PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : 17/04 Türkiye'de Neler oluyor



muzo
17-04-2006, 09:18
BAKIRKÖY'DEKİ PATLAMADA 30 KİŞİ YARALANDI

Bakırköy'de meydana gelen patlamada, yaklaşık 30 kişinin yaralandığı öğrenildi.
17 Nisan 2006 Pazartesi 00:00


İSTANBUL - Bakırköy'de meydana gelen patlamada, yaklaşık 30 kişinin yaralandığı öğrenildi.
Ebu Ziya Caddesi üzerindeki Marmara ve Aksoy pasajlarının önündeki çöp bidonunda meydana gelen patlama sonucu ilk belirlemelere göre yaklaşık 30 kişi yaralandı.
Yaralılar, çevredeki Özel Acıbadem Hastanesi ile Bakırköy Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Yaralılardan birinin durumunun ağır olduğu bildirildi.
Çok sayıda işyerinin de patlamanın şiddetiyle camlarının kırıldığı Ebu Ziya Caddesi güvenlik kordonuna alınarak trafiğe kapatılırken, buraya sevk edilen uzman ekip de inceleme çalışmalarına başladı.
Bu arada, olay yerine gelen İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah da görevlilerden bilgi aldı.

muzo
17-04-2006, 09:18
CERRAH: 'BAKIRKÖY'DEKİ PATLAMAYA PATLAYICI YOL AÇTI'

Cerrah, bir gazetecinin 'Gaz sıkışması mı patlama mı?' sorusuna, 'Gaz sıkışması değil, bir patlayıcı söz konusu' yanıtını verdi.
17 Nisan 2006 Pazartesi 00:01


İSTANBUL - İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, Bakırköy'de meydana gelen patlamaya bir patlayıcının yol açtığını bildirdi.
Ebu Ziya Caddesi üzerindeki olay yerine gelerek bilgi alan Cerrah, daha sonra yaptığı açıklamada, saat 19.00 sıralarında meydana gelen patlamada cam kırıklarından vatandaşların yaralandığını belirtti. Cerrah, 'Şu ana kadar aldığımız bilgilere göre 31 vatandaşımız yaralı. Bunların 2'sinin durumları kritik değil, ama hastanedeler, doktordan aldığımız bilgiye göre durumları diğerlerinden biraz daha ağır' dedi.
Burada görevli 3 sivil polisin de yaralandığını kaydeden Cerrah, olayda şu ana kadar ölen kimsenin olmadığını vurgulayarak, konunun yanlış aksettirilmemesini istedi.
Cerrah, bir gazetecinin 'Gaz sıkışması mı patlama mı?' sorusuna, 'Gaz sıkışması değil, bir patlayıcı söz konusu' yanıtını verdi.

muzo
17-04-2006, 09:25
3 KİŞİNİN ÖLDÜĞÜ OTODRAG ŞAMPİYONASINDAN DEHŞET FOTOĞRAFLARI

Türkiye Opet Otodrag Şampiyonası'nda meydana gelen kazada hayatını kaybedenlerin sayısı 3'e yükseldi.
17 Nisan 2006 Pazartesi 00:05

Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)

ANTALYA- Türkiye Opet Otodrag Şampiyonası'nda meydana gelen kazada hayatını kaybedenlerin sayısı 3'e yükseldi.


Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)



Antalya Karain Havalimanı'nda düzenlenen oto yarışlarında sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu bir otomobil seyircilerin arasına daldı.


Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)


Kazada Opet Takımı'nın sürücüsü Levent Kesen'in kullandığı otomobilin çarptığı İbrahim Özer (20) ve İbrahim Uzun (18) olay yerinde hayatını kaybetti.



Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)

Kimliği henüz belirlenemeyen 1 kişi de kaldırıldığı Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nde hayatını kaybetti.


Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)



Sürücü Levent Kesen ile seyircilerden Şakir Koskal (18) ise yaralanarak hastaneye kaldırıldı.

muzo
17-04-2006, 09:27
ZEYTİNBURNU'NDA PATLAMA...

Zeytinburnu'nda, Atatürk Öğrenci Yurdu önündeki banka ATM'sinde patlama meydana geldi.
17 Nisan 2006 Pazartesi 00:05



ÖMER ÖZTÜRK
İSTANBUL - Zeytinburnu'nda, Atatürk Öğrenci Yurdu önündeki banka ATM'sinde patlama meydana geldi. Patlama özellikle yurtta kalan öğrenciler arasında panik yaşanmasına neden olurken, görgü tanıkları, ATM'ye 2 kişi tarafından patlayıcı konulduğunu belirtti.


Polis, patlamaya neyin sebep olduğunun incelemenin ardından belli olacağını, ancak ses bombası ihtimali üzerinde durduklarını söyledi.



Merkezefendi Mahallesi Sabri Ülker Caddesi'nde bulunan ve yüksek öğrenim öğrencilerinin kaldığı Atatürk Öğrenci Yurdu önünde bulunan bir bankaya ait ATM'de, saat 22.30 sıralarında patlama meydana geldi. Patlamada can kaybı olmazken, ATM'de maddi hasar oluştu. Patlama, yurtta kalan öğrenciler arasında panik yaşanmasına neden oldu. Bazı öğrenciler korkudan kendilerini dışarı attı. Öğrenciler, "Bir ses duyduk. İlk anda ne olduğunu anlamadık. Panik içinde dışarı kaçtık" diye konuştu.



Görgü tanıkları, polise verdikleri ifadede, patlamadan kısa bir süre önce 16-18 yaşlarında 2 kişinin ATM'ye geldiğini ve ellerindeki cismi bıraktıktan sonra kaçtıklarını, ardından da patlama olduğunu söyledi. Polis, eşkaller doğrultusunda çevrede operasyon başlattı.
Patlamanın ardından olay yerinde geniş çaplı inceleme başlatıldı. ATM yakınında bulunan şüpheli parçalar incelenmek üzere toplanırken, polis, patlamaya neyin sebep olduğunun yapılacak kriminal incelemeden sonra belli olacağını, ancak ses bombası ihtimali üzerinde durulduğunu belirtti.

muzo
17-04-2006, 09:28
SAPIK YÜZBAŞIYI YAKALAYAN ADAMIN ÖLDÜRÜLME NEDENİ BELLİ OLDU

Küçük yaşta kız çocuklarına tecavüze yeltendiği gerekçesiyle tutuklanan yüzbaşıyı yakalayan marangozun neden öldürüldüğü belilendi. Cinayetin gerekçesi hayret verici.
17 Nisan 2006 Pazartesi 00:08


Bahçelievler'de bir marangoz atölyesinde 2 kardeşten birinin öldürüldüğü, diğerinin yaralandığı olayın, bir kişinin baktığı güvercinlerin kaybolması nedeniyle çıkan kavga sonucu gerçekleştiği belirtildi.

Alınan bilgiye göre, dün akşam Cengiz Topel Caddesi Yakut Sokak'taki marangoz atölyesinde Kerim Yılmaz'ın öldürülmesi, kardeşi Kadir Yılmaz'ın da yaralanmasıyla ilgili polisin başlattığı çalışma sürüyor.

Kadir Yılmaz'ın ifadesi ve incelemeler sonucu, aynı semtte güvercinleri çalınan bir kişinin, kuşların bulunması amacıyla bin YTL ödül vaat ettiği, ayrıca Kerim ve Nurullah Ç. adlı kardeşlerden de kuşlarının bulunması amacıyla yardım istediği öğrenildi.

Bu kişilerin de Yılmaz kardeşlerin marangoz atölyesinde çalışan ve yine kuşları bulunan 'Okan' adlı genci çalınan güvercinlerle ilgisi olabileceği gerekçesiyle bir süre alıkoydukları, ancak daha sonra serbest bıraktıkları belirlendi.
'Okan'ın bu durumu söylediği Kadir ve Kerim Yılmaz'ın, Kerim ve Nurullah Ç. kardeşleri telefonla arayarak işçilerini rahatsız etmemelerini söyledikleri, bunun üzerine Ç. kardeşlerin dün akşam marangoz atölyesine geldikleri, burada aralarında tartışma çıktığı, tartışmanın büyümesi üzerine Yılmaz kardeşlere tabancayla ateş edildiği anlaşıldı.

