PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : 19/05 Türkiye'den Haberler



muzo
19-05-2006, 08:40
Erdoğan'a protesto son anda önlendi!
Başbakan Erdoğan, Danıştay'a düzenlenen hain saldırıya ilişkin bir konuşma yaparken, protesto etmek isteyen bir vatandaş polise takıldı.18 Mayıs 2006 22:58

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, toplumsal barışa sıkılan kurşunların amacına ulaşmasına izin verilmemesi gerektiğini belirterek, "Bu hain saldırıya verilecek en güzel cevap, Cumhuriyet değerlerimizi partiler üstü tutmaktır, birlik ve beraberliğimizi korumaktır" dedi.

Başbakan Erdoğan, Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan Falez Köprülü Kavşağı'nın açılış törenine katıldı.

Ülkede birliği kıskananlar ve hazmedemeyenler olduğunu ifade eden Erdoğan, demokrasi, laiklik ve hukukun üstünlüğüne dayanan Cumhuriyet'i korumanın, cesaret ve kararlılık istediğini bildirdi. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bizim bu kararlılığımızı test etmeye yönelik komplolarla da karşılaşabiliriz. Bunu yapmaya gayret edenler yok değil, var... Bunların en kötüsü aramızda psikolojik duvarlar örmeyi amaçlayan hain girişimlerdir. İşte, dün kanlı eller böyle bir girişimi ortaya koymuştur. Değerli bir Danıştay üyemizi kaybetmenin acısıyla hep birlikte sarsıldık. Bu nedenle bir kez daha hayatını kaybeden değerli Danıştay üyemizin ailesine, yakınlarına, yargı camiasına ve bütün milletimize başsağlığı, yaralılara da acil şifalar diliyorum. Laiklik, toplumsal barışımızın teminatlarından biridir. Hükümet olarak Türkiye'yi mutlaka demokrasi için, laiklik için, hukukun üstünlüğü için daha güvenli bir yer haline getireceğiz. Size bir kez daha 'Zoru birlikte başaracağız' diyorum."

Başbakan Erdoğan, Türkiye'deki birlik ve beraberliği kıskananlar olduğunu tekrarlayarak, Türkiye'nin toplumsal barışına kurşun sıkılmak istendiğini söyledi. Erdoğan, şöyle konuştu:

"Toplumsal barışımıza sıkılan bu kurşunların amacına ulaşmasına izin vermeyelim. Bu hain saldırıya veya saldırılara verilecek en güzel cevap, Cumhuriyet değerlerimizi partiler üstü tutmaktır, birlik ve beraberliğimizi korumaktır. Bu değerler üzerinden siyaset yapma bedbahtlığına düşmek, herhalde hiç kimse için çıkar amacı olmamalıdır ve asıl üzücü olanı da budur. Kimse kan üzerinden siyaset yapmamalıdır. Önemli olan budur. Zira bugünler bizim birleşme zamanlarımız olmalıdır. Bizi birbirimize düşürmek isteyenlere, çatışma siyaseti kurgulayanlara vereceğimiz tek karşılık, bu ülke için daha çok çalışmak, daha çok refah, daha çok özgürlük üretmektir."


Güvenlik önlemleri


Başbakan Erdoğan, açılış töreninin ardından verilecek Özcan Deniz konserinin, Danıştay'daki menfur saldırı dolayısıyla ve ölen Danıştay üyesinin anısına saygı göstermek amacıyla iptal edildiğini belirtti.

Başbakan Erdoğan'ın Belek'ten Antalya'ya gelişi sırasında, bir polis helikopteri konvoyu havadan izledi. Helikopter, tören boyunca uçuşunu sürdürdü.

Açılış töreni sırasında alanda polisin yoğun güvenlik önlemleri aldığı da dikkati çekti. Konuşmanın yapılacağı alana vatandaşlar, üzerleri arandıktan sonra alındılar.

Öte yandan, Kepez'de, tapularının iptal edildiğini iddia eden 3 kişi, çorapları ve giysilerinin altına gizledikleri kartona yazılı dövizleri çıkarırken, polisin müdahalesiyle karşılaştı.

Polis, protestocu vatandaşların dövizlerine el koydu ve bu kişileri alandan uzaklaştırdı.

muzo
19-05-2006, 08:40
Profesöre silahlı saldırı!..
Okulla ilişkisi kesilen eski öğrenci profesörü silahla yaraladı...18 Mayıs 2006 23:00

Karadeniz Teknik Üniversitesi'ne (KTÜ) bağlı Fındıklı Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Hulusi Acar, uğradığı silahlı saldırı sonucunda yaralandı.

Saldırı sonucunda yaralanan Prof. Dr. Acar, ilçedeki ilk müdahalenin ardından Rize Devlet Hastanesi'ne sevk edildi.

Rize Valisi Enver Salihoğlu, saldırıda, Prof. Dr. Hulusi Acar'ın ayağına iki kurşun isabet ettiğini belirtti.

