PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Şifalı Bitkiler Sözlüğü ..



Editor
12-04-2010, 03:07
Acıbakla: ( Lupine / Lupin / Lupine) 10-100 cm yüksekliginde, sik tüylü, bir senelik bitkiler. Yapraklar el seklinde parçali, uzun sapli, 5-9 yaprakçiklidir. Çiçekleri dik salkim durumunda, beyaz veya mavimsi renkli, çiçek taç yapragi kelebek seklindedir. Yahudi baklasi diye de taninir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Akdeniz bölgesi, Bursa, Antalya ve Konya çevreleridir.



Memleketimizde üç türü bulunmaktadir.

Beyaz yahudi baklasi: Beyaz çiçeklidir. 120 cm kadar yükseklikte, bir yillik bir bitkidir.

Sari çiçekli yahudi baklasi: Vatani, Orta ve Güney Avrupa’dir.

Mavi çiçekli yahudi baklasi: Vatani, Akdeniz çevresi memleketleridir.

Kullanildigi yerler: Tohumlarinin idrar söktürücü, kan temizleyici ve kurt düsürücü tesiri vardir. Bazi türlerinin kavrulmus tohumlari “sebze kahvesi” ismiyle kahve yerine kullanilmaktadir. Fakat alkaloid tasiyan türlerinin bu sekilde kullanilmasi tehlikelidir



Acıçigdem: ( Herbstzeitlose / Krokus / Colchique / Colchicum / Autumn crocuses) Boyu 10-30 cm yükseklige ulasan, otsu ve yumrulu bir bitki. Sonbaharda morumsu pembe renkli, 6 parçali çiçekler açar. Yaprak ve meyvalari ise ilkbaharda ortaya çikar. Sonbaharda çiçek açtigindan dolayi halk arasinda “güz çigdemi” olarak da bilinir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Türkiye’de pek bulunmaz. Avrupa’nin sulak çayirlarinda bol miktarda yetisir.



Kullanildigi yerler: Tibbi önemi haiz bir bitkidir. Kullanilan kismi yumru ve tohumlaridir. Tohum ve yumrularin idrar arttirici, terletici, müshil ve romatizma agrilarini dindirici etkisi vardir. Alkaloitlerin çok yüksek zehirleyici özelligi oldugundan, bu droglar, dahilen ancak hekim kontrolünde kullanilabilir. Eskiden halk arasinda romatizma agrilarini dindirmek için haricen kullanilirdi. Bunun için bir tutam aci çigdem tohumu, 2-3 dis sarmisak ile havanda iyice dövülür. Elde edilen sulu kisim da bir tülbente emdirilip, agriyan kisma sarilir. Bu pansuman birkaç gün arka arkaya tekrarlanir.



Adamotu: (Alraunwurzel / Mandragore / Mandrake) Mavimsi-mor renkli çiçekler açan, rozet yaprakli ve kazik köklü çok yillik otsu bir bitki. Kökleri insana benzedigi için, bu isim verilmistir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Bati ve Güney Anadolu.



Kullanildigi yerler: Kökleri % 0,3 oraninda Hiyosiyaminlerle Skopolamin alkaloitlerini tasir. Bundan dolayi zehirli bir bitkidir. Agri kesici, yatistirici, cinsel gücü arttirici etkileri vardir. Halen tedavide çesitli preparatlarin terkibinde kullanilmaktadir. Rastgele kullanildiginda zararli olur.





AdasoğanıOnly the registered members can see the link / Scillae bulbus / Sea onion / Urginea maritima) Zambakgillerden bir çesit bitkidir. Yapraklari uzun serit seklindedir. Çiçekleri yesil ve beyaz damarlidir. 2 kilogram kadar olan sogan kismi, yapraklarinin altindadir. Aci ve zehirlidir. 7,5 gram adasogani, bir insani rahatça öldürebilir.Tazeyken kullanilmaz. Aksi halde zehirlenme ve kusmalara yol açar. Soganin etli olan orta kismi, dilimlenerek kurutulur. Sonra dövülüp toz haline getirilir. Çok iyi bilmeden kullanilmamalidir.





Kullanildigi yerler:Idrar söktürür. Kalp hastalarinda vücudda biriken suyu bosaltir. Azotemiyi azaltir. Böbrek hastalari kullanmamalidir.



Ahlat: (Yabanarmudu / Piraster / Pirus elaegrifolia / Wild pear-tree / Poirier sauvage) Gülgillerden, kendi kendine yetisen ve üzerine armut asilanan bir agaçtir. Yemisi iyice olgunlastiktan sonra yenir.





Kullanildigi yerler: Meyveleri ishal keser. Zehirli hayvan sokmalarinda, filizi ezilip yaraya sürülür.



Ahududu: (Himbeere / Framboise Common / Rasberry bush) Agaç çilegi ve sultan bögürtleni olarak taninir. Haziran-temmuz aylari arasinda beyazimtrak renkli çiçekler açan, 30-150 cm boyunda, çok senelik, dikenli, çali görünüsünde bir bitkidir. Daglik mintikalarin orman ve korularinda tesadüf edilir. Gövdesi dalli, dikenli ve yatiktir. Yapraklari 3-5 parçali, sivri uçlu, yaprak sapi kivrik dikenlidir. Çiçekler ekseriya dallarin ucunda 5-10 çiçekli salkim halindedirler. Meyvesi etli ve birçok eriksi tipli meyvelerin biraraya gelmesi ile meydana gelmis, küre biçiminde, kirmizi renkli ve güzel kokuludur. Meyveleri temmuz ve agustos aylarinda olgunlasir. Çogu çesitleri bahçelerde yetistirilir. Umumiyetle sonbaharda 1-1,5 m aralik birakilmak suretiyle dikilir. Ahudutlari her 6-7 senede bir yenilenmelidir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Ege, Marmara, Karadeniz bölgeleri.



Kullanildigi yerler: Kullanilan kismi, meyve, çiçek ve yapraklaridir. Meyveler tamamen olgunlastiklari zaman toplanir. Yapraklarinda tanen, meyvelerinde ise organik asitler (malik asit, sitrik asit vs.) seker, pektin, uçucu ve sabit yaglar bulunmaktadir. Yapraklari bogaz hastaliklarinda gargara için kullanilir. Çiçeklerinden romatizma ve nikris (gut) hastaliklarinda faydalanilir. Taze olarak, seker ve böbrek hastaliklarinda perhiz yiyecegi olarak istifade edilir. Halk arasinda ishal ve atesli hastaliklara karsi tavsiye edilir.



Akdiken: (Gemeiner Kreuzdorn / Nerprun Alaterne / Common Buckthorn) Mayis-haziran aylarinda, sari-yesil renkli, küçük çiçekler açan bodur bir agaç. Orman ve koru kenarlarinda bulunur. Dallari karsilikli, uçlari diken halindedir. Yapraklari karsilikli ve saplidir. Çiçekler küçük demetler halinde bir araya toplanmistir. Küre seklinde ve bezelye büyüklügündeki meyvasi evvela yesil, olgunlukta morumsu-siyah renk alir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Bolu ve Trabzon civari.



Kullanildigi yerler: Bitkinin kullanilan kismi taze meyvalaridir. Meyvelerinde yag, renkli maddeler, seker ve glikoz vardir. Iyi bir müshildir. Surubu yapilir. Müshil ilaci olarak kullanilir. Bunlardan baska meyvelerinen yesil bir boya da hazirlanir. Memleketimizde yetismekte olan bir Akdiken çesidi de “Cehri” adiyla anilir. Bu cins sadece memleketimizde yetisir



Anason: (Anis / Anis / Anise) Haziran-agustos aylarinda, beyaz renkli çiçekler açan, 50-60 cm yüksekliginde, bir senelik bitki. Gövde dik, silindir biçiminde, içi bos, çok dalli, tüylü ve üstü çizgilidir. Alt yapraklari uzun sapli, oval veya kalb biçimindedir. Çiçekler bilesik semsiyelerde toplanmislardir. Meyveleri armut seklinde küçük, üzeri tüylü, yesilimsi sari renklidir.Basta Ege bölgesi olmak üzere bütün Anadolu’da bahçelerde yetistirilir. Kültür anasonunun vataninin Anadolu oldugu tahmin edilmektedir.Meyvalarinda nisasta, müsilaj, sabit ve uçucu yag bulunmaktadir. Uçucu yag miktarlari bitkinin cinsine ve yetistigi yerin sartlarina baglidir. Uçucu yagin % 80-90’i anetoldür. Anetol, zehir etkili fakat bu etkisi çok olmayan bir maddedir. Meyvelerinden su buhari distilasyonu ile elde edilen anason yagi, hemen hemen renksiz ve karakteristik kokuludur. Anason tipta midevi, bagirsak gazlarinin tesekkülünü önleyici, hazmi kolaylastirici ve gögüs yumusatici olarak kullanilir. Ayrica nefes darligi, öksürük ve kalb çarpintisi rahatsizliklarinda da etkilidir. Anason yüksek dozda alindiginda bas agrisi, uyusukluk, görme zorlugu yapar. Daimi kullananlarda anisizm hastaligina sebeb olur. Bilhassa çocuklara uyku vermede, midede tesekkül eden gazlari gidermede çok faydalidir. Bebekler için bir çay kasigi tohum bir bardak suya olmak üzere çay olarak hazirlanir. Yemeklerden önce veya süte katilarak bir kaç çay kasigi verilir. Büyükler % 1-2’lik çayini günde 2-3 bardak alabilir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Bütün Anadolu



Kullanildigi yerler: Kullanilan kismi, meyvalari ve yapraklaridir. Meyveleri tamamen olgunlastiktan sonra toplanir ve gölgede kurutulur. Hazmi kolaylastirir. Istahsizligi giderir. Mide ve barsak gazlarini söktürür. Idrar artirir. Migren agrilarini keser. Astim, nefes darligi ve bronsitte görülen sikayetleri giderir



Andızotu: (Atgözü / Kizilagaç / Inula / Inula helenium / Annuèe inule) Bilesikgillerden, menli yerlerde yetisen, 1 metre kadar sapi olan bir çesit ottur. Yapraklari büyük, yumusak ve yuvarlaktir. Çiçekleri sari renkte olup, aci ve kokuludur. Kökü kalindir. Meyveleri küçük, fistik kozalagina benzer.



Kullanildigi yerler: Mideyi kuvvetlendirir. Balgam söker. Mikroplari öldürür. Vücudda biriken tuzu atar. Üremi, nefrit, sistit, Idrar yollari hastaliklarinda faydalidir. Nefes darligini giderir. Karaciger hastaliklarini tedavi eder. Kasintilari keser. Fazla kullanildigi zaman, mide bulantisi yapar



ArarotOnly the registered members can see the link nisastasi / Arrow-root) Sicak iklimlerde yetisen "Maranta" adli kamistan veya ona benzer baska bitkilerin köklerinden çikarilan beyaz bir tozdur. Nisastadan daha incedir. Kokusu ve tadi yoktur.



Kullanildigi yerler: Çocuk mamasi yapiminda kullanilir. Süt çocuklarina ve nekahat dönemindeki hastalara verilir. Hastaliklardan sonra görülen halsizlikleri giderir.



ArdıçOnly the registered members can see the link / Geniévre / Juniper) Kisin yapraklarini dökmeyen daimi yesil agaçlardan. Yapraklari küçük pulsu veya igne seklinde olup 1-2 cm uzunlugundadir. Bir evcikli veya iki evcikli bitkilerdir. Ardiç yemisi diye anilan kozalaklari disi agaçlar üzerinde bulunur. Ardiç türleri kozalaklarinin büyüklügüne, rengine ve özellikle her kozalagin içinde bulunan tohumlarinin sayisina göre birbirinden ayirt edilir.



Çesitleri ve kullanildigi yerler: Sicak iklimlerde ve korunmus alanlarda agaç gibi büyümesine karsilik, soguk bölgelerde çali manzarasindadirlar. Genel olarak odunu yumusak ve dayaniklidir. Kursun kalem yapilir. Kerestesi de demiryolu traversi olarak kullanilir.



Bütün Kuzey Yarimküre’de yetisen 60 türü vardir. Memleketimizde 8 ardiç türü yetismekte olup önemlileri sunlardir:



Katran ardici (Juniperus oxycedrus): Trakya ve Anadolu’da yaygindir. Çali veya küçük bir agaç seklindedir. Yapraklari üçlü ve baticidir. Kozalaklari kirmizimsi olup iki tohumludur. Dallarindan elde edilen katrani cilt hastaliklarinda kullanilir.



Adi ardiç (Juniperus communis): Memleketimizde Trakya bölgesinde tesadüf edilen çalimsi veya küçük agaçlardandir, yapraklari baticidir. Kozalaklari mavimsi siyah renkli, üç tohumludur. Idrar söktürücü olarak kullanilir.



Bodur ardiç (Juniperus nana): Memleketimiz daglarinda, özellikle Kuzey Anadolu daglarinda genis topluluklar meydana getirir. Kozalaklari mavimsi siyah renklidir. Yenir ve idrar söktürücü özelliktedir.



Kokar ardiç (Juniperus foetidissima): Dogu Akdeniz Bölgesi agacidir. Memleketimizin daglik yerlerinde yetisir. Sürgünleri dört köseli, kozalaklari mavimsi siyah renkli, 1-2 tohumludur. Yapraklar ezildigi zaman fena kokular çikarir.



Yüksek ardiç (Juniperus excelsa): Memleketimizin daglik bölgelerinde yetisir. Sürgünleri dört köseli degildir. Kozalaklari mavimsi siyah renkli, 4-6 tohumludur.



Finike ardici (Juniperus phoenicea): Bati ve Güney Anadolu’da yetisen çalimsi, bodur agaçlardandir. Kozalaklari kizilimsi kahverengi, 4-9 tohumludur.



AslanağazıOnly the registered members can see the link / Tavsandudagi / Anthirinum / Linaire / Muflier) Türlü renklerde yetisen güzel görünümlü bir bitkidir. Kokusuzdur. Daha ziyade süs bitkisi olarak kullanilir.



Kullanildigi yerler: Balgam söktürür. Bronsitte rahatlik verir.



Aslandişi: (Yabani acimarul / Karahindiba / Taraxacum officinalis / Dent de lion / Dandelion) Bilesikgiller familyasindan, yol kenarlarinda, çayir ve hendeklerde yetisen bir çesit bitkidir. Yapraklari rozet seklindedir. Çiçekleri saridir. Taze yapraklari salata olarak yenilebilir. Kökünde, Teraxacin, Levulin, Inulin ve seker vardir. Yapraklari ilkbahar, kökleri ise sonbahar aylarinda toplanip kurutulur.



Kullanildigi yerler: Idrar söktürür. Mesane ve kalinbagirsak iltihaplarini giderir. Gögsü yumusatir, öksürügü keser. Balgamli ishalleri keser. Karaciger siskinligini indirir. Böbrek ve safra taslarini düsürür. Sarilikta faydalidir. Anne sütünü artirir. Taze filizleri kirildigi zaman akan sütü de disleri temizler. Ögütülen kökü, kahveye de katilir.



AyrıkotuOnly the registered members can see the link Qecke / Chiendent commun / Common Couch Grass / Scutch / Twitch) Temmuz-agustos aylari arasinda yesil veya morumsu-yesil renkli basaklar veren, 30-100 cm boyunda, çok senelik otsu bir bitki. Toprak altinda çok fazla yayilmis olan ana kökleri bulunur. Bilhassa kumlu topraklari sever. Gövdeleri dik, tüysüz ve içi bostur. Yapraklari dar, uzun, ince, paralel damarli, sivri uçlu, koyu yesil renklidir. Çiçekler gövdenin ucunda ve yassi bir basak durumunda toplanmislardir. Meyve sarimsi renkli uzuncadir. Bitkinin etli kökleri çok eskiden beri üriner hastaliklarda kullanilan önemli bir halk ilacidir. Kökler mesane ve böbrek iltihaplari dahil, mesanedeki tas ve kumlari düsürmek için kullanilan iyi bir idrar söktürücüdür. Idrar arttirici olarak misir püskülü, arpa ile beraber kaynatilarak kullanilir. Hatta köpekler bile agiz ve barsaklarini temizlemek için bitkinin yapraklarini büyük bir zevkle yedikleri için bitki "köpekçimeni" olarak da bilinir. Tarlalarda belirtilen türden baska, buna çok benzeyen büyük ayrikotu (cynadan dactylon) olarak bilinen çesidinin daha kalin kökleri olup, nisasta da tasimasiyla ayrilir ve digeri gibi kullanilir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Istanbul, Trakya, Mugla, Anadolu.



Kullanildigi yerler: Kullanilan kisimlari kökleridir. Köklerinde triticin, uçucu yag, müsilaj ve potasyum bulunur.





Badem: (Echte Mandel / Amandie / Almond tree) Mart ve Nisan aylari arasinda beyaz veya pembe renkli çiçekler açan, 5-12 m yüksekliginde bir agaç. Birçok çesitleri varsa da, tibbi bakimdan ikisi mühimdir: Amygdalus communis varyete dulcis (tatli badem), Amygdalus communis varyete amara (aci badem). Tohumun lezzeti birincisinde tatli, ikincisinde ise acidir. Yapraklari sapli, parlak, yesil renkli, kenarlari dislidir. Çiçekleri yapraklarin gelismesinden önce açar ve kisa saplidir. Çanak yapraklari yesilimsi sari renkli üçgen seklinde, 5 birlesik parçali, taç yapraklari beyaz veya pembe renkli 5 serbest parçalidir. Meyveleri oval sekilli, yesil tüylü genellikle bir, bazan iki tohumludur.



Kullanildigi yerler: Aci ve tatli badem tohumlarindan tazyik usulü ile yag elde edilir. Badem tohumlarinda yag, albuminli maddeler, E vitamini; sekerler ve emulsin isimli enzim vardir. Aci badem tohumlari uçucu yag tasirlar ve ayrica siyanogenetik bir glikoz olan amygdalin maddesi ihtiva ederler. Aci bademin uçucu yagi, iyi bir koku ve tat giderici (balik yagina ilave edilir) ve hafif bir dezenfektandir. Badem tohumlari, badem surubu hazirlanmasinda kullanilir. Çocuklar için iyi bir müshildir. Kremlerin terkibine girer. Meyve kabugu halk arasinda bogaz agrilarina karsi kullanilmaktadir





Baldiran: (Aguotu / Conium maculatum / Ciques / Hemlock) Nemli yerlerde yetisen, 1-2 metre boyunda zehirli bir bitkidir. Gövdesi kalindir. Saplarinin alt kismi erguvani renktedir. Yapraklari büyük, çiçekleri yayvan ve küçüktür. Ev ilaçlarinda kullanilmaz.



Kullanildigi yerler: Tipta, özellikle disçilik alaninda kullanilir. Agri kesici, spazm giderici ve siyatik, tetanoz ile epilepsi hastaliklarinin tedavisinde kullanilir.





Baldirikara: (Venushaar / Frauenhaar / Capillaire / Maidenhair) Rutubetli ve serin yerlerde, akarsu kenarlarinda, kuyu duvarlarinda ve magara agizlarinda tesadüf edilen 20-40 cm yüksekliginde otsu bir bitki. Venüssaçi da denilmektedir. Yapraklari uzun, ince, parlak, siyah veya kirmizimtrak-siyah saplidir. Yaprak parçalari açik yesil renkli ve böbrek seklinde olup, uç taraflari loplara ayrilmistir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Marmara bölgesi, Karadeniz, Ege, Akdeniz bölgelerinde yetisir.



Kullanildigi yerler: Bitkinin kullanilan kisimlari yapraklaridir. Yapraklar bütün yaz esnasinda toplanir, taze olarak veya gölgede kurutulduktan sonra kullanilir. Tipta çok eskiden beri yumusatici ve balgam söktürücü özelliginden dolayi öksürük ve bronsitlerde kullanilir. Baldirikara surubu da yapilir. Surup, balgam söktürücü olarak faydalidir. Kabiz edici etkisi de vardir.



Ballibaba: (Lamium / Lamier / Dead-nettle / Laminum) Ballibabagiller familyasindan mor çiçekli, pembe, krem veya beyaz renkli bir bitki. Memleketimizde 27 türü tesbit edilmistir. Çogu türleri, Bati ve Güney Anadolu’da yaygindir. Bunun yaninda diger bölgelerde de yer yer rastlanmaktadir. En çok bilinen ve kullanilan türleri sunlardir:



Beyaz ballibaba (Lamium album): Türkiye'de yetistigi yerler: Trabzon civari, Bayburt (Kop Dagi), Erzurum, Bingöl daglari ve Rize’dir. Mayis, eylül aylari arasinda beyaz renkli çiçekler açan, 20-30 cm boyunda, çok senelik bir bitkidir. Çitler, koru kenarlari ve rutubetli yerlerde, ekseriya isirgan otlari ile beraber bulunur. Gövdeleri dört köseli, dik, tüylü ve içi bostur. Yapraklari sapli ve tüylüdür. Çiçekleri tüplü ve iki dudaklidir. Üst dudak migfer seklinde, alt dudak üç lopludur.



Sari ballibaba (Lamium galeobdolon): Çiçekleri sari renktedir. Istanbul ve çevresinde bulunur.



Benekli ballibaba (Lamium maculatun): Çiçekleri kirmizi renkli, yapraklar beyaz ve siyah beneklidir. Kastamonu (Gavurdagi)da bulunur.



Kirmizi ballibaba (Lamium purpureum): 10-30 cm boyunda otsu bir bitkidir. Çiçekleri pembe renkli ve küçüktür. Kabiz ve yaralari iyi edici özellikleri vardir. Nezleye karsi iyi gelir. Memleketimizde çok yayilmistir.



Kullanildigi yerler: Bitkinin kullanilan kisimlari çiçekleri ve çiçekli dallaridir. Çiçekler açilmaya basladiklari esnada toplanir ve gölgede kurutulur. Hafif kabiz ve kan kesici özelligi vardir. Idrar yollari hastaliklarinda da kullanilmaktadir. Bütün ballibaba çiçeklerinden Anadolu’da ayni sekilde istifade edilmektedir.



BamyaOnly the registered members can see the link / Ocker / Bamia / Gombo / Bamias / Okra / Gumbo) Mutedil iklimlerde yillik, sicak iklimlerde ise, bir kaç defa yetistirilebilen, boyu 1-2 metreye kadar uzayan, yapraklari asma yapragina benzeyen, meyvesi bes bölmeli, tohumlari yuvarlak ve yesilimtrak gri renkte bir sebze.



Türkiye’de yetistigi yerler: Memleketimizde sebze olarak hemen her yerde yetistirilmektedir. Akdeniz çevresi, en müsait ve önemli yetisme bölgesidir. Türkiye’nin Erzurum, Kars gibi soguk ve yüksek yerleri hariç, hemen hemen her yerinde yetistirilebilmektedir. En çok Akdeniz ve Ege bölgesindeki ovalar ile Amasya’da ziraati yapilir. Memleketimizde, Sultani, Amasya ve Balikesir bamya çesitleri taninmistir.



Kullanildigi yerler: Faydali bir sebzedir. Yas veya kuru olarak sarf edilir. Konserveleri de yapilir. Meyveleri müsilajlidir. Kabizlik tedavisi ve barsaklarin düzenli çalismasi için faydalidir.



BanotuOnly the registered members can see the link / Jusquame / Herbane / Konca / Bangootu / Hyoscyamus niger) Yumusak tüylü, otsu bir bitki. Gavurhashasi adiyla da anilmaktadir. Yapraklari yumusak, sapli veya sapsizdir. Çiçekleri sapsiz veya kisa saplidir. Taç yapraklari alt tarafta tüp seklinde, üst tarafta biraz egri olarak genislemis ve yayilmis olup, tepede bes lopludur. Meyve çok tohumlu ve bir kapakla açilip tohumlarini saçan bir kapsüldür.



Memleketimizde alti banotu türü bilinmekle beraber, bu türlerden yalniz Hyoscyamus niger (Siyah banotu) ile H.muticus (Misir banotu) tedavi sahasinda kullanilmaktadir. Misir banotu memleketimizde Malatya civarinda bulunmaktadir. Bilhassa alkaloit endüstrisi için önemlidir. Siyah banotu hemen hemen bütün Anadolu ve Trakya’da bulunur. Tibbi maksatlar için kullanilir.



Hyoscyamus niger (Siyah banotu): Mayis-eylül aylari arasinda sarimsi renkli çiçekler açan, 30-80 cm boylarinda, 2 senelik, otsu ve özel kokulu bir bitkidir. Gövdeleri dik, basit veya dallanmis ve yapiskan tüylüdür. Yapraklari, donuk yesil renkli, kenarlari girintilidir. Çiçekler çok kisa saplidir. Çanak yapraklari tüp seklinde, üzeri damarlidir. Taç yapraklari huni seklinde, bes parçali, kirli sari renkli ve mor damarlidir. Meyvalari çanak yapraklar tarafindan sarilan, kapak ile açilan bir kapsüldür. Bu kapsül içinde gri esmer renkli, oval veya böbrek seklinde, üzerinde küçük çukurcuklar bulunan çok miktarda tohum bulunur.



Türkiye’de yetistigi yerler: Memleketimizde alti türü vardir.Hemen hemen her tarafta, tarla ve yol kenarlarinda tesadüf edilir.



Kullanildigi yerler: Bitkinin kullanilan kismi; yapraklari, kökü ve tohumlaridir. Yapraklar, bitki çiçekli iken toplanir ve kurutulur. Tohumlar tamamen olgunlastiktan sonra alinir, güneste veya daha iyisi 40-50 derecelik firinlarda kurutulur. Yaprak, tohum ve bilhassa köklerde alkaloitler bulunmaktadir. Kuvvetli bir uyusturucu ve agri kesicidir. Bazi müshillerin tesir edebilmesini kolaylastirir. Çesitli merhemlerin terkibinde kullanilmaktadir. Bilmeden kullanildiginda sik sik zehirlenmelere sebeb olan bir bitkidir.



Behmen: (Kavzakökü / Centaurea behen / Parsnip / Panais) Turpa benzer otsu bir bitkidir. 20 Ocak ile 20 Subat arasinda çiçek açar. Çiçeginin rengine göre, Kizilbehmen ve Akbehmen adlarinda iki türü vardir.



Kullanildigi yerler: Basur memelerinden dogan sikayetleri giderir.



Bergamot: (Bergamot Orange / Bergamote / Bergamot / Citrus Bergamia) Ortalama 4 m boyunda bir agaç. Esas vatani Bati Hindistan’dir. Yapraklari uzun ve koyu yesildir. Çiçekleri beyaz renkli ve küçük olup, meyveleri küre veya armut biçiminde, 5-7 cm çapinda etli kismi eksi lezzetli, kabuk kismi limonsarisi renklidir. Eskiden Antalya bölgesinde genis çapta yetistirilmekteydi. Zamanla bu bölgede Bergamot’un yerini diger turunçgiller aldi. Bununla beraber halen Antalya civarinda bu tür az miktarda bulunmakta ve meyvelerinden reçel yapilmaktadir. Bergamot esansinin sanayideki önemi sebebiyle yer yer tekrar yetistirilmeye baslanmistir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Antalya bölgesi.



Kullanildigi yerler: Meyve kabuklarindan sikma usulü ile Bergamot esansi elde edilmektedir. Yesilimtrak sari renkli, hos kokulu ve aci lezzetli bir sividir. Parfümeri (itriyat) sanayinde kullanilmaktadir. Usaresinden kalsiyum sitrat ve sitrik asit elde edilir. Koku vermesi için bazen çaylara da karistirilir. Ayrica çesitli yörelerimizde reçeli yapilarak kisin yenilir.



Biberiye: (Rosmarin / Romarin / Rosemary / Kusdili otu / Rosmarinus officinalis) Bütün ilkbahar ve yaz boyunca soluk-mavi renkli çiçekler açan, 1-2 m yüksekliginde, kisin yapraklarini dökmeyen bir bitki. Gövdeleri dik ve çok dallidir. Yapraklari mizrak gibi, etli ve yesil renklidir. Çiçekleri dallarin uçlarinda, yapraklarin tabanlarinda bulunur. Meyveleri esmer renkli ve findiksidir. Kusdili olarak da bilinir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Istanbul, Ege ve Akdeniz bölgelerinde bahçelerde süs bitkisi olarak yetistirilir.



Kullandigi yerler: Yapraklari ile bundan elde edilen yagi kullanilir. Yapraklari ve çiçekli dallar yaz mevsiminde toplanir ve açik havada kurutulur. Yapraklar ve çiçeklerinden uçucu yag, tanen, aci maddeler, organik asitler ve glikozit elde edilir. Mide ve barsak uyaricisi, idrar söktürücü ve safra artirici etkisi vardir. Uçucu yag, uyarici olarak haricen kullanilir. Birçok preparatlarin terkibine girer. Ayrica hazimsizligi gideririr. Çarpintilari keser. Yarimbas agrilarini (migren) keser. Idrar ve adet söktürür.





Bögürtlen: (Brombeerstrauch, Brombeere, Mure sauvage, muron, Ing. Bramble, blackberry) Haziran-eylül aylari arasinda, beyazimsi veya pembemsi renkli çiçekler açan, yüksek boylu, çok senelik, dikenli ve çali görünümünde bir bitki. Ekilmemis yerlerde, çit, yol ve hendek kenarlarinda çok bulunur. Gövdeleri silindir sekilli, içi dolu, odunlu ve dikenli dallar, önce dik, sonra asagi dogru kivrik. Yapraklar sapli, kenarlari disli, alt yüzeyleri tüylüdür. Yaprak sapinda, uçlari geriye dogru kivrik dikenler bulunur. Çiçekler dallarin ucunda toplanmistir. Meyve; birçok kismi, meyvelerin biraraya gelmesiyle meydana gelmis küre biçiminde bir birlesik meyvedir. Rengi önce yesil, sonra kirmizi ve daha sonra olgunlukta siyahimtraktir.



Türkiye'de yetistigi yerler: Marmara bölgesi-Bati Anadolu ve Dogu Karadeniz.



Kullanildigi yerler: Kullanilan kisimlari yapraklari ve çiçek tomurcuklaridir. Yapraklar bitki çiçek açmadan toplanir ve gölgede kurutulur. Yapraklarda tanen ve organik asitler ihtiva eder. Hafif kabiz edici özelligi olmakla beraber; dis etleri, bademcik ve bogaz iltihaplarinda, ishal ve basurda kullanilmaktadir. Bögürtlenin 70 kadar türü vardir. Türkiye'nin çesitli bölgelerinde yetisen türlerine Rubus tomentosus, R. discolor misal verilebilir





Centiyane: (LCentiyana / Yilanotu / Esekturpu / Gentina lutea / Gentina radix) Dogu Karadeniz Bölgesi ve uludag'da yetisen, 1 metre kadar yüksekliginde, genis yaprakli, kalin köklü bir bitkidir. Kökü acidir. Içi sari, disi esmerdir. Kökü sifalidir. Sari ve mavi türü vardir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Dogu Karadeniz Bölgesi ve Uludag.



Kullanildigi yerler: Istah artirir, hazmi kolaylastirir. Atesi düsürür. Vücuda kuvvet verir. Mide zafiyeti ve eksimelerini giderir. Kansizliktada faydalidir.





Ciðerotu: (Pulmonaria officinalis) Hodangiller familyasindan, 10-15 cm boyunda, uzun ömürlü otsu bur bitkidir. Çiçekleri önce kirmizimtiraktir. Sonra mor v emavimsi bir renk alir. Gövdesi dik ve tüylüdür. Tanen, müsilaj, sekerler, reçine ve sabit yag içerir. Tedavi için yapraklari kullanilir.



Kullanildigi yerler: Gögsü yumsatir. Öksürügü keser. Akciger hastaliklarinda faydalidir. Idrar söktürür.





Civanperçemi: (Binbiryaprak otu / Kandilçiçegi / Schafgarbe / Milliefeuille / Herbeaux charpentiers / Yarrow) Haziran-eylül aylarinda, beyaz veya pembemsi renkli çiçekler açan, yol kenarlarinda, tarlalarda ve kurak topraklarda yetisen 20-100 cm yüksekliginde, kokulu, çok senelik ve otsu bir bitki. Binbiryaprak otu veya kandilçiçegi olarak da anilmaktadir. Gövdeleri dik, dalsiz ve yumusak tüylüdür. Yapraklari sapsiz ve koyu yesil renklidir. Çiçekleri, küçük tepecik (kapitulum) halinde bir araya toplanmis olup, yalanci bir semsiye durumunu meydana getirirler. Bu kapitilumun dis tarafinda 5-6 tane dil seklinde beyaz renkli disi çiçekleri, orta kisminda ise tüp seklinde, kirli-beyaz renkli erdisi çiçekleri vardir. Meyveleri gri renkli ve tüysüzdür.



Türkiye’de yetistigi yerler: Kuzey ve Dogu Anadolu.



Kullanildigi yerler: Bitkinin kullanilan kismi, yaprakli ve çiçekli dallaridir. Dallar ve çiçekler henüz tamamen açilmadan toplanir ve gölgede kurutulur. Bitkinin bu kisimlari uçucu yag, sabit yag ve aci glikozit maddelerini ihtiva ederler. Kuvvet verici, uyarici, idrar ve gaz söktürücüdür. Içerisindeki Sincolden dolayi antiseptik, balgam söktürücü ve midevidir. Yara iyi edici bir özelligi vardir. Basurda sulu hulasasi fitil halinde verilir. Memleketimizde 20 kadar binbiryaprak otu türü tespit edilmistir. Bunlarin ekserisi halk arasinda yukaridaki tür gibi kullanilmaktadir.





