PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : 33 şehit erin dosyası yeniden açıldı



MUTAF
15-12-2009, 17:13
16 yıl önceki saldırıdan kurtulan 5 erin "tanık" olarak ifadesi alınacak


Only the registered members can see the link


Ergenekon Savcıları, 1993 yılında Bingöl’de 33 silahsız erin şehit edilmesi olayını ‘mercek’ altına aldı. İkinci Ergenekon İddianamesi’ne gizli tanık ifadesiyle giren 16 yıl önceki saldırıdan kurtulan 5 erin ‘tanık’ olarak ifadesi alınacak. Savcılığın talebi üzerine saldırıdan kurtulanlardan bir erin ifadesinin polis tarafından alındığı, diğer tanıkların ifadesinin ise önümüzdeki günlerde alınacağı öğrenildi.

24 Mayıs 1993 tarihinde Bingöl’de 33 erin şehit olduğu dosya yeniden açılıyor. Ergenekon savcıları, ikinci iddianamemeye giren saldırıdan kurtulan 5 erin ‘tanık’ olarak ifadesini alacak. Savcılığın talebi üzerine saldırıdan kurtulanlardan bir erin ifadesinin İstanbul Terörle Mücadele Şubesi’nde alındığı diğer tanıkların ifadesinin ise önümüzdeki günlerde alınacağı öğrenildi. Tamamı sivil ve silahsız askerlere yönelik gerçekleştirilen saldırı, 16 yıl sonra Ergenekon Soruşturması’nda ifade veren gizli tanığın anlatımlarıyla ikinci iddianameye girdi. Ergenekon Savcıları’na ifade veren gizli tanık örgütün ve Abdullah Öcalan’ın 1980 darbesinden önceden haberdar olduğunu, darbe öncesi Öcalan ile örgüt üyelerinin gruplar halinde yurt dışına çıktıklarını iddia etti.

ÖCALAN DARBEYİ BİLİYORDU
Gizli tanık Abdullah Öcalan’ın Pilot Necati’nin kendisini kontrol etmek üzere görevlendirilen devletin adamı olduğunu söylediğini öne sürdü ve iddialarını şöyle sürdürdü: “Öcalan, Şam’da Kızılay Hastanesi yakınlarında, Hilalahmer
denilen bölgede Hasan Bindal tarafından kiralanan binanın 10’ncu katında kalıyordu. Asansörde karşılaştık. Yanındakilere dokuzuncu katta inen kişinin o katta oturan Türkiye Askeri Ataşesi olduğunu söyledi. Dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın Güneydoğu Anadolu’daki problemler konusundaki projeleri ise örgütte olumlu karşılandı. Öcalan Lübnan’da bulunan Bekaa kampında basın açıklaması yaparak tek taraflı ateşkes ilan etti. Özal’ın ölümü ve Bingöl’de 33 askerin Doktor Süleyman(Kod) Sait
Çürükkaya kontrolündeki PKK örgütü mensuplarınca vurularak öldürülmesi ile yeşeren umutların tamamen kaybolduğunu söyledi.” Gizli tanık, PKK’nın tek taraflı ateşkes sürecinde olduğu, devletin de çözüm arayışlarına girdiği dönemde PKK içerisindeki bir grubun bu eylemi gerçekleştirmesine, bu
askerlerin de korumasız, silahsız olarak tehlikeli bir bölge üzerinden gönderilmesine hiçbir zaman anlam veremediğini ifade etti. İddianamenin son kısmında ise savcılar, elde edilen deliller doğrultusunda Ergenekon Örgütü’nün bazı yönetici ve üyelerinin, PKK Terör Örgütü ile ilişkide olduklarının tespit edildiğini iddia ettiler. Ergenekon’un amaçları doğrultusunda kullanılacak kaos ve çatışma ortamı oluşturmak, yönetimi baskı altında tutabilmek amacı ile ülkede Türk- Kürt kavgası çıkartmak istediğini ileri süren savcılar, iddianamede “Örgütün PKK’yı kontrol altında tutarak gerektiğinde amaç ve hedefleri doğrultusunda kullandığının anlaşıldığı” ifadesine yer verdiler.

