PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Besmele Bir Dua ve Anahtardır



Editor
12-04-2010, 03:22
"Su cansiz bir madde degil; canli ve duygulari algilayan kristallerden olusmaktadir. Yaninda guzel sozlerle dua edildiginde su, berrak ve estetik bir yapiya burunur. Kotu sozler veya seytan ifadeleri kullanildiginda kristaller kaotik ve karisik bir bicime donusmektedir." Bir baska deneyde ise iki kavanozun icine pirinc konmus, birine "tesekkur", digerine "aptal" yazilmis. Bir ay boyunca bu sozler siselere soylenmis, sonucta "aptal" denen kavanozun icindeki pirincler siyahlasmis ve kotu koku sacmis, digerinde ise; pirinc beyaz kalip, hos bir koku salgilamistir." [/b](Senih, "Sizinti", s: 287) Demek ki varliklar, Allah'in adiyla can ve hayat bulmakta, O'nun ismiyle huzura ve sukuna kavusmaktadir.



Besmele, dini acidan da Islam nisanini gosteren bir definenin anahtaridir. Cunku "Rahman ve Rahim olan Allah'in adiyla baslarim" diyerek, yapacagimiz islerin gercek faili, yaratani olmadigimizi, bizi de fiillerimizi de yaratan bir guc ve kudrete bagli bulundugumuzu, ancak O'nun musaadesiyle ise baslayabileceg imizi, yapacagimiz her seyi O'nun icin yapmamiz gerektigini ilan ederiz. Dolayisiyla zahiri sebepler neticesiyle gelen nimetleri de o esbap hesabina almamiz dogru olmaz. Cunku o sebepler, (mesela agaclarin meyve vermesi, hayvanlarin sut vermesi v.s.gibi) dogrudan dogruya o nimeti Allah hesabina ve O'nun musaadesiyle, yaratmasiyla urettikleri asikardir. Boylece biz de bu nimetleri alir, onlardan istifade ederken, Allah adina (besmele ile) almamiz ve yapmamiz gerekmektedir.



Besmeledeki bir baska sir da kisaca soyle ozetlenebilir: Besmelenin basindaki "be" cer edati "beraberlik veya yardim dileme" manasinda baglayici bir edattir, yani baglactir. Dolayisiyla, "basla, oku veya basliyorum, okuyorum.."gibi hazfolunmus takdiri bir fiile isaret eder. "Allah" ismi ise gercek Ilah'in ozel adidir. Butun sifat-i kemaliyeye sahip bulunan varligi zaruri olan Zat'in ismidir. Oysa tanri ve huda isimleri "Allah" gibi birer ozel isim degildir. Ayrica Ilah, Rab, Ma'bud gibi genel anlam ifade eden isimler de boyledir. Zira Ilah'in cogulu alihe, Rabb'in cogulu erbab, huda'nin cogulu hudayan ve tanri'nin cogulu tanrilar seklinde kullanilirken, halbuki Allah icin Allahlar denemez, kullanilamaz. Bundan dolayi, mesela Suleyman Celebi Mevlidine "Allah" adiyla baslamis, "Tanri adi" dememis, o bahrin sonunda da "Birdir Allah, andan artik tanri yok" diyerek tanri kelimesini ilah karsiliginda tam yerinde kullanmistir.