ÇakalerigiOnly the registered members can see the link / Prune / Plum) Gülgillerden, Nisan-mayis aylari arasinda, beyaz renkli çiçekler açan, 1-3 m yüksekliginde, dikenli bir agaçtir. Ormanlarda, çit kenarlarinda ve kirlarda rastlanir. Gövdeleri silindirik, kabugu koyu gri renkli ve çok sik dallidir. Küçük dallarin ucu dikenlidir. Çiçekleri beyaz renklidir. Meyveleri sonbahar veya kisa dogru olgunlasan mâvimsi siyah renkli, küremsi sekilli ve eksi lezzetlidir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Marmara, Ege ve Karadeniz bölgesi.



Kullanildigi yerler: Bitkinin kullanilan kismi, çiçekleri ve kurutulmus meyveleridir. Çiçekler kuru bir havada toplanir ve derhal kurutulur. Çiçekleri hafif müleyyin ve kan temizleyicidir. Meyvelerinde sekerler ve organik asitler vardir. Ishali keser. Mide ve barsaklarin düzenli çalismasini saglar. Terletir ve vücudda biriken zararli maddelerin atilmasini saglar. Bogaz ve bademcik iltihabini giderir. Anne sütünü artirir.



Çamfıstıgı: (Pinus pinea) Çam kozalaklarinin içinden çikartilir. Kuvvetli bir besindir. Günde 2 çorba kasigindan fazla yenmemelidir.





Kullanildigi yerler: Bronsit verem ve akciger hastaliklarinin çabuk isilesmesine yardimci olur. Afrodizyak (Cinsel istekleri artirici) özelligi vardir.



Çemen: (Wärmflasche / Fenugrec / Fenugreek / Buy otu) Nisan-haziran aylarinda, sarimsi-beyaz renkli çiçekler açan 20-40 cm yüksekliginde, bir senelik, otsu bir bitki. Buy otu, hulbe otu olarak da bilinmektedir. Gövdeleri dik, silindir biçiminde, içi bos ve oldukça dallidir. yapraklari sapli ve 3 yaprakçiklidir. Çiçekler teker teker veya 2 tânesi bir arada olmak üzere bir yapragin koltugundan çikar. Meyveleri düz veya az çok kivrilmis olup, fasulye meyvesine benzer. Içinde esmer-sari veya kirmizimsi 6-20 tohum tasir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Trakya, Marmara, Orta, Güney ve Güneydogu Anadolu.



Kullanildigi yerler: Kullanilan kisimlari tohumlaridir. Olgun meyveler toplanir, güneste kurutulduktan sonra, sopa ile dövülerek tohumlar meyvelerden disari çikarilir. Tohumlarinda müsilaj, uçucu yag ve sâbit yag, alkaloit, kolin, rutin gibi maddeler vardir. Eski devirlerde Asya memleketlerinde sehvet arttirici ve harplerde cesâret verici olarak çok kullanilirdi. Bugün tasidigi müsilajdan dolayi, yumusatici ve balgam söktürücü olarak kullanilmaktadir. Kuvvet verici ve istah açici olarak, rasitizm, diabet, tüberküloz ve kansizliklarda da kullanilmaktadir. Unu, pastirmanin üzerini örten ve "çemen" ismi verilen karisimi (Bu karisim sarimsak, kirmizi biber ve çemen tohumu unundan ibârettir.) hazirlamak için kullanilir.



Çifitotu: (Kokar sedef otu / Sezab / Rue) Sedefotugillerden, çayirlarda ve hendek kenarlarinda yetisen, zehirli bir bitkidir. Yapraklari genis, çiçekleri küçük ve sari renklidir. Çiçekleri dallarin disina tasmis demetler halindedir. Keskin bir kokusu vardir. Kullanirken kesinlikle tavsiye edilen doz asilmamalidir.



Kullanildigi yerler: Kalp çarpintilarini giderir. Mide agrilarini dindirir. Zeytinyagi ile kavrulduktan sonra çibanin üzerine konulursa, çibani olgunlastirir.



Çiðdem: (Krokus / Colchique / Crocus / Lahlah / Mahmurçiçegi / Colchicum) Toprak altinda, üzeri ince veya zarimsi birkaç pul ile örtülü, bir yumru tasiyan çok senelik bir bitki. Yapraklari çimen yapragina benzer. Çiçekler genellikle 1-3 tâne veya türüne göre daha fazla olup, mor, beyaz-pembe sarimtrak renklerdedir. Çiçek taç yapraklari tüpsü olup, uç kisminda huni seklinde genislemis ve 6 parçalidir. Meyveleri çok tohumludur. Avrupa ve Akdeniz bölgesine yayilmis, 40 civârinda türü vardir. Bunun da 20 kadari Türkiye’de bulunur. Genel olarak zehirli alkaloitler tasiyan bitkilerdir. Çigdem türlerinin bir kismi ilkbaharda, diger bir kismi ise sonbaharda çiçek açmaktadir. Çok güzel olan çiçeklerinden dolayi da bir süs bitkisidirler. Daha çok kullanilani ve tibbî olarak bilineni sonbahar veya güz çigdemi (Colchicum autumnale)dir. Bu da agustos-ekim aylari arasinda çiçek açan yumrulu bir bitkidir. Yapraklari ilkbaharda meydana gelir. Çiçekleri ise sonbaharda olup, pembemsi-mor veya beyazdir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Farkli türlerde Türkiye’nin hemen hemen her tarafinda.



Kullanildigi yerler: Bitkinin kullanilan kismi tohumlari ve yumrusudur. Tohumlarinda sâbit yag, sakkaroz ve kolsisin isimli bir alkaloit bulunur. Yumrularinda da kolsisin, inulin, yag, nisasta, sakkaroz bulunmaktadir. Idrar söktürür, Kabizligi giderir. Kesinlikle tavsiye edilen miktardan fazla kullanilmamalidir. Çigdem tohumu ve yumrusundan hazirlanan preparatlar uzun zamandan beri damla hastaligina karsi kullanilmaktadir. Kolsisin bir ara kansere karsi kullanilmissa da, hayvansal hücreler için çok zehirli oldugundan hâlen terk edilmistir. Kolsisinin hücre bölünmesini durdurmasi etkisinden faydalanilarak, poliploit mutasyonlar elde etmek için zirâatte kullanilmaktadir. Poliploit organizmalar genellikle normalden daha fazla olan büyüklükleri ile göze çarparlar. Bu metod sâyesinde ekonomik deger tasiyan bu bitkilerin yaprak veya meyve ürünlerini arttirmak mümkün olmaktadir.



Çilek: (Kocayemis / Fragaria / Strawberry / Fraisier / Erdbeere / Fraise) Gülgillerden, saplari sürünge, çiçekleri beyaz bir bitkidir. Yemisi (Çilek) ilk zamanlar pembe olup, gelistikçe koyu bir renk ve güzel kokulu bir hal alir.



Türkiye’de yetistigi bölgeler: Ege, Marmara, Karadeniz bölgesi.



Kullanildigi yerler: Vücudu kuvvetlendirir. Hasta olmayi önler. Idrar söktürür. Böbrek ve mesane hastaliklariin iyilesmesine yardimci olur. Mide ve barsak tembelligini giderir. Sinirleri kuvvetlendirir. Hasta olmayi önler. Barsak kurtlarini döker. Atesi düsürür. Cilde tazelik ve güzellik verir. Distaslarini eritir. Midesi zayif olanlar suyunu içmelidir. Bazi kimselerde allerji yapabilir.



ÇitlembikOnly the registered members can see the link nisastasi / Arrow-root) Sicak iklimlerde yetisen "Maranta" adli kamistan veya ona benzer baska bitkilerin köklerinden çikarilan beyaz bir tozdur. Nisastadan daha incedir. Kokusu ve tadi yoktur.



Kullanildigi yerler: Çocuk mamasi yapiminda kullanilir. Süt çocuklarina ve nekahat dönemindeki hastalara verilir. Hastaliklardan sonra görülen halsizlikleri giderir.



ÇobançantasıOnly the registered members can see the linkÇobankesesi / Çobantorbasi / Capsella bursa pastoris) Turpgillerden bir çesit yaban bitkisidir. Meyveleri torbaya benzer. Yapraklari rozet seklinde olup, demet görünümündedir.Çiçekleri beyazdir. Yaz aylarinda toplanip kurutulur.



Kullanildigi yerler: Böbrek ve kum taslarinin düsürülmesine yardimci olur. Agrilari giderip, vücuda rahatlik verir. Burun kanamalarini durdurur.



ÇobanpüskülüOnly the registered members can see the link / Houx / Holly / Houx commun / Ilex aquifolium) Çogunlukla çali, bâzan da, 10-15 metreye kadar boyu uzayabilen bir agaç. Yapraklar kalici, derimsi, oval, kenarlari genis disli ve dislerin tepesi dikenlidir. Çiçekler iki evcikli olup, kurullar hâlinde bulunur. Meyvesi yuvarlak ve parlak kirmizidir. Kuzey Afrika, Bati ve Güney Avrupa ve Bati Asya’dan Çin’e kadar olan bölgelerde yetisir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Trakya ve Kuzey Anadolu.



Kullanildigi yerler: Atesi düsürür, terletir ve vücuda rahatlik verir. Meyvenin iç kabugu ökse yapiminda kullanilir. Odunu çok sert, agir ve koyu renktedir. Çok iyi cilâ tutar. Tornacilikta, kaplamacilikta, çark disi yapiminda kullanilir. Körpe dallari kamçi sapi yapmaya yarar. Süs bitkisi olarak da yetistirilir.





Çörekotu: ( (Çöreotu / Siyah susam / Sevkerak / Nigella / Schwarz-küemmel / Nigelle / Black cumin) Haziran-temmuz aylari arasinda yesille karisik açik mâvi renkli çiçekler açan, 20-40 cm boyunda bir senelik, otsu bir bitki. Yol kenarlari ve bilhassa ekin tarlalari içinde bulunur. Gövde dik ve kisa tüylüdür. Yapraklarin alttakileri sapli, üsttekileri sapsizdir. Çiçekler uzun sapli ve tek tektir. Taç yapraklari iki loplu ve bal özü bezleri tasiyan 8 tâne küçük parça hâlindedir. Meyveleri çok tohumlu olup, tohumlar siyah renkli ve oval sekillidir. Güney Avrupa, Balkan memleketleri, Kuzey Afrika, Türkiye ve Hindistan’da yetistirilmektedir.



Sam çörekotu (Nigella damascena): Yapraklari parçalidir. Çiçekleri tek ve üst yapraklar tarafindan örtülmüs durumdadir. Parlak mâvi çiçeklidir.



Kir çörek otu (Nigella arvensis): 10-30 cm yüksekliginde mâvi çiçeklidir. Yapraklari sivri parçalidir. Tohumlari kurt düsürücü olarak da kullanilir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Trakya ve Anadolu.



Kullanildigi yerler: Bitkinin kullanilan kisimlari tohumlaridir. Tohumlari tamâmen olgunlastiktan sonra toplanir ve güneste kurutulur. Çörekotu tohumlarinda uçucu ve sabit yag, tanen, sekerler, glikozit bünyeli bir saponin ve alkaloitler bulunmustur. Tohumlari gaz söktürücü, uyarici ve idrar söktürücü olarak kullanilmaktadir. Güzel kokusu sebebiyle müshil ilâçlarinin içine ilâve edilen iyi bir lezzet ve koku degistiricidir





ÇövenOnly the registered members can see the link / Gypsophile / Gypsophila / Sabunotu / Helvacikökü / Saponaia officinalis) Haziran-temmuz aylarinda beyaz çiçekler açan, 50-60 cm yüksekliginde çok dalli, çok senelik, kazik köklü, otsu bir bitki. Yapraklari sapsiz, soluk yesil renklidir. Çiçekler küçük pembe ve beyaz renklidir. Tohumlar küçük, hemen hemen böbrek seklinde esmer renkli ve üzeri pürtüklüdür. Köklerinin dövülmesinden çöven elde edilir. Memleketimizde 27 kadar türü bulunur.



Türkiye’de yetistigi yerler: Orta ve Dogu Anadolu



Kullanildigi yerler: Bitkinin kullanilan kisimlari kökleridir. Konya ve Beysehir havâlisinde bu bitkiye disi çöven ismi verilmektedir. Idrar söktürür. Terletir. Vücuda rahatlik verir. Kusturur ve balgam söktürür. Çöven köklerinde saponin, reçine ve seker vardir. Eskiden beri temizleyici olarak, lekeleri çikarmak için kullanilir. Memleketimizde ve Yakin Dogu’da “tahin helvasi” yapiminda da kullanildigi için buna, helvaci çöveni ismi de verilmektedir. Bâzi yörelerimizde ve Kibris’ta, pisirilerek salamura edilen hellim tipi peynirin bozulmamasi için suyuna çöven kökü birakilir. Trakya bölgesinde çöven otundan “köpük helvasi” ismiyle beyaz, köpüksü helva yapilir.





Dalakotu: ( Gemeiner / Gamander / Germander / Kurtluca / Duvarsedefi / Teucrium chamaedrys / Yermesesi ) Haziran-eylül aylari arasinda pembe veya beyazimsi renkli çiçekler açan, 10-30 cm boyunda, çok senelik, otsu bir bitki. Kisamahmuz, yer mesesi ve yer palamudu gibi adlarla da taninir. Orman altlari ile kurak çayirlarda rastlanir. Gövdeleri yatik, gövdeden çikan dallar ise dik, alt kisimlari yuvarlak üst kisimlari ise dört köseli ve tüylüdür. Çiçekler yapraklarin tabaninda gruplar teskil ederler. Pembemsi renkteki çiçekler tüp seklindedir. Dalakotunun tüylü olani ”Teucrium polium” mayasil otu olarak taninmaktadir. Bitki, üzerini tamâmen kaplamis olan tüylerden dolayi beyaz-gri renktedir. Yapraklarin kenarlari bilhassa uca dogru disli ve içe dogru kivriktir. Çiçekleri beyaz renkli olup oval durumlarda toplanmistir. Anadolu’da çogu yerde yaygindir. Ayni dalak otu gibi kullanilmaktadir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Marmara, Karadeniz, Orta Anadolu ve Akdeniz bölgesi.



Kullanildigi yerler: Bitkinin kullanilan kismi, toprak üstü kisimlari, yâni çiçekli bitkidir. Çiçek açma mevsiminde çiçekli dallar toplanir, demet yapilip havadar bir yerde kurutulur. Istah açici, uyarici, yaralari iyi edici ve ates düsürücü olarak kullanilir. Bitki uçucu yag, aci maddeler, tanen, glikozit ve saponinler tasir.





Damkorugu: (Dach-Hauwurz / Orpin / brûlant / Joubarbe / Des toits / Wallpepper / creeping jack / Kulokotu / Saksigüzeli / Sedum / Sempervium) Etli yapraklari olan, bir veya çok çiçekli bir bitkidir. Beyaz-sari-pembe renkli olan çiçekleri, kürevi veya salkim durumunda bulunurlar. Çogunlugu kuzey yarimkürede bulunan 600 türü vardir. Türkiye’de 35 türü bulunur. Tek veya çok yillik bitkilerdir. Yapraklari tabanda rozetler meydana getirirler.



Türkiye’de yetistigi yerler: Trakya ve Anadolu.



Kullanildigi yerler: Basir memelerini gidermek ve nasir tedavisi için kullanilir





Defne: (Lorbeer / Laurier / Sweet bay laurel / Laurus nobilis ) 6-18 m yüksekliginde, yuvarlak tepeli ve sik dalli bir agaç veya agaççiktir. Almasik sapin iki yaninda karsilikli degil de aralikli olarak bir sagda, bir solda bitmis yapraklar seklinde dizilmis, 7.5-10 cm uzunlugundaki yapraklar oval biçimli, donuk renkli derimsi ve sert kenarlari da genellikle dalgalidir. Bitkinin sarimsi veya yesilimsi beyaz renkte küçük çiçekleri, olgunlastiginda rengi koyu mora dönen tek tohumlu, etli meyveleri vardir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Bütün Akdeniz çevresi, özellikle nemli bogazlar. Vatani Anadolu’dur.



Kullanildigi yerler: Bitkinin kullanilan kismi yaprak ve meyveleridir. Yapraklari uçucu yag yönünden zengindir. Baharat olarak kullanilir. Defne meyvelerinde de uçucu yag ve diger yaglar, aci maddeler bulunur. Meyveleri midevî ve sinir agrilarina karsi kullanilir. Meyve yapraklarindan elde edilen yag cildi tahris edici merhemlerin içine konur. Ayni maksat için veteriner hekimlikte de, bundan baska sabun ve sampuanlara koku vermek için de kullanilir. Ayrica, ates düsürücü, terletici, istah açici, ve hazmi kolaylastirici özellikleri bilinmektedir. Hamilelerin kullanmasi tavsiye edilmemistir.



DemirhindiOnly the registered members can see the link / Tamarinier / Tamarind / Tamarin / Tamarindus indica / Pulpa tamarindorum cruda ) Hindistan ve tropikal bölgelerde yetisen, yayik dalli boyu 20-25 metreye ulasan sicak iklim agacidir. Anayurdunun Habesistan oldugu tahmin edilmekte ise de bugün bütün tropikal bölgelerde yetismektedir. Çiçek açtigi zaman çok güzel bir görünümü oldugundan yetistigi bölgelerde, yol kenarlarina park ve bahçelere dikilir. Çiçekleri sari veya kirmizi renkte olup, dallarin ucunda salkim seklinde bulunurlar. Meyveleri 20 cm civarinda, kahverengi, çok tohumlu olup, olgunlasinca açilmazlar. Gövde kismi tahta isleri ve oymacilikta kullanilir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Güney bölgelerde yetisir.



Kullanildigi yerler: Yapraklari kaynatilarak elde edilen suyu solucan düsürmede ilâç olarak kullanilir. Meyvelerinden ise ilâç yapiminda istifâde edilir. Meyvenin bilesiminde elma asidi, sitrik asit, asetik asit, seker ve pektin bulunur. Tibbî kullanilmasinin disinda seker ve tatlicilikta ve vücuda serinlik ve rahatlik verdigi için serbet olarak kullanilir. Ayrica, susuzlugu giderici, ve müshil etkileri de bilinmektedir.



Deniz kadayifi: (Alaria esculenta / Carrageen ) Esmer su yosunlarindan bir çesit deniz bitkisidir.



Kullanildigi yerler: Solunum ve hazim sistemi nezlelerini giderir. Vücudu besleyici olarak kullanilir.





Deniz üzümü: (Meerträrubchen / Ephédre / Sand Cherry / Sea Grape / Ephedra campylopoda) Dünyanin kurak yerlerinde yetisen bir bitkidir. Yesil ve çok dalli olan sürgünlerinde pul seklinde karsilikli iki yaprak bulunur. Yapraklar terlemeyi azaltmak maksadiyla çok küçülmüs ve pul seklini almistir. Bu sebeple dallar özümleme vazifesini üzerine almis ve yesillenmistir. Bu dallar dügüm ve dügümler arasi kisimlara ayrilmislardir. Ephedralar normal olarak iki evciklidir. Fakat bir evcikli hatta erdisi çiçekli olanlar da vardir. Ephedra cinsinin orta Asya’dan Akdeniz çevresi memleketlerine kadar olan bölgede, Orta Avrupa’da Kuzeybati Amerika, Meksika ve G.Amerika And Daglarinda yetisen 40 kadar türü, memleketimizde yetisen üç türü vardir.



Ephedra campylopoda (Sarkik denizüzümü): Akdeniz ikliminin bulundugu kiyi bölgelerimizde, mese ve ardiç türleri üzerinde sarilici olarak yetisir. Dallari 1-4 mm çapinda, silindir seklinde, çiplak, boyuna hafif çizgilidir. Meyveleri ekim ayinda olgunlasan, ates kirmizisi renkli, iki tohumlu, 8-10 mm çapinda yalanci üzümsü bir meyvedir.



Ephedra major (Dik denizüzümü, dagburugu): Iç Anadolu’da özellikle tasli ve çakilli yamaçlarda yetisir. 0.3-2 m boyunda, çali görünüsünde, odunlu bir bitki. Dallar sik, 1-1.5 mm çapinda, koyu yesil renkli ve çiplaktir. Yapraklar derimsi ve küçük, meyve kirmizi, nâdiren sari renkli, küre seklide ve üzümsüdür.



Ephedra distachya: Vatani Akdeniz çevresi memleketleridir. Memleketimizde Kars, Kayseri, Çanakkale çevresinde yetismektedir.



Ephedra sinica: Çin’de 5000 yildan beri taninan ve halk tibbinda kullanilan önemli bir bitkidir. Bu bitki özellikle Güney Çin’de deniz kenarina yakin yerlerde yetisir. Bugün Kuzey-Bati Hindistan ve Bati Pakistan’da yetismektedir. Bitki 60-90 cm yüksekliktedir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Marmara, Ege, Akdeniz ve Iç Anadolu.



Kullanildigi yerler: Bitkinin kullanilan kismi kuru dallaridir. Bilesiminde, Ephedrin alkaolidi ve tanen vardir. Ephedrin astima karsi kullanilir. Eski devirlerden beri Çin’de ve Orta Asya’da terletici, ates düsürücü, romatizma agrilarini ve astim nöbetlerini dindirici olarak kullanilmistir. Fakat bugün çogunlukla astim nöbetlerini dindirici ve yüksek atese karsi kullanilmaktadir.



Dereotu: (Dill / Aneth / Anet / Tereotu / Anethum / Anethum graveolens / Peucedanum graveolens) Nisan-haziran aylari arasinda, sarimtrak renkli çiçekler açan 30-70 cm boyunda, güzel kokulu, bir senelik otsu bir bitkidir. Dereotu, durakotu olarak da bilinir. Rutubetli, sulak ve gölgeli yerleri sever. Gövdesi dik, dalli, tüysüz, üstü çizgili ve içi bostur. Yapraklar ince ve dar parçali, koyu yesil renkli ve etlidir. Yaprak sapinin alt kisminda gövdeyi saran genis bir yaprakçik bulunur. Alt yapraklari sapli, üst yapraklar sapsizdir. Çiçekler bilesik semsiye durumunda toplanmislardir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Marmara, Ege, Akdeniz bölgelerinde bahçelerde yetistirilir.



Yetistirilmesi: Dereotu ekilecek yer, ilkbaharda bellenir ve yanmis gübre ile gübrelenir. Hazirlanan yere serpmek sûretiyle tohum ekilir. Bir tahta yardimiyla bastirilarak, tohumlarin toprakla temasi saglanir. Ekilen tohumlar, 3-4 hafta geçtikten sonra çimlenir. Yabanci otlar görüldügü zamanlarda elle yolunarak temizlenir, sulamalar yapilir. Hasadi, yapraklari kesmek suretiyle olur ve yikanip demet hâline getirilerek pazara sevk edilir.



Kullanildigi yerler: Bitkinin kullanilan kismi meyveleridir. Meyveler eylül sonunda toplanir ve gölgede kurutulur. Meyvelerinde sâbit ve uçucu yag, pektin ve azotlu bilesikler vardir. Meyveler yatistirici, mide ve bagirsak gazlarini önleyici olarak kullanilir. Hazimsizlik ve hiçkiriga da tesiri iyidir. Yapraklari da yemek ve salatalarda kullanilir.



Devedikeni: (Circium arvense / Chardon / Yabani enginar) Bilesikgillerden, tarlada yetisen 1 metre kadar boyunda bir bitkidir. Ince ve çengelli bir yapiya sahiptir. Yasken güzel koku verir. Kuruyunca kokusunu kaybeder.



Kullanildigi yerler: Atesdüsürücü, terletici ve vücüda rahatlik verici olarak kullanilir.



Dolamaotu: (Pronychia serpilifolia) Karanfilgiller familyasindan, yesil ve beyaz renkte küçük çiçekleri bulunan bir bitkidir. Yapraklari beyazimtirak yasil renklidir. Köklerinden faydalanilir.



Kullanildigi yerler: Dolama ve çiban tedavisinde kullanilir.



Dul¤¤¤¤¤otuOnly the registered members can see the link mezereum) Çiçekleri güzel kokulu olaün bir agaççiktir. Yüksek yerlerde yetisir. Meyveleri kirmizimtirak, yapraklaaçik yesildir. Kabuklari kullanilir.



Kullanildigi yerler: Zona (arpacik) tedavisinde kullanilir.



DügünçiçegiOnly the registered members can see the link / Rénoncule / Buttercup ranunculus / Giritlalesi / Sekayiklalesi / Turnaayagi / Kurbagaotu / Sütlüceotu) Nisan-temmuz aylari arasinda, ekseriya parlak sari, nâdiren beyaz renkli çiçekler açan bir veya çok senelik otsu bitkilerdir. Çiçekleri ekseriya tek baslarina 5 veya daha çok parçalidirlar. Taç yapraklari genellikle parlak sari renktedir. Yapraklar elsi dilimli veya tam kenarlidir. Memleketimizde 78 türü bulunmaktadir.



Kullanildigi yerler: Dügünçiçegi (Ranunculus) türleri yakici, tahris edici, kizartici ve zehirli bitkiler olarak taninmislardir. Tedâvi sahasinda nâdiren kullanilir. Tedâvi maksadiyla kullanilmakta olan türler sunlardir:



Yakici dügünçiçegi (R. acer), yumrulu dügünçiçegi (R. bulbosus), bâsurotu (R. icaria) bataklik dügünçiçegi (R. scelerotus).



Bâsurotu ortaçagdan beri bâsura karsi kullanilmaktadir. Saponin, glikozit ve yakici bir uçucu yag tasir. Kavak merhemi ile birlikte hâricen basura karsi verilmektedir.



Bataklik dügünçiçegi ise zehirli olarak taninmis bir türdür. Hâricen kizartici ve kan toplayici olarak kullanilir.



Ebegümeci: (Hubbaz / Malva silvestris / Feuille de mauve / Mallow) Çiçekleri sifali olan, yapraklari da sebze olarak yenilen, kendi kendine yetisen bir ottur. 20-70 cm boyundadir. Yapraklari sarmaldir. Mayis-Agustos aylari arasinda çiçek açar. Yaprak ve çiçeklerinde fazla miktarda "müsilaj" vardir. Yaprak ve çiçekleri taze iken kullanilir.



Kullanildigi yerler: Gögsü yumusatir, öksürügü keser. Mide ve barsaklarin düzenli çalismasini saglar, kabizligi giderir. Atesi düsürüp, vücuda rahatlik verir. Bogaz ve bademcik iltihablarini giderir. Lapasi, çibanrlarin olgunlasmasini saglar. Burun kanamasini durdurur. Dis eti hastaliklarini tedavi eder, mide agrisini keser.



Eðir otu: (Azakyeri / Acarus calamus / Sweet sedge / Hazenbel) Yilanyastigi giller familyasindan, akarsu kiyilari ve batakliklarda yetisen 60-70 cm boyunda otsu bir bitkidir. Meyveleri yesilimsi, çiçekleri, sihaya yakin erguvani rektedir. Tadi mayhostur.



Kullanildigi yerler: Istah açar, Mide ve barsak gazlarini giderir. Mide eksimesini geçirir. Idrar ve adet söktürür. Dis etlerini kuvvetlendirir. Ter söktürür, atesi düsürür ve agrilari dindirir. Sinirleri yatistirir. Sarılık tedavisinde de kullanildigi bilinmektedir.



Eðrelti otu: (Farn / Farnkraut / Fougére / Fern Nepkrodium filixmas / Dryopteris filis mas / Fougere male / Filicis rhizoma) Bu sinifta bulunan 170 cins, 9000 tür bitki yaklasik olarak dünyanin her tarafina yayilmistir. Türlerinin çogunlugu tropik bölgelerde yetismektedir. Egreltiotlarinin birkaç santimetre büyüklükte olanlardan, agaç sekline kadar çesitleri vardir. Bugün yasayanlarin çogunlugu, çok yillik otsu bitkilerdir. Bunlarin topragin yüzeyine yakin, ona paralel büyüyen sürünücü veya yukari yönelen kökçükleri vardir. Hemen bütün egreltiotlarinda, yapraklar tomurcuktayken içe dogru kivrilmistir. Kartal egreltisi, Venüs saçi, erkek egreltiotu, geyik dili, kaya egreltisi memleketimizde bulunan egrelti çesitleridir. Bu egrelti çesitlerinden erkek egreltiotu tipta kullanilir.



Erkek Egrelti otu (Dryopteris filixmas): Mutedil bölgelerin rutubetli yerlerinde, orman altlarinda, kayalar arasinda yetisen 50-70 cm boylarinda, çok senelik, otsu zehirli bir bitkidir. Toprak alti gövdesi 10-40 cm uzunlugunda olup, dis kismi eski yaprak izleri veya kâideleri ile kaplidir. Alt tarafinda siyah renkli, ince kökler tasir. Ilkbaharda rizom gövdesinin ucundan kendi üzerine sarilmis olan genç yapraklar çikar. Yapraklar gelisince açilir. Yapraklar uzun sapli olup sapin kâidesi siskindir. Yapraklarin alt yüzlerinde spor keseleri vardir. Mutedil bölgelerin rutubetli yerlerinde, orman altlarinda, kayalar arasinda yetisen 50-70 cm boylarinda, çok senelik, otsu zehirli bir bitkidir. Toprak alti gövdesi 10-40 cm uzunlugunda olup, dis kismi eski yaprak izleri veya kâideleri ile kaplidir. Alt tarafinda siyah renkli, ince kökler tasir. Ilkbaharda rizom gövdesinin ucundan kendi üzerine sarilmis olan genç yapraklar çikar. Yapraklar gelisince açilir. Yapraklar uzun sapli olup sapin kâidesi siskindir. Yapraklarin alt yüzlerinde spor keseleri vardir.



Kullanildigi yerler: Bitkinin kullanilan kismi kökleri ve yapraklaridir. Kökleri sonbaharda toplanip, birkaç gün, havada sonra hafif isida kurutulur. Kökleri kalin, disi siyah, içi beyazdir. Özel bir kokusu, tatlimsi ve kekremsi bir tadi vardir. Bilesiminde uçucu ve sâbit yaglarla, reçine, nisasta ve etkin madde filisin vardir. Barsak parazitlerine karsi çok eski târihlerden beri kullanilmaktadir. Toz veya hulasa hâlinde alinir. Müshil olarak yagi ilâçlarla verilmemelidir. Zîrâ yaglar, ilâçtaki toksin maddelerin yayilmasini kolaylastirarak siddetli zehirlenmelere sebeb olabilir. Tavsiye edilen miktarin disina çikmamalidir.



Ekmek agaciOnly the registered members can see the link / Bread tree / breadfruit tree / Artocarpus incisia / Jaquier) Kalin gövdeli, 15-20 m boyunda, büyük meyveli, tek evcikli bir agaçtir. Tropik, Asya adalarinda (Sunda adalarinda) yetisir. Ana vatani da Pasifik adalaridir. Yapraklari küçük ve düz kenarlidir. Ananasa benzeyen meyveleri 1-2 kg agirlikta olabilir. Yenen kisim, çiçek ekseni ve çiçek örtü yapraklaridir. Münferit meyveler findiksidir. Fakat çekirdek tesekkül etmez. Üremeleri vegetatiftir. Tohumla üreme olmaz. Her mevsimde mahsul verir.



Kullanildigi yerler: Ekmek agaci meyvesi nisasta bakimindan zengindir. Meyveleri beyaz etli ve biraz unludur. Haslanarak ve pisirilerek yenilebildigi gibi ekmek yapmak için de kullanilir. Bu bakimdan tropik bölgeler için önemli bir bitkidir



Enginar: (Artischocke / Artichaut / Artichoke / Cynara scolymus / Cynara / Artichaut cynaria scolymus) Haziran-temmuz aylari arasinda, mavi-mor renkli çiçekler açan, 50-150 cm boyunda çok senelik otsu bir bitkidir. Killi, kumlu ve rutubetli topraklarda yetistirilir. Gövdeleri dik, kuvvetli, sert ve boyuna olukludur. Yapraklari sapsiz, büyük, uzun-oval ve parçalidir. Çiçekler üst yapraklarin koltugundan çikan, uzun saplarin ucunda büyük basçiklar halinde toplanmistir. Çiçek tablasi etlidir. Hepsi tüp seklinde olan çiçekleri ve bunlarin aralarinda bulunan tüyleri tasir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Marmara ve Ege bölgesinde bahçelerde yetistirilir.



Kullanildigi yerler: Bitkinin sebze olarak kullanilan kismi, çiçek tablasi ile tâze dip yapraklari ve kökleridir. Yapraklar ve kökte eynarin isimli aci bir madde, inulin, tanen ve filavon bünyesinde bir glikozit vardir. Tâze yaprak ve köklerinden yapilan hulâsa ve tâze yapraklardan hazirlanan çay, safra çogaltici ve idrar arttirici olarak karaciger hastaliklarinda kullanilir. Kanda kolesterini azaltir. Ates düsürücü ve istah açici tesirleri vardir. Ayrica, idrar söktürür, bedeni ve ruhi bitkinligi giderir, romatizma ve seker hastaliklari için faydalidir.





Ergeçsakali: (Erkeçsakali / Çayirmelikesi / Spirea / Flipendula ulmaria) Gülgillerden, dallari saglam, sert ve kirmizimtirak bir bitkidir. Çiçekleri kar taneleri gibidir ve dallarin ucunda toplanmistir. Yaz aylarinda toplanip kurutulur. Bu bitkinin her yeri kullanilmaktadir.



Kullanildigi yerler: Idrar söktürür, vücutta biriken zararli maddelerin atilmasini saglar. Böbrek, mesane ve idrar yollarindaki iltihaplari giderir. Kani temizler. Sinirleri yatistirir. Nefes darligi ve astimda faydalidir. Diseti ve bogaz iltihaplarini giderir.





