PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : 24/04 Türkiye'de Neler oluyor



muzo
24-04-2006, 08:31
ANKARA'DA TRAFİK KAZASI: 9 YARALI...

Ankara'da meydana gelen kazada direksiyon hakimiyetini kaybeden bir sürücü elektrik direğine çarparak durabildi.
24 Nisan 2006 Pazartesi 00:02



SAFURE CANTÜRK
ANKARA - Ankara'da meydana gelen kazada direksiyon hakimiyetini kaybeden bir sürücü elektrik direğine çarparak durabildi. Olayda araç içerisinde bulunan 5'i çocuk 9 kişi yaralandı.



Edinilen bilgiye göre, İstanbul Yolu 14. kilometresinde akşam saatlerinde meydana gelen trafik kazasında, direksiyon hakimiyetini kaybeden 06 MCP 95 plakalı aracın sürücüsü Ahmet Duran yol kenarındaki elektrik direğine çarparak durabildi. Kazada yaralanan şoför Ahmet Duran ve 5'i çocuk 8 kişi, ambulansla Atatürk Hastanesi'ne kaldırıldı.
Kaza sonrası trafik ekipleri, çekiciyle aracı olay yerinden kaldırdı.

muzo
24-04-2006, 08:33
İNTERNETTEN BEDAVA KONUŞMA YAYILIYOR

Sabit ve mobil telefonlara göre kullanıcılarına yüzde 50 oranında daha ucuza haberleşme imkanı sağlayan internet üzerinden telefon görüşmesi (VoIP) uygulaması hızla artıyor.
24 Nisan 2006 Pazartesi 00:07



Sabit ve mobil telefonlara göre kullanıcılarına yüzde 50 oranında daha ucuza haberleşme imkanı sağlayan internet üzerinden telefon görüşmesi (VoIP) uygulaması hızla artıyor.



Şirketlerin bu teknolojiyi destekleyen sistemlere yönelik yatırımları artarken, 2009 yılında her 100 telefon görüşmesinin 14'ünün internet üzerinden yapılacağı tahmin ediliyor.



Telesis Telekomünikasyon A.Ş Genel Müdür Yardımcısı Mümin Güler, son yıllarda internet teknolojilerindeki gelişmeler ve sesli haberleşme imkanlarının artmasıyla bu alanda faaliyet gösteren şirketlerin yeni ihtiyaçlara dönük yatırımlara yöneldiğini belirtti.



Telefon santralleri ve haberleşme sistemleri üreten Telesis'in de VoIP yatırımlarına ağırlık verdiğini ve yerli tasarım ürünler geliştirdiklerini kaydeden Güler, kurumların telefon giderlerini azaltmak için yeni santrallerinin VoIP teknolojisine imkan sağlayan nitelikte olmasını istediklerini anlattı.



İnternet üzerinden ses iletiminin geniş bant internet şebekesi üzerinden gerçekleştirildiğini, bunun için ADSL bağlantısı gerektiğini vurgulayan Güler, bireysel kullanıcıların Skype benzeri programlarla internet üzerinden görüşme yaparken, kurumların VoIP'e uygun yeni santraller kurmaya çalıştığını ifade etti.
ADSL erişiminin gelişeceğini ve 2009 yılında dünyada 245 milyon, Türkiye'de ise 5 milyon kullanıcıya ulaşmasının beklendiğini kaydeden Güler, telefon haberleşmesi sektörünün cirosunun 265 milyar dolara yükselmesinin öngörüldüğünü kaydetti. Güler, telefon görüşmelerindeki cironun 36 milyar dolarının internet üzerinden gerçekleşmesinin beklendiğini, Türkiye'nin bu pazardaki payının 700 milyon dolar olarak hesaplandığını söyledi. Güler, '2009 yılında her 100 telefon görüşmesinden 14'ünün internet üzerinden yapılacağı tahmin ediliyor' dedi.



Güler, VoIP sayesinde kurumların başka illerdeki ofisleriyle dahili sistem gibi ücretsiz görüşebildiğini, ayrıca bu sistem üzerinden uzak mesafe telefon hizmetlerinin yüzde 50 oranında ucuzlama sağladığı için VoIP'in uygulamasının ADSL kullanıcı sayısına paralel olarak hızla arttığını belirtti.

muzo
24-04-2006, 08:35
ÖNCE KARISINI SONRA CANINI ALDI!..

Gözaltına alınan S.U. da cinayeti nasıl işlediğini polise anlattı. S.U. planlayarak adam öldürmekten, S.A. da azmettirmek suçundan tutuklandı.
24 Nisan 2006 Pazartesi 00:49


Dalaman’da cinayete kurban giden 43 yaşındaki Ertan Akdeniz’in, eşinin sevgilisi olan arkadaşı tarafından öldürtüldüğü ortaya çıktı. Ertan Akdeniz, geçen hafta salı günü, Dalaman Sanayi Sitesi’nde kanal başında çalışır haldeki 48 FT 523 plakalı kamyoneti içinde başına üç kurşun sıkılarak öldürülmüş olarak bulundu.

Polisin araştırması sonunda Ertan Akdeniz’in Dalaman pazar yerinde 24 yaşındaki S.A. ile pazarcılık yaptığı anlaşıldı. S.A’nın bir çocuk sahibi Ertan Akdeniz’in eşi S.A. ile ilişki yaşadığı söylentileri polise ulaştı. Polis S.A. ile S.A’yı ayrı ayrı sorgulayınca çelişkili ifadelerden yola çıkarak cinayeti aydınlattı. S.A’nın Ertan Akdeniz’den kurtulmak için plan yapıp cinayeti tasarladığı anlaşıldı. S.A. arkadaşı Akdeniz’i öldürmek için bir çocuk babası 33 yaşındaki S.U. ile 5 bin YTL’ye anlaştığını itiraf etti.

Gözaltına alınan S.U. da cinayeti nasıl işlediğini polise anlattı. S.U. planlayarak adam öldürmekten, S.A. da azmettirmek suçundan tutuklandı.

muzo
24-04-2006, 11:12
Bakanlar danışman olarak en çok Ankara Üniversitesi mezunlarını tercih ediyor 24.04.2006

--------------------------------------------------------------------------------

CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol'un soru önergesi kabinenin danışman ordusunun künyesini ortaya çıkardı.

