ve nevralji ağrılarının hafifletilmesinde yararlı olur. Bunun için karanfil yağı ağrılı yerlere dıştan ovuşturularak uygulanır.
Karanfil çayı da bir o kadar faydalı bir içecektir İçene katılan bazı şifalı bitkilerle birlikte faydası daha da artar.
Karanfil çayının yapılışı:
Bir litre kaynar suyun içine iki tutam karanfil tomurcuğu, yarımşar tutam çitlembik ve kuşburnukonulur. on dakika kısık ateşte demlendirilir. Bal ile tatlandırılarak içilebilir.
• Karanfil çayı; Hıçkırığı gidermek, iştahı açmak, dimağı kuvvetlendirmek için faydalıdır.
• Karanfil çayı, aynı zamanda şiddetli baş ağrılarını giderir ve uyku problemi olanların rahat uyumalarını da sağlar.
• Karanfil çayı, zihin yorgunluğunu giderir.
Ahmet Maranki, Bitki çayları, Sağlık on
Prof.Dr.Ahmet Maranki Kalp ve damar sağlığı ve damar tıkanıklığını gidermek için alıç çayı kürünü öneriyor.
Kalp ve damar sağlığını korumak ve tıkalı kalp damarlarını açan alıç çayı hazırlamak için 1 su bardağı kaynar suyun içine 1 tatlı kaşığı kırmızı alıcın yaprak,çiçek ve meyvelerinden koyduktan sonra bir kaç dakika kısık ateşte demlendirin.
Bu çaydan 20 gün boyunca sabah ve akşam için.
He gün 1 su bardağı taze sıkılmış havuç suyu (vitamin emilimini sağlamak için içine 1 çay kaşığı zeytinyağı koyarak) için.
Detoks çayı
"Detoks" toksinlerden arınmak anlamına gelmektedir. Detoks aslında toksinlerden arınma değil,yaşam tarzı olmalı.
Detoks diyeti, detoks çayları toksinleri atmak için iyi bir yöntem sayılırlar.
Lourdes Çabuk'un tavsiyesi olan detoks çayını arınma amacıyla ayda bir veya iki kez içebilirsiniz.
Detoks çayı:
Hazırlanışı: 2 bardak kaynar suya bir tutam kiraz sapı, bir tatlı kaşığı kereviz yaprağı, bir demet taze maydanoz, bir tutam enginar yaprağı ve 4-5 adet avokado yaprağı koyun.
Malzemeleri ilave ettikten sonra en çok iki dakika daha kısık ateşte kaynatın. Altını kapattıktan sonra demlenmesini bekleyin ve süzün.
Bu sudan bir bardak yatmadan evvel için. kalan bir bardak suyu da ertesi sabah da kalktığınızda için.
Kış için bitki çayı tarifi
işte size güzel bir kış çayı tarifi. Hem siz için hem de sevdiklerinizle de paylaşın ki onlar da hasta olmasınlar.
Kış Çayı Tarifi
Malzemeler:
Ihlamur 50 Gr
Adaçayı 20 Gr
Tarçın 1 Çubuk
Zencefil 2 Parça
Karanfil 5 Adet
Havlıcan 2 Parça
Kuşburnu 50 Gr
Hibisküs 30 Gr
Okaliptüs 5 Yaprak
Papatya 10 Tane
Hazırlanışı: Malzemeleri harmanladıktan sonra bir bardak kaynar suya 1 tatlı kaşığı karışımdan koyup 5 dakika demlendirdikten sonra süzün , bal veya pekmezle tatlandırarak içebilirsiniz
stres giderici melisa çayı
Etiketler: Bitki çayları, Sağlık on
Stres ve gerginlikten kurtulmak için melisa (oğul otu) çayı içmek mükemmel bir çözümdür.
Bir su bardağı kaynar suyun içine 2 tatlı kaşığı melisa koyup 5 dakika demlenmesini bekledikten sonra süzerek (içine tatlandırıcı katmadan) yudum yudum için.
Üzerinize tatlı bir rehavet çökecek, stres ve gerginlikten kurtulacaksınız
Kötü nefes kokusu için Biberiye
Sindirim sistemini düzenlemek için kullanılan biberiye kötü nefes kokusunu gidermek için de son derece etkili.
Ayrıca açlık sebebi ile oluşan baş ağrılarını gidermek için biberiye yapraklarını parmaklarınızın arasında sıkarak elinize gelen yağı, şakaklarınıza sürerek hafifçe ovabilirsiniz.
Taze biberiye yapraklarını salata ve et yemeklerinizin üstüne lezzet vermek için serpebilirsiniz. Kurumuş biberiye yapraklarını ise çay demlemek için kullanabilirsiniz.
Ginseng, özellikle uzakdoğuda enerji kaynağı olarak kullanılan ve asla vazgeçilmeyen bitkilerin başında gelmektedir.
Aynı zamanda hafızayı güçlendirici, anksiyete ve huzursuzluğu giderici olan ginsengten bol bol tüketmek, oruç tutan kişilerin sık sık yaşadığı halsizlik ve yorgunluk sorunlarına karşı da oldukça iyi gelmektedir.
Ginseng kökünü aktarlardan temin edebilirsiniz,ve bununla çay demleyebilir veya yemeklerinizin içine rendeleyip kullanabilirsiniz. (Günde yaklaşık 1 – 2 gr.)
Ayrıca doğal ürünler satan mağazalardan alabileceğiniz ginseng haplarını bir uzmana danışmak suretiyle kullanabilirsiniz.
Mide bulantısı için papatya çayı
Papatya sindirim sistemi üstünde bir çok olumlu etkiye sahip bir bitkidir ve mide spazm ve kramplarını da önleyici özelliğe sahiptir.
Bu özelliği ile de mide bulantısının yanında, şişkinlik, hafif gastrit semptomları ve gaz şikâyetlerini gidermek için de etkili olabilmektedir.
Uzmanlar, papatyanın araba ve gemi yolculuklarında ortaya çıkan bulantıları önlemek için de etkili olabileceğini belirtiyorlar.
Dilerseniz marketlerde hazır satılan papatya çaylarını ya da aktarlardan kuru papatya alarak kendi çayınızı kendiniz de demleyebilirsiniz.
Ayrıca büyük bir kapta demlediğiniz papatya suyuna batırdığınız minik bir havlu ile karnınıza 20 dakika süre ile kompres yapmak da bulantınızı hafifletecektir.
hazımsızlık için melisa çayı
Şifalı bitki uzmanları, melisanın hazımsızlığı gidermek için birebir olduğunu söylüyorlar.
Ayrıca antideprasan özelliği yaşıyan bu bitki, kendinizi kısa bir süre içinde iyi ve daha mutlu hissetmenizi sağlayabilmektedir.
Aynı zamanda, anksiyete ve uyku problemlerini gidermekte de etkili olan melisanın hafızayı güçlendirici özelliği olduğu da biliniyor.
Hazımsızlık çekiyor ve melisanın olumlu etkilerinden yararlanmak istiyorsanız, 3–4 çay kaşığı kuru melisa yaprağı ile demliyeceğiniz çaydan günde 2 fincan için
* Pelinotu, kara hindiba, kantaron, şahtere, elma, köpekayası, adaçayı, ıhlamur, kekik, havlıcan, zencefil, Antepfıstığı, turp tohumu, badem halsizliğe iyi gelen şifalı bitkilerdir.
* Kekik, çam iğneleri, yosun, ceviz yaprağı ile yapılan banyolar kişiye zindelik verir.
* 1 bardak kaynar suyun içine 1'er çay kaşığı toz zencefil + toz havlıcan + süzme bal konduktan sonra 10 dakika demlenmesi için beklenir.Sonra içilir. Üstüne 1 çorba kaşığı Antep fıstığı yenilir. Günde 2 kere uygulanır.
* 4 erik+2 şeftali+3 badem çekirdekleri çıkarıldıktan sonra blenderdan geçirilir. Ağır ağır içilir.
* 100'er gram kuşburnu + ahududu + böğürtlen yaprağı + mersin yaprağı karıştırıldıktan sonra 1 çorba kaşığı alınarak 1 bardak suya konulup 10 dakika kaynatılır, 2 saat demlenmesi için beklenir. Süzüldükten sonra 100 gram süzme bal ilave edilerek Her gün 1 çay bardağı içilir.
* Et kaynatıldıktan sonra suyu süzülür, içine bal ve biraz sirke ilave edilerek şerbet yapılır, aç karnına birer bardak içilir.
* 5'er gr havlıcan ve zencefil kaynatılarak çay gibi içilir. Üstüne antep fıstığı yenir. Bu çay romatizma için de faydalıdır.
* Pelin otu kaynatıldıktan sonra esmer şeker ya da bal ilave edilip birer bardak içilir.
Adaçayının faydaları saymakla bitmiyor
Bir çok hastalığın önlenmesinde ve tedavi sürecinde iyi gelen adaçayı, doktor tavsiyesi ve önerilerine göre kullanıldığı zaman iyi sonuçlar elde edilmektedir.
Adaçayı (Salvia officinalis), dişotu ve meryemiye isimleri ile de tanınmaktadır. 30-70 cm boyunda olan bitkinin menekşe renkli çiçekleri halka dizilişli, karşılıklı olan beyaz keçeli yaprakları gümüş gibi parıldar ve acımtırak, ıtırlı bir koku yayar.
