Giriş

Orijinalini görmek için tıklayınız : Silivrideki tövbekar general



beydemir
17-03-2010, 04:20
Silivri'deki tövbekar general Mustafa YÜREKLİ
Ergenekon davasında yargılanan generallerden birinin tutulduğu Silivri Cezaevi’nde günlerini namaz kılarak ve Kur’an-ı Kerim okuyarak geçirdiği gazetelere yansıdı. Fark edilmede bile bu ayrıntı.

Dün “İrtica birinci derecede bir tehlike. Bölücülükten de büyük tehlike.” diyerek, dindarları potansiyel suçlu, hatta iç barışı tehdit eden unsur görüyordu o paşa. O zamanlar sırtında üniforması, kocaman ordu hizmetinde, gittiği her yerde korkuya karışık saygı uyandırıyordu.

Başı sıkışınca bir general "Allah" diyor, yalvarıyor. Doğru da yapıyor paşamız, tebrik etmek gerekmez mi? İçerdeki bütün generallerin, bütün o anlı şanlı kişilerin Kur’an-ı Kerim’le buluştuğunu kim söyleyebilir?

Bir Marksist-ateist bir arkadaşım cezaevine düşmüştü. Cezaevinden çıktıktan sonra bir karşılaşmamızda içerdeyken ne yaptığını sormuştum. Ateist arkadaşım şu samimi itirafta bulundu: "Hatırıma gelen bütün duaları okudum.” Ne kadar çok dua bildiğine şaşırıyordu.

Rahat günlerinde Allah’ı hatırına getirmemiş olması, gaflet içinde olması, o generalimizin bugün Allah’ın yarattığını hatırlamasına engel değil. Allah’ı ve ahiret gününü iyi günde de, kötü günde de hatırlamalı ki sözlerini ve davranışlarını Allah’ın hoşnutluğuna göre ayarlayabilsin. Kur’an bu durumu şöyle anlatır: "İnsana bir sıkıntı dokundu mu, gerek yatarken, gerek otururken, gerek ayakta bize dua eder durur. Derken kendisinden sıkıntıyı giderdiğimizde ise, sanki kendisine dokunan bir sıkıntı için bize hiç yalvarmamış gibi geçer gider." (Yunus Suresi,12)

Nereye gidiyorsun ey insan? Ey cumhurbaşkanları nereye gidiyorsunuz? Ey başbakanlar, ey bakanlar, ey milletvekilleri nereye gidiyorsunuz? Ey genel müdürler, ey müdürler nereye? Ey işadamları, zenginler nereye? Ey generaller nereye gidiyorsunuz? Ey çalışanlar, işsizler, fakirler nereye? Ey erkekler ve kadınlar, yaşlılar ve gençler nereye gidiyorsunuz?

Hayat ölüme doğru akmaz mı? Ölüm mahşer günü ve hesap vermek değil mi? Ölümden sonrası, sonsuz hayat; cennet ve cehennem.. Ölüm Allah’a varma ise hayat Allah’a doğru akmıyor mu? Ey ağalar paşalar hayat Allah’tan başka bir yere mi akıyor?

Bir paşanın cuntacılıktan hapse düşünce Kur’an-ı Kerim okuması aymazlığın yırtılmasıdır, hem onun aymazlığının, hem de toplumun aymazlığının. Kur’an-ı Kerim aymazlıktan çekip alır insanı: "Biz insana nimet verdiğimizde yüz çevirir, yan çizer. Ona bir şer dokunduğunda ise, uzun uzadıya yalvarmaya başlar." ( Fussılet Suresi, 51)

O ordu, Hz.Peygamber’in (s.a.v.) ordusudur. Alp Aslan’ın, Fatih’in ve Yavuz Sultan Selim’in ordusudur. Çanakkale’de, Filistin’de, Sakarya’da ve Anafartalar’da hücum emrini vermeden önce ellerini açıp Allah’a yalvaran Mustafa Kemal Paşa’nın ordusudur.

O ordudaki yüce makamları, milletimiz sizlere emanet etti. Ordumuzda kariyer yaparken ulaştığınız yerleri emanet gördünüz mü? Nimet bilip şükür ettiniz mi? Şükretmek için cezaevine mi düşmeniz gerekiyor?

