PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Kazalarda İlk Yardım Nasıl Olmalı ?



Vakkus
09-05-2006, 15:32
İlkyardım, hasta veya yaralı kişiye, daha ciddi bir tıbbi yardım uygulanmadan önce yapılan ilk bakımdır. İlkyardımın amacı, durumun kötüleşmesini önlemek için aktif olarak müdahale etmek, yaşam desteği sağlamak, yaralının etkin tedavisini başlatmak, zararı en aza indirmek ve yaşam kaybını önlemektir. İlkyardım tıbbi bakımın bir alternatifi değildir. Ancak ilkyardım eğitimi alan kişiler, durumu ve aciliyetin derecesini tayin etme ve profesyonel tıbbi yardım ulaşana kadar yapılabilecek en doğru şeyleri belirleme yeterliliğine sahiptir. Yaralanmanın, ölüm olaylarının dördüncü ana nedeni olduğu düşünülürse, ilkyardım eğitiminin gerekli olduğu çok açıktır. Düşmeler en sık rastlanan yaralanma sebebidir. Ancak trafik kazaları en ölümcül olanıdır. Yaralanma ölümlerinin %22’si trafik kazaları sonucu oluşmaktadır.

İlkyardım inceleme ve araştırmayla başlar. Bir yaralıya yaklaşmadan önce olay yerinde, yaralı ve kurtarıcının hayatını tehlikeye atabilecek faktörlerin önlenmesi gerekir. Daha sonra yapılan ilk inceleme, yaralının hayatını kurtaracak işlemlerin hemen uygulanmasının gerekip gerekmediğini belirler.
İlk Yardımın Temel Aşamaları
Solunumun Durması
Kalp Krizi
Bilinç Kaybı
Yaralanma ve Şiddetli Kanamalar
Kırıklar ve Çıkıklar
Burkulma ve Gerilme

İLKYARDIMIN TEMEL AŞAMALARI :

İlk önce yaralının genel sağlık durumu değerlendirilir. Yaralının omuzlarına hafifçe dokunup ona seslenerek bilincinin yerinde olup olmadığı saptanır.

Derhal ambulans çağırılır.
Yaralı, boynu ve başı sabit tutularak sırt üstü yatırılır.
Yaralının bilinci kapalı ise çenesi yukarı kaldırılarak başı geride tutulur. Böylece dilin, nefes borusunu kapatması önlenir.
Yaralının nefes alıp almadığına bakılır. Nefes almıyorsa ağzından veya burnundan suni teneffüs yapılır. Nefes verirken göğüs kalkıyor mu diye bakmak gerekir. Nefes verme aralarında akciğerlerden hava boşalması beklenmelidir.
Kan dolaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğini anlamak için nabız kontrol edilir. Nabız, adem elması ve boyun kası arasındaki bölgeye, üç parmakla hafifçe bastırılarak kontrol edilir.
Yaralının nabzı yoksa kalp masajına başlanır. Temel yaşam desteği tek kişi ile yapılıyorsa 15 kalp masajı ve 2 tam nefes şeklinde tekrarlanarak uygulanmalıdır. İki kişi ile ise 5 kalp masajı 1 nefes şeklinde uygulanır. Temel yaşam desteği, sadece solunumu ve kan dolaşımı durmuş kişilere uygulanır.
Eğer nabız var, solunum yoksa her 5 saniyede bir nefes verilmelidir.
Solunum ve kan dolaşımı sağlandığında temel yaşam desteği kesilmelidir.

SOLUNUMUN DURMASI :

Yapay solunumun en basit ve etkili metodu, hastanın akciğerlerine kendi nefesinizi güçlü bir şekilde üflemektir. Ağızdan ağıza solunum, solunumu çok zayıf ve düzensiz olan hastalara da uygulanabilir. Bu durumda nefes verişinizi, hastanın nefes verişine göre ayarlamanız gerekir.

En yakın acil sağlık kuruluşunu aradıktan sonra, ağızdan ağıza solunuma başlayın. Bu sırada hasta, sert bir zeminde, sırtüstü yatmalıdır. Eğer boyun yaralanmasından şüphe edilmiyorsa, bir elinizle hastanın başını çene kemiğinden yukarı doğru çekerken diğer elinizle de alnına bastırarak başın geride kalmasını sağlayın. Eğer boyun yaralanmasından şüpheleniyorsanız, hastanın başına veya boynuna müdahale etmeyin. Hastanın başını sarsmadan sadece çenesini nazikçe kaldırarak nefes borusunu açmaya çalışın.
Eliniz hastanın alnındayken başparmağınız ve işaretparmağınızla burun deliklerini kapatın. Derin bir nefes alın. Ağzınızı hastanın ağzı üzerine yerleştirin ve 2 güçlü nefes verin. Daha sonra her 5 saniyede 1 nefes verin. Her nefeste hastanın göğsünün kalktığını görmelisiniz. Hastanın göğsü genişlediğinde nefes vermeyi kesin. Ağzınızı çekin ve yüzünüzü hastanın göğsüne doğru çevirin. Böylelikle kulağınız hastanın ağzı seviyesinde olacaktır. Hastanın akciğerlerinden havanın çıkışını dinleyin ve göğsün inişini izleyin. Daha sonra solunum işlemlerini tekrarlayın.
Hastanın bilek veya boyun damarından nabzını kontrol edin. Eğer nabız yoksa ve kalp masajı eğitiminiz varsa kalp masajına başlayın. Buna hasta kendiliğinden solunuma başlayıncaya veya tıbbi yardım gelene kadar devam edin.