Adaçayı, çok eski çağlardan beri şifalı bir bitki olarak kullanılıyor. 13. asırda "Eğer dikmişsen adaçayını bahçeye, ne gerek var ölmeye" denilerek şifaları açıklanmaya çalışılan adaçayı, sık sık içildiğinde tüm bedeni güçlendirir, kalp krizi tehlikesini azaltır ve kötürümlükler için de çok faydalı olduğu bilinir.
Gece terlemeleri ve aşırı terlemeler için, lavanta çiçeğinden başka yardımcı olabilen tek bitki olarak gösterilmektedir.
Hastalık sonrası güçsüzlük hallerinde başarı ilr kullanılabilmektedir.
Kramplar, omurilik rahatsızlıkları, beze hastalıkları ve organ titreklikleri için kullanılabilir.
Adaçayı karaciğer için çok olumlu etkiler oluşturur, oluşan tüm rahatsızlıkları giderir, gazları yok eder.
Adaçayının kan temizleyici etkisi vardır , solunum organlarını ve mideyi balgamsı salgılardan temizler, iştah açar.
Adaçayı, mideyi ve bağırsakları rahatlatarak gazların dışkılanmasını sağlar.
Kramp çözücü etkisi ile, ishalde çok rahatlatıcı etki gösterir
Böcek sokmalarında, sokulan bölgeye adaçayı yaprağının tozu uygulanabilir.
Adaçayı dıştan uygulandığı zaman (çalkalama ve gargara), bademcik iltihabı, boğaz hastalıkları, diş iltihaplanmaları, yutak ve ağız boşluğu iltihaplanmalarında ya da ülserlerinde özellikle öneriliyor.
Adaçayı, sallanan dişler için, dişeti çekilmelerinde ve kanamalarında da kullanılabilmektedir
Bitki çayına batırılan pamuk ile hasta bölgelere uygulanır.
Sinirli ve yorgun olan kişilere arada sırada adaçayı oturma banyoları tavsiye edilmektedir.
Zayıf ve güçsüz çocuklara balla tatlandırılarak içirilebilir.
Adaçayının aşırı kullanımı ile kan basıncı (tansiyon) yükselebilir.
Endrokronoloji uzmanı Prof. Dr. Ziya Mocan, hastalarını diyet stresine sokmadan zayıflatan bir isim. Prof. Dr. Ziya Mocan'a göre zayıflamanın yolu, az miktarda ve sık yemek yemekten ve ayrıca elma çayından geçiyor.
Prof.Dr. Ziya Mocan’ın Elma Çayı Tarifi:
Bir-iki elmayı keserek haşlayın, içine bir limon veya portakal atın. Karanfil ve tarçın ilave edin. Bu çaydan genç-ihtiyar herkes, günde 3–4 bardak tüketebilir. İlaç gibidir.
Sizin için, iki ayrı çay tarifi daha
1.Tarif :
Hazırlanışı: Yeşil elmayı kabuklarını soymadan 4 e bölün. Bunları cezveye koyup üstüne su doldurduktan sonra içine kabuk tarçın ilave ederek kaynatın . Sonra da süzgeçle süzerek taze taze için...
2. Tarif :
Gerekli Malzemeler:
- 1 adet büyük elma ( kabukları ile 4 parçaya bölünmüş)
- 1 adet limon (kabukları ile 4 parçaya bölünmüş)
- 1 çubuk tarçın- 4 -5 adet çekirdek karabiber
- 3-4 adet karanfil- bir tutam ıhlamur
- 2 yemek kaşığı esmer şeker (ya da 1 tatlı kaşığı bal. çay ılıdıktan sonra katılacak)
- yaklaşık 2 lt. su
Hazırlanışı: Elma ve limon ezilinceye kadar pişirin. İyice ezerek, süzgeçten geçirdikten sonra,sıcak veya soğuk olarak içebilirsiniz.
Elma çayı ve elma suyunun faydaları: Elma suyu metabolizmayı hızlandırır ve idrar miktarını artırır. Kilo problemi olan kişilerin vücutlarından ödem atmasını sağlar.
Enginarın dış çanak yapraklarından 4–5 adet, sapının yapraklarından 2 adet yarım litre su içinde 3–5 dakika kaynatın. 5–10 dakika demleyin.
Yaprakları suyun içine sıkarak süzerüp çıkarın ve ılınmasını bekleyin.
Bu suyun içerisine başka bir kapta kaynattığınız 1–2 tatlı kaşığı hindiba otunu ilave ederek sabah akşam 1 çay kaşığı bal, 1/4 çay kaşığı zerdeçal ve 5–6 damla limon ile için. Mutlaka ılık için gaz yapabilir.
Kemoterapi ve radyoterapi gören hastalar için bitkisel destek:
1 bardak kaynar suyun içine
1 kahve kaşığı kuru zencefil,
1 kahve kaşığı papatya
1 dilim limon koyarak demlendirin.(kaynatmayın)
Bu çaydan günde 3 kupa içilebilir. Bu çay, ağız yaralarına mani olur, radyoterapinin meydana getirdiği bazı yanmaları önler, kemoterapinin meydana getirdiği bulantıları azaltır
Özellikle ailesinde kanser hastalığı bulunanların düzenli bir hayat tarzı ve beslenme biçimiyle, bu hastalığı önleyebileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Erkan Topuz, şu tavsiyelerde bulunuyor:
- Havuç suyu, nar suyu, domates, ev yoğurdu, peynir, kayısı, kara üzüm, brokoli, kırmızı ve beyaz lahana, karnabahar, maitake mantarı, kıvırcık salata, semizotu, şalgam suyu, acı biber, keten tohumu, çörekotu, muz, ananas, soğan ve özellikle de sarımsak kanserden koruyor.
- Ailesinde özellikle meme ve kalın bağırsak kanseri olan kişiler 20 yaşından önce kanserden koruyucu sebze ve meyveleri, vitamin ve mineralleri tüketirse, yüzde 33 ile yüzde 53 arasında bu hastalıktan korunabiliyor. Bunlara özellikle maitake mantarını almalarını profilaktik olarak öneriyoruz.
- Mide kanserinden diyetle korunma oranı yüzde 60''''a çıkıyor. Bu yüzden her gün brokoli, karnabahar kıvırcık salata,shiitake mantarı,dandelion, beyaz lahana, kabak ve domates tüketin.
Domatesin içinde bulunan likopen ve selenyumun, prostat kanserinde, meme kanserinde, kolon kanserinde ve mide kanserindeki koruyucu etkisi ispatlandı. Biz hastalarımıza günde 4-5 tane domates yemelerini tavsiye ediyoruz. Likopen dışardan hap olarak da alınabiliyor.
- Kansere sebep olan en önemli faktörlerden biri şişmanlık. Özellikle kalın bağırsak ve meme kanserlerinde büyük risk yaratıyor. Bu yüzden kırmızı etin kesilmesi, beyaz, zeytinyağı ve soya gibi yağlarla beslenilmesi şart.
Mineraller sağlık kaynağı
- Omega 3 : Özellikle Kuzey Denizi balıklarında bol olarak bulunan Omega 3 de kanserden koruyucu özelliği saptanmış maddelerden biri. Başta meme kanseri, prostat kanseri ve kalın bağırsak kanseri olmak üzere koruyucu bir etki sağlıyor. Kanserden korunmak için her gün düzenli olarak Omega 3 tüketilmesi öneriliyor. Yeterli Omega 3 tüketilebilmesi için haftada 3 defa balık yenilmesinin yeterli olduğu belirtiliyor.
- Selenyum : Selenyum prostat kanseri başta olmak üzere birçok kanserden korunmada etkili rol oynuyor. Yapılan çalışmalarda yüzde 40 oranında prostat kanserini azalttığı gösterilmiştir" Bunun dışında selenyum vücuttaki özellikle rahim kanserinde, mide kanserinde, ağız, baş boyun kanserlerinde koruyucu olduğu tespit edilmiştir.
- C vitamini: Meyve ve sebzelerde en çok bulunan vitaminlerden biri olan C vitamini hem kanserden korunmada hem de yüksek dozlar tercih edilerek kanser tedavisinde başarıyla kullanılıyor. C vitamini senelerdir kanseri tedavi etmek amacıyla veya kanserden korunma amacıyla kullanılmıştır.
Normal olarak insanların günlük ihtiyacı günde 2 gram civarındadır. Ama yüksek dozda eğer kanseri tedavi edelim diyorsanız 10 grama kadar çıkması tavsiye edilebilir. Çünkü insan vücudu C vitaminini yapmadığı ve bundan dolayı da dışarıdan alınan C vitaminin kanseri önlediği ve bağışıklık sistemi uyardığı gösterilmiştir.
Havuç DNA hasarını önlüyor
Havuç içerdiği "betakaroten" le, DNA hasarını önleyici bir etkiye sahip. Betakarotenler kansere karşı vücudun direncini artırırlar. Siyah üzümün çekirdeğinde ve kabuğunda "Vesibretrol" adı verilen bir madde var. Bu madde vücudu kansere karşı doğrudan koruyor.
Yapılan araştırmalar, kekik, çörekotu, keten tohumunun da kanserden korunmada etkili olduğunu gösteriyor. Kanser tedavisi sırasında zencefil bulantı problemine karşı kullanılıyor. Papatyanın ise kanser hastalarının ağzında oluşan aftı önleyici bir etkisi var.
Deve dikeni çiçeği karaciğer kanserlerini tedavi edebiliyor, tümörleri küçültebiliyor. Isırgan yıllardır kanser tedavisinde kullanılıyor. Fakat sadece kökü yararlı.Nettle olarak geçiyor kokunun adı. Bitkisel ilâçların ilâç tedavisi sırasında kullanılmaması gerekiyor.