Kabinenin müşavir ve özel kalem kadrosu başta olmak üzere toplam 138 danışmanı bulunuyor. Başbakan Erdoğan'ın doğrudan çalıştığı 4 danışmanından ikisi İstanbul Üniversitesi mezunu, diğerleri de Ankara ve Gazi Üniversitesi mezunu. AK Parti Hükümeti'nde danışman kadronun ağırlığını Ankara Üniversitesi oluşturuyor. Başbakan Erdoğan dahil 23 kişilik kabinenin toplam 138 danışmanı bulunuyor. 138 danışmandan 35’i Ankara Üniversitesi’nden mezun. A.Ü'yü 11 mezun ile Gazi Üniversitesi takip ediyor. 8 kişi ile İstanbul Üniversitesi üçüncü sırada yer aldı. ODTÜ ise sıralamaya 6 mezun ile girdi. En fazla danışmanı 31 kişi ile Sağlık Bakanı çalıştırıyor, Sağlık Bakanı’nı 25 danışman ile Tarım Bakanı takip ediyor.

Bugün

muzo
24-04-2006, 11:16
BAĞ-KUR’LUYA TEDAVİ MÜJDESİ

Prim borcundan dolayı yıllardır hastanelerden faydalanamayan 2 milyon Bağ-Kur’luya müjde. Genel Sağlık Sigortası ile 2007’de herkes tedavi olabilecek.
24 Nisan 2006 Pazartesi 10:04



Türk insanına Genel Sağlık Sigortası (GSS) imkânı getiren Sosyal Güvenlik Reformu, bugüne kadar çeşitli sebeplerle bağlı bulundukları kurumlardan sağlık hizmeti alamayan milyonlarca kişiye insanca yaşama hakkı tanıyor. Önceki aylarda çıkarılan Prim Affı ile geçmişe yönelik borçlarını yeniden yapılandırma imkânı bulan Bağ-Kur sigortalıları, reformdan en büyük avantajı sağlayan kesim olacak.


10 MİLYON KİŞİ


Esnaf, şoför, ev kadını, serbest meslek sahibi ve Tarım Bağ- Kur’a tabi çiftçilerden oluşan yaklaşık 2 milyon Bağ-Kur sigortalısı, prim borçlarını ödeyemedikleri için halen bu kurumdan sağlık hizmeti alamıyor. Bakmakla yükümlü oldukları aileleri ile birlikte toplam sayıları 10 milyonu bulan geniş halk kesimi, ne hastaneye gidip doktora ücretsiz muayene olabiliyor, ne de herhangi bir tedavi imkanına sahip. Sosyal Güvenlik Reformu kapsamında uygulamaya sokulacak olan Genel Sağlık Sigortası işte bu durumdaki vatandaşlara eksiksiz sağlık hizmeti verilmesini sağlayacak.


BORCU OLSA BİLE...


TBMM’de kabul edilen ve onaylanması için Cumhurbaşkanı’na gönderilen Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, Bağ-Kur’a prim borcu bulunduğu için herhangi bir sağlık hizmeti alamayan dar gelirli bu kişilere insanca yaşama hakkı getiriyor. Kanuna göre, Genel Sağlık Sigortası’nın (GSS) uygulamaya gireceği 1 Ocak 2007’den itibaren sadece bir ay prim ödeyen vatandaşlar “GSS Sigortalısı” kabul edilecek ve anında sağlık hizmetine hak kazanacak. Bu kişilerin, daha önce Bağ-Kur’a borcu olup olmadığına ise hiç bakılmayacak.


30 GÜNLÜK PRİM YETERLİ


Kanunun 67. maddesi, Genel Sağlık Sigortası’ndan faydalanmak için vatandaşlara sadece iki şart getiriyor. Şartlar şöyle:


1- Genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin, hastaneye başvurduğu tarihten önceki son bir yılda toplam 30 günlük prim ödemiş olması.


2- Başvurduğu tarihte kısa ve uzun vadeli sigorta primleri dahil Genel Sağlık Sigortası prim borcunun bulunmaması.


Bu iki şartı yerine getirdiği taktirde, daha önce borcu olsa bile Bağ-Kur’lu istediği sağlık hizmetini ücretsiz ve eksiksiz alabiliyor.


KİMSE MAHRUM DEĞİL


Genel Sağlık Sigortası’nın bütün vatandaşları sosyal güvenlik şemsiyesi altına alacağını bildiren AK Parti Ankara Milletvekili ve TBMM Sosyal Güvenlik Komisyonu Başkanı Mehmet Zekai Özcan, BUGÜN’e şu açıklamayı yaptı:


“Kanunu hazırlarken bu duruma özellikle dikkat ettik. Milyonlarca Bağ-Kur sigortalısı ile köylerde tarımla iştigal eden Tarım Bağ- Kur’luların ödeyemeyecekleri rakamlara ulaşmış borçları nedeniyle sağlık hizmetinden mahrum kalmamalarını istedik. Ayrıca, Genel Sağlık Sigortası ile kendilerine sosyal güvenlik sistemi şemsiyesi altına alabilmek için bir şans daha ortaya çıkardık.”


(bugün)

muzo
24-04-2006, 11:19
FLAŞ!.. FLAŞ!.. MENEMEN'DE TREN KAZASI: 5 ÖLÜ, 8 YARALI

İzmir'in Menemen İlçesi'ne bağlı Koyundere Beldesi'nde hemzemin geçitte yolcu treninin işçi taşıyan kamyonete çarpması sonucu 5 kişi hayatını kaybetti, 8 kişi de yaralandı.
24 Nisan 2006 Pazartesi 10:36

Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)

MEHMET İNMEZ
İZMİR - İzmir'in Menemen İlçesi'ne bağlı Koyundere Beldesi'nde hemzemin geçitte yolcu treninin işçi taşıyan kamyonete çarpması sonucu 5 kişi hayatını kaybetti, 8 kişi de yaralandı.
Edinilen bilgiye göre, kaza sabah saat 07.30 sıralarında bariyer ve görevlinin bulunmadığı demiryolu hemzemin geçidinde meydana geldi. Tarlaya çalışmaya giden kadın işçileri taşıyan Salih Tozduman idaresindeki 35 BP 86 plakalı açık kasa kamyonet, makinistler Mevlüt Eski ve İbrahim Kocaer yönetimindeki yolcu trenini fark etmeyerek hemzemin geçide girdi. Tren büyük bir gürültüyle kamyonete çarparken, kazada Semra Karakaya, Sabiha Kalkan, Melike Kubay, Zelihe Alkıç ve ismi belirlenemeyen bir kadın işçi hayatını kaybetti. Kamyonet sürücüsü Salih Tozduman ile Süreyya Koç, Gönül Karakaya, İpek Tosun, Halime Teksoy, Zeynep Kızmaz, Nurhanım Çalışır ve Nilüfer Bulut da yaralandı.
Kaza sırasında 3 kişinin olay yerinde, ağır yaralanan 2 işçinin de hastanede hayatını kaybettiği öğrenilirken, yaralanan 8 kişi İzmir'deki çeşitli hastanelerde tedavi altına alındı.
Kazayla ilgili soruşturma sürdürülüyor.