OCAKTA DOSYA İSTENDİ
Ergenekon Savcılarının talebi doğrultusunda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, geçtiğimiz Ocak ayında ise Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan saldırı davasının dosyasını istedi. ‘İvedi’ olarak istenilen 33 dosyanın bir nüshası failimeçhul olaylarla ilgili dosyalar arasından çıkarılıp,
İstanbul Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.

SİLAHSIZ ASKERLERE REFAKAT EDEN YOKTU
Yıl: 1993... Yer: Bingöl... Çoğunluğu terhis olmuş ya da dağıtıma giden 50 sivil asker iki minibüse bindi. Üniformaları ve postalları çantalarındaydı. Ne silahları vardı ne ne kendilerine refakat eden tek bir askeri personel. PKK yollarını kesti. Gece yarısına kadar askerleri yürüttüler. Bazıları kaçmayı başardı. Saat 03.00’te askerleri yolun kenarına dizdiler. Kalaşnikof, Bixi ve Kanvasların emniyetlerini açtılar. Ve yan yana dizdikleri askerleri kurşuna dizdiler. Hain saldırıda 33 Mehmetçik şehit oldu.

Gaziden 10 iddia
Bingöl’de, 24 Mayıs 1993’te birliklerine giderken terör örgütü üyelerinin hain
saldırısından kurtulan Gazi Erdem Doğan bir gazeteye şu açıklamalarda bulunmuştu:

1- Yola savunmasız ve korumasız bir şekilde çıkarıldık.
2- Önünden geçtiğimiz karakollarda değil de; ilginç yerlerde mola verdik.
3- Molalar, bizi taşıyan sivil şoförlerin inisiyatifiyle gerçekleşti.
4- Çok sık verilen molalarda şoförler sürekli telefon görüşmeleri yaptı.
5- Baskının gerçekleştiği yere 10 dakika mesafede karakol vardı.
6- Yolumuz kesildiğinde üzerimiz aranmadığı gibi soru da sorulmadı. Sanki bizleri bekler gibi bir halleri vardı.
7- Her şey bir plan çerçevesinde işliyordu.
8- Bizi taşıyan şoförler serbest bırakıldı.
9- PKK kampına getirildiğimizde de üzerimiz aranmadı. Silahsız olduğumuzu biliyorlardı.
10- Kampta ifademizi Şemdin Sakık aldı. Onu çok sonra gazetelerde
çıkan fotoğraflarından tanıdım.

ss2007
15-12-2009, 19:19
09 Aralık 2009 Çarşamba 11:18

Terör Örgütü PKK tarihinin en kanlı ve vahşi eylemlerinden biri olan “Bingöl'deki 33 erin katledilmesi” olayında bacağından yaralanarak gazi olan Erdem Doğan, sessizliğini bozdu.
Hükümetin Kürt sorununu çözmek için başlattığı ‘huzur ve kardeşlik’ projesiyle tekrar gündeme gelen 33 er konusunda çok önemli açıklamalarda bulunan Gazi Doğan, sürekli olarak dile getirilen, “33 er hakkında istihbarat bilgisi PKK’ya sızdırıldı” iddialarını doğrular nitelikte gelişen olaylar zincirini ilk kez anlattı.

