Hikmet™
27-01-2010, 11:51
Herkes konuştu bir tek o sustu. 'Çarşamba günü konuşacağım, her şeyi anlatacağım' diye randevu verdi. Ve Çarşamba geldi. Erman Toroğlu Lig TV'den neden gönderildiğinin yanıtını Hürriyet'teki köşesinde verdi.
Erman Hoca "biri bana çaktı ama kim çaktı bilmiyorum" diyor ama aslında açıkta ipini çekenin ismini örneklerle verdi..
İşte Erman Hoca'nın o yazısı
İhale bana kaldı...
MARATON KLASİK OLMUŞ BİR PROGRAM
Geçtiğimiz 20 yılda benim aklımda kalan dört adet artık klasik olmuş televizyon programı var: Arena, Siyaset Meydanı, 32. Gün ve Maraton.Diğer üçü siyasi, ekonomik, toplumsal programlar, bizimki futbol programı. Hoş zaman zaman ben buna ekonomiyi de, toplumu da katıyordum. Bence fena da olmuyordu. Arena, Siyaset Meydanı ve 32. Gün zaman zaman banttan da yayınlanan programlar. Ama bizimkinin bant şansı yok. Hep canlı canlı. Bazen 2.5 saat, bazen 4.5 saat. Bir de karşınızdaki yelpazeyi göz önüne getirdiğinizde, varın gerisini siz düşünün.
İHALE ALINDIĞINDA LONDRA'DAYDIM İHALE KAYBEDİLSEYDİ MARATON DEVAM EDECEKTİ
- Maraton’u Digitürk’ün dışında bir ‘güç’ün kaldırdığına inanıyor musun? Maraton bir güç ise eğer, başka bir güç onu kaldırdı. Perde arkasında neler var, bilmiyorum. Birisi bana çaktı da kim çaktı, bilmiyorum!
- Maraton’un bittiğini size kim söyledi? Bana kimse söylemedi, Vatan Gazetesi’nden öğrendim bunu. Tayfun Bayındır’ın haberinden öğrendim.- Ertan Özerdem, Maraton’un kaldırılmasının sebepleri konusunda net bir şey söyledi mi? Kendisiyle yaptığımız toplantıda önce bir çay söyledim. Baktım çay kesmiyor, sonra viskiye döndü. Eğer ihale kaybedilseydi, “Maraton devam eder miydi” diye sordum.
“Devam edecekti” dedi. Sonra kendisine Ali Yıldırım’ın, “Yıllardır söz verdiğiniz halde Erman Toroğlu’nun işine niye son vermediniz?” sözlerini hatırlattım, “Bu konuda bir şey söylemem” dedi. 10 dakika sonra da, “Eğer bunu yazarsan inkar ederim” dedi. Ben de, “İnkar edersen, o senin sorunun olur” cevabını verdim. Ertan Özerdem ile konuşurken, Digitürk Genel Müdür Yardımcısı Kadir Kardaş da vardı.- Maraton programı devam edecek mi? Bilmiyorum. Hayat neler geler gösterir belli olmaz.- Herhangi bir televizyon kanalından, Maraton’u devam ettirmeniz için bir teklif aldınız mı? Şu anda onları konuşmak için çok erken.- Erman Toroğlu bundan sonra ne yapacak? Sezon sonuna kadar bekleyecek mi? Beklemeyecek, Hürriyet’te yazacak.- Birilerinin sizden intikam aldığını düşünüyor musunuz? Bu olayda şahsi intikamlar söz konusuysa bu da benim için önemli değil. Eğer müesseseler kulüp başkanlarının veya yöneticilerinin şahsi intikamlara, dolaylı yoldan alet ve teslim oluyorlarsa, pes derim.Tam ihale başladığında Pegasus uçağıyla İstanbul-Londra seferine başlamıştım. Londra’ya indiğimde ihalenin Digitürk tarafından alındığını öğrendim. Üç gün Londra’daki dostlarımla gezdim tozdum. Döndüm, İstanbul’da bir restorana gittim, önüme bir Vatan gazetesi getirdiler. Digitürk Genel Müdürü Ertan Özerdem ile Sanem Altan röportaj yapmışlar, bu röportajın üzerinde 8 sütun manşet; “Çanlar Erman Hoca için çalıyor” başlığı ve benim kelle resmim...
ARAŞTIRMAYA BAŞLADIM
Genel Müdür’ün konuşmaları ile yukarıdaki haberin ayrıntıları örtüşüyor. Yani, benim olayım, benim ile şirket arasında gözüküyor. Bu sonuçta şahıslar ne kadar etkili, onu bilemem. Aslında bu tarz bir yazı yazmak istemedim. Ama suçlamalar öyle boyutlara gitti ki, ‘doğru muydu yanlış mıydı’ araştırma yapmaya başladım. O zaman yukarıdan başlayarak aşağı doğru inelim:
1. mesaj çok uzadı 2. mesajdan devam edilecek
Erman Hoca "biri bana çaktı ama kim çaktı bilmiyorum" diyor ama aslında açıkta ipini çekenin ismini örneklerle verdi..