Ağızdan buruna solunum :

Eğer hastada yüz yaralanması varsa kişinin ağzına nefes vermekte zorlanırsınız. En yakın acil sağlık kuruluşunu aradıktan sonra hemen ilkyardıma başlayın. Kişiyi sert bir zemin üzerinde sırtüstü yatırın. Bir elinizi hastanın çene kemiğine yerleştirip, yukarı doğru kaldırırken diğer elinizi hastanın alnına koyun ve çeneyi yukarı doğru iterken alnı aşağı doğru bastırarak hastanın başına pozisyon verin.Derin bir nefes alın ve ağzınızla hastanın burnunu kapatın.Hastanın ağzını da çenesini iterek kapalı tutun. Hastanın burnuna kuvvetle nefesinizi verin. Ağzınızı çekin, hastanın çenesini açın ve havanın çıkışına izin verin. Bu işlemi 5 saniyede bir tekrarlayın.
Bebeklerde ve çocuklarda suni teneffüs:

Bebeklerde ve çocuklarda suni teneffüs işlemi yetişkinlerdekine benzer, sadece ağzınızla çocuğun hem ağzını hem de burnunu kapatmalısınız. Çocuğun başını çok geriye çekmeyin yoksa nefes borusu tıkanabilir. Nefesleriniz daha yumuşak olsun. Çocuklarda 4 saniyede 1 nefes (dakikada 15 nefes), bebeklerde 3 saniyede 1 nefes (dakikada 20 nefes) verilmelidir. Çocuğun göğsü kalkmaya başlayınca nefes vermeyi kesin. Her nefes veriş öncesinde yeniden nefes alın.

KALP KRİZİ :

Kalp krizi yaşamı tehdit eden acil bir durumdur. Kalbi besleyen ana damarların daralması veya tıkanmasına bağlı olarak kalbin bir bölümüne yeterli kan ve oksijen gitmemesi sonucu oluşur. Eğer bu kan ve oksijen yetersizliği uzun sürerse kalp kaslarının bir bölümü ölür.

Kalp krizi belirtileri, aşağıdakilerden birkaçını ya da hepsini içerebilir. Santral göğüs bölgesinde aniden gelen ve ezici bir basınçla hissedilen, sabit, 20 dakika veya daha uzun süren, kola, omuza, boyuna, çeneye, sırt ortası ve mideye vuran göğüs ağrısı, aşırı terleme, bulantı, kusma, yoğun halsizlik, akıntı, korku, soluk mavimsi gri deri rengi, mavi tırnaklar ve nefes darlığı. Kalp ağrısı hazımsızlıkla karıştırılabilir. Eğer ağrınızın sebebinden emin değilseniz güvende olmak için kalp krizi gibi ele alın. En yakın acil sağlık kuruluşunu arayın ve aşağıda verilen ilkyardım talimatlarını uygulayın.

Kalp krizi tedavisi, hastanın bilincinin kapalı ya da açık olmasına göre değişir.

A) Bilinci Kapalı, Nefes Almayan Hasta :

En yakın acil sağlık kuruluşunu arayın, daha sonra müdahaleye başlayın. Kişiyi sert, rahat bir yere sırtüstü yatırın. Elinizi hastanın çenesine koyup yukarı kaldırırken diğer elinizi hastanın alnına koyup aşağı bastırarak başını arkaya yatırın. Hastanın alnındaki elinizin baş parmağınız ve işaret parmağınızla hastanın burun deliklerini kapatın. Derin bir nefes alın. Ağzınızı hastanın ağzı üzerine sıkıca bastırın ve iki yavaş, derin nefes verin. Arada tekrar derin bir nefes alın ki hastaya taze hava verebilesiniz. Göğüs kafesinin yükseldiğini görene dek hava üflemeye devam edin. Hastanın göğsü yükseldiğinde hava vermeyi durdurun. Ağzınızı çekin ve başınızı hastanın göğsüne doğru çevirin. Böylece kulağınız hastanın ağzının üzerinde olacaktır. Hastanın akciğerlerinden hava çıkışını kulağınızla hissedin ve dinleyin ayrıca göğsün alçaldığını gözlemleyin. Bu solunum işlemini her 5 saniyede 1 nefes vererek sürdürün. Kişinin bilek ya da boyun atardamarını 5-10 saniye boyunca nabız için kontrol edin. Eğer nabız yoksa, kalp masajı eğitimi aldıysanız kalp masajına başlayın. Suni solunum kalp masajı sırasında da sürdürülmelidir. Bu işlemi tıbbi yardım gelinceye ya da hasta nefes almaya başlayıncaya kadar sürdürün.

B) Bilinci Açık Hasta :

En yakın acil sağlık kurumunu arayın, ilgiliye olası bir kalp krizini ve oksijen ihtiyacını iletin.
Hastayı nazikçe oturtun ya da yan oturur pozisyona getirin. Yatmak nefes almayı zorlaştırır.
Özellikle boyun çevresindekiler olmak üzere giysileri gevşetin. Hastayı bir battaniye ya da palto ile sararak sıcak tutun. Hastayı sakinleştirin ve rahatlatın ama herhangi bir şey yedirip içirmeyin.Eğer ambulans bulunamıyorsa hastayı en yakın hastanenin acil servisine götürün.Bilinçsiz hasta kendine gelirse ve solunumu başlarsa yukardaki adımları izleyebilirsiniz.

BİLİNÇ KAYBI :

Bilinç kaybı sadece koma durumu için geçerli bir tanımlama değildir; aynı zamanda kişinin uykulu, dikkatinin dağınık ve varlığınıza tepki veremediği durumlar için de söz konusudur. Beyin travması (kaza veya darbe sonucu), kan kaybı, oksijensiz kalma (boğulma), metabolik bir hastalık (diabet) veya ilaç nedeniyle zehirlenmeler sonucu oluşabilir. İlk olarak en yakın acil sağlık kuruluşunu arayın sonra ilkyardıma başlayın.