muzo
24-04-2006, 12:24
ÜNLÜ SANATÇI HAYATININ EN ACI KONSERİNİ VERDİ

Usta keman sanatçısı Suna Kan, hayatının en acı konserini İzmit'te verdi.
24 Nisan 2006 Pazartesi 11:04


İZMİT - Usta keman sanatçısı Suna Kan, hayatının en acı konserini İzmit'te verdi. Kocaeli Gazeteciler Cemiyeti'nin düzenlediği gazetecilik başarı ödülleri gecesinde konser vermek üzere İzmit'e gelen sanatçı kente ayağını basar basmaz eşi Atilla Sönmez'in öldüğü haberini aldı. Ancak sanatçı, acısını yüreğine gömüp akşam 1.5 saatlik konserini tamamladı. Konser sırasında salonda bulunan ve Atilla Sönmez'i tanıyan bazı kişiler ölüm haberini aldı. Bu durum salonda kulaktan kulağa yayılınca, herkes ayağa kalkarak Suna Kan'ı uzun süre alkışladı. Kan, "Eşimin ölüm haberini sabah aldım. Bana, 'Dönecek misin?' diye sordular. 'Hayır, dönmeyeceğim. Beni bekleyenleri hayal kırıklığına uğratmaya hakkım yok' dedim. Biz sanatçıların kaderi böyle" diye konuştu. Kan'ın merhum eşi Atilla Sönmez, Devlet Planlama Teşkilatı'nın kurucularındandı ve ODTÜ'de rektör yardımcılığı görevinde de bulunmuştu.

muzo
24-04-2006, 12:26
DİYARBAKIR'A ÇAMUR YAĞDI

Suriye üzerinden kalkan kum ve tozun bulutlara karışmasıyla yağışlar Diyarbakır’a çamurlu düştü.
24 Nisan 2006 Pazartesi 11:46
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)

Diyarbakır Meteoroloji Bölge Müdürlüğü yetkilileri, rüzgarın güneyden esmesi nedeniyle Suriye üzerinden kalkan kumların bölge üzerinde toz tabakası oluşturduğunu, yağmurla birlikte yağışın çamurlu düştüğünü bildirdi.
Yetkililer, yağışlarla ilgili şunları kaydettiler:
"Çöle yakın bölgeyiz. 2-3 gündür güneyden kalkan toz ve kum bulutlara karıştı. Bölge üzerinde bir toz tabakası oluştu ve yağmur çamurlu yağışa neden oldu. Halk arasında ’çamur yağdı’ denir. Bugün de aynı durum devam edecek. Havada asılı tozlar var. Bugün ve yarın sağanak ve aralıklı yağış bekliyoruz.".

muzo
24-04-2006, 12:28
DOÇENTİN RAYLARDA ÖLÜMLE DANSI...

Doçent, tren yaklaşırken rayların üze-rinde fotoğraf çektirince görevlilerin yüreği ağzına geldi. İşte o an...
24 Nisan 2006 Pazartesi 11:44
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)

ATATÜRK Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölüm Başkanı Doç. Dr. Mehmet Kavukçu ile fotoğraf sanatçısı İmran Uzun, Erzurum Garı önünde tren gelirken raylarda fotoğraf çekerken, görevlilerin yüreğini ağzına getirdi. Fotoğraf uğruna riski göze alan ikiliden Doç. Dr. Mehmet Kavukçu, “TCDD’nin 150’nci yıldönümü için hareketli bir fotoğraf çekmek istedik. Ölüm ile kalım arasında korkunç bir duyguyu yaşadım. Sadece üç kare fotoğraf çekebildik. Bu fotoğraf 4 Mayıs’ta Ankara Garı’nda sergilenecek' dedi.
İstanbul Haydarpaşa’dan kalkan 3115 sefer sayılı yük treninin Erzurum Garı’na ulaşmasına 650 metre kala fotoğraf sanatçısı 35 yaşındaki İmran Uzun’a fotoğraf çektiren 41 yaşındaki Doç. Dr. Mehmet Kavukçu, makinist İlyas Ulucan’a zor anlar yaşattı. İntihara teşebbüs edildiğini düşünen Ulucan’ın “Raylar üzerinde bir vatandaş intihar ediyor, fren kullanıyorum' demesi üzerine harakete geçen Gar Müdürlüğü personeli olayın sanatsal bir çalışma olduğunu öğrenince rahat bir nefes aldı.
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)

“RİSKLİ BİR ÇALIŞMA OLDU'

Ölüm riskini göze alıp tren rayları üzerine yatarak fotoğraf çektiren Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölüm Başkanı Doç.Dr. Mehmet Kavukçu, “Trenle ilgili yaptığımız projenin bir parçasında trenin geliş anında fotoğraf çektirmek vardı. Trenin gelişini görmedim fakat ölüm ile yaşam arasında korkuç bir duygu olduğunu hissettim. Kendimi bir an önce nasıl kurtarırım diye düşündüm. Sanat için yapılan bu çalışmayı Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından 4 Mayıs’ta Ankara Garı’nda açılacak sergide sergileyeceğiz' diye konuştu.

SADECE ÜÇ KARE ÇEKEBİLDİ

Doç. Dr. Mehmet Kavukçu’nun raylar üzerinde fotoğraflarını çeken fotoğraf sanatçısı İmran Uzun, ise duygularını şöyle dile getirdi:
“Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demir Yolları’nın 150’ncı kuruluş yıldönümü nedeniyle fotoğraf sergisi açmayı düşündük. Yapılan çalışmanın riskini göze alarak, intihar ve yaşama dönüş ile ilgili trenin gelişi dakikalarını raylardan dinledik. Ray üzerinde Mehmet Hoca’nın yattığını gören makinist de tabii haklı olarak trenin el frenini çekmek zorunda kaldı. Raylar üzerinde yatan Mehmet Hoca’nın fotoğraflarını çekerken yaşam ile ölüm arasındaki ince çizgi bize müthiş bir haz verdi. Sadece üç kare çekebildiğim çalışmada Mehmet Hoca’yı trenin gelmesine yalnızca bir kaç saniye kala raylardan çıkarmak, buradaki personeli hayli heyecanlandırdı.'

muzo
24-04-2006, 12:34
300 BİN YTL'LİK AŞK

Her yaz olduğu gibi 12 yaşındaki kızıyla 2004 Ağustos’unda Karabük’teki akrabalarını ziyarete geldi. Şerife Aktaş, kızıyla şehir turu yapmak için Çağlar Oto Galerisi’ne gitti. Onlarla galerinin sahibi Bülent Aktaş ilgilendi.
24 Nisan 2006 Pazartesi 00:48


Şerife Aktaş, Almanya’dan tatile geldiği Karabük’te tanıştığı Bülent Aktaş’la evlendi. 1.5 ay sonra evlilikleri kötüye gitmeye başladı. Terk etmesin diye kocasının kendisine zorla 300 bin YTL’lik senet imzalattırdığını söyleyen Şerife Aktaş, savcılığa başvurdu.