Esekkulagi: (Karakafes / Mayasilotu / Aguga raptans / Symphytum/ Consoude) Sigirdiligillerden, çiçekleri beyaz veya menekseye çalan renklerde, yapraklari nester seklinde bir bitkidir. Mart-Temmuz aylari arasinda toplanip kurutulur.



Kullanildigi yerler: Müzmin ishali keser. Nefes darligini giderir. Gögsü yumusatir. Öksürügü keser. Agiz, dil ve bogaz iltihaplarini giderir



Feslegen: (Basilienkraut / Basilic / Sweetbasil / Reyhanotu / Ocimum basilicum ) Haziran-eylül aylari arasinda, pembemsi veya sarimsi-beyaz renkli çiçekler açan, 20-40 cm yüksekliginde, çok senelik, kuvvetli kokulu, otsu bir bitkidir. Reyhan otu olarak da bilinir. Vatani Iran ve Hindistan’dir. Gövdeleri dik, tüysüz veya hafifçe tüylü, çok dalli ve yapraklidir.Yapraklar karsilikli ve uzunca sapli olup, hos kokuludur. Çiçekler üst yapraklarin koltugunda ekseriya 6 çiçekli durumlar hâlinde toplanmistir.Çanak ve taç yapraklari tüp seklinde ve 2 dudaklidir.Meyveleri oval sekilli, küçük ve parlak siyah renklidir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Yerli degildir. Süs bitkisi olarak yetistirilir.



Kullanildigi yerler: Bitkinin kullanilan kisimlari, tâze çiçekli dallari ve tohumlaridir. Uçucu yag tasimaktadir. Bu yag içinde estragol,linalol, cineol ve pinen vardir. Feslegen midevî, yatistirici ve barsaklarda gaz tesekkülüne mâni olucu özelliklerinden dolayi % 1-2 lik çay hâlinde kullanilir. Uçucu yagda da ayni hassalar vardir.Idrar yollari hastaliklarina karsi tesirlidir. Tohumlarindan öksürük kesici olarak istifade edilir. Baharat olarak salata ve çorbalarda kullanilir. Ete, baliga ve sosise konur. Süte ve hardala karistirilir.Anadolu’da aroma vermesi için pekmez yapilirken içine konulur. Uçucu yagi parfümeride de kullanilir. Ayrica öksürügü kesici, hazimsizligi ve bas dönmeleri giderici özelligi de bilinir. ari sokmalarina karsi da faydalidir.





Fındık: (Haselnuss / Noisetier / Hazel-tree / Corylus avellana / Cobnut / Noisetier) Kuzey yarimkürenin iliman bölgelerinde yetisen, çalimsi veya alçak boylu, tek evcikli, erkek ve disi çiçek ayri agaçta, ayri yerlerde olan bitkiler. Findigin erkek çiçekleri tirtilsidir. Disi çiçekler ayri agaçta ve tomurcuk hâlinde küçüktür. Genel olarak çiçekler yapraklardan önce açarlar. Yapraklari yuvarlak, oval veya yürek biçiminde, tüylü, yaprak kenarlari dislidir. Disi çiçeklerin çanak yapraklarindan olgunlasan findiklarin toplanmasi temmuz ve agustos aylarindadir. Findik agaci türlere bagli olarak çali formunda oldugu gibi, 15-20 m’ye kadar da boylanir. Kültür çesitlerinin çogu 3-4 m boyundadirlar. Bununla beraber bazi memleketlerdeki tek gövdeli agaç seklinde yetistirilir. Findiklar, meyvelerin iriliklerine ve sekillerine göre isimlendirilir.



Yurdumuzda yetistirilen baslica kültür çesitleri; tombul findik, sivri findik, badem findik, kan findigi ve fosa findigidir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Dogu Karadeniz bölgesi (Ordu, Trabzon, Giresun); Zonguldak, Bolu.



Kullanildigi yerler: Iç findigin bilesiminde ortalama olarak % 4’ü su, % 65,4’ü yag, % 15,6 protein, % 2,6 selüloz, % 0,98 azotsuz ekstrak maddeler ve % 1,55 kül vardir.Yag ve proteinler bakimindan önemli bir besin maddesidir. Findik, vitamin bakimindan da iyi bir kaynaktir. En fazla Bvitamini bulunur. 100 gram iç findikta 0,54 mg B vitamini, ayrica az miktarda A ve C vitaminleri de vardir. Külünde % 0,29 Ca, %35 P ve % 0,0041 Fe bulunur. Zengin bir besin maddesi olan findigin 1000 grami 725 kalori saglar. Bu özellikleriyle findik, bedeni ve zihni yorgunluklari giderir. Vücuda kuvvet verir. Hamilelik ve variste de tavsiye edilir.



Findik yagi: Böbrek agrilarini giderir. Kum ve tas düsürülmesine yardimci olur. Barsak solucanlarini düsürür. Mideleri rahatsiz olanlar, damar sertligi olanlar veya yüksek tansiyondan sikayet edenler, çok az yemelidir.



Filiskin: (Yarpuz / Mentha pulegium) Akdeniz bölgesinde yetisen, üzeri tüylü, 10-15 cm boyunda kuvvetli kokusu olan bir bitkidir. Yapraklari kisa sapli olup, oval seklindedir. Çiçekleri morumsu pembedir. Terkibinde uçucu yag (Pulegon) vardir.



Kullanildigi yerler: Mide agrilarini keser. Kusma ve bulantiyi önler. Iktidarsizligi giderir. Vücudun dinç kalmasini saglar





Frenk maydanozu: (Caerefolium / Chervil / Carfeuil) Maydanozgillerden, itirli bir bitkidir. Birçok çesidi vardir.



Kullanildigi yerler: Idrar ve aybasi kani söktürür. Basur memelerinin verdigi sikayetleri giderir. Suyuyla kirpiklere kompres yapilirsa, uzamalarini saglar.



Frenküzümü: : (Stachelbeere / Groseille / Currant / Ribes rubrum / Currant / Groseille) Çogunlugu kisin yapragini döken, bâzilari da her zaman yesilligini muhafaza eden bodur çalilardir. Kökleri saçak seklinde olup, fazla derine inmezler. Dallari zayiftir. Her sene dipten yeni sürgünler meydana getirir. Meyveleri küçük salkimlar hâlindedir. Salkimlar üzerinde tâneler yuvarlak ve çok parlak renklidir. Kabuk yari saydam oldugundan, tânenin içerisindeki çekirdek fark olunabilir. Meyveler mayhos ve tatlidir. Frenküzümü mahsûlünü dâima genç sürgünler üzerinde verir (budamada bu hususa dikkat etmelidir). Yapraklari el biçimindedir. Frenküzümü en iyi sekilde mutedil iklimlerde yetisir. Fazla rutûbetli ve fazla kuru topraklari sevmez. Ilkbaharda erken uyandiklari için, dikimi sonbaharda yapmak iyi netice verir. Bahçe zirâatinda frenküzümü, 1,20x1,40 m aralik ve mesâfeyle dikilmelidir. Budanmayan frenk üzümleri iyi mahsul vermezler. Onun için yasli dallari budanir. Genç sürgünleri yerlerinde birakarak iyi bir aralama yapmak gerekir. Köklerden süren ¤¤¤leri kesip atmali, ortada olanlarindan bir veya iki tânesini birakmalidir. Birakilan bu sürgünler fidani gençlestirir.



Baslica dört çesit taninmis frenküzümü vardir:



1) Küçük kirmizi frenküzümü,



2) Büyük kirmizi frenküzümü,



3) Siyah frenküzümü,



4) Sari frenküzümü.



Bunlardan en makbulü büyük tâneli kirmizi frenküzümüdür. Bu üzüm çesidi tesirlidir ve suyu çoktur. Surup yapmaya elverislidir. Frenküzümlerini iyice olgunlastirdiktan sonra toplamalidir.



Türkiye'de yetistigi yerler: Hemen hemen bütün bölgelerde.



Kullanildigi yerler: Istah açar, hazmi kolaylastirir. Idrar söktürür. Vücüda rahatlik verir. Böbreklerdeki taslarin düsürülmesine yardimci olur. Karinda toplanan suyu söker. Karaciger sisligini indirir. Surubu çok besleyicidir.



Funda: (Süpürgeotu / Erika / Bruyére / Heath / Erica / Galluna vulgaris / Buruyere ) Fundagiller familyasindan, alçak boylu, yaprak dökmeyen 500 kadar çali türünün ortak adi. Türlerinin bâzilari süs bitkisi olarak kullanildigi halde, bâzilari da orman alti zararli florasindandir. Gök funda (Erica cinerea) adli türü, evcil hayvanlar için altlik olarak kullanilir. 1-3 m boyunda, beyaz renkli güzel kokulu çiçekleri vardir. Erica scoporia isimli özel bir tür olan funda, yesilimsi çiçeklidir. 2-3 m boylu olup, süpürge yapiminda kullanilir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Trakya, Marmara ile Anadolu’nun hemen bütün sâhil bölgelerinde yetisir.



Kullanildigi yerler: Bâzi türlerinin dallari ipek böcekçiliginde aski olarak kullanilir. Cezayir’de yetisen bir türünün köklerinden dünyâca meshur “Bruyere” pipolari yapilir. Dallari çali süpürgesi yapiminda, ayrica yakacak olarak kullanilir. Ihtivâ ettigi “ericolin” isimli bir glikozit maddesi, idrar yollari taslarina karsi idrar söktürücü olarak, sulu hülâsâ halinde kullanilir. Funda ayrica, ishal ve böbrek taslari tedavisinde kullanilir. Zeytinyagi ile hazirlanan merhemi çiban ve egzamada faydalidir. Zayiflamak için de kullanildigi bilinmektedir.



Gelincik: (Mayis-agustos aylari arasinda, kirmizi renkli çiçekler açan, 20-30 cm boyunda bir veya bâzan çok senelik otsu ve beyaz sütlü bir bitki. Bugday tarlalarinda, ekilmemis yerlerde çok rastlanir. Gövdeleri dik ve tüylüdür. Çiçekler dallarin uçlarinda bulunur. Çanak yapraklari çiçek açma esnâsinda dökülür. Çiçekleri de çabuk dökülür. Meyveleri sarimsi esmer renkli olup, deliklidir ve bu deliklerden tohumlar saçilir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Hemen hemen her yerde yetismektedir.



Kullanildigi yerler: Kullanilan kisimlari çiçekleridir. Çiçekler güneste ve mümkün oldugu kadar çabuk kurutulur. Bilesiminde zamk, seker, müsilaj ve çok az miktarda alkaloit bulunur. Hafif yumusatici ve uyusturucu bir tesiri vardir. Öksürük ve nezle gibi hastaliklarda yumusatici olarak surup hâlinde verilir. Uykusuzlugu giderir. Yaniklari iyilestirir. Çiçekleri su içinde siselerde güneste bekletilerek serbeti çikarilir. Içine limon tuzu konursa rengi çabuk ve daha güzel çikar. Yazin serbet olarak içilir.



Sayfa Basi / Sözlük Basi / Ana Sayfa









Gözlükotu: (Gözotu / Euphraia rostkovina ) Kirlarda kendiliginden yetisen bir çesit bitkidir. Çiçekleri, ufak, beyazimtirak mavi ve kirmizi benekli olup, yapraklarinin ortasindadir. Çiçekleri yaz aylarinda toplanip kurutulur.



Kullanildigi yerler: Göz nezlesi ve göz iltihaplarinda kullanilir. Mide ve barsak gazlarina faydalidir



Greyfurt: (Vatani Çin ve Hindistan olan, fakat bugün birçok çesit ve kültür formlariyla bütün subtropikal memleketlerde yetistirilen, yaprak dökmeyen, uçucu yag tasiyan küçük agaçlar. Yapraklari derimsidir.Çiçekler, beyazimsi renkli, meyveleri büyük, toparlak yassi, açik sari renkli, ince kabuklu, bol usârelidir.Meyvelerinin çekirdekli ve çekirdeksiz cinsleri bulunur. Meyve dilimlerinin kabuklari soyulunca acilik kalmaz, rahatlikla yenebilir.Kizmemesi veya altintop gibi isimlerle de taninir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Güney, Güneybati, Kuzeydogu Anadolu’da yetistirilir.



Kullanildigi yerler: C vitamini bakimindan zengindir. Meyve kabuklarindan marmelat yapilir. Karacigerin normal çalismasini saglar. Hazmi kolaylastirir. Vücudda biriken suyu ve zehirli atiklari atar. Kani temizler. Bedeni ve zihni yorgunluklari giderir. Akciger ve gögüs hastaliklarinda faydalidir





Gül: (Rosa / Damaszener Rose / Hundsrose / Rose / Damask rose / Dorgrose herbrose / Rosaceae / Rosier) Mayis-haziran aylari arasinda, pembe, beyazimsi, sari, kirmizi renkli çiçekler açan, güzel kokulu çok senelik, çalimsi ve dikenli bir bitki. Gövdeleri silindir biçimli, yesilimsi, esmer renkli, çok dalli ve dallar sik dikenlidir. Dikenlerin uçlari kivrik ve genellikle kirmizi renktedir. Yapraklar sapli ve kulakçikli, 5-7 yaprakçiklidir. Çiçekler dallarinda tek tek veya kümeler hâlinde bulunur. Çanak yapraklari 5 parçali, taç yapraklari ise çok parçalidir. Deniz seviyesinden îtibâren, 3500 m yükseklige kadar, kâfi derecede rutûbetli ve geçirgen topraklarda yetisir. Türkiye’de yabânî olarak yetisen 23 türü bulunmaktadir. Çok eski bir kültür bitkisidir. Mensei kesin olarak bilinmemekle birlikte, çogu gül çesitlerinin menseinin Asya’nin mutedil bölgeleri oldugu kabul edilmektedir.



Çiçeklerine göre: Yalin kanat, yarim katmerli ve katmerli güller.



Boylarina göre: Bodur, yüksek ve sarilici güller.



Çiçeklenme zamanina göre: Yilda bir çiçek açanlar, yilda birden fazla çiçek açanlar ve yediveren güller diye siniflandirilmaktadirlar.



Isparta gülü (Rosa damascena): Çok eski bir kültür bitkisi oldugu için mensei belli degildir. Halen Isparta çevresinde bol miktarda yetistirilmektedir.



Isparta veya yag gülü, Isparta çevresinde, 1,5-2 m aralikla siralar hâlinde ekilmektedir. Üretilmesi çelikle yapilir. Çelikler de kasim ve aralik aylarinda ekilir. Ürün ikinci yildan îtibâren alinmaya baslar. Üçüncü ve dördüncü yaslarda verim en fazladir. Daha sonra bu yasli güller kesilerek gençlestirme yoluna gidilir. Gül bahçelerinden gençlestirme sûretiyle 15-20 sene faydalanilabilir.



Yabânî gül (Rosa canina): Memleketimizde oldukça yaygin bir gül çesididir. 2-3 m yüksekliginde, pembe veya beyaz çiçekli bir agaççiktir. Meyveleri parlak kirmizi renktedir. Bu gülün olgun meyvelerini saran, baslangiçta agizi dar bir bardak seklinde olan çiçek ekseni, çiçek tablasi olgunlasinca etlenip, kirmizi bir renk alir. Bu meyvelere “kusburnu” adi verilir. Bilesiminde tanen, pektin, vitamin C, sekerler ve organik asitler vardir. Kabiz edici, idrar söktürücü olarak, böbrek ve safra taslarina karsi, C vitamini yönünden zengin oldugu için de bâzi bölgelerde marmelât yapiminda kullanilir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Anadolu ve Trakya.



Kullanilan kisimlari: Gülün kullanilan kisimlari çiçegi, çiçeklerinden elde edilen gülyagi ve gülsuyudur. Çiçekler sabahin erken saatlerinden günes dogmadan toplanip gölgede kurutulur. Su buhari ile distilasyona tâbi tutulur. Elde edilen kismin üst tarafinda gül yagi toplanir. Alttaki sulu kisim ise gül suyunu teskil eder. Genellikle 3000-3500 kg çiçekten, 1 kg gülyagi, 500 kg gül suyu elde edilmektedir.



Kullanildigi yerler: Gül çiçeginin taç yapraklarinda uçucu yag, tanen, gallik asit, kuarsitrin, siyanin, seker ve mum vardir. Gülyagi tibbî bir tesire sâhib olmamakla berâber, bilhassa parfümeri ve kozmetik sanâyiinde bâzi pomatlar ile galenik preparatlarin kokusunu degistirmede çok kullanilir. Antiseptik (mikrop öldürücü) etkisi vardir. Bogaz ve bademcik iltihaplarini giderir. Göz kanlanmalari ve göz nezlesinde etkilidir. Dâhilen ise hafif müshil etkilidir. Gülsuyu, gül reçelleri halk arasinda yaygin olarak kullanilir.



Gülhatmi: (Althaea rosa / Hubbaze) Ebegümecigillerden, yapraklari genis ve yuvarlak, çiçekleri büyük ve türlü renklerde olan bir süs bitkisidir.



Kullanildigi yerler: Balgam söktürür. Vücuda rahatlik verir. Nezle ve öksürükten kaynaklanan sikayetleri giderir. Bogaz, bademcik ve dis eti iltihaplarinda kullanilir. Barsak iltihaplarinda etkilidir.





Günlük: (Buhur / Boswellia / Styrax / Frankincense / Encens /) Tropik bölgelerde yetisen "Sigala (Amber) Agaci"ndan elde edilen yagdir. Sigala yaginin mart ayindan itibaren sekiz ay süre ile üretimi yapilmaktadir. Bu yag agacin salgi hücrelerinde meydana gelir. Salgi hücreleri bitkide tabii olarak fakat az miktarda bulunmaktadir. Agaçlarda yaralama sonucu balsam meydana gelir ve bu yaralama sirasinda salgi hücrelerinin sayisi da artar. Yaralama kepçe gibi biçaklarla yapilmaktadir. Yara yeri 15-20 günde bir derinlestirilmektedir. 3-4 yaralamadan sonra balsam tesekkül eder. Agacin kabuk kismi, odun kismina kadar siyrilmak süretiyle balsam toplanir. Bir kazanda yarim ile bir saat kaynatilir. Böylece kabuklardan ayrilan balsam, dibe çöker, kabuklar suyun üzerinde kalir. Bu kabuklar yabalarla alinarak bir preste sikilir ve akan balsam ile su havuzlarda toplanir. Bir süre dinlendirilince, balsamin bir kismi dipte, bir kismi suyun üstünde olmak üzere toplanarak sudan ayrilir. Kazanin dibinde kalan balsam ile havuzlarda biriken balsam birlestirilir. Kalan yongalar kurutulduktan sonra “buhur” veya “günlük” adi altinda satilmaktadir.



Kullanildigi yerler: Nefes darligini giderir. Tütsü olarak kullanilir.



Güvercinkökü: (Jatrorrhiza palmata / Racine de colombo) "Jatrorrhiza palmata" Adli bitkinin köküdür. Terkibinde "kolombin" ve "Barberin" denilen maddeler vardir. Tadi acidir.



Kullanildigi yerler: Ishali keser. Istahi açar. Mideyi kuvvetlendirir. Fazla kullanildigi takdirde, mide ve barsaklara zarar verir.





Güveyfeneri: (Gelinfeneri / Fenerçiçegi / Gelinotu / Askelmasi / Kis kirazi / Physalis alkakengi / Winter cherry / Lanterne) Patlicangillerden, kireçli topraklarda yetisen bir çesit bitkidir. Çiçekleri pembe-beyaz renklerdedir. Yemisleri kiraz ya da küçük domateslere benzer. C vitamini içerir. Lezzeti acimtiraktir. Meyveleri Eylül-Ekim aylarinda toplanip kurutulur.



Kullanildigi yerler: Idarar ve ter söktürür. Karinda toplanan suyu bosaltir. Böbrek taslarinin düsürülmesine yardimci olur. Sarilikta da faydalidir.





Güzelavratotu: (Belladon / Atropa belladonna / Deadly nightshade) Patlicangillerden, kireçli topraklarda yetisen 180 cm kadar boyunda birkaç sene yasayan nahos kokulu bir bitkidir. Meyveleri kiraz gibi yuvarlak ve siyah renktedir. Çiçekleri boru seklinde, koyu kirmizimsi veya sarimtiraktir. Terkibinde bir çesit zehir olan "Atropin" vardir. Sadece tibbi maksatla kullanilir. Bir hekim tavsiyesi olmadan kesinlikle kullanilmamalidir.



Kullanildigi yerler: Agri kesici ilaç yapiminda kullanilir. Ayrica, mide, barsak, astim, kalp, sinir ve beyin hastaliklarinin tedavisi için yapilan ilaçlarda du kullanilmaktadir.



Hanımeli: (Geissblatt / Jelängerjelieber / Chevrefeuillie / Honeysuckle / Lonicera caprifolium / Honey-suckle) Mayis ve temmuz aylarinda pembemsi beyazimtrak-sari renkli çiçekler açan, 1-3 m yükseklikte, tüysüz veya az tüylü tirmanici bir bitkidir. Yapraklar gövde üzerinde karsilikli-çapraz, derimsi, tüysüz ve alt yüzü az tüylüdür. Asagidaki yapraklar kisa sapli ve yumurtamsi sekilde olup, yukardakiler ise gövdeyi saracak sekilde tabanlariyla birlesmis durumdadir. Güzel kokulu olan çiçekler, tepedeki yapraklarin koltugunda, genellikle üç demet hâlinde, oldukça uzun sapli, basçik tipinde çiçek yaparlar. Çiçekler uzun tüpsü ve sarkik dudaklidir. Olgunlukta kirmizi renkli üzümsü meyveler verir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Marmara, Bati ve Güney Anadolu, Karadeniz, Dogu Anadolu.



Kullanildigi yerler: Tipta yapraklari gargara yapmak için, çiçekleri antispazmodik olarak, meyveleri de idrar söktürücü ve kusturucu olarak kullanilir.



Hardal:

Kullanildigi yerler: Siyah hardal tohumundan tipta, bronsit ve zatürreden kaynaklanan sikayetleri gidermek için haricen kullanilan ilaçlar yapilir. Sofra hardali ise hazmi kolaylastirip, kabiz olmayi önler.





Hashas: (Schlafmohn / Poppy / Papaver / Papaveraceae / Papaver somniferum glabrum / Oplum poppy) Yüzyillardan beri ekilmekte olan bir kültür bitkisidir. Hashas ziraatinin ilk defa nerede baslamis oldugu kesin olarak belli degildir. Bâzi yazarlara göre Akdeniz havzasi, Anadolu ve Mezopotamya’dir. Türklerin eski anayurtlari olan Orta Asya’da hashas ziraatini yapmakta olduklari ve göçler ile bu kültürü etrafa yaydiklari düsünülmektedir. Etiler zamaninda Anadolu’da hashas ekimi yapildigi arkeolojik kazilarla ortaya çikmistir. Anadolu birçok cografik ve ekolojik hashas gruplarinin toplandigi bir yerdir. Bu sebeple Anadolu’da çok çesitli hashas gruplarina rastlanir. Memleketimizde yetistirilen hashas iki alt türe ayrilmaktadir:



1) Papaver somniferum alt tür anatolicum (Körhashas): Bitki 50-120 cm boyunda, az veya orta dalli, kapsülleri büyük (5 cm çapli), kalin kabuklu, konik, yuvarlak, olgunlasinca delikleri açilmayan türdür.



Bu alt türün de beyaz ve mor çiçekli olan varyeteleri (çesit) vardir.



Varyete albescens (Akhashas): Çiçekler saf beyaz, tohumlar beyaz veya devetüyü renklidir. Ekilmekte olan hashaslarin % 60-70’ini bu varyete teskil etmektedir. Bilhassa soft bölgede (Amasya, Tokat, Çorum, Malatya) ekilmektedir.



Varyete violascens (Karahashas, Gökhashas): Çiçekler açik veya koyu mor, tohumlar gri veya kahverengidir. Yukaridaki varyeteye göre daha az ve genellikle onunla birlikte ekilmektedir.



2) Papaver somniferum alttür spontaneum (Açikhashas):



Bitki 60-100 cm boyunda, kapsülleri küçük (2,5 cm çapli), çok ve nadiren orta dalli, ince kabuklu olup olgunlasinca kapsül meyvede delikler açilir. Bu alt türün de varyeteleri vardir. Ekimi körhashas alt türünün varyetelerine göre az olmakla beraber Bilecik, Kütahya, Usak, Afyon, Burdur, Isparta, Denizli ve hashas zirâati yapilan hemen her mintikada bulunur. Varyete violaceum’un çiçekleri açik mordan koyu mora kadar degisen renkli, dip kisimlari koyu mor renklidir. Tohumlar mavimsi-gri veya kahverengidir. Anadolu’da açik hashasin ençok rastlanan varyetesidir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Anadolu.



Kullanildigi yerler: Bitkinin kullanilan kisimlari ham meyvelerinin çizilmesi ile elde edilen afyon, kurutulmus ham meyveler, yapraklar, tohumlari ve tohumlarindan elde edilen yagidir. Hashas yapragi elde edildigi alt türe ve gövdedeki yerine göre sekli az çok degisir. Bilhassa hâricen kullanilan bâzi merhemlerin bilesimine girer ve agri dindiricidir. Hashasbasi, hashasin olgunlasmasindan, sütlüyken toplanan ve kurutulan, tohumlari çikarilan kapsül meyveleridir. Bilesiminde toplanma zamanina göre degisen afyon alkoloitleri vardir. Harici agri dindirici olarak, özellikle dis hekimliginde kullanilir. Tohumlarinin yagi ise, tohumlari sogukta tazyik edilmesi sûretiyle elde edilen yagdir. Sogukta elde edilen yagin bilesiminde asitler az, sicakta elde edilen yagin ise asitleri fazladir. Sogukta elde edilen yag, bâzi merhemlerin bilesimine girer. Sicakta elde edilen yag, yemek yagi ve sanayide sabun yapiminda kullanilir. Içerdigi zehirli maddele dolayisiyla, hekim kontrolü ve tavsiyesi olmadan kesinlikle kullanilmamalidir.



Hatmi:: (Apothekerstockmalve / Guimauwe / Marshmallow / Althaea officinalis) Temmuz-agustos aylarinda, pembemsi-beyaz renkli çiçekler açan, 50-150 cm yüksekliginde, çok senelik, otsu ve tibbî bir bitkidir. Sulak çayirlar ve dere kenarlarinda bulunur. Gövdeleri dik ve tüylüdür. Yapraklari sapli ve çok tüylüdür. Çiçekler, dallarin ucundaki yapraklarin koltugunda tek tek veya gruplar hâlinde bulunur.



Türkiye’de yetistigi yerler: Akdeniz bölgesi.



Kullanildigi yerler: Bitkinin kullanilan kisimlari yapraklari, çiçekleri ve köküdür. Yapraklari bitki çiçekliyken ve çiçekler tamâmen açmadan toplanir ve gölgede kurutulur. Kökler ise yasli bitkilerden sonbaharda alinir, kabuklari soyularak gölgede kurutulur. Bütün bitki fazla miktarda müsilaj tasir. Bundan baska nisasta, sakkaroz, galaktoz, pektin, yag, tanen ve asparagin tasir. Yaprak, çiçek veya kökleri haricen ve dahilen gögüs yumusatici olarak kullanilir. Çiçekleri gölgede kurutulup çay gibi demlenince gögüsü yumusatir ve öksürüge iyi gelir. Dövülmüs hatmi taneleri vücuda sürülürse, sinek ve böcek isirmailarini önler.



Ayni sekilde kullanilan diger türler sunlardir:



Gül hatmi (Althaea rosea): 1-2 m yüksekliginde, beyaz, sari-kirmizi ve siyahimsi- kirmizi renkli çok senelik bir bitkidir. Meyvelerinin üzeri tüylüdür. Süs bitkisi olarak yetistirilir. Diger hatmi gibi kullanilir.



Killi hatmi (Althaeae hirsuta): 10-40 cm yüksekliginde, dik ve tüylü, eflatun renginde çiçekleri olan bir bitkidir. Tibbî hatmi gibi kullanilir.



Havlican: (Galgant / Alpinia / Galingale / Alpinia officinarum) Bir çenekliler sinifinin Zencefilgiller familyasindan güzel çiçekli, itirli, çok yillik, otsu bitkidir. Diger ismi galangal veya Çin zencefilidir. Toprak üstü saplari çok fazla dallanmis rizomlardan (kök saplarindan) çikar, ilâve saplari da olabilir. Bir metreden fazla yüksekligi vardir. Kirmizi çizgili, çiçekleri beyaz yapraklari bulunur. Havlican çok cazip çiçeklerinin ve kokusunun güzelligi sebebiyle aranan bir bitkidir.



Kullanildigi yerler: Kurutulmus rizomlari hamur islerinde kullanilir. Bu rizomlardan elde edilen yag sari sividir. Serinletici olup, kâfur benzeri kokuya sâhiptir. Kurutulmus rizomlari ve türevleri acimtrak aromalidir. Havlican kökü, mesrubatlarda, dondurma, sekerlemeler, tarim ürünleri, çikolata çesitlerinde kullanilabilir. Rizomlari ayrica zencefil gibi baharat olarak da kullanilir. Tibbî faydasinin çok oldugu bilinmektedir. Kaynatilan suyu bir miktar içilirse mîde agrilarina, romatizma ve kulunca iyi gelir. Bel gevsekligi, çocuklarin yatagi kirletmesini önler. Balgam söktürür, tükürük ifrâzâtini arttirir. Agiz kokusunu giderir. Mafsal agrilarina ve mîde eksimesine iyi gelir.



Havuç: (Mohrrübe / Carotte / Carrot / Daucus corota ) Kökleri sebze olarak yenen iki yillik bir kültür bitkisidir. Havucun vatani Orta Avrupa’dir. Yabânî olarak Avrupa, Kuzey Afrika ve Asya’da rastlanir. Memleketimizde de rastlanmaktaysa da kültür havucu özelliginde degildir. Bitki 1-1,5 m kadar boylarinda, az dalli, parçali yapraklidir. Çiçekleri yazin açan küçük, beyazimsi renkli semsiye durumunda toplanmislardir. Elverisli topraklarda ana kök bir metre kadar derine inebilmektedir. Havucun kazik seklindeki etli kökleri kültür sâyesinde meydana gelmistir. Havucun açik sari-turuncu renkteki dis kismi kabuk kismidir. Kök meyveleri farkli türleri sebebiyle çesitli sekil ve büyüklüktedir. Koyu sarimsi-turuncu renkte olan iç kismi odun dokusuna tekâbül etmekle birlikte genellikle parankimatik hücrelerden yapilmistir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Dogu Anadolu hâriç bütün Anadolu.



Kullanildigi yerler: Bitkinin tohumlari ve kazik kökleri (havuç) kullanilir. Tohumlar eterik yag ihtiva eder ki, bu da geraniol elde etmekte kullanilabilir. Ayrica konserve ve parfümeri sanâyiinde kullanilir. Kültür kök meyveler likopin, karotin provitamin A, B1, B2, C vitaminleri, % 7 oraninda seker, % 29 kadar fosfor ve mâdenî tuzlar ihtiva eder. Bu kök meyveler ham madde olarak karotin elde etmede, gida olarak tâze ve tursu hâlinde kullanilir. Provitamin A, vücutta vitamin A hâline geçer. Vitamin A, hastaliklara karsi mukâvemet kazandiran, göz ve cilt hastaliklarini önleyen çok faydali bir maddedir. Tâze havuç, günes yaniklari vakalarinda lapa hâlinde kullanilir. Havuç unu ve suyu çocuklarin beslenmesinde çok faydalidir





Hayit: (Ayit / Vitex agnus-castus / Agnus castus / Petit poivre) Mineçiçegigiller familyasindan, Bati ve Güney Anadolu'da yasayan bir agaççiktir. Temmuz aylarinda mor renkli çiçekleri açar. Dallari ve yapraklarinda, uçucu ve sabit yag, tanen, sineol, sekerler, kristalize maddeler ve glikozit vardir.



Kullanildigi yerler: Idrar söktürür. Sancilari keser. Aybasi kanamalarini düzenler. Anne sütünü artirir. Hazimsizligi giderir. Karin agrisi ve ishali keser. Ayak sislerini indirir. Akrep ve ari sokmalarinda kullanilir.



Helvacıkabagı: (Kestanekabagi / Cucubirta maxima / Winter squesh / Potiron) Gövdeleri silindir biçiminde, yapraklari böbrek seklinde ve tüylüdür. Meyveleri basik küremsi, sapli, ince kabukludur. Pisirildiginde kabuklari yumusar ve zar gibi soyulur. Kirmizi etli kisminda sekerli ve nisastali maddeler vardir. Yemegi ve tatlisi yapilir.



Kullanildigi yerler: Her iki türün tibbî olarak kurutulmus tohumlari kullanilir. Tohumlarinda sâbit yag ve peporesin vardir. Tohumlari (çekirdekleri) tenya ve kurt düsürücü olarak bilhassa çocuklarda kullanilmaktadir. Tohumlar dis kabuklarindan ayrilarak dövülür, sekerle karistirilarak verilebilir. Ortalama doz çocuklarda 40 gr büyüklerde takriben 100 gr’dir. Kabak çok besleyici özelliktedir C ve B1 vitamini ihtiva eder. Pisirilen etli kismi yiyecekten baska çiban ve sis yerlere lapa olarak da tatbik edilir





Hiyarsenbe: (Hind hiyari / Hiyarsember / Casse / Cassia fistula) Baklagilerden, "Leguminoseae" denilen bir agacin meyveleridir. Dogu Hind, antil ve Brezilya'da yetisir. Meyvesi silindirik ve siyahtir. Terkibinde, seker, pektin, zamk, tanen ve esans vardir.



