Editor
12-04-2010, 04:18
Tevbe, dönmek, vazgeçmek demektir. Kur’an’da, “Ey iman edenler, hepiniz birden günahlardan vazgeçerek Allah’a dönünüz (tevbe ediniz)ki kurtuluşa eresiniz.” (Nur, 31) buyurulur.
Tevbe, insanın nefis ve şeytanın şerrinden kaçıp, Allah’ın himayesine girmesidir. Tevbe, Allah’ın gazabından Allah’ın rahmetine sığınmaktır.( Tevbe suresi 119. Ayet.)
Tevbe ile alakalı ayetler
“Ey inananlar, kesin kararlı ve dönülmez bir tevbe ile (nasuh tevbesi ile) Allah’a yönelin.” (Tahrim, 8)
“Rabbinize inâbe ediniz (yöneliniz)”(Zümer, 39/54)
“Cenâb- Hakk’a saygı dolu bir kalble geldi” (Siz de öyle gelin manasında) (Kaf, 50/33)
“Ey iman edenler, hepiniz birden günahlardan vazgeçerek Allah’a dönünüz (tevbe ediniz)ki kurtuluşa eresiniz.” (Nur, 31)
Günah nedir?
Günah bir iç çöküntü, bir terslik ve fıtratla zıtlaşmadır. Günaha giren kimse, kendini, vicdânî azaplara ve kalbî sıkıntılara bırakmış bir talihsiz ve bütün rûhî meleke ve kabiliyetlerini şeytana teslim etmiş bir zavallı ve talihsizdir. Bir de o günahı işlemeye devam ederse, bütün bütün ipi elden kaçırır ve artık, ne bir irade, ne bir direnme, ne de kendini yenilemeye mecâli kalmaz.
Günah, iradenin yüzüne atılmış bir tükrük ve rûha içirilmiş bir zakkumdur. Günahdan zevk alan insan, ne sefîl; günahla ruhunu dinamitleyen insan ne hoyrattır..!
Günah, insana bahşedilen bilumum istidat ve yüce duyguları söndüren bir fırtına ve kalbî hayatı çepeçevre saran zehirli bir dumandır. Bu fırtınaya marûz kalan kurur; bu zehirli havayı teneffüs eden de ölür.
İnsan, günah içine bir kere girmeye dursun; girdi mi, artık ne ölçü, ne kıstas, ne de değer hükmü kalır. Bir uçağın, başaşağı yere inmesinde, yer çekiminin hesaba katılmaması ve fıtrat kanunlarının affetmeyeceği çizgiye varılması ne ise, hikmet elinin koyduğu yasaklar atmosferine girmek de aynı şeydir.
Tevbenin şartları nelerdir?
Ferdin, bir kısım iç deformasyonlardan sonra yeniden safvet-i asliyesine dönmesi, özüyle bütünleşmesi veya sık sık kendini yenilemesi ma’nâsında tevbe, hemen her mertebesiyle:
1- Gönülden nedâmet etmek,
2- Eski hataları ürperti ile hatırlamak,
3- Haksızlıkları gidermek, hakkı tutup kaldırmak,
4- Sorumlulukları yeniden gözden geçirip fevt edilen mükellefiyetleri yerine getirmek,
5- Hata ve inhiraflarla ruhda meydana gelen boşlukları ibadet ü taat ve gecelerdeki yakarışlarla doldurmak,
6- Ve haslar, haslar üstü haslar itibâriyle, zikr u fikr u şükrün dışında geçen hayat için âh u enin edip ağlamak.. duygu ve düşüncelere kasdi olarak mâsiva bulaşmış olabileceği endişesiyle sarsılıp inlemek.. gibi şartları gerektirir.
Ne zamana kadar tevbe?
Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki, “ Can boğaza dayanmadıkça Allah kulunun tevbesini kabul eder.” Başka bir yerde; “ Kim güneş batıdan doğmadan önce tevbe ederse, Allah tevbesini kabul eder.” Bu tür ifadeler, tevbe kapısının sonuna kadar herkese açık olduğunu ifade eder. Ancak, tam can çıkacakken, yani melekle karşı karşıya kalındığında yapılan tevbe kabul edilmiyor. Firavun tam boğulurken tevbe etti ama kabul edilmedi.