ALMANYA’nın Stuttgart Kenti’nde 25 yıldır yaşayan, 34 yaşındaki Şerife Aktaş’ın ilk evliliği 2 yıl önce bitti. Her yaz olduğu gibi 12 yaşındaki kızıyla 2004 Ağustos’unda Karabük’teki akrabalarını ziyarete geldi. Şerife Aktaş, kızıyla şehir turu yapmak için Çağlar Oto Galerisi’ne gitti. Onlarla galerinin sahibi Bülent Aktaş ilgilendi. Şerife Aktaş otomobili geri verdiğinde kendisinden çok hoşlandığını söyleyen Bülent Aktaş’ın akşam yemeği teklifini geri çevirmedi. 1.5 yıl süren ilişkilerinin sonunda kasım ayında evlendiler. Şerife Aktaş, Karabük’e yerleşti.

Bülent Aktaş’la evlenmeden önceki çapkınlığıyla ilgili tartışmaları evlendikten sonra da devam etti. Evliliklerindeki asıl çatırdamanın sadece bu konuda başlamadığını söyleyen Şerife Aktaş, "Çok borcunun olduğunu söyleyip benden toplam 40 bin Euro aldı. Kocam olduğu için Almanya’da yaptığım birikimimin bir kısmını ona vermekte çekinmedim. Çapkınlığına son vereceğini de söylüyordu. Ancak zamanla kabalaşmaya, zorla para almaya kalkıştı" iddiasında bulundu.

TERK ETMEME GARANTİSİ

Son büyük kavgalarının, Bülent Aktaş’ın kendisinden 30 bin Euro istediğinde patlak verdiğini anlatan Şerife Aktaş, "İsyan ettim ve parayı vermedim. Zaten çapkınlıklarından bıkmıştım. Beni kapının önüne koydu. Bir hafta sonra barıştık. Beni çok sevdiğini, bensiz yaşayamayacağını, hatta onu terk edersem öleceğini söyledi. Bir de ondan ayrılmayacağıma dair yeminler ettirmekle kalmayıp teminat aldı. 300 bin YTL’lik senet imzalattı. Onu sevdiğim için hayır demedim. Sevgisi gözümü kör etmişti" diyor.

Şerife Aktaş, evden ayrılmasına neden olan son noktayı ise şöyle özetliyor: "Bir akşam 18 yaşında genç bir kızla çıkageldi. Sevgilisi olduğunu söyledi. Artık bu kadarına dayanamazdım. Evi terk edip Almanya’ya döndüm."

TEHDİT MESAJLARI

Almanya’ya döndüğünden beri eşinin gönderdiği tehdit mesajlarının bitmediğini söyleyen Şerife Aktaş, "Hakaretler yağdırıp elindeki senetlerle beni tehdit ediyor. İçişleri Bakanlığı, valilik ve savcılığa baskı altında olduğuma dair dilekçe verdim" diyor. Eşinin kendisini aldattığı Hatice adlı bir genç kızla daha sonra ahbap olduğunu belirten Şerife Aktaş, "Hatice’yi evlenme vaadiyle kandırmış ve sonra sokağa atmış, acıdım. Şimdi Hatice’yi Almanya’ya aldıracağım. Kızıma bakacak " diye konuşuyor.

"Eşimden asla boşanmayacağım" diyen Bülent Aktaş ise neden Şerife Aktaş’a senet imzalattığını anlatmak istemiyor. "Bu ikimizin arasında özel bir konu" diye kestirip atan Bülent Aktaş, "Kendimi garantiye aldım" diyor.

Psikolojik tedavi görüyor

Eşinin ağza alınmayacak küfürlerle dolu tehdit mesajları ve telefonlarından yıldığını söyleyen Şerife Aktaş, psikolojik tedavi görüyor. Şerife Aktaş, adaletin doğru işleyeceğine inandığını söylüyor.

muzo
24-04-2006, 14:13
'EN SON BABALAR DUYAR'IN OYUNCUSU TACİZCİ ÇIKTI

İstanbul Devlet Opera ve Balesi korosunda görev yapan T.U., rejisör Altan Günbay tarafından telefonla taciz edildiğini iddia etti. Günbay, "Bu taciz değil iltifat" dedi.
24 Nisan 2006 Pazartesi 13:55



İŞTE O SESLİ MESAJ...

Kondüvit T.U'nun, "Batı Yakası Hikâyesi" adlı müzikalin rejisörlüğünü yapan emekli sanatçı Altan Günbay tarafından cep telefonuna bırakıldığını iddia ettiği sesli mesaj şöyle: "Diyorum ya; bu devirde Allah'ın bir lütfusun. Çünkü inan bana, kırk yaşındaki sevgiyi hissediyorum, üniversite öğrencisi gibi çok seviyorum seni. İnan, bana yaptıramayacağın hiçbir şey yok hayatta, anlıyor musun canım."



İŞTE SABAH'IN HABERİ...



Operada cinsel taciz suçlaması

İstanbul Devlet Opera ve Balesi'nin eski müdürü Suat Arıkan'la ilgili iddiaları araştıran Kültür Bakanlığı müfettişleri 19 sayfalık bir rapor hazırladı. Raporda, Altan Günbay'ın koro sanatçısı T.U.'yu telefonla "Allah'ın bir lütfusun. Seni bir üniversite öğrencisi gibi seviyorum" diyerek taciz ettiği iddiası da yer aldı. Günbay "İltifat ettim" dedi.


Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)

Operada cinsel taciz suçlaması

İstanbul Devlet Opera ve Balesi korosunda görev yapan T.U., rejisör Altan Günbay tarafından telefonla taciz edildiğini iddia etti. Günbay, "Bu taciz değil iltifat" dedi.

