PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Efendim



Editor
12-04-2010, 03:22
Efendim



Hasret Sana bu gözler, gönlüm yolunu gözler,

Huzûra ersem bir kez, bahara döner güzler.

Erse pâyine başım, hep çağlasa gözyaşım,

“Sen Sen” deyip ağlasam, kalkar bütün pürüzler...

Köyünün pembe rengi, bulunmaz asla dengi;

Temizlenip giderler, günahla gelen yüzler.

Gelenler erer nûra, her biri bir sürûra,

Rahmet yağar her yana, kalır mahrum gözsüzler...

Toprağından tozundan, o mübârek izinden

Zulmetli dünyalara akar gelir gündüzler...

Ölgün ne desem Sana, medhin düşmezdi bana;

Bir şey diyeyim dedim, vefâ etmedi sözler.

O derin şefkatinden ve engin himmetinden,

Dönüp bir teveccüh kıl; rûhum lütfunu özler!

Hasret Sana bu gözler, gönlüm yolunu gözler,

Huzûra ersem bir kez, bahara döner güzler.

Erse pâyine başım, hep çağlasa gözyaşım,

“Sen Sen” deyip ağlasam, kalkar bütün pürüzler...

Köyünün pembe rengi, bulunmaz asla dengi;

Temizlenip giderler, günahla gelen yüzler.

Gelenler erer nûra, her biri bir sürûra,

Rahmet yağar her yana, kalır mahrum gözsüzler...

Toprağından tozundan, o mübârek izinden

Zulmetli dünyalara akar gelir gündüzler...

Ölgün ne desem Sana, medhin düşmezdi bana;

Bir şey diyeyim dedim, vefâ etmedi sözler.

O derin şefkatinden ve engin himmetinden,

Dönüp bir teveccüh kıl; rûhum lütfunu özler!