İşte Bingöl’de, 24 Mayıs 1993’te birliklerine giderken terör örgütü üyelerinin hain saldırısından kurtulan Gazi Doğan’ın, açıklamalarının satırbaşları:
- Yola savunmasız ve korumasız bir şekilde çıkarıldık.
- Önünden geçtiğimiz karakollarda değil de; ilginç yerlerde mola verdik.
- Molalar, bizi taşıyan sivil şoförlerin inisiyatifiyle gerçekleşti.
- Çok sık verilen molalarda şoförler sürekli telefon görüşmeleri yaptı.
- Baskının gerçekleştiği yere 10 dakika mesafede karakol vardı.
- Yolumuz kesildiğinde üzerimiz aranmadığı gibi soru da sorulmadı. Sanki bizleri bekler gibi bir halleri vardı.
- Her şey bir plan çerçevesinde işliyordu.
- Bizi taşıyan şoförler serbest bırakıldı.
- Saatlerce dağlarda aç-susuz yürütüldük.
- PKK kampına getirildiğimizde de üzerimiz aranmadı. Silahsız olduğumuzu biliyorlardı.
- Kampta ifademizi Şemdin Sakık aldı. Onu çok sonra gazetelerde çıkan fotoğraflarından tanıdım.
- Ansızın bir yerde durdurup içtima aldılar. Daha sonra üzerimize mermi yağdırdılar.
— Askerlik göreviniz nerede başladı?
- Bilecik Jandarma Er Eğitim Alayında…
— Acemi eğitiminizi kaç gün sürdü?
Yaklaşık 2.5 ay.
— 2.5 Ay sonra asıl birliğiniz olan Bingöl’e mi gönderildiniz?
- Bana usta birliğimin Bingöl İl Jandarma Komutanlığı olduğu tebliğ edildi. Yol güzergâhım da bana anlatıldı. Dağıtım iznim bittikten sonra toplama merkezi olan Malatya İl Jandarma Komutanlığına teslim oldum.
TOPLAMA MERKEZİNDE BULUŞTUK
— Yani Bingöl’e Malatya’dan toplu halede gönderildiniz…
- Evet. Toplama merkezinde Bingöl’e gidecek arkadaşlarla hep birlikte toplandık. Daha sonra topluca Malatya’dan birliğimize teslim olmak için harekete geçirildik.
2 SİVİL ARAÇ İLE YOLA ÇIKTIK
— Ulaşımınızı sağlayan araçlar sivil miydi?
- 2 sivil minibüstü. Plakaları 34 ve 44 ile başlıyordu.
— Yola çıktığınızda size koruma aracı sağlandı mı?
- Hayır. Hiçbir koruma sağlanmadı. O süreçte yaşanan olaydaki ilk dikkatimi çeken konu da bu oldu.
NEDEN, KORUMASIZ YOLA ÇIKARILDIK?
— Dikkatimi çeken derken…
- Yani iki minibüs dolusu asker ve hepsi silahsız… Bölge dağlık ve sürekli olaylar mevcut. Böyle bir durumda bizlerin bu şekilde yola çıkarılmasını doğru kabul edemem.
SIKLIKLA MOLA VERİLDİ. ŞOFÖRLER BİRİLERİNİ ARADI
— Peki yolculuğunuz başladığında dikkatini çeken başka olay oldu mu?
- Çok kritik bölgede seyahat edilmesine rağmen sıklıkla mola verildi.
Bu molalar bizim talebimiz doğrultusunda değil tamamen servis şoförlerinin inisiyatifiyle gerçekleşti. Ancak dikkatimi çeken ikinci olay şu oldu: Her molada olmasa da sıklıkla durulan yerlerde servis şoförleri ankesörlü telefonlar ile görüşmeler gerçekleştirdiler.
ŞOFÖRLER BİLGİ Mİ SIZDIRDI?
— Bu olay, daha önce sıklıkla gündeme getirilen ‘PKK’ya bilgi sızdırıldı’ iddialarını akıllara getiriyor.
- Onun için anlatıyorum. Ama bu saldırının maalesef üzerinden yıllarca geçmesine rağmen aydınlatılmalı.
OLAY YERİNE 10 DAKİKA MESAFEDE KARAKOL VARDI
— Devam edersek. Yol kesme anı nasıl gerçekleşti?
- Bakın burada ünlem koyacağım bir konu daha var. Görev yerimize doğru ilerlerken bir askeri karakol gözüme çarptı. Sürekli olarak mola verirken bu karakolu direk geçtik. Hiç uğramadık. Oysa uğranacak ve mola verilecek yer vardıysa karakol olmalıydı. Daha ilginci ise karakolunun önünden 5-10 dakika geçtikten sonra bölücü terör örgütü tarafından yolu çift taraflı kestiklerini gördük. Önlerine gelen her aracı durduruyorlardı. Bizi de durdurdular. Geri kaçma şansımız yoktu. Çünkü yol kenarlarında da teröristler pusu kurmuşlardı. Her tarafımız teröristler tarafından sarılıydı. Bir grup terörist gelerek araçtan inmemizi istediler. Biz mecburen savunmasız olduğumuz için araçlarımızdan indik. Saat tahmini 18.20 gibiydi…
SAATLERCE YÜRÜTÜLDÜK
— Sadece sizi mi indirdiler? Diğer araçlara ne yapıldı?
Hayır sadece bizi indirmediler. Diğer araçlardan indirilen vatandaşların hepsi bir arada ayrı bir yerde tutuluyordu. Bizleri anında alıp başka bir bölgeye götürdüler. Üstelik daha kimliklerimizi bile sormadan. Aradan 10 dakika geçtikten sonra bizi 25- 30 terörist olay bölgesinde bulunan derenin kenarına yürüttüler. Karanlık çökünceye kadar orada beklettiler. Karanlık çöktükten sonra yaya olarak bizi bir köyden geçirdiler. İstikametimiz dağdı… Ancak bizi taşıyan servis şoförleri ve araçları bölgede kaldı. Dikkatimi çeken bir başka olayda bu oldu.