Beyaz un, beyaz şeker ve tuzu kullanmaktan uzaklaşmak gerek. Tuzu kaya tuzu olarak çok az miktarda kullanın.
-Hiç bir ürünü sürekli olarak kullanmayınız. Mesela içtiğiniz kaynak sularını bile 3 ayda bir değiştirin. Düzenli olarak kullandığınız bir şey uzun sürede kanser yapıcı etkiye sahiptir.
-Esmer ekmek kabuğunu yeyin. Esmer ekmeğin kabuğunda vücudumuzu kanserden koruyucu bir madde bulunur.
-Kuşkonmaz ve fesleğen çok büyük şifa kaynağıdır. Fesleğeni salatalarınıza koyun, fesleğende çok miktarda C vitamini vardır.
-Bbol bol Rezene tüketin. Rezeneyle birlikte, taze zencefil, nane ve bir elmayı birlikte katı meyve sıkacağından geçirerek yemeklerden evvel bir iki çorba kaşığı içerseniz sizi mide kanseri, ülser ve gastritten koruyacaktır.
-Kemoterapi ve radyoterapi gören hastalar, kaynar suya bir kahve kaşığı kuru zencefil, papatya ve bir dilim limon koyarak günde 3 kupa kadar tüketebilir. Bu karışım, ağız yaralarına ve radyoterapiden dolayı meydana gelen bazı yanmalara engel oluyor, kemoterapi sonucu meydana gelen bulantıyı da azaltır.
-Çemenin, tümör hücrelerini küçülttüğü tesbit edilmiştir. Aynı zamanda sarımsak, arnavut biberi (acı seviliyorsa), domates salçası ve mesela tarhun gibi mucizevî bitkiler çektirilip her gün bir dilim ekmeğin üzerine sürülerek yenilirse kendisini kanserden bir ölçüde korumuş olur .
-Kansere yakalanmadan önce süt içmekte hiç bir sakınca yok. Fakat kansere yakalanan kişiler aşırı miktarda sütlü gıdalardan uzak durmalı.
-7-8 kadından biri ailesinde meme kanseri hastalığına yakalananlar olmasa dahi zaten bu hastalığa yakalanmakta. Meme kanserinden korunmak için ve herhangi bir şekilde memede fibrokist ya da başka kist varsa keten tohumu tüketmeyi ihmal etmeyin. E vitamini, soya yağı ve selenyumu mutlaka doktora danışarak almalı. Ailede meme kanseri varsa kesinlikle hormonal ilaç alınmaması gerekir.
-Kolon kanserleri: Kolon kanserine yakalanmamak için kesinlikle kabızlık çekmemeli. Bu tür hastalara havuç ve ananas tavsiye ediyorum. Bunları tüketerek büyük fayda görürler. Bu kişilere meyve suyunu tavsiye etmiyorum. Meyveleri posalı olarak tüketmeleri daha faydalıdır. Kırmızı etten mutlaka kaçınmalı, tuzlu ve bekletilmiş etler, salam, sucuk, sosis gibi yiyeceklerden ve fastfoodlardan uzak durmalılar.
- Doğal pamukta (Normal pamuk kanserojendir) arpa buğday, fasulye, soya, mercimekleri çimlendirin ve salatalarınıza katın. Bunların filizleri sizi kanserden korur ve bağışıklık sisteminizi güçlendirir.
-Biberiye hem meme kanserinde hem de diğer kanser türlerinde çok büyük şifa kaynağıdır. Biberiye aynı zamanda depresyona da iyi gelir. Balkonunuza ekin, tazesini salatalarınıza katın , kurusunun da çayını yapın.
-Arnavut biberi de çok şifalı bir bitkidir.
-Keten tohumunu tane olarak alın, küçük kahve ya da karabiber değirmeninde öğüterek her gün bir çorba kaşığı tüketin.Meme , kolon ve prostat kanserinde özellikle çok şifalı. Keten tohumunda çok önemli yağlar var. Ancak soya yağı ve keten tohumu meme kanserine yakalanan kişiler için yasak.
-Zeytin şifa kaynağıdır. Belli bir marka veya güvendiğiniz yerleren alın.
-Rahim ağzı kanserinden korunmak mutlaka havuç tüketin. Kırmızı renkli yiyecekler çok önemlidir. Kırmızı renkli her gıdanın rahim kanserinde çok büyük koruyucu etkisi vardır.
Dulavratotu, civanperçemi çayı miyom oluşmasını geriletir. Her kadının yılda bir kere simir testi yaptırması gerekir.
-Sakın sıcak veya kaynar su ile veyahut meyve suyu ile ya da susuz bir şekilde hap yutmaya çalışmayın. Hapı mutlaka su ile için. Aksi halde hap yemek borusuna takılı kalır ve bir müddet sonra ülser meydana getirir. Kronik ülser de zamanla kanser oluşumuna neden olur.
-Zerdaçal, Allah’ın bir mucizesidir. Günde 2-3 çorba kaşığı kullanılmalı. Bir tavuk çorbası içine zerdeçal koyarak ailece yenilebilir. zerdeçalı bir baharat olarak kullanın.
-Elma ve soğan kanserle mücadelede çok önemlidir. Kansere karşı korunmak için mutlaka yenilmesi lazım.
Zerdeçal en etkin ve yaygın kullanılan antioksidanlardan biridir
* Zerdeçalın enfeksiyon etkisi : yapılan araştırmaların sonunda zerdeçalın lekotiren,prostoglandin,tümör,nekroze edici faktör ve interlokin-12 gibi iltihap oluşturan maddelerin ortaya çıkışını geciktirerek hafiflettiğini göstermiştir
* Zerdeçal solunum yollarına iyi gelir : antienflamatuar ve antioksidan etkileri ile üst solunum yolları,astım ,bronşit ve sinüzite çok iyi gelir
* Zerdeçal kansere iyi gelir : zerdeçalın aktif maddesi curcumin hem kanserin korunmasını sağlar hem de bazı kanserlerde tedavi edici olarak kullanılır.tümör hücrelerinin üremesini engeller ve toksik yan ürünlerini azaltır.
* Zerdeçal Alzheimer hastalığına iyi gelir :antioksidan ve antienflamatuar etkisi ile Alzheimer hastalığına gidişi engeller.ayrıca beta amiloit plakalarının gelişimini yavaşlattığını göstermiştir
* Zerdeçalın iyi geldiği diğer hastalıklar : Katarak oluşumu, karaciğer hastalıkları,felç gibi hastalıkların tedavisinde olumlu etkisi vardır
Kozmik beden temizliği yılda 2 defa genellikle kozmozdaki ay hareketlerine bağlı olarak ilkbahar ve sonbaharda yapılır.
Kozmik beden temizliği; ilkbaharda mart, nisan, mayıs aylarında, sonbaharda ise eylül, ekim, kasım aylarında ayın gökteki hareketine göre ayın 9. günü beklenir.
15. gün dolunayda kozmik beden temizliği, lavman, detoks, arınma yapılarak, karaciğer, safra ve kalın bağırsak temizliği yapılmış olur.
Tecrübeler göstermiştir ki kozmik beden temizliği sonrasında kan değerlerinden başlayarak, bağışıklık sistemine kadar olağanüstü değişiklikler yaşanmıştır. Bedenin 60 yılda 10 yaş gençleşmesi sağlanabilmektedir.
Herkesin yalnız başına evinde yapabileceği 1 haftalık kozmik beden temizliği için yapılması gerekenlerin başında birinci olarak beslenme alışkanlığımızı değiştirmek gelir.
İkinci olarak bedene alacağımız bitki sularıyla beslenmeyi uygulamamız, üçüncü olarak da bir hafta metotlu olarak sulu lavman, detoks uygulaması gelir.
7 gün 1 bardak zeytinyağı ve 1 bardak limon suyunu akşamları yudum yudum planlı olarak anlatıldığı gibi kullanıp içerek gece yatılır. Beden ve karaciğer sıcak tutulur. 8. gün yani ayın 15’inden 16’sına geçilen sabah lavman, detoks yaparak temizlenip, arınma gerçekleştirilir.
Kalın bağırsak, karaciğer ve safra kesesi temizliği ve iyileştirdiği hastalıklar
a) Kalın bağırsak hastalıkları :
Kabızlık, Gaz oluşumu, Polip, Hemoroid, Tenya, Kolit, Ülser, Boşaltım bozukluğu ritmi
b) Kalın bağırsak hasta olduğunda sebep olduğu hastalıklar :
Baş ağrısı, Derinin sivilce ile kaplanması, ağızda iltihap, gözlerde konünktivit, eklem iltihabı, karaciğer hastalıkları, sinüzit, bronşit astım, dudak kabarıklıkları ve değişik oluşumlar. Aynı zamanda insan dili üzerinde de kabarıklık ve diğer oluşumlar oluşmaktadır. Ağız ve beden kokusu, ilgisizlik, uykulu, alt karın bölge ağırlık, karın şişme, ağrı, ses, iştahsızlık, prostatik ve düzensiz adet, karın hastalıkları.