Polis yetkilileri, Kerim Yılmaz'ın kaldırıldığı hastanede öldüğü, Bahçelievler'de küçük yaşta bir kız çocuğuna bıçak tehdidiyle tecavüze yeltendiği gerekçesiyle tutuklanan Yüzbaşı B.A'yı olaydan sonra yakalayan vatandaşlardan biri olduğu belirtilen Kadir Yılmaz'ın ise tedavisinin ardından taburcu edildiği olaya ilişkin Kerim ve Nurullah Ç, Okan adlı genç ile kuşları çalınan kişinin de aralarında bulunduğu 6 kişinin arandığını kaydettiler.

muzo
17-04-2006, 09:31
ELEKTRİK DİREĞİNE ÇARPAN ARAÇTA 4 ÖLÜ, 1 YARALI

Zonguldak'ın Ereğli ilçesinde meydana gelen trafik kazasında 4 kişi öldü, 1 kişi yaralandı.
17 Nisan 2006 Pazartesi 09:21



EREĞLİ -Serdar Aydoğan yönetimindeki 67 LC 885 plakalı otomobil, Yeşiltepe mevkiinde, elektrik direğine çarptı.
Sürücü Serdar Aydoğan'ın (25) olay yerinde öldüğü kazada, kardeşi Oktay Aydoğan (23), Yasin Şahin (25), Özkan Çalışkan (27) ve Sedat Yıldırım (25) otomobilde sıkıştı.
Polis ve itfaiye ekipleri tarafından otomobilden çıkartılan yaralılardan Aydoğan, Şahin ve Çalışkan, Ereğli Devlet Hastanesi'nde yaşamını yitirdi. Yıldırım'ın aynı hastanede tedavisi sürdürülüyor.

muzo
17-04-2006, 12:01
‘TETİĞE DOKUNDU SİLAH PATLAMADI’

Karikatür sanatçısı Bedri Koraman, suikasti, “Ben öldürülmüş olsaydım, Abdi’ye gelmeyebilirlerdi” diye değerlendirdi.
17 Nisan 2006 Pazartesi 10:13



Abdi İpekçi cinayetinin kilit ismi Oral Çelik’in, dün gazetemizde yayınlanan, “İpekçi’ye 3 suitast girişimi oldu. Üçüncüsünde hayatını kaybetti İki suikasti gerçekleştiremeyen arkadaşlar Bedri Koraman’a yöneldi. Silah tutukluk yapınca vazgeçtiler” sözleri geniş yankı uyandırdı. Karikatür sanatçısı Bedri Koraman, “Ben öldürülmüş olsaydım, Abdi’ye gelmeyebilirlerdi. Orada o iş olmayınca Abdi’ye yönelmişler” dedi. Koraman’ın açıklamaları şöyle:


“Bir gece saat 03.00 civarında eşimle birlikte eve dönüyorduk. Arabamı Nispetiye’deki evimin karşısına park ettim. Arabadan inen eşim ‘Bir adam geliyor’ dedi. Baktım, fazla uzun boylu bir adam değildi, çelimsiz görünümlü, sağ elini arkasında saklayarak bana doğru yaklaşıyordu. Birden bire yüzüme doğru tabancasını tuttu. Hanım siren gibi susmamacasına müthiş bir çığlık attı. Tetiğe dokundu, çat diye bir ses duydum silah patlamamıştı.”


ÜZERİNE ATLADIM


Silahlı adamla aralarında büyük bir arbede yaşandığını söyleyen Koraman, “Ben silahın bir daha patlamayacağını kurşunun sıkışmış olabileceğini bilmiyordum. Hani Amerikan filmlerinde olur ya, can havliyle hemen adamın üzerine atıldım. Adam silahı sopa gibi kullanmaya başladı. Silahın kabzasını alnıma ve dudaklarıma sürekli vuruyordu. O da silahın patlamayacağını biliyordu. Bana vuranın kim olduğunu bilmiyordum. Aramızda büyük bir arbede yaşandı. Sürekli birbirimize vuruyorduk” dedi.


ARABAYA BİNİP KAÇTI


Yolda takip edildiklerinden şüphelendiklerini de ifade eden Koraman şöyle devam etti:


“Bir müddet sonra benden uzaklaşmaya başladı. Karşıda motoru çalışmakta olan farları gözümüzü alacak şekilde yanan küçük bir arabaya binip kaçtı. Farlar yüzünden arabanın rengini hatırlamıyorum. Beni hastaneye götürdüler. Eve gelmeden bir arabanın bizi takip ettiğini anlamıştık. Araba bir önümüze geçiyor duruyor, bir arkamızda kalıyordu. Biraz ürktük ve şüphelendik. Daha sonra herhalde yollarda bazen garip hareketler yaparlar ya ondan yapıyor manyak dedik.”


SIRA BENDEYDİ


Koraman, kendisine karşı yapılan suikast girişiminin ardından 1-2 ay sonra İpekçi cinayetinin gerçekleştiğini belirtti. Koraman, “Bu olay İpekçi cinayetinden 1-2 ay önce olmuştu. O dönem bunu gazetede fazla büyütmemeye karar verdik O dönem her müesseseden birini öldürüyorlardı. Türkiye’yi 12 Eylül’e hazırlayan güçlerin her müesseseden bir kişi alma programında kısmet bize düşmüştü. Ben öldürülmüş olsaydım. Abdi’ye gelmeyebilirlerdi. Orada o iş olmayınca Abdi’ye yönelmişler. Daha sonra herhangi bir tehdit almadım. Ancak devamlı bir endişe ve korku yaşadım” diye konuştu.





(bugün)

muzo
17-04-2006, 12:02
HABER MÜDÜRÜNÜ GASP ETTİLER

"Sarı Hayatlar" Dergisi'nin Haber Müdürü Hüzün Yücel, İstanbul Cihangir'deki evininin kapısını açarken saldırıya uğradı...
17 Nisan 2006 Pazartesi 11:19



"Sarı Hayatlar" Dergisi'nin Haber Müdürü Hüzün Yücel, İstanbul Cihangir'deki evininin kapısını açarken saldırıya uğradı. Üç saldırgan, boğazına bıçak dayadıkları Yücel'in; içinde 100 YTL, kimlik ve kredi kartlarının olduğu çantasını alıp kaçtı. Polise giden gazeteci, "Çok korktum. Boğazıma bıçak dayadıklarında aklıma 12 yaşındaki çocuğum geldi" dedi.





(vatan)

muzo
17-04-2006, 12:06
Bankada sıra beklemeye SMS ile son! 17.04.2006

--------------------------------------------------------------------------------

Artık bankalarda sıra beklemeyeceksiniz. Bankaya gitmeden önce atacağınız bir SMS ile hem bankadaki kuyruğu öğreneceksiniz, hem de bankaya gitmeden sıra alacaksınız.

Tümsaş, geliştirdiği Q-SMS sistemi ile bankalarda sıra beklemeye son verecek. Numara veren dijital makinelerin kullanıldığı banka, havaalanı, postane ve hastane gibi sıra beklenen alanlarda Q-SMS büyük kolaylık sağlayacak.

Tümsaş Genel Müdürü Orkun Tosun, Q-SMS ile sıra beklerken harcanan gereksiz zamanın önüne geçileceğini söyledi. Tosun, "Q-SMS ile bankaya gitmeden önce cep telefonundan bir SMS mesajı yollayarak şube yoğunluğu öğrenilebilecek. Hatta sıra almak bile mümkün olacak. Ayrıca kişi sırası yaklaştığında yine SMS mesajı ile bilgilendirilecek" diye konuştu. Tosun, Q-SMS'in özellikle finans kuruluşlarından büyük bir talep gördüğünü söyledi.

Kullanım alanı çok geniş

Tümsaş, 1991 yılında Türkiye'yi ilk kez numara veren makinelerle tanıştırdı. 1991 yılında Vakıflar Bankası ve İş Bankası şubelerinde kullanılmaya başlanan Q-Matic sistemi sayesinde müşteriler arka arkaya dizilerek sıra beklemek yerine, oturdukları yerden dijital göstergelerdeki numaraları takip etmeye başladı. Q-Matic sistemini iki bankayla başlattıklarını ancak sistemin bugün sadece bankalarda değil, havaalanı ve hastaneler de dahil olmak üzere 2 bine yakın noktada kullanır hale geldiğini kaydeden Tosun, "Bu makinelerde günde yarım milyondan fazla insan numara alıyor. Q-SMS de Q-Matic'in bulunduğu her noktada kullanılabilecek bir ürün. İlk etapta ürünle ilgilenenler finans kuruluşları oldu" dedi.

O-Matic'ler müşteri memnuniyeti için önemli bir araç haline geldi

Orkun Tosun, 1991 yılında Türkiye'de kullanılmaya başlayan O-Matic sistemlerinin CRM olarak adlandırılan müşteri memnuniyeti hizmetlerinde önemli bir araç haline geldiğini söyledi. Tosun, "Q-Matic sayesinde bilgisayarlı sisteme geçişle birlikte kartlı sistem uygulamalarını da başlattık. Bugün birçok bankada uygulanmaya başlayan kartlı sistemlerde müşteri sıra numarasını almadan ATM veya kredi kartını sisteme okutuyor, sistem de gelen müşteriyi tanıyarak kurumun belirlediği önceliklere göre numara veriyor. Böylece müşteri önem derecesine göre öncelikli olarak ve sürekli çalıştığı müşteri temsilcisinden en kısa sürede hizmet alabiliyor" dedi.

