PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Musibetlerin En Şiddetlileri



Editor
12-04-2010, 03:17
Musibetlerin En Şiddetlileri



Zaten, İnsanlığın İftihar Tablosu (sallallahu aleyhi ve sellem), "El-mü'minü belviyyün - Mü'minin başından bela hiç eksik olmaz" diyerek iman yolunun muhtemel meşakkatlerine dikkat çekmiştir. Rasûl-ü Ekrem Efendimiz, belâların en şiddetli olanlarına başta peygamberlerin sonra da derecelerine göre Allah'a en yakın kulların maruz kaldıklarını belirtmiştir. Bu hususa işaret eden hadis-i şerifin sonunda "Herkes imanının kuvvetine göre belalara uğrar. Şayet insanın imanı sağlam ve güçlü ise ona gelen belalar şiddetli olur; fakat, kulun imanı zayıfsa onun maruz kalacağı belalar da o nispette hafif olur." buyurulmuştur. İmanı güçlü olan bir insan çok çetin musibetlerle imtihan edilse bile, her türlü meşakkate katlanır; her şeye rağmen, "iman, teslim, tevekkül" der, saadet-i dareyne yürür. İmanı zayıf kimseye gelince, Allah (celle celaluhu) onu ağır imtihanlara maruz bırakmaz; çünkü o, elde ettiği küçük bir seviye varsa, ağır bir imtihanda onu da kaybedebilir ki, Rahmeti Sonsuz, kulunu öyle bir sû-i akıbete uğratmaz. Bu açıdan, adeta imanın gücü ve Allah'la irtibatın kuvveti ölçüsünde bela ve musibetler de şiddetli ya da hafif gelir insanın üzerine. Muhammed Lutfî Hazretleri,



"Ezelden âdet-i Mevlâ dostuna

Sevdiği kulunu mübtela eyler

Alınca abdini kerem destine

Anı bin dert ile ibtila eyler."



diyerek işte bu hakikati dile getirmiştir.



Hâsılı, insan her meselede sebeplerin gereğini yaptıktan sonra Allah'a tevekkül etmeli, hakikî tesiri ve neticeyi Cenâb-ı Hak'tan beklemeli, akabinde de başına ne gelirse gelsin "Elhayru fî mahtârahullah" deyip takdir-i ilahiye teslim olmalıdır. Allah'ın kaza, takdir ve muâmelelerinin zahirî acılık ve sertliklerine katlanıp her şeyi gönül rahatlığıyla karşılamalı, dûçar olduğu musibetleri kaderin tecellilerini düşünerek iç hoşnutluğu ile ahiret hesabına değerlendirmeli ve her zaman "Hayır, Allah Teâlâ'nın ihtiyar buyurduğu husustadır" mülahazasıyla dopdolu olarak hâlis bir kul tavrı ortaya koymalıdır.