Silahlı saldırıyı düzenleyen 21 yaşındaki Ö.K'nın kısa bir süre sonra yakalandığını ifade eden Vali Salihoğlu, "Saldırgan, daha önce okulun Bilgisayarlı Muhasebe ve Vergi Uygulamaları bölümünde öğrenciymiş... Okulla ilişiği kesilmiş... Şu anda güvenlik güçleri tarafından sorgu altında tutuluyor. Olayla ilgili olarak güvenlik güçlerimiz çok kapsamlı bir çalışma başlattı" dedi.

Vali Salihoğlu, silahlı saldırıda yaralanan Prof. Dr. Acar'ı tedavi gördüğü Rize Devlet Hastanesi'nde ziyaret etti.

Öte yandan, Ö.K'nın, 5 Nisan tarihinde okul içerisine ruhsatsız silahla girdiği ve daha sonra yakalanarak hakkında işlem yapıldığı öğrenildi.

muzo
19-05-2006, 08:44
ENİŞTESİNE MİSAFİRLİĞE GİTTİ, KATİL OLDU

Samsun'da eniştesine misafirliğe gittiğinde katil olan genç, çıkarıldığı nöbetçi mahkeme tarafından tutuklandı.
19 Mayıs 2006 Cuma 00:04



MUAMMER AY
SAMSUN - Samsun'da eniştesine misafirliğe gittiğinde katil olan genç, çıkarıldığı nöbetçi mahkeme tarafından tutuklandı.



Edinilen bilgiye göre olay, Atakum Beldesi Denizevleri Mahallesi'nde bulunan Emekliler Kıraathanesi'nde meydana geldi. Eniştesi Murat Yalçın'ı (34) bıçaklayarak ağır yaralayan Cumhur Seçkin Gümüş'ü (43) bıçaklayarak ölümüne sebep olan Serhat Kıllıoğlu (26), polisteki sorgulanmasının ardından Samsun Adliyesi'ne sevk edildi.


Olayda kendisi de elinden bıçaklanan Kıllıoğlu, "Ailece eniştem Murat Yalçın'a misafirliğe gittik. Kendisi evde olmayınca işyeri olan kıraathaneye giderek eve götürmek istedim. Bu sırada içeri giren bıçaklı bir kişi eniştemi bıçakladı.


Olaya müdahale etmek ve elindeki bıçağı almak isterken ben de yaralandım. Daha sonra bıçağı saldırganın elinden aldım ve olan oldu. Çok üzgünüm. Misafirliğe gittim katil oldum. Amacım kimseyi öldürmek değildi" dedi. Nöbetçi mahkemeye ifade veren Serhat Kıllıoğlu, bugün akşam saatlerinde tutuklanarak Samsun Kapalı Cezaevi'ne gönderildi.

muzo
19-05-2006, 08:54
POLİSE "KATİL YAKALANDI MI ?" DİYE SORAN ADAM KATİL ÇIKTI

Cinayetten sonra hergün polise gidip 'yakalanan var mı?' diye soran kişi katil zanlısı çıktı.
19 Mayıs 2006 Cuma 00:22


Cinayetten sonra hergün polise gidip 'yakalanan var mı?' diye soran kişi katil zanlısı çıktı.
Bursa'da 8 Mayıs'ta Şehriye Acar (44) adlı kadın telle boğularak öldürüldü ve 20 bileziği çalındı. Soruşturma başlatan polis, kadının evinin tavanına strofor döşeyen komşusunun damadı Mustafa K'nın da ifadesine başvurdu. Tanık, ifadesinde 'Olay günü evden çıkan birini gördüm, arkasında da bir kadın vardı' demesi üzerine, eşkale uyan bir kişi gözaltına alındı. Ancak olayla ilgili olmadığı anlaşılınca serbest bırakıldı.

ŞÜPHELERİ ÜZERİNE ÇEKTİ
Mustafa K. ise hergün polise gidip 'Yakalanan var mı' diye sorunca şüpheleri üzerine çekti ve gözaltına alındı. Olay yerindeki parmak izinin de zanlıya ait olduğu belirlendi. İşe gitmediği belirlenen zanlının eğlenceye daldığı ortaya çıktı. Zanlının evinde Acar'a ait 13 bilezik bulundu. Mustafa K.'nın diğer 7 bileziği satıp parasını alemlerde harcadığı bildirildi.

muzo
19-05-2006, 08:56
Maliye'yi karıştıran Kurtlar Vadisi, Meclis gündemine taşındı 19.05.2006

--------------------------------------------------------------------------------

CHP İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu, Osman Sınav'ın şirketi Sinegraf Film hakkında Referans gazetesinde yayımlanan iddiaları TBMM Plan Bütçe Komisyonu'nda gündeme getirdi. Kurtlar Vadisi dizisini de çeken Sınav'ın Sinegraf şirketinin 2003 yılı hesapları üzerinde inceleme yapılırken Maliye Bakanlığı'nın devreye girdiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, bakanlığın denetim elemanından tutanakları iade etmesini istediğini dile getirdi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda dün Kurumlar Vergisi Yasa Tasarısı'nın görüşülmesi sırasında Kılıçdaroğlu, Sınav'ın şirketi hakkındaki iddialara ilişkin konuştu. Kılıçdaroğlu, bakanlıktan gelen "Elindeki belgeleri teslim et" yazısı üzerine denetim elemanının; firmayla ilgili inceleme sırasında 750 bin YTL'lik sahte belge kullanıldığının tespit edildiğini, 2.5 milyon YTL'lik fatura üzerinde de incelemenin sürdüğünü bakanlığa iletmesine rağmen yine de tutanakların iadesinin istendiğini vurguladı. Kılıçdaroğlu, incelemenin hangi gerekçeyle engellendiğini sorduktan sonra "Kurtlar Vadisi'nin bu kadar güçlü olduğunu bilmiyordum. Denetim elemanlarına müdahale edilirse kayıtdışılık özendirilecektir" dedi.