İstanbul Devlet Opera ve Balesi'nin eski müdürü Suat Arıkan hakkında çeşitli şikâyet dilekçeleri üzerine Kültür ve Turizm Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından başlatılan soruşturma tamamlandı. Hazırlanan 19 sayfalık raporda tespit edilen usulsüzlükler maddeler halinde sıralandı. Raporda, Suat Arıkan'ın kadın sanatçılarla mesai saatleri dışında özel ilişki kurduğu ve iki çiftin boşanmasına neden olduğu iddia edildi. Arıkan'ın Mersin'de müdür olduğu dönemde kondüvit (sahne amiri) olarak görev yapan S.B.'nin cep telefonuna "Şu anda birlikte kaldığım aşk odasındayım" şeklinde mesaj geçtiği öne sürüldü. Olayın üzerinden iki yılı aşkın zaman geçmesi nedeniyle Suat Arıkan hakkında bir işlemyapılamadı.
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
'KOMPLİMAN YAPTIM'

Soruşturma sırasında müfettişler, başka bir taviz iddiasıyla daha karşılaştı. Koro sanatçısı T.U., "Batı Yakası Hikâyesi" adlı müzikalin rejisörlüğünü yapan emekli sanatçı Altan Günbay'ın, kendisini taciz ettiğini iddia etti. T.U. cep telefonuna Günbay'ın bıraktığını söylediği sesli aşk mesajlarını da müfettişlere dinletti. Bunun üzerine ifadesi alınan Günbay, T.U.'nun aralarında yakınlık kurmak amacıyla sık sık aradığını; kendisini beğenip, beğenmediğini gibi sorular sorduğunu iddia etti. Günbay, konuşmalardan da anlaşılacağı gibi T.U.'nun kendisini bu sözleri söylemeye teşvik ettiğini iddia etti. T.U.'nun kendisine, mesajı dinleteceğini söyleyerek şantaj yaptığını da öne süren Günbay, bu durumuT.U.'nun okuldan hocası Mesut İktu'ya da bildirdiğini aktardı. Günbay ayrıca konuşmanın iltifat ya da komplimandan öte olmadığını söyledi. Bu konuyla ilgili ifadesi alınan Suat Arıkan ise savunmasında, Günbay'ı bu konularla ilgili olarak defalarca uyardığını söyledi. Emekli olan Altan Günay'ın kurumla bağı kalmadığının vurguladığı raporda, bundan böyle kendisine bir görev verilmemesinden başka tedbir bulunmadığı kaydedildi. Ayrıca taciz suçunun şikâyete bağlı olduğu hatırlatıldı. Teftiş Kurulu Başkan Vekili Faruk Şahin'in imzasını taşıyan rapor, Turizm Bakanı Atilla Koç tarafından da onaylandı. Rapor şimdi yasal işlemlerin yapılması amacıyla İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'na gönderildi.
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)

muzo
24-04-2006, 14:13
PKK'DAN KÜSTAH AÇIKLAMA

Eski DEP milletvekili ve DTP kurucularından Selim Sadak, güvenlik güçlerinin başlattığı operasyonların durdurulmasını istedi.
24 Nisan 2006 Pazartesi 12:48



DTP Nusaybin ilçe örgütü açılışına katılan Sadak, "sayın Genelkurmay Başkanı'na sesleniyorum. Operasyonları durdurun. Çünkü Kürtler yüzlerini başka tarafa döneceklerdir" dedi.

Sadak, "1992 yılında da sınıra yüz binlerce asker yığdılar, yurt içinde operasyonlar düzenlediler. Ama yine çare bulmadılar" dedi.

Selim Sadak, "çare çapulcu, hırsız, rantçı ve Şemdinli faailerinin üstüne gitmektir. Van savcısı sayın Ferhat Sarıkaya'nın işaret ettiği faillerin üstüne gitmektir. Bu halkın üstüne gitmek değil" diye konuştu.

"Her Nusaybinli, Amedli (Diyarbakır), Vanlı DTP başkanı oldu ve davadan vazgeçmedi" diyen Sadak, "çeteleri hedef gösteren savcıyı görevden aldılar. DTP öyle güçlü bir parti ki, Meclis'teki partiler yek vücut olup partimize saldırıyorlar" ifadesini kullandı.

Başbakan Erdoğan'a da seslenen Sadak, "Diyarbakır'da Kürt sorunu benim sorunumdur diyorsun, diğer yandan Şemdinli'ye gittiğin zaman da `Şemdinli halkının tanıklığını kabul etmiyorum' diyorsun. Peki o zaman Afrika'dan, Rize'den ya da Kasımpaşa'dan mı tanık getirsinler? Kürtlerin demokratik talepleri yerine getirilmelidir" dedi.

PKK'lıya yine 'gerilla' dedi

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin terör operasyonlarını durdurmasını da isteyen Selim Sadak, "Cudi'de, Gabar'da ne asker kanı, ne de Kürt gençlerinin kanı aksın. Hepsi bu ülkenin çocuklarıdır" diye konuştu.

"Anaların gözyaşları dinsin" diyen Selim Sadak, "şayet bu anaların gözyaşlarını anlamıyorsanız, çocukları Gabar'da öldürülen asker anaları ile Muş'ta öldürülen HPG gerillalarının (Ölen 14 PKK'lı) anaları mutlaka birbirlerini anlayıp bir araya geleceklerdir. Operasyonlar durdurulsun. Çünkü Kürtler yüzlerini başka tarafa çevirecektir. Korkarım o zaman kimsenin yapacağı bir şey olmaz. Ben dahil" dedi.

DTP yöneticilerinin tutuklanmasını da eleştiren Sadak, "bu partinin yöneticileri demir parmaklıklar arkasında bulunuyor. Bunu yapanlar utansın. Siyasetçileri aydınları cezaevine tıktılar" dedi.

muzo
24-04-2006, 16:03
ORGAN NAKLİ YAPAN DOKTOR GİZLİ KAMERAYA YAKALANDI!