Kullanildigi yerler: Kabizligi önler. Fazlasi müshildir.



Hindistancevizi:



Kullanildigi yerler: Idrar söktürür. Böbreklerdeki kum ve taslarin düsürülmesine yardimci olur. Mide agrilarini giderir.





HodanOnly the registered members can see the link / Gurkenkraut / Bourrache / Borrego officinalis / Borage) Mayis-eylül aylari arasinda mavi renkte çiçek açan, sert tüylü, 15-60 cm yüksekliginde, bir yillik otsu bir bitkidir. Sigirdili olarak da bilinir. Daha çok rutubetli yerleri sever. Yapraklari burusuk, sert tüylü, oval sekilli, alttakiler sapli, üstekiler sapsizdir. Çiçekler uzun saplidir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Marmara, Kuzey ve Bati Anadolu.



Kullanildigi yerler: Bitkinin çiçekleri ve yapraklari kullanilir. Fazla miktarda müsilaj, reçine, mâdenî tuzlar tasir. Yapraklar ve çiçekler ter verici, idrar ve balgam söktürücüdür. Bogaz agrilarina ve öksürüge karsi kullanilir.



Hurma: (Dattelpalme / Dattier / Date palm / Phoneix dactyfera / Datte) Insanoglunun yetistirdigi en eski bitki çesitlerinden biridir. Bâbil’in en eski yerlileri Sümerler hurmayi en azindan 5000 sene önce ilk defâ yetistirmislerdir. Kuzey Afrika ve Orta Dogu bölgelerinin ekonomisinde çok eskiden beri büyük bir rol oynar. Amerika’ya Ispanyollar tarafindan 19. yüzyilin baslarinda getirilmis ve Meksika civârinda yetistirilmistir. Ilk defâ Basra Körfezinde yetistirildigi tahmin edilen hurma bitkisi yaklasik 18-24 m boyundadir. Yapraklarinin bir kismi yere dogru sarkar ve bir kismi da yukari dogrudur. Yapraklarinin uzunluklari 6 m civârindadir. Gövdeleri diktir. Tabanindan birçok sürgün verir. Yelpâze olan yapraklarinin büyükleri tepede toplanmistir. Çiçekleri ekseriyâ tek cinslidir. Basak tipindeki çiçekleri “spata” adi verilen büyük yapraklarla çevrelenmistir. Gövdesinde yapraklar genellikle toplu olarak bulunur. Küçük sari çiçekleri toplu hâlde açarlar. Farkli cinsiyetli çiçekler ayri agaçlarda yetisir. Disi çiçekler zamanla tek tohumlu meyvelere dönüsürler. Meyveleri sarimsi kahve renkli, dis kabuk sarimsidir. Orta kisim etli ve seker bakimindan zengindir. Tohum silindirik, sert ve bir yüzü boyuncaderin olukludur.



Türkiye’de yetistigi yerler: Memleketimizde Phoenix dectylifera türü örnekleri azdir. Buna karsilik Phoenix canariensis daha çok yetistirilmektedir. Gövde tabaninda sürgünler vermesi ve tohumlarin daha kisa ve siskin olusu ile ayirt edilir. Bati ve Güney Anadolu ve Akdeniz bölgesinde yetistirilmektedir. Memleketimizde yetisenlerin hurma meyvelerinin gidâ bakimindan önemi yoktur, daha çok gölge verici olarak kullanilir.



Kullanildigi yerler: Hurmanin meyvesi tatli ve besleyicidir. Yaklasik % 20 nem ihtivâ eden tâze hurmalarda % 60-65 seker ve % 2 protein vardir. Kurumus hurmalarda seker orani % 75-85 civârindadir. Bir diger hurma çesidi olan Phoemx sylvestris’ten hurma sekeri elde edilir. Ayrica, bedeni ve zihni gelismeyi saglar. Kansere karsi koruyucu oldugu bilinir. Bogaz agrisini keser. Bronsit, öksürük ve soguk alginligi sikayetlerini giderir. Kemik hastaliklarinda faydalidir.



Hünnap: ( (Jujube / Jujubier / Jujube / Çigde / Zizyphus juiba / Zizyphus vulgaris / Chinese date / Jujuba) Nisan-mayis aylari arasinda, sari renkli çiçekler açan, hos kokulu, 4-5 m yüksekliginde dikenli bir agacin, kirmizi kabuklu, sert çekirdekli, iri zeytin biçiminde ve büyüklügünde bir yemisidir. En dis çeperi derimsi ve ince, pulpasi (yumusak kisim) sari renkli ve tatli lezzetlidir Ünnap da denilir. Bahçelerde yetistirildigi gibi yabânî olarak da bulunur. Asil vatani Suriye’dir. Agacinin gövdeleri silindir biçiminde, esmer kabuklu, çok dallidir.Yapraklar karsilikli 2 sira hâlinde, kisa sapli, diken seklinde 2 küçük yaprakçiklidir.Çiçekler 3-6 tânesi bir arada ve oldukça küçüktür.Çanak yapraklari 5 parçali ve yesil renklidir. Taç yapraklari sari renkli, kivrik olup 5 parçalidir.



Türkiye’de yetistigi yerler:Yerli degildir. Marmara, Bati ve Güney Anadolu’da yetistirilir.



Kullanildigi yerler: Meyveleri tamâmen olgunlastiktan sonra toplanir ve güneste kurutulur. Meyvelerinde seker, tanin ve müsilajli maddeler bulunmaktadir.Çok eskiden beri yumusatici, balgam ve idrar söktürücü ve kabiz edici olarak kullanilmaktadir.



Hüsnüyusuf: (Guguçiçegi / Dianthus barbatus / Iychinide / Bunch pink / Yalinkat karanfil) Karanfilgiller familyasindan bir çesit süs bitkisidir.



Kullanildigi yerler: Mide üsütmesinden dogan sikayetleri giderir. Iktidarsizlikta da faydalidir.



Ihlamur: (Linde / Tilleul / Linden tree / Linder tree / Tilia / Tilia silvestris / Linden) Haziran-agustos aylari arasinda beyazimsi-sari renkli, hos kokulu çiçekler açan, yüksek boylu agaçtir. Genellikle ormanlarda tabiî olarak bulunursa da, süs agaci olarak park ve bahçelerde de yetistirilmektedir. Yapraklari sapli, ucu sivri, kenarlari disli, taban kisimlari kalp biçiminde, üst yüzü yesil, alt yüzü beyazimsi yesil ve tüylüdür. Çiçekler, en az üçü bir arada olmak üzere sarkik durumlar teskil eder. Çiçek örtüsü kayik seklinde, sarimsi-yesil renktedir. Meyveleri küre sekilli ve tek tohumludur.Ihlamur agaci filizden iyi büyür. Azami bir sene yasar.



Ihlamurun, kis ihlamuru (T. cordata), yaz ihlamuru (T. platyphyllos), kirmizi ihlamur (T. rubra) ve gümüsî ihlamur (T. tomentosa) gibi türleri bulunmaktadir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Marmara ve Karadeniz bölgesi.



Kullanildigi yerler: Güzel kokulu çiçeklerinden dolayi ve bir gölge agaci olarak yetistirilir. Ihlamur çiçegi yatistirici, idrar verici, gögüs yumusatici ve balgam söktürücü olarak çay halinde kullanilir.Ihlamur çiçegi banyosunun da yatistirici bir özelligi vardir. Balla karistirilip içilirse mide ülserine faydalidir. Kan dolasimini düzenler.



Isırgan: (Brennessel / Ortie / Nettle / Urtica membranacca / Urtica urenus / Urtica diocia) Mayis-agustos aylari arasinda çiçek açan, 20-100 cm boyunda, virânelik, yol kenarlari ve duvar diplerinde bulunan bir senelik tek evcikli otsu bir bitkidir.Gövdeleri dik, 4 kösemsi, basit veya tabandan îtibâren dallanmistir. Üzerinde yakici tüyleri bulunur.Yapraklar sapli, oval sekilli ve disli kenarli, üst tarafi koyu yesil renkli ve parlak olup, yakici tüylerle kaplidir. Erkek ve disi çiçekler bir arada olmak üzere yapraklarin koltugunda uzunca sapli küçük durumlar teskil ederler.Çiçek örtüsü 4 parçalidir.Meyveleri esmer renkte ve findiksidir.Tohum, yag ihtiva eden bir besi dokuya sahiptir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Hemen hemen bütün Anadolu.



Kullanildigi yerler:Tâze ve güneste kurutulmus dallari kullanilir.Yapraklarinda formik asit ve nitratlar bulunmaktadir. Bu bitkinin yakici tüylerinde formik asit bulundugu birçok yerlerde kayitli ise de tüylerin tasidigi usarede asetilkolin ve histamin vardir. Eskiden romatizma ve siyatikte kullanilirdi. Yapraklarindan hazirlanan infüzyon saç dökülmesine karsi tatbik edilir. Köklerinden sari renkli boya elde edilmektedir. Ayrica, aybasi kanamalarini düzenler, balgam söktürür. Burun kanamasini keser. Haricen tatbik edilirse, çibanlarda faydali oldugu bilinmektedir.



Isırgan: (Brennessel / Ortie / Nettle / Urtica membranacca / Urtica urenus / Urtica diocia) Mayis-agustos aylari arasinda çiçek açan, 20-100 cm boyunda, virânelik, yol kenarlari ve duvar diplerinde bulunan bir senelik tek evcikli otsu bir bitkidir.Gövdeleri dik, 4 kösemsi, basit veya tabandan îtibâren dallanmistir. Üzerinde yakici tüyleri bulunur.Yapraklar sapli, oval sekilli ve disli kenarli, üst tarafi koyu yesil renkli ve parlak olup, yakici tüylerle kaplidir. Erkek ve disi çiçekler bir arada olmak üzere yapraklarin koltugunda uzunca sapli küçük durumlar teskil ederler.Çiçek örtüsü 4 parçalidir.Meyveleri esmer renkte ve findiksidir.Tohum, yag ihtiva eden bir besi dokuya sahiptir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Hemen hemen bütün Anadolu.



Kullanildigi yerler:Tâze ve güneste kurutulmus dallari kullanilir.Yapraklarinda formik asit ve nitratlar bulunmaktadir. Bu bitkinin yakici tüylerinde formik asit bulundugu birçok yerlerde kayitli ise de tüylerin tasidigi usarede asetilkolin ve histamin vardir. Eskiden romatizma ve siyatikte kullanilirdi. Yapraklarindan hazirlanan infüzyon saç dökülmesine karsi tatbik edilir. Köklerinden sari renkli boya elde edilmektedir. Ayrica, aybasi kanamalarini düzenler, balgam söktürür. Burun kanamasini keser. Haricen tatbik edilirse, çibanlarda faydali oldugu bilinmektedir.



Isırgan: (Brennessel / Ortie / Nettle / Urtica membranacca / Urtica urenus / Urtica diocia) Mayis-agustos aylari arasinda çiçek açan, 20-100 cm boyunda, virânelik, yol kenarlari ve duvar diplerinde bulunan bir senelik tek evcikli otsu bir bitkidir.Gövdeleri dik, 4 kösemsi, basit veya tabandan îtibâren dallanmistir. Üzerinde yakici tüyleri bulunur.Yapraklar sapli, oval sekilli ve disli kenarli, üst tarafi koyu yesil renkli ve parlak olup, yakici tüylerle kaplidir. Erkek ve disi çiçekler bir arada olmak üzere yapraklarin koltugunda uzunca sapli küçük durumlar teskil ederler.Çiçek örtüsü 4 parçalidir.Meyveleri esmer renkte ve findiksidir.Tohum, yag ihtiva eden bir besi dokuya sahiptir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Hemen hemen bütün Anadolu.



Kullanildigi yerler:Tâze ve güneste kurutulmus dallari kullanilir.Yapraklarinda formik asit ve nitratlar bulunmaktadir. Bu bitkinin yakici tüylerinde formik asit bulundugu birçok yerlerde kayitli ise de tüylerin tasidigi usarede asetilkolin ve histamin vardir. Eskiden romatizma ve siyatikte kullanilirdi. Yapraklarindan hazirlanan infüzyon saç dökülmesine karsi tatbik edilir. Köklerinden sari renkli boya elde edilmektedir. Ayrica, aybasi kanamalarini düzenler, balgam söktürür. Burun kanamasini keser. Haricen tatbik edilirse, çibanlarda faydali oldugu bilinmektedir.



Ispanak: (Spinat / Spinach / Spinacia oleracea) Kis sebzesi olarak yetistirilen, iki evcikli, kazik köklü, otsu bir bitkidir. Mutedil, serin rutubetli havalardan hoslanir. -5 dereceden sonra zarar görmeye baslar. Kurak ve sicaklik ise yapraklarini sertlestirip tohuma kalkmasini tesvik eder. Bu sebeble ziraati sonbahar ile ilkbahar arasinda yapilir. Bir sap üzerinde salkim durumunda sarimsi renkte çiçekler açar. Çiçeklerin taç yapraklari yoktur. Erkek ve disi çiçekler ayri ayri bitkilerde bulunur. Sâyet ispanak zamaninda toplanmazsa tohuma kaçar ve kartlasir. Memleketimizde sonbaharda ekimi yapilir. Iki-üç ay içerisinde ürün alinir. Kumlu-killi ve gübreli topraklarda iyi ürün alinabilir. Dikenli ve dikensiz tohumlu iki çesidi vardir.



Dikenli ispanak: Tohumlari köseli ve dikenli, yapraklari yirtmaçli, uçlari ise mizrak gibidir. Kisa dayanikli (-8, -10 dereceye dayanir), lezzetlidir.



Dikensiz ispanak: Tohumlari dikensiz, yuvarlakça, yapraklari genis ve yirtmaçsiz ince naziktir. En fazla ekilen bu çesittir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Sebze olarak heryerde yetistirilir. Anavatani Kafkasya ve Afganistan’dir.



Kullanildigi yerler: Içinde A,B,C,D vitaminleri vardir. Proteince de zengindir. Daha çok sebze olarak, pisirilerek veya salata hâlinde yenilir. C vitamini ve demirce zengin bir kis sebzesidir. Vücudun dayanikliligini artirir. Agiz, bogaz ve gögüs hastaliklarinda faydalidir. Hamilelerde özellikle tavsiye edilir. Kansizligi giderir ve ruhi çöküntüyü azaltir.





Itır: (Çobanignesi / Turnagagasi / Pelargonium odoratissimum / Geranium) Sardunyagillerden, yapraklari güzel kokulu, çiçekleri türlü renklerde bir süs bitkisidir. Kumlu topraklarda yetisir. Yesil kisimlari tüylü ve oyalidir. Çogunun çiçekleri pembe veya beyaz renktedir. Losyon yapiminda kullanilir.



Kullanildigi yerler: Cildi güzellestirir. Ishali keser. Bogaz agrilarini giderir. Mide ve bagırsak gazlarini söktürür.





Igde: (Ölweide / Olivier / Sauvage / Oleaster / Elaeagnus /) Kisin yapraklarini döken veya dâimâ yesil kalan, çali veya agaç hâlinde olan, çok dallanmis, dikenli veya dikensiz odunsu bitkilerin meyvesine denir. Agacinin, sürgünleri çogunlukla dikenlidir. Tomurcuklari küçük, kisa saplidir. Yapraklar dar, serit hâlinde ve tam kenarlidir. Yapraklar ve sürgünler gümüsî renkli tüylerle örtülmüstür. Haziranda açan çiçekler kisa salkimlar halinde sürgünlerin asagi kisminda kümeler hâlinde yer alir. Çiçeklerin dis tarafi gümüsî beyaz, iç tarafi sari renkte olup, çok hos kokuludur. Igdenin vatani Akdeniz bölgesidir. Kus igdesi adi verilen Eleognus angustifolia, Anadolu’nun hemen hemen her tarafinda yetisir. Bag ve bahçe kenarlarinda çit bitkisi olarak da kullanilir. 7-8 m boylanabilir ve baygin kokuludur. Bu türün meyvesi makbul olmayip, kültüre alinmis olan çesidine, E. angustifolia varyete orientalis denir.



Kullanildigi yerler: Anadolu’da bag ve bahçelerde tatli meyvelerinden dolayi meyve agaci olarak yetistirilmektedir. Meyveleri zeytin meyvesi büyüklügünde ve sarimsi-kahve renginde olup yenilebilir. Bagirsak bozukluklarini ve agiz pasini gidermek için kullanilir.



Incirçiçegi: (Mayisçani / Müge / Convallaria majalis / Muguet) Zambakgillerden, ok biçimindeki yapraklari arasinda, ince bir sap üzerinde küçük çan biçiminde beyaz çiçekler açan bir süs bitkisidir. Boyu 20 cm kadardir. Çiçekleri beyaz ve üzüm salkimi seklindedir. Yemisleri küçük ve kirmizidir. Kokusu çok güzeldir.



Kullanildigi yerler: Hekimlikte kalp çarpintilari için kullanilir. Ev ilaçlarinda kesinlikle kullanilmaz.



Incir: (Feigenbaum / Figuier / Fig tree / Yemis / Ficus caria / Figue) Mart-nisan aylarinda çiçek açan, 1,5-6 m yüksekliginde, süt tasiyan iki evcikli bir agaçtir. Yabanî olarak bulunursa da, daha çok yetistirilir. Yemis olarak da bilinir. Erkek bitkiler Ficus carica varyete caprificus (baba incir), disi bitkiler Ficus carica varyete domestica (yenen incir) ismini alirlar. Çiçekler, çukurlasarak armut biçimini almis ve etlenmis olan çiçek tablasinin iç çeperinde toplu bir hâlde çiçek durumlarini teskil ederler. Baba incirin çiçek durumunda çiçek tablasinin agiza yakin kisimda erkek çiçekler, daha asagi kisimlarinda ise mazi çiçegi denilen verimsiz disi çiçekler bulunmaktadir. Yenilmekte olan incirin tozlasmasi mazi böcekleri (Blastophaga grossorum) tarafindan yapilmaktadir. Böcekler yumurtalarini mazi çiçeklerinin yumurtaliklarina birakirlar. Genç böcekler çiçek tablasini terk ederken, çiçek tablasinin agiz kismina yakin bulunan olgun erkek organ basçiklarina süründüklerinden, üzerlerindeki çiçek tozlari ile gitmis olduklari disi bir bitkinin disi çiçegini dölleyebilirler. Olgunlasma esnâsinda çiçek tablasinin çeperiyle, çiçegin taç yapraklari etlenip tatlilasarak incir denen yalanci meyve hâsil ederler. Asil meyveler esmer renkli olan sert çekirdegimsi kisimlardir. Yurdumuzda incir en çok Izmir-Aydin yöresinde yetistirilmektedir. En meshur ve en lezzetli incir de Izmir inciridir. Izmir incirinin disinda seker inciri, mor incir, Sultan Selim inciri, yediveren inciri, kavak inciri ve patlican inciri gibi çesitleri de vardir. Sultan Selim ve kavak inciri Istanbul ve çevresinde yetistirilen mor renkli ve tatli bir incirdir. Incirin kurutulmusu da çok degerli olup, iyi bir besin kaynagidir. Kuru incirlerin de ince kabuklu ve çok tatli olan “sari lop” ve kalin kabuklu hafif yesilimsi “gök lop” gibi çesitleri vardir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Ege veAkdeniz bölgesi.



Kullanildigi yerler: Incir meyvelerinde seker, organik asitler, sâbit yag ve vitaminler (A,B,C) vardir. Meyveleri gerek yas olarak gerek kuru olarak yenmektedir. Kuru meyveler balgam söktürücü olarak, yumusatici olarak kullanilir. Halk arasinda sütle kaynatilan incir ses kisikligina karsi kullanilir. Incir, kalbe ferahlik verir. Kuluncu ve sindirim organi sancilarini giderir. Ayrica, yas dallari kirildiginda akan sütümsü beyaz sivi, nasir ve sigillere sürülürse tedavi eder



Itüzümü: (Köpeküzümü / Yandiran / Solanum nigrum / Black nightshade / Morelle noire) Patlicangillerden, ormanlarda yetisen bir bitkidir. Çiçekleri beyaz, meyveleri parlak beyazdir. Meyvesi, yapraklari ve çiçekleri kullanilir. Bir uzman tavsiyesi olmadan, ev ilaçlarinda kullanilmamasi gerekir. Bir uzman tavsiyesi olmadan, ev ilaçlarinda kullanilmamasi gerekir. Tibbi tedavide sik kullanilan ve fazla alindigi zaman öldürücü bir zehir olan atropin maddesi içerir.



Kullanildigi yerler: Romatizmal ve mafsal agrilarini keser. Aybasi düzensizligini ve rahim hastaliklarini giderir.





Izlanda Likeni: (Izlanda yosunu / Lichen d'Islande / Lichen Islandicus) Parmeliaceae adi verilen bir çesit yosundur. Daglarda ve ormanlardaki kayalarin üzerinde bulunur. Zeytinyesili renginde, dantel gibi tirtili parçalar halindedir. Yaz aylarinda toplanip kurutulur. Müsilajli ilaç yapiminda kullanilir. Terkibinde "Lichenin" "Dekstrolikenin" ve "Cetrarin" vardir.



Kullanildigi yerler: Gögsü yumusatir, öksürügü keser. Barsak bozukluklarini giderir.

















Kabak: (Küerbis / Courge / Gourd / Cucurbita / ) Bir yillik, sürünücü otsu bir bitki. Gövdeleri tüylü sürünücü olup, silindir biçimindedir. Kökleri uzun ve ig seklindedir. Yapraklar tüylü, büyük, böbrek veya kalp seklinde, bes parçali, uzun saplidir. Çiçekler tek eseylidir. Erkek çiçekler sarimsi renkte büyük, disi çiçekler daha küçüktür. Meyveleri çesidine göre küremsi, silindir veya yumurtamsi sekillerde ve saplidir. Meyve kabugu ince veya kalin, yumusak veya serttir. Meyveleri çok tohumludur. Kabak, bir sicak ve mutedil bölge bitkisidir. Memleketimizde birçok kabak türü ve bunlarin varyeteleri ekilmektedir. Bilhassa sakiz kabagi (Cucurbita pepo) ve kestane kabagi (C. maxima) veya helvaci kabagi önemli olup tibbî olarak da kullanilmaktadir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Memleketimizde kültür olarak yetistirilir.



Sakiz kabagi (C. pepo): Gövdeleri boyunca keskin çizgili, yapraklari bes sivri parçalidir. Meyveleri silindir veya yumurtamsi olup, kalin ve sert kabukludur. Beyaz etli, makbul bir kabaktir. 20-30 cm kadar uzunluktadir.



Kestane kabagi-Helvaci kabagi (C. maxima): Gövdeleri silindir biçiminde, yapraklari böbrek seklinde ve tüylüdür. Meyveleri basik küremsi, sapli, ince kabukludur. Pisirildiginde kabuklari yumusar ve zar gibi soyulur. Kirmizi etli kisminda sekerli ve nisastali maddeler vardir. Yemegi ve tatlisi yapilir.



Kullanildigi yerler: Her iki türün tibbî olarak kurutulmus tohumlari kullanilir. Tohumlarinda sâbit yag ve peporesin vardir. Tohumlari (çekirdekleri) tenya ve kurt düsürücü olarak bilhassa çocuklarda kullanilmaktadir. Tohumlar dis kabuklarindan ayrilarak dövülür, sekerle karistirilarak verilebilir. Ortalama doz çocuklarda 40 gr büyüklerde takriben 100 gr’dir. Kabak çok besleyici özelliktedir C ve B1 vitamini ihtiva eder. Pisirilen etli kismi yiyecekten baska çiban ve sis yerlere lapa olarak da tatbik edilir.



Diger kabak çesitleri sunlardir:



Bal kabagi: Kestane kabaginin bir cinsidir. Eti saridir.



Lif kabagi (Luffa cylindrica): Meyvelerinin iletim demetleri sik bir ag teskil eder. Bu sebeke, meyve soyulup kurutulduktan sonra, sünger gibi kullanilir.



Su kabagi (Lagerneria vulgaris): Meyvelerinin yarisi siskin, yarisi dardir. Bu sebepten su kabi olarak veya ortadan boyuna kesilip kurutulduktan sonra masrapa seklinde kullanilmaktadir.



Dikenli kabak (Sechium edule): Vatani Orta Amerika olan, memleketimizin güney bölgesinde yetistirilen çok yillik bir bitkidir. Meyveleri etli ve büyük bir armut seklinde, bes dilimlidir. Içinde bir büyük tohum vardir. Meyveleri pisirildikten sonra sebze olarak yenir.



Kabakkulakotu: (Lohusaotu / Venüsçiçegi / Aristolochia) Ikiçeneklilerden, 70-80 cm boyunda, ince sapli tirmanici bir bitkidir. Çiçekleri koyukahverengidir. Kötü bir kokusu vardir.



Kullanildigi yerler: Idrar söktürür. Aybasi (adet) kanamalarinin düzenli olmasini saglar.



Kafur: (Kafur / Camphree / Camphora) Tabiatta birçok bitkide bulunur. Tipta kullanilan kafuru, "Cinnamomum camphorea" agacinin odunu, su buhariyla distile edilerek elde edilir. Kafuru, renksiz, seffaf, billuri yapili gevrek parçalardir. Kokusu hususi ve keskin, lezzeti sonradan serinlik veren, aci ve yakicidir. 204 santigrat derecede kaynar. Oda sicakliginda uçar. Suda çok az erir. Alkol, eter ve kloroform benzeri maddelerde daha çok erir.



Kullanildigi yerler: Kan dolasimini kuvvetlendirir. Beyni ve sinirleri uyarir. Solunum sistemini uyarir. Bronslarin ifrazatini artirir. Ispirto ile karistirilmis kafuru saçta kepek olusumunu keser. Akciger hastaliklarinda faydalidir.



Kahkahaçiçegi: (Sahilkahkahasi / Çitsarmasigi / Gündüzsafasi / Convolvulus persicum / Liseron / Bindweed) Çitsarmasigigiller familyasindan, uçlari mavi çizgili beyaz çiçekler açan bir çesit sarma¤¤¤¤¤¤.



Kullanildigi yerler: Kabizligi giderir, hazmi kolaylastirir.





Kahve: (Coffea / Kaffee / Café / Coffee ) Vatani Afrika olan fakat bugün tropikal bölgelerde yetistirilen küçük boylu agaç ve agaççiklar. Kisin yapraklarini dökmez, çiçekleri beyaz, meyveleri 1-2 tohumlu olup kirmizidir. Yabânî olarak yetisen kahve agaçlarinin boylari 5-7 m oldugu hâlde kültür olarak yetistirilenlerin boylari 2-3 metreyi geçmez. Kahve agaçlarinin en iyisi Arabistan’da yetisenidir. Kahve, insanlar tarafindan ilk olarak Habesistan’da 3. yüzyilda yetistirilmeye ve kullanilmaya baslanmistir. On sekizinci yüzyilda Mekke’ye hacca giden Habesistanlilar, kahveyi Arabistan’a ve bütün Müslüman âlemine tanitmislardir. Böylece Müslümanlar tarafindan bilinen ve kullanilan kahve, Osmanlilar zamâninda Avrupa’da görevli elçiler yoluyla önce Venedik, Ingiltere, Fransa’ya daha sonra da, bütün bati devletlerine tanitilmistir. Kahve, en çok Habesistan, Libya, Brezilya, Meksika, Hindistan, Arabistan ve Orta Amerika’da yetistirilir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Tabiî olarak yetismez. Kültürü yer yer yapilir.



Kullanildigi yerler: Kahve çekirdeklerinin kavrulup dögülmesinden ve sicak suyla kaynatilmasindan meydana gelen içecek “kahve” olarak bilinir. Kahvenin bilesiminde en önemli olarak kafein alkoloidi vardir. Kafeinin az miktarinin damarlari genisletmek sûretiyle uyarici etkisi vardir.Kalbi kuvvetlendirir, sindirimi kolaylastirir, böbrek damarlarini genisleterek idrari çogaltir, solunumu hizlandirir. Kani beyne çekerek, beynin faaliyetini arttirir ve narkotiklerle zehirlenmelere karsi kullanilir. Fazla miktarda alindiginda uyarici etki fazlalasir, kalbin çarpintisini arttirir, kulaklarin uguldamasina sebeb olur. Çok fazla alinirsa ölümle sonuçlanir. Kahvede az miktarda protein, yag ve sakkaroz bulunur. Kahve, ya çekirdek olarak veya çekilmis olarak (kavrulup-ögütülmüs) olarak satilir. Kavrulup ögütülmüs kahve çabuk bayatladigindan, daha çok çekirdek kahve tercih edilir.



Kahvenin içimi: Kahvenin içecek olarak hazirlanmasinda her memleketin kendine göre usûlleri vardir.Memleketimizde “Türk kahvesi” veya “alaturka kahve” diye meshur olan kahve söyle hazirlanir:



Tâze olarak kavrulmus ve çekilmis kahve kullanilir.Türk kahvesinde en önemli özellik bol köpüklü olmasi ve cezvelerde pisirilmesidir. Cezveye önce kahve ve istege göre (az-orta-sekerli) seker konulur. Sonra soguk su ilâve edilir, iyice karistirilip kaynatilir, köpügü tasmadan fincanlara servisi yapilir.



Alafranga veya memleketimizde neskafe olarak bilinen kahveler ise, birtakim islemlerden geçirilir. Iri veya ince çekilmis kahve tânelerinin üzerinden kaynar su geçirilir. Sonradan içersine süt, krema gibi bâzi maddeler ilâve edilir. Suyu uçurulur. Ticârette kavanozlar içerisinde toz olarak, piyasaya sevk edilir. Içilirken de üzerine sicak su, süt, seker ilâve edilerek içilebilir. Kahve ihtiyaçtan fazla alinirsa insanda uykusuzluk, çarpinti, asiri decede sinirlilik meydana getirir.



Kakao: (Kakaobaum / Cacaoyer / Cacao tree / Hindbademi / Theobroma cacao) Vatani tropik Amerika ve Bati Afrika olan, kavliflor bir bitki. (Çiçeklerin yasli dal ve gövdelerden çikmasi olayina kavliflor denir.) Kakao, theobroma denilen bir bitki türünün kurutulmus tohumlaridir.Kahve gibi içilmede kullanilir. 10-15 m boyunda bir agaçtir. Çiçek ve meyveler ana gövde üzerinde bulunur. Bitkinin ancak 5-6 yasindan sonra meyvelerinden istifâde edilir. Meyveler kavun seklinde, küçük bir hiyar büyüklügünde ucu sivri, tâzeyken limon sarisi-kirmizi renkte, kuruduktan sonra daha koyu olan ve açilmayan bir kapsüldür. Meyveleri çok tohumludur. Beyaz veya açik mor renkteki ve bâdem seklindeki tohumlari kakao tânelerini teskil eder. Meyveler içerisinden çikarilan kakao tohumlari ya hemen veya bir süre fermantasyona terk edildikten sonra kurutulur. Fermantasyon sonucu aci lezzet kaybolur ve aromatik bir koku meydana gelir. 50 meyveden takriben bir kg, tohum elde edilir. Tâneler kavrulur, kizilimsi kahverengi un hâline getirilir ve yagi çikarilir. Yag çiktiktan sonra katilasan kakao, yeniden ögütülerek çok ince toz hâline getirilir ki, bu toz, kakao tozunu teskil eder.



Kullanildigi yerler: Kakaonun bilesiminde teobromin, kafein, kakao sâbit yagi vardir. Bol kalorili bir besindir. Ayrica %40 karbonhidrat, % 18 protein vardir. Kafeinden dolayi kahvede oldugu gibi yatistirici ve uyarici etkisi vardir. Az miktari kalbi kuvvetlendirir, sindirimi kolaylastirir, idrar söktürür. Fazla miktari zararlidir. Kakao kahve gibi ayrica süt ilâvesi ile de içilebilir. Kakao yagi çikarilmadan, çikolata îmâlinde kullanilir. Kakao yagi seker yapiminda oldugu gibi, pomatlarda da kullanilir.



Kakule: (Kardamom / Ingver / Cardamome / Cardamom / Elettaria cardamomum ) Bati ve Güney Hindistan, Güneydogu Asya’nin sicak bölgelerinde yetisir. 4-5 m boyunda, büyük yaprakli çok yillik bir bitkidir. Özellikle Güney Hindistan’in bataklik ormanlarinda yabânî olarak yetisir. Kakulenin meyveleri 1-2 cm uzunlukta, sarimsi yesil ve kirli beyazimsi renktedir. Tohumlari mercimek seklinde ve büyüklügünde, kirmizimsi esmer renkte olup, keskin kokuludur. Kakule yetistigi yere göre isim alir. Seyhan kakulesi, Malabar kakulesi, Siyam kakulesi gibi



Kullanildigi yerler: Kakule tohumlari rezin, nisasta ve uçucu yaglar tasir. Hos lezzeti ve kokusundan dolayi baharat olarak kullanilir. Ayrica istah açici, mîdevî ve gaz söktürücü etkilere sâhiptir.



Kanaryaotu: (Kreuzkraut / Seneçon / Groundsel / Senecio) Senenin çogunu çiçekli olarak geçiren, yol kenarlari ve bahçelerde görülen, 10-60 cm yüksekliginde, bir veya iki yillik otsu bir bitki. Gövdeleri dik, dali, tüylü veya tüysüz, seyrek yapraklidir. Yapraklar derin parçali lobludur. Çiçekler küçük silindir seklindeki kapitilum adi verilen basçiklarda toplanmistir. Çiçeklerin hepsi tüp seklinde ve sari renklidir. Meyveleri siyahimsi renkli ve üzeri kisa ve sik tüylerle kaplidir. Otuz kadar türü vardir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Türkiye’nin çogu yerinde farkli türleri çok yaygindir.