CHP Trabzon Milletvekili Akif Hamzaçebi ise ekonomide yaşanan son gelişmeleri değerlendirerek pembe tablonun sonuna gelindiğini savundu. Hükümetin yeni bir paketin hazırlığını yaptığını, aksi durumda piyasadaki dalgalanmanın devam edeceğini belirten Hamzaçebi, "IMF'yi kandırabilirsiniz ama piyasaları kandıramazsınız" dedi. Hamzaçebi, ayrıca tasarının maddeleri ile gerekçeler arasında farklılıklar olmasını eleştirdi. Plan ve Bütçe Alt Komisyon Başkanı Fazıl Karaman da tasarıyla vergi oranları düşse de yatırım indiriminin büyük yatırımlar için gözden geçirilmesi gerektiğini kaydetti. Komisyonun bir sonraki toplantısı 25 Mayıs'ta.

referans

muzo
19-05-2006, 09:03
Danıştay’daki saldırgan “bombacı” çıktı !
Danıştay'daki kanlı eylemi gerçekleştirenler Cumhuriyet gazetesine bomba atanlar çıktı !19 Mayıs 2006 08:43

Danıştay'ı basarak bir hâkimi öldürüp 4'ünü yaralayan Alparslan Arslan'ın geçen hafta Cumhuriyet gazetesine yapılan bombalı saldırının da faili olduğu ortaya çıktı.

Danıştay'daki kanlı saldırıda tetiği çeken Alparslan Arslan'ın geçen hafta Cumhuriyet gazetesine yapılan bombalı saldırıyı düzenleyen ekipte "gözcü" olduğu ortaya çıktı. Görgü tanıkları ve polis ifadeleri, katil zanlısı Arslan ve beraberinde Ankara'ya gelen Osman Yıldırım ve İsmail Sağır'ın Cumhuriyet gazetesine bomba atan 3 kişi olduğunu doğruladı. Söz konusu kişilerin bu saldırıdan sonra Ankara'ya gelerek Danıştay'daki kanlı eylemi gerçekleştirdikleri anlaşıldı.

* DOSYALAR KABARIK

Emniyet ve istihbarat birimleri, Alparslan Arslan'ı "tam bir eylem adamı" diye tanımlıyor. Arslan'la birlikte Ankara'ya gelen ama Danıştay'ın içine girmeyen Yıldırım'ın polisteki dosyası kabarık: Ruhsatsız silah bulundurmak, sahte kimlik düzenlemek ve hırsızlık dahil 6 sabıkası var. Ekibin hırsızlıktan sabıkalı diğer üyesi İsmail Sağır ise aranıyor. Eylemi tek başına yaptığını söyleyen Arslan, Ankara'ya Sağır ve Yıldırım ile birlikte geldiğinianlattı. Arslan'ın kullandığı 34 BE 0126 araçtaki incelemede de Yıldırım'ın parmak izleri bulundu. Yıldırım Nevşehir'de gözaltına alındı. Arslan'ın ifadesinde geçen Saim Özmen ile Sinan Berberoğlu da Ankara'da gözaltına alındı. Arslan'ın bağlantıda olduğu tespit edilen Mehmet Atmaca da Osmaniye'de yakalanıp Ankara'ya getirildi. Sağır ve Atmaca'nın 1995 ve 1998 yıllarında silahla adam yaralamaktan gözaltına alındığı öğrenildi.

* TİT BAĞLANTISI

Alparslan Arslan ve beraberinde gözaltına alınan Osman Yıldırım ve Saim Özmen'in telefon görüşmeleri, bir diğer ilginç tesadüfü daha ortaya çıkardı. Arslan ve beraberindekilerin, 1998'de İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı Akın Birdal'a suikast düzenleyen Türk İntikam Tugayı (TİT) isimli karanlık örgütle ilişkide bulunduğu öğrenildi. Saldırgan ile birlikte Ankara'ya gelen Saim Özmen'in telefon kayıtlarından Akın Birdal suikastında azmettirmekten hüküm giyen Semih Tufan Günaltay

ile saldırıdan "önce ve sonra" görüştüğü saptandı. Arslan'ın da Günaltay'la temasta olduğu sanılıyor. Günaltay, Birdal suikastı davasında, kendisini TİT yöneticisi olarak tanıtmış, azmettiricisi olarak hüküm giydikten sonra "Rahşan affı"yla cezaevinden çıkmıştı. Birdal suikastı dışında şu ana kadar pek bir varlık göstermeyen TİT'in gerçek örgüt şeması ve misyonu hiçbir zaman tam çözülememişti. Günaltay, geçen yıla kadar Ulusal Birlik Partisi'nin Genel Başkanlığı'nı yapmıştı.

