PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Kur’an ve Kıyamet



Editor
12-04-2010, 03:19
Kur’an ve Kıyamet

Ele aldığımız ihtimaller içerisinde özellikle Ay’ın med-cezir sebebiyle uzaklaşıp sonra dünyaya çarpması ihtimali Kuran ayetleriyle önemli bir uygunluk arz etmektedir. Zira Cenab-ı Hakk Karia Suresinde kıyametin kopmasının dünyaya çarpacak olan bir felaketle başlayacağını apaçık belirtmiştir. Sure şöyledir:

“Çarpacak olan felaket. Nedir o çarpacak olan felaket? Sana o çarpacak olan felaketi bildiren nedir? O gün insanlar etrafa yayılmış pervaneler gibi olur. Ve dağlar da 'etrafa saçılmış' renkli yün gibi.” (Karia-1/5)

Bilim adamları, Ay’ın dünyaya biraz yaklaşmasının bile dünyadaki bütün dengeleri alt üst edeceğini belirtmektedirler. Zira Ay ile dünyamızın çekirdeği arasında manyetik bir denge diyaloğu vardır. Bu yönüyle de Ay’ın dünyaya biraz yaklaşması, hem koruma kalkanı olan atmosferin dağılıp meteorların dünyaya çarpmasına, hem de çekirdek de volkanik patlamaların artarak devam etmesine sebebiyet verir. Ay’ın dünyaya yaklaşmasıyla depremlerin artacağı ve toprak altında bulunan magmaların ve gazların dışarı taşacağı ise Zilzal Suresinde apaçık bir şekilde şöyle tasvir edilir:

“Yer, o şiddetli sarsıntıyla sarsıldığı, Yer, ağırlıklarını dışa atıp-çıkardığı, Ve insan: «buna ne oluyor?» dediği zaman; O gün (yer), haberlerini anlatacaktır. Çünkü senin Rabbin, ona vahyetmiştir. O gün insanlar, amelleri kendilerine gösterilsin diye, bölük bölük fırlayıp-çıkarlar. Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse, onu görür; Kim de zerre ağırlığınca bir şer (kötülük) işlerse, o da onu görür.”(Zilzal-1/8)

Kuran-ı Kerim’de Cenab-ı Hakk kıyametin nasıl kopacağını en ince ayrıntısına kadar anlatmaktadır. Yapılacak tüm tahminlerin esasen çıkış noktası Kuran-ı Kerim’deki bu ayetler olmalıydı; fakat Kuran’a Müslümanlar bile değer vermezken, batılı nasıl ilmi araştırmalarında Kur’an’dan istifade etsin ki?

Kıyametin kaçınılmaz kopuş ***fiyeti başka ayetlerde ise şöyle anlatılır: “Güneş katlanıp dürüldüğü, yıldızlar döküldüğü, dağlar yürütüldüğü, develer başıboş bırakıldığı, vahşi hayvanlar bir araya toplandığı, denizler ateşlendiği zaman…”(Tekvir-1/6)

“Gök çatladığı, yıldızlar döküldüğü, denizler yarılıp akıtıldığı, kabirlerin içi dışına getirildiği zaman, herkes neyi önünden gönderdiğini ve neyi geri bıraktığını bilir.”(İnfitar-1/5)