Not: Eğer omurilik zedelenmesinden şüpheleniyorsanız ve hasta kusmuyorsa yerinden kımıldatmayın. Omurilik zedelenmesi söz konusu değilse omurgayı esnetmeden, hastanın başını ve vücudunu eş zamanlı olarak yana çevirebilirsiniz; ancak baş ve vücudun birbirleriyle olan konumlarını bozmayın. Bir insanın bilinci yerinde değilse normal refleksler ve kasların gevşekliği kaybolur. Bu nedenle olabilecek en büyük tehlike dilin boğazı tıkaması veya ağızdaki yabancı cismin nefes borusunu tıkamasıdır. Nefes borusunu açıp solunumu sağlamış olsanız da asla baygın birisini yalnız ve müdahalesiz bırakmayın.Komaya giren bir insanın nefesi kesilebilir, sonuç olarak da kalbi durur.

İLKYARDIM POZİSYONU :

Omurilikteki bir hasardan şüpheleniyorsanız ve hasta kusmuyorsa yerinden kımıldatmayın. Gerekli herşeyi yaptıktan sonra acil tıbbi yardımı beklerken hastayı ilkyardım pozisyonuna getirin. Eller ve ayaklar vücudun rahat ve sabit olmasını sağlayacak şekilde olmalıdır.

Yanına diz çöküp kolunu başının arkasına atın
Karşı taraftaki kolunu göğsünün üstüne koyun ve bacağını dizinden büküp kendi tarafınızdaki bacağın üzerine koyun
Dikkatlice başı da vücutla birlikte kendinize doğru bir elinizle döndürün ve diğer elinizle yüzünü koruyun
Başını geri itin, çeneyi öne çıkarın ki rahat nefes alsın ancak çeneyi vücuttan daha alçakta tutun ve sıcak tutun

YARALANMA VE ŞİDDETLİ KANAMALAR :

Yırtılmış bir atardamar nedeniyle çok kısa zamanda yüksek miktarda kan kaybedilebilir. Şiddetli kan kaybı kişiyi şoka ve bilinç kaybına götürebilir ve eğer durdurulamazsa ölümcül olabilir. Yetişkin bir insan 1.5 litre kadar kan kaybederse ya da bir çocuk yarım litre kan kaybederse, kan kaybı şiddetli kabul edilir. Yaralı bir atardamarın duvarlarındaki kaslar yarayı kapatmak için pıhtı oluşumuyla birlikte kasılacaktır. Eğer pıhtılaşma herhangi bir nedenle gerçekleşmezse kanamanın kontrolü çok daha zor olacaktır. En yakın acil sağlık kuruluşunu arayın ve ilkyardıma başlayın.

Küçük yaralanmalarda kanama kısa sürede kendiliğinden durur. Ancak derin bir yarada kan o kadar hızlı akar ki pıhtı oluşumuna fırsat kalmaz. İlk yardımın amacı kanı mümkün olduğunca kısa sürede durdurmaktır.

Kişiyi sırtüstü yatırın ve mümkünse yaralı kısmı yukarı kaldırın. Bu kan akışını azaltacaktır.Cam veya metal gibi derinde olmayan ve kolay hareket ettirilebilen cisimleri yaranın içinden çıkarın ama derine saplanmış cisimlere dokunmayın.Temiz bir bezle yaranın tam üstüne, kanama durana dek 5-10 dakika basınç uygulayın. Yaranın ağzı açıksa her iki kenarı da birbirine doğru itin. Eğer yaranın içinde herhangi bir şey varsa basıncı cismin çevresine uygulayın, üzerine değil Sağlam ve temiz bir bandajla yarayı sıkıca sarın. Eğer hazırda bir bandaj yoksa bir parça temiz bez kullanın. Turnike kullanmayın. Eğer kan, bandajın dışına taşarsa bandajı çıkarmayın. Onun yerine üzerine biraz daha bez koyun ve sıkıca bağlayın Burun Kanamaları:

Sık rastlanan acil durumlardan biridir. Kafa travması sonucunda burun veya kulaktan kanama, kafatası kırığı olduğunu gösterir ve kontrolü zordur. Bu tip kanamalarda temiz bir bez ile buruna hafifçe bastırılmalı ve hasta mümkün olduğunca çabuk acil sağlık kuruluşuna ulaştırılmalıdır.

Diğer nedenlerle oluşan kanamalarda, burun deliklerini sıkarak veya üst dudak ile dişetleri arasına yuvarlak gazlı bez yerleştirerek basınç uygulanır. Hastayı oturtun ve başını öne eğin. Hastanın sakin olmasını sağlayın ki endişelenerek kan basıncının artmasına sebep olmasın. Burnun üzerine buz koyun. Tüm bu uygulamalara rağmen kanama devam ederse hastayı en yakın sağlık kuruluşuna götürün.

KIRIKLAR VE ÇIKIKLAR :

Röntgen olmaksızın bir kemiğin kırık olup olmadığını belirlemek her zaman mümkün değildir. Eğer emin değilseniz, yaralanmaya sanki kırıkmış gibi yaklaşın. Eğer kişi çok ağrılıysa, yaralı bölgesini hareket ettiremiyorsa, üzerine ağırlık veremiyorsa ya da yarada şekil bozukluğu varsa kırık veya çıkıktan şüphe edin. Çıkık bir kemiği yerine oturtmaya çalışmayın. Bu sadece bir uzman tarafından yapılabilir. Kolu veya bacağı bulduğunuz pozisyonda sararak sabitleyin ve yaralıyı hastaneye götürün. Eğer yaralı hareket edemiyorsa ambulans çağırın.
Hastanın birşey yiyip içmesine izin vermeyin,çünkü hastanın kemiklerini genel anestezi altında düzeltmek gerekebilir ve yemek hastanın kusmasına neden olabilir. Kişiyi sıcak tutun ve şok olasılığı açısından sürekli izleyin.
Kanama varsa önce onu tedavi edin. Kişiyi olabildiğince az hareket ettirin. Hareket, kırık kemikleri daha da ayırır ve organları yaralayabilir. Açık bir yara varsa temiz bir bez parçasıyla kapatın.