* VATANSEVER GÜÇLER

Arslan'da bulunan kartvizitten yola çıkan Ankara Emniyeti, bir başka ilginç bağlantıyı çıkardı. Arslan'ın, 1980'li yılların başında TSK'dan atılan Muzaffer Tekin'le irtibatlı olduğu öğrenildi. Tekin'in hem Arslan hem de Vatansever Güçler Birliği isimli ulusalcı örgütün üst düzey yöneticileriyle telefon irtibatları olduğunu saptadı. Emniyet bu bağı sormak için Tekin'i de arıyor.

muzo
19-05-2006, 11:01
OĞLU İÇİN ÖLÜ BEBEĞİ KARNINDA BEKLETTİ

Fedakâr anne ikiz bebeklerinden birini karnında kaybetti. Tehlikeye rağmen 14 gün boyunca bebekleri aldırmadı.
19 Mayıs 2006 Cuma 09:16



Kayseri’de Karabey Türküm (44) ile eşi Nuran (38), 18 yaşındaki oğulları Türkay’ın ardından yıllar sonra bebek sahibi olacaklarını öğrendiler. İnşaat ustası baba Karabey Türküm, ikiz bebek beklemenin heyecanıyla Rusya’ya çalışmaya gitti. Rahatsızlanan oğulları Türkay’ın lösemi hastası olduğu ortaya çıkınca, aile büyük bir üzüntü yaşamaya başladı. Baba ile annenin üzüntüsü, oğullarının hastanedeki tedavisi sırasında aldıkları, ‘’Doğacak ikiz bebeklerin kordon kanı Türkay için büyük umut’’ haberiyle biraz olsun hafifledi.




HAYATİ TEHLİKE


Doğumu bekleyen anne Türküm, bir muayene sırasında üzüntü ve ilerleyen yaşının etkisiyle çift yumurta ikizlerinden birinin öldüğü haberini aldı. Diğer bebeğinin erken doğum halinde ölüm riskinin büyük olduğunu bilen anne, lösemili oğluna hayat verebilmek ve karnındaki diğer bebeğin yaşamasını sağlamak için, hayatını tehlikeye atarak ölü bebeği karnında 14 gün taşıdı. 2 mayısta sezaryenle doğum yapan anne erkek bebeğe kavuştu. Bebeğin göbek kordonundan alınan kan donduruldu.


Anne Türküm tarifi mümkün olmayan duygular yaşadığını belirterek “Bir yandan lösemi hastası oğlum, diğer yandan karnındayken ölen kızım, öbür taraftan da yaşatmak zorunda olduğum bir oğlum var. Yaşadıklarım bir mucize gibi. Ölen bebeğime üzülemedim bile” diye konuştu.


Onkoloji hastanesinde tedavi altında tutulan Türkay ise doğum gerçekleşene kadar kendisine kardeşinin öldüğünün söylenmediğini belirtti. Türkay, ‘’Kardeşimin kordon kanı bana umut olacak. İnşallah iyileşeceğimi de umuyorum’’ dedi.

muzo
19-05-2006, 11:03
Uçak biletine de zam göründü 19.05.2006

--------------------------------------------------------------------------------

Son haftalarda doların yüzde 15'e varan değer artışının, bir saatlik uçuşun maliyetini kişi başı 85 YTL'den 98 YTL'ye çıkardığı, bu nedenle “ucuza uçmanın” da riske girdiği bildirildi.

Türkiye'de, 2003 yılından itibaren gündeme gelen, son dönemlerde hızla gelişen ve halka “ucuz uçuşun” kapılarını aralayan özel havayolu şirketleri, otobüs fiyatının da altına düşen biletlerle halkı sevindirirken, doların ani yükselişi ve buna paralel artan maliyetler karşısında çıkış yolu arıyor.

FLY Air Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Hasançebi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu yıl yabancı turist sayısındaki azalmayla birlikte havayolu şirketlerinin tüm umutlarını iç hat seferlerine bağladığını ancak, dolardaki yükselişin istenmeyen bir sürpriz olduğunu belirtti.

Hasançebi, havayolu şirketlerinin uçak kirası, yakıt, kaptan, hostes ve teknisyen maaşına kadar tüm girdilerinin dolara endeksli olduğunu, buna karşın biletlerini YTL üzerinden sattığını ifade ederek, şunları söyledi: “Son dönemlerde dolarda yüzde 15'leri bulan yükseliş, bir saatlik uçuşun maliyetini kişi başı 85 YTL'den 98 YTL'ye çıkardı. Ayrıca, bu maliyet uçağın yüzde 90 dolu olması halinde geçerli. Bir de uçağın düşük doluluk oranıyla uçtuğunu hesap ederseniz bu maliyeti yüzde 25 hatta yüzde 50 katlamanız gerekiyor.”