Kullanildigi yerler: Bitkinin toprak üstü kisimlari toplanir. Uçucu yag, tanen, reçine, inulin ve alkaloit tasir. Yumusatici, kurt düsürücü, yara iyi edici, âdet agrilarini hafifletici olarak kullanilir. Alkaloit tasidiklarindan dikkatli kullanilmalidir.



Kantaron: (Sarı kantaron , binbirdelik otu , kan otu , kılıç otu , koyunkıran , mayasıl otu , yara otu , Tausendguedenkrauf / Centaurée / Centaury / Erythraea centaurium / Kantariyyon / Erythroea / Gentiana lutea) Haziran, eylül aylari arasinda pembemsi, beyaz renkli çiçekler açan, nemli çayir ve orman kenarlarinda rastlanan 15-50 cm boyunda, iki yillik otsu bir bitki. Küçük kantaron veya kirmizi kantaron olarak da bilinir. Bitkinin gövdeleri tüysüz ve diktir. Yapraklar sapsiz ve karsilikli, oval sekilli ve uçlari sivridir. Pembemsi çiçekler dallarin ucunda durumlar yapar ve çiçekler genellikle saplidir. Çiçekler bes sivri disli ve tüpsüdür. Meyveleri silindir seklinde bir kapsüldür. Çok fazla sarimsi-esmer renkli tohumlari vardir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Trakya ve Anadolu.



Kullanildigi yerler: Çiçekli bitki çiçek açma zamaninda toplanir, demetler halinde baglanip gölgede kurutulur. Bitkide sekerler, reçine ve aci maddeler vardir. Çayi kuvvet verici, istah açici ates düsürücü ve hazmi kolaylastirici olarak verilir. Ayrica Astim ve mide agrilarinda da faydali oldugu bilinir.



Karabasotu: (Lavandula stoechas / French lavander / Lavande) Ballibabagiller familyasindan, bir veya çok yillik otsu bir bitkidir. Ezildigi zaman çok kuvvetli ve hos olmayan bir koku çikartir. Çiçekleri mavi veya menekse rengindedir. Bir türünden, "Karabas yagi" denilen bir yag çikartilir. Yurdumuzda alçak maki gruplariyla birlikte yetisir.



Kullanildigi yerler: Agrilari dindirir. Kalbe kuvvet verir. Balgam söker. Uyusukluk giderir, zindelik verir.



Karabiber:



Kullanildigi yerler: Mideyi isitir. istah açar. Hazmi kolaylastirir. Mide ve barsaklardaki mikroplari öldürür. Enerji verir. Afrodizyak özelligi vardir (Cinsel istekleri kamçilar.)



KaramukOnly the registered members can see the link githago / Corn-cockle / ) Karanfilgiller familyasindan, yurdumuzda hububat yetistirilen tarlalarda görülen, çogu zaman bugdayla karisik olan biten, 30-100 cm yüksekliginde, tohumlari zehirli bir bitkidir. Üzeri tüycüklerle kaplidir. Çiçekleri büyük ve güzel, morumsu pembe ve ender olarak da beyazdir.



Kullanildigi yerler: Sogukalginligini giderir.



Kardeskani: ( (Ejderkani / Ejderagaci / Drecaena dreco / Sanguis draconis) Birçenekliler sinifinin, zambakgiller familyasindan, Kanarya adalarinda yetisen bir agaç ya da agaççiktir. Gövdesi kalindir. Yapraklari sert ve kiliç seklindedir. Dallarinin ucunda demet seklinde toplanmistir. Yasli gövdelerden, boyacilikta kullanilan reçinemsi kirmizimtirak bir öz su akar.



Kullanildigi yerler: Yaralari tedavi eder, dis kanamalari tedavi eder





KarnabaharOnly the registered members can see the link / Chou-fleur / Cauliflower / Karnabit / Brassica oleracea var / Bortytis / Cauliflower) Lahananin bir çesidi. Lahanada yapraklar sebze olarak kullanildigi halde, karnabaharda yenilen kisim genç çiçek tomurcuklari ile çiçek durumu eksenidir. Karnabahar beyaz renkte bir sebzedir. Bunun sebebi de çiçek durumunun büyük örtü yapraklari ile kapali kalmasindandir. Fosfor ve vitamin bakimindan zengindir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Ege, Akdeniz, Marmara bölgelerinde sebze olarak yetistirilir.



Kullanildigi yerler: Zihin yorgunlugunu giderir. Afrodizyak özelligi vardir. Cinsel gücü artirir. Sinirleri kuvvetlendirir. Idrar söktürür. Dalak hastaliklarina iyi gelir. Seker hastalarina faydali oldugu bilinir.



Karpuz: (Harbuz / Citrullus vulgaris / Watermelon / Pasteque / Wassermelone) Pulpasi sulu ve lezzetli olan ve memleketimizde meyve olarak çok yetistirilen, alaca yesil, sert kabuklu büyük meyveler veren, bir yillik otsu bir bitkidir. Daha çok Akdeniz bölgesi ülkelerinde yetisen bir bitkidir. Anavatani Afrika’dir. Eski Misirlilar zamaninda karpuzun yetistirildigi tesbit edilmistir. Karpuz, mutedil iklimlerden hoslanir, kumlu-killi, derin ve serin topraklari sever. Olgun karpuzlar tin-tin eder, kurumus sapi kolayca kopar, agirlikça hafiftir. Karpuzlar renk, sekil ve yetistigi yere göre isim alirlar:



1. Yeni dünyâ karpuzu: Marmara bölgesinde çok ekilir. Açik yesil renkte ince kabuklu, koyu kirmizi, gevrek, tatli ve etlidir. Çekirdekleri beyaz ve küçüktür.



2. Alacali karpuz: Açik yesil kabuk üzerinde muntazam koyu lekeler vardir. Kabugu gevrektir. Eti pembe kirmizi, çekirdekleri siyahtir.



3. Kara karpuz: Kalin, koyu yesil kabuklu, çok sekerli ve lezzetli, etinin orta kismi buzlu gibi görüldügünden karabuz karpuzu da denir. Çekirdekleri küçük ve kirmizi renklidir. Siyah olanlari da vardir.



4. Gülle karpuzu: Geç yetisen, kislik bir çesittir. Koyu yesil renkte ve gülle seklindedir.



5. Vasinkton karpuzu: Erken yetisen tatli, kabugu ince bir karpuz çesidi.



6. Diyarbakir karpuzu: Alaca yesil, çok kalin kabuklu, yuvarlak ve söbü biçiminde, ortalama 20-30 kg gelebilen iriliktedir. 50-60 kg gelenleri de vardir. Fazla sekerli sayilmaz, eti de posalidir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Hemen hemen her yerde.



Kullanildigi yerler: Tatli, sulu, sifali, ferahlatici bir meyve olan karpuz, vücuttaki toksinleri temizler ve böbrekteki kumlari eriterek sihhat ve zindelik kazandirir. Karpuzun keleklerinden tursu yapilir. Ayrica kemik gelisimine de yardimci olur.



Kasıkotu: (Fitikotu / Dagçayi / Kizilyaprak / Koyunotu /Herniaria glabra / Agrimonia eupatorium) Karanfilgiller familyasindan, Avrupa, asya ve yurdumuzun çesitli bölgelerinde yetisen, bir veya çok yillik bitkilerdir. Yapraklari küçük ve kümeler halindedir. Hekimlikte topragin üstünde kalan kisimlari kullanilir.



Kullanildigi yerler: Böbrek ve mesane rahatsizliklarini giderir. Fitikta faydalidir. Idrar söktürür. Vücüdu rahatlatir. Bademcik iltihablarina iyi gelir.



KasımpatıOnly the registered members can see the link / Chrysantheme / Chrysanthème / Chrysanthemum / Krizantem / Margarit) Vatani Çin, Japonya olan park ve bahçelerde yetistirilen güzel çiçekleri olan süs bitkileri. Sonbahardan kisa kadar çiçek açar. Saridan kirmiziya kadar çesitli renklerde iri ve katmerli çiçekleri vardir. Büyüklükleri ve sekilleri türlerine göre farklidir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Ege, Akdeniz, Marmara bölgesi.



Kullanildigi yerler: Balkanlarda yetisen ve Chrysanthemum cinerariae folium adi verilen türündan, böcek öldürücü ilaç yapilir.



Kasu: (Cacho / Catechu / Cachou / Katechusaft) Kasu Akasyasi (Acacia catechu) nin odunundan elde edilen bir maddedir. Kahverengi, kokusuz bir kütledir. Soguk suda kismen, sicak suda ve alkolde tamamen çözülür.



Kullanildigi yerler: Ishali keser, vücuda kuvvet verir.





Labada: (Gartenampfer / Patience / Patience dock / Rumex patientia ) Haziran-eylül aylari arasinda, yesilimtrak renkli küçük çiçekler açan, 50 cm-1,5 m boylarinda çok yillik otsu bir bitki. Daha çok çayirlik yerlerde, harâbelerde, yol kenarlarinda, meskûn daglik bölgelerde yayilis gösterirler. Gövdeleri dik, silindirik kirmizimsi, kökler kalin ve sarimsi renklidir. Yapraklari büyük, sapli ve sapin tabani oluk gibi çukurlasmistir. Çiçekler, gövdenin ucunda toplanmislardir. Çiçek organlari 6 parçalidir. Meyveleri kanatlidir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Bütün Anadolu.



Kullanildigi yerler: Bitkinin kökleri ve saplari kullanilir. Kökler temizlenip, kalin dilimlere bölünür ve kurutularak saklanir. Labada köklerinde nisasta, seker, yag ve reçine vardir. Ayrica C vitamini ihtiva eder. Hâricen, bazi deri hastaliklarina karsi, haslama olarak kullanilir. Çayi da istah açici, kuvvet verici ve müshil olarak kullanilabilir. Körpe yapraklari da yiyecek olarak kullanilir.



Bu bitkinin Anadolu’da bulunan diger türleri pazi, kuzukulagi gibi çesitli isimler altinda bilinir ve istifade edilir.



Lahana: (Kopfkohl / Chou / Cabbage / Brassica oleracea / Chou commun) Sari veya beyaz çiçekli, yillik, iki yillik ve çok yillik, çogu Akdeniz çevresi memleketlerinde yetisen ve yetistirilen bir kis sebzesi. Mutedil-serin, sisli, yagisli, rutubetli iklimleri sever. Fazla sicak ve kuraklik, lahananin göbek baglamasini güçlestirir, yapraklari sertlestirir. Killi, derin, serin ve kuvvetli toprak ister. Azotlu gübrelere ihtiyâci fazladir. Kolay göbek baglamasi kisa daha iyi dayanabilmesi, kendine has tadi olmasi için, fazla miktarda potas’a ihtiyaç duyar. Lahana, çogu Avrupa ülkelerinde yaygin olarak yetistirilir. Eskiden beri, kisin sebze olarak yenilir. Kis soguklarina oldukça iyi dayanabilen bir bitkidir.



Lahana cinslerini söyle siralayabiliriz:



1. Kelle (bas) lahana: 2-6 kg agirligi olan, en çok yetistirilen bir çesittir.



2. Kantar lahana: Orta, Güney ve Güneydogu Anadolu’nun bâzi yerlerinde ekilir. Tânesi 15-30 kg gelebilir.



3. Brüksel lahanasi: Uzun gövdesine siralanmis olan yapraklarinin diplerinde bir findik veya ceviz büyüklügünde göbek baglamis yumrulardan istifade edilir.



4. Kara lahana: Karadeniz sahilinde pek fazla yetistirilir. Göbek baglamaz, körpe yapraklari çok lezzetli, baharli, istah açici, sifâlidir.



5. Kirmizi lahana: Yapraklari kirmizi renktedir. Fazla iri olmaz. Siki göbek baglar.



6. Karnabahar: Lahananin bir çesidi sayilabilir. Lahananin yapraklarindan, karnabaharlarin çiçeklerinden faydalanilir. Karnabahar daha lezzetli, besince daha kuvvetlidir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Yabânî olarak Akdeniz bölgesidir. Kültürü her yerde genis çapta yapilmaktadir.



Kullanildigi yerler: Lahananin çesitli tipleri pisirilerek yenildigi gibi pisirilmeden salata yerine yahut tursusu yapilarak yenir. Kalori bakimindan pek zengin olmamakla beraber, vitamince zengindir. A,B,C vitaminleri bol bulunur. Lahana tohumlari kurt düsürücü ve idrar söktürücü olarak kullanilir. Tohumlarindan kolzayagi elde edilir. Ayrica, haslanarak yenilirse mide ve barsak yaralarini yumusatir. Vücudu hastaliklara ve özellikle kansere karsi korur. Ses kisikligini giderir. Guatr olanlar yememelidir.



Lavanta: (Lavendel / Lavande / Lavender / Lavandula ) Haziran-agustos aylari arasinda mâvi veya mor renkli çiçekler açan, 20-60 cm boylarinda, aromatik kokulu, çok yillik, otsu veya çalimsi bitkiler. Daha çok deniz ikliminin bulundugu bati bölgelerimizde yaygin olan lavantanin, Türkiye’de yetisen iki türü vardir. Bunlar, Lavandula stoechas ve L. angustifolia’dir. Ayrica daha ziyâde kültürü yapilan, Ingiliz lavanta çiçegi (L. spica) olarak bilinen türü de bulunur.



Ingiliz lavanta çiçegi (L. spica): Haziran-agustos aylari arasinda mâvi renkli çiçekler açan, 20-50 cm boylarinda çok yillik otsu bir bitki. Gövdeleri dik ve odunludur. Dallar, yalniz alt kisimlarinda yaprak tasir. Yapraklar kisa sapli, dar ve uzunca, tüylü, beyazimsi-grimsi-yesil renklerdedir. Çiçekler dallarin ucunda, uzun saplar üzerinde toplanmisladir. Çiçekler küçük ve çok kisa saplidir. Çanak ve taç yapraklari tüp seklindedir. Meyveleri parlak siyah renklidir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Kuzeybati-bati ve güneybati Anadolu.



Kullanildigi yerler: Çiçekleri kullanilir. Çiçekleri açmadan toplanir ve su buhari ile distile edilerek, hemen uçucu yag elde edilir. Uçucu yaginda organik asitler, pinen, kâfur, camphen vs. gibi maddeler bulunur. Lavanta çiçegi, kuvvet verici, idrar söktürücü ve romatizmaya karsi çay hâlinde kullanilir. Çok iyi bir koku vericidir. Hâricen yatistirici olarak da kullanilir. Parfümeri sanâyiinde kullanilan önemli bir bitkidir. Lavanta çiçeginin bir türü olan Lavandula stoechas, Karabas olarak bilinir.





Limon: (Zitronenbaum / Limonier citronnier / Lemon tree / Lemon / Citron) Mart-ekim aylari arasinda beyazimsi-pembe renkli, güzel kokulu çiçekler açan, 3-5 m boylarinda, kisin yapraklarini dökmeyen küçük boylu agaçlar. Vatani Çin olup, Akdeniz bölgesinde genis çapta yetistirilir. Onuncu asirda Araplar tarafindan Avrupa’ya getirilmistir. Yapraklari oval, tüysüz, parlak yesil renklidir. Çiçeklerin taç ve çanak yapraklari beser parçalidir. Meyveleri oval sekilli, açik sari renkli, üzeri parlak ve kabarcikli, özel salgi cepleri olup, asitli bir özsuyu vardir. Tohumlari oval sekilli, sarimsi renkli ve aci lezzetlidir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Akdeniz bölgesi ve Dogu Karadeniz.



Kullanildigi yerler: Limonun meyve kabugu, limon esansi ve usaresi kullanilir. Limon kabugunda uçucu yag, hesperidin aci madde ve tanenli maddeler vardir. Kabugun içindeki beyaz kisma albeda adi verilir. Bundan petkin elde edilir. Istah açici ve sindirim kolaylastirici olarak kullanilir. Tâze meyve kabuklarini sikmak sûretiyle limon esansi elde edilir. 1500-3000 limondan 1 kg kadar esans elde edilir. Yesil olanlar sari ve olgun olanlarindan daha fazla esans verir. Bilesiminde uçucu yag vardir. Limonata yapiminda, besin endüstrisinde, pasta ve sekercilikte, parfümeri ve sabun yapiminda koku ve lezzet vermek üzere bazi preparatlarin bilesimine girer. Limonun pulpa kismi (iç kismi) sekerler, vitamin C ve sitrik asitler ihtivâ etmektedir. Limon suyu, atesi ve tansiyonu düsürür. Kani temizler. Susuzlugu giderir. Damar sertligi ve romatizmada faydalidir. Cildi güzellestirir. Disleri beyazlatir ve disetlerini kuvvetlendirir. Bogaz ve bademcik iltihaplarini giderir. Bas ve vücut agrilarini keser.



Mandalina: (Mandarin / Tangerine / Mandarine) Partakaldan daha küçük, toparlak veya yassi, sari-turuncu renkli, usaresi tatli, hos kokulu bir meyvedir. Mandalina kabuklari portakaldan ince olup, daha kolay soyulabilir, fakat az dayanir. Memleketimizde Alanya-Antalya-Mersin-Iskenderun (Dörtyol) ve Rize bölgesinde yetistirilir. Fakat, Bodrum ve Mersin mandalinasi meshurdur.



Türkiye’de yetistigi yerler: Akdeniz bölgesi, Dogu Karadeniz bölgesi.



Kullanildigi yerler: Meyveleri seker, organik asitler ve C vitamini ihtivâ eder. Kani temizler, sinirleri yatistirir, damarsertligi grip ve felçte faydalidir





Mantarlar: (Pilz / Champignons / Fungi-mushrooms / Fütr / Fungus) Boy, biçim ve bölge bakimindan büyük degisiklikler gösteren, yüzbin kadar çesidi olan bir bitkidir. Karada ve tatli sularda yasarlar.



Genel yapilari: Mantarlar genel olarak klorofilsiz ve renksiz organizmalardir. Yüksek mantarlar bâzi renk maddelerini ihtivâ edebilirler. Sekil bakimindan en ilkelleri çiplak ve amipsidir. Digerlerinde kitinden yapilmis bir çeper vardir ve çesitli sekiller gösterirler. Bir kismi tek hücrelidir. Bir kismi ise tek veya çok hücreden yapilmis basit veya dallanmis ipliksi gövdeye sâhiptir. Mantar ipliklerine hif, bu hiflerin teskil ettigi topluluga da misel veya miselyum denir.



****bolizma: Mantarlar saprofit (çürükçül) veya parazit olarak yasayan heterotrof (dis beslek) organizmalardir. Yedek besin olarak glikojen ve yag meydana gelir, nisasta yoktur.



Yayilislari: Mantarlar tabiatta çok yaygin bulunurlar. Dünyâ üzerinde 60.000 kadar mantar çesidi vardir. Tatli sularda ve karada, nâdiren denizlerde yasarlar. Bir kismi insan, hayvan ve bitkiler üzerinde parazit olarak yasayip hastalik meydana getirirler. Toprakta bulunan diger bir kisim mantarlar da organik maddelerin parçalanmasinda rol oyna¤¤¤¤¤ bitkilerin beslenmesine yardim ederler. Bunun yaninda birçok besinin bozulmasina da sebep olurlar. Karada yasayan yüksek mantarlarin çogu “mantar” adi altinda bilinir, sapkali olan bir kismi yenir, bir kismi ise zehirli olup, önemli zehirlenmelere yol açar. Bâzi mantarlar da mavi-yesil veya yesil suyosunlari ile birlikte likenleri meydana getirirler.



Üreme: Mantarlar sporlanma ile eseysiz veya eseyli olarak üreyebilirler. Mantar miselleri uygun çevre sartlarinda çesitli sekillerde sporlari meydana getirirler. Olgunlasan sporlar fertten ayrilarak serbest hâle geçer ve çimlenerek kendi türüne has mantari meydana getirir. Mantar sporlari, degisen çevre sartlarina karsi çok dayaniklidirlar. Bu sebeple tabiatta uzun süre canli kalabilirler. Mantarlarin sekil ve büyüklükleri türlere göre degisir. Esemli üremeleri, farkli esemlere âit sporlarin birlesmesi ile olur.



Bazidli mantarlar: Bu sinifta da bitkilerde hastalik meydana getiren mantarlarla, yenebilen ve insanlar için çok zehirli olan mantarlar bulunmaktadir. Mantar miselleri çok hücreli olup, tomurcuklanma sûretiyle spor meydana getirirler. Bugdaygillerde karapas, rastik, sürme gibi hastalik yapan mantarlar bu sinifta olup, bitkileri tahrip ederler. Bu grubun en önemli mantarlari karada ve bilhassa ormanlarda yasayan sapkali mantarlardir. Sampiyon, kuzu kulagi gibi mantarlar, yenebilen kiymetli mantarlardir. Sinek mantari(Amanita muscaria) gibi bir kisim mantarlar ise çok zehirlidir. Meselâ sinek mantari zehirli alkaloitler tasir. Mantar yendikten bir kaç dakika veya bir kaç saat sonra zehirlenme belirtileri görülür. Mantarda bulunan alkaloitler sinir sistemine etki yaptigindan, hastanin kalp hareketleri, nabzi yavaslar, bulanti, kusma, terleme, salya akmasi ve gözyasi, sulu ishal ve delilige yakin bir sarhosluk görülür. Hasta deli gibi her seyi söyler. Mîde, barsak, karaciger ve böbrekler çok zarar görür. Hastada su ve elektrolit dengesi bozulur, idrar çok azalir. Eger mantar çok yenmisse hasta zamanla agirlasir ve ölür. Eger zehirlenme erken anlasilirsa, ilk yardim olarak ilik tuzlu su içirilir, kusturulur ve birkaç defâ tekrarla mîdesi yikanirsa hasta kurtulabilir. Ilk yardimdan sonra hastâneye kaldirilip atropin tedâvîsi yapilir, serum verilir. Hastaya aktif kömür, toz kahve, çay ve bir pürgatif verilir. Ilk günlerde karbonhidratça zengin, proteince fakir yiyecekler verilir. Hastaya hiçbir zaman alkol verilmez. Bâzan 1-2 mantar ergin bir insani bir günde öldürmeye yeterli olabilir. Her yil mantar zehirlenmesinden olan ölümlerin büyük bir kismi bu amanita grubu mantarlardan ileri gelir. Zehir maddeleri, mantari kurutmak, kaynatmak ve kizartmakla kaybolmaz. Zehirli ve yenen mantar arasindaki ayrintiyi kesin olarak kolayca ayirt edebilecek bir metod yoktur. Kirdan toplanan mantarlarin yenebilmesi için mantarin çok iyi taninmasi gerekir. Aksi hâlde yenmemelidir. Kültür mantarlari tercih edilmelidir. Mantar toplamak, yetistirmek özel bilgi ve tecrübeyi gerektirir. Çünkü zehirsizler yanindaki tek zehirli mantarin birlikte pismesi, hepsine bulasmasi demek olacagindan çok dikkatli davranilmalidir. Halk arasindaki yaygin olan, zehirli mantarin herhangi bir gümüs esyâyi kararttigi görüsü tamâmen yanlistir. Zehirli mantarlar genellikle renk ve sekil bakimindan çok ilgi çekici olurlar. Mantarlarin zehirli olup, olmadiklarini bâzi belirtilerinden anlama imkâni varsa da toplarken çok dikkatli davranmak gerekmektedir. Zîrâ bir anlik dalginlik, yiyen kimsenin zehirlenmesi demektir. Mantarlarin garip dünyâlari henüz ilmî açiklik kazanamamistir. Meselâ; bâzi mantarlar, hemen hemen alti metre çapinda el ile dikilmis görünümünü uyandiran bir dâire içinde yetismektedir. Bir çesit mantar da bitkileri bir yüzük gibi sararak buralarin yirtilip, kalbur gibi delinmesine ve sanki içlerinde isik yaniyor seklini vermesine sebep olmaktadir. Coprinus mantarinin olgunlastiktan sonra renginin siyaha döndügü ve sulanarak mürekkep hâlini aldigi söylenmekte, bir çesit yuvarlak iplik gibi uzun Myclia mantarinin da ona hafifçe dokunan bir solucani bir uzanti ile hemen yakala¤¤¤¤¤ içinde hazmetmesi, enteresan olaylar arasinda yer almaktadir. Bâzi tür mantarlar insanlarda garip tesirler yapar. Meselâ; Meksika’nin islak otlu kesimlerinde yetisen Pslocybe mantari, yenildiginde insanin garip seyler görmesine sebep olur. Bilhassa kizilderililer, dînî âyinlerinde bundan yiyerek güzellik, tazelik ve bilginin sirlarina sâhip olacaklarina inanirlar. Mantarin pekçok çesitleri olmasina ragmen, bunlarin arasindan ancak bir iki tânesi yenmektedir. Dünyânin en çok mantar yiyen ülkesi, Fransa’dir. Kisi basina düsen yillik mantar orani 16 kg’i bulmaktadir. ABD ve Avrupa’da en çok yenen Agaricus bisporus, Güney Asya’da Volvariella volvacea, Japonya’da ve Çin’de Lentinus edodes baslica yenen mantar çesitleridir.



Yurdumuzdaki bâzi mantarlar:



Çayir mantari: Zehirli türü de olan bu mantara dikkat etmek gerekir. Semsiye seklinde, kir ve çayirlarda yetisen bu mantar, açik kahverenklidir.



Seytan mantari: Kesildiginde önce kirmizi, sonra mâvi olan bu mantar oldukça zehirli bir türdür. Sapi karinli ve saridir. Altinda koyu kirmizi karisik çizgiler vardir.



Kuzu mantari: Çogunlukla zehirsizler sinifina giren kuzu mantari, uzun külah biçimli, sari ve koyu renklidir.



Mercan mantari: Üzerlerinde beyaz, sari, pembe tomurcuklari olan bu mantarin parmak biçimli çikintilari vardir ve zehirsizdir.



Kurt mantari: Zehirli mantarlar sinifindan olan bu tür, beyaz sert dügme görünüsünde olup, akarsu ve yol kenarlarinda yetismektedir.



Mantar, pisirildigi gün hemen yenilmelidir. Mantari pisirmek için bilhassa emaye, atese dayanikli cam veya porselen kaplar kullanilmali, mantar kesinlikle alüminyum tencerede pisirilmemelidir. Pisirilecek mantarlari çok iyi temizlemek, basindaki yapiskan deriyi çekip çikardiktan sonra sapini keskin biçakla kazimak gerekir. Bol suda yikanan mantarlar, bir peçete üzerine birbirinden ayri duracak sekilde siralanip, iyice süzülmesi beklenir. Daha sonra ince ince dogra¤¤¤¤¤ pisirmelidir. Mantari pisirirken tadinin kaybolmamasi için yalnizca tuz, karabiber ve kiyilmis tâze maydanoz konulur.



Kullanildigi yerler: Mantar etin yerini tutar. Protegin degeri etten daha fazladir. Yorgunlugu giderir. Düsünme ve ögrenme yetenegini gelistirir. Kansizligi giderir. Bedenin gelismesine yardimci olur. Romatizma ve üremi olanlar yememelidir.



Margarit: (Çayir kasimpati / Öküzgözü / Chrysanthemum leucantheum) Daglarda ve çayirlarda yetisen, güzel çiçekli bir bitkidir. Kasimpati'ya benzer. Dallari ufaktir. Yesil yapraklari dantela gibidir. Çiçeklerinin etrafinda beyaz yapraklar vardir. Ortasi altin sarisi renginderir. Çiçekleri yaz aylarinda toplanip kurutulur.



Kullanildigi yerler: Idrar söktürür. Terletir. Böbrek taslarinin düsürülmesine yardimci olur. Karaciger hastaliklarinda faydalidir. Egzama gibi deri hastaliklarinda sikayetleri giderir.





Marrup: (Marupa / Simarouba) Ikiçenekliler sinifinin, Simaroubaceae familyasindan, Amerika'da 9 türü olan bilesik, almasik yaprakli bir agaçtir. Antillerde yetisen Simarouba amara, 20 metre kadar boyunda bir agaçtir. Kabugu düz, pürüzsüz, grimsi renkte ve çok acidir. Kerestesi kiymetlidir.



Kullanildigi yerler: Ates düsürür. Kalp hastaliklarinda faydalidir





Marul: (Lactuca / Lettuce / Laitue / Gartenlattich / Sommerendivie / Kopfsalat / Laitue) 30-100 cm boylarinda, tüysüz, sari renkli çiçekler açan, beyaz bir süt tasiyan iki yillik otsu bir bitki. Kültür formlari ve degisik varyeteleri, çok eskiden beri yetistirilmektedir. Bostan marulu olarak da bilinir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Anadolu’nun her yerinde yetistirilmektedir.



Kullanildigi yerler: Sebze olarak kullanilir. Tâze yapraklari bas agrisina karsi, süt arttirici, hafif müshil ve idrar arttirici olarak kullanilir. Marul tohumu da yatistirici, hafif müshil etkiye sâhiptir. Erkeklerde özellikle ergenlik döneminde olusan asiri cinsel istekleri frenler.



Diger bir marul da yabânî marul (Lactuca serriola)dir. Aci marul, esek marulu, yag marulu gibi isimlerle de bilinir. Anadolu’da yaygindir. Bitkinin çiçekli dallari idrar arttirici, antispazmodik ve yatistirici etkilere sahiptir. Kurutulmus sütü de uyusturucu ve uyutucu etkilere sâhiptir. Anadolu’da 10 kadar marul (Lactuca) türü yayilmis bulunmaktadir.





Maydanoz: (Petersilie / Persil / Parsley / Midenuvaz / Petroselinum sativum) Agustos-eylül aylari arasinda, beyaz renkli çiçekler açan, kazik köklü, 30-100 cm boylarinda, iki yillik otsu bir bitki. Ilk yil bir yaprak rozeti, ikinci yil ise bir gövde meydana getirir. Rutubetli ve sulak topraklari sever. Gövdeleri dik, tüysüz, köseli, içi bos ve çok dalli, yapraklari sapli, parçali ve koyu yesil renklidir. Çiçekler semsiye seklinde toplanmistir. Yapraklari tüysüz, yesilimsi, esmer renkli, armut seklinde ve özel kokuludur.



Kullanildigi yerler: Kökü ve yapraklari kullanilir. Yapraklarda uçucu yag ve glikozit, köklerinde ise uçucu yag, seker, müsilaj ve glikozit vardir. Yapraklar vitamin (A,C,K) bakimindan zengindir. Yapraklar idrar söktürücü olarak kullanilir. Ayrica, Iltihapli yaralarin iyilesmesine yardim eder. aybasi sancilarini keser. Yüksek tansiyonu düsürür. Kansizligi giderir. Mide ve barsaklarda gaz birikmesini önler. Cinsel istekleri artirici (Afrodizyak) özelligi vardir. Görme gücünü artirir. Kök de ayni özelliklere sâhiptir. Tâze yapraklar, papagan ve diger kuslar için tehlikelidir.





Mazı: (Thuja / Arborvitae / Thuya / Noix da gelle) Servigiller familyasindan, pul yaprakli, daima yesil, agaç veya agaççik halinde bulunan bir bitki cinsidir. Halk hekimliginde yapraklari ve kozalagi kullanilir.



Kullanildigi yerler: Yapraklari sigilleri yok etmekte kullanilir. Kozalagindan barsak kurdu düsürücü ilaç yapilir. Gebe kalmayi önlemek için kullanilir. Bazi zehirlenmelerde panzehir olarak kullanildigi bilinir. Basur memelerinde de faydalidir.



Melissa: (Ogulotu / Melisse / Mélisse / Lemon balm / Melissa officinalis) Haziran-agustos aylari arasinda beyazimsi pembe veya sarimsi renkli çiçekler açan, yol kenarlarinda ve ekilmemis yerlerde rastlanan, limon kokulu, 30-100 cm boylarinda, çok yillik otsu bitkiler. Gövdeleri dört köseli ve tüylü, yapraklari sapli, oval sekilli ve incedir. Çiçekler, birkaçi birarada, sapli ve çevrel durumdadir. Bazi bölgelerde Melissa bitkisi, Ogulotu olarak da bilinir.



Kullanildigi yerler: Yapraklarinda tanen, reçine ve uçucu yag vardir. Uçucu yaginda sitral, sitronellal, geraniol ve lineol vardir. Yapraklar yatistirici, mîdevî, gaz söktürücü, terletici ve antiseptik etkilere sâhiptir. Huzursuzluk ve sikintilari giderir. Hafiza zayifligina faydalidir. Basdönmesi ve kulak çinlamasi gibi sikayetleri keser. Hazimsizlik, basagrisi ve migrende de faydalidir. Daha çok çay hâlinde kullanilir





Menekse: (Veilchen / Violette / Violet / Benefse) Yapraklari kulakçikli ve kulakçiklari bitkinin yapraklari seklinde, hatta daha büyük olarak gelismis, tek veya çok yillik bitkiler, Çiçekler tek, çanak yapraklari arkaya kivrik, alt taç yapragi mahmuzludur. Familya (Violaceae) karakterlerini tasir. Dünyâ üzerinde 500 kadar türü bulunur. Türkiye’de 21 tür, yabanî olarak yetisir. Menekse tibbî olarak veya süs bitkisi olarak kullanilir. Memleketimizde en çok taninan, Hercaî menekse (Viola tricolor) ve kokulu menekse (Viola odorata) dir.



Kokulu menekse (V. odorata): Mart-mayis aylari arasinda, koyu mor renkli ve güzel kokulu çiçekler açan, 10-30 cm yüksekliginde, çok yillik otsu bir bitki. Bitkinin yapraklari uzun sapli ve kalp seklindedir. Anadolu’da nâdir olarak bulunur. Süs bitkisi olarak yetistirilir.