Tespit Uygulaması :

Tespit genellikle gereklidir. Hareketi önleyerek kırığın daha da kötü olmasını engelleyebilirsiniz. Bu, özellikle hastanın nakli veya tıbbi yardımın gecikeceği durumlarda önem taşır. Tespit malzemesinin sert olması gerekir. Mümkünse bir üst ve bir alt eklemin oynamasını engelleyecek derecede uzun olmalıdır. Tespit, tahtalarla, karton parçalarıyla, gazetelerle yapılabilir. Kırık bir üst kol veya bacak için yaralı uzvu tespit etmeden önce kol ile gövde arasına veya bacaklar arasına destek koymak gerekir. Tespiti bağlamak için bez (bandaj, kravat vb.) kullanın.

Kırık ön kol :

Hastanın ön kolunu 90 derece açıyla vücuduna yapıştırın, avucu göğsüne gelirken başparmağı yukarı doğru olmalı. Ön kola tespit uygulayın. Tespit dirsekten el bileğine kadar uzanmalı. Tespiti, kırığın altından ve üstünden bağlayın. Ön kolu boyundan geçen geniş bir sargı ile parmakların dirsekten biraz daha yukarı seviyede olmasını sağlayacak şekilde asın.

Yaralı bacağın sağlam bacağa tespiti :

Nazikçe yaralı bacağın dizini düzeltin. İki bacak arasına bezler koyun. Yaralı bacağı diğer bacağa birkaç yerinden bağlayın, ama kesinlikle tam kırık üzerinden olmasın. Eğer iki geniş tespit bulma olanağınız varsa bunları kullanmak en idealidir. Tespitler bacağın tüm uzunluğu boyunca olmalıdır.

Omurga Yaralanmaları :

Eğer hastanın boyun veya omurgasında ciddi ağrı varsa, kol veya bacaklarında his kaybı varsa, mesane veya barsak kontrolünü yitirmişse omurga kırığı veya çıkığı olabilir. Bu tip vakalarda, hastanın hayatı tehlike altında değilse veya kusmaya bağlı olarak boğulmuyorsa, hastayı kıpırdatmamak gerekir. Eğer hastayı hareket ettirmek gerekirse vücudunu dümdüz tutmalısınız. Beli veya boynu bükülmemeli, vücudu dönmemeli. Hastayı kapı, masa, ütü masası veya geniş bir kalas gibi sert bir zemin üzerine yerleştirmelisiniz.

BURKULMA VE GERİLME :

Kasta veya tendonlardaki yırtılma, gerilme; bağlardaki veya eklem kapsülündeki yırtılma ise burkulma olarak tanımlanır. Burkulma ve gerilme dokuların aşırı zorlanmasından olur. İki yaralanma için de belirtiler aynıdır. Ağrı, şişme ve morarma... Ciddi burkulmalar sanki kırıkmış gibi tedavi edilmelidir. Ağrı ve şişmeyi azaltmak için soğuk su ya da buz torbası kullanılır. Eklem veya kası, elastik “8” şeklinde bandajla sarın ve 1-2 gün için üstüne bastırmayın. ”8” şeklinde bandaj uygulamasını ayak çevresinde 1-2 kez dairesel olarak sarın. Bandajı diagonal olarak ayağın üstünden ve bileğin çevresinden geçecek şekilde bağlayın; bandajı ayağın üstünden aşağı doğru ve ayağın tabanından geçirin. “8” şeklindeki dönüşlere devam edin, ayak (parmaklar hariç), bilek ve bacağın altı kaplanana kadar bandajlayın; bant ya da klipsle bandajı sabitleyin.


İLK YARDIM İLKELERİ

İlk yardım, kaza ya da ani hastalık durumunda profesyonel yardım ulaşıncaya kadar, hastayı korumak ve yaşamını desteklemek için yapılan işlemlerdir. Kaza ölümlerinin yaklaşık %10'u ilk 5 dakikada, %54'ü ise ilk yarım saatte oluşmaktadır. Bu nedenle ilk yardım eğitimi almış kişilerin kaza yerinde yapacakları etkili bir ilk yardım, ölümlerin yarısını engelleyebilir ve sakatlıkları da azaltabilir.

1. Ek kazalara meydan vermemek :

Sıklıkla karşılaşılan bir durum, heyecanla yardıma koşanların ek kazalara uğramaları, yaralanmaları ve bazen hayatlarını yitirmeleridir. Gecenin bir vakti yardım için viyadükten atlarken düşenler, arabasını biçimsiz park ettiği için zincirleme kazalara neden olanlar ve iyi niyetle koşuştururken ezilenler... Başına taş düşen ya da çığ altında kalan bir dağcıya yardıma koşan da, aynı felakete uğrayabileceğini unutmamalıdır. Keza suda boğulmak üzere olan birine doğru yüzen kişi de, şayet kendini karaya bağlayan bir ipten ya da tükendiğinde tutunabileceği bir tahta parçasından yoksunsa boğulabileceğini asla unutmamalıdır. Banyoda baygın yatan yakınınıza koşarken, onu zehirleyen tüp gazdan sizin de etkilenebileceğinizi veya yerdeki birine dokunup kontrol ederken onu çarpan elektrik akımının size de zarar verebileceğini hesaba katmalısınız. Arama-kurtarma çalışmalarına katılanlar da, yardıma giderken kendi yaşamlarını sürdürebilecek asgari teçhizata sahip olmalı ve merkezle haberleşme bağlantısını koparmamalıdır.

