PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : 1. Dünya savaşinda atatürk



cancağızım
07-03-2010, 20:20
1. DÜNYA SAVAŞI
28 Haziran 1914' te Avusturya veliahtı arşidük Franz Ferdinand Saraybosna' da öldürülmüş, bundan bir ay sonra da Avusturya-Sırbistan savaşı başlamıştı. Bu, Birinci Dünya Savaşı' nın başlaması demekti. Mustafa Kemal Osmanlı Devletinin Almanya yanında savaşa girmesine şiddetle karşıydı. Almanya savaşı kazanırsa Osmanı Devleti ister istemez onun uydusu olacak, kazanamazsa herşeyini birden kaybedecekti. Onun inancına göre devlet tarafsız kalıp kuvvetlenmeye bakmalıydı. Bu savaş er geç büyüyecek, belki de Amerika bile savaşa katılacaktı. Şu durumda iki taraf arasında bir denge kurup beklemek ve savaşa katılma bir zorunluluk durumunu alırsa hangi tarafı tutacağına o zaman karar vermek gerekiyordu. Enver Paşa ise bu düşüncenin tam karşısındaydı. Savaşın kısa süreceğini ve savaşa karşı çıkmak isteniyorsa derhal Almanya' nın yanında savaşa girmek gerektiğini savunuyordu. Bütün düzenleri ona göre kurdu ve yürüttü; nitekim bir süre sonra, 29 Ekim 1914' te Alman zırhlıları Goeben ve Breslau Karadeniz' e geçerek Rus limanlarını topa tuttu ve Osmanlı ülkesi adeta bir oldu bittiye getirilerek Birinci Dünya Savaşı' na girdi. Ama bir kere savaşa girilince, inançları ne olursa olsun, Mustafa Kemal kendine düşeni yapmayı kabul etti. Şimdi orduda faal bir görev istiyordu. Birçok çabadan sonra 2 Şubat 1915' te Tekirdağ' da kurulmakta olan 19.tümen komutanlığına getirildi. İstanbul' a dönmeden evvel Enver Paşa tarafından gönderilmiş bir aracı Mustafa Kemal' in ağzını aramış ve ona İran üzerinden Hindistan' a gidecek üç alaylık bir kuvvetin komutanlığını önermişti. Bu alaylar, Hint Müslümanlarını İngiltere' ye karşı ayaklandıracaktı. Mustafa Kemal' e göre bu, Enver Paşa' nın malum ve olmayacak rüyalarından biriydi ve daha savaşın başında onun zihninin bu yollara işlemesi durumun vehametini gösteriyordu. Mustafa Kemal öneriyi "Ben bu kadar kahraman değilim" diye geri çevirdi. Sonra "Böyle bir iş için üç alaylık kuvvetin gereksiz olduğunu, gittiği yerde gönüllü toplayabilecek tek bir subayın bu ayaklanmayı çıkarabileceğini" savundu. Bu sırada batılı müttefikler Almanya karşısında zor bir durumda olan Rusya' ya en kısa yoldan yardım ulaştırabilmenin hazırlığı içindeydiler. Bunun için de Türklerin elinde bulunan Çanakkale boğazını zorla geçmeye karar vermişler, Rus donanması birçok defa Boğazın dış tabyalarını bombardıman etmişti. Bir çıkarma ihtimalinin gün geçtikçe yaklaştığı anlaşılıyordu.