Kullanildigi yerler: Kokulu meneksenin çiçeklerinin terletici ve balgam söktürücü etkisi vardir. Yapraklari yumusatici ve idrar söktürücü kökleri ise ishal etkilidir.



Hercaî menekse (V.tricolor): Mayis-eylül aylari arasinda, açik sari veya mavimsi renklerde çiçekler açan, 10-30 cm boylarinda, bir yillik otsu bitkiler. Anadolu’da yabânî olarak yetistigi gibi süs bitkisi olarak da yetistirilir. Bitkinin çiçekli dallari idrar söktürücü bâzi deri hastaliklarinda kan temizleyici olarak ve romatizmaya karsi kullanilir.



Mersin: (Myrte / Myrte / Myrtle / As / Asmar / Siçankulagi otu / Myrtus) Mayis-haziran aylari arasinda, beyaz renkli çiçekler açan, 1-3 m boylarinda, kisin yapraklarini dökmeyen, güzel kokulu agaççik. Yapraklar kisa sapli ve karsilikli, yesil renkli, derimsi, oval sekilli ve üzerinde salgi guddeleri (bezleri) bulunur. Çiçekler uzun sapli olup, tek olarak her bir yapragin koltugunda bulunur. Meyveleri nohut büyüklügünde, morumsu siyah renkte ve çok tohumludur.



Türkiye’de yetistigi yerler: Karadeniz, Ege ve Akdeniz bölgeleri.



Kullanildigi yerler: Bitkinin yapraklari, çiçekli dallari ve yapraklarindan elde edilen uçucu yag (Mersin esansi) kullanilir. Yaprak ve meyveler kabiz, mikrop öldürücü, istah açici, kan dindirici, antiseptik ve hâricen yara iyi edici olarak kullanilir. Tâze yapraklarindan, su buhari distilasyonu ile Mersin esansi elde edilir. Bu esans renksiz, akici, özel kokulu ve yakici lezzetlidir. Takriben 100 kg yapraktan 300 gr esans elde edilir. Mirtenol, sineol ve terpenler ihtivâ ederler. Gidâ ve parfümeri sanâyiinde kullanilan önemli bir ilkel maddedir. Memleketimizde seker hastaligina karsi da (günde 10 damla) kullanilir. Mersin meyveleri uçucu yag, tanen, sekerler ve organik asitler ihtivâ eder. Bu meyveler yemis olarak, kabizlik giderici ve antiseptik olarak kullanilir



Mercimek: (Linse / Lentille / Lentil / Lens / Lens esculenta / Ervumlens / Lentille comestible) 20-70 cm boylarinda, yumusak ve ince gövdeli, disk seklinde meyveleri olan, tek yillik otsu bir sebze bitkisi. Mercimegin zayif ve ince bir kök sistemi olup, kökü derinlere inmez. Gövdeleri nârin olup, dallanir ve bu dallanma yan dallarda da devam eder. Bundan dolayidir ki ana gövde pek belirgin degildir. Gövdeleri dik olup, tüylüdür. Yapraklar bilesik yapraklar seklinde olup, yaprak sapinin uç kismi incelmis ve sülük seklini almistir. Yaprakçiklar elips seklinde olup, kenarlari düzgündür. Çiçekler yaprak koltuklarindan çikar. Meyveleri legümen (bakla) tipinde olup, badir adini alan sarimtrak esmer renkteki siskin torbalarda gelisir. Torba içindeki tâneler, mercimek adini alir. Sekil îtibâriyle mercimek tâneleri yassi, 0,5 cm çapindaki disk biçimindedirler.



Büyüklük, sekil ve renklerine göre isim alirlar: Sultan mercimek, yesil mercimek, kirmizi mercimek gibi.



Türkiye’de yetistigi yerler: Güney Anadolu, Ege, Marmara bölgesinde yetistirilir.



Kullanildigi yerler: Terkibinde B vitaminleri ve fosfor vardir. Beden ve zihin gücünü artirir. Sinirleri kuvvetlendirir. Barsaklara yumusaklik verir. Sinir zafiyetinde faydalidir. Kan yapar. Anne sütünü artirir. Özellikle kis aylarinda, bol baharatli çorba seklinde yenilmesi tavsiye edilir.



Meyankökü: ( (Süssholz / Réglisse / Licorice / Piyan / Boyan / Glycyrrhiza / Licorice) Haziran-temmuz aylari arasinda sari-mavi veya kahverengi çiçekler açan, 0,4-2 m yüksekliginde, çok yillik çalimsi bitkilere "meyan" denir. Yapraklari parçali, yaprakçiklar 4-7 çiftlidir. Çiçekler basak seklinde durumlar yapar. Taç ve çanak yapraklari iki dudakli olup, üst dudak iki kisa disli, alttaki üçü uzun dislidir. Meyveleri düz ve salgi tüylüdür. Meyan bitkisinin 6 türü Türkiye’de yetismektedir. Daha çok Güney, Orta ve Dogu Anadolu’da yayginlik göstermektedir. Bir kisminin kökleri tatli, bir kisminin ise acidir.



Tatli meyan (Glycyrrhiza glabra): Anadolu’da iki varyetesi bulunur. Bu türün çiçekleri mor ve tüysü yapraklidir. Meyvelerinin üzeri çiplaktir veya tüylüdür. Bâzi yerlerde piyan olarak da bilinir.



Kullanildigi yerler: Bitkinin kökleri, meyan kökü olarak taninmakta ve kullanilmaktadir. Köklerinin kabugu soyulduktan sonra veya soyulmadan güneste kurutularak piyasaya sürülür. Bilesiminde nisasta, sekerler, zamk, rezin, glisirrizin vardir. Glisirrizin sekerden daha tatli bir bile¤¤¤¤¤¤. Köklerdeki miktari, bölgeden bölgeye degisir ve köklerin de etkili maddesidir. Kökler, gögüs yumusatici, balgam söktürücü, idrar çogaltici ve tad düzenleyici özellige sahiptir. Eczâcilikta toz hâlinde, haplarin hazirlanmasinda sekil vermede kullanilir. Sigara ve plastik sanâyiinde de kullanilan ilkel maddedir. Kola adi altinda hazirlanan içeceklerin terkibine de girer. Ayrica tâze veya kuru köklerinin kaynar su ile muâmelesi ve sonra alçak basinçta yogunlastirmak sûretiyle meyan bali elde edilir. Ticârette toz veya kaliplar hâlinde bulunur. Parlak siyah renkli, tatli lezzetlidir. Suda kolaylikla erir. Meyan balindaki glisirrizin miktari daha fazladir. Memleketimizde de meyan bali elde eden tesisler vardir. Gögüs yumusatici, öksürük kesici, yara iyi edici özellikleri vardir. Mîde hastaliklarinda (bilhassa gastritte) faydalidir. Meyan kökünün su ile tüketilmesi sonucunda elde edilen hülasa ise meyan serbeti olarak bilinir. Daha çok Güneydogu Anadolu bölgesinde elde edilir ve kullanilir. Meyan serbeti koyu esmer renkli ve tatli lezzetlidir. Gögüs yumusatici, balgam söktürücü, öksürük kesici ve serinletici özelliktedir.



Mısır: (Mais / Mais / Corn / Zea mays) Haziran-agustos aylari arasinda çiçekler açan, 1-2 m yüksekliginde, bir yillik, tek evcikli bir kültür ve tahil bitkisi. Gövdeleri sert ve diktir. Yapraklari sapsiz, genis, uzun, üst yüzü tüylü, alt yüzü tüysüz olup, tabani ile bir kin hâlinde gövdeyi sarar. Erkek çiçekler gövdenin ucunda salkim seklinde dizilmis basakçiklarda toplanirlar. Çiçekler kavuz adi verilen yaprakçiklarla örtülür. Disi çiçekler, gövdenin alt ve orta kisimlarindaki yapraklarin koltugundan çikan ve tasiyici yaprakçiklarla örtülü olan, kalinlasmis, çomak seklinde bir eksen üzerinde toplanmislardir. Meyve, yâni misir tâneleri, açik veya koyu sari, esmer veya kirmizimtrak renklerdedir.



Belli başli misir çesitleri: Sert misir, unlu misir, at disi misir, patlak misir ve kavuzlu misirdir.



Türkiye’de yetiştigi yerler: Anadolu, bilhassa Karadeniz bölgesinde yetisir.



Kullanildigi yerler: Disi çiçeklerin güneste kurutulmus stilüsleri (misir püskülü), tâneleri ve tanelerinden elde edilen yag (misir yagi) kullanilir. Misir tanelerinde % 67 nisasta, % 10 azotlu maddeler ve % 8 yag bulunmaktadir. Misir tânelerinden elde edilen yag, yemeklik yag olarak veya kozmetik sanâyiinde hammadde olarak kullanilir. Misir yagi, doymus yag asidi miktarinin düsük olmasi sebebiyle damar sertligi olan hastalara yemek yagi olarak tavsiye edilir. Misir püskülü ise tedâvide kullanilabilmektedir. Püskülün bilesiminde karbonhidratlar, potasyum, sodyum ve kalsiyum tuzlari vardir. Idrar söktürücü ve tas düsürücü olarak kullanilirlar.



Misir karasi: Misir koçaninda urlar meydana getiren rastik mantari(Ustilago maydis)nin sporlaridir. Sporlar, siyah renkli ve kömür tozu görünüsünde olup, misir tâneleri yerinde meydana gelen urlarin içinde bulunurlar. Kan dindirici olarak halk arasinda kullanilir. Misir kömürü veya misir yanigi olarak da bilinir.



Mine çiçeĞi: (Eisenkraut / Verbene / Verveine / Vervain / Kanotu / Güvercinotu) Temmuz-eylül aylari arasinda leylâk renginde çiçekler açan, yol kenarlari ve bos arâzilerde rastlanan, 20-80 cm boyunda, bir veya çok yillik otsu bir bitki. Gövdeleri dört köseli olup, karsilikli dallanma gösterir. Yapraklar sert tüylerle örtülü ve sapsizdir. Çiçekler dallarin uçlarinda basak durumlari yaparlar ve tüp seklindedirler.



Türkiye’de yetistigi yerler: Marmara, Karadeniz, Ege, Iç Anadolu.



Kullanildigi yerler: Bitki glikozit, aci maddeler ve tanen içerir. Tibbî olarak, kabiz edici, teskin edici etkisi vardir. Bas ve mafsal agrilarini dindirir. Yorgunlugu ve uykusuzlugu giderir.



Misvak: (Salvadora persica / Toothbrush tree) Arabistan’da bulunan erâk agacinin dalindan, bir karis uzunlukta kesilen parçadir. Agacin odunu çok liflidir. Erâk dali bulunmazsa, zeytin veya baska dallardan da olabilir. Nar ve feslegen dalindan misvak olmaz. Insanin dis sagligina büyük bir fayda temin eden misvak, basit bir usûl olmakla berâber, en iyi dis temizleme vâsitasidir. Dislerin çürümesini önlemek için misvak kullanmak, bütün dis macunlarindan daha faydalidir. Larousse Illustre Medical ismindeki Fransa’nin kiymetli tip kitabi, agiz temizligi husûsunda diyor ki: “Bütün dis mâcunlari ve tozlari ve sulari, dislere zarar verir. En iyi dis temizleme vâsitasi, sert bir firçadir. Önce, disleri kanatirsa da, korkmamalidir. Dis etlerini kuvvetlendirir ve artik kanamaz.” Bu sekildeki dis temizligini saglayan en iyi vâsita misvaktir.



Kullanildigi yerler: Agacin dalindan, bir karis kadar parça kesilir. Ucu yeterli miktarda yontulduktan sonra, tuzlu su içinde bekletilir. Belirli bir süre sonra, uç kismindaki lifler açilarak, firça görünümü alir. Çok kart olan dallar için, bir biçak ya da sert bir cisim yardimiyla açilma hizlandirilir. Misvak kullanmak, disleri temizler ve disetlerini kuvvetlendirir. Öz suyu dogal olarak flörür içerir. Dis çürümelerini önler.



Musmula: (Nispel / Nèfle / Medlar / Besbiyik / Döngel / Izgil / Mespilus / Germanica) 2-3 m yüksekliginde bodur boylu dikenli agaççiklar. Yalniz yetistirilenleri dikensizdir ve boylari alti metreye kadar yükselebilir. Kisin yapraklarini döker. Yapraklar basit, alt yüzü tüylü, tam veya disli kenarlidir. Çiçekler erdisidir, bes parçali ve beyazdir. Yabanci döllenmeye ihtiyaç göstermez. Meyveleri yuvarlak veya oval sekillerde esmer renkli olup, dip tarafinda bes çanak yapragi tasir. Meyveleri genellikle bes çekirdekli, agaçtan koparildiginda sert ve buruk lezzetlidir. Toplanan meyveler bir süre bekletildikten sonra yumusar ve yenecek olgunluga erisir. Döngel ve besbiyik isimleriyle de bilinir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Kuzey Anadolu ve Marmara bölgesinde yetisir.



Kullanildigi yerler: Meyvenin bilesimi sekerler, organik asitler ve tanen ihtivâ eder. Barsak hastaliklarinda iyi bir kabiz düzenleyicidir. Musmula çekirdegi idrar arttiricidir. Böbrek ve mesane taslarinin düsürülmesinde kullanilir





Muz: (Banana / Musa / Bananier) Tropik ve subtropik bölgelerde yetisen veya yetistirilen, agaca benzeyen, 2-3 m boyunda, mor çiçekler açan, meyveleri lezzetli ve nisastaca zengin olan otsu bitkiler. Bitkinin yalanci gövdeleri, yapraklar kâidelerinden meydana gelmistir. Gençken kapali ve kivrik olan yapraklar açilinca uzarlar ve yirtilirlar. Çiçek durumlari büyüktür. Taban kisminda disi çiçekler, daha üstte erdisi çiçekler, tepede erkek çiçekler bulunur. Ancak tabandaki çiçekler meyve verir. Muz meyveleri çekirdeksiz üzümde oldugu gibi disi çiçeklerden döllenmeksizin meydana gelir. Meyveleri “hevenk” adini alan büyük salkimlar halindedir. Agaçlarda bir hevenk üzerinde 50-100 kadar meyve bulunabilir. Muzlar olgunlasmadan koparilir. Böylece bir müddet saklanabilmesi mümkün olur. Muz agaçlari, tropikal bölgelerde serin ve rutubetli olan gölgeli yerleri severler. Muzun tropik bölgelerde yetistirilen çesitli türleri vardir. Bunlardan Musa paradisiaca ve Musa textilis en meshurlarindandir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Akdeniz bölgesi(Bilhassa Anamur, Alanya).



Kullanildigi yerler: Nisasta bakimindan zengin olan meyveleri olgunlastiktan (sarardiktan) sonra çig olarak yenir. Musa paradisiaca türünün meyveleri nisastaca çok zengindir. Çig olarak yenmeyen meyveleri, un imâlinde kullanilir. Muz ayrica, Kemik gelisimini saglar, sinir zafiyeti ve yorgunlugu giderir. Böbrek ve mafsal iltihabinda, barsak hastaliklarinda faydalidir. Müzmin kabizlik çekenler fazla yememelidir.



Nane: (Minze / Menthe / Mint / Pennroyal / Mentha) 0,5-1 m boylarinda, hos kokulu, otsu çok yillik bitkiler. Gövdeleri dört köseli, yesilimsi veya kirmizimtrak renkli, tüylü veya tüysüzdür. Yapraklari sapli, almasli olarak dizilmis, oval sekilli, kenarlari disli, hafif tüylüdür. Çiçekler genellikle temmuz-agustos aylari arasinda açmakta olup mor, pembe, beyaz veya leylak rengindedir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Anadolu’nun her yerinde yetisir.



Kullanildigi yerler: Kullanilan kisimlari yapraklari, çiçekli dallari ile yapraklarindan elde edilen uçucu yagdir. Yapraklar veya çiçekli dallar bitki çiçek açmaya basladiginda toplanir ve demetler hâlinde gölgede kurutulur. Yapraklarda sekerler, reçineli maddeler, tanen ve uçucu yag vardir. Uçucu yagda menthol, sineo, menthol esterleri, bâzi organik asitler bulunur. Yapraklari çay hâlinde yatistirici, mîdevî, gaz söktürücü, bulantiyi giderici olarak kullanilir. Bunun yaninda çesitli ilâçlarin terkibinde kullanildigi gibi, yapraklari çig veya kurutulmus olarak yemeklere konur. Nâne esansi, çok miktarda zehir etkili olmasina karsilik az miktari mîde agrilarina ve bulantilara karsi kullanilabilir. Nâne uçucu yagi da oldukça fazla kullanilan bir yagdir.



Nar: (Granatapfelbaum / Granadier / Pomegranate / Rümman / Punica granatum / Pommegranate / Grenadier) Haziran-temmuz aylarinda kirmizi renkli çiçekler açan, iki ile bes metre boylarinda agaççiklar. Gövdeleri gayri muntazamdir. Yapraklar karsilikli, kisa sapli ve kirmizi kenarlidir. Çiçekler kismen sapsiz, tek tek ve birkaçi birarada bulunur. Çanak yapraklari kirmizi renkli, dökülmeyen ve etlidir. Meyveleri küre seklinde ve portakal büyüklügünde, önceleri yesil, olgunlukta kirmizimsi renkte, derimsi kabuklu, çok tohumlu ve etlidir. Meyvenin yenen kismi, tohumlarinin etli ve bol usâreli olan kabugudur.



Türkiye’de yetistigi yerler: Bati ve Güneydogu Anadolu.



Kullanildigi yerler: Bitkinin tohumlari meyve olarak yenildigi gibi, gövde-kök ve dal kabuklari ile meyve kabugu da tibbî olarak kullanilir. Kök ve gövde kabugu tanen, nisasta ve alkaloitler (pelletierin) tasir. Nar meyvesi kabugu tanen, triterpenler ve az alkaloitler ihtivâ eder. Nar agaci kabugu çok eskiden beri bilhassa barsak seritlerine (tenyalara) karsi kullanilir. Yalniz zehirlenmelere yol açabileceginden dikkatli olunmalidir. Nar meyvesi kabugu, ishale karsi (% 15’lik) çay hâlinde kullanilabilir. Ayrica yün iplikler, sarimsi renklere boyanabilir. Hadîs-i serîfte nar meyvesi medhedilmistir: “Her narda bir damla cennet suyu vardir.” ve; “Nari içindeki zari ile beraber yiyiniz, çünkü mîdeyi temizler.” buyrulmaktadir. Nar, çarpintiya iyidir. Mîdeyi kuvvetlendirir. Et kismi ile sikilip içilirse, safra söker, pekligi giderir.



Nergis: (Aynısafa , altıncık , ölü çiçegi , öküzgözü , Narciss / Narcisse / Narcissus / calendula officinalis ) 20-60 cm boylarinda, soganli bitkilerdir. Ilkbaharda çok güzel kokulu çiçekleriyle baharin müjdecisi olarak bilinirler. Çiçekleri kuvvetli kokulu, sari veya beyaz renkli, tek tek veya birkaçi bir arada bulunurlar. Her bir çiçegin ortasinda beyaz veya sari renkli bir taci vardir. Organik maddelerce zengin, nemli, kumlu, tinli topraklari sever. Soganlariyle üretilir. Nergis türleri daha çok süs bitkisi olarak yetistirilir. Fulya, beyaz nergis, yabânî zerren gibi çesitleri vardir.



Kullanildigi yerler: Bitki, zehirli alkaloitler tasir. Kusturucu ve ishal etkilidir. Kurutulmus çiçekleri yatistirici, müshil ve ates düsürücü olarak (% 1-2’lik) çay hâlinde kullanilabilir.



Nilüfer: (Weisse Seerose / Nénuphar / White water lily) Nilüfergiller familyasindan, Nymphaea ve Numphar cinsinden su bitkilerine verilen genel addir.



Beyaz Nilüfer (Nymphaea alba): Göllerde, durgun sularda yetisen, rizomlu, çok yillik otsu bir bitki. Yapraklari su üzerinde yüzücü, yuvarlak ve kalp seklinde tabanlidir. Çiçekler, Temmuz-Agustos aylarinda su yüzeyinde açar, büyük ve beyaz renklidir.



Sari Nilüfer (Nuphar luteum): beyaz nilüferle birlikte yayilis gösterir. Beyaz nilüferden, çiçeklerin sari renkli ve bes parçali olmasi ile ayirdedilir.



Kullanildigi yerler: Daha çok havuzlarda süs bitkisi olarak yetistirilir. Her iki türün kökleri kabiz edicidir. Beyaz nilüferin çiçekleri, yatistirici ve uyusturucudur.



Nohut: (Kichererbse / Pois chiche / Chickpea / Cicer arientinum) Yemeklik baklagillerden bir bitki. Derin bir kazik köke sâhiptir. Toprak içinde 50-60 cm kadar derine gidebilir. Fazla yankökü vardir. Bunlar toprak yüzeyine yakin olup, böbrek seklinde nodoziteler (yumrular) ihtivâ eder. Gövdenin topraga yakin yaprak koltuklarindan meydana gelen çiçek saplari, çiçekleri tasir. Çiçek beslidir ve beyaz, pembe, mavimsi renklerde olabilir. Kendi çiçek tozlari ile döllenirler. Meyveleri siskin oval biçimindedirler. Uç tarafa dogru sivrilmistir. Ucunda tüyler bulunur. Meyve içinde 1-3 tohum bulunabilir. Tohumlar çakildak, kapçik adini alan torbalarda meydana gelirler. Tohumlar sekil, büyüklük ve renk bakimindan degisiklik gösterir. Beyaz, krem, sarimsi, kahverengi renklerde olabilirler.



Türkiye’de yetistigi yerler: Bati, Orta ve Güneydogu Anadolu.



Kullanildigi yerler: Meyveleri bol nisastali ve azotlu maddelerce zengindir. Tâneleri bitkisel protein, demir, kalsiyum ve fosfor gibi mineralleri de ihtivâ eder. Vücudu kuvvetlendirir. Kuru ve tâze hâlde yenilebilir. Besleyici bir sebzedir. Nohuttan ayrica, leblebi imâlinde de faydalanilir.



Okaliptüs: (Eucalyptusbaum / Heberbaum / Eucalyptus / Ökaliptüs / Sitma agaci) Haziran-temmuz aylari arasinda, mor renkli çiçekler açan büyük agaçlardir. Yaprak sekli bitkinin yasina göre degisir. Gençlerde sapsiz, oval, açik yesil; yaslilarda ise uzunca sapli, orak seklinde, derimsi ve koyu yesildir. Çiçekler morumsu kirmizi renkte olup, her bir yapragin koltugunda birkaçi bir arada bulunur. Meyve küçük ve çok miktarda tohum tasiyan oval sekilli bir kapsüldür. Ana vatani Avustralya olan bu agaç, halk arasinda sitma ve kinin agaci olarak da taninmaktadir.



Anadolu’ya ilk defâ, Mugla vilâyetinin Fethiye kazâsinda Dalaman’da bir çiftlik kuran Misir Hidivi Abbas Hilmi Pasa tarafindan, süs agaci olarak sokulmustur. Diger taraftan Mersin-Adana demiryolu ugragindaki istasyonlarda 1886 yilinda Fransizlar tarafindan istasyon agaci olarak kullanilmistir. 1830’a dogru Avustralya’dan Italya’ya getirilen çesitli cins ökaliptüslerin kis olmasi dolayisiyla çogunlugu kurudugundan bu agacin yumusak iklimde yasamadigi kanaatine varildi. 1852’de Cezayir’de tekrar denendi. Daha sonra da Kuzey Afrika ve Güney Avrupa’da denenerek sicak mintikalarda yetisecegi anlasilmistir. 1893’te, Osmanli Devleti idâresinde bulunan Suriye’de M.H. Morel, Beyrut’taki mâlikânesinde çok miktarda ökaliptus yetistirmis ve bu mâlikânesine Lâtince olarak “Villâ Eucalypta (Ökaliptüs Köskü) adini vermistir. Çok miktarda ökaliptus bugün Afrika, Avrupa, Asya sicak iklimlerinde yetistirilerek, iktisâdî, sihhî maksatlarla dünyânin her kitasinda üretilmekte ve gün geçtikçe de ragbet bulmaktadir. Ökaliptus agaçlari, çok yüksek olan kâbiliyeti, fazla miktarda toprak suyunu alip havaya vermesi sâyesinde bataklik yerlerin kurutulmasinda insanliga olan hizmetlerinin taninmasini müteakip, yalniz Avustralya’da olan gelisme alani kisa bir zamanda çok genislemistir. Bir ökaliptus agacinin yilda ortalama 250 ton suyu alip havaya verdigi tecrübelerle anlasilmistir. 1938’den beri, yurdumuzun güney batakliklarinda da yetistirilmesine büyük önem verildi ve kisa zamanda çok ümit verici neticeler alindi. Tarsus’un Karabucak batakliginin kurutulmasiyla bölgede, sitma hastaliginin yayilmasinda önemli rol oynayan sivrisinegin nesli kesildi.



Çesitleri: Yüzden fazla çesidi olmakla birlikte, taninmis ve önemli çesitlerinden bâzilari sunlardir:



1. Eucalyptus alpina



2. Eucalyptus amplifolia



3. Eucalyptus amgydalina



4. Eucalyptus andreana



5. Eucalyptus calophylla



6. Eucalyptus citriodora



7. Eucalyptus cocciféra



8. Eucalyptus cordata



9. Eucalyptus cornuta



10. Eucalyptus cosmophylla



11. Eucalyptus diversicolor (Collossea)



12. Eucalyptus globulus



13. Eucalyptus gomphocephala



14. Eucalyptus leucoxilon



15. Eucalyptus robusta



16. Eucalyptus rostrata



17. Eucalyptus viminali



18. Eucalyptus longifolia.



Dünyânin birçok yerinde, bilhassa Brezilya’da, Kuzey Afrika veGüney Avrupa’da, Dogu ve Bati Asya’da bir zaman sitma saçarak insanlari ölüme sürükleyen korkunç batakliklar, bugün ökaliptus agacinin gölgesinde saglik ve varlik kaynagi olmustur. Ökaliptuslar, batakligi kurutarak etrafini da tarima elverisli hâle getirmektedir. Ökaliptus ormanlari, hava tesirlerini yumusatarak büyük rüzgârlara mâni olurlar, bitkilere zararli olan toz ve dumanlari tutarlar, firtina ve dolu zararlarini kismen önlerler. Üç yasindan büyük olan ormanlardaki çayir ve ot miktari da büyük ölçüde oldugundan, hayvanlarda verimi arttirmaktadir. Ayrica aricilikta da büyük faydalari görülmüstür. Ilk yillarda, aralarina misir ekilerek degerlendirilebilir. Yurdun güneyinde kurulan ökaliptus ormanlarindan, büyük ölçüde yakacak temin edilmektedir.



Kullanildigi yerler: Tâze yapraklarinin su buhari ile distillenmesi sûretiyle elde edilen ökaliptus, muhtelif cila, kafuru, çam sakizi ve zamk, yine bir nevi vernik olan kokulu reçine îmâlinde kullanilmaktadir. Halk hekimliginde, özellikle solunum yolu hastaliklarinda tercih edilir. Öksürügü keser, bogaz ve burun iltihaplarini giderir. Idrar yollarini temizler. Hâricen deri üzerine sürülmek sûretiyle antiseptik olarak da kullanilir. Ökaliptus yapraklari dogrudan dogruya kaynatilarak kullanildigi gibi, yaginin tipta da pekçok faydalari vardir. Ilâç olarak veya kaynatma ile bugu, koku hâlinde de kullanilir. Yapraklar nefes darligi, kabiz, balgam söktürücü olarak, hasere sokmalarina, her nevî ateslenmeye, nezle, nevralji, bronsit, romatizma, seker, üremi gibi hastaliklarda, yag veya eksitilerek sirke, toz sabun, pudra ve mâcun seklinde kullanilir. Ayrica ökaliptus kabuklarindan, kino reçinesi adi verilen ve içinde bol miktarda tanen bulunan bir madde, kuru damitim yoluyla elde edilmektedir. Yine ökaliptus odununun kuru damitimiyla elde edilen diger ürünler; 100 kilo odundan; 25-27 kilo kömür, 7 kilo asit asetik, 2 kilo alkol metilen, 3 kilo katran elde edilebilir.



Oltu otu: (Pyrethrum / Pyrèthre / Pyrethrum / Pyrethrum roseum / Chrysanthemum coccineum / Pireotu / Tanacetum coccineum) Nisan-haziran aylari arasinda pembemsi renkte çiçekler açan, 20-70 cm boylarinda çok yillik, tüylü ve otsu bir bitki. Dilsi çiçekler 20-30 kadar olup pembe renklidir. Kuvvetli kokuludur.



Türkiye’de yetistigi yerler: Kuzeydogu Anadolu.



Kullanildigi yerler: Çiçek durumundayken toplanir, kurutulur ve toz edilir. Içerisinde uçucu yag ve böcek öldürücü bilesikler (piretrin) bulunur. Böcek öldürücü olarak kullanilir. Pireotu ya da toz hali oltu tozu olarak da bilinir





Öd agacı: (Aloe / Aloès / Aloe / Aquilaria agollocha / Eagle wood / Calambac) Kurak bölgelerde yetisen, çok yillik, yapraklari dikenli, bal özkulu (sukulent) bitkiler. Öd agaci, sari sabir olarak da bilinir. Daha çok Afrika, Suriye, Arabistan ve Güney Avrupa’da yayilis gösterir. Buna karsilik iliman bölgelerde, park ve bahçelerde süs bitkisi olarak yetistirilir. Memleketimizin Güneybati kesiminde de Romalilar döneminde kültürden kalmis, yabanilesmis A. vera türü yetismektedir. Bitkinin yapraklari birer rozet görünümünde, topraktan yayvan bir sekille çikarak yukari dogru bükülürler. Çiçek durumu dik ve sik bir salkimdir. Çiçekleri sari veya kirmizidir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Güneybati Anadolu (Demre).



Kullanildigi yerler: Bitkinin yapraklarindan çikarilan usare (özsu) nin, güneste veya isitilarak yogunlastirilmasiyla elde edilen bakiye, siyah parlak kütleler hâlinde kalir. Bu madde sari sabir adini alir. Antrasen türevleri tasir. Kalin barsaga etkili bir müshildir. Öd agaci sivisi, pigment ve haserat ilâçlari yapiminda kullanilir. Sari sabir, bali bozar. Memleketimizde süs bitkisi olarak çok yetistirilmektedir. Ayrica agacin odunu ve kabugu yakilinca hos bir koku verir. Tütsü olarak kullanilir.





Öküzgözü: (Dagkestanesi / arnica / Arnique) Bilesikgiller familyasindan, çayir ve ormanlarda yetisen, papatyayi andiran çok yillik bir bitkidir. Kömeçleri turuncu ve saridir. Çiçekleri kullanilir.



Kullanildigi yerler: Kusturucudur. Sinir sistemini çok siddetli sekilde uyarir. Haricen kullanildigi takdirde romatizma agrilarini dindirir. Yaralari iyilestirir. Fazla kullanilmamalidir.



Ökse otu: (Weisse Mistel / Gui / Mistletoe / Burç / Çekem / Viscum) Mart-nisan aylari arasinda, dallarin ucunda sarimsi-yesil renkli çiçekler açan, 20-100 cm boylarinda, kisin yapraklarini dökmeyen, çali tipinde, iki evcikli, yari parazit bitkiler. Halk arasinda burç, çeti, çekem, gökçe, gövelek, yalinkaya gibi isimlerle bilinir. Ökseotu, havstoryum adi verilen emeçleriyle, kendini odunlu bitkilerin dallari üzerine tespit ederek yasar. Memleketimizde çok degisik agaçlar (çam, köknar, sögüt, kavak, armut, elma, kayisi gibi meyve agaçlari) üzerinde yetisir. Bitkinin dallari ve yapraklari karsiliklidir. Yapraklar sarimsi yesil renkte, sapsiz ve derimsidir. Meyveleri 8-10 cm çapinda, küre seklinde toparlak ve beyaz, iç kismi yapiskanli olup, yapraklarin veya dallarin arasinda sapsiz olarak birkaçi birarada bulunur. Ökseotu, ardiç kuslari ile daldan dala ve agaçtan agaca tasinir. Bu kuslar, meyvanin yapiskan kismini severek yerler ve bu esnâda gagalarina yapisan kismi temizlemek için, gagalarini dallara sürterler ve böylece tohumlarini bu kisimlara bulastirirlar. Tohumlar burada çimlenir ve gelisirler. Ayrica kuslarin diskilari vâsitasiyla disari atilan tohumlarin dallar üzerinde tutunarak çimlenmesiyle gelisirler. Bitkinin meyveleri insanlar için zehirlidir.



Kullanildigi yerler: Bitki rezin, saponinler, alkaloitler tasir. Meyve ve yaprakli dallar kabiz, idrar arttirici, tansiyon düsürücü ve kusturucudur. Meyveleri ezilerek, çibanlar üzerine konulup, cerahatin disari çikmasini saglar. Romatizma agrilarina karsi da kullanilir.



Pancar: (Mangold / Zuckerrübe / Betterave / Beet / Beta vulgaris) Dogu Akdeniz sâhillerinde yabânî olarak yetisen, ince köklü, bir veya iki yillik otsu bir bitki. Yapraklari etli, alt kisimlarda sapli ve büyük, üst kisimlarda ise sapsizdir.