Yine Allah kelimesinde su nukte de vardir: kelimesinin bastaki hemzesi kaldirilirsa geriye "lah" kalir ki "yukselme ve gizlenme" fiilinden mastar ve "ilah" anlaminda bir isim olur. Sayet "lah" da kaldirilirsa geriye "Hu" seklinde zamir kalir ki, bu da Allah'a raci olan bir isme delalet etmektedir. Goruldugu gibi buradaki harfler bile tek basina Allah'a isaret etmekte ve O'nu gostermektedir. Besmeledeki "er-Rahman" kelimesi de yuce Allah'a mahsus bir isim, cok merhametli, cok rahmet sahibi manasina bir isim-sifattir. "er-Rahim" kelimesi de, cok merhamet edici manasinda Allah'in sifatlarindan biridir veya yine bir isim-sifattir. Rahman ve Rahim ikisi de rahmet masdarindan mubalagali birer sifattir. Aralarindaki nuans inceligi ise; Allah'in Rahman olusu ezele, Rahim olusu ebede ve hasre isaret etmektedir. Bundan dolayi mahlukat, Allah'in Rahman olmasiyla baslangictaki rahmetinden, Rahim olmasiyla da sonucta meydana gelecek merhametinden dogan nimetler icinde buyurler ve ondan faydalanirlar. Boylece Allah dunyada Rahman olusuyla hem mu'minlere, hem de kafirlere acimakta ve nimetlerini vermektedir. Ahirette Rahim olusuyla da yalniz mu'minlere merhametli olacagini gostermektedir (Yazir, 1:38-49). Kainattaki canli ve cansiz butunundeki yardimlasma ve dayanisma da Allah'in rahmetine bakmaktadir. Mesela agaclar ve nebatatlarin gida anbari, hayvanlarin sut cesmesi, gunesin de bir lamba gibi insanlarin emrinde olmalari, bu nimetlere kaynaklik eden varliklarin insanin ihtiyaclarini bilmesinden degil, belki insani bilen ve taniyan, merhamet sahibi bir Rahman'in olmasindan dolayidir. Bunun icin once Rahmaniyete sonra Rahimiyete baglanarak islere baslanilir. Boylece besmele dunyadaki manevi kapilari acan bir anahtar ve Allah ile irtibati saglayan manevi bir bag ve duadir. Hz. Peygamber Efendimiz ( s.a.s.), bu konuya isareten, "Besmele ile baslanmayan onemli isler guduktur (gercek ve muspet manada sonucsuzluga mahkumdur)" (Suyuti, 2:322) buyururken, bir baska hadislerinde "Besmele her kitabin (onemli isin) anahtaridir" buyurmuslardir ( a.g.e., 2:4). Boylece hayvani keserken cektigimiz besmeleden tutun, sabah evden cikarken cektigimiz besmelelere kadar, her isimizde Allah'la manen irtibatli oldugumuzu gostermektedir. Dolayisiyla yaptiklarimizi Allah icin yapabilmeli, Allah icin verebilmeli ve Allah icin alabilmeliyiz ki, amellerimiz ahirette de kiymet kazansin ve sevap olsun.



Besmeleye devam etmek ve ona karsi hurmet ve saygi gostermek, kisinin dunyevi ve uhrevi yukselmesine vesiledir. Mesela ilk devir sufilerinden olan ve yalinayak manasina gelen ismi kendisine, "O (Allah) yeryuzunu size bir dosek kildi" (el-Bakara, 2/22) ayetinden hareketle "Allah tarafindan dosenmis bir yerde ayakkabi ile gezilmez" diyerek yalinayak gezmeyi tercih etmesinden dolayi verildigi rivayet olunan (Kara, "Bisr el-Hafi" D.I.A. 6:221) Bisr el-Hafi'nin (o.227/841) seyr u suluku ve seyr u suluktaki mertebesi su hadiseye dayanmaktadir: O, yolda buldugu ve uzerinde "Besmele" yazili bir kagidi itina ile temizledikten sonra levha haline getirerek muhafaza etmis, bunun uzerine ruyada bir ses kendisine, besmeleye karsi bu hurmetinden dolayi adinin dunya ve ahirette saygin kilindigini bildirmis, boylece Bisr, zuhd ve takvada zirveye ulasmistir (Ebu Nuaym, 8:336). Bisr el-Hafi, kac asir sonra gunumuzde bile bilinen, hayir ve sena ile anilan evliyadandir.



Besmele ile ilgili olarak soyle bir hikaye de anlatilir: Dindar bir kadin agzindan besmeleyi hic dusurmezmis. Bir sey alirken ya da koyarken mutlaka besmele cekermis. Kadinin bu halinden hoslanmayan kocasi onu denemek ve mahcup etmek icin kendisine bir kese altin vermis ve saklamasini soylemis. Kadin keseyi besmele ile sandiga koymus. Kocasi, gizlice sandiktan keseyi alip kuyuya atmis. Sonra da kadindan keseyi istemis. Kadin besmele ile sandigi acmis ve sular sizan altin kesesini kocasina vermis. Besmelenin bereketi hurmetine Allah, kadini mahcup etmemis ve kocasinin da akli basina gelmistir.



Netice olarak besmele, dunyevi kapilari acan, adetleri ibadete ceviren (yemek yerken, su icerken v.s de cekilen besmeleler gibi) sihirli bir anahtardir. Besmele, ayni zamanda Allah ile kul arasindaki irtibati saglayan manevi bir bag ve duadir.