PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : 22/05 Türkiye'de Neler oluyor



muzo
22-05-2006, 11:07
ANKARA'DA DEPREM

Ankara'da akşam saatlerinde bir deprem meydana geldi.
22 Mayıs 2006 Pazartesi 00:03



ANKARA (İHA) - Ankara'da akşam saatlerinde 3.4 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.



Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü yetkilileri, Ankara Bala'da saat 20.03'te yerin 5 kilometre derinliğinde meydana gelen depremin 3.4 büyüklüğünde olduğu açıkladı.



Depremde can ve mal kaybı yaşanmadığı öğrenildi.

muzo
22-05-2006, 11:08
GENÇ BİR KADIN, ÜVEY KIZI VE 13 YAŞINDAKİ YEĞENİYLE BİRLİKTE ÖLÜ BULUNDU

Bahçelievler'de genç bir kadın, üvey kızı ve 13 yaşındaki yeğeniyle birlikte evinde ölü bulundu.
22 