Kalın bağırsak hastalıkları insan üzerinde devamlı bir rahatsızlık hissi vermektedir. İletişim bozuluyor, kara düşünce, eğer bu rahatsızlıkları yaşıyorsanız Kalın bağırsağı temizlemeye başlayın.
c) Karaciğer Hastalıkları :
Heatomegaliya (karaciğerde büyüme), Hepatit, Karaciğer yağlanma, Siroz.
d) Safra Kesesi Hastalıkları: Safrada çamur, kum ve küçük taşları, iltihap ve Safra Kesesi yolları bozuklukları.
e) solunum sistemi hastalıkları: akciğer hastalıkları
f) ayrıca; böbrek, mesane, dalak ve pankreas ile ilgili hastalıklar
Safra kesesi temizleme usulleri
• amaç
İnsanlar yaşam enerjilerini devam ettirebilmek için beslenir ve nefes alır. Günümüzde tüketilen gıdalar ve solunan hava sağlıklı değil. Aynı zamanda hayat ritmini günlük yaşam içinde düzenleyememenin tesiriyle stresin de etkisi altında kalınıyor. Bu nedenle vücudun, metabolizma ritmi bozulur. Bu durum insan vücudunu psikolojik ve metabolik toksin içinde bırakır. İşte bu gibi nedenlerden dolayı insanlar hastalanmamak veya hastalıklardan korunmak için kendi vücudunu temizlemeye mecburdur.
30 yaşından sonra insan vücudunun temizlenme ihtiyacı daha fazla artmaktadır. Bunun sebebi bu dönemde koruma direncinin zayıflaması nedeniyle hastalık, rahatsızlık ve diğer olumsuzlukların oluşma oranının daha fazla olmasıdır. İnsan vücudunu koruma ve tedavi için psikolojik ve metabolik olarak temizlemek gerekir.
İnsan vücudunda fizyolojik temizleme sıralamasında ilk olarak kalın bağırsak, karaciğer ve safra kesesi gelmektedir
• Kalın bağırsak:
Kalın bağırsak insan vücudunda emme, boşaltma, ayırma, mikroflora, ısıtma, enerji oluşturma, stimüle etme gibi birçok fonksiyona sahiptir. İnsanların genel olarak algıladıkları gibi kalın bağırsağın sadece boşaltım fonksiyonu yoktur.
Aynı zamanda kalın bağırsak bir gaita deposu değildir. İnsanlar doğru beslenmedikleri için metabolizmalarının diğer fonksiyonel özelliklerini azaltmakta veya tamamen yok etmektedirler. Bu özellikleri tekrar kazanmak için kalın bağırsağı temizlemeye mecburdurlar. Kalın bağırsak temizlenmeden karaciğer temizliği yapılamaz.
• Safra kesesi:
Safra kesesi karaciğerde üretilen safrayı depo eder. Safra bağırsaklardan sindirime katıldığında:
* Sindirilmekte olan gıdaların asit seviyesini nötralize eder.
* Yağların formatını değiştirir ve emilim için hazırlar.
* Kalın bağırsağın peristaltik hareketini sağlar.
* Fazla kollestrinin dışarı atılmasını sağlar.
Karaciğerin safra üretimi beslenmeye göre değişiklik gösterir. Açlık ve vücut sıcaklığının artması üretilen safra miktarını azaltır. Bunun tem tersi şeklinde vücut sıcaklığı azalınca ve protein ve yağ bakımından zengin gıdalar alındığında safra üretimi yükselir.
En fazla yağlı yiyecekler yükselmeye neden olur. Bu yüzden safranın üretimi insan metabolizması için önemlidir. Ne zaman karaciğer fonksiyonlarında bozukluk meydana gelirse safra üretimi de bozulur ve vücudun diğer fonksiyonları da bundan olumsuz yönde etkilenir.
Her insan doğru beslendiğini düşünebilir ama beslenmene kadar sağlıklı olsa da vücutta devamlı toksin oluştuğu için bu organları her sene en az 2 defa olmak üzere temizlemek gerekir. Bu temizleme belli bir usulle ve sıralama ile yapılır. Bu usul ve sıralamaya dikkat edilerek yapılan vücut temizliğiyle insan sağlığı korunabilir ve sahip olunan bazı hastalıklardan kurtulma söz konusu olur.
Bitkisel Beslenme ile Temizlenme
Amerikalı Dr. Walker beslenme ile tedavi konusundaki kitabında kalın bağırsak temizleme konusunu şöyle açıklamaktadır.
Eğer insanlar pişmiş yemek ile besleniyorsa, kalın bağırsak normal fonksiyonunu kaybediyor.
Bu sonuçlar bilimsel deneyler ile ispat edilmiştir. Bu beslenme tercihi nedeniyle günümüzde ideal ve sağlıklı kalın bağırsağa sahip insan bulmak imkânsızdır. Bu yöntemi tercih edenler ilk önce lavman, detoks vasıtası ile kalın bağırsağı düzenli bir şekilde yıkamalıdır.
Daha sonra kalın bağırsağın fonksiyonunu normale döndürmek için çiğ taze sebze suyu içilir. Sebze suları temizleyici, meyve suları besleyicidir. Bunu asla unutmayalım.
Her gün sabahları uygulanacak olan sıkılmış sebze ve meyve suyunun En uygunu 500gr hazırlanmış havuç, , elma ve kırmızı pancar suyudur.
Bu su kalın bağırsak ve ince bağırsak içindeki kasları ve sinirleri besler, güçlendirir ve yeniler. Bu karışım her sabah içilmeli ancak aşağıdaki rahatsızları bulunanlar bu karışımın içine ekleme yapmalıdır.
Eğer bu malzemeler bir arada bulunamazsa her gün sadece havuç suyu veya o mevsimde bulunabilen sebzelerin suları içilebilir.
Kalın bağırsağa normal peristaltik hareketini kazandırmak için öğle ve akşam yemek menüsüne yeterli miktarda sebze, meyve, kabuklu bulgur gibi lif bakımından zengin besinler eklemek gerekir..
Bu gıdalar ayni zamanda kalın bağırsağın hareket fonksiyonunu yükseltmektedir. Lif yapılı besinler sindirim esnasında gelen safrayı yapılarına alarak emerler. Emilen safra kalın bağırsak duvarlarını rahatsız ederek peristaltik hareket refleksinin oluşmasını sağlar. Safra lifli besinlerden ayrılmadığı için tam boşaltım olmaktadır
Kalın bağırsağın peristaltik hareketini sağlayan en etkili meyve ve sebzeler; incir, kara erik, üzüm, ceviz, hurma gibi kuru meyveler, havuç, pancar ve taze lahana ve mevsimlik sebzelerdir.
Yenen meyve ve sebzeler kalın bağırsağın içinde şişer, hacim ve kütle kazanır. Bu da peristaltik hareket refleksinin oluşmasını sağlar. Kolit hastası olanların sadece lahana tüketmesi doğru değildir.
Sebze ve meyve dışında kalın bağırsak sindirimine yardımcı olan diğer gıdalar.
Bal, bitkisel kabuklu buğday lapası, bütün diğer meyve ve sebze sularıdır.
Her gün boyunca 300–500 gr. bu meyve ve sebzelerin suları içilmelidir.
Eğer tüketilen sebze ve meyveler şişkinlik yapıyor ve gaz oluşturuyorsa, sadece az haşlama sebze tüketilir.
Mevsime uygun olan meyve ve sebzelerden az miktarda alınır
Gıdalar şayet gaz oluşumuna ve şişkinliğe sebep oluyorsa, taze fasulye, bezelye, soğan, lahana ve pancar gibi gıdalar haşlama ve sıcak, az pişirilmiş olarak yenebilir, çiğ olarak yenmemelidir.
Gaz oluşumunu önlemenin, reflü, ülser ve diğer mide rahatsızlıklarının çözüm yolu ise taze çiğ lahana suyuna patates suyu katarak içmektir.
Sabahları içilecek olan sebze ve meyve suyu terkibi;
İlk başlangıçta vücudu alıştırmak için150gr.kırmızı pancar, 150 gr. havuç ve 150 gr. elma suyu ile yapılır. Gaz oluşumunu önlemenin, reflü, ülser ve diğer mide rahatsızlıklarının çözüm yolu ise bu karışımın içine taze çiğden150gr lahana suyu, 150 gr. Patatesle birlikte alınır.
Toplam 500 gr olarak çiğden sıkılan bu karışım beden ısısında ve içine bir çay kaşığı saf zeytin yağı karıştırılarak yudum yudum içilmelidir.
Not: Bu karışımın içine bitkisel karışım iksir "Alveo"dan her bardağa 2'şer ölçek katılarak kullanmak faydalı ve uygun olacaktır.
Bu esas uygulamaya 2-3 gün devam ettikten sonra 300 gr. lahana ve patates suyuna geçiş yapilir ve gaz oluşumu, reflü, ülser tamamen ortadan kalkana kadar devam edilir.
Lahana suyunun içine tuz katılmamalıdır. Gaz oluşumuna destek olarak dışarıdan müdahale etmek için, karin üzerine papatya bitkisi ile ıslatılmış sıcak kompres, sıcak küvet, vücudu susam ve badem yağı ile yağlama uygulanabilir.
Not: Her sabah içilen çiğden sıkılmış sebze ve meyve sularının her bardağına 2 ölçek ALVEO Bitkisel İksir katılması, Ayrıca akşamları yatmadan 1 bardak suya 1 ölçek ALVEO Bitkisel İksir katılması ve COSMIC bitkisel karışım tablet ürünlerinden Alfa, Soya, Kapari, Spirulina’nın kullanılması tavsiye edilir.
Önemli Not :
Kozmik Beden Temizlik uygulamasında Kaynatılmış su ile Lavman detoks yapmayı uygun görüyoruz.