2. Yardım istemek :

Bazen bir cep telefonu bazen telsiz, bazen de üçüncü bir kişi, birazdan anlatacağımız ilkyardım uygulamasını, "yardım gelecek" güvencesiyle daha rahat yapmanıza imkan verir. Unutmayın, daha çok insan, daha etkili yardım ve yaralıların daha doğru şekilde taşınması demektir. İlkyardımda kahramanlığın yeri yoktur. Ne kadar mükemmel yaparsanız yapın, çok zorunlu haller dışında temel ilkyardım uygulamasının ilk beş on dakikasında nefes nefese kalır, tükenirsiniz.

3. Doğru değerlendirme yapmak :

Bir kazazedeyle karşılaştığınızda zamana karşı yarış başlamış demektir. Sizin burada dakikalarca okuduğunuz uygulamayı, saniyeler içinde yapmanız gerekir. Dolayısıyla her türlü girişimden önce, kazazedeyi yerinden oynatmadan, ona ne olup bittiğini anlamaya çalışmalı ve burada yazılanları bazen aynı anda yapmalısınız. Kazazedeyle iletişim kurmaya çalışmalı, "sana ne oldu, adın ne" gibi sözlü uyarılarda bulunmalısınız. Cevap varsa işiniz büyük ölçüde kolaylaşır. Ondan elini ayağını oynatmasını isteyin. Böylece omuriliğinde bir yaralanma olup olmadığını anlayabilirsiniz, özellikle bir yerden bir yere taşınması gerekiyorsa bunu muhakkak bilmeniz gereklidir. Sözlü uyarılara cevap ararken, bir elinizi kazazedenin alnına koyun. Bu sayede şuuru bulanık, boyun omurlarında kırık olabilecek kazazedenin istemsiz hareketlerde bulunmasını ve omuriliğine zarar vermesini engelleyebilirsiniz.

Hastanın Yeniden Canlandırma İçin Değerlendirilmesi :

Hastaya sözlü uyarı verilir. (Adın ne, sana ne oldu vb.) Hasta sözlü uyarıya konuşarak veya hareketle cevap vermezse, ağrılı uyarı verilir. Burada da hastanın sesle ya da mimikle tepkisine bakılır.

Ağrılı uyarana da cevap alınamazsa :

1- Göz bebeklerinin ışık reaksiyonuna bakılır. Göz kapakları açılıp kapatılarak veya varsa fener ışığı yakıp söndürerek göz bebeklerinin ışıkta küçülüp küçülmediğine bakılır:

küçülme yoksa,
- küçülme çok azsa,
- biri küçülmüyorsa,
....beyinde problem var demektir!

2- Hastanın kalbinin çalışıp çalışmadığına bakılır. Sağ elin işaret ve orta parmağı boynun yan tarafında bulunan şahdamarının üstüne konur ve nabız olup olmadığına bakılır.

3- Hastanın nefes alıp almadığına bakılır. Göğüs kafesinin kalkıp inişine bakılır, ayrıca soluk sesi, nefes kokusu algılanmaya çalışılır. Ne zaman canlandırma (resusitasyon) işlemine başlanır:
- Nabız alınmıyor,
- solunum yok,
- göz bebeklerinde ışığa az da olsa bir cevap var ise,

....hızla kalp akciğer canlandırmasına başlanmalı!

Alıntı.

vaneruydu
09-05-2006, 15:36
saol arkadaşım çok emegin var bu foruma

COEMAR
04-07-2006, 01:16
Bir trafik kazası ile karşı karşıya kaldığımız zaman ne yapacağız?

Trafik kazalarına kurban verdiğimiz yüzlerce kişiden pek azı olay yerinde yaşamını yitirmektedir. Yüzde 80 gibi korkunç orandaki kayıplar ise yaralının bilinçsizce araçtan çıkartılması ve karga tulumba taşınarak hastaneye götürülmesi sırasında oluşmaktadır.

Herhangi bir ilkyardım bilgisinden yoksunsanız bile, uzman ekipler gelmeden yaralıya el sürülmesini engellemeniz, emin olun onun hayatını kurtarmada çok ciddi bir rol üstlenecektir.

Dikkat: Burada verilen bilgiler çok temel ve basit işlemlerden ibarettir. Sağlıklı bir ilkyardım müdahalesinde bulunabilmek için bu eğitimi almanızı şiddetle tavsiye ediyoruz. Unutmayın! İlkyardım hayat kurtarır.

DİKKAT!
Soluk alıp veren ve nabız vuruşları hissedilen bir hastaya baygın olsa bile kesinlikle kalp-akciger canlandırması yapılmaz!

KANAMAYI DURDURUN!
Trafik kazasında kanamalı bir kazazede ile karşılaşmanız mümkündür. Kesik ve darbe sonucu oluşan yaralanmalarda yapılacak temel eylem, kanama olan bölgeye bastırmaktır.
Steril bir gazlı bezle uygulanacak basınç, genellikle sorunu çözer. Çözemediği durumlarda ise, yaralının yardım gelene kadar kan kaybederek şoka girmesini önler. Ardından, kanamanın meydana geldiği yer, yukarı (gögüs seviyesinin üzeri) kaldırılır. Turnike tavsiye edilen bir yöntem değildir. Bu yöntem sadece kopan bir uzuv söz konusuysa denenmelidir. Turnike yapmak yerine yaranın üzerine kalın bir petle (gazlı bez sarılmış pamuk topu) ile bastırın ve elastik bir bandajla sarın. Tamponun arasında kalan boşluk kan dolaşımını sağlayacak ve kangren oluşmasını önleyecektir. Bulunduğunuz ortamda elinizin altında tıbbi malzeme yoksa, alt uzuvlarda, özellikle bacaklardakı kanamalarda uzun kollu tisort, sweat shirt gibi bir giysiyi ortada toplayıp, kollarını birbirine düğümleyerek basit, ama sonuç alabileceğiniz bir tampon malzemesi elde edersiniz.