Cezaevine düşen biri, oradan hiç çıkmayacağını düşünebilir. Oysa bir kaç yıl sonra hayat tekrar normale döner. O acılı günler geride kalır. Sıkıntıdan sonraki ferahlık günlerinde şımarmalar tekrar başlar. Kur’an, insanın bu zaafını şöyle anlatır: "Sizi karada ve denizde gezdiren O dur. Hatta gemide olduğunuz zaman, güzel bir rüzgarla o gemi içindekilerle giderken, onlar ferahlanırlar. Derken bir fırtına çıkarak her taraftan dalgalar kendilerine gelince, kuşatıldıklarını anlarlar. O zaman samimi bir şekilde Allaha yalvarırlar, "eğer bizi bundan kurtarırsan muhakkak ki şükredenlerden oluruz" derler. Fakat Allah onları kurtarınca bir de bakarsın ki, yine yeryüzünde haksız yere taşkınlıklarda bulunurlar. Ey insanlar, iyi biliniz ki taşkınlığınız kendi aleyhinizedir. Elde edeceğiniz şey, bu dünya hayatının azıcık menfaatidir. Sonra bize döndürüleceksiniz ve biz de yaptıklarınızı size tek tek haber vereceğiz." (Yunus Suresi, 22-23)

Biliyorum, bütün generallerimiz, savaş anında Allah’ı hatırlar ve dua eder; bu böyledir..

Generallerimizin barışta da Allah’ı hatırlamaları gerekmez mi? Milletimizin dindar kesimini potansiyel suçlu görmek niye? Devletle millet arasında, devletle din arasında problem çıkarmak hangi devlet adamımıza yakışır? Dini problem görmeyi Allah hoş karşılar mı?

Hele cuntalar kurup devlete el koymayı Allah kolay affeder mi? Darbe yapmak, devlete el koymak ve millete baskı uygulamak tanrılık taslamak değil mi? Generallerimiz darbe günahını hiç düşünüyorlar mı? Hesabını nasıl verecekleri hiç akıllarına geliyor mu?

Dilerim, Silivri’deki tövbe eden general anılarını kitaplaştırır da okuyanlar ders alır.

Mustafa Yürekli - Haber 7
[email protected]
__________________

xp_n3r00
17-03-2010, 08:33
Güzel bir yazı. Ellerine sağlık yazarın ve beydemir kardeşimin

toycan
17-03-2010, 11:11
benim anlamadığım bizim genareller dinsizmi ne ben askerlik yaptığım zaman komutanlarla bayramlaştık namazımızı kıldık benim askerliğimden sonrada gitiğimiz ei dost asker ziyaretlerinde de durumun değişmediğini gördüm ve duydum şimdi bu insanları dinsizmiş gibi göstermek ayrımcılık değil mi ki dinimizde hesap sormak yada yargılamak bizim elimizde değil diye biliyorum ki bu yazı ayrımcılık yapmıyor mu hesap sorulması gereken yürütme değil mi birgün cingen birgün alevi birgeün kürt acılımıyla ki ici boş olan bu acılımlarla ayrımcılığa doymuş insanıma asker düşmanlığı tohumları ekmek yakışıksız gibi hoca efendi mürütleriyle o kaleye de göz dikmiş düşermi düşmez mi göreceğiz adaletten kacıp amerikalarda sefa sürenlere de bir hesap istesek nedersiniz

wtwt99
17-03-2010, 13:40
benim anlamadığım bizim genareller dinsizmi ne ben askerlik yaptığım zaman komutanlarla bayramlaştık namazımızı kıldık benim askerliğimden sonrada gitiğimiz ei dost asker ziyaretlerinde de durumun değişmediğini gördüm ve duydum şimdi bu insanları dinsizmiş gibi göstermek ayrımcılık değil mi ki dinimizde hesap sormak yada yargılamak bizim elimizde değil diye biliyorum ki bu yazı ayrımcılık yapmıyor mu hesap sorulması gereken yürütme değil mi birgün cingen birgün alevi birgeün kürt acılımıyla ki ici boş olan bu acılımlarla ayrımcılığa doymuş insanıma asker düşmanlığı tohumları ekmek yakışıksız gibi hoca efendi mürütleriyle o kaleye de göz dikmiş düşermi düşmez mi göreceğiz adaletten kacıp amerikalarda sefa sürenlere de bir hesap istesek nedersiniz
siz 24 sene önce askerlik yaptınız derenin altından çok sular aktı sizin namaz kıldıgınız komutanlar irticacı diye ordudan atıldı