1) Kaynatılmış Su ile Lavman Uygulaması
(Dr. N. Walker)
Yatmak üzere iken kaynatılan 2 Lt Su sabaha kadar beden ısısına gelene kadar soğutulur. İki ÇORBA kaşığı limon suyu ve elma sirkesi ilave edilir. Öncelikle bu karışımın yarım litresi, lavman setinin torbasına doldurulur. Lavman setinin hortumunun ağzına ve anüse hafifçe vazelin - krem veya zeytinyağı sürülüp sonra anüse sokulur. Lavman setindeki suyun kalın bağırsağa dolması beklenir.
Dolduktan sonra minimum 5 dakika su kalın bağırsakta bekletilir. Erken peristaltik hareket refleksi oluşursa boşaltım yapılır. Daha sonra hazırlanan karışımın iki litresi lavman setine doldurulur ve lavman işlemi için hazırlanılır.
Bu aşamada diz üstü durulur ve öne yere doğru eğilinir. Hortum ve anüs kremlenerek hazırlanır. Lavman seti, içindeki suyun rahatça kalın bağırsağa akması için 1-1,5 m. yükseğe asılır. Diz üstü durumda lavman setinin hortumu anüse yerleştirildikten sonra dirseklerin üzerine eğilerek alin yere değecek şekilde baş ve beden öne doğru yatırılır
Lavman setindeki bütün suyun kalın bağırsağa dolması beklenir. Daha sonra duruş pozisyonu hiç bozulmadan, lavman seti anüsten çıkarılır. Bu işlemden 1 dakika sonra vücut önce sağ tarafa 5 dakika yatırılır.
Sonra sırt üstü yatarak bacaklar yukarı doğru kaldırılır ve suyun kalın bağırsağın dibine doğru gitmesi sağlanır.
Bu konumda mümkün olduğu kadar durulduktan sonra boşaltım yapılır.
Bu yöntem yılda iki kez tekrarlanmalıdır. Lavman uygulaması yılın her zamanı yapılabileceği gibi, en uygun zamanı ilkbaharın mart, nisan aylarıdır. Uygulama zamanı ay takviminde ayin hareketine göre ayarlanır.
2- Lavman Uygulaması Zamanı
Kalın bağırsak temizleme için her mevsim uygundur. En uygun zaman ilk ve sonbahar mevsimleridir. Ay dolaşımının insan üzerindeki biyoritmik etkisine göre, kalın bağırsak temizleme için en uygun zaman yeni ay başlangıcından dolunay oluncaya dek geçen zamandır.
Kalın bağırsağı temizlemek için sabahları 05-07 saatleri arası veya akşam güneşin batışından sonraki zaman tercih edilmelidir.
Lavman ve detoks ile Kozmik Beden Temizliği uygulaması 7 gün her sabah 5-7 arası yapılır. Aksi bir durumda aksama yaşanırsa veya iş durumunuza bu saat uymuyorsa akşam güneş batınca yapılabilir.
7. gün beden ısıtılır, mümkünse hamama gidilir, Karaciğer, Safra ve Kalın bağırsak, Böbrek, Dalak, Akciğer ve Pankreas ısıtılır. Saat 20:00 den sonra önceden hazırlanmış özel saf 1 bardak 150 gr. Zeytin yağı yudum yudum 20 dk gibi bi sürede 1 bardak 150 gr. taze sıkılmış limon suyuyla birlikte 1yudum zeytin yağı 1yudum limon şeklinde veya karıştırılarak yudum yudum içilir.
Sonra nefes teknikleri yani burnun sol tarafından nefes alıp tutup biraz bekledikten sonra sağından verilir daha sonra aynı işlem sağdan alınıp beklenip soldan verilerek bu işleme 20 dk devam edilir. bu hareket diz üstünde namaz şeklindeki gibi oturularak yapılır.
Not: Alveo bulamayan veya kullanmayanlar sadece belirtilen terkipli su ile de temizlik yapabilirler.
Bu sırada karaciğer ve karın bölgesine termoform konularak sıcak tutulur.Bu pozisyonda önce yarım saat sağ tarafa sonra sol tarafa dönerek Termoformla ısıtma devam ettirilerek uyunur.
8.yani pazartesi günü sabah Dolunay günün sabahı 05-07 arası yukarıda tarif edildiği şekli ile Sulu lavman seti ile detoks yani arınma yapılarak Kozmik Beden temizliği tamamlanmış olur.
8. gün ve sonraki günlerde yemek düzenine, saatine , şekline ve türüne dikkat ederek beslenmeli daha çok hayvansal gıdalardan uzak Sebze , Meyve yenmeli ve suları içilmelidir.
8. gün tam bir boşaltma yapılmadığını düşünenler ve diğerleri 9. gün sabahı da Lavman yapabilirler.
Çin'de yapılan bir araştırma sonuçlarına göre, ****** etkisi yapan ve uzmanların cinsel güç ve cinsel isteği artırmak için tavsiye ettiği yiyecekler kadınlara ve erkeklere göre şöyle sıralanmakta:
Erkekler için: maydanoz bol c vitamini içerdiği için kadınlar ve erkekler için gençlik ve sağlık kaynağıdır
nane, tarçın, kekik, vanilya, sivri biber, hardal, kereviz, ayçiçeği, greyfurt, susam, yumurta, kuşkonmaz, enginar, bezelye, badem, ceviz,
hindi çinko içerir üstelik daha ucuz ve protein açısından da zengindir, roka bol miktarda demir ve C vitamini içerir,
Şalgam, antep fıstığı ve fındık içerdikleri doymamış yağ asitleri ve E vitamininden dolayı afrodizyak olarak kullanılırlar,
salatalık, kuşkonmaz, soğan, domates, fesleğen, karpuz, Hindistan cevizi, bal, pekmez, kivi, mango.
Kadınlar için önerilen cinsel güç artırıcı yiyecekler:
Çikolata içeriğindeki yüksek şeker ve kalori nedeniyle cinsel uyarıcı ve ***if verici. Çikolata beyindeki serotonin seviyesini de artırıyor ve mutluluk hissi veriyor.
Ve kadınlar erkeklere nispeten çikolatanın bu özelliklerine karşı daha duyarlı.
Ahududu, yoğurt, kırmızıbiber, köri ve diğer baharatlar ile baharatlı yiyeceklerin de kadınlar üstünde cinsel açıdan yararlı olduğu söylenmekte.
Rezene: Bilinen en eski afrodizyaklardan olan rezeneden hergün bir parça tüketilmesi cinsel gücü artırır. Rezenenin tohumundan çay da yapılır.
Bitki Çayları: Vücuttaki sıvıların akışını hızlandıran bitki çayları içilince, kan dolaşımı hızlanır tutkularda ve heyecanlarda artış olur. Enerji seviyesini de yükselten bitki çayları **** yaşamını canlandırır.
Ginseng: Binlerce yıldan beri Çin'de ilaç yapımında kullanılan ginseng; hormonal sistemi uyarır, erken yaşlanma sürecini yavaşlatır ve göz ardı edilemeyecek güçler verir.
Limon: Yemeklerde kullanılan limon tuzu ve limon suyu, **** gücünün artmasında olumlu etki yapmaktadır
Prof. Dr. Ahmet Maranki Show Tv'de Yayınlanan Alişan ve Çağla Şikel'in sunduğu Her şey Dahil programında erkeklerdeki ve kadınlardaki kısırlık için doğal çözüm önerilerini açıkladı.
Erkeklerdeki kısırlık için:
• Bal ve poleni karıştırarak yiyin
• 100 gram bal ve 10 gram çörekotunu karıştırarak her gün yiyin.
• 1 kilo bal ile 100 gram ısırgan karıştırarak yiyin.
• Keçiboynuzu ( Hünnap ) pekmezi tüketin.
• İğde ağacının polenlerini bal ile karıştırarak yiyin.
Kadınlardaki kısırlık için:
• Toksin atıcı kozmik beden temizliğini mutlaka yapın.
• Civanperçemi, aslanpençesi ve çobançantası çaylarını mutlaka için.
• Soğan kürü uygulayın. 1 litre suyun içine 1 adet soğanı kafasına vurarak kırdıktan sonra kabukları ile birlikte koyun. 1 gece suda beklettikten sonra sabahları suyunu için.
Afrodizyak masaj yağını siz de kolaylıkla evinizde hazırlayabilirsiniz. Ancak dikkat edin çünkü Afrodizyak masaj yağının uyarıcı etkisi oldukça yüksektir. Afrodizyak masaj yağını hazırlarken kullanacağınız yağların kokuları çok etkilidir.
Malzemeler:
- 100 ml badem yağı ya da avokado yağı
- 6 damla gül yağı
- 6 damla lavanta yağı
- 6 damla kişniş otu yağı
- Yarım vanilya çubuğu
Hazırlanışı:
Malzemelerin tümünü iyice karıştırarak, koyu renkli cam bir şişeye koyun. Ardından vanilya çubuğunu da bütün halde şişeye atın. Karışımı Karanlık bir yerde 48 saat dinlenmesi için bekletin.
Bu yağın miktarını 30 ml'ye düşürerek parfüm olarak da kullanabilirsiniz. Nasıl kullanılırsa kullanılsın uyarıcı etkisi çok yüksek olacaktır.
Kullanımı:
48 saat beklettikten sonra, vücudunuza masaj yaparak karışımı sürün ve kendinizi uyarıcı etkinin heyecanına bırakın.
Bel soğukluğu; Tıp dilinde gonore adı verilen bir tür zührevi hastalıktır. Cinsi münasebet ile bulaşmaktadır. Belirtileri idrar yollarında acıma, yanma, şişlik ve akıntı şeklinde olmaktadır. Akıntı cerahatli olmaktadır.