Tevbe, insanın nefis ve şeytanın şerrinden kaçıp, Allah’ın himayesine girmesidir. Tevbe, Allah’ın gazabından Allah’ın rahmetine sığınmaktır.( Tevbe suresi 119. Ayet.)
Tevbe ile alakalı ayetler
“Ey inananlar, kesin kararlı ve dönülmez bir tevbe ile (nasuh tevbesi ile) Allah’a yönelin.” (Tahrim, 8)
“Rabbinize inâbe ediniz (yöneliniz)”(Zümer, 39/54)
“Cenâb- Hakk’a saygı dolu bir kalble geldi” (Siz de öyle gelin manasında) (Kaf, 50/33)
“Ey iman edenler, hepiniz birden günahlardan vazgeçerek Allah’a dönünüz (tevbe ediniz)ki kurtuluşa eresiniz.” (Nur, 31)
Günah nedir?
Günah bir iç çöküntü, bir terslik ve fıtratla zıtlaşmadır. Günaha giren kimse, kendini, vicdânî azaplara ve kalbî sıkıntılara bırakmış bir talihsiz ve bütün rûhî meleke ve kabiliyetlerini şeytana teslim etmiş bir zavallı ve talihsizdir. Bir de o günahı işlemeye devam ederse, bütün bütün ipi elden kaçırır ve artık, ne bir irade, ne bir direnme, ne de kendini yenilemeye mecâli kalmaz.
Günah, iradenin yüzüne atılmış bir tükrük ve rûha içirilmiş bir zakkumdur. Günahdan zevk alan insan, ne sefîl; günahla ruhunu dinamitleyen insan ne hoyrattır..!
Günah, insana bahşedilen bilumum istidat ve yüce duyguları söndüren bir fırtına ve kalbî hayatı çepeçevre saran zehirli bir dumandır. Bu fırtınaya marûz kalan kurur; bu zehirli havayı teneffüs eden de ölür.
İnsan, günah içine bir kere girmeye dursun; girdi mi, artık ne ölçü, ne kıstas, ne de değer hükmü kalır. Bir uçağın, başaşağı yere inmesinde, yer çekiminin hesaba katılmaması ve fıtrat kanunlarının affetmeyeceği çizgiye varılması ne ise, hikmet elinin koyduğu yasaklar atmosferine girmek de aynı şeydir.
Tevbenin şartları nelerdir?
Ferdin, bir kısım iç deformasyonlardan sonra yeniden safvet-i asliyesine dönmesi, özüyle bütünleşmesi veya sık sık kendini yenilemesi ma’nâsında tevbe, hemen her mertebesiyle:
1- Gönülden nedâmet etmek,
2- Eski hataları ürperti ile hatırlamak,
3- Haksızlıkları gidermek, hakkı tutup kaldırmak,
4- Sorumlulukları yeniden gözden geçirip fevt edilen mükellefiyetleri yerine getirmek,
5- Hata ve inhiraflarla ruhda meydana gelen boşlukları ibadet ü taat ve gecelerdeki yakarışlarla doldurmak,
6- Ve haslar, haslar üstü haslar itibâriyle, zikr u fikr u şükrün dışında geçen hayat için âh u enin edip ağlamak.. duygu ve düşüncelere kasdi olarak mâsiva bulaşmış olabileceği endişesiyle sarsılıp inlemek.. gibi şartları gerektirir.
Ne zamana kadar tevbe?
Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki, “ Can boğaza dayanmadıkça Allah kulunun tevbesini kabul eder.” Başka bir yerde; “ Kim güneş batıdan doğmadan önce tevbe ederse, Allah tevbesini kabul eder.” Bu tür ifadeler, tevbe kapısının sonuna kadar herkese açık olduğunu ifade eder. Ancak, tam can çıkacakken, yani melekle karşı karşıya kalındığında yapılan tevbe kabul edilmiyor. Firavun tam boğulurken tevbe etti ama kabul edilmedi.