toycan
17-03-2010, 14:04
şimdi intikam zamanı öyle mi kan tahlilleri veya fişleme zamanı benim dinimde bununda yeri yok kacanlarda adaletten kaçıyor ama onlara karşı çok tahammüllüsünüz ordudan atılanlar şimdi gülenin ordusunda ebey güçlendiler ama nedense iran ve arabistana gidemiyorlar

Efe Takmaz
17-03-2010, 14:16
Burası Türkiye

veyselbakan
17-03-2010, 16:50
Silivri'deki tövbekar general Mustafa YÜREKLİ
Ergenekon davasında yargılanan generallerden birinin tutulduğu Silivri Cezaevi’nde günlerini namaz kılarak ve Kur’an-ı Kerim okuyarak geçirdiği gazetelere yansıdı. Fark edilmede bile bu ayrıntı.

Dün “İrtica birinci derecede bir tehlike. Bölücülükten de büyük tehlike.” diyerek, dindarları potansiyel suçlu, hatta iç barışı tehdit eden unsur görüyordu o paşa. O zamanlar sırtında üniforması, kocaman ordu hizmetinde, gittiği her yerde korkuya karışık saygı uyandırıyordu.

Başı sıkışınca bir general "Allah" diyor, yalvarıyor. Doğru da yapıyor paşamız, tebrik etmek gerekmez mi? İçerdeki bütün generallerin, bütün o anlı şanlı kişilerin Kur’an-ı Kerim’le buluştuğunu kim söyleyebilir?

Bir Marksist-ateist bir arkadaşım cezaevine düşmüştü. Cezaevinden çıktıktan sonra bir karşılaşmamızda içerdeyken ne yaptığını sormuştum. Ateist arkadaşım şu samimi itirafta bulundu: "Hatırıma gelen bütün duaları okudum.” Ne kadar çok dua bildiğine şaşırıyordu.

Rahat günlerinde Allah’ı hatırına getirmemiş olması, gaflet içinde olması, o generalimizin bugün Allah’ın yarattığını hatırlamasına engel değil. Allah’ı ve ahiret gününü iyi günde de, kötü günde de hatırlamalı ki sözlerini ve davranışlarını Allah’ın hoşnutluğuna göre ayarlayabilsin. Kur’an bu durumu şöyle anlatır: "İnsana bir sıkıntı dokundu mu, gerek yatarken, gerek otururken, gerek ayakta bize dua eder durur. Derken kendisinden sıkıntıyı giderdiğimizde ise, sanki kendisine dokunan bir sıkıntı için bize hiç yalvarmamış gibi geçer gider." (Yunus Suresi,12)

Nereye gidiyorsun ey insan? Ey cumhurbaşkanları nereye gidiyorsunuz? Ey başbakanlar, ey bakanlar, ey milletvekilleri nereye gidiyorsunuz? Ey genel müdürler, ey müdürler nereye? Ey işadamları, zenginler nereye? Ey generaller nereye gidiyorsunuz? Ey çalışanlar, işsizler, fakirler nereye? Ey erkekler ve kadınlar, yaşlılar ve gençler nereye gidiyorsunuz?

Hayat ölüme doğru akmaz mı? Ölüm mahşer günü ve hesap vermek değil mi? Ölümden sonrası, sonsuz hayat; cennet ve cehennem.. Ölüm Allah’a varma ise hayat Allah’a doğru akmıyor mu? Ey ağalar paşalar hayat Allah’tan başka bir yere mi akıyor?