Hasançebi, yükselen maliyet, düşen kar marjı karşısında ucuza uçmanın da riske girdiğini, havayolu şirketlerinin bir araya gelerek, Ulaştırma Bakanlığı'nın da görüş ve önerileri doğrultusunda önlem alması gerektiğini vurguladı.

FLY Air Genel Müdürü Teoman Tosun ise dolarla birlikte girdi maliyetleri yükselen, buna karşılık YTL'nin değerinin düşmesi nedeniyle elde ettikleri kazanç azalan havayolu şirketlerinin neredeyse rekabetten çok “horoz dövüşü”nü andıran fiyat düşürme politikasından vazgeçmeleri gerektiğini savundu.

-PETROL ZAMMI-

Tosun, Türkiye'de özel hava yolu hizmetinin 2003 yılında FLY Air'in Trabzon'a seferiyle başladığını, o yıllarda 18 dolar olan bir varil uçak yakıtının bugün 77 dolara çıktığını belirterek, şunları söyledi: “Bunun yanı sıra uçak kirası bir yana, kaptan, hostes ve teknisyen maaşları da arttı. Şu anda 5 havayolu şirketi iç hatlarda uçuş yapıyor. Bir hafta öncesine kadar 55 sent olan uçak benzini 59 sente yükseldi. Şuandaki mevcut fiyatlarla yüzde 80 dolulukla uçtuğumuz takdirde maliyetleri başa baş karşılayabiliyoruz.”
Tosun, önce petrol fiyatları ardından dolardaki yükselişin zaten sıkıntıda olan özel hava yolu şirketlerinin sıkıntısını artırdığını ifade ederek, “Böyle devam ederse ucuza uçuş yapan ya batmayı göze alacak ya fiyatlarını makul seviyeye çekecek. Çünkü, oluşan şartlarda iç hatlarda düşük fiyatla uçuş yapmanın cazip hali kalmamıştır” dedi.

muzo
19-05-2006, 15:40
FLAŞ!.. FLAŞ!.. TUNCELİ'DE ÇATIŞMA: 1 ÖLÜ

Tunceli'de güvenlik güçlerinin 'dur' ihtarına ateşle karşılık verilmesi üzerine çıkan çatışmada, 1 kişi öldü, 1 kişi yaralandı.
19 Mayıs 2006 Cuma 13:43


TUNCELİ - Tunceli'de güvenlik güçlerinin 'dur' ihtarına ateşle karşılık verilmesi üzerine çıkan çatışmada, 1 kişi öldü, 1 kişi yaralandı.
Tunceli Valiliğinden yapılan yazılı açıklamada, Pülümür İlçesi Kızılca Köyü yakınlarından bir grup teröristin, Erzincan ili kırsalına geçiş yapacağı ihbarının gelmesi üzerine güvenlik güçlerinin bölgede gerekli tedbiri aldığı bildirildi.
Açıklamada, Pülümür İlçesi Çay mezrası bölgesinde silahlı 4 kişinin güvenlik güçlerinin yaptığı 'dur' ihtarına ateşle karşılık verilmesi üzerine çatışma çıktığı belirtildi.
Çatışmada Hüseyin Arslan'ın öldüğü, Mehmet Koçak'ın yaralandığı ve diğer vatandaşlar İmam İmanlı ile İsmet İmanlı'nın sağ ele geçirildiği kaydedilen açıklamada, sağ yakalanan 2 şahsın ilk ifadelerinde, bölgede yabani hayvan olması ve kendilerine saldıracağını sanmaları nedeniyle ilk ateşi açtıklarını beyan ettikleri bildirildi.

muzo
19-05-2006, 15:41
CNR FUAR MERKEZİ'NDE İŞADAMINA SİLAHLI SALDIRI

Değirmencioğlu Tekstil'in sahibi Salih Değirmencioğlu, ürünlerini sergilediği CNR'daki fuar alanında silahlı saldırıya uğradı.
19 Mayıs 2006 Cuma 14:40


MAHMUT SEZER
İSTANBUL - Değirmencioğlu Tekstil'in sahibi Salih Değirmencioğlu, ürünlerini sergilediği CNR'daki fuar alanında silahlı saldırıya uğradı. Vücuduna çok sayıda mermi isabet eden Değirmencioğlu, tedavi altına alındı. Saldırgan yakalandı.
Alınan bilgiye göre, CNR'da gerçekleştirilen Ev Tekstil Ürünleri Fuarı'nda stand açan Değirmencioğlu, adının Hayri Hamzaoğlu olduğu öğrenilen bir kişinin silahlı saldırısına uğradı. Değirmencioğlu Tekstil ürünlerinin sergilendiği 4. Hol'deki standa gelen Hamzaoğlu, Salih Değirmencioğlu'na kurşun yağdırdı. Silah sesleri üzerine fuarda panik yaşanırken; Salih Değirmencioğlu, fuar görevlileri ve vatandaşların korku dolu bakışları arasında kanlar içinde yere yığıldı. Saldırgan, fuarın güvenlik görevlileri tarafından etkisiz hale getirilerek yakalandı.
Vücuduna çok sayıda mermi isabet eden Değirmencioğlu, öncelikle Bakırköy Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Sağlık durumunun ağır olduğu öğrenilen Değirmencioğlu, ilk müdahalenin ardından Bakırköy Acıbadem Hastanesi'ne sevk edildi.
Olayı duyarak hastaneye gelen iş adamının yakınları, gözyaşı döktü.