Bu cerahat ellere bulaşır ve eller de gözlere sürülürse, körlüğe sebep olabilir. Kadınlarda da, beyazımsı renkte cerahatlı akıntı, sık sık idrara çıkma, idrar yaparken ağrı ve yanma ile kendini göstermektedir.
Üreme organlarında akıntı görüldüğü zaman, mutlaka tedavi edilmesi gerekmektedir. Aksi taktirde kendisinde bel soğukluğu görülen, bu hastalığı cinsel ilişkiye girdiği herkese bulaştıracaktır.
Pratik bitkisel çözümler:
1-Bir bardak kaynar suya 4 gram hasır otu kökü konur.10 dakika bekletildikten sonra içilir.
2-Turp tohumu toz haline getirilip balla macun yapılarak yenir.
3-10 gram salatalık çekirdeği toz haline getirilir. 1 gram kahve ile birlikte aç karnına içilir
Yiyecekler vücudumuzu olduğu kadar ruhumuzu ve libidomuzu da besliyorlar. Yiyecekleri sadece karnımızı doyurmak için değil cinsel performansımızı artırıcı olarak da kullanabiliriz.
BİTKİ ÇAYLARI: Vücuttaki sıvıların akışını hızlandıran bitki çayları içildiğinde, kan dolaşımı hızlanır tutkularda ve heyecanlarda artış meydana gelir. Enerji seviyesini de yükselten bitki çayları **** yaşamını canlandırırlar.
GİNSENG: Çin'de doğal afrodizyak olarak kullanılan ginseng bitkisi vücudun stres şartlarına adapte olmasını sağlıyor. Fiziksel dayanıklılığı sağlayan ginsengin diğer bir özelliği de şeklinin insan vücuduna benzemesidir.
REZENE: Bilinen en eski afrodizyaklardan birisi olan rezeneden hergün bir parça tüketilmesi cinsel gücü artırır. Rezenenin tohumundan çay da yapılmaktadır.
LAVANTA: Salata ve yemek soslarına konulan bir kaç damla lavanta, **** hayatını güçlendirici etkiye sahiptir.
TANE KARANFİL: En güçlü doğal afrodizyaklardan birisi olan karanfil tanesi, yorgunluğa karşı da iyi gelmektedir.
HAŞHAŞ TOHUMU: Cinsel performans artırıcıdır.
MELEKOTU: 18. Yüzyılda kadınların cinsel isteksizliğini iyileştirmek için kullanılan melekotunun kökü, her zaman için kalp zayıflıklarını önleyici bir etkiye sahiptir.
MİNE ÇİÇEĞİ: Mine çiçeğinin kıyılmış uçlarının, kaynatılması veya şarabın içine batırılması afrodizyak etkilere sahiptir.
POLEN: Son yıllarda afrodizyak olarak kullanılan polenin yapısında, belli ölçüde testosteron ve diğer cinsiyet hormonları bulunur.
YOHOMBİN: Afrikadan bütün dünyaya yayılan yohimbe bitkisi halk arasında kadınlarda cinsel soğukluğun giderilmesi için, erkeklerde ise cinsel performansı artırmak amacı ile kullanılır. Meyan kökü ile karıştırılan yohimbe böbrek ve idrar yollarını rahatlatmaktadır.
KİŞNİŞ: Özellikle kadınlara ***if veren kurutulmuş kişniş tanesinin, şarabın içine katılarak içilmesi önerilmektedir. Aşırı kullanılması erkeklerde ters etkilere sebep olabilir.
HARDAL: Cinsel bezlerin işleyişini artırır.
ÇAKŞIR OTU: Cinsel gücü ve isteği artıran, etkili afrodizyak bir bitkidir. Aynı zamanda sperm sayısını ve hareketliliğini de artıran etkileri bulunmaktadır.
Çakşır Otu Kökü kurutulup toz haline getirilerek bal ile macun yapılmak sureti ile kullanılır. Bir su bardağı kaynar suyun içerisine 1 tatlı kaşığı çakşır kökü konularak demlemek suruti ile hazırlanan çay da içilebilir. Çakşır Otu düzenli kullanıldığında olumlu etkileri görülür.
SÜSEN: Süsen kökü tozu, hem erkekler hem de kadınlar için güçlü bir afrodizyaktır.
YASEMİN: Likörleri kokulandıran, harika kokulu yasemin çiçeği, etkili bir uyarıcıdır.
MEYAN KÖKÜ: Meyan kökünden elde edilen toz, maden suyu ile karıştırıldığında kadınlar için çok etkili bir afrodizyak haline gelmektedir.
SAFRAN: Aşırı tüketildiği zaman gülme krizine sebep olan safranın, erojen merkezler üstünde uyarıcı etkileri vardır.
ÇADIRUŞAĞI OTU: Yalnız Asyada yetişen ve çok kötü kokan çadıruşağı otundan elde edilen karışım, Asyada uyarıcı olarak kullanılır.
VANİLYA: Merkezi sinir sistemine etki ederek kokusu ile karşı cinsi harekete geçirir.
SAPARMA: İlk kez Latin Amerikalı yerliler tarafından kullanıldığı bilinen, saparma bitkisinden elde edilen karışımların içinde çeşitli hormonlar bulunuyor.
ROKA: Bol miktarda demir ve C vitamini içeren roka, alyuvarlar için iyidir ve ayrıca, cinsel gücü de artırır. Balığın yanında da çok iyi gider.
MAYDANOZ: Yemeklere lezzet katan maydanoz, cinsel yaşama da lezzet katar. Süt salgısını da arttırır.
KEKİK: Güçlü etkileri olan kekik, özellikle erkeklerde uyarıcıdır.
ARI SÜTÜ: Cinsel bezleri geliştiren arı sütünün etkileri kısa zamanda hissedilir.
BAL: Mikroplara karşı dayanıklılık sağlayan bal, cinsel gücü artırır.
LİMON: Yemeklerde kullanılan limon tuzu ve limon suyu, **** gücünün artması için olumlu etki yapar.
İSTİRİDYE: İçindeki çinko ile spermin çoğalmasına neden olan istiridye, cinsel isteği artırır.
HİNDİ: İstiridyeden daha fazla çinko ihtiva eden hindi, protein açısından zengindir ve cinsel isteği artırır, yılbaşı gelmeden de yenilebilir.
KEREVİZ: İdrar sökücü özelliği olan kereviz, vücutta oksitlenmeyi önlemesinin yanı sıra kadınlarda adet öncesi şişkinliğin de önüne geçer. Afrodizyaktır.
ÇİKOLATA: Çikolatanın içindeki yüksek şeker ve kalori cinsel uyarıcı ve ***if verici. Çikolata beyindeki serotonin seviyesini de artırıyor ve mutluluk hissi veriyor. Kadınlar erkeklere oranla çikolatanın bu özelliklerine karşı daha duyarlıdır.
FISTIK VE FINDIK: E vitamini içeren, insanı mutlu eden fıstık ile fındık, cinsel gücü artırır.
MUZ VE KABUĞU: İnsana kokusu ile bile mutluluk aşılayan muz, özellikle kabuğu ile pişirildiğinde cinsel gücü oldukça fazla artırır.
SARMISAK: İçinde sakkaroz, glikoz gibi karbonhidratlar ile protein, kalsiyum, fosfor, demir ve A, B, C vitaminleri bulunan sarımsak, cinsel gücü artırır. Ama kokusu ile bazılarını da kaçırabileceğinizi unutmayın.
ÇİLEK: Cilt sorunları için en iyi meyvelerden birisi olan çilek, güçlü bir afrodizyaktır.
İNCİR: Erkeklerin cinsel gücünü artıran çok güçlü bir afrodizyaktır. Aydın'da yetişen dünyaca ünlü incirler de 'mucize afrodizyak meyve' olarak biliniyor. Uzmanlara göre, bir kilogramda iki bin 900 kalori bulunan incir, E ve B vitaminleri bakımından çok zengindir.
İncirin faydaları şöyle sıralanıyor: Kurutulmuş incirin besin değeri daha yüksektir. Sindirimi kolaylaştırır. Bağırsakları yumuşatır Hücreleri yenileme özelliği vardır.
İçerdiği lifle kolesterolün kana karışmadan atılmasını sağlar. Kemik ve diş oluşumunda olumlu etkileri vardır. İçeriğindeki benzaldehit sebebi ile kanserli hücrelerin büyümesini önler.
ŞEFTALİ: A provitamini açısından zengin olan şeftali, güçlü bir afrodizyaktır.
ARMUT: Çok az meyve asidi içeren ve organizmanın fazla suyunu alarak fazla yağları yok eden armut, güçlü bir afrodizyaktır.
MARUL: İçinde A, B, C, E vitaminleri, demir, kalsiyum, çinko, fosfor, iyot, sodyum gibi mineraller bulunan marul, az miktarda yenildiğinde cinsel gücü artırıyor. Ancak, fazla miktarda yenen marul da cinsel gücü azaltıyor ve uyku veriyor.
ANÇUEZ: Genellikle hamsi, bazen sardalya veya tirsi balıklarından yapılan tuzlu ve yağlı balık ezmesi olan ançuez, cinsel gücü artırır.
HAVYAR: Balık yumurtası olan havyarın besin değeri çok yüksektir ve güçlü bir afrodizyaktır.
DOMATES: İçinde bol miktarda A, B, C ve K vitaminleri bulunan domates, cinsel gücü artırır.