Eğer kopan bir uzuv sözkonusuysa, kopan parçanın bulunarak hastanın en fazla dört-altı saat içinde bu parça ile birlikte bir mikrocerrahi hastanesine ulaştırılması gerekir. Kopan uzvu, serum fizyolojik ile yıkadıktan sonra steril bir torbaya koyun. Bu torbayı içi buz dolu ikinci bir torbanın içine yerleştirin. Ancak bu işlemi yaparken araya bir parça gazlı bez koymayı ihmal etmeyin.

DİKKAT
• Bunları yaparken esas olan, kopan parçayı buzların içine doğrudan koymamaktır. Bu doku tahribatına yol açar. Torbaya rağmen araya gazlı bez konmasında da amaç aynıdır. Kopan parçanın bozulmasını engellemek.

• Gerek kopan uzvu, gerek koptuğu yeri yıkayacağınız serum fizyolojiğin boşalan plastik torbası ihtiyaç duyacağınız steril torba olarak kullanılabilir.

•Kopan parçayı steril etmek için kesinlikle üzerine tentürdiyot veya benzer dezenfektan dökmeyin. Uzvun koptuğu yer (ayak, parmak, kol v.b.) serum fizyolojik ile iyice yıkanır, daha sonra yaranın üzerine gazlı bez konularak enfekte olması önlenir. (Bu işlem sırasında kesinlikle tentürdiyot ve türevlerini kullanmayın. Dokulara zarar verebilirsiniz.) Daha sonra turnike uygulayarak kanamayı durdurun.

• Şunu kesinlikle unutmayın. Her türlü yırtıkta ve benzer yaralanmalarda ilk yaklaşım yara temizliğidir. Ardından lokal baskı ve bandajla yaranın mikrop kapmasının engellenmesi gelmektedir.

Bunlar, yaygın olarak kanama durdurabilen basit çözümlerdir. İç ve dış kanamalara ve farklı yaralara, farklı müdahale şekilleri mevcuttur. Ancak bunların tespiti ve tedavisi bir eğitim sürecini gerektirmektedir.
Only the registered members can see the link GELENE KADAR
Hasta baygın, ama soluk alıp verebiliyor… Veya suuru açık... Istediğiniz yardım gelene kadar hastayı nasıl bekleteceksiniz? Bunun en rahat ve güvenli şekli "Recovery Pozisyonu"dur.

Recovery Pozisyonu

Hastayı her iki yöne de çevirebilirsiniz. Ancak kalbin daha rahat pozisyon alabilmesi için sol tarafın yukarıya gelmesi tercih nedenidir. O nedenle sırasıyla yapacaklarınızı sol taraf yukarı gelecek şekilde anlatacağız. Ancak, hastanın bulunduğu yer, buna uygun değilse aksi tarafa da çevirebilirsiniz. Bunun için anlatılanların tersini yapacaksınız.

1) Hastanın sağ tarafına, dizleriniz ona değecek şekilde yerleşerek çökün.

2) Sizden yana olan sağ kolunu hafifçe hastanın altına doğru itin. (Ama bunu yaparken hastayı kaldırmayın.)

3) Hastanın sizden uzak kolunu (anlattığımız sıraya göre sol kol), kıvırın ve avuç içini sağ kulak altına yerleştirin. Böylelikle hem elin istemsiz hareketini önleyecek, hem de boynunu destekleyebileceksiniz..

4) Sol bacağını dizinden bükerek, ayağı sağ dizkapağı seviyesine gelene kadar geri çekin. (Eger legen kemiği kırıksa, hastanın iki bacağı birbirine bağlanmalıdır. Eğer bu imkanınız yoksa ayakkabı bağcıklarını da birbirine bağlayabilirsiniz.)

5) Hastanın üzerine eğilin, bir elinizle omuzundan, diğer elinizle de kalça gerisinden kavrayarak hareket gücünü gövdenizden alıp onu kendinize doğru yuvarlayarak çevirin. (Bu sırada dizlerinizin hastanın vücuduna yapışık olmasına dikkat edin).

6) Başını, nazikçe geri iterek rahat nefes almasını sağlayın.

7) Sağ kolunu, altından hafifçe çıkartıp rahatlatın. (Boynunu kavrayan koluna dokunmayın)

Hastayı sırtüstü bekletmek tehlikeli olabilir. Bu pozisyonu kazandırdığınız hastanın dili geri kaçamayacak, rahat soluk alabilecek, yemek borusundan gelebilecek artıkların ve kusmukların nefes borusuna kaçması
önlenebilecektir. Hasta bu pozisyonda ambulans gelene kadar rahatlıkla bekletilebilir. Ancak bu sırada nefes alıp verişini ve nabzını aralıklarla kontrol etmeyi unutmayın.

Bu harekete alışkanlık kazanabilmek için bir yakınınız veya arkadaşınızla deneyebilirsiniz.

DİKKAT:
Eğer omurilik yaralanmasından veya kırıklardan kuşkulanıyorsak, hastayı kesinlikle kıpırdatmamalı ve recovery pozisyona getirmeye çalışmamalıyız.

• Bilinci açıksa, bunu en kolay ondan el ve ayak parmaklarını oynatmasını isteyerek anlayabiliriz.
• Eğer hastanın bilinci kapalıysa, kulağından veya burnundan sümüksü bir madde akıp akmadığı kontrol edilir. Bu madde omurilik sıvısıdır ve omurilik yaralanmasının belirtisidir.
• Parmaklarımızı boynunda nazikçe gezdirerek, olağandışı bir çıkıntı veya girinti hissetmeye çalışırız.Olağandışı bir şişlik veya eziklik, boynun zarar gördüğünün işaretidir. Kuşku duyuyorsak, kendi boynumuzla karşılaştırmalıyız


ARAÇ YANGINLARI
Bir araç yangını ile karşılaşabiliriz. Yangına müdahale edebilmemiz için ön koşul aracımızda bir yangın söndürücü bulundurmaktır. Bu yangın söndürücü kullandığımız araçta oluşacak bir yangın kadar, yolda karşılaşabileceğimiz bir olaya da müdahale şansını bize sağlar.