muzo
19-05-2006, 15:43
Suç çetesinde 3 polis



İzmir'de gerçekleştirilen “Çekirge” operasyonunda, çıkar amaçlı suç örgütü kurarak, kendi adlarına ve cezaevindeki Haluk Kırcı'nın talimatıyla adam öldürme, yaralama, haraç alma, işyeri ele geçirme, ihaleye fesat karıştırma, tehdit, zorla senet tahsilatı gibi olayları gerçekleştirdikleri iddiasıyla gözaltına alınan 15 kişi ve bunlarla bağlantıları bulunduğu ileri sürülen 1 komiser ile 2 polis memuru, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına sevk edildi.

Alınan bilgiye göre, Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürlüğü ekipleri, 9 aydır sürdürdükleri takip sonrası, 16 Mayısta başlattıkları “Çekirge” adı verilen operasyonda, 89 kişiden oluşan ekiple, 7 işyeri ve 23 eve eş zamanlı operasyon gerçekleştirdi. Operasyonlarda, suç örgütünün elemanı olduğu ileri sürülen N.Y (27), E.D. (21), D.A. (27), H.A. (34), M.Ş (24), Y.Y. (18), K.Ö. (19), E.A. (32), İ.A. (23), C.A. (41), Ö.D. (27), İ.S. (33), Ö.Ö. (37), S.O.Ç. (29), M.T. (34) gözaltına alınırken, aramalarda 7 tabanca, 4 el telsizi, 2 sahte nüfus cüzdanı ve ehliyet, çok sayıda çek ve senet ele geçirildi.

Operasyon kapsamında, grupla bağlantıları bulunduğu gerekçesiyle Buca'da görev yapan komiser V.A. (36) ile polis memurları S.A. (36), Ö.Ö. (37) ve Haluk Kırcı'nın İzmir'deki hukuk işlerini takip ettiği bildirilen avukat M.T. de gözaltına alındı.

Gözaltına alınan avukat M.T'nin, savcının talimatı üzerine serbest bırakıldığı bildirildi. Haluk Kırcı'nın yanı sıra, suç örgütünün İzmir sorumlusu olduğu ileri sürülen S.K'nin “silahla yaralama” suçundan, örgüt üyesi oldukları iddia edilen S.A, İ.Ç, M.M, Y.A, H.A, T.Ç, Y.M, B.A.A, N.G ve K.K'nin karıştıkları çeşitli suçlar nedeniyle cezaevinde oldukları, “Pionner Ahmet” lakaplı Ahmet Çoşkun'un Altındağ'da, Tahir Yıldırım'ın ise Buca'daki bir kavgada öldürüldüğü açıklandı.

Zanlıların, bazen Haluk Kırcı'nın adını kullanarak bazen de Kırcı'dan aldıkları talimat doğrultusunda, eğlence yerleri ve otel yöneticilerine baskı kurdukları, haraç alma, işyeri ele geçirme, ihaleye fesat karıştırma, tehdit, zorla senet imzalatma ve tahsil etme, yaralama ve Gültepe semtinde 3 ay önce Sedat Aydın'ın öldürülmesi olayını gerçekleştirdikleri belirtildi.

Olayın mağdurlarının ifadelerinde, grup üyesi oldukları iddia edilen kişilerin, “Kırcı” ismini kullanarak tehdit edip, baskı kurduklarını söyledikleri, gözaltındaki zanlıların bazılarının da ifadelerinde bunu doğruladıkları öğrenildi.

omiser ve polis memurlarının da suç örgütü mensubu olan kişilerle yakın ilişkilerinin bulunması nedeniyle gözaltına alındıkları bildirildi.

Zanlılar, sorgularının tamamlanmasının ardından, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına sevk edildi.

muzo
19-05-2006, 17:22
FLAŞ!.. FLAŞ!.. OSMANİYE'DE KATLİAM GİBİ KAZA: 39 ÖLÜ

Osmaniye'de, bir kamyonet ile TIR'ın çarpışması sonucu meydana gelen kazada ilk belirlemelere göre 39 kişi hayatını kaybetti, 6 kişi yaralandı.
19 Mayıs 2006 Cuma 16:40



OSMANİYE - Osmaniye'de, bir kamyonet ile TIR'ın çarpışması sonucu meydana gelen kazada ilk belirlemelere göre 39 kişi hayatını kaybetti, 6 kişi yaralandı.
Alınan bilgiye göre kaza, Osmaniye-Gaziantep TEM Otoyolu Kadirli gişeleri yakınlarında meydana geldi. Gaziantep istikametinden gelen kapalı kasa kamyonet, bir TIR ile çarpıştı. Kazada, ilk belirlemelere göre 39 kişi hayatını kaybetti, 6 kişi yaralandı. Yaralılar, Osmaniye Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı.
Kazada ölenlerin kaçak göçmen olduğu sanılıyor.