Organ ticareti yaptığı iddialarını reddeden doktor, bir hastayla pazarlık yaparken gizli kameraya yakalandı.
24 Nisan 2006 Pazartesi 14:48


Yasadışı böbrek nakilleri yaptığı belirlenen ve hapis cezası ertelendiği için cezaevine girmeyen Doktor Yusuf Erçin Sönmez böbrek ticaretine devam ediyor. Sönmez'in bu defa da organ nakli için bir hastane kurduğu ortaya çıktı.
Uğur Dündar yönetimindeki Arena ekibi, ruhsatsız olduğu anlaşılan hastanede, böbrek nakillerinin yapıldığını ortaya çıkardı.
Türkiye, Doktor Yusuf Erçin Sönmez'i yasadışı böbrek nakilleriyle tanıdı. Arena'nın defalarca ekrana getirdiği olaylarda, Sönmez böbreğini satmak isteyen kişilerden birkaç bin dolar karşılığında aldığı organları İsrail'den gelen hastalara nakletmekle suçlanıyordu.
Doktor Yusuf Sönmez iddialar karşısında "hiç para almadım" dese de, bu işten büyük paralar kazandığı kamera kayıtlarından anlaşılıyordu.
Donörlere böbreği karşılığında birkaç bin dolar veren Yusuf Sönmezi yıllardır hastalıkla mücadele eden zengin hastalara 150 bin dolara kadar varan fiyatlarla nakil yapıyordu.
Sönmez yıllarca süren takip sonunda yargılandı ve yasadışı organ ticareti için çete kurmak suçlamasından 2005 yılında 1 yıl hapis cezası aldı. Ancak Yargıtay'ca da onanan ceza ertelendi.
Doktor Sönmez organ ticareti yaptığı gerekçesiyle memuriyetten atıldı. Türk Tabipler Birliği'nce de cezalandırıldı ancak hapse girmekten kurtulan Sönmez, Romanya, Bulgaristan, Moldovya gibi ülkelerden gelen yoksul kişilerin de böbreklerini satın alıp nakletmeye devam etti.
Organ ticaretinden kazandığı paralar sonunda Doktor Yusuf Sönmez'i bu ticareti daha büyük ölçekli bir hale getirmesini sağladı. Sönmez'in İstanbul Bostancı'da 'Sönmez Hospital' adında bir hastane açtığı ortaya çıktı.
Polisin yaptığı baskında, Sönmez'in bir kişinin böbreğini bir hastaya naklettiği anlaşıldı. Yusf Sönmez her zaman olduğu gibi bu iddiaları reddetti.
Yapılan operasyonların ardından 'Sönmez Hospital'ın organ nakli için kurulduğu ancak bunun için gerekli resmi izni alamadığı ortaya çıktı. Buna rağmen hastanede böbrek nakli yapıldığı tutanaklara geçirildi.

YASALARA UYGUN YERLER VAR

Arena yapımcısı Uğur Dündar, amaçlarının organ naklini engellemek olmadığını belirterek, "sadece organ nakli yasalara uygun şekilde yapılmalı. Bu işi ticarete çevirenler var. Onlara engel olmamız gerekiyor" dedi.
Dündar, Türkiye'de bu işi kurallarına uygun olarak yapan yerler bulunduğunun da altını çizdi.

muzo
24-04-2006, 16:04
TBMM ÜSTÜN HİZMET ÖDÜLLERİ AÇIKLANDI

TBMM Başkanı Bülent Arınç, aralarında Güler Sabancı, Neşet Ertaş, İbrahim Bodur, Abdülkadir Konukoğlu ve Nejat Eczacıbaşı'nın da bulunduğu 27 kişi ve kuruluşa TBMM Üstün Hizmet Ödülü verileceğini açıkladı.
24 Nisan 2006 Pazartesi 14:32


ANKARA - TBMM Başkanlık Divanı, Meclis Başkanı Bülent Arınç başkanlığında toplandı. Toplantı sonrasında bir açıklama yapan Arınç, Kültür Sanat ve Yayın Kurulu tarafından belirlenen ödül listesini TBMM Başkanlık Divanı'nın onayladığını söyledi. Arınç, ödüllerin 2 Mayıs Salı günü Meclis'te düzenlenecak törenle sahiplerini bulacağını söyledi.
Arınç'ın açıkladığı ödül alan kişi ve kuruluşlar şöyle:
Güler Sabancı, Oral Baytok ve Recai Gizer, Mehmet Erdemoğlu, Ömer Duruk, Zehra-Emine Kadıköylüoğlu, Cemil Özgür, Ahmet Eren, İzzet Baysal Vakfı, İbrahim Bodur, Hacı Ali Akın, Abdülkadir, Konukoğlu, Mehmet Tekerlek, Süheyla Tahanoğlu, Prof. Dr. Sabahaddin Zaim, Şakir Eczacıbaşı, Salih İşgören, MADO (Kahramanmaraş Yaşar Dondurma ve Gıda Maddeleri A.Ş), Hacı Boydak, Refik Altaş, Neşet Ertaş, Ahmet Çalık, Prof. Dr. Metin Sözen, Zeynel Abidin Erdem, Kazım Yılmaz, Şevket Yardımcı.

muzo
24-04-2006, 16:05
BOMBA VAR ZANNEDİLEN ÇANTADAN BEBEK ÇIKTI

Zonguldak'ın Ereğli İlçesi'nde, bir tuvaletin kadınlar bölümünde çanta içine konmuş 2 günlük bebek bulundu. Hastanede tedavi altına alınan bebeğe Ali Efe ismi verildi.
24 Nisan 2006 Pazartesi 14:12


BİLGİN AVCI
ZONGULDAK - Zonguldak'ın Ereğli İlçesi'nde, bir tuvaletin kadınlar bölümünde çanta içine konmuş 2 günlük bebek bulundu. Hastanede tedavi altına alınan bebeğe Ali Efe ismi verildi.
Alınan bilgiye göre, Ereğli İlçesi Devrim Bulvarı üzerindeki Abdi İpekçi Sergi Salonu'nun yanında bulunan kadınlar tuvaletine bırakılan çantanın içerisinde 2 günlük bir bebek bulundu. Kadınlar tuvaletinin işletmecisi Recep Aslan, tuvalete girenlerin içeride bir çanta olduğunu söylemesi üzerine bomba şüphesiyle çantayı hemen dışarı çıkarttığını söyledi. Aslan, çantayı açıp baktığında ise içerisinde bir bebek gördüğünü belirterek, "Çantanın içerisindeki bebek üç dört kat beze sarılmıştı. Hatta sesinin çıkmaması için ayrıca bir poşete konulmuştu. Bir ara çantayı bomba olma ihtimaline karşı dereye atmayı da düşündüm. Allah'tan vazgeçtim, açıp baktım" dedi.
Aslan'ın ihbarı üzerine olay yerine gelen polis ekipleri, bebeği Ereğli Devlet Hastanesi'ne kaldırdı. Hastanenin doğum servisinde tedavi altında alınan 2 günlük bebeğin sağlık durumunun iyi olduğu öğrenilirken, Kadın Doğum Servisi'nde görevli hemşire bebeğe Ali Efe ismini verdi. Polis, Ali Efe'nin annesini araştırıyor.

muzo
24-04-2006, 18:47
SORUŞTURMA VIZ...