Cihazın Seçimi:
Yangın söndürücü seçiminde dikkatli davranmak zorundayız. Komple trafik kitleri arasında yer alan sprey tipi yangın söndürücüler hiçbir ise yaramayacaktır. Bu "yasak savma" türü cihazlar yerine, kuru kimyevi tozlu ve 3 kg.'lik söndürücüleri tercih etmeliyiz. Genelde bulundurulan 1 Kg.'lik mini max'lar hemen tükeneceği için yetersiz kalacaktır.

Cihazın Kullanımı:
Kara nakil araçlarında yangınlar genellikle motor bölümünde çkar. Kesinlikle kaputu açmaya kalkışmayın. Bu hareket, alevlerin bir anda oluşan hava sirkülasyonu nedeniyle büyümesine neden olur.

Bunun yerine müdahaleye, kimyasal tozu çamurluk ve tekerlek arasından (motor bölümü ile arasında siperlik yoksa) veya otomobilin altından motora doğru püskürterek kullanın.

Yangına müdahale etmeden önce araçta bulunan biri varsa, önceki bölümlerde anlatıldığı gibi dikkatli bir şekilde çıkartmalısınız. Eğer olaya müdahale eden kişi sayısı fazlaysa, bir kişi yangını söndürmekle ilgilenebilir

Bir trafik kazası ile karşı karşıya kaldığımız takdirde yapılacak işlemler belli kurallarla sınırlanmıştır.

a) Yardım çağırın
Genellikle, trafik kazası ile karşılasan bir kişi hemen 155 veya 156 numaralı telefonlarla polise haber verir. Oysa ilk aranması gereken yer 112 Acil Ambulans'tır. Polisin ambulansı harekete geçirmesi zaman kaybına yol açar. Bu da yaşamla ölüm arasındaki süreçte ciddi bir etkendir. 112 Acil Ambulans servisinin operasyon merkezi, zaten ihbari aldıktan sonra polisi bilgilendirecektir. Öncelikle aranması gereken yer 112'dir. İhbari yaparken olayın tam olarak aktarılmasını sağlayın (Hastanın durumu, bulunduğu yer, tam olarak adres, cinsiyet, yaş, kazanın türü v.b.)

b) Ek kazalara meydan vermeyin
Bu durumda yapılacak işlemler kazazedenin olduğu kadar sizin yaşamınızı da güvence altına alacaktır.
• Trafik kazasına müdahale ederken aracınızı güvenli bir yerde durdurun ve flaşörlerinizi açın.
• Üzerinizde dikkat çekici renkte (tercihen fosforlu) bir giysi olmasına dikkat edin. Aksi halde bir trafik kazasına da siz kurban olabilirsiniz. Eğer böyle bir giysi sözkonusu değilse, atletinizi çıkartıp giysinizin üzerine giyin. Ama en iyisi böyle dikat çekici yelek veya ceket benzeri bir giysiyi bagajınızda bulundurun.
• Trafik uyarı işaretlerini koyun veya zaman kazanmak için birisinden bu konuda size yardım etmesini isteyin. Yine aynı dikkat çekici giysiye sahip birine, belli bir mesafede trafikteki araçları uyarmasını söyleyin.

c) Durumu değerlendirin
Bir kaza ile karşılaştığınız anda yapılacak ilk hareket durumu değerlendirmek, kazazedeye boyunluk takmak ve yangın söz konusu değilse, onu kıpırdatmamaktır.
Trafik kazalarında, travmaya bağlı olarak omurga ve eklem yaralanmaları kaçınılmazdır. İşte bu durumda kesinlikle dikatli olmalısınız. Yanınızda varsa, en iyi yöntem trafik kazasının şekli ve türü ne olursa olsun derhal hastaya boyunluk takmaktır. Boyunluk, otomobilinizde, ilkyardım çantası gibi bulundurmanız gereken en önemli gereçtir. Eğer gerekli ilkyardım bilgilerine ve deneyime sahip değilseniz, ambulans gelene kadar herhangi birinin yaralıyı kıpırdatmasına engel olmanız en akıllıca davranış olacaktır. Sadece boyunluk takmak ve bilinçsizce taşınmaya engellemek, yaralının yaşam şansını yüzde 80 arttıracaktır. Eğer kaza geçiren araçta yangın tehlikesi söz konusuysa, ancak o zaman yaralıyı araçtan çıkartmaya teşebbüs edin. Ardından hastanın durumunu degerlendirmek için dört duyunuzdan yararlanabilirsiniz.

Konuşun
Yaralı ile sözle temas kurmaya çalışın. "Adın ne, Olay nasıl oldu?" gibi sorularla hem şuurunun açık kalmasını sağlayabilir, hem ona moral verebilir, hem de ambulans gelene kadar bazı gerekli bilgileri edinebilirsiniz. Ama bunları yaparken muhtemel bir felci önlemek için boyunluğu takmış olmalı ve yaralının anlını tutarak başını hareket ettirmesine engel olmalısınız. Eğer sorularınıza mantıklı cevaplar verebiliyorsa, bilinci açık demektir. Vücudundaki hasarı en iyi ondan öğrenebilir ve gelen acil yardım ekibinin işini kolaylaştırmış olursunuz. Sorularınıza mantıksız cevaplar veriyor, konuşması kayıyorsa bu onun beyninde muhtemel bir kanamaya işaret eder.