SALATALIK: Gözler için çok faydalı olan (özellikle şiş gözlerin iyileşmesinde) salatalık, cinsel gücü artırır.
SOĞAN: Güçlü antiseptik bir etkiye sahip olan soğan, cinsel gücü artırır
ZENCEFİL: Yüzyıllardır duyguları harekete geçirmek için hazırlanan içkilerin karışımında kullanılan zencefil, insanı daha ateşli yapar.
Badem, cinsel güçsüzlüğe karşı ilaç olarak kullanılmaktadır. Bu gibi durumlarda bir ay süre ile yemeklerden sonra yirmi adet tatlı badem yenilmesi gerekir.
• Enginar cinsel gücü artırır, vücudu güçlendirir.
• Fındık, iktidarsızlığa iyi gelmektedir.
• Havuç, cinsel güçsüzlükten yakınanlara sık çoğunlukla önerilen bir bitkidir.
• İncir cinsel isteği artırır. Bol miktarda yenilen incir iktidarsızlığa iyi gelmektedir.
• Karabiber iktidarsızlık ve cinsel hastalıkların tedavisi için kullanılır.
• Kereviz iktidarsızlığa karşı yararlıdır.
• Maydanoz erkeklerde ve kadınlarda cinsel isteği artırır.
Düşük yağlı, düşük kolesterollü Cinsel Gücü Artıran Diyet'i uyguladığınızda ve biraz da egzersiz yaparak (sağlığınızın iyileşmesi ve aynı zamanda cinsel organlara kan akışının artması için ) siz ve partneriniz sağlıklı bir cinsel hayatın ***fini uzun yıllar boyunca çıkartabilirsininiz.
Bu diyet aşağıdakiler olmadan bir işe yaramaz
• Eğer herhangi bir şey genel sağlık durumunuz için iyi ise aynı zamanda cinsel hayatınız için de iyi olacaktır. Bu nedenle bu diyet daha dinç hissetmeniz için az yağlı ve iyi dengelenmiş gıda seçeneklerini içermektedir.
• Afrodit’in suda doğduğu söylenir dolayısı ile bir çok deniz besini afrodizyak olarak tanımlanmıştır. Bu beslenme planı, hisleri harekete geçirecek lezzetli deniz besinleri olmazsa olmaz.
• Biber, cumin, arnavut biberi gibi baharatlar vücudu ısıtırlar. Bu diyet vücut ısısını arttıracak baharatlar içermektedir.
KAHVALTI
Birinci seçenek:
Pudra şekerine batırılmış çilek
Taze sıkılmış portakal suyu
Omlet
İkinci seçenek:
Greyfurt üzerine maraşino kirazı
Kızarmış ekmekler üzerinde kırmızı soğanlı, yağsız krem peynirli ve marullu, tütsülenmis somon
Taze çekilmiş kahve
Üçüncü seçenek:
Pankek
Taze kiraz
Greyfurt suyu
Cappuccino
ÖĞLE
Birinci seçenek:
Çilek tutkusu çorbası
Tam tahıllı peynirli kraker
Zeytinyağlı kuşkonmaz salatası
Taze armut
İkinci seçenek:
Nicoise salatası
Tuscan ızgarada sarımsaklı ekmek
Yağsız çikolatalı brovni
Üçüncü seçenek:
Fransız ekmeğinden pizza
Zeytin
Fındıklı ve kuruyemişli taze elma dilimleri
AKŞAM
Birinci seçenek:
İstiridye bienvielle
Karışık yeşil salata
Haşlanmış armut
İkinci seçenek:
Enginarlı sotelenmiş tavuk
Parmesanlı sıcak ekmek dilimleri
Yeşil salata
Çikolataya batırılmış taze kiraz, çilek
Üçüncü seçenek:
Tatlı ıstakoz kuyruğu
Ispanak salatası
Sıcak sandviç ekmeği
Düşük kalorili çikolatalı pasta
Aman bunlara dikkat!
Yapılması gerekenler
• Lezzetli, değişik ve belki nadir bulunan yiyecekleri tercih edin.
• Tabaktaki yiyeceklerin afrodizyak sayılan ,enginar, istiridye, çilek ve çikolata olmasına özen gösterin.
Uzak durulması gerekenler
• Özellikle geceleri yediğiniz yağlı yiyecekler. Kan akışını sindirim sistemine yönlendikleri ve üreme sisteminden uzaklaştırdıkları için yağın sindirimi uzun zaman alır.
• Çok fazla alkol kullanılması. Az miktarda alındığında alkol rahatlatıcı bir etki yaratırken fazlası uyutucu etki yaratır.
Penis Latincede kuyruk anlamına gelir. Penis içinde uzunlamasına süngerimsi dokular bulunan ve içinden idrar ve meninin (sperm-ersuyu) geçtiği kanalı içeren erkeklik organıdır.
Cinsel heyecanla beyin penisin içindeki süngerimsi dokulara kan pompalar .Böylece penis sertleşip birleşmeye hazır hale gelir. Penis sertleşme sırasında boyuna ve enine büyür.
Ergenliğe ulaşmış bir erkeğin penisinin ortalama uzunluğu inikken 5 ile 9 cm arasında, sertleştiğinde ise ortalama 14 cm boyunda olur.
Bununla beraber penisin büyüklüğü kişiden kişiye farklılık gösterebilmektedir. Genel olarak bilinenlerin aksine penisin büyüklüğü, deri rengi ile ilgili değildir, yani kısa boylu birinin penisi uzun boylu birininkinden daha büyük ya da bir zencininki bir beyazınkinden daha küçük olabilir.
Penis boyu ortalama 14 cm olmakla birlikte 11-18 cm arası penisler normal boyutlar içindedir.
Ayrıca penisin normal hali ile sertleşme hali arasında büyük farklar olabilir. Yani sönükken çok iri duran bir penis sertleştiğinde daha büyük bir şekil almayabilir.
Bütün erkekler penislerinin büyüklüğü ile yakından ilgilidirler. Bu bir erkeklik gücü daha doğrusu bir güç sembolü haline getirilmiştir. Erkekler cinsel organları ile gurur duyar ve övünürler. Erkeğin cinsel organına verilen güç soyunmayla birlikte korkunç bir yarışa girer.
Boyut, gücü simgeleyen bu organın tek güvencesidir. Gören kadının kıyaslama imkanına kavuşması cinsel organı iri boyutlarda olmayan bir erkek için sonun başlangıcı olmaktadır. Erkekler arasında da penis boyutunda odaklanan rekabetin bir trajediye dönüşmesi cinsel kimliğin yalnızca bu organla ölçülmesinden kaynaklanmaktadır.
Ama peniste veya ****te önemli olan penisin boyu değil, işlevidir.
Yani, sizin penisiniz ile yapabildikleriniz bunu da duygularınızla birleştirmeniz en önemli olan şeydir. İri bir penise sahip olacağınıza (ki 18 cm üstü penisler genelde ilişki sırasında kadına zevk yerine acı vermektedir) sertliğini uzun süre koruyabilen daha küçük bir penise sahip olmak daha avantajlıdır. Her ikisi de bir arada olursa hiç bir zararı yoktur.
Tabii ki ebat olarak normalin altındaki penisler hem cinsel ilişki esnasında sorun yaratabilecek hem de psikolojik yönden erkekte sorun yaratacaktır.
Normalin altındaki penislere ne yapılabilir?
Bugün yeni ameliyat teknikleri sayesinde penis boyları uzatılabiliyor, ince penisler çeşitli yöntemlerle kalınlaştırılabiliyor. Çok başarılı sonuçların yanında pek sonuç alınamayan ameliyatlar da olmaktadır.
Bu hastadan hastaya göre değişebilir. Ülkemizde de bu tip ameliyatlar yapılmaktadır. Fakat bu tip ameliyatların her isteyene yapılamaz sadece ve sadece çok gerekli vakalara yapılması gerekir.
Bu arada en çok sorulan sorulardan olan piyasada satılan penis büyüttüğü iddia edilen vakum pompaları veya şu ve bu gibi metotlar gerçek dışıdır,kandırmacadır, hiç bir faydaları yoktur.
Bu penis büyüttüğü ileri sürülen vakum pompaları penisi büyütmek yerine penis sertleştiğinde içindeki kanı tutan kapakçıklara ters basınç yoluyla zarar vermekte ve sertleşme problemleri yaratmaktadır.
Bu nedenle kullanılması zararlıdır. Normal standartlardaki boylar için penis boyunuz neyse odur, yapabileceğiniz tek şey performansınızı geliştirmek ya da boşalma sürenizi uzatmaya çalışmaktır.
Tüm insanların da yapıları ve organları hem dış görünüş olarak hem de işlevleri sırasında farklılıklar gösterir. Bu farklılık bazen çok çok az , bazen ise çok fazla olabilir.
Penis bildiğimiz gibi bir erkek cinsel organı olup görevi spermleri kadın vajeninin derinlerine bırakmaktır ve bu görev esnasında da kişiye zevk vermektedir.
Penisler de hem boy olarak hem de şekil olarak bir birinden farklılık göstermektedir.
Ebru Şallı 5 gün içinde selüliti yok eden mucize bir iksir bulduğunu açıkladı. Bu mucize iksiri herkes gibi siz de evinizde yapıp içebilirsiniz.
Manken Ebru Şallı fazla kilolarından ve selülitlerinden kurtulmak isteyenler için detoks etkisi yapan mucize iksir 5 gün içinde etkisini göstermekte.