Bir paşanın cuntacılıktan hapse düşünce Kur’an-ı Kerim okuması aymazlığın yırtılmasıdır, hem onun aymazlığının, hem de toplumun aymazlığının. Kur’an-ı Kerim aymazlıktan çekip alır insanı: "Biz insana nimet verdiğimizde yüz çevirir, yan çizer. Ona bir şer dokunduğunda ise, uzun uzadıya yalvarmaya başlar." ( Fussılet Suresi, 51)

O ordu, Hz.Peygamber’in (s.a.v.) ordusudur. Alp Aslan’ın, Fatih’in ve Yavuz Sultan Selim’in ordusudur. Çanakkale’de, Filistin’de, Sakarya’da ve Anafartalar’da hücum emrini vermeden önce ellerini açıp Allah’a yalvaran Mustafa Kemal Paşa’nın ordusudur.

O ordudaki yüce makamları, milletimiz sizlere emanet etti. Ordumuzda kariyer yaparken ulaştığınız yerleri emanet gördünüz mü? Nimet bilip şükür ettiniz mi? Şükretmek için cezaevine mi düşmeniz gerekiyor?

Cezaevine düşen biri, oradan hiç çıkmayacağını düşünebilir. Oysa bir kaç yıl sonra hayat tekrar normale döner. O acılı günler geride kalır. Sıkıntıdan sonraki ferahlık günlerinde şımarmalar tekrar başlar. Kur’an, insanın bu zaafını şöyle anlatır: "Sizi karada ve denizde gezdiren O dur. Hatta gemide olduğunuz zaman, güzel bir rüzgarla o gemi içindekilerle giderken, onlar ferahlanırlar. Derken bir fırtına çıkarak her taraftan dalgalar kendilerine gelince, kuşatıldıklarını anlarlar. O zaman samimi bir şekilde Allaha yalvarırlar, "eğer bizi bundan kurtarırsan muhakkak ki şükredenlerden oluruz" derler. Fakat Allah onları kurtarınca bir de bakarsın ki, yine yeryüzünde haksız yere taşkınlıklarda bulunurlar. Ey insanlar, iyi biliniz ki taşkınlığınız kendi aleyhinizedir. Elde edeceğiniz şey, bu dünya hayatının azıcık menfaatidir. Sonra bize döndürüleceksiniz ve biz de yaptıklarınızı size tek tek haber vereceğiz." (Yunus Suresi, 22-23)

Biliyorum, bütün generallerimiz, savaş anında Allah’ı hatırlar ve dua eder; bu böyledir..

Generallerimizin barışta da Allah’ı hatırlamaları gerekmez mi? Milletimizin dindar kesimini potansiyel suçlu görmek niye? Devletle millet arasında, devletle din arasında problem çıkarmak hangi devlet adamımıza yakışır? Dini problem görmeyi Allah hoş karşılar mı?

Hele cuntalar kurup devlete el koymayı Allah kolay affeder mi? Darbe yapmak, devlete el koymak ve millete baskı uygulamak tanrılık taslamak değil mi? Generallerimiz darbe günahını hiç düşünüyorlar mı? Hesabını nasıl verecekleri hiç akıllarına geliyor mu?

Dilerim, Silivri’deki tövbe eden general anılarını kitaplaştırır da okuyanlar ders alır.