Referans

muzo
17-04-2006, 12:07
Güvenlik görevlisi bıçaklanarak öldürüldü 17.04.2006

--------------------------------------------------------------------------------

İstanbul İl Özel İdare Müdürlüğü'nün Beyazıt'taki bir biriminde çalışan güvenlik görevlisi, bıçaklanarak öldürüldü.

Ordu Caddesi Tiyatro Sokak'ta bulunan İstanbul İl Özel İdare Müdürlüğü İstanbul Proje Koordinasyon Birimi'nde çalışan güvenlik görevlisi Bilgi Çelik (24), saat 05.00 sıralarında nöbet tuttuğu kulübede bıçakla yaralanmış halde bulundu.

Çelik, ambulansla kaldırıldığı İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde hayatını kaybetti.

Polis yetkilileri, görevde 2 güvenlik görevlisi olması gerektiğini, ancak diğer görevlinin şu ana kadar bulunamadığını ifade ederek, olayla ilgili çalışmalara başlandığını kaydettiler.

muzo
17-04-2006, 13:40
FLAŞ!.. FLAŞ!.. HAKKARİ'DE ÇATIŞMA

Hakkari'nin Çukurca ilçesinin Irak sınırı yakınlarında PKK'lı teröristlerle güvenlik güçleri arasında çatışma çıktı.
17 Nisan 2006 Pazartesi 12:08



Sınırda bir grup PKK'lı teröristin tespit edilmesi üzerine, güvenlik güçleri bölgede geniş çaplı operasyon başlattı.

Hakkari'deki Fatih Kışlası'ndan gün boyu helikopterler kalkış yaptı.

Çok sayıda ambulans da çatışmaların yoğunlaştığı Irak sınırına sevk edildi. Bölgede çatışmanın sürdüğü belirtiliyor.

muzo
17-04-2006, 13:40
UZMAN ÇAVUŞ EŞİNİ KALBİNDEN VURDU!

Kastamonu'da uzman çavuş, tartıştığı 23 yaşındaki eşini tek kurşunla kalbinden vurarak öldürdü.
17 Nisan 2006 Pazartesi 12:22


Kastamonu'da bir uzman çavuş, silahla karısını öldürdü.
Alınan bilgiye göre, gece, Kışla Caddesi Gözde Blokları'nda uzman çavuş A.O.Y. (28), eşi Özge Y. ile tartıştı. Kavgaya dönüşen tartışmada A.O.Y, eşi Özge Y'ye silahla tek el ateş etti. Özge Y, yakınları tarafından hastaneye götürülürken yolda hayatını kaybetti.
A.O.Y, olaydan yaklaşık 1 saat sonra güvenlik güçlerine teslim oldu.
A.O.Y'nin Tokat Niksar İlçe Jandarma Komutanlığı'nda uzman çavuş olarak görev yaptığı, eşi Özge Y. ile birlikte yıllık iznini geçirmek üzere Kastamonu'ya geldiği öğrenildi.
A.O.Y, Kastamonu Jandarma Komutanlığı görevlilerine teslim edildi.

muzo
17-04-2006, 13:41
RÜŞVETÇİ GÜMRÜKÇÜ TAM 14 DAKİKA PARA SAYIYOR!

Kapıkule Gümrük Kapısı'ndaki rüşvet operasyonunda tutuklanan 60 gümrükçü bugün ilk kez hakim karşısına çıktı. Gizli kamera görüntülerinin izlendiği duruşmada bir sanığın para sayma görüntüsünün 14 dakika sürmesi dikkat çekti.
17 Nisan 2006 Pazartesi 12:24



Kapıkule Gümrük Kapısı'nda rüşvet operasyonu kapsamında tutuklanan 60 gümrükçü saat 09.00'da bir zırhlı araç eşliğinde dört mahkum nakil aracı ile Ticaret Borsası'na getirildi.
Polis ve Jandarma ekiplerinin geniş güvenlik önlemleri altında tek tek salona alınan sanıkların yakınları basın mensuplarının görüntü almasını engellemeye çalıştı.
Edirne Cumhuriyet Savcısı Mahmut Kaan Yüksel tarafından hazırlanan 51 sayfalık iddianamenin Edirne Birinci Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün okunması ile başlayacak duruşmada sanıkların görüntüleri tek tek izlendikten sonra savunmaları istenecek.
Borsa Salonu tutuklu 60 sanık, 65 sanık avukatı, avukat yakınları ve basın mensupları için ayrı bölümler olmak üzere düzenlendi. Duruşmanın yapılacağı salonda gizli kameralarla çekilen rüşvet görüntülerinin izlenebilmesi için bulunan özel perde ve gösterim sisteminden yararlanılacak.
Duruşmanın yapılacağı salonun çevre güvenliği ise Jandarma tarafından sağlanacak. Cumhuriyet Savcısı Mahmut Kaan Yüksel, gizli kamera kayıtlarının incelenmesinde 5 bin 592 kez rüşvet alırken, para sayarken ve paraları paylaşırken görüntülenen sanıkların 16 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmalarını istedi. Bir sanığın para sayma görüntüsünün 14 dakika sürmesi dikkat çekti.
Operasyon 22 aralık 2005'te başladı

Kapıkule sınır kapısında görev yapan gümrük ve polis memurlarına yönelik, teşekkül halinde rüşvet ve irtikap suçlaması ile 22 aralık 2005'te yapılan operasyonda, 62'si gümrük, 28'i polis memuru olmak üzere toplam 90 kişi gözaltına alınmıştı.
Polis memurlarından biri, takipsizlik kararı sonucu serbest bırakılmıştı. Nöbetçi mahkemeye sevk edilen zanlılardan 55 gümrük memuru ile 19 polis memuru tutuklanmış, 7 gümrük memuru ile 8 polis memuru tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı.


SANIK YAKINLARI İLE GAZETECİLER ARASINDA ARBEDE

Kapıkule Sınır Kapısı’nda görevli gümrük ve gümrük muhafaza memurlarına ilişkin "örgüt kurma suretiyle irtikap ve rüşvet iddiası"yla 58’i tutuklu, 2’si tutuksuz 60 kişinin yargılanmasına başlandı.
Sanıkların binaya sokulmaları sırasında, sanık yakınları basın mensuplarının görüntü alınmasını engellemeye çalıştı. Sanık yakınları gazetecilere saldırarak, fotoğraf çekmeleri ve görüntü almalarını engellemek için müdahalede bulundu. Bazı gazetecilerin tartaklandığı ve kameralarının ellerinden alınmak istediği olayda, sözlü sataşmalar da yaşandı. Taşkınlık yapan sanık yakını bir kişi jandarma tarafından, olay yerinden uzaklaştırıldı.

muzo
17-04-2006, 13:44
Bağ-Kur, dürüstlüğe faiz uyguladı 17.04.2006

--------------------------------------------------------------------------------

Devlet yaşamını yitirenlerin yakınları tarafından maaşlarının yıllarca alındığı gerekçesiyle, SSK ve Bağ-Kur emeklililerine belli dönemlerde yaşadıklarını ispat yükümlülüğü getirirken, bazen de yakınlarının verdiği dilekçeye rağmen maaşını kesmiyor.

İzmir'in Urla İlçesi'nde oturan Ahmet Tevfik Gökmen, geçen aralık ayında 76 yaşında vefat eden Bağ-Kur emeklisi annesi Hatice Sevim Gökmen'in emekli maaşının kesilmesi için büyük uğraş vermek zorunda kaldı. Dilekçelerle başvurmasına karşın annesinin hesabına yatırılan 3 aylık 1090 YTL emekli maaşını neredeyse ‘zorla’ iade etti, 33 YTL de faiz ödedi.

Yıllarca Urla Yeni Mahalle Erinç Sokak'ta bakkal dükkanı işleten 3 çocuk annesi Hatice Sevim Gökmen, Bağ- Kur primlerini de ödeyerek, 20 yıl önce emekli oldu. Gökmen, yakalandığı hastalık sonucunda 19 Aralık 2005 tarihinde yaşamını yitirdi.

Sevim Gökmen'in oğlu Ahmet Tevfik Gökmen, Bağ-Kur'a dilekçe yazarak annesinin öldüğünü bildirdi. Buna karşın Bağ-Kur, aralık, ocak, şubat ve mart aylarına ait 272'şer YTL emekli maaşını ölen Hatice Sevim Gökmen adına bankaya yatırmaya devam etti.