Bu bitkiden elde edilmis olan kültür sekilleri sunlardir:



Sekerpancari (Beta vulgaris var altissima): Kökleri büyük, etli bir yumrudur. % 12-20 oraninda sakkaroz tasir. Memleketimizde kültürü yapilarak, seker eldesinde kullanilir. (Bkz. Seker)



Kirmizi Pancar (Beta vulgaris var. esculenta): Kökleri yuvarlak bir yumru seklindedir. Antosiyan bakimindan zengindir. Sebze olarak kullanilir.



Pazi (Beta vulgaris var. Cicla): Yapraklari büyük olan bir sebze bitkisidir. Ayni ispanak gibidir. Sindirimi kolay ve bol vitaminli oldugundan besleyicidir.



Yem Pancari (Beta vulgaris var. rapa): Kirmizi pancara benzer. Besin degeri azdir. Daha çok hayvan yemi olarak kullanilir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Anadolu ve Trakya’da.



Kulanildigi yerler: Halk hekimliginde kirmizi pancar kullanilir. Karacigerin düzenli çalismasini saglar. Kansizligi giderir. Seker hastaligi ve vereme karsi korur. Mide ve barsaklari kuvvetlendirir. Sinirleri yatistirir.





Papatya: (Kamillen / Camomille / Camomille / Matricaria chamomilla) Mayis ve agustos aylari arasinda çiçek açan, 20-50 cm boyunda, güzel kokulu bir yillik otsu bitki. Yol kenari, bos alanlarda oldukça çok rastlanir. Yapraklari parçali ve tüysüzdür. Çiçekler dallarin ucunda küçük basçiklar (kapitulum) hâlinde bulunurlar. Basçiklarin orta kisminda bulunan çiçekler tüp seklinde ve sari renkli hermafrodittir. Kenarlarda ise 15-20 tâne dil seklinde, beyaz renkli disi çiçekler bulunur.



Kullanildigi yerler: Çiçek durumu baslari, çiçek açmadan önce toplanarak gölgede kurutulur. Bilesiminde uçucu yaglar, rezin, aci maddeler ve fenolik bilesikler bulunur. % 1’lik çay hâlinde sabahlari aç karnina bir bardak içilebilir. Idrar çogaltici, istah açici, yatistirici ve gaz söktürücü etkilere sâhiptir. Basur memelerinde agri kesici, tedâvi edici etkiye sâhiptir. Boyar madde olarak da kullanilir.



Alman Papatyasi (Anthemis nabilis): Orta Avrupa’da yetisir ve kültürü de yapilir. Disli çiçekleri beyazimsi renklidir. Memleketimizde 50 kadar Anthemis türü bulunmakta ve Izmir papatyasi, yabânî papatya, beyaz papatya gibi isimlerle bilinmektedir.



Papatya yagi: Spazm giderir. Agrilari dindirir. Mikroplari öldürür. Sinirleri yatistirir.



Patates: (Solanum tuberosum / Boyu 60-80 cm’ye varan, beyazimsi-pembemsi çiçekler açan, yumrulari hâriç zehirli otsu bitkiler. Bitkinin toprak altinda kalan yumrulari “patates” olarak bilinir. Bu yumrular nisasta bakimindan zengin oldugundan önemli bir besin maddesidir. Bitkinin toprak üstü kisimlarinda zehirli alkoloitler bulunmasina karsilik yumrulari zehirli degildir. Ancak çimlenmis patateslerde de bu alkoloitler tesekkül ettiginden zehirlenmelere sebebiyet vermektedir. Zehirlenme belirtileri sindirim sistemi bozukluklari, bol terleme ve halsizlikle kendini gösterir. Patates yumrularinda bulunan nisasta tâneleri yumurta veya armut seklinde olup, 70-100 mikron büyüklügünde tânelerden ibârettir. Patates, dis kabuk rengine göre sari ile kirmizi, etine göre beyaz ve sari olarak ayrilir. Sari patates makbuldür. Memleketimizde Adapazari’nin patatesi meshurdur. Bunun yaninda Nigde, Kayseri ve Ege bölgesinde çok yetistirilmektedir.



Kullanildigi yerler: Patateste nisastadan baska belli bir oranda protein de vardir. Nisasra % 20, protein % 2, besin degeri 95 kaloridir. Seker hatalarina faydalidir. Susuzlugu giderir. Mide ve onikiparmak barsagi ülserinde yararlidir. Karaciger sisligini giderir. Barsak solucanlarinin düsürülmesine yardimci olur. Damar sertliginde faydalidir. Sert bir sey yutuldugu zaman yabanci maddenin vücuda zarar vermeden çikartilmasini saglar. Basur memesi, yanik ve çibanlarin agrilarini geçirir





Patlıcan: (Aubergine / Aubergine / Aubergine / Eggplant / Solanum melongena) Sebze olarak yenilen, mor renkli, uzunca silindirik veya yuvarlak bir yaz sebzesidir. Vatani tropik Hindistan’dir. Sicak memleketlerde yetistirilir. Orta ve kuzey Avrupa’da çok az taninmis olmasina ragmen, memleketimizde yazin çok yaygin yenen bir sebzedir. Patlicanin uzunca olanlarina daha çok kemer patlicani, yuvarlak olanina tophâne veya bostan patlicani adi verilir. Patlicanin az çekirdekli veya çekirdeksiz ve eti yumusak olani makbuldür. Çesitli yemekler ve tursusu yapilir. Özellikle zeytinyagli yapilarak yenmesi tevsiye edilmektedir.



Kullanildigi yerler: Kansizligi giderir. Karaciger ve pankreasin düzenli çalismasini saglar. Kilo vermeye yardimci olur. Böbrek yanmalari ve agrilarini keser. Sinirleri yatistirir. Kalp çarpintilarini giderir. Cilt hastaliklari, seker, mide, barsak ve karaciger hastaliklari asiri derecede olanlar yememelidir.



Pazı: (Gartenampfer / Patience / Patience / Rumex patientia / Labada / Kuzukulagi) Haziran-eylül aylari arasinda, yesilimtrak renkli küçük çiçekler açan, 50 cm-1,5 m boylarinda çok yillik otsu bir bitkidir. Daha çok çayirlik yerlerde, harâbelerde, yol kenarlarinda, meskûn daglik bölgelerde yayilis gösterirler. Gövdeleri dik, silindirik kirmizimsi, kökler kalin ve sarimsi renklidir. Yapraklari büyük, sapli ve sapin tabani oluk gibi çukurlasmistir. Çiçekler, gövdenin ucunda toplanmislardir. Çiçek organlari 6 parçalidir. Meyveleri kanatlidir.



Kullanildigi yerler: Bitkinin kökleri ve saplari kullanilir. Kökler temizlenip, kalin dilimlere bölünür ve kurutularak saklanir. Labada köklerinde nisasta, seker, yag ve reçine vardir. AyricaC vitamini ihtiva eder. Hâricen, bazi deri hastaliklarina karsi, haslama olarak kullanilir. Çayi da istah açici, kuvvet verici ve müshil olarak kullanilabilir. Körpe yapraklari da yiyecek olarak kullanilir.



Bu bitkinin Anadolu’da bulunan diger türleri labada, kuzukulagi gibi çesitli isimler altinda bilinir ve istifade edilir.



Pelin otu: (Wermut / Absinthe / Wormwood / Artemisia absinthium) Temmuz-agustos aylari arasinda sari renkli çiçekler açan, 40-100 cm boylarinda, az çok tüylü, kokulu, çok yillik otsu bir bitkidir. Daha çok kayalik ve kurak yerlerde yetisir. Yapraklari parçali, grimsi beyaz renklidir. Basçiklar küçük, küre seklinde olup salkim hâlinde toplanmislardir. Basçiklarin kenarlarinda dil seklinde disi çiçekler, ortada ise tüp seklinde hermafrodit çiçekler bulunur.



Türkiye’de yetistigi yerler: Kuzey, Iç ve Güney Anadolu.



Kullanildigi yerler: Çiçekli dallari çiçeklerin açilmasi esnâsinda toplanarak gölgede kurutulur. Uçucu yag ve aci maddeler tasir. Istah açici, kuvvet verici, idrar arttirici, ates düsürücü ve kurt düsürücü etkileri vardir. Yüksek dozlarda zehirlenmeler yapar. Toz olarak günde (% 1-3’lük) 2-3 bardak içilebilir.



Pırasa: (Porree / Poireau / Leek / Allium porrum) Kök ve gövdesi toprak altinda bulunan, sarmisaga benzeyen bir kis sebzesidir. Yapraklari serit seklinde ve uzun olup, toprak üstünde gelisir. Çiçekler bir sapin tepesinde bulunur. Bitkinin sebze olarak kullanilan kismi, gövdesi ve boru seklindeki yapraklaridir. Pirasanin bilinen ve kullanilan birkaç çesidi vardir. Yöreye göre de isim alirlar. En iyi pirasa olarak uzun ve beyaz yaprakli olan kamis pirasasi, Istanbul’da Kartal pirasasi adiyla bilinir. Bursa havalisinde de Inegöl pirasasi olarak taninir. Her yerde yaygin olarak yetisen kara pirasanin boyu daha kisa ve yapraklari yesildir.



Kullanildigi yerler: Sebze olarak yemegi yapilir. Besin degeri sogana göre azdir. Surubu gögsü yumusatir, öksürügü keser. Mide rahatsizliklarini iyi gelir. Üremi ve idrar tutuklugunda faydalidir. Sinirleri kuvvetlendirir. Kabizligi giderir. Pirasa suyu, yüzdek isivilce ve lekelere faydalidir. Ari sokmasinda da kullanilir.



Portakal: (Apfelsine / Orange / Apfelsinenbaum / Orangenbaum / Orangem) Turunçgillerden bir meyve. Akdeniz çevresinde ve sicaklik ortalamasi 23° ilâ -3°C arasinda olan yerlerde yetisen agaçlardir. Bu agaçlarin meyveleri portakal adini alir. Portakal meyveleri tam yuvarlak veya yumurta seklindedir. Kabuklari sarimsi turuncu renkte, hos kokulu ve suyu mayhos tatlidir. Portakal agaci genellikle 2-3 m boyundadir. Verdigi meyve de 500-600 civârindadir. Yapraklari sert ve düz kenarlidir. Kökleri derine iner. Portakal çiçekleri beyaz, bes çanak ve taç yaprakli olup hos kokuludur. Meyvelerin kabugunun hemen altinda beyazimsi ve acimsi lezzette albedo kismi bulunur. Meyveleri sarimsi-kirmizi renkli çok gözlü ve gözleri etli tüylerle doludur. Meyve kabugu derimsi olup çok sayida salgi cepleri tasirlar.



Portakalin çekirdekli ve çekirdeksiz çesitleri vardir. Çekirdeksiz cins olan Finike, Mersin ve Hatay’da yetisen “yafa portakali” kalin kabuklu ve uzunca meyvelidir. Kabuklarindan reçel yapilir. Dörtyol portakali ise çekirdeklidir. Ince kabuklu ve suludur. Washington meshur olup çekirdeksizdir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Güney Anadolu ve Dogu Karadeniz (Rize çevresi).



Kullanildigi yerler: Kabuklarindan portakal esansi elde edilir. Bundan dolayi kabuk, çiçek ve yapraklarindan parfümeride koku ve lezzet vermekte kullanilan uçucu yaglar elde edilir. Organik asitler, sekerler ve C vitamini yönünden zengindir. Ayrica ilâçlarin terkibine de girerler. Portakal çiçeklerinin kaynatilmasindan elde edilen su, spazm giderir. Portakal kabuklarindan yapilan surup ise mide hastaliklarinda kullanilir. Sogukalginligi, grip ve nezlede faydalidir. Atesi düsürür. Seker hastalarina faydalidir. Cildi güzellestirir.





Ratanaya: (Krameria triandra) Baklagiller familyasindan, Amerika'da yetisen ve birçok türü olan bir bitkidir. Kökü (Radix ratanhiae) toz haline getirilip kullanilir. Çiçekleri kirmizi, yapraklari uzun, ince ve uçlari dilimlidir.



Kullanildigi yerler: Surubu ishali keser, barsak iltihaplarini giderir. Basur memelerine karsi pomad olarak kullanilir. Dissularinin bilesimine de girer





Ravend: (Rhabarber/ Rhubarbe / Rhubarb / Ravendiyye / Isgin / Rheum ribes) Mayis-haziran aylarinda çiçek açan, 100-150 cm boyunda, çok yillik, otsu bir dag bitkisi. Yapraklar bitkinin taban kisminda toplanmislardir. Yaprak, kalp veya böbrek seklinde, 30-60 mm ebadinda, kenarlari disli, damarlar alt yüzden disari dogru çikiktir. Çiçekleri genis bir bilesik salkim durumunda toplanmistir. Çanak yapraklari 6 parçalidir. Meyveleri 10-15 mm uzunlugunda, kirmizimtrak renkli ve kanatlidir. Toprak altinda etli bir rizomu bulunmaktadir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Orta ve Dogu Anadolu ile Akdeniz bölgesi.



Kullanildigi yerler: Tâze sürgün ve yapraklari sebze olarak yenir. Kökleri kabiz edici özelliktedir. Mide ve barsak gazlarini giderir.



Rezene: (Gemeiner / Fenchel / Fenouil / Fennel / Raziyane / Tatli anason / Foeniculum vulgare / Fenouil vulgarie) Haziran-agustos aylari arasinda sari renkli çiçekler açan bir buçuk-iki metre boylarinda iki yillik kokulu otsu bitkiler. Yapraklari sapli ve tüysüzdür. Bitkinin gövdeleri dik, içleri bos silindir seklinde ve tüysüzdür. Çiçekler uzun sapli ve bilesik semsiye durumundadirlar. Meyveleri silindir seklinde tüysüz ve yesilimsi esmer renktedir. Tohumlari protein ve yag bakimindan zengin bir besi dokuya sâhiptir. Birçok çesidi vardir. Daha çok kayalik ve kurak yerlerde yetisir. Raziyane ismiyle de bilinir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Ege ve Akdeniz bölgesi.



Kullanildigi yerler: Bitkinin kullanilan kisimlari meyve, kök ve yapraklardir. Rezene meyveleri müsilaj, seker, nisasta, tanen, sâbit ve uçucu yaglar tasir. Midedeki gazi giderici, süt çogaltici ve yatistirici (müsekkin) olarak çay veya toz hâlinde kullanilir. Yapraklari yara iyi edici, kökü ise idrar arttiricidir. Bogmaca, dalak hastaliklari ve idrar zorlugunda faydalidir. Kan çibani ve göz zafiyetlerinde de kullanilir.



Roka: (Raukenkohl / Roquette / Rocket / Eruca sativa) Bir veya iki yillik otsu bitkiler. Yapraklar toplu, disli kenarli ve tüylüdür. Çiçekler sarimtrak veya beyazimtrak olup, üzerleri morumsu damarlidir. Sebze olarak bahçelerde yetistirilir. Sert kokulu ve baharatli bir bitkidir. Kök ve tohumdan üretilir. Bol sulak yerlerde yetisir.



Kullanildigi yerler: Bitkinin yapraklari yakici, lezzetli bir uçucu yag ihtivâ eder ve C vitamini tasir. C vitamini miktari oldukça yüksek olup, 100 gram tâze yaprakta takriben 150 mg kadar bulunur. Roka yapraklari daha çok sonbahar ve kis aylarinda salata olarak kullanilir. Istah açici, uyarici, kuvvet verici ve öksürük kesici özelligi vardir. Tohumlari da ayni etkileri gösterir. Afrodizyak (Cinsel gücü artirici) özeligi vardir.



Safran: (Safran-Krokus / Saffron / Crocus sativus) Eylül-ekim aylari arasinda, mor renkli ve hos kokulu çiçekler açan 15-30 cm boylarinda, soganli, otsu bir bitki. Etli ve yuvarlak 2-3 cm çapinda bir sogani vardir. Üretimi de bu soganlarla yapilir. Yapraklar uzun, dar ve ortasi beyaz çiçeklidir. Yapraklar çiçeklerden sonra meydana gelir. Çiçekler 6 parçali, erkek organlari 3 tâne, disi organin kapsül kismi olan stigmalari turuncu renklidir. Safran, Hititler döneminden beri Anadolu’da bilinmekte ve ilâç olarak kullanilmaktadir. Grekler döneminde de Bati Anadolu’da oldukça ticâreti yapilmistir. Osmanlilar döneminde de önemini koruyan bir ihraç ürünü olmustur. Daha önceleri Urfa, Mardin, Kastamonu, Ankara, Istanbul’da kültürü yapilmaktaydi. Fakat bugün sadece Kastamonu’nun birkaç köyünde üretimi yapilabilmektedir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Kastamonu-Safranbolu’da yer yer yetistirilir.



Kullanildigi yerler: Kirmizi renkli boya maddeleri, sekerler, uçucu ve sâbit yaglar ihtivâ eder. Sinir sistemini uyarici, istah açici, âdet söktürücü, koku ve renk verici olarak kullanilir. Toz hâlinde istah açici ve mîdevî olarak kullanilabilir. Fazla miktarda kullanilmamalidir. Hamileler kesinlikle kullanmamalidir.



Sakız agacı: (Mastixpistazie / Lentisque / Mastic tree / Pistacia lentiscus) Nisan-mayis aylari arasinda, yesilimsi renkte çiçekler açan 1-3 m yüksekliginde, sik dalli, çali görünüsünde ve kisin yapraklarini dökmeyen agaçlar. Mezdeki sakizi olarak da bilinir. Gövdeleri dik ve silindir biçiminde olup, saglamdir. Kabuklari esmer renkli ve reçine kanallari ihtiva eder. Meyveleri ufak, yuvarlak ve kirmizimsi siyah renklidir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Bati ve Güney Anadolu.



Kullanildigi yerler: Bitkinin dal ve gövdesinden, mastix adi verilen sakiz elde edilir. Agacin gövdelerine yapilan yaralamalardan bir usare akar. Toplanan bu usare 2-4 haftada katilasir. Soluk sari renkli, kolaylikla kirilabilen parça ve damlalar hâlindedir. Özel bir kokusu ve tadi vardir. Eter ve etonolde çözünür. Sakiz içinde uçucu yag, mastisik asit, mastisin ve aci maddeler bulunmaktadir. Eskiden balgam söktürücü olarak kullanilmistir. Dis etlerini kuvvetlendirmek ve agiz kokusunu gidermek için kullanilir.





Salep: (Sahlep / Çayirotu / Çemçiçegi / Orchis / Tuber salep ) Orchis, Ophyris, Serapias, Platanthera, Dactylorhiza vs. cinslerine âit türlerin yumrularina verilen ad. Bu bitkilerin toprak altinda iki yumrusu bulunur. Bunlardan biri ana yumrudur ve o senenin gövdesini verir. Digeriyse gençtir (hemsire veya kardes yumru) ve gelecek yilin yumrusunu verir. Salep elde edilen türlerin hepsi yumruludur. Salep daha çok kireçli topraklari sever. Ormanlik bölgelerde yetisen saleplerin yumrusu iri olur. Çayirlarda yetisen saleplerin yumrusu ise daha zayiftir. Anadolu’da salep genellikle Orchis ve Ophyrus türlerinden elde edilir.



Salep eldesi: Bitki çiçekteyken, toprak altindaki yumrulari toplanir. Yalniz yan yumru alinir, gövdeyi tasiyan ana yumru genellikle alinmaz. Fakat her ikisi de kulanilabilir. Yumrular kremsi, yumurta seklinde veya çatalsidir. Toplanan yumrular suyla yikanarak temizlenir, ipe dizilir ve su veya sütle kaynatilir, sonra açik havada kurutulur. Kurutulan yumrular dövülerek toz edilir. Elde edilen bu toz kullanilacak hâle gelmis olan salebi verir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Çogunlukla Bati, Güneybati, Güney ve Kuzey Anadolu olmakla beraber Anadolu’nun birçok yerinde yetisir.



Kullanildigi yerler: Bilesiminde nisasta, sekerler, musilaj ve azotlu maddeler vardir. Bilhassa çocuklarda ishal kesici, kuvvet verici ve gidâ olarak kullanilir. Barsak nezlesinde soguk alginliklarinda ve öksürüge karsi halk arasinda çok kullanilmaktadir. Afrodizyak (Cinsel gücü artirici) etkisi vardir.





Sandal ağacı: (Kalanga / Santalum album / Santalwood / Santal de mysore) Sandalgiller familyasindan, küçük boylu bir agaçtir. Hindistan ve Malakka'nin daglik bölgelerinde yetisir. Yaprak dökmez. Yapraklari karsiliklidir. Çiçekleri sarimtirak kirmizidir. Meyveleri kiraz büyüklügünde olup, siyah renklidir. Odunu (Lignum santali) sarimtirak renktedir ve kokuludur. Bu odundan, uçucu bir yag olan, (Oleum santal / Santal esansi) çikartilir.



Kullanildigi yerler: Santal esansi, idrar yollarindaki mikroplari giderir. Ayrica, bu agacin odununu, parfüm ve tütsü yapiminda kullanilir.











saparna: (Stechwinde / Sarsaparille / Salsepareille / Sarsaparilla / Smilax aspera / Smilax) Agustos-eylül aylari arasinda, beyazimsi-sari renkli çiçekler açan, tirmanici, dikenli ve iki evcikli bir bitkidir. Yapraklar sapli ve kisin dökülmez. Kalb seklinde ve tam kenarlidir. Çiçekler yapraklarin koltugunda küçük semsiye durumunda, 5-10 çiçeklidir. Meyveleri kirmizimsi, yuvarlak, 1 cm kadar çapta ve 1-3 tohumludur. Öz dikeni adiyla bilinir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Marmara, Bati ve Güney Anadolu.



Kullanildigi yerler: Kökleri tanen, nisasta, sekerler ve saponin tasir. Terletici ve kan temizleyici özelliktedir. Tohumlarin üzerlerindeki zar, “gicir” adiyla sakizlara katilir. Körpe sürgünler sebze olarak haslandiktan sonra yenir. Bati Anadolu’da “sircan” adiyla taninir. Terletir, kani temizler ve cilt hastaliklarinda faydalidir.





Sarısabır: (Aloe / Aloès / Aloe) Kurak bölgelerde yetisen, çok yillik, yapraklari dikenli, bal özkulu (sukulent) bitkilerdir. Öd agaci olarak da bilinir. Daha çok Afrika, Suriye, Arabistan ve Güney Avrupa’da yayilis gösterir. Buna karsilik iliman bölgelerde, park ve bahçelerde süs bitkisi olarak yetistirilir. Memleketimizin Güneybati kesiminde de Romalilar döneminde kültürden kalmis, yabanilesmis türü yetismektedir. Bitkinin yapraklari birer rozet görünümünde, topraktan yayvan bir sekille çikarak yukari dogru bükülürler. Çiçek durumu dik ve sik bir salkimdir. Çiçekleri sari veya kirmizidir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Güneybati Anadolu (Demre).



Kullanildigi yerler: Bitkinin yapraklarindan çikarilan usare (özsu) nin, güneste veya isitilarak yogunlastirilmasiyla elde edilen bakiye, siyah parlak kütleler hâlinde kalir. Bu madde sari sabir adini alir. Antrasen türevleri tasir. Kalin barsaga etkili bir müshildir. Sivisi, pigment ve haserat ilâçlari yapiminda kullanilir. Sari sabir, bali bozar. Yaniklarin sebep oldugu agrilari keser. Sirke ile karistirilip saç diplerine sürülürse dökülmelerini önler.





Sarmısak: (Knoblauch / Ail / Garlic / Tüm / Allium sativum) Temmuz-Agustos aylari arasinda beyaz veya pembemsi renkli çiçekler açan, 20-100 cm boylarinda çok yillik otsu bir bitki. Sarımsak diye de tâbir edilir. Vatani Orta Asya’dir. Toprak altinda büyükçe bir sogani bulunur. Yapraklari uzun, yassi, bugday yapragi gibidir. Çiçekler, küre seklinde olup, bir semsiyeyi andiran dallar ucunda toplanir. Meyveleri siyah renkli tohumlar tasiyan bir kapsüldür. Sarmisak nâdiren tohum verir. Bunun için daha çok soganciklarla (dislerle) üretilir. Sarmisagin sogan kismi beyazimsi renkli olup, sogancik veya dislerden meydana gelir. Soganciklarin hepsi bir arada ve bir kabuk tarafindan sarilmistir.



Memleketimizde beyaz ve siyah sarmisak yetistirilmektedir. Tipta beyaz sarmisak kullanilir.



Kullanildigi yerler: Sarmisagin bilesiminde sekerler, vitaminler (A,B,C), kükürtlü bir uçucu yag ve içerisinde bol olarak allil sülfür bulunur. Sarmisagin özel kokusu ve tadi bundan ileri gelir. Çok eski çaglardan beri bilinmekte ve tedâvide kullanilmaktadir. Eskiden salgin hastaliklarla mücâdelede çok kullanilmaktaydi. Antiseptik, istah açici, tansiyon düsürücü, solucan düsürücü, idrar arttirici, kan temizleyici etkileri vardir. Antiseptik etkisi, içindeki allisinden ileri gelir. Bakteriler üzerinde üremeyi azaltici ve öldürücü etkisi vardir. Eskiden harplerde antibiyotik ve antiseptik olarak çok kullanilmistir. Ayrica, kansere karsi üstün bir koruyucu, hemeroide faydali, bronsit, astim, varis, siyatik ve romotizma ilâci olan sarmisagin faydalari ve kullanildigi yerler çoktur





Semizotu: (Portulak / Pourpier / Purslane / Portulaca oleraceae) Çok yaygin ve yabânî olarak bag ve bahçelerde yetisen, bir yillik otsu bir bitki. Zirâî önemi pek yoktur. Semizotunun vatani Asya’dir. Gövdeleri toprak üstünde yatik, yapraklari sapsiz ve etli olup, çiçekler sarimsi renklidir. Meyveleri çok tohumludur. Tohumdan yetistirilebilir. Demir ve C vitamini bakimindan zengindir.



Kullanildigi yerler: Yesil yapraklari ve körpe dallari sebze olarak yenir. Mayhos bir tadi vardir. Besleyici bir sebzedir. Mide ve barsak kanamalarinda ve kanli idrarda faydalidir. Kani temizler. Seker hastaliginda susuzlugu giderir. Uykusuzluk, sinir ve zihin yorgunlugunda faydalidir.



Sinameki: (Sennakassie / Séné / Cassia) Afrika, Hindistan ve Arabistan’in yari çöl ve daglik bölgelerinde yetisen, 50-150 cm boylarinda, sari renkli çiçekler açan çali tipinde agaççiklar. Yapraklar yaprakçik seklinde ikiye parçalanmistir. Sinamekinin en çok C. acutifolia ve C. angustifolia türleri bilinmekte ve kullanilmaktadir. C.fistulosa türü ise ceviz agacina benzeyen büyük agaçlardir. Meyveleri fasulye meyvesi gibi esmer, yesilimsi veya siyahimsi renklidir. Içlerinde 6-10 kadar tohum bulunur.



Kullanildigi yerler: Bitkinin yaprak ve meyveleri antresan türevleri tasir. Bundan dolayi da müshil etkilidirler. Etkileri kalin barsak üzerinedir. Toz hâlinde 0,5-1 gr (günde 2-3 defâ) veya 5-10 gr sinameki yapragi üç su bardagi su ile kaynatilarak iki defâ içilir. Memleketimizde çok kullanilan müshil ilâcidir. Kolit ve spastik kabizlikta kullanilmaz.



Yalanci sinameki (Colutea arborescens) nin de yapraklari müshil etkiye sâhiptir. Içimi zordur. Tohumlari zehirlidir.



Soğan: (Zwiebel / Olignon / Onion / Basaliye / Allium cepa) Haziran-agustos aylari arasinda yesilimsi veya pembemsi renkli çiçekler açan, 30-100 cm boylarinda, çok yillik otsu ve soganli bir bitki. Yapraklar boru seklinde, içi bos, mavimsi-yesil renklidir. Çiçekler küre seklindeki baslarda semsiye durumunda toplanmislardir. Tohumlari siyah renkli, köseli ve küçüktür. Sogan çok eskiden beri bilinen kültür bitkilerinden biridir. Sümerler döneminden beri yetistirildigi ve kullanildigi, târihî belgelerden anlasilmaktadir. Sogan, degisik sekilli, üzeri zarimsi bir kabukla kapli, yakici lezzetli ve özel kokuludur. Kültür çesitlerine göre sekil ve büyüklükleri degismektedir. Türkiye’de sogan üretimi yapilan bölgelerin basinda Karacabey ve havâlisi gelmektedir. Bu bölgede zirâati yapilan sogan çesitleri Kantartopu, Imrali veYalova 12’dir. Kantartopu yuvarlak, hafifçe basik, kirmizi kabuklu ve depolamaya dayaniklidir. Imrali ise uzunca oval, kirmizi-kahverengi kabuklu, lezzetli ve bu bölgede tutulan bir çesittir. Yalova 12, sari sogan olarak da adlandirilir ve kantartopu çesidinden seleksiyon yoluyla elde edilmis beyaz etli, göbekli bir çesittir.



Kullanildigi yerler: Sogan çok eski çaglardan beri yemeklere çesni veren bir sebzedir. Yesil yapraklari ve kuru yumrulari kullanilir. Soganin içinde C vitamini bulunur ve besleyici ve istah açici bir besindir. Içinde bulunan kükürtlü bir madde sogana acilik verir, gözleri yakar ve yasartir. Sogan, mikroplara karsi koyma gücünü arttirdigindan, bir memlekete gelenin önce biraz çig sogan yemesi sihhati için iyidir. Sogandan sonra kereviz veya sedefotu yenirse, fena kokusu gider. Sogan, birçok faydayi bereberinde getiren bir bitkidir. Idrar söktürür. Idrar tutuklugu ve damar sertliginde faydalidir. Böbreklerdeki kum ve taslarin düsürülmesine yardimci olur. Zihin yorgunlugunu giderir. Iktidarsizlikta faydalidir. Afrodizyak (Cinsel gücü artirici) özelligi vardir. Öksürük söktürür, bronslari temizler. Akciger hastaliklari, astim nöbeti, grip ve soguk alginliginda faydalidir.





Soya Fasülyesi: (Sojabohne (f), Fr. Soja (m), Ing. Soybean, soya-bean) 1-1,5 m boyunda, kismen sarilici, dallanmis, bir yillik, Çin ve Japonya’da genis ölçüde zirâati yapilan, besin degeri bakimindan hayli önemi olan bir bitki. Bitkinin yapraklari üç yaprakçikli, yaprakçiklar oval sekilli ve sivri uçludur. Çiçekler sarimsi veya menekse renklidir. Meyveleri biraz kivrik, tüylü ve 2-5 tohumludur. Tohumlar küre seklinde, beyaz renkli olup, bir yaninda siyah bir leke vardir.



Kullanildigi yerler: Çin’de bes bin seneden beri soya, gerek gidâ maddesi olarak gerekse çesitli ürünlerin eldesinde kullanilmaktadir. Günümüzde de basta Amerika olmak üzere çesitli ülkelerde tüketilmektedir. Kismen soya unundan yapilmis ekmekle, soya yagindan yapilmis tereyagi birçok sofrada kabul görmektedir. Soya filizleriyle süslenmis yesil salata çok miktarda C vitamini ihtivâ etmektedir. Bu sâyede birçok memlekette tâze sebze ve meyve noksanligindan dolayi meydana çikan “Saurvy hastaligi”ni önlemektedir. Soya fasulyesi, B1 ve B2 vitaminleriyle E ve K vitaminlerini ihtivâ eder. Bilhassa “Pelegra hastaligi”na karsi “Niacin” maddesince zengindir. Insan vücûdunun hergün sarf etmeye mecbur kaldigi mâdenî tuzlar bakimindan da fevkalâde zengin bir gidâdir. Kemiklerin tesekkülünde büyük bir rol oynayan “kalsiyum” soya fasulyesinde süte nispeten iki mislidir. Buna ilâveten bol miktarda fosfor, demir, bakir, manganez, potasyum ve sodyum ihtivâ eder. Soya fasulyesi, vücûdumuzun muhtaç oldugu protein bakimindan da en zengin ve mükemmel bir gidâ maddesidir. 453 gramlik soya ununda 31 yumurtanin, 6 büyük sise sütün veya 900 gramlik kemiksiz etin ihtivâ ettigi kadar protein bulundugu laboratuvar deneyleriyle tespit edilmistir. Gelistirilen tekniklerle günümüzde soya fasulyesinden fevkalâde nefis, temiz, krem renginde un elde edilmektedir. Bu un bilhassa pasta, bisküvi, kurabiye, dondurma, sekerleme îmâlâtinda büyük miktarda kullanilmakta, bebek mamalarinda da büyük ragbet görmektedir. Yari yariya soya unundan yapilmis makarnalar, sehriyeler, hamur tatlilari, çesitli ülke sofralarini süslemeye devam etmektedir. Soya fasulyesi hem insanlar hem de çiftlik hayvanlari için çok besleyici bir gidâ maddesidir. Soya yagi birçok âilein seve seve salata yagi ve kizartma yagi olarak kullandigi bir madde hâlini almistir. Esas îtibâriyla soya yagi boyacilikta ve cila yapmakta kullanilmaktadir. Soya fasulyesi kirmalari da hayvan gidâlari arasinda mühim bir mevki isgal etmektedir. Amerika’da bâzi üniversiteler soya fasulyesinin suyunu bir nevi süt gibi kullanmakta, bundan peynir elde etmektedir. Hayvan beslenmesinin güç oldugu memleketlerde süt yerine bu fasulye suyunun kullanilmasi tesvik edilmektedir. Hâlen üretilen soya yaginin yüzde 85’ini Amerikalilar insan yiyecekleri arasinda kullanmakta, kalanini da boyacilikta, cilâ yapmakta, sabun îmâlâtinda sarf etmektedirler. Sari altin, hatta asrin bitkisi olarak da adlandirilan soyanin pekçok kullanma alani vardir. Bunlarin baslicalari; süt, yogurt, peynir, dondurma, dondurma külahi, pasta, hayvan yemi, yesil gübre, ilâç, boya, kâgit, kemiksiz et, kahve, salça, sabun, plastik maddeler, lastik, alkol, yag, margarin, soya unu, ekmek, makarna, tarhana, leblebi, çocuk mamasi vb.dir.