Değişimi 5 günde farkedeceksiniz
Ebru Şallı keşfettiği mucize iksirin sonuçları kanıtlanmış bir detoks içeceği olduğunu, Herkesin evinde hazırlayabileceği bu mucize iksiri her sabah kahvaltı yapmadan yarım saat önce 1 bardak içen kişinin, 5 gün içinde kendisindeki değişimi farkedeceğini söylüyor.
Ebru Şallı "Formülümü yıllardır yemekle, kaloriyle ve neyin zararlı, neyin faydalı olduğunu öğrendiğim için inceleyerek buldum. Bu mucize iksir vücuttaki toksinleri atarak, yağların hızlı bir şekilde yakılmasına yardımcı oluyor. 5 gün içinde farkı gördüm. Selülitli bölgeleri sıkılaştırıyor. Herkes bu içeceği evinde yapabilir.” dedi.
İşte Ebru Şallı’nın mucize iksiri
3 Kabak
2 Enginar
1 Avuç Brokoli
1 Avuç Maydanoz
1 Orta boy soğan
Yarım limon suyu
Hazırlanışı: Sebzeleri az su ile haşlayın. Ardından bu su ile beraber sebzeleri blendırdan geçirin. Üstüne limon suyunu da ilave edip tekrar blendırda karıştırın.
Bu içeceği soğuk ya da sıcak olarak içebilirsiniz. İçine başka hiç bir şey katmayın. Her gün sabah 1 bardak için.
"Detoks" toksinlerden arınmak anlamına gelmektedir. Detoks aslında toksinlerden arınma değil,yaşam tarzı olmalı.
Detoks diyeti, detoks çayları toksinleri atmak için iyi bir yöntem sayılırlar.
Lourdes Çabuk'un tavsiyesi olan detoks çayını arınma amacıyla ayda bir veya iki kez içebilirsiniz.
Detoks çayı:
Hazırlanışı: 2 bardak kaynar suya bir tutam kiraz sapı, bir tatlı kaşığı kereviz yaprağı, bir demet taze maydanoz, bir tutam enginar yaprağı ve 4-5 adet avokado yaprağı koyun.
Malzemeleri ilave ettikten sonra en çok iki dakika daha kısık ateşte kaynatın. Altını kapattıktan sonra demlenmesini bekleyin ve süzün.
Bu sudan bir bardak yatmadan evvel için. kalan bir bardak suyu da ertesi sabah da kalktığınızda için.
Prof. Dr. Ahmet Maranki Kozmik Beden temizliği ile 10 yaş gençleşmenin yollarını anlattı:
Kozmik Beden temizliği yılda 2 kez yapılır. Sonbahar ve ilkbaharda dolunay olduğunda ayın çekim gücünden istifade ederek, vücudumuzdaki suları da çekeceğini düşünerek bu uygulama yapılıyor.
Vücudumuzdaki kalın bağırsaklar, safra kesesi, karaciğer, akciğerler, pankreas ve dalak gibi organlarımızı temizleyerek hücrelerimizi 10 yaş gençleştirebiliriz...
>> Kozmik Beden temizliği ilkbahar arınma programı için tıklayın
Beden temizliği hangi hastalıklara karşı etkili :
- Ölümcül hastalıklardan kanser, hepatit B.hepatit C, mide reflü, ülser, kalın bağırsak rahatsızlıklarında, hemoroiti, safra kesesi taş ve kumlarında çok etkilidir.
Uygulayacağınız bu kürle bağırsaklarınızı, sindirim sisteminizi arındırarak rahatlatacaksınız.
Sabah: Lahana, havuç, yeşil elma ve kırmızı pancar bunun yanında mevsimine göre ıspanak, maydanoz, çiğ olarak katı meyve sıkacağı ile suları sıkılarak her sabah kahvaltı yerine 2 bardak vücut sıcaklığında içine 1 tatlı kaşığı zeytinyağı koyularak yudum yudum içilecek.
Not:Bu sebzelerin içindeki vitaminler yağda çözündükleri için zeytinyağı mutlaka konulmalı,aksi halde vitaminlerden yararlanmak mümkün değil.
Öğlen :mevsiminde olan sebzeler 5 dakika kadar hafif haşlanarak yenilecek suları da içilecek.
Akşam: salata , ve sebze çorbası tüketilecek başka bir şey yenilmeyecektir...
son gece akşam yemeği yerine 1 su bardağı limon suyu ve 1 su bardağı zeytin yağını yudum yudum içilecek ve burundan nefes almaya özen gösterilecek ki yağ vücutta gezinsin ve bedeni temizlesin.sabah kalkınca da lavman yapılacak.
Kür boyunca yemememiz gereken yiyecekler
Ekmek , hayvansal gıdalar et süt yumurta, peynir ,konsantre gıdalar,şeker yenmeyecek,kolalı içecekler,kahve, siyah çay içilmeyecek...
8 gün Lavman yaparak bedeni temizliyoruz
Lavman 8 gün boyunca her sabah 6 ile 8 saatleri arası bu saatlerde yapamayanlar akşam gün batımında yapmalıdır.
Kaynamış Su ile Lavman detoks Uygulaması :İki buçuk litre su kaynayana kadar ısıtılır. Kaynayan su vücut ısısına gelene kadar soğutulur. İki kaşık limon suyu ve elma sirkesi ilave edilir.
Öncelikle bu karışımın yarım litresi, sulu lavman setinin torbasına doldurulur. Lavman setinin hortumunun ağzı hafifçe yağlandıktan sonra anüse sokulur.
Lavman setindeki suyun kalın bağırsağa dolması beklenir. Dolduktan sonra minimum 5 dakika su kalın bağırsakta bekletilir.
Erken boşaltım hareket refleksi oluşursa boşaltım yapılır. Daha sonra hazırlanan karışımın iki litresi lavman setine doldurulur ve lavman işlemi için hazırlanılır.
Uygulanışı: Bu aşamada diz üstü durulur ve öne yere doğru eğilinir. Hortum ve anüs yağlanarak veya kremlenerek hazırlanır. Lavman seti, içindeki suyun rahatça kalın bağırsağa akması için 1-1,5 m. yükseğe asılır.
Diz üstü durumda lavman setinin hortumu anüse yerleştirildikten sonra dirseklerin üzerine eğilerek alın yere değecek şekilde baş ve beden öne doğru yatırılır. Lavman setindeki bütün suyun kalın bağırsağa dolması beklenir.
Daha sonra duruş pozisyonu hiç bozulmadan, lavman seti anüsten çıkarılır. Bu işlemden 1 dakika sonra vücut önce sağ tarafa 5 dakika yatırılır. Sonra sırt üstü yatarak bacaklar yukarı doğru kaldırılır ve suyun kalın bağırsağın dibine doğru gitmesi sağlanır. Bu konumda mümkün olduğu kadar durulduktan sonra boşaltım yapılır.
Zayıflamak isteyenler, diyetlerine katkıda bulunmak isteyen kişiler, yemeği fazla kaçıranlar, Ender Saraç’ın detoks kürü ile vücudunuzu toksinlerden arındırarak zayıflayın ;
Malzemeler:
* 2,5 Lt su
* 2–3 adet orta boy kabak,
* 1 demet semizotu,
* 6–7 adet orta boy saplı maydanoz,
* 3 adet taze soğan (yeşil kısımları ile birlikte)
* 2 adet acı yeşilbiber ( metabolizma hızlandırır, fakat mide sorunu olanlar acı biber koymayabilirler)
* 1/2 tatlı kaşığı zerdeçal,
* 1 tatlı kaşığı kimyon
Hazırlanışı : Zerdeçal ve kimyon haricindeki tüm malzemeleri, suyun içinde haşlayarak blendırdan geçirdikten sonra içerisine zerdeçalı ve kimyonu da ilave edip, karıştırın. Başka bir şey yemeden, gün boyu bu sebze karışımını için.
1.gün
Sabah: 1 bardak kefir ve 10 adet fındık
Ara öğün: 1 adet meyve
Öğle: Kabak çorbası (sınırsız)
Ara öğün: 1 adet meyve + 10 adet fındık
Akşam : Kabak çorbası (sınırsız)
Ara öğün: 1 adet meyve
2.gün
Sabah: 1 probiyotik yoğurt, 1 kaşık yulaf, 2 adet kuru kayısı
Ara öğün: 10 adet badem
Öğle: Kabak çorbası (sınırsız)
Ara öğün: 1 adet meyve
Akşam : Izgara balık ve salata
Ara öğün: 1 adet meyve
3.gün
Sabah: 1 yumurta,1 grissini
Öğle: 1 tabak mercimek yemeği (etsiz) ve salata
Ara öğün: 1 adet meyve
Akşam : Kabak çorbası ve ızgara balık
Ara öğün: 1 meyve
Bunları da yapmalısınız:
Arınma süresi boyunca bol su içmelisiniz,
Çay çeşitlerini sınırsız içilebilirsiniz.
Kahve ve kafein içeren içeceklerden ve alkolden uzak durmalısınız.
Gün içinde istediğiniz kadar salatalık, domates, biber, marul ve kereviz sapı tüketebilirsiniz.
Malzemeler:
1 kilo vişne
1 limon
taze nane
Hazırlanışı:1 limonu dilimleyerek 1 kilo vişne ile birlikte 5 bardak suyun içinde kaynatın. İçine taze nane yaprakları koyabilirsiniz.
Soğuduktan sonra gün boyu için. Vişnenin tanelerini de yeyin
Powered by vBulletin® Version 4.2.5 Copyright © 2025 vBulletin Solutions, Inc. All rights reserved.