Bankamatikten paraları çeken özel idareden emekli oğlu 57 yaşındaki Ahmet Tevfik Gökmen, ikinci kez kuruma maaşın yatırılmaması için dilekçe yazdı, ama yine başaramadı, Bağ-Kur, mart ayı emekli maaşını da bankaya yatırdı.

Ahmet Tevfik Gökmen, son çare olarak Bağ-Kur'un İzmir Kapılar semtindeki Bölge Müdürlüğü'ne gidip annesi adına bankaya yatırılan 4 aylık toplam 1090 YTL emekli maaşını geri ödemek için başvurdu. Ahmet Tevfik Gökmen, burada da bürokratik engellerle karşılaşmasına karşın, annesi için yatırılan parayı bankadan çektiği için 33 YTL faiziyle birlikte 1123 YTL olarak geri ödedi.

"Nasıl bir ülkede yaşadığını anlayamadığını" söyleyen Ahmet Tevfik Gökmen, şöyle dedi:

“İki kez maaşın yatırılmaması için dilekçeyle başvurdum. Yatırmaya devam edildi. Kuruma gidip parayı yatırmak istedim. Bana ‘Oraya git, buraya git’ diyerek bürokratik engel çıkarıldı. Son çare olarak müdür yardımcısına gittim. Parayı faiziyle birlikte zar zor ödedim. İlle Balıkesir'de 2 yıl boyunca ölen annesi Ümmühan Gençel'in görünümüne bürünüp bankadan emekli maaşını çeken oğlu Şerafettin Gencel gibi mi yapmak lazım.”

İzmir Bağ- Kur İl Müdürü Necati Çetiner, Ahmet Tevfik Gökmen'in kendilerine 16 Mart'ta Ordu'dan iadeli taahhütlü dilekçe ile annesine ait veraset ilamı ve 4 aylık çektiği maaşı bildiren belgeleri gönderdiğini açıkladı. Çetiner, “Biz de bankaya yazı yazdık. Maaşın çekildiğini tespit ettik. Bu aydan sonra maaş ödemesini durdurduk. Biz bunca dosya arasında çalışıyoruz. İnsanlar bizlere biraz anlayış göstersin. İşimizi sabote etmeye çalışmasınlar” diye konuştu.

muzo
18-04-2006, 13:30
DETERJANIN TRAFİK KAZASINA ETKİSİ: 200 ÖLÜ

Dilovası’ndaki deterjan fabrikalarının bacasından çıkan atıklar trafik kazalarına yol açıyor. Emniyetin kaza istatistikleri ürkütücü...
18 Nisan 2006 Salı 12:36



İzmit Dilovası Tem Otoyolu kenarında faaliyet gösteren fabrikaların bacasından çıkan kimyevi atıklar, otoyol zeminini kayganlaştırarak trafik kazalarına yol açıyor. Bölgede yılda 600 trafik kazası meydana geliyor, 200 kişi hayatını kaybediyor.


İzmit Dilovası Tem Otoyolu’nda 1 kilometrelik yol boyunca 15 tane kimyasal üretim yapan fabrika bulunuyor. Gebze Emniyet Müdürlüğü Otoban Polisi ve E-5 polisi raporlarına göre bu mevkide her gün ortalama iki kaza ihbarı alınıyor. Yılda 600’e yakın kazanın meydana geldiği bölgede, 200’e yakın kişi hayatını kaybediyor, ortalama 1000 kişi de yaralanıyor. Otoban çevresinde bulunan Dilovası Fatih Mahallesi sakinleri, kazaların genellikle sabah 04:00 ile 06:00 saatleri arasında meydana geldiğini belirterek şöyle konuştu: “Bu saatlerde yola çiğ düşüyor. Yol ıslanıyor. Deterjan üreten firmaların bacalarından çıkan atıklar asfaltın kayganlaşmasına yol açıyor. Bu yolda çok insan öldü. “


Yüzde 44’ü RUHSATSIZ


Tuzla’da ortaya çıkarılan zehirli varillerin ardından gözler, sanayi bölgesi Gebze Dilovası’na çevrildi. Yaklaşık 50 bin nüfuslu Dilovası’nda ölümlerin 32.3’ünün nedeni kanser. 2005 yılı verilerine göre, Dilovası bölgesindeki fabrikaların yüzde 44’ü ruhsatsız. Dilovası Organize Sanayi Bölgesi’ndeki fabrikaların yüzde 76’sının deşarj izinleri bulunmuyor ve bu fabrikalardan yüzde 72’sinin de hava emisyon izinleri yok. Dilovası’nda yaşayanlar her geçen gün sağlıklarından bir şeyler kaybediyor. Tabii bölgeden geçenler de...

muzo
18-04-2006, 13:31
ÇOCUKLARI KALKAN YAPANA AĞIR HAPİS CEZASI GELİYOR

Terörle Mücadele Kanun Tasarısı netleşti: Özgürlükler korunacak. Çocukları eyleme sürenlerle terör örgütü yandaşlarına ağır hapis Terörle Mücadele Kanun Tasarısı'na son şekli verildi.
18 Nisan 2006 Salı 12:25



Bakanlar Kurulu'nun dünkü toplantısında imzaları tamamlanan tasarı ile terör tanımı değişmedi, ama cezalar artırıldı. Çocukları eylemde kalkan olarak kullananlar, bilerek teröristlere yardım edenler ile çocuklarını eyleme teşvik eden ailelere ağır hapis ve para cezaları geliyor. Tasarıya ilişkin bilgi veren Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, "Özgürlükleri korumayı amaçlıyoruz. Tasarının hedefi vatandaşlarımız değildir" dedi.


Terörle mücadelenin mevsimlik olmadığını hatırlatan Çiçek, tasarı ile bir suçun "terör suçu" sayılabilmesi için "cebir ve şiddet" unsurunun şart koşulduğunu belirtti. Çiçek, "Bir kanun çıkarılarak her şey bitirilemez. Hiçbir terör örgütü dış destek sağlanmadan yaşayamaz" diye konuştu.


ÖZGÜRLÜKTEN TAVİZ VERİLMEYECEK


Parti içinde rahatsızlık yaratan "önleyici tedbirlere" ilişkin düzenlemenin Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanun tasarısına konulacağını ifade eden Cemil Çiçek, TMK'nın halka karşı kullanılmayacağının altını çizdi, "Özgürlüklerden taviz verilmeyecek. Tasarıda özgürlük güvenlik dengesi korunacaktır" dedi.


Tasarının önemli bazı maddeleri şöyle:



Orman yakma terör suçu kapsamına alınıyor. Bilerek ve isteyerek orman yakanlar bundan sonra terör suçundan yargılanacak.

Tarihi eser kaçakçılığı da terör suçu sayılacak. Terör amacıyla tarihi eser kaçakçılığı yapanların cezası da, terör amacı taşımayan eser kaçakçı lığında öngörülen cezanın yüzde 50'si oranında arttırılacak.

'Bilerek ve isteyerek' terör örgütüne yardım ve yataklık edenlere 1 ile 3 yıl arasında değişen oranlarda hapis cezası verilecek.

Terör örgütünün eylemlerine çocuklarını bilerek gönderen ve teşvik eden ana-babalara 1 yıldan 5 yıla kadar cezası verilecek.

Çocukları kalkan olarak kullanan terör örgütü mensuplarına 1-5 yıl hapis cezası.

Terör örgütüne destek veren siyasi parti, dernek, vakıf, öğretim kurumları veya üniversitelere ağır cezalar verilecek.

Terör örgütünün flamasını, amblemini, işaretini yapanlar, slogan atanlar, yüzlerini kapatanlar 1-3 yıl hapisle cezalandırılacak.