İşte Erman Hoca'nın o yazısı
İhale bana kaldı...
MARATON KLASİK OLMUŞ BİR PROGRAM
Geçtiğimiz 20 yılda benim aklımda kalan dört adet artık klasik olmuş televizyon programı var: Arena, Siyaset Meydanı, 32. Gün ve Maraton.Diğer üçü siyasi, ekonomik, toplumsal programlar, bizimki futbol programı. Hoş zaman zaman ben buna ekonomiyi de, toplumu da katıyordum. Bence fena da olmuyordu. Arena, Siyaset Meydanı ve 32. Gün zaman zaman banttan da yayınlanan programlar. Ama bizimkinin bant şansı yok. Hep canlı canlı. Bazen 2.5 saat, bazen 4.5 saat. Bir de karşınızdaki yelpazeyi göz önüne getirdiğinizde, varın gerisini siz düşünün.
İHALE ALINDIĞINDA LONDRA'DAYDIM İHALE KAYBEDİLSEYDİ MARATON DEVAM EDECEKTİ
- Maraton’u Digitürk’ün dışında bir ‘güç’ün kaldırdığına inanıyor musun? Maraton bir güç ise eğer, başka bir güç onu kaldırdı. Perde arkasında neler var, bilmiyorum. Birisi bana çaktı da kim çaktı, bilmiyorum!
- Maraton’un bittiğini size kim söyledi? Bana kimse söylemedi, Vatan Gazetesi’nden öğrendim bunu. Tayfun Bayındır’ın haberinden öğrendim.- Ertan Özerdem, Maraton’un kaldırılmasının sebepleri konusunda net bir şey söyledi mi? Kendisiyle yaptığımız toplantıda önce bir çay söyledim. Baktım çay kesmiyor, sonra viskiye döndü. Eğer ihale kaybedilseydi, “Maraton devam eder miydi” diye sordum.
“Devam edecekti” dedi. Sonra kendisine Ali Yıldırım’ın, “Yıllardır söz verdiğiniz halde Erman Toroğlu’nun işine niye son vermediniz?” sözlerini hatırlattım, “Bu konuda bir şey söylemem” dedi. 10 dakika sonra da, “Eğer bunu yazarsan inkar ederim” dedi. Ben de, “İnkar edersen, o senin sorunun olur” cevabını verdim. Ertan Özerdem ile konuşurken, Digitürk Genel Müdür Yardımcısı Kadir Kardaş da vardı.- Maraton programı devam edecek mi? Bilmiyorum. Hayat neler geler gösterir belli olmaz.- Herhangi bir televizyon kanalından, Maraton’u devam ettirmeniz için bir teklif aldınız mı? Şu anda onları konuşmak için çok erken.- Erman Toroğlu bundan sonra ne yapacak? Sezon sonuna kadar bekleyecek mi? Beklemeyecek, Hürriyet’te yazacak.- Birilerinin sizden intikam aldığını düşünüyor musunuz? Bu olayda şahsi intikamlar söz konusuysa bu da benim için önemli değil. Eğer müesseseler kulüp başkanlarının veya yöneticilerinin şahsi intikamlara, dolaylı yoldan alet ve teslim oluyorlarsa, pes derim.Tam ihale başladığında Pegasus uçağıyla İstanbul-Londra seferine başlamıştım. Londra’ya indiğimde ihalenin Digitürk tarafından alındığını öğrendim. Üç gün Londra’daki dostlarımla gezdim tozdum. Döndüm, İstanbul’da bir restorana gittim, önüme bir Vatan gazetesi getirdiler. Digitürk Genel Müdürü Ertan Özerdem ile Sanem Altan röportaj yapmışlar, bu röportajın üzerinde 8 sütun manşet; “Çanlar Erman Hoca için çalıyor” başlığı ve benim kelle resmim...
ARAŞTIRMAYA BAŞLADIM
Genel Müdür’ün konuşmaları ile yukarıdaki haberin ayrıntıları örtüşüyor. Yani, benim olayım, benim ile şirket arasında gözüküyor. Bu sonuçta şahıslar ne kadar etkili, onu bilemem. Aslında bu tarz bir yazı yazmak istemedim. Ama suçlamalar öyle boyutlara gitti ki, ‘doğru muydu yanlış mıydı’ araştırma yapmaya başladım. O zaman yukarıdan başlayarak aşağı doğru inelim:
1. mesaj çok uzadı 2. mesajdan devam edilecek