Mustafa Yürekli - Haber 7
[email protected]
__________________

saygı değer büyüğüm beydemir sormak istediğim bir mevzu var siz neden sürekli orduyu zedeliyici karalayan sürekli orduyu suçlu duruma düşerecek orduyu dinsiz ve darbeci olarak gösteren yazıları buluyor ve o doğrultuda söylemlerde bulunuyorsunuz yanlış anlamayın gerçekten merakımdan soruyorum ordu ile herhangi bir sorunum yok diye açıklamalarda bulunuyor lakin her fırsatta ordu mensuplarını kullanarak orduyu karalıyorsunuz türkiyede ordudan başka mesele kalmadımı sizce herşey tıkır tıkır işliyorda bir tek ordumu tekleme yapıyor çekindiğiniz ordu ile ilgili bir endişenizmi var gerçekten merak ediyorum değerli büyüğüm beydemir türkiyemizde adam çöpten ekmek toplayarak karnını doyuruyor adam evlatlarına baksın diye böbreklerimi satacağım diye bangır bangır bağırıyor allahın ermeni gavuru soykırım tasarımlarını bütün ülkelerde kabul ettirmeye çalışırken dün hakkaride şerefsiz pkk ya hala şehit verirken pkk ya vatanımda halay çektirirken vatanımda saçma sapan açılımlar yapacağım diye herşey arap saçına dönerken işsizlik hat safhada iken açlık sınırının en altına inmişken benim vatanımda yadigar kalan devlete ait tüm işletmeler yok pahasına elin gavuruna peşkeş çekilirken sadece size yanlış gelen bir tek ordu ise gerçekten buna sadece gülerim birazda benim bu bahsettiklerimden konular bulup neden formumuzda paylaşmıyorsunuz yoksa işinizemi gelmiyor tüm bu saydığım gerçeklerin tek sorumlusu olan hükümetin başındakileri eleştirmek bu kadarmı zor sayın büyüğüm beydemir sadece merak ettim ve sormak istedim saygılar!

hilalyıldız
17-03-2010, 17:57
S.A.BEYDEMİR kardeşim seni kutluyorum.Çürük fidan kendini aşılayınca nasılda meyve veren ağaca dönüştüğünü anlattığınız olayı ibretle okudum.Yüce ALLAH herkese nasip etsin uyanmayı,aydınlamayı,çünkü; kurtuluş KURAN-I KERİM de,herkesin yolu açık olsun.Şehitler ölmez,Vatan bölünmez,Ezanlar dinmeyecek,Bayrağımız inmeyecek kanımız aksada.AEO.

toycan
17-03-2010, 20:02
S.A.BEYDEMİR kardeşim seni kutluyorum.Çürük fidan kendini aşılayınca nasılda meyve veren ağaca dönüştüğünü anlattığınız olayı ibretle okudum.Yüce ALLAH herkese nasip etsin uyanmayı,aydınlamayı,çünkü; kurtuluş KURAN-I KERİM de,herkesin yolu açık olsun.Şehitler ölmez,Vatan bölünmez,Ezanlar dinmeyecek,Bayrağımız inmeyecek kanımız aksada.AEO.hoca efendiyi aşılamayı unutmuşunuz muhterem adam müslümanlığın yaşandığı memelekete değil de amerikaya adaletten kaçtı bilmem biliyormusunuz ama yok imam böyleyse cemaat böyledir diyorsanız bilmem hani başbakan kanımız akmasın diye acılımlar yapıyordu meyve veren ağaç buysa mesele yok ama meyveler kendilerine ve ailelerine güzel bize çürük geliyor bilesiniz:8[1]::8[1]:

sevimli--06
17-03-2010, 22:36
Silivri'deki tövbekar general Mustafa YÜREKLİ
Ergenekon davasında yargılanan generallerden birinin tutulduğu Silivri Cezaevi’nde günlerini namaz kılarak ve Kur’an-ı Kerim okuyarak geçirdiği gazetelere yansıdı. Fark edilmede bile bu ayrıntı.

Dün “İrtica birinci derecede bir tehlike. Bölücülükten de büyük tehlike.” diyerek, dindarları potansiyel suçlu, hatta iç barışı tehdit eden unsur görüyordu o paşa. O zamanlar sırtında üniforması, kocaman ordu hizmetinde, gittiği her yerde korkuya karışık saygı uyandırıyordu.

Başı sıkışınca bir general "Allah" diyor, yalvarıyor. Doğru da yapıyor paşamız, tebrik etmek gerekmez mi? İçerdeki bütün generallerin, bütün o anlı şanlı kişilerin Kur’an-ı Kerim’le buluştuğunu kim söyleyebilir?

Bir Marksist-ateist bir arkadaşım cezaevine düşmüştü. Cezaevinden çıktıktan sonra bir karşılaşmamızda içerdeyken ne yaptığını sormuştum. Ateist arkadaşım şu samimi itirafta bulundu: "Hatırıma gelen bütün duaları okudum.” Ne kadar çok dua bildiğine şaşırıyordu.