Terör örgütünün propagandasını yapanlara 3 yıla kadar hapis cezası veriliyor. Bu eylem basın yoluyla yapıldığı taktirde ceza yüzde 50 oranında arttırılacak.

muzo
18-04-2006, 13:32
23 NİSAN'A ÖZEL İKRAMİYE

Milli Piyango, 23 Nisan özel çekilişinde bin talihliye biner YTL ilave ikramiye verecek.
18 Nisan 2006 Salı 12:00


ANKARA - Milli Piyango, 23 Nisan özel çekilişinde bin talihliye biner YTL ilave ikramiye verecek.
Milli Piyango Genel Müdürlüğü'nden yapılan açıklamaya göre, her 23 Nisan'da özel çekiliş düzenleyen İdare, bu yıl hem ikramiye tutarını hem de ikramiye sayısını artırdı.
Büyük ikramiyenin 2 milyon YTL olduğu 23 Nisan çekilişinde, önceki çekilişlerden farklı olarak 1.000 talihliye, 1.000'er YTL tutarında ek ikramiye dağıtılacak.
Çekilişte, aldıkları biletin son 2 numarası, 600 bin YTL'lik ikinci ve 300 bin YTL'lik üçüncü ikramiyeyi kazanan biletlerin son 2 rakamı ile aynı olanlar 30'ar YTL ikramiye kazanacak. Son rakamı, büyük ikramiyenin son rakamı ile aynı olan bilet sahiplerine de 12'şer YTL ödenecek.
Özel çekilişte dağıtılacak toplam ikramiye tutarı ise 7 milyon 238 bin YTL'yi bulacak.
Milli Piyango İdaresi, ikramiye miktarı ve ikramiye kazanacak bilet sayısındaki artışa paralel, 23 Nisan biletlerine olan talebin arttığını açıkladı.

muzo
18-04-2006, 13:33
Dikkat! Şifre almayan kredi kartları iptal edilecek! 18.04.2006

--------------------------------------------------------------------------------

Kredi kartı ile alışverişlerde dolandırıcılık ve sahteciliğe karşı geliştirilen şifre uygulamasına (chip&pin) 1 Nisan'dan itibaren başlandı

Yaklaşık iki haftada 30 milyon karttan yüzde 70'i çipli hale dönüştürüldü. Sistemin teknik altyapısını oluşturan Bankalararası Kart Merkezi, üç-dört ay içinde bütün kartların çipli hale getirilmesini planlıyor. Altyapının tamamlanmasının ardından şifre almayanların kredi kartı iptal edilecek. Bankalararası Kart Merkezi Genel Müdürü Sertaç Özinal, 14 Şubat Sevgililer Günü'nde ‘Şifremi seviyorum' sloganıyla dönüşümü tamamlayan İngiltere örneğinden yola çıkarak benzer bir kampanya başlatacaklarını belirtiyor. Bankacılar, şifresini bilmeyenlerin telefonla öğrenebileceğini vurgularken, alışveriş sırasında şifrenin satış görevlisi dahil kimseye söylenmemesi uyarısında bulunuyor.

Bugüne kadar kalemle imza atarak kredi kartlarını kullanan tüketiciler, artık mağaza görevlilerinin önlerine uzatacakları makineye kendilerine ait dört rakamlı şifreyi tuşlayarak alışveriş yapacak. Kredi kartı kopyalama, çalıntı ve kayıp risklerini azaltan yeni ödeme yönteminde, kartın üzerindeki çip, kopyalanma riskini sona erdiriyor. 4 rakamlı şifre ise kopyalanma veya çalınması halinde kartın başkaları tarafından kullanılmasını engelliyor.

Şifrenin üç kez yanlış girilmesi halinde kullanıma kapatılacak. Rakamlar, cihazın ekranında ATM'lerde olduğu gibi yıldız işaretli olarak görünecek. Şifreli hale dönüştürülen 25 milyon kartla ilk hafta 1 milyon işlem gerçekleşti. Satış mağazalarındaki POS makinelerinin yüzde 95'i çipe uyumlu hale getirildi.

ATM'lerde ise bu oran yüzde 30 civarında. Beş yıl önce temelleri atılan proje için şimdiye kadar 350 milyon dolar harcandı. 2007 sonuna kadar bu rakamın 650 milyon doları bulması bekleniyor.

Oyuncu Okan Bayülgen'in rol aldığı bilinçlendirme kampanyasıyla, kartı iptal edilecek tüketicilerin en aza indirilmesi amaçlanıyor. Bankalararası Kart Merkezi Genel Müdürü Özinal, Türkiye'nin, İngiltere ve Fransa'nın ardından şifre uygulamasına geçen üçüncü ülke olduğuna dikkat çekerek, uygulamanın beklenenin üstünde bir başarıyla devam ettiğini söylüyor. “Biz bu ülkelerden daha çabuk şifreli hayata alıştık.” sözleriyle gelinen noktayı dile getiren Özinal, İngiltere'nin iki yılda vardığı noktaya bir yılda gelmeyi hedeflediklerini kaydediyor. Uluslararası Visa ve Master Card kurallarına bağlı kalınarak hazırlanan uygulama, Avrupa ülkeleri tarafından dikkatle takip ediliyor. Uygulamaya geçme hazırlığı içinde olan Avrupa ülkeleri, Bankalararası Kart Merkezi'nden destek istiyor. Toplantı ve kongrelerden davet aldıklarını kaydeden Sertaç Özinal, “Türkiye çok kapsamlı, kritik ve önemli bir geçiş yaşadı. Bu geçişi nasıl gerçekleştirdiğimizi anlatmamızı istiyorlar. Avrupa er ya da geç çipe dönüşümü gerçekleştirecek. Daha sonra Asya ve Amerika'da benzer geçişler görülecek.” diyor.

‘Kart sahtekârlığı ve dolandırıcılığına vurulan en büyük darbe' nitelendirmesiyle Türkiye'de yıllık sahtekârlık ve dolandırıcılık rakamlarına da dikkat çeken Özinal, 2000'lerin başında yıllık 3-4 milyon dolar olan sahtekârlığın 2005'te 18 milyon dolara çıktığını söylüyor. Toplam ciroya bakıldığında sahtekârlık oranı Avrupa ortalamasının altında. Ancak uzmanlar, önlem alınmaması halinde, Türkiye'nin çok kısa süre sonra Avrupa'yı geride bırakacağına işaret ediyor. İngiltere'de yıllık 1,2 milyar YTL olan kredi kartı sahtekârlığı, çipli karta geçilmemiş olması halinde 1,9 milyar YTL'yi bulacaktı. Bu ülkede şifreli dönemle birlikte sahtekârlık oranı yüzde 30'a geriledi. Fransa ve İngiltere'yi hedeften çıkaran dolandırıcılar ise yönünü şifreli uygulamaya henüz geçmeyen ülkelere çevirdi.

Kredi kartı şifresi internet veya telefon bankacılığı işlemlerinde geçerli olmayacak, sadece kredi kartıyla yapılacak alışverişlerde ödemeyi onaylamak için kullanılacak. Ancak benzer bir uygulama internet bankacılığına da geliyor. İnternet üzerinde işlemle birlikte sahtekârlık oranının da arttığı göz önünde bulundurularak aktif bir program hazırlanıyor. İnternet siteleri üzerinde tüketicilerin güvenli alışveriş yapmasını sağlayan logolar bulundurulacak. Siteyi hazırlayanlar, bankalar aracılığı ile sertifika alacaklar. Artan internet sahtekârlığına da dur demeyi hedefleyen program üç haftaya kadar devreye girecek.

Güvenlik için şifrenizi kimseye söylemeyin

BKM Genel Müdürü Sertaç Özinal, şifrenin çok özel bir bilgi olduğuna ve kim olursa olsun paylaşılmaması gerektiğine dikkat çekerek, iyi niyetli birçok müşterinin tereddüt etmeden şifresini paylaşabildiğini belirtiyor. “Kredi kartınızı sizden başkasının kullanmasına izin vermeyin. Şifrenizi kesinlikle yazılı olarak saklamayın, kartınızın üzerine yazmayın. Şifrenizin telefon numaranızın bir kısmı, doğum tarihiniz gibi kolay tahmin edilebilir rakamlardan oluşmamasına dikkat edin.” uyarısında bulunan Özinal, işyeri sahiplerinin de bir an önce elemanlarını eğitimden geçirmesini istiyor. Tüketiciler, kart kullanımında ilginç durumlarla karşı karşıya kalıyor. Arabasına parça almaya giden Mehmet Özdemir, kasiyerin kendisinden şifresini istediğini anlatıyor. Aynı gün bir çiçekçide alışveriş yapan Özdemir, çipli kartını uzattığında işyeri sahibinin tepki gösterdiğini ve uygulamadan habersiz olduğunu söylüyor.

Zaman

muzo
18-04-2006, 13:34
Maketle konut alırken dikkat!


Türkiye'de özellikle son iki yıldır artan gayrimenkul talebi, başta bankalar ve müteahhit firmalar olmak üzere birçok kesimin iştahını kabartıyor.

Piyasa uzmanları, dünyadaki büyük likidite krizlerinin gayrimenkuldeki çılgın alımların ardından ortaya çıktığı konusunda birleşiyor. Son olarak Garanti Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Genel Müdürü Kürşat Tuncel de bu konuda bazı sistemik risklere dikkat çekti.