Sumak: (Gerbersumach / Sumac / Sumac / Somak / Rhus / Rhus coriaria / Tekri) 2-3 m boylarinda, kisin yapraklarini döken, çali tipinde agaççiklar. Yapraklar 5-10 yaprakçiklara ayrilmistir. Bunlar oval sekilli ve sapsiz, tüylü ve kenarlari hafif dislidir. Çiçekler yesilimsi renklerde, 20-25 cm konik çiçek durumlarinda toplanmislardir. Meyveleri olgunlukta esmer-kirmizi renkli, küre sekilli, tüylü ve eksi lezzetlidir. Sumagin 150 kadar türü vardir ve birçogu zehirlidir. Yurdumuzda Derici Sumagi (Rhus coriaria) ve Boyaci Sumagi (Rhus cotnus) dogal olarak yetisir. Kokulu sumak (Rhus aromaticus)'un tentür halindeki idrar tutamama hastaliginda faydalidir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Ege, Akdeniz bölgesi, Dogu Anadolu.



Kullanildigi yerler: Yapraklari tanen, sekerler ve sari renkli boya maddeleri tasirlar. Kabiz edici, kan kesici, antiseptik etkili olup, ayrica yünlü kumaslarin boyanmasinda kullanilir. Bogaz ve dis etleri hastaliklarinda da gargara hâlinde kullanilir. Sumak meyveleri de tanen, uçucu yag ve organik asitler ihtivâ eder. Baharat olarak çok kullanilir.



Susam:



Kullanildigi yerler: SUsam yagi, safra taslarinin düsürülmesinde faydalidir. Karaciger hastaliklarinda kullanilir. Kabizligi giderir. Afrodizyak (Cinsel gücü artirici) özelligi vardir. Nefes darligi ve bronsitte faydalidir.



Şalgam: (Brassica rapa var / Brassica napus / Turnip / Navet) Turgiller familyasindan, toprak altinda siskin bir yumru yapan, topaç biçiminde etli ve tatli yumrusu iki yillik bir bitkidir. Yapraklari parçali ve tüylü, çiçekleri saridir. Yurdumuzda yuvarlak ve kökü basik olanlar makbuldür. Terkibinde B vitamini ve madeni maddeler vardir.



Kullanildigi yerler: Idrar söktürür. Romatizma ve nikriste faydalidir. Mafsal sisliklerini indirir. Böbrek kumu ve tasinin düsürülmesine yardimci olur. Ergenlik sivilcesi ve egzama gibi cilt hastaliklarinda faydalidir. Gögsü yumusatir. Akcigerleri temizler. Bogaz iltihabini giderir. Kabizligi giderir. Seker hastalarinin susuzlugunu giderir





Şebboy: (Goldlack / Giroflée jaune / Wallflower / Bleeding heart / Matthiola / Stock / Cheiranthus cheiri) Sari veya turuncu renkli çiçekler açan, 50 cm boylarinda çok yillik, otsu bir süs bitkisi. Çiçekler dört parçali ve karanfil kokusundadir. Yapraklari dardir. Bahçelerde süs bitkisi olarak yetistirilir. Nemli, kumlu-killi ve gübreli topraklarda iyi yetisir. Soguga dayanikli degildir. Bu türe sari sebboy da denilir. Tohumla üretilir.



Kullanildigi yerler: Çiçekleri uçucu yag tasir. Uçucu yag parfümeride kullanilir. Tohumlari kalp üzerine etkili bilesikler tasir. Ayrica idrar söktürücü ve kabizligi giderici etkisi vardir.



Bahçe sebboyu (Mathiola incana): Mor renkli çiçekler açan 80 cm kadar boylarinda otsu bir süs bitkisidir. Yapraklari tüylüdür. Çiçekleri kokusuzdur. Bahçelerde süs bitkisi olarak yetistirilir. Tibbî bir etkisi yoktur.



Şeftali: (Pfirsichbaum / Pêecher / Peach tree / Prunus persica / Peach) 3-5 m boylarinda bir meyve agaci. Bitki, meyveleri için yetistirilir. Meyveler 5-10 cm çaplarinda, yuvarlak tatli sulu ve hos kokuludur. Vatani Çin’dir. Iran’a, sonra da Anadolu’ya geçmistir. Avrupa’ya da Anadolu’dan yayilmistir.



Akdeniz bölgesinde yetistirilen çesitleri: Flardasun, early amber, sâhil seridinin dis kisminda springtime.



Ege ve Güney Dogu Anadolu bölgesinde yetistirilen çesitler: Precocissima, sâhil seridinde springtime, early red, dixierd, candinal, starking delicious, redhaven (R-1), redglobe, J.H. Hale Rio-oso-gen, Monroe, triogen, laring, glohaven, cresthaven,



Marmara Bölgesi ve Tokat, Samsun ve Amasya bölgesinde yetistirilen çesitler: Dixierd, redhaven (R-1), redglobe, laring, glohaven, cresthaven, blaka J.H. Hale Rio-oso-gen, monroe.



Kullanildigi yerler: Çiçekleri kabizligi giderir ve barsak solucanlarini düsürür. Meyvesi hazmi kolaylastirir. Idrar yollarini temizler. Bol mimktarda idrar söktürür. Basur memelerinden dogan sikayetleri giderir. Safra kesesi ve böbrekler için faydalidir.



Şerbetçi otu: (Hopfen / Houblon / Hop / Ömerotu / Mayaotu / Humulus lupulus / Huoblon grimpant) Temmuz-eylül aylari arasinda yesilimsi-beyaz renkli çiçekler açan, 2-5 m yüksekliginde, sarilici gövdeli, iki evcikli otsu bir bitki. Bitkinin gövdeleri ince, tirmanici, sarilici ve üzeri sert tüylerle örtülüdür. Yapraklar karsilikli, uzun sapli ve yürek seklindedir. Yapraklarin da üst yüzeyleri sert tüylüdür. Erkek çiçekler yesilimsi sari renklerde ve bilesik salkim durumunda, disi çiçeklerse yuvarlak kozalaklar hâlinde toplanmislardir. Disi çiçeklerin etrâfinda brakte ve brakteol denilen genis, oval tasiyici yapraklar ve bunlarin üzerinde de salgi tüyleri bulunur. Hâlen memleketimizde, Bilecik-Bursa havâlisinde bu disi çiçek durumlarini elde etmek için genis çapta ekimi sürdürülmektedir. Biraçiçegi, Mayaotu olarak da bilinir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Kuzey Anadolu, Marmara bölgesi. Ayrica Bilecik ve havâlisinde ekimi yapilir.



Kullanildigi yerler: Bitkinin sarimsi-yesil kozalak görünümündeki disi çiçek durumlari kullanilir. Disi durumlar agustos ayinda toplanir ve gölgede kurutulur. Uçucu yaglar, aci maddeler, reçineler, mum, tanen tasirlar. Az dozlarda istah açici, idrar arttirici, yatistirici etkilere sâhiptir. Fazla alinirsa bulanti ve kusma yapar. Hâlen bira îmâlinde kullanilmaktadir.



Taflan: (Kirschlorbeer / Laurier-Cerise / Cherry laure / Gürcü kirazi / Hind kirazi / Prunus laurocerasus / Mongo / Monguer) Nisan-mayis aylarinda küçük ve beyaz renkli çiçek açan, rutûbetli ve gölgeli yerlerde yetisen 2-6 m yüksekliginde yaprak dökmeyen agaçlar. Yapraklar çok kisa sapli, derimsi, tüysüz ve oval sekillidir. Çiçekler 30-35 tânesi bir arada olup, gruplar teskil ederler. Meyveleri 1 cm çapinda kiraz görünüsünde parlak, koyu kirmizi veya olgunlukta siyah renktedir. Avrupa’ya Istanbul’dan yayilmis olup, süs bitkisi olarak yer yer yetistirilmektedir. Lâz kirazi, Gürcü kirazi ve Karayemis olarak da bilinir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Kuzey Anadolu.



Kullanildigi yerler: Bitkinin yapraklari siyah hidrik asit veren bir glikozit tasimasi sebebiyle zehirlidir. Bu yüzden yapraklarinin baharat olarak kullanilmasi tehlikelidir. Fakat yapraklardan elde edilen taflan suyu öksürük dindirici olarak kullanilir. Tâze meyveleriyse meyve olarak yenilmektedir. Kurutulmus meyvelerinin tohumlariysa seker hastaligina karsi kullanilir. Tâze meyveleri tas düsürücü olarak da kullanilmaktadir.



Tarçın: (Dar-i Çin / Cinnamomum / Cinnamon / Cannelier) Bakiniz Baharat Dünyasi Tarçin



Kullanildigi yerler: Ruhi sikintilari giderir. Kalbi kuvvetlendirri. Sogumk alginligi ve nezlede faydalidir. Istah açar. Kadinlardaki beyaz akintiyi keser. Afrodizyak (Cinsel istekleri artirici) özelligi vardir.



Tatula: (Weichhaariger / Stechapfel / Liseron de Provence / Downy thorn-apple / Boru çiçegi / Seytan elmasi / Esek hiyari / Dikenli elma / Stramoine / Datura) 20-100 cm yüksekliginde, dik gövdeli, bir senelik otsu, zehirli bir bitki. Tatula, seytanelmasi olarak da bilinir. Yapraklar sapli, büyük, oval, kenarlari tam, az girintili veya sivri lopludur. Çiçekler beyaz ve büyüktür. Çanak yaprak uzunsu bir tüp seklinde, tepede 5 lopludur. Taç yapraklar uzun bir huni seklindedir. Meyveler 3-4 cm boyunda, üzeri dikenli, 4 yarikli olup çok tohumludur. Dünya üzerinde tesbit edilmis 10 kadar boruçiçegi türünden yalniz iki tanesi memleketimizde bulunmaktadir. Datura stramonium ve D. metel. Organik madde bakimindan zengin bos tarlalar, harabeler, hendek ve yol kenarlarinda bulunur. Nadiren çiçekleri için bahçelerde yetistirilmektedir.



Kullanildigi yerler: Halen tedavide D. stranonium ve D. metel türlerinin yapraklari, çiçekleri ve tohumlari kullanilmaktadir. Yapraklar azami büyüklüklerini aldikça alt taraftan baslanarak toplanir. Gölgelik ve havadar bir yerde kurutulur. Tohumlu meyveleri olgunlastigi zaman toplanir ve kurutulur. Tatula türlerinde hiyosiyamin ve az miktarda atropin ve skopolamin isimli alkaloitler bulunmaktadir. Iyi bir uyusturucu, antispazmodik (kramp çözücü), antiasmatik (nefes darligina karsi) tir. Yapraklardan ve bazi çiçeklerden hazirlanan sigaralar nefes darligina karsi içilir. Yagli merhemi mevzii agrilara karsi haricen çok kullanilir. Zehirli bir bitki oldugu için hekim tavsiyesi olmadan kullanilmamalidir.



Tavsankulagı: (Europaisches / Alpenveilchen / Cyclamen / Sowbread / Domuz turpu / Topalak / Akdiken / Yer somunu / Siklamen) Kis sonu veya ilkbaharda çiçek açan, 5-15 cm yüksekliginde toprak altinda yumrulari bulunan çok yillik ot. Topalak ve yersomunu olarak da bilinir. Toprak altinda 1.5-5 cm çapinda, yan ve alt kisimlarindan kökler çikan, basik küre sekilli ve az tüylü bir yumrusu vardir. Yapraklarin hepsi dipte, uzun sapli, dâireye yakin böbrek biçiminde, üst yüzü yesilli-beyazli, alt kismi kirmizi veya morumsu renklidir. Çiçekler tek baslarina, hafif kokulu, pembe veya pembemsi mor renklidir. Taç yapraklari tersine dönmüs 5 parçali tüp seklinde, parçalar genis-oval sekilli, dip kisimlari lekeli. Tohumlar çok adette esmer renklidir. Memleketimizde 35 kadar türü vardir.



Kullanildigi yerler: Bitkinin kullanilan kismi toprak alti kismidir. Yumrularda zamk, pektin, seker ve saponin karakterli glikozit vardir. Yumrularinin suyla kaynatilip süzülmesiyle elde edilen sulu kisim bilhassa tütün fidelerine âriz olan solucanlarla mücâdelede kullanilir. Bu suyla fidelerin sulanmasindan hemen sonra solucanlar topragin üstüne çikar. Toplanarak yok edilir. Halk arasinda müshil ve kurt düsürücü olarak kullanilir. Asbasi kani sökmeye yardim eder.



Tere: (Gartenkresse / Cresson / Garden cress / Lepidum sativum) 20-50 cm boylarinda, beyaz veya morumsu renkli çiçekler açan, bir yillik otsu bitkiler. Meyvelerinin tek tohumlu olmasiyla su teresinden ayrilir. Yabânî olarak bulunmakla berâber, kültürü de yapilmaktadir. Kerdeme olarak da bilinir.



Su teresi (Nasturtium officinale): Beyaz çiçekli, parçali yaprakli, çok yillik otsu bir bitki. Su kenarlarinda yetisir. Özel bir kokusu ve batici bir lezzeti vardir. Kardamot adiyla da bilinir.



Kullanildigi yerler: Yapraklari yakici lezzetli, uçucu yag tasir. Kükürtlü glikozitler, A, C ve D vitaminleriyle uçucu yag tasir. Kuvvet verici, vitamin noksanliklarina karsi ve istah açici olarak kullanilir. Afrodizyak (Cinsel istekleri artirici) özelligi vardir. Hastaliklari karsi direnci artirir. Sigaranin zararlarini azaltir. Suyu, saç dökülmesi ve kepeklenmeyi önler.





Turp: (Rettich / Radieschen / Radis / Radish / Hilb / Raphanus / Raphanus sativus) Sari çiçekli, kültürü yapilan bir yillik bitkiler. Birçok çesitleri kökü veya tohumu için yetistirilir. Salata olarak yenen bir sebzedir.ÊBitkinin yenen kismi da etli olan kazik kökleridir.



Kullanildigi yerler: Tohumlari % 35-50 yag tasir. Uyarici, istah açici, safra söktürücü ve mikroplarin üremesini önleyici özelliklere sâhiptir. Eski târihlerde salgin hastaliklara karsi önleyici olarak turp verildigi bilinmektedir. Kazik kökleri sebze olarak yenir.



Memleketimizde birçok turp çesidi yetistirilmektedir.



Karaturp (Raphanus sativus var. niger): Kökleri yumruk büyüklügünde, üzeri siyahimsi kabuklu, içi beyaz renklidir. Hardal esansi ve C vitamini ihtivâ eder. Kökleri salata olarak yenir. Istah açici, idrar ve safra söktürücü etkileri vardir.



Kirmiziturp (Raphanus sativus var. radicula): Bu çesidin kökleri ceviz büyüklügünde üzeri parlak kirmizi renklidir. Hardal esansi, C vitamini tasir. Salata olarak yenir. Kuvvet verici, istah açici ve balgam söktürücüdür.



Yabanîturp (Raphanus raphanistrum): 20-50 cm boylarinda, sari çiçekli, Anadolu’da yabânî olarak yetisen, tüylü ve otsu bir bitkidir. Kökü ve yapraklari hardal esansi tasir. Istah açicidir.



Turunç: (Bigarade / Bigaradier / Bitter orange) 1-6 m boylarinda, kisin yapraklarini dökmeyen, beyaz renkli çiçekler açan agaçlar. Yapraklar sapli, derimsi, sivri uçlu, üst yüzü parlak alt yüzü mat yesil renklidir. Yaprak saplari kanatlidir. Çiçekler tek tek veya birkaçi bir arada toplanmis olup, çiçek durumlari teskil ederler. Meyveleri küre seklinde, sarimsi veya hafif yesilimsi renklerde, 7-15 dilimlidir. Dilimler eksi, acimsidir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Akdeniz bölgesi.



Kullanildigi yerler: Bitkinin çiçekleri uçucu yag ihtivâ eder. Turunç esansi elde edilir. Kabuklari da uçucu yag, vitamin C, pektin, aci maddeler ihtivâ eder. Istah açici, lezzet ve koku verici ve safra söktürücü olarak kullanilir. Ayni zamanda kabuklarin beyaz renkli olan albedo kismi çikarildiktan sonra reçel yapiminda da kullanilir.



Uyuz otu: (Skabiose / Scabieuse / Scabious / Scabiosa / Scabiosa maritima) Haziran-ekim aylari arasinda, eflâtun, mavimsi veya beyaz renkli çiçekler açan, 50-100 cm boylarinda, dallanmis, bir veya çok yillik otsu bitki. Çiçekler, sivri uçlu mizrak seklinde yaprakçiklarla örtülü, yarim küre seklinde bir arada toplanarak, basçik seklinde çiçek durumlari meydana getirirler.



Türkiye’de yetistigi yerler: Marmara bölgesi.



Kullanildigi yerler: Süs bitkisi olarak da yetistirilmektedir. Tipta kan temizleyici, terletici, yara iyi edici olarak kullanilir



Üvez: (Spierling / Sperberbaum / Cormier / Sorber domestique / Service-tree / Sorbus domestica) 5-10 m yüksekliginde, Mayis-Haziran ayinda beyaz renkli çiçekler açan ve kisin yapragini döken agaçlar. Yapraklari 7-11 çift yaprakçiga parçalanmislardir. Meyveleri 10-20 mm çapinda, küre veya armut seklinde, yesilimsi sari veya kirmizimsi-esmer renkli olup, buruk lezzettedir. Türkiye’de 11 kadar üvez türü bulunur. Sarbus aucuparia türü kus üvezi olarak bilinir ve Kuzey Anadolu’da yaygindir. Sorbus domestica türü (üvez) Karadeniz bölgesinde tabiî olarak yayilis gösterdigi gibi meyveleri için birçok bölgede yetistirilir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Marmara ve Karadeniz bölgesi.



Kullanildigi yerler: Meyveleri parasorbinik asit, malik asit, sekerler (sorbos) sorbitanik asit, pectin karotensid ve vitamin C ihtivâ eder. Özellikle bir seker olan sorbos seker hastalari rejimi için iyi bir tatlandiricidir. Meyveleri ve yapraklari kabiz edicidir. Yine meyveleri idrar söktürücü, kadinlarda âdetleri kolaylastirici etkilere sâhiptir. Meyveler C vitaminince zengindir. Onlardan surup ve ekstraktlari hazirlanir. Yapraklarinin % 5’lik çayi seker hastaligina karsi kan sekerini düsürücü olarak kullanilmaktadir. Zararsizd





Üzerlik otu: (Syrische / Steppenraute / Hermale / Harmel / Harmal / Peganum harmala / Nazarotu / Peganum / African rue) Mayis-Agustos aylari arasinda yesilimsi-beyaz renkli çiçekler açan, 30-50 cm boyunda, çok yillik otsu bir step bitkisi. Daha çok kumluk ve taslik yerlerde, mezarliklarda görülür. Gövdeleri yatik ve otsudur. Yapraklar çok parçalidir. Çiçekler uzun sapli ve tek tek bulunur. Meyveleri çok tohumlu, toparlak sekilde bir kapsüldür. Tohumlari kirmizimsi kahverengidir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Orta Anadolu.



Kullanildigi yerler: Çogunlukla tohumlari kullanilir. Tohumlarinda hamin, harmalin, peganin gibi alkaloitler vardir. Kurt düsürücü ve narkotikdir. Halk arasinda ekzama, basura karsi ve tütsü olarak kullanilir.





Üzüm: (Trauben / Raisin / Grapes / Ineb ) Asmanin meyvelerine verilen isim. Üzümler genellikle asmada yetistirilir. Hemen hemen her toprakta yetisir. Fakat bakimi zordur. Aksi halde külleme vs. gibi hastaliklar olur. Verim ve kalite düser. Üzümün sekli, rengi ve büyüklügü çesitlerine göre degisir. Çekirdekli veya çekirdeksiz cinsleri vardir. Olgun üzüm meyveleri yesil, sari veya mor renklerde olabilir. Memleketimizde üzüm çesitlerinin basinda razaki, çavus, kürt, müsküle, misket, keçi memesi, çekirdeksiz, yapincak gelir. Bilhassa Trakya, Marmara ve Ege bölgeleri üzüm yetistiriciligi bakimindan oldukça önemlidir. Güneydogu Anadolu (G. Antep) bölgesinde de üzüm yetistiriciligi çok ileridir. Dogu Anadolu bölgesinde (Elazig, Erzincan, Igdir) iyi cins üzümler yetistirilmektedir.



Kullanildigi yerler: Üzüm iyi bir gida maddesidir. Üzüm, sekerler, organik asitler, B ve C vitaminleri, tanen tasir. Tipta idrar arttirici, sindirim kolaylastirici, müshil ve kuvvet verici olarak kullanilir. Hamilelerin bulantilarini önler. Kabizligi giderir. Kalbi kuvvetlendirir. Kanı temizler. Sismanlikta faydalidir. Cildi güzellestirir. Mide ülseri, gastrit, karaciger, dalak hastaliklari, romatizma ve mafsal iltihaplarinda faydalidir. Tâze üzümün sikilmasiyla elde edilen usareye sira denir. Kuvvet verici ve gidâ olarak kullanilir. Siranin isitilarak koyulastirilmasiyla pekmez, bunun da yogunlastirilmasiyla bulama elde edilir.





Vanilya:Kullanildigi yerler:Vücudu kuvvetlendirir. Atesi düsürür. Afrodizyak (Cinsel arzulari artirici) özelligi vardir. Sinir bozuklugunu giderir. Hazmi kolaylastirir. Bronslari temizler ve öksürük söktürür. Ruhi bunalimi dindirir.



Visne: (Sauerkirschbaum / Griottier / Morello cherry / Eksi kiraz / Prunus cerasus / Sour cherriy) Nisan-Mayis aylari arasinda beyaz renkli çiçekler açan, 2-10 m yüksekliginde agaçlar. Gövdeleri koyu gri renkli ve dallar asagi dogru sarkiktir. Yapraklar kisa sapli, tüysüz, parlak yesil, kenarlari disli, ucu sivridir. Çiçekler yapraklardan önce açar ve kisa sürgünlerin ucunda, semsiyemsi çiçek durumlari teskil ederler. Çiçek saplari uzun, çiçek tablasi çanak seklindedir. Meyve olgunlukta tek tohum ihtivâ eden, küre seklinde koyu kirmizi renkli, eksi lezzetli bir drupa tipidir. Vatani Anadolu ve Balkanlardir.



Kullanildigi yerler: Meyvelerinde sekerler, elma ve limon asidi, vitamin A ve C, meyve saplari ve gövde kabugunda tanen ve potasyum tuzlari vardir. Visne agaci kabuklari kabiz edici ve ates düsürücü etkiye sâhiptir. Meyve saplari ise idrar söktürücü olarak kullanilir. Meyveleri tâze olarak yenebildigi gibi, serbet, surup ve reçel imâlinde de kullanilir.



Yabani gül: (Memleketimizde oldukça yaygin bir gül çesididir. 2-3 m yüksekliginde, pembe veya beyaz çiçekli bir agaççiktir. Meyveleri parlak kirmizi renktedir. Bu gülün olgun meyvelerini saran, baslangiçta agizi dar bir bardak seklinde olan çiçek ekseni, çiçek tablasi olgunlasinca etlenip, kirmizi bir renk alir. Bu meyvelere “kusburnu” adi verilir.



Kullanildigi yerler: Bilesiminde tanen, pektin, vitamin C, sekerler ve organik asitler vardir. Kabiz edici, idrar söktürücü olarak, böbrek ve safra taslarina karsi, C vitamini yönünden zengin oldugu için de bâzi bölgelerde marmelât yapiminda kullanilir.



Yabanmersini: (Ayi üzümü / Keçiyemisi / Vaccinum mytillus / Cranberry / Bilberry / Airelle) Fundagiller familyasindan, 20 - 50 cm boyunda, çok dalli, odunsu bir bitkidir. Karadeniz bölgesinin daglarinda çokça bulunur. Meyvelerinde organik asitler, sekerler, pektin, tanen ve mirtilin denilen bir boya maddesi ile, A ve C vitaminleri vardir. Yapraklari ve meyveleri kullanilir.



Kullanildigi yerler: Yapraklari seker hastaliginda faydalidir. Meyvesi dizanteriye etkilidir. ishali keser.



Yabanyasemini: (Bittersüss / Douce-amère / Bitter-sweet / Sofur / Solanum dulcamara / Bittersweet / Douceamere) Haziran-Eylül aylari arasinda mor renkli çiçekler açan, 1-2 m yüksekliginde, sarilici, otsu bitkiler. Yapraklar sapli, alt yapraklarinin tabanlari kalp seklinde, üst yapraklar ise üç parçalidir. Çiçekler, dallarin ucunda, uzun sapli ve sarkik bilesik salkim durumunda toplanmislardir. Olgun çiçeklerin taç yapraklari geriye dönüktür. Erkek organlari (stamenler) çiçegin ortasinda sari renkli bir konik durum yaparlar. Meyveleri sarimsi kirmizi renklidir. Bitki rutubetli, nemli ve gölgelik yerlerde, dere kenarlarinda ve çitlerde yetisir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Daha çok Kuzey Anadolu’da olmak üzere Anadolu’da yaygindir.



Kullanildigi yerler: Bitki, gliko-alkaloitler tasir. Yüksek dozlarda zehirlidir. Agri kesici, deri hastaliklarinda kan temizleyici, uyutucu, idrar arttirici ve müshil etkilere sahiptir. % 1-3’lük çayi günde bir iki bardak içilebilir.





Yakı otu: (Weidenröschen / Epilobe / Rose-bay /Meragülü / Epilobium / Willow herb) Nemli yerlerde yetisen, pembe veya kirmizi renkli çiçekler açan bir veya iki yillik otsu bir bitki. Çiçegin taç ve çanak yapraklari dört parçalidir. Tohumlarin tepesinde tüylerden meydana gelen bir kisim vardir. Memleketimizde 21 türü bulunmaktadir.



Kullanildigi yerler: Bitki, seker, tanen, yag ve müsilajlar tasir. Bitkinin kökleri kabiz edici ve yumusatici olarak gargara hâlinde kullanilir. Yapraklari yaralarin üzerine konulursa, siskinlik ve iltihaplari dagitir. Çay olarak da içilir. Vücudda biriken zehirli maddelerin atilmasini saglar.



Yasemin: (Jasmin / Jasmin / Jasmine / Yasemen / Jasminum) Beyaz renkli ve kuvvetli kokulu çiçekleri olan tirmanici bir bitki. Vatani Himalayalar’dir. Akdeniz bölgesi ikliminde kolayca yetistiginden süs bitkisi olarak yetistirilmektedir. Bitkinin yapraklari karsilikli ve 5-9 yaprakçiklidir.



Türkiye’de yetistigi yerler: Güney Anadolu bölgesinde.



Kullanildigi yerler: Çiçekleri uçucu yag tasir. Uçucu yag parfümeri sanâyiinde kullanilir. Çiçeklerinden hazirlanan çay (% 5’lik) gögüs yumusatici ve sinirleri yatistirici olarak kullanilir. Yaseminin dallarindan agizliklar yapilir. Italyan yasemini, sari yasemin veya yaban yasemini (Anadolu’da kurt düsürücü olarak kullanilan sari çiçekli çali tipindeki bitkiler), Arap yasemini, Hind yasemini gibi çesitleri vardir





Yavsan otu: (Avrupa çayi / Veronica / Water pumpernel / Veronique) Sircagiller familyasindan, çiçekleri mavi ve beyaz bir renkte olan bir bitkidir. Yuvarlak saplidir. Duvar çatlaklarinda yetisir. Taze iken kokusuzdur. Kuruduktan sonra güzel kokar.



Kullanildigi yerler: Hazmi kolaylastirir. Bas ve kulunç agrilarini keser. Çay gibi içilir.



Yenibahar:Kullanildigi yerler: Damarsertligini önler. Hazmi kolaylastirir. Mide ve barsak gazlarini giderir. Unutkanligi önler. Vücudun direncini artirir.



Yer elması: (Topinambur / Erdschocke / Topinambour / Hélianthe tubéreux / Jerusalem artichoke / Canada potato) Toprak altinda patates gibi yumrulari olan bir sebze bitkisi. Vatani Kuzey Amerika olmakla berâber Avrupa ve Türkiye’de sebze olarak yetistirilir.



Kullanildigi yerler: Besin maddesi olarak inulin ihtivâ eder. Besin degeri patatese yakindir. Karbonhidrat miktarinin düsük olmasi sebebiyle seker hastalarinin kullanabilecegi iyi bir besin kaynagidir. Süt arttirici ve safra söktürücü etkisi de vardir. Haslanarak sebze olarak yenir. Bol idrar söktürür. Kabizligi giderir. Anne sütünü artirir.



Yılan yastıgı: (Dana ayagi / Esek kulagi / Dracunculus vulgaris / Green dragon) Yapraklari büyük ve koyu kirmizi olan, mide bulandirici bir koku salan, büyük yumrulu bir bitkidir. Istanbul çevresinde, Ege ve Akdeniz bölgesinde yetisir.



Kullanildigi yerler: Atesi düsürür. Terletir, vücuda rahatlik verir. Sinirleri uyarir.





Yonca: (Luzerne / Luzerne / Lucerne alfalfa / Medick / Medicago / Luzerne trefle) Yapraklari üç parça olan otsu bitkiler. Meyveleri küçük fasulye gibidir veya helezon seklinde kivriktir. Gerek tirfil (Torijolium) türleri gerek Yonca (Medicago) türleri genel olarak yonca adiyla bilinir. Yoncanin hayvan yemi bakimindan önemi oldukça büyüktür. Bu maksatla memleketimizin çogu yerinde ekimi yapilmaktadir. Tibbî olan türü kokulu yonca (Melilotus officinalis) olarak bilinir. Bu tür haziran-eylül aylari arasinda güzel kokulu, sari renkli, küçük çiçekler açan 25-100 cm boylarinda tarla ve yol kenarlarinda rastlanan otsu bitkilerdir. Çiçekleri dallarin ucunda, uzunca ve dik salkimlar teskil ederler.



Kullanildigi yerler: Kokulu yonca yumusatici olarak, romatizma agrilarini teskin edici ve kabiz edicidir.



Su yoncasi (Menyanthes trifoliata): Avrupa ve Kuzey Asya’da yetisen çok yillik otsu bir su bitkisidir. Memleketimizde Kuzeydogu Anadolu bölgesinde görülür. Rizomlari kalin, silindirik ve sürünücü, yapraklari uzun sapli üç parçalidir. Çiçekler pembemsi beyaz renklidir. Bitki glikozit tasir.



Kullanildigi yerler: Yaprak ve kökleri istah açici, kuvvet verici ve ates düsürücüdür





Yosun: (Moss / Mousse) Çiçeksiz bitkilerin, sularin yüzünde veya diplerinde bulunan bir subesidir.



Kullanildigi yerler: Haslamasi barsak kurtlarini dökür. Saçlar yikanirsa kuvvetlendirir.





Yulaf: (Hafer / Avoine / Oats / Oat) 50-150 cm boyunda, bir yillik otsu bir tahil bitkisi. Yulafin çiçek durumu arpa ve bugdaydan çok farklidir. Burada basak yerine bilesik salkim durumu yer alir. Basakçiklar 2-3 çiçekli olup, eksen üzerinde salkim seklinde dizilmislerdir. Kilçik nispeten kisadir. Kavuzlar tânelere yapi¤¤¤¤¤¤. Tarimda kullanilan türü Avena Sativa’dir.



Kullanildigi yerler: Yulaf tâneleri sâbit yag, azotlu maddeler ve karbonhidratlar tasir. Ortaçaglardan beri gidâ ve ilâç olarak kullanilir. Hâricen yulaf lapasi çibanlari olgunlastirmada kullanilir. Dâhilen ise (% 5’lik) çayi idrar çogaltici, müshil, kuvvet verici olarak kullanilir. Küçük çocuklarda ve hastalik sonlarinda kuvvet verici olarak çok tercih edilir. Yulaf unu bilhassa çocuk mamalarinin yapiminda kullanilir. Kavuzlarindan ilâç sanâyiinde faydalanilir. Ayrica, iktidarsizligi giderir. Guatri önler. Mide ve barsak bozukluklarini giderir. Kandaki seker miktarini düsürür.Zencefil:

Kullanildigi yerler: Istah açar. Barsak gazi söktürür. Kusmayi önler. Ishali keser. Bedeni ve zihni gücü artirir. Afrodizyak (Cinsel istekleri artirici) özelligi vardir.





Zerdeçal: (Gelbwurzel / Kurkuma / Curcuma / Turmeric / Zerdeçöp / Hindsafrani / Curcuma longa) Sari çiçekli, büyük yaprakli, rizomlu çok yillik otsu bir bitki. Vatani Hindistan olmakla berâber çogu tropik bölgelerde yetisir. Bitkinin toprak altindaki ana rizomlari yumurta veya armut seklindedir. Yan rizomlari ise parmak seklindedir. Rizomlarin üst yüzü sarimsi, iç yüzü ise sari renklidir. Tadi acimsidir.



Kullanildigi yerler: Bilesiminde uçucu yaglar, reçine ve kurkumin adinda sari renkli boya maddesi vardir. Tedâvide mîdevî ve gaz söktürücü etkiye sâhiptir.