Editor
11-04-2010, 16:49
Franz Emil Sillanpaa / Finlandiya Edebiyatı / Roman / Engin Yayıncılık
Finlandiyalı yazar Franz Emil Sillanpaa’nın en ünlü yapıtlarından biridir Taşra Kızı Silja. Kendisi de yoksul bir köylü ailesinden gelen yazar, bu romanında bir köylü kızın yaşam öyküsünü anlatır. Silja, anasını ve babasını kaybettikten sonra, yaşamını çiftliklerde işçilik yaparak sürdürür. Çok güzel olduğu kadar ince duygulu bir kızdır. Köy delikanlıları pervane olur çevresinde. Ama hiçbirine yüz vermez. Bir rastlantıyla tanıştığı Armas’a gönül verir. Ne var ki ayrılık gelir çatar. Armas 1918 savaşında cepheye gönderilir, yaralanır, bir bacağını kaybeder. Silja da angaryaların, zengin çiftlik sahibi kadınların anlayışsızlıkları sonunda verem olur; son günleri mutlu çocukluk anılarını ve sevgilisinin hayalini içinde canlandırarak, doğa güzelliklerini derinden duyarak, yalnızlık içinde söner gider.
“Silja”da (Taşra Kızı); güzel ve saf bir hizmetçi kızın hayat ve aşk serüvenini okuyoruz. Bu yapıtta büyük Fin kompozitörü Sibelins’in “Finlandiya” senfonisindeki gibi, Finlandiya ormanlarının, göllerinin, kuzey mevsimlerinin, günlerinin, gecelerinin ve bahtsız bir kızın melankolisini, içli lirizmini duyuyoruz.
Finlandiyalı yazar Franz Emil Sillanpaa’nın en ünlü yapıtlarından biridir Taşra Kızı Silja. Kendisi de yoksul bir köylü ailesinden gelen yazar, bu romanında bir köylü kızın yaşam öyküsünü anlatır. Silja, anasını ve babasını kaybettikten sonra, yaşamını çiftliklerde işçilik yaparak sürdürür. Çok güzel olduğu kadar ince duygulu bir kızdır. Köy delikanlıları pervane olur çevresinde. Ama hiçbirine yüz vermez. Bir rastlantıyla tanıştığı Armas’a gönül verir. Ne var ki ayrılık gelir çatar. Armas 1918 savaşında cepheye gönderilir, yaralanır, bir bacağını kaybeder. Silja da angaryaların, zengin çiftlik sahibi kadınların anlayışsızlıkları sonunda verem olur; son günleri mutlu çocukluk anılarını ve sevgilisinin hayalini içinde canlandırarak, doğa güzelliklerini derinden duyarak, yalnızlık içinde söner gider.
“Silja”da (Taşra Kızı); güzel ve saf bir hizmetçi kızın hayat ve aşk serüvenini okuyoruz. Bu yapıtta büyük Fin kompozitörü Sibelins’in “Finlandiya” senfonisindeki gibi, Finlandiya ormanlarının, göllerinin, kuzey mevsimlerinin, günlerinin, gecelerinin ve bahtsız bir kızın melankolisini, içli lirizmini duyuyoruz.