Fiyatlar henüz inmedi

Gayrimenkul sektöründe spekülatif taleplerde bir durulma hissedildiğini ancak fiyatların henüz makul seviyelere inmediğini belirten Kürşat Tuncel, arsa bulanın müteahhitliğe soyunduğunu belirterek, banka kredileriyle ağırlıklı olarak iki sene sonra teslim edilmek üzere maket üzerinden satışların gerçekleştiğini vurguladı. Bu sistemin sağlıklı olmadığını belirten Tuncel, 'İnsanlar bankalardan kredi kullanarak müteahhitlere peşin ödemede bulunuyor. Bu açıdan bakıldığında sistem tamamen müteahhite güven üzerine kurulu' dedi. Mevcut sistemde, bütün riski alıcıların ve bir miktar da kredi veren bankaların taşıdığını kaydeden Tuncel, 'Zamanında teslim edemeyenler, eksik teslimat gerçekleştirenler olacak. Sektörde talep artışıyla birlikte tecrübesiz birçok firma ortaya çıktı. İki yıl neler getirir bilinmez, ama iki-üç şirketin sebep olacağı bir olumsuzluk sistemin tamamına zarar verebilir' dedi.

'Bankalar da risk altında'

Şu anki yoğun talebe karşılık iki yıl sonraya yayılan teslimatların zamanında yapılamaması ve bir takım güçlüklerin ortaya çıkması halinde, sadece alıcının değil, bankacılık sektörünün de bundan olumsuz etkileneceğini kaydeden Tuncel, 'Çünkü bazı bankalar yüzde 100'lere varan krediler sağlıyor. Şu an varsayımlar teminat değerinin yükseleceği ve talebin devam edeceği üstüne kurulu. Yurtdışındaki rating kuruluşları da konut kredilerinin izlenmesi gerektiği yönünde sinyaller veriyor. Dolayısıyla talep devam ettiği ve fiyatlar yükseldiği sürece çark döner, ancak konjonktürde duraklama olması, ikinci el satışların artması ve öngörülen şekilde talebin artmaması halinde zincirleme sorunlar doğacak' dedi.

Kuveytlilere özelleştirmeyi öğreteceğiz

Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Türkiye'den teknik ve hukuki yardım isteyen Kuveyt'in Özelleştirme İdaresi'nin kuruluşunda yardımcı olacak

ÖzelleŞtİrme sürecine yakında başlayacak olan Kuveyt, Türkiye'deki özelleştirme organizasyonu ve uygulamalarını başarılı bularak, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'ndan teknik ve hukuki destek istedi. İlk özelleştirme uygulamalarını 'petrol ve petro kimya' sektöründe başlayacak olan Kuveytli yetkililerin, bu amaçla rafineri idaresi oluşturdukları ve buradaki organizasyonu daha da genişleterek, diğer sektörlere de aşamalı olarak yayacakları belirtiliyor.

Özelleştirme tecrübesi bulunmayan Kuveyt'in, nihai olarak özelleştirmeden sorumlu bir kurumsal yapılanmaya gitmeyi planladıkları ve bu çerçevede de Türkiye'yi en iyi model olarak belirledikleri ifade edildi.

Yatırım bankası

Bu arada Kuveyt'in en büyük yatırım şirketlerinden Kuveyt Global Investment House'un, Türkiye'de bir yatırım bankası kurmak amacıyla teknik araştırma çalışmalarına başladığı öğrenildi. Ayrıca Halk Bankası'nın özelleştirilmesiyle yakından ilgilenen Dubai Yatırım Grubu'nun ise Türkiye'ye teknik inceleme heyeti göndereceği öğrenildi.

muzo
18-04-2006, 13:34
PKK mayını: 1 uzman çavuş yaralı


Tunceli'nin Çemişgezek ile Hozat İlçesi'nde PKK’lı teröristlere karşı operasyon başlatılırken, mayına basan bir uzman çavuş yaralandı.

Gemişgezek Gözlü Çayır Bölgesi'nde operasyona giden güvenlik güçleri bu sabah saatlerinde PKK tarafından tuzaklanmış mayına bastı. Meydana gelen patlamada Jandarma Uzman Çavuş İdris Güneş ağır yaralandı. Yaralı Güneş helikopterle Elazığ Askeri Hastanesi’ne kaldırıldı.

Operasyon bölgesinde bu sabah saatlerinden itibaren havadan askeri timler indirilmeye başlandı. Operasyonun Ali Boğazı Bölgesi'ne doğru yoğunlaşarak devam ettiği belirtildi.

hürriyet

muzo
18-04-2006, 13:35
Öğretmenin öğrencisini sopayla darp ettiği iddiası



Trabzon'un Sürmene İlçesi'nde bir öğretmenin, öğrencisini sopayla darp ettiği iddia edildi.


Alınan bilgiye göre, ilçenin Aksu Köyü'ndeki Aşağı Aksu İlköğretim Okulu'nda öğretmen olarak görev yapan Yahya S. (50), korkutmak amacıyla odun sopasıyla öğrenci Adem Malkoç'u bacağından darp etti.

Adem Malkoç, Sürmene Devlet Hastanesi'ndeki tedavisi sonrası taburcu olurken, öğretmen Yahya S. jandarmada ifadesinin alınmasının ardından serbest bırakıldı.

muzo
18-04-2006, 13:36
Karısını öldüren uzman çavuş tutuklandı

Kastamonu'da karısını silahla öldürdüğü iddia edilen Uzman Çavuş Ahmet Onur Yalçınkaya tutuklandı.

Kastamonu'da Kışla Caddesi Gözde Blokları'nda, 16 Nisanda, babasına ait evde tartıştığı eşi Özge Yalçınkaya'yı silahla öldürdüğü ifade edilen, Tokat Niksar Jandarma Komutanlığında görevli uzman çavuş Yalçınkaya, çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı.

Ahmet Onur Yalçınkaya'nın, eşinin kendisine ait beylik silahla intihar ettiğini ileri sürdüğü öğrenildi.

Ahmet Onur Yalçınkaya'nın Mamak Askeri Cezaevine gönderildiği bildirildi.

Öte yandan, olayda hayatını kaybeden Özge Yalçınkaya ise Nasrullah Camii'nde kılınan cenaze namazı sonrasında Ahmet Dede Mezarlığı'ndaki aile kabristanlığına defnedildi.

Kastamonu'da 16 Nisanda yaşanan olayda, Ahmet Onur Yalçınkaya'nın (28) eşi Özge Yalçınkaya ile tartıştığı ve silahla tek el ateş ederek öldürdüğü belirtilmişti

muzo
18-04-2006, 16:38
SİVEREK'TE AHIR ÇÖKTÜ: 2 ÇOCUK ÖLDÜ, 1 ÇOCUK YARALANDI

Şanlıurfa'nın Siverek İlçesi'ne bağlı Işıldar Köyü'nde bir ahırın çökmesi sonucu oyun oynayan 3 çocuktan 2'si, çöken enkazın altında kalarak hayatlarını kaybetti.
18 Nisan 2006 Salı 13:19


ALİ LEYLAK
ŞANLIURFA - Şanlıurfa'nın Siverek İlçesi'ne bağlı Işıldar Köyü'nde bir ahırın çökmesi sonucu oyun oynayan 3 çocuktan 2'si, çöken enkazın altında kalarak hayatlarını kaybetti. 1 çocuk da yaralı olarak Siverek Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı.
Edinilen bilgiye göre, Nato Mezarlığı mevkiinde bulunan ilçeye 15 kilometre uzaklıktaki Işıldar Köyü'nde, Mehmet Demir'e ait toprak çatılı hayvan barınağının çatısı büyük gürültüyle çöktü. Çöken ahırın kenarında oyun oynayan Songül Ordu (12), Bayram Ordu (7) ve Ramazan Gönül (6), enkaz yığınlarının altında kaldı.
Köylülerin yardımıyla enkaz altında kalan çocuklar çıkarılmaya çalışılırken, olay jandarmaya haber verildi. İlçe belediyesinin iş makineleriyle ve köylülerin çalışması sonucunda, hayatını kaybeden 2 çocuğun cesetleri çıkarıldı. Çöken enkazın içerisinden, Bayram Ordu ağır yaralı olarak kurtarıldı. Siverek Devlet Hastanesi'ne kaldırılan küçük çocuk, buradaki ilk müdahalenin ardından Diyarbakır'daki Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırıldı.
Siverek Kaymakamı Seddar Yavuz, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, olaydan duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Olayın duyulmasının ardından sağlık ekipleri ve belediye iş makinelerinin hemen bölgeye gönderildiğini aktaran Yavuz, ancak söz konusu çocuklardan ikisinin kurtarılamadığını bildirdi.
Jandarma ve olay yeri inceleme ekipleri, köyde çalışmalarına devam ediyor. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

muzo
18-04-2006, 16:38
BAŞKENTTE, YÜZDE 33'LÜK ULAŞIM ZAMMININ İPTAL İSTEMİ REDDEDİLDİ

Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından Ekim 2005 tarihinde yapılan yüzde 33'lük ulaşım zammının iptali için Bağımsız Eğitimciler Sendikası'nın (BE-SEN) Bölge İdare Mahkemesi'ne açtığı iptal istemi davası reddedildi.
18 Nisan 2006 Salı 13:25