BİZİ KAMPTA SORGULAYAN ŞEMDİN SAKIK
— Bu saldırı sonrası dikkatinizi çeken başka bir gelişme yaşandı mı?
- Ben olaydan kurtulduktan çok sonra gazetelerde baskın haberi yapılmıştı. Haberlerde dikkatimi çeken bir fotoğraf vardı. Bu fotoğraf olay gecesi bizi sorgulayan kişiye ait olduğunu gördüm. Gazeteler fotoğraftaki kişinin baskını yöneten Şemdin Sakık olduğu yönünde tahminlerde bulunuyordu. Oysa ben fotoğrafa dikkatlice baktığımda iş tahminin ötesine çıkmıştı. Çünkü o fotoğraftaki bölücü bizzat beni sorgulayan kişiydi. Yani beni ve arkadaşlarımı sorgulayan terörist Şemdin Sakıktı…
SAKIK, OLDUĞUNDAN EMİNİM
— Bundan emin misiniz? Kampta sizi sorgulayan kişi Sakık mıydı?
- Gazetede yer alan fotoğrafa defalarca baktım. Yanıldığımı sanmıyorum. O fotoğraftaki kişi bizi sorgulamıştı. Daha sonra Sakık hakkında yer alan başka haberlerdeki fotoğrafları da inceledim. Şüphem yok.
haber:internehaber
----------------------------------------
yukarıdaki haberi internethaberden almıştım.
olayı anlatan oradaki Gazimizin dediğine göre kendilerini sorgulayan şemdin sakık şerefsizi.
bildiğim kadarıyla olayı pkkşerefsizleri üstlenmemişti.
fakat Gazimizin söylediklerine bakarsak pkknın içindeki şemdin sakık kansızı olayda var..
bu nasıl oluyor bunu anlamak lazım.
olayda maalesef ihmal vardır ama pkk yapmadı diyemeyiz..

osmann
16-12-2009, 09:36
ben o vakit diyarbakırda askerdim... o günden sonra askerlik başladı diyebilirim...
bakalım bu olayın iç yüzü ne çıkacak...

toycan
16-12-2009, 09:48
ah zavallılar ah nelerden meted umuyorlar askerleri lekelemek için gecen arınc aynı şeyi yaptı şimdi savcılar ne oldu darbe bitti mi yazık ya adamlar can simidi için bugün bu yarın bakalım ne olaçak ama o savcılar ergenekona hizbullahı katmaz hizbullahın askerle olan ilişkisini görmez pkk denilen örgüt 8 yaşındaki kızı yakıp gösteri yapmış zavallı bir örgüt ama bizim savcılar şimdi askeri ve ergenekoncuları suçlamak için kirli örgütü temize cıkarıp diğerlerini ömür boyu lekelemek icin bu dava bitmez yarın akp ye pkk ve apo lazım olaçak bu oy kayıpları icin kol kola girmek onlar icin caiz olaçak hepimiz de bunu yaşayacak ve göreceğiz allah akıl versin