NİKAHI YİNE KÜRTÇE KIYDI

Diyarbakır Sur Belediyesi Başkanı Abdullah Demirbaş, hakkında açılan soruşturmaya rağmen 20 çiftin resmi nikahını yine Kürtçe ve Türkçe kıydı.
24 Nisan 2006 Pazartesi 17:53


MUHARREM KONTAZ
DİYARBAKIR - Diyarbakır Sur Belediyesi Başkanı Abdullah Demirbaş, hakkında açılan soruşturmaya rağmen 20 çiftin resmi nikahını yine Kürtçe ve Türkçe kıydı.
Sur Belediyesi ve 2 mahalle muhtarı tarafından organize edilen toplu nikah töreninde dini nikahlı 20 çift, Kürtçe ve Türkçe kıyılan nikahla resmi olarak evlendi. Geçtiğimiz aylarda yine Sur Belediye Başkanlığı tarafından organize edilen nikah töreninde, 30 dini nikahlı çift için resmi tören düzenlenmiş ve bu çiftlerin nikahı Belediye Başkanı Demirbaş tarafından Kürtçe ve Türkçe kıyılmıştı. Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı'nca resmi nikah törenini Kürtçe ve Türkçe kıyan Belediye Başkanı hakkında soruşturma başlatılmıştı.
Sur Belediyesi Evlenme Salonu'nda gerçekleştirilen nikah törenine Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş, 20 imam nikahlı çift ve yakınları katıldı. Törende Kürtçe ve Türkçe konuşan Demirbaş, toplumsal bir yara olan dini nikahlı evliliğin resmiyet kazanmasının önemli olduğunu söyleyerek, "Kürtçe kıyılan nikah, demokrasinin gereğidir" dedi.
Kürtçe ve Türkçe kıyılan nikah sonrasında Başkan Abdullah Demirbaş, evlilik cüzdanlarını evin mimarı olan kadınlara verdi. Düzenlenen nikah törenine bazı çiftlerin çocuklarıyla katılması dikkatlerden kaçmadı.

muzo
24-04-2006, 18:47
Benzine zam yapıldı 24.04.2006

--------------------------------------------------------------------------------

Benzinlerin rafineri çıkış fiyatına, yarından geçerli olmak üzere zam yapıldı. Zammın, pompa fiyatlarına yüzde 1,7 ile yüzde 1,8 arasında yansıması bekleniyor

Çıplak” metreküp rafineri çıkış fiyatları, kurşunsuz benzinde yüzde 5,28, 98 oktan kurşunsuz benzinde ise yüzde 5,12 arttı. Pompa fiyatlarını ilgilendiren “vergili” rafineri çıkış fiyatındaki artış ise kurşunsuz benzinde yüzde 1,8, 98 oktan kurşunsuz benzinde de yüzde 1,7 oldu.

Buna göre, kurşunsuz benzinin çıplak rafineri çıkış fiyatı metreküpte (1000 litre) 690,79 YTL'den 727,32 YTL'ye, vergili fiyat ise 2.424,23 YTL'den 2.467,33 YTL'ye yükseldi.

98 oktan kurşunsuz benzinin çıplak rafineri çıkış fiyatı da metreküpte 725,81 YTL'den 763,00 YTL'ye, vergili fiyat da 2.609,53 YTL'den 2.653,42 YTL'ye çıktı.

Akaryakıt bayilerinin yarından geçerli zammı pompa fiyatlarına yansıtması bekleniyor.

muzo
24-04-2006, 18:48
316 KİŞİ MEZARA GİRDİ, 50 YTL CEZA KAFİ GELDİ

Yalova'da, 17 Ağustos 1999 depreminde çökerek 316 kişiye mezar olan Yüksel Sitesi'ni yapan şirketin ortak ve sorumlularına 50 YTL para cezası verildi.
24 Nisan 2006 Pazartesi 18:07


SAİM ÇOTUK
YALOVA - Yalova'da, 17 Ağustos 1999 depreminde çökerek 316 kişiye mezar olan Yüksel Sitesi'ni yapan şirketin ortak ve sorumlularına 50 YTL para cezası verildi. Sanıklara 1 ila 2 yıl arasında verilen hapis cezaları ise ertelendi.
Yalova Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, Yüksel İnşaat şirketinin ortaklarından Güven Sazak, Mehmet Sert ile site inşaatının projelerini hazırlayan yüksek mühendis Ahmet Göncer Ayalp, İrfan Tufan ve Niyazi Çavuşoğlu suçlu bulundu. Yüksel Sitesi'nde yakınlarını kaybedenlerin de katıldığı duruşmada müdahil avukat Şaban Tatar ve Evrim İnal, site enkazında 316 kişinin öldüğünü belirterek, suçluların cezalandırılmasını istedi. Site yöneticilerinden hiç kimsenin katılmadığı duruşmada, sanık avukatları Faruk Ceylan, Adil Levent, Hasan Kepenek, Mahmut Bayram ve İsmail Altay ise, müvekkillerinin suçsuz olduğunu söyleyerek, beraatini istedi.
Sanık avukatı Faruk Ceylan, Yüksel Sitesi inşaatının 1972 yılında 1968 deprem yönetmeliğine göre yapıldığını, 1968 deprem yönetmeliğinin de yetersiz kaldığının anlaşılması üzerine 1997 yılında yeni bir deprem yönetmeliği çıktığını belirterek, 17 Ağustos'taki yıkımın deprem yönetmeliğinden kaynaklandığını öne sürdü ve müvekkillerinin beraatini talep etti.
Müdahil avukat Şaban Tatar ise, yıkımın binalarda eksik malzeme ve donatı kullanılmasından kaynaklandığının bilirkişi raporlarında ortaya çıktığını ifade ederek, "1968 yılı deprem yönetmeliğine göre yapılan birçok bina halen ayakta. Yapılan bilirkişi araştırmasında Yüksel İnşaat'ta yüzde 40 oranında eksik donatı kullanıldığı tespit edilmiştir. Suçluların cezalandırılmasını talep ediyoruz" dedi.
7 yıldan beri devam eden davanın son duruşması yaklaşık 4 saat sürdü. Ağır Ceza Reisi Celal Ünal, duruşmaya iki kez ara vererek, müzakere talebinde bulundu. Sanıklardan Yılmaz Dursun Sazak'ın öldüğü için davadan düşürülmesine karar verildi. Diğer sanıklardan Güven Sazak, Mehmet Sert, Ahmet Göncer Ayalp'e 2'şer yıl hapis ve 50 YTL para cezası verildi. Mahkeme, sanıkların mahkemedeki iyi hali ve yaşlarını göz önünde bulundurarak cezayı 1 yıl 8 aya indirip erteledi. Diğer sanıklardan İrfan Tufan ve Niyazi Çavuşoğlu ise, sorumluluk oranı sebebiyle 3 yıl 6'şar ay hapis ve 60 YTL para cezasına çarptırıldı. Mahkeme, bu sanıkların da mahkemedeki iyi halini göz önünde bulundurarak cezayı 2 yıl 11 aya indirip erteledi.
17 Ağustos depreminde Yüksel Sitesi enkazında yakınlarını kaybeden Musa Temel, Nusret Özer, Mustafa Temel, Nimet Özer Başarır, karar sonrasında ortak bir açıklama yaparak, "316 kişi öldü. Davada neredeyse ölenler suçlanacaktı. Tek suçumuz depreme Yüksel Sitesi'nde yakalanmamız. Suçluların aldıkları ceza, yetersiz olsa da acılarımızı kısmen hafifletti" dedi.