UĞUR ALICI
ANKARA - Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından Ekim 2005 tarihinde yapılan yüzde 33'lük ulaşım zammının iptali için Bağımsız Eğitimciler Sendikası'nın (BE-SEN) Bölge İdare Mahkemesi'ne açtığı iptal istemi davası reddedildi.
BE-SEN, Ankara Büyükşehir Belediyesi'nce 2005 yılı sonunda yüzde 33'lük toplu taşıma ücreti zammının, öğretmen maaşlarına yapılan artıştan kat kat fazla olduğu ve fahiş bir nitelik taşıdığını ileri sürülerek Ankara 2. idare Mahkemesi'ne zammın durulması talebiyle iptal davası açmıştı. Mahkeme BE-SEN'in, yüzde 33'lük zammın iptali için açtığı davada "iptal istemini" reddetti.
BE-SEN Genel Başkanı Gürkan Avcı, zammın haksız bir zam olduğunu belirterek, iptal istemli açılan davanın da aylarca sürmesinden yakındı. Avcı, şunları kaydetti:
"Geç gelen yargı kararları kabak tadı veriyor. Dava bir şekilde sürüncemede bırakılıp, insanlarda bıkkınlık yaratıyor. Toplumu yakından ilgilendiren bir konuda yargının karar vermesi 6 ayı buluyor. Eğer iptal talebimiz kabul edilmiş olsa idi, vatandaşın geçmiş kayıplarını kim ve nasıl ödeyebilecekti. Ankara halkı adına yine ısrar ediyoruz ki yapılan zam haksız bir zamdır, soygun ve sömürüdür bunun adı."

muzo
18-04-2006, 16:39
"FUHUŞ YAPAN YABANCILARDAN VERGİ ALINABİLİR"

Gelirler İdaresi Başkanı Osman Arıoğlu, "Fuhuş yapan yabancılardan vergi alınabilir" dedi.
18 Nisan 2006 Salı 13:30


ALPAY YALÇINKAYA
İSTANBUL - Gelirler İdaresi Başkanı Osman Arıoğlu, "Fuhuş yapan yabancılardan vergi alınabilir" dedi.
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, Türk Hava Yolları'na (THY) ait bir uçakla Ankara'dan İstanbul'a geldi. Atatürk Havalimanı'nda basın mensupları tarafından karşılanan Unakıtan, Türkiye'de fuhuş yapan yabancılardan vergi alınacağına ilişkin haberlerle ilgili soru üzerine gülerek, "Bu soruyu Gelirler İdaresi Başkanı Arıoğlu'na sorun" dedi. Maliye Bakanı Unakıtan'ı karşılamak için VIP Salonu'nda bulunan Arıoğlu, gazetecilerin habere ilişkin soruları üzerine, 'Bir yerde bir gelir oluşuyorsa vergici vergisine bakar. Yasal olup olmamasıyla ilgili diğer kişiler gereğini yapar. Herkes kendi görevini yapar. Biz vergiyle ilgileniriz. Vergilenecek bir aktivite, kazanç oluşuyorsa onunla ilgileniriz" dedi.
Bir gazetecinin 'Vergi alınması yapılan işi yasal hale getirmez mi?' şeklindeki sorusuna Arıoğlu, 'Yasal hale gelmez. Vergi alınması o faaliyeti yasal hale getirmez. Bu çok önemli. Bir faaliyetten her halükarda vergi alınabilir. Ama o faaliyet yasa dışıysa ayrıca müsadere edilir. Kara paraysa tümüne el konulabilir. O ayrı bir şey, vergi ayrı bir şey veya suç oluşturuyorsa suç kısmı ayrı bir şeydir. Bir faaliyet vergilendirildi diye yasa dışıysa legal hale gelmez' cevabını verdi.

muzo
18-04-2006, 16:39
"DALGALI KUR REJİMİ DEVAM EDECEK"

Merkez Bankası Başkanlığı'na atanan Durmuş Yılmaz, enflasyon hedefine ulaşmanın temel amaçları olduğunu belirterek, hükümetin büyüme ve istihdam politikalarını desteklemeye devam edeceklerini söyledi.
18 Nisan 2006 Salı 13:30



ZAFER ÇAKMAK
ANKARA - Merkez Bankası Başkanlığı'na atanan Durmuş Yılmaz, düşen enflasyon döneminin başarıyla tamamlanmak üzere olduğunu belirterek, "Bundan sonraki hedefimiz fiyat istikrarına ulaşıp bunu kalıcı kılmaktır" dedi.
Merkez Bankası Başkanlığı'na atanmasına dair kararname Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından onaylanan Durmuş Yılmaz, Merkez Bankası Başkanvekili Erdem Başçı ile birlikte basının karşısına geçti. Merkez Bankası Başkanlığı'nda ortak açıklama yapan Başçı ve Yılmaz sıcak mesajlar verdi. Merkez Bankası eski Başkanı Süreyya Serdengeçti'nin görev süresinin dolduğu 14 Mart'tan bu yana Merkez Bankası Başkanvekilliği görevini sürdüren Başçı, Durmuş Yılmaz ile 2.5 yıldır birlikte çalıştıklarını ve Yılmaz'ın 25 yılı aşkın bir süre boyunca Merkez Bankası'nın her kademesinde görev yaptığını belirtti. Yılmaz'ın banka içinde ve dışında sevilen ve sayılan başarılı bir iktisatçı ve Merkez Bankacı olduğunu vurgulayan Başçı, Yılmaz'ın son 3 yıllık dönemdeki Banka Meclisi ve son 2 yıldaki Para Politikaları Kurulu üyelikleri sırasında Merkez Bankası'nın önemli kararlarında söz sahibi olduğunu dile getirdi. Başçı, "Sayın Yılmaz'ın Merkez Bankası Başkanlığı'na atanmasına çok sevindim. Başkan Yılmaz'ı bu önemli göreve atanmalarından dolayı içtenlikle kutluyor, fiyat istikrarına giden yolda birlikte uyumlu ve verimli bir çalışma yürüteceğimize dair inancımı ifade etmek istiyorum" diye konuştu.
Durmuş Yılmaz ise 1980 yılında çalışmaya başladığı Merkez Bankası'nın değişik kademelerinde görev aldığını hatırlatarak o günden bu yana, özellikle de son birkaç yılda Türkiye'nin ekonomi tarihinde dönüm noktaları olarak yerini alacak atılımlar gerçekleştirildiğini ifade etti. 2001 yılındaki yasal değişiklikler sonucu Türkiye'nin para politikası alanında elde ettiği en büyük kazanımın, Merkez Bankası'nın bağımsızlığı alanında olduğunu kaydeden Yılmaz, "Banka fiyat istikrarını sağlamak amacıyla Merkez Bankası Kanunu'nda belirtilen para politikası araçlarını kullanmaya, uygun bulacağı diğer para politikası araçlarını da doğrudan belirlemeye ve uygulamaya yetkili kılınmıştır. Bu yetki modern iktisat literatüründe araç bağımsızlığı olarak adlandırılır" şeklinde konuştu. Fiyat istikrarına giden yolda enflasyon hedefinin ise Hükümet ile Merkez Bankası tarafından belirlendiğine işaret eden Yılmaz, bu hedeflerin 2006 yılı için yüzde 5, 2007 ve 2008 yılları için ise yüzde 4 olarak belirlendiğini ve ilan edildiğini hatırlattı. Yılmaz
şöyle konuştu:

BAŞKAN YARDIMCILARI'NIN BELİRLENMESİ
"Bu hedeflere ulaşmak temel amacımızdır. Bununla çelişmemek kaydıyla Hükümetimizin büyüme ve istihdam politikalarını da desteklemeye devam edeceğiz. 1211 sayılı Merkez Bankası Kanunu, kur rejimini belirleme yetkisini Hükümet ile birlikte Merkez Bankası'na vermiştir. Dalgalı kur rejimi bu çerçevede belirlenmiştir ve temel uygulama çerçevesi korunmak suretiyle devam edecektir. Türkiye, 30 yılı aşkın bir süre yaşadığı enflasyonun yaptığı tahribattan kurtulmak için altın bir fırsat yakalamıştır. Düşen enflasyon dönemi başarıyla tamamlamak üzeredir. Bundan sonraki hedefimiz ise fiyat istikrarına ulaşıp bunu kalıcı kılmaktır. Merkez Bankası, ülkemizin büyüme potansiyelini hayata geçirmekteki en önemli katkıyı da bu doğrultuda yapacaktır."
Yılmaz, basın mensuplarının "Karar sizin için sürpriz oldu mu, ne zaman öğrendiniz?" şeklindeki sorusu üzerine, "Basında benim de ismim geçiyordu. Ben de son anda öğrendim. Çok yakın bir zaman önce öğrendim" dedi.
"Başkan Yardımcılıkları için kimlerin ismini önerdiği" sorusu üzerine de Yılmaz, Merkez Bankası Kanunu'nda Başkan Yardımcılarının nasıl atanacağının belirlendiğini hatırlatarak buna göre gerekli olan işlemlerin yapılacağını söyledi. Yılmaz, "Serdengeçti'nin boşalttığı koltuğu doldurabilecek misiniz?" sorusuna ise, "Merkez Bankası bir kurumdur. Merkez Bankası'nda bugüne kadar çalışanların hepsi bulundukları dönemlerde Merkez Bankacılığını belli bir çizgiye getirmişlerdir. Bu çizgi, Merkez Bankası'nın kurumsal bağımsızlığına büyük bir katkıdır. Biz, bu kurumsal yapıya katkı yapanların, taş koyanların kıymetini bileceğiz ve bizim kıymetimiz de kendi koyacağımız taşla ölçülecektir" karşılığını verdi.
Başçı ve Yılmaz'ın açıklamalarının ardından Merkez Bankası Başkanlığı'na eski Başkan Süreyya Serdengeçti geldi. Binaya girerken "Tebrik için geldim" diyen Serdengeçti, Yılmaz ve Başçı ile yaklaşık 30 dakika süren bir görüşme yaptı. Görüşmenin ardından Serdengeçti, Merkez Bankası'nın yeni Başkanı Durmuş Yılmaz tarafından uğurlandı. Serdengeçti, basın mensuplarının sorularını cevapsız bıraktı.
Durmuş Yılmaz 1947 yılında Uşak'ta doğdu. Yılmaz, 1980 yılında Merkez Bankası Dış Borç Erteleme Servisi'nde göreve başladı. Daha sonra döviz kurları ve döviz rezerv yönetimi alanına geçen Yılmaz, 1993 yılında Döviz İşlemleri Müdürlüğü Müdür Yardımcısı, 1995 yılında Bankalararası Para Piyasası Müdürü, 1996 yılında Ödemeler Dengesi Müdürü, 1997 yılında Döviz Risk Yönetimi, Krediler, Döviz ve Efektif Piyasaları ile Açık Piyasa İşlemlerinden Sorumlu Piyasalar Genel Müdür Yardımcısı, 2002 yılında İşçi Dövizleri Genel Müdürü oldu. 2003 yılından bu yana Banka Meclisi ve Para Politikası Kurulu üyesi olarak görev yapan Durmuş Yılmaz, The City Univercity London'da ekonomi dalında lisans, The Univercity College, London Univercity'de lisansüstü eğitim gördü.

muzo
18-04-2006, 16:41
SİVAS'TA TERÖR OPERASYONU: 21 GÖZALTI

Sivas'ta yasadışı terör örgütü PKK'nın gençlik yapılanması Yurtsever Özgür Gençlik Hareketi (YÖGEH) adına, Sivas ve Tokat'ta bulunan üniversitelerde örgüte eleman kazandırmak için çalışma yapan 4'ü bayan 21 kişi gözaltına alındı.
18 Nisan 2006 Salı 16:30


İSMAİL GÜNEŞ
SİVAS - Sivas'ta yasadışı terör örgütü PKK'nın gençlik yapılanması Yurtsever Özgür Gençlik Hareketi (YÖGEH) adına, Sivas ve Tokat'ta bulunan üniversitelerde örgüte eleman kazandırmak için çalışma yapan 4'ü bayan 21 kişi gözaltına alındı.
Edinilen bilgiye göre, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi ve Tokat Gaziosman Paşa Üniversitesi'nde yapılan operasyonlarda, örgüt adına faaliyet yürüten İ.İ., E.A., V.A., A.B., E.E., E.A., M.D., K.A., R.İ., S.T., Ş.B., F.B., E.K., K.D., Ş.A., A.D., E.A., K.D., A.B., K.A. ve Z.Y. isimli şahıslar gözaltına alındı. Gözaltına alınan 21 kişi Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde ifadeleri alındıktan sonra sağlık raporlarının alınması için hastaneye sevk edildi.
Sağlık raporundan geçirilen 21 kişi, yoğun güvenlik tedbiri altında Sivas Adliye Binası'na getirildi. 21 kişi mahkum girişinden binaya koşarak sokulurken, gözaltına alınanların arkadaşları da, adliye binası karşısındaki belediye binası yanında polis kordonu altında bekletildi.
Öte yandan, Tunceli Emniyet Müdürlüğü tarafından aranan A.İ.Ç. isimli örgüt üyesi olduğu iddia edilen şahıs, Tunceli Emniyet Müdürlüğü'ne teslim edildi. Şahıslar mahkemeye sevk edildi.

muzo
18-04-2006, 16:41
OTODRAG KAZASI GÖREVİNDEN ETTİ

Antalya Otodrag Şampiyonası'nda meydana gelen kazadan sonra, Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu (TOSFED) Antalya İl Temsilcisi Haluk Özsevim, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü'nün teklifiyle Antalya Valiliği tarafından görevden alındı.
18 Nisan 2006 Salı 15:44


SABRİ ÇAĞLAR
ANTALYA - Antalya Otodrag Şampiyonası'nda meydana gelen kazadan sonra, Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu (TOSFED) Antalya İl Temsilcisi Haluk Özsevim, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü'nün teklifiyle Antalya Valiliği tarafından görevden alındı.
Gençlik ve Spor İl Müdürü Nadir Yapsakaloğlu, yaptığı açıklamada, Özsevim'in 3 kişinin öldüğü Türkiye Opet Otodrag Şampiyonası'nda Komiserler Kurulu Üyesi olarak görev yaptığını belirtti. Yapsakaloğlu, 'TOSFED İl Temsilcisi A. Haluk Özsevim, üstlendiği görev nedeniyle olayda sorumluluğu olduğu düşünülerek, soruşturmanın selameti açısından görevinden alındı' dedi.
Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'nden müfettiş istendiğini ve idari soruşturmanın devam ettiğini kaydeden Yapsakaloğlu, kazayla ilgili TOSFED'in hazırlayacağı raporu beklediklerini söyledi

muzo
18-04-2006, 16:42
EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ'NÜN 3. KATINDAN ATLAYAN ZANLI, POLİSE ÖZÜR MEKTUBU GÖNDERDİ

Bursa'da 2 bıçaklı gasp olayına karıştığı iddiasıyla gözaltına alındığı Emniyet Müdürlüğü'nün 3. katından atlayan zanlı, cezaevinden yazdığı mektupta, polislerden özür diledi.
18 Nisan 2006 Salı 16:05


İHSAN ALTIKARDEŞ
BURSA - Bursa'da 2 bıçaklı gasp olayına karıştığı iddiasıyla gözaltına alındığı Emniyet Müdürlüğü'nün 3. katından atlayan zanlı, cezaevinden yazdığı mektupta, polislerden özür diledi. Polislerin kendisine çok iyi davrandığını belirten ve görevlileri üzdüğü için özür dileyen zanlı, hayatını kurtaran ekiplere teşekkür etti.
Kültürpark'ta 2 bıçaklı gasp olayına karıştığı iddiasıyla gözaltına alınan Ümit N, yaklaşık 20 gün önce Gasp Bürosu'nun 3. katından atlamıştı. İntihar etmeyi düşündüğünü söyleyen 24 yaşındaki Ümit N.'nin spor ayakkabıları sayesinde sadece topuğu kırılmıştı. Tutuklanıp cezaevine gönderilen ve sağlık durumu gayet iyi olan Ümit N, Asayiş Şube Müdürlüğü'ne gönderdiği mektupta, polisleri üzdüğü için özür dileyerek, "Bana yaptığınız iyiliklere rağmen o gün emniyetin camından atladım. Bir anlık travmaydı. Sizlerden özür diliyorum. Yaptığınız iyilikler için de teşekkür ediyorum" dedi. Olay günü, 3. kattan atlayan Ümit N.'ye ilk müdahaleyi polisler yapmış, çağırılan 112 ambulansıyla Devlet Hastanesi'ne kaldırılması sağlanmıştı.
Nitelikle yağma suçundan Ümit N.'nin önümüzdeki günlerde hakim karşısına çıkacağı öğrenildi.