Rahat günlerinde Allah’ı hatırına getirmemiş olması, gaflet içinde olması, o generalimizin bugün Allah’ın yarattığını hatırlamasına engel değil. Allah’ı ve ahiret gününü iyi günde de, kötü günde de hatırlamalı ki sözlerini ve davranışlarını Allah’ın hoşnutluğuna göre ayarlayabilsin. Kur’an bu durumu şöyle anlatır: "İnsana bir sıkıntı dokundu mu, gerek yatarken, gerek otururken, gerek ayakta bize dua eder durur. Derken kendisinden sıkıntıyı giderdiğimizde ise, sanki kendisine dokunan bir sıkıntı için bize hiç yalvarmamış gibi geçer gider." (Yunus Suresi,12)

Nereye gidiyorsun ey insan? Ey cumhurbaşkanları nereye gidiyorsunuz? Ey başbakanlar, ey bakanlar, ey milletvekilleri nereye gidiyorsunuz? Ey genel müdürler, ey müdürler nereye? Ey işadamları, zenginler nereye? Ey generaller nereye gidiyorsunuz? Ey çalışanlar, işsizler, fakirler nereye? Ey erkekler ve kadınlar, yaşlılar ve gençler nereye gidiyorsunuz?

Hayat ölüme doğru akmaz mı? Ölüm mahşer günü ve hesap vermek değil mi? Ölümden sonrası, sonsuz hayat; cennet ve cehennem.. Ölüm Allah’a varma ise hayat Allah’a doğru akmıyor mu? Ey ağalar paşalar hayat Allah’tan başka bir yere mi akıyor?

Bir paşanın cuntacılıktan hapse düşünce Kur’an-ı Kerim okuması aymazlığın yırtılmasıdır, hem onun aymazlığının, hem de toplumun aymazlığının. Kur’an-ı Kerim aymazlıktan çekip alır insanı: "Biz insana nimet verdiğimizde yüz çevirir, yan çizer. Ona bir şer dokunduğunda ise, uzun uzadıya yalvarmaya başlar." ( Fussılet Suresi, 51)

O ordu, Hz.Peygamber’in (s.a.v.) ordusudur. Alp Aslan’ın, Fatih’in ve Yavuz Sultan Selim’in ordusudur. Çanakkale’de, Filistin’de, Sakarya’da ve Anafartalar’da hücum emrini vermeden önce ellerini açıp Allah’a yalvaran Mustafa Kemal Paşa’nın ordusudur.

O ordudaki yüce makamları, milletimiz sizlere emanet etti. Ordumuzda kariyer yaparken ulaştığınız yerleri emanet gördünüz mü? Nimet bilip şükür ettiniz mi? Şükretmek için cezaevine mi düşmeniz gerekiyor?

Cezaevine düşen biri, oradan hiç çıkmayacağını düşünebilir. Oysa bir kaç yıl sonra hayat tekrar normale döner. O acılı günler geride kalır. Sıkıntıdan sonraki ferahlık günlerinde şımarmalar tekrar başlar. Kur’an, insanın bu zaafını şöyle anlatır: "Sizi karada ve denizde gezdiren O dur. Hatta gemide olduğunuz zaman, güzel bir rüzgarla o gemi içindekilerle giderken, onlar ferahlanırlar. Derken bir fırtına çıkarak her taraftan dalgalar kendilerine gelince, kuşatıldıklarını anlarlar. O zaman samimi bir şekilde Allaha yalvarırlar, "eğer bizi bundan kurtarırsan muhakkak ki şükredenlerden oluruz" derler. Fakat Allah onları kurtarınca bir de bakarsın ki, yine yeryüzünde haksız yere taşkınlıklarda bulunurlar. Ey insanlar, iyi biliniz ki taşkınlığınız kendi aleyhinizedir. Elde edeceğiniz şey, bu dünya hayatının azıcık menfaatidir. Sonra bize döndürüleceksiniz ve biz de yaptıklarınızı size tek tek haber vereceğiz." (Yunus Suresi, 22-23)

Biliyorum, bütün generallerimiz, savaş anında Allah’ı hatırlar ve dua eder; bu böyledir..