muzo
19-05-2006, 21:55
LASTİK DEĞİŞTİRMEK İSTEYEN 3 KİŞİYE KAMYON ÇARPTI

Adapazarı TEM Otoyolu'nda meydana gelen trafik kazasında, lastik değiştirmeye çalışan 3 kişiye kamyon çarptı. Kazada 2 kişi öldü, 1 kişi de yaralandı.
19 Mayıs 2006 Cuma 18:27



RECAYİ YÜKSEL-MEHMET KARAKAŞ
SAKARYA - Adapazarı TEM Otoyolu'nda meydana gelen trafik kazasında, lastik değiştirmeye çalışan 3 kişiye kamyon çarptı. Kazada 2 kişi öldü, 1 kişi de yaralandı.



Edinilen bilgilere göre, TEM Otoyolu Akyazı İlçesi Cola Turka Fabrikası önünde meydana gelen kazada, 34 PU 704 plakalı aracın patlayan lastiğini değiştirmeye çalışan biri bayan 3 kişiye kamyon çarptı. Kimlikleri belirlenemeyen şahıslardan 2'si, olay yerinde hayatını kaybetti. Yaralanan bayan ise Toyota-Sa İlk Yardım ve Travmatoloji Hastanesi'ne kaldırıldı. Araçta bulunan 2 çocuk ise kazayı yara almadan atlattı.



Olay sonrası plakasının 34 HMZ 42 olduğu tespit edilen ve turnikelerden de para ödemeden kaçan kamyonun bulunması için güvenlik güçleri tarafından geniş çaplı araştırma başlatıldı.

muzo
19-05-2006, 21:56
MADDE BAĞIMLISI GENÇ, İLKÖĞRETİM OKULUNDA DEHŞET SAÇTI...

Esenler'de madde bağımlısı bir genç, döner bıçağıyla girdiği okulda 1 müdür yardımcısı, 1 öğretmen ve 1 görevliyi yaraladı. Saldırgan, polis tarafından yakalandı.
19 Mayıs 2006 Cuma 20:18



MAHMUT SEZER
İSTANBUL - Esenler'de madde bağımlısı bir genç, döner bıçağıyla girdiği okulda 1 müdür yardımcısı, 1 öğretmen ve 1 görevliyi yaraladı. Saldırgan, polis tarafından yakalandı.



Havaalanı Mahallesi Hacılar Caddesi'nde bulunan Yunus Emre İlköğretim Okulu'na gelen döner bıçaklı bir kişi, okulun ana kapısını kırdıktan sonra müdür yardımcısının odasına girdi. Burada Müdür Başyardımcısı Ömer Yılmaz'ı kolundan yaralayan şahıs, daha sonra öğretmenler odasına girerek, burada bulunan Öğretmen İlker Akgedik'i de kolundan yaraladı. Okul salonundaki cam ve panolara da zarar veren saldırgan, kaçmaya çalışırken kapıdaki hizmetli Mehmet Tutkun'un çenesine döner bıçağıyla vurdu.



Olayın ardından polisler tarafından yakalanan ve adının Murat olduğu öğrenilen saldırgan, polis merkezine götürüldü. Şahsın 'Uçucu Madde' bağımlısı olduğu öğrenildi. Hafif yaralanan Yılmaz, Akgedik ve Tutkun, kaldırıldıkları hastanede yapılan ilk müdahalenin ardından taburcu edildi.

muzo
19-05-2006, 21:58
ANKARA'DA İHALE YOLSUZLUĞU OPERASYONU: 11 GÖZALTI

Ankara Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürlüğü, 5 ilde bazı kamu kurum ve kuruluşlarına yemek veren bazı firmaların ihale yolsuzluğu yaptığı gerekçesiyle bir operasyon düzenledi.
19 Mayıs 2006 Cuma 20:21



BAYAZIT CEBECİ
ANKARA - Ankara Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürlüğü, 5 ilde bazı kamu kurum ve kuruluşlarına yemek veren bazı firmaların ihale yolsuzluğu yaptığı gerekçesiyle bir operasyon düzenledi.



Edinilen bilgiye göre, Kaçakçılık ve Organize Suçlar Büro Amirliği'nin 6 aydır devam eden bir çalışmasında, Ankara, İstanbul, Kocaeli, Diyarbakır ve İzmir'de hastane ve bazı kamu kurumlarına yemek satan firmaların ihalelerde yolsuzluk yaptığı belirlendi. Bunun üzerine düzenlenen operasyonda 5 firmanın sahip ve yöneticileri olduğu öğrenilen 11 kişi gözaltına alındı. 5 firmanın sahip ve yöneticilerinin ihaleleri kendi aralarında paylaştıkları, ihaleyi alan bazı firmaların diğerlerine 'çıkma' adı altında pay verdiği iddiasıyla gözaltına alındıkları öğrenildi. Zanlıların yarın adliyeye sevk edilmeleri bekleniyor.