muzo
24-04-2006, 19:17
ÖFKELİ KOCA EŞİNİ KASIKLARINDAN VURDU

Antalya'da, kendisinden 4 aydır ayrı yaşadığını iddia ettiği karısının çalıştığı işyerine giden öfkeli koca, kendisiyle konuşmak istemeyen karısını kasıklarından tabancayla vurarak yaraladı.
24 Nisan 2006 Pazartesi 19:06


SABRİ ÇAĞLAR
ANTALYA - Antalya'da, kendisinden 4 aydır ayrı yaşadığını iddia ettiği karısının çalıştığı işyerine giden öfkeli koca, kendisiyle konuşmak istemeyen karısını kasıklarından tabancayla vurarak yaraladı.
Edinilen bilgiye göre olay, bugün saat 16.30 sıralarında Arapsuyu Mahallesi 640 Sokak üzerinde bulunan bir mağazada meydana geldi. 4 aydır ayrı yaşadığını öne sürdüğü karısı Dilek Gücüm'ün (35) çalıştığı işyerine giden Bülent Gücüm, konuşma talebi reddedilince, yanında getirdiği ruhsatsız tabancasıyla karısını kasığından vurarak yaraladı. Yaralı kadın, ambulansla Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Acil Servisi'ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Olay yerine gelen polis ekiplerine teslim olan koca, ifadesi alınmak üzere Bahçelievler Polis Merkezi'ne götürüldü.
Polis olayla ilgili soruşturma başlatırken, gözaltına alınan şahsın sorgusunun devam ettiği öğrenildi.

muzo
24-04-2006, 19:18
BELEDİYE BAŞKANINA GÖREVDEN UZAKLAŞTIRMA

Balıkesir'in Havran İlçesi'nin Anavatan Parti'li Belediye Başkanı Mustafa İrtürk, süresiz olarak görevden uzaklaştırıldı.
24 Nisan 2006 Pazartesi 19:05


BALIKESİR - Balıkesir'in Havran İlçesi'nin Anavatan Parti'li Belediye Başkanı Mustafa İrtürk, süresiz olarak görevden uzaklaştırıldı.
Belediye Başkanı Mustafa İrtürk'ün İçişleri Bakanlığı tarafından görevden el çektirildiğiyle ilgili yazının Balıkesir Valiliği tarafından Havran Kaymakamlığı'na gönderildiği doğrulanırken, yazının gelmesinden 2 gün önce İrtürk'ün rahatsızlığı sebebiyle izne ayrıldığı, bunun için kararın kendisine yaklaşık bir haftadan beri tebellüğ edilemediği öğrenildi.
İrtürk, usulsüzlükten dolayı 4 yıl hapis cezasına çarptırılmış, karar temyiz mahkemesi tarafından da onanmıştı. İrtürk'ün bu yüzden görevden alındığı belirtildi. Başkanlığa meclis üyesi Levent Gökalp vekalet ederken, Mustafa İrtürk'ün nerede olduğu bilinmiyor.

muzo
24-04-2006, 19:18
ÇOCUKLARA ***** İZLETTİREN İMAM!

Aydın'ın Nazilli İlçesi'ne bağlı Demirciler Köyü'nde çocuklara ***** seyrettirdiği iddiasıyla adliyeye sevk edilen imam, tutuklanarak cezaevine gönderildi.
24 Nisan 2006 Pazartesi 18:49


MASUM HATTATOĞLU
AYDIN - Aydın'ın Nazilli İlçesi'ne bağlı Demirciler Köyü'nde çocuklara ***** seyrettirdiği iddiasıyla adliyeye sevk edilen imam, tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Edinilen bilgiye göre, köyün asli imamının askerde olması nedeni ile Demirciler Köyü'nde yaklaşık 4 aydan beri vekaleten görev yapan O.G.'nin (Osman Güneş-21), din eğitimi almaları amacıyla camiye gönderilen 3 kız ve 1 erkek çocuğuna, cep telefonuna yüklediği ***** görüntüleri seyrettirdiği iddia edildi. Çocukların akşam eve gelip olayı ailelerine haber vermesi üzerine jandarmaya haber veren aileler, köy imamı O.G.'den şikayetçi oldu. Bunun üzerine köye gelen jandarma ekipleri, O.G.'yi gözaltına aldı. Bu arada, ***** izlettirildiği ileri sürülen çocukların da ifadesine başvuruldu. Jandarmadaki sorgusu tamamlanan O.G, adliyeye sevk edildi. O.G, çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi.

muzo
24-04-2006, 19:19
ZEHİR KRİZİ ŞİMDİ DE ESKİŞEHİR'DE

Eskişehir'de, bir fabrika yakınında toprağa gömülü halde 20 adet atık varil bulunduğu bildirildi.
24 Nisan 2006 Pazartesi 18:58


ESKİŞEHİR - Eskişehir'de, bir fabrika yakınında toprağa gömülü halde 20 adet atık varil bulunduğu bildirildi.
Edinilen bilgiye göre, İl Jandarma Komutanlığı Çevre Koruma Timi ile İl Çevre Orman Müdürlüğü ekipleri, Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi'nde faaliyet gösteren mobilya fabrikasında inceleme yaptı. Fabrika yakınında bulunan kazan dairesinin istinat duvarı etrafında toprağa gömülü ve naylon poşetlere sarılı 70 santim boyunda 20 karton mukavva (kraft) varil bulundu. Atık varillerden alınan numunelerin incelenmek üzere İZAYDAŞ'a gönderildiği açıklandı. Fabrika sahibi S.E. hakkında, işlem başlatıldığı kaydedildi.