İzleyin
Yaralı, sözlü uyarılara cevap vermiyorsa, yapılması gereken onun vücut fonksiyonlarını gözlemektir. Nefes alıp veriyor mu? Gögüs kafesi kalkıp iniyor mu? Bunu anlamak için hastanın giysilerinin üst bölümünü keserek çıkartmanızdır. Yaralının gözbebeklerine eğer varsa ışık tutun. Yoksa, gözkapaklarını elinizle bir süre örtüp, tekrar açarak gözbebeği hareketini izleyin. Eğer gözbebekleri ışığa tepki gösteriyor ve küçülüyorsa beyinde problem yok demektir. Ancak kazazede eğer olaydan önce morfin veya aşırı alkol gibi uyuşturucu etkisi altındaysa veya gözüne atropin gibi bir ilaç damlatmışsa, tepkiler yanıltıcı olacaktır. Unutmayın. Kazazedede kalp atışları, dolayısıyla solunum durmuşsa, en belirgin görünüm tende ve dudaklarda morarmadır. İnsan teni normalde pembe beyazdır. Ancak hasta fazlasıyla esmer tenli, hatta zenci olabilir. O zaman dudak içlerine bakmamız gerekir. Irk, renk, cinsiyet farkı ne olursa olsun dudak içi (mukoza) aynı renktir. Morarma olup olmadığını buradan gözlemleyebilirsiniz.

Dokunun
• Nabız
Nabzına bakın. Ancak bunu yaparken bilek yerine boyun atardamarını tercih edin. Zira kalp faaliyeti yavaşlamıs ve kan basıncı düşmüşse, kolda nabız atışını hissetmeniz çok zordurr. Özelikle hasta şoka girmişse, bilekten hiç nabız alamazsınız ve hastanın öldüğünü sanabilirsiniz. Boyundan nabız almayı öğrenmek için önce kendinizi dinleyerek pratik yapın.

• Memeler
İnsan bedeninde sinir uçlarının toplandığı bölgeler meme uçlarıdır. Yurdumuzdaki ahlaki değerler göz önüne alındığında, yaralı bir kadınsa, kulak memesini deneyebilirsiniz. Parmak uçlarınızla sıkın ve yaralının acıya karşı tepkisini almaya çalışın.

• Parmak uçları
Yaralının tırnağının üzerine iki parmağınızla basınç uygulayın. Basıncı kaldırdırdığınız takdirde, beyazlık kızarmaya başlarsa kan dolaşımı, dolayısıyla kalp atışı var demektir. Beyazlığın kalıcı olması, kalbin durduğuna yorumlanabilir.

• Dinleyin
Hastanın nefesini dinleyerek hissetmeye çalışın. Bu arada ağzini
koklayarak da nefes alip almadigini kontrol edebilirsiniz

d) Solunumun devamını sağlayın
Solunum yollarının devamlılığını sağlamak için öncelikle ağız ve burunda yabancı bir cismin olup olmadığını kontrol edin. Eğer tıkayan bir nesne görürseniz, parmaklarınızı kollayarak bu cisimi çıkartın. Mümkünse bu kontrolü bir kalemle yapın, zira bilinci bulanık hasta parmaklarınızı ısırabilir.
Boyunluk yoksa, bunları yaparken hastanın ensesini desteklemelisiniz. Ayakkabılarını, bir tişörtü, içi havayla şişirilmiş bir torbayı hastanın ense boşluğunu desteklemek için kullanabilirsiniz.
Bu arada parmaklarınızı gezdirerek boyundaki olası bir hasarı hissetmeye çalışın. Bir hastanın vücudundaki bir anormalliğin ayrımını en iyi şekilde, sağlıklı olan kendi vücudunuzla karşılaştırarak yapabilirsiniz.

Buraya kadar anlatılanlar gözünüzü korkutmasın. Üzerinde çalıştığınız takdirde, tüm kontrolleri 10-12 saniyede bitirebilmeniz mümkündür.

Tüm tesbitler negatif. Dört duyumuzun yardımıyla yaptığımız tüm gözlemlerde hayat belirtisi almadık. Yani sözlü uyarı cevapsız kaldı, nabız yok, kalp vuruşu yok, soluk alıp verme yok, gözbebekleri hareketsiz veya belli belirsiz bir kıpırtı var. Kazazedenin vücudu sıcak, ancak, ağrı uyarısına tepki gelmiyor, nefes kokusu yok, göğüs kafesi kıpırdamıyor, dudak içlerinde morarma başladı. Bu durumda hasta tıbben ölüdür. Hiç vakit geçirmeden akciğer-kalp canlandırmasına (kalp masajı ve suni solunum) başlamak gereklidir.

ÇOK ÖNEMLİ:
Eğer kalp-akciğer canlandırması, diğer bir deyimle suni solunum ve kalp masajı konusunda gerekli ilkyardım eğitimine ve becerisine sahip değilseniz, burada göreviniz sona ermektedir. Ancak o ana kadar edindiğiniz bulgular, gelecek ambulansın içindeki tıp görevlilerine zaman kazandıracak ve yaralının yaşama şansını yükseltecektir.

DİKKAT! Soluk alıp veren ve nabız vuruşları hissedilen bir hastaya baygın olsa bile kesinlikle kalp-akciğer canlandırması yapılmaz! Bir kez daha altını çizerek vurgulamakta yarar görüyoruz: Kaza mahalinde kontrolu ele almanız ön koşul. Çünkü yurdumuzda maalesef travmatik vakalarda ve özellikle trafik kazalarında hastaların büyük çoğunluğu olay yerinde değil, bilinçsiz taşıma sonucu hastaneye kaldırılırken yaşamını kaybetmektedir. Asıl müdahale etmeniz gereken nokta, hastanın kıpırdatılmasına engel olmaktır.
Konu alıntıdır:
Dr. Feridun Çelikmen
International Hospital Acil Servis Doktoru