Ödül Avcısı
19-05-2006, 22:01
Hiç iyi haber yok. Rezalet almış yürümüş.

muzo
19-05-2006, 22:01
Türkiye’de cinayetleri kim işliyor?
Umur Talu, Türkiye’de cinayetlerin siyasal kimliklerini çıkardı..19 Mayıs 2006 16:00

İşte Sabah Gazetesi yazarı Umur Talu’nun bugünkü köşe yazısı:

Parmak hesabı

Tam Danıştay saldırısı öncesinde, “60'da, 80'de erken seçim olsa askeri müdahale olmazdı” diyen Süleyman Bey, “80 öncesi” erken seçim yerine, “Bana sağcılar cinayet işliyor dedirtemezsiniz” şeklinde bir inada sahipti.

Oysa, işliyorlardı. Hem de çok. Bilmiyor muydu? Bal gibi
Artık demez herhalde.

Başkaları diyor zaman zaman: “Şöyle olan, asla cinayet işlemez.”
Önce inadı bırakmalı.

“Sağcılar da, solcular da” adam öldürdüğü gibi, daha ince ayrımlara gidersek
“İslamcılar” da
“Milliyetçiler” de
“Ülkücüler” de
“Türk-İslamcılar” da
“Türkler” de, “Kürtler” de
“Komünistler” de cinayet işlemiştir.

Bir tarafta iseniz, “öteki, karşı taraf”ın cinayet işleyebildiğinden şüpheniz yoktur zaten. Kendi tarafınızınkini zor kabullenir, pek itiraf edemezsiniz.

“Aşırı uçlar” dışında, elbette kimse “Ben liberalim, demokratım, cumhuriyetçiyim” diyerek cinayet işlemez gibi görünür ama; bu iddiadaki devletler, rejimler, kurumlar, kişiler, gruplar adına dünyanın her yerinde çok cinayet işlenmiştir. Epeyce de katliam.

***

“İçimizden katil çıkmaz” gibi bir saflığı yahut uyanıklığı filan az kenara bırakmalı.
Birisi “dini hassasiyet ve tepkileri” ile “Danıştay saldırısı ve cinayeti” gibi bir vahşete girişebilir. Ülkedeki gerilimlerden, çatışmalardan, ortamdan, hatta inancından böyle bir vazife çıkartabilir.
50 kuruş yahut trafikte yol didişmesi yüzünden çok kişinin birbirini delik deşik edebildiği, kimilerinin analarını, babalarını, çocuklarını bile rahatça katledebildiği bir “insanlık hali”nde, “kutsal davalar”ın katil çıkarması imkansız değildir.

Özellikle bizim coğrafyalarda.

Lakin, ABD başkanlarının, İtalya, İsveç liderlerinin dahi öldürülebildiği “medeniyet”in gölgesindeki bizim gibi “ölümüne” coğrafyalarda, hani Latin Amerika'dan Ortadoğu'ya, Balkanlar ve Kafkaslar'dan Uzakdoğu'ya, tüm “stratejik, karışık, kaotik, travmatik” bölgelerde özellikle, “kutsal dava katilleri” her zaman saf, katışıksız, katkısız, tamamen “organik” olmayabilir.

Suni gübre, çeşitli kimyasallar, hormonlar, genetik müdahaleler pek mümkündür.

“Parmak” deniyor ya; işte iç veya dış filan.
Kimi arkadaş buna “komplocu kafa” diyor ve dünyada bunca istihbarat, gizli servis, propaganda, manipülasyon, ketempere, kontrgerilla, özel harp örgütlenmelerinin dikiş dikip nakış işlediğini, kahve falına bakıp TV dizisi seyrettiklerini ve hatıra defteri tutar gibi sadece rapor yazdıklarını filan sanıyor herhal!

***

“ Hain saldırı ve cinayet”in kınanması, kurumlara ve kimi değerlere sahip çıkılması, tehlikelere dikkat çekilmesi, sorumsuz davranan iktidarların uyarılması, sivil toplum tepkisi gösterilmesi başka bir şeydir
“Hain saldırı ve cinayet”in gerçekten anlaşılması, didiklenmesi, bölgesel, ulusal bir takım zamanlamaların, ihtimallerin, ihmallerin, çete oluşumlarının değerlendirilmesi, “tetiği çeken parmak” ile “esas parmak” ilişkisinin kuşkusu ve çözülebilmesi başka bir şey.

Bu ülkede, evet şeriatçı da var; ve cuntacı, darbeci de.
Bu ülkede bir yığın duyarlılık ve öfke, nefret de var ama, inançlar, ideolojiler insanları otomatikman siyasi katil yapmıyor.

“Siyasi katil” olabilmek başka bir şey. “Siyasi katil” bazen, belki çoğu zaman, “Bir taşla bir sürü kuş” işlerin taşıdır. Kendini esas oğlan, yani sapan sansa, öyle sunsa dahi!

Ödül Avcısı
19-05-2006, 22:04
Yani cinayet işlemeyen yok. Bu bir hortumlama yarışıdır. Herkes suyu kendine çevirmek istiyor.