Generallerimizin barışta da Allah’ı hatırlamaları gerekmez mi? Milletimizin dindar kesimini potansiyel suçlu görmek niye? Devletle millet arasında, devletle din arasında problem çıkarmak hangi devlet adamımıza yakışır? Dini problem görmeyi Allah hoş karşılar mı?

Hele cuntalar kurup devlete el koymayı Allah kolay affeder mi? Darbe yapmak, devlete el koymak ve millete baskı uygulamak tanrılık taslamak değil mi? Generallerimiz darbe günahını hiç düşünüyorlar mı? Hesabını nasıl verecekleri hiç akıllarına geliyor mu?

Dilerim, Silivri’deki tövbe eden general anılarını kitaplaştırır da okuyanlar ders alır.

Mustafa Yürekli - Haber 7
[email protected]
__________________


Ordu Mensubları yani Paşalar Sizden ve sizin gibi düşünenlerden daha Müslüman ve Vatanını Milletini seven Atatürkcü Milletin evlatlarıdır bundan hiç şüphen olmasın.

kucer06
17-03-2010, 22:54
Haberin alındığı yer tarafsız bir medya kuruluşu değildir kendi fikirleri doğrultusunda yayın yapan bir yayın organıdır.Böyle hayali yazıları herkes yazabilir.Nedense haberde generalin adı filan yok.

beydemir
19-03-2010, 06:14
saygı değer büyüğüm beydemir sormak istediğim bir mevzu var siz neden sürekli orduyu zedeliyici karalayan sürekli orduyu suçlu duruma düşerecek orduyu dinsiz ve darbeci olarak gösteren yazıları buluyor ve o doğrultuda söylemlerde bulunuyorsunuz yanlış anlamayın gerçekten merakımdan soruyorum ordu ile herhangi bir sorunum yok diye açıklamalarda bulunuyor lakin her fırsatta ordu mensuplarını kullanarak orduyu karalıyorsunuz türkiyede ordudan başka mesele kalmadımı sizce herşey tıkır tıkır işliyorda bir tek ordumu tekleme yapıyor çekindiğiniz ordu ile ilgili bir endişenizmi var gerçekten merak ediyorum değerli büyüğüm beydemir türkiyemizde adam çöpten ekmek toplayarak karnını doyuruyor adam evlatlarına baksın diye böbreklerimi satacağım diye bangır bangır bağırıyor allahın ermeni gavuru soykırım tasarımlarını bütün ülkelerde kabul ettirmeye çalışırken dün hakkaride şerefsiz pkk ya hala şehit verirken pkk ya vatanımda halay çektirirken vatanımda saçma sapan açılımlar yapacağım diye herşey arap saçına dönerken işsizlik hat safhada iken açlık sınırının en altına inmişken benim vatanımda yadigar kalan devlete ait tüm işletmeler yok pahasına elin gavuruna peşkeş çekilirken sadece size yanlış gelen bir tek ordu ise gerçekten buna sadece gülerim birazda benim bu bahsettiklerimden konular bulup neden formumuzda paylaşmıyorsunuz yoksa işinizemi gelmiyor tüm bu saydığım gerçeklerin tek sorumlusu olan hükümetin başındakileri eleştirmek bu kadarmı zor sayın büyüğüm beydemir sadece merak ettim ve sormak istedim saygılar!

Sevgili kardeşim veysel orduyu zedeleme karalama bu yazının neresinde gerçekten merak ettim ben bu yazıyı zerre kadar orduyla ilişkilendirmiyorum demekki herkesin bakış açısı farklı bu yazıdan sadece şöyle bir sonuç çıkardım İNSANLARIN GÜCÜ YERİNDE İKEN ELİNDE SALTANATI VAR İKEN ALLAH I HATIRLAMIYORLAR BAŞLARI SIKIŞINCA ALLAHI HATIRLIYORLAR.benim çıkardığım sonuç bu. bu saltanatın esiri bir cumhurbaşbakanda olur,başbakanda olur hakimde olur valide olur ordu mensubuda olur ben bu pencereden baktım. Ben umut ediyorum ki dini bütün bir insanım,lütfen dikkat et dini bütün bir insanım demiyorum sadece umut ediyorum diyorum dini bütün olup olmadığım yarın mahşer gününde belli olur sadece umut ediyorum.Bu sebeplede eğer dinime saygısızlık eden biri varsa o saygısızlığı yapan kim olursa olsun naçizhane fikrimi söylüyorum veya yazıyorum bu bir ordu mensubuda olur başka sınıftan biride olur. ordu mensubu biri hata yaptığı bu hatayı görmemezliktenmi gelelim başbakanı nasıl görmemezlikten gelmiyorsam tabiki bir ordu mensubu hata yaptığı zamanda hatasını söyleyeceğiz o sizdendir laf söyleyelim o bizdendir laf söylemeyelim mantığıyla hareket edersek ALLAH sormazmı sevgili kardeşim VEYSEL herkesin hatası vardır benim herkesden çoktur ama elimden geldiğince SEVDİĞİMİ ALLAH İÇİN,SEVMEDİĞİMİDE ALLAH İÇİN SEVMEMEYE gayret ederim. orduyu severim hemde çok, ama ordudan biri dinime hakaret ederse onu sevdiğim ordunun içine katmam.bu yazıyı yazdıktan sonra en azından açtığım konulara bir göz atacağım gerçekten orduyla ilgili ne yazmışım diye böyle konu olduğundada bizzat seninle diyaloğa gireceğim çünkü aklın yolu birdir pek senin yazılarında mantık dışı birşey görmedim genelde yazdıklarının %90 nın altına imzamı atarım.En içten sevgi duygularımı sunarım veysel kardeşim.

osmann
19-03-2010, 10:46
Haberin alındığı yer tarafsız bir medya kuruluşu değildir kendi fikirleri doğrultusunda yayın yapan bir yayın organıdır.Böyle hayali yazıları herkes yazabilir.Nedense haberde generalin adı filan yok.

tarafsız bir medya kuruluşu varmı memlekette kucer abi? :)

tamer41
19-03-2010, 10:54
baydemir abim Allah cennetine girenlerden eylesin

osmann
19-03-2010, 11:09
bu aslında herkes için geçerli bir mevzuu..
Başımız sıkışmayınca allahı pek hatırlamıyoruz...
99 depremini evimde ailemle yaşamış idim... sabah namazlarında pek cemaat olmaz...8-10 kişi ile kılınır...en babası 15 olur... ancak gece yaşadığımız depremden sonra caminin yarıdan fazlası dolmuş idi...1200 kişilik caminin yarısı...üçevler camii. gerçi namaz esnasındada bir artçı yaşamıştık... farklı konu ama anafikir olarak benzerlik olduğundan yazıyorum...diyeceğim kimse dar zamandaki gibi allahı hatırlamıyor...bende tabiki...
selametle... ayrıca o generali kutlarım... hidayete ermek - tövbe etmek herkese nasip olmaz...aslında çok basit bir iştir ama nasibin yoksa olmuyor bir türlü...
selametle...

satelcom
25-03-2010, 19:09
bakıyorum da buradada akp-fethullah yağdanlıkları ordumuza-komutanlarımıza çatıyor.islam dini akp-fethullah yağdanlıklarının tekelinde değildir.generalleri ve subay astsubayı din düşmanı gibi göstererek halkımızın gözünden düşürmeye çalışanlar abd-ab-siyonist global sermayeye hizmet ediyor.bu gün ihtilal yapmak değil yapmamak suç.azgın demokratlar-ab işbirlikçisi sözde aydınlar tsk ya çamur atmaya çalışarak ağababalarının emirlerini yerine getirirken vatanın satılması(şimdi sırada santrallar var peşkeş çekilecek) hiç rahatsız olmazlar.keşeke tayyip namaz kılmasaydıda tekeli-petkimi-erdemiri-tüpraşı-telkomu-limanları-bankaları velhasılı vatanı satmasaydı.emperyalistler artık top ve tüfekle gelmiyor.dolarla-sterling le euro ile gelip işbirlikçilerinden vatanı satın alıyor.lütfen google girip şair eşref i aratın ve şiirlerine bakın. şu şiirini buraya aktarıyorum.:bir soğan soyuluyor/yaşarıyor gözler/bir devlet soyuluyor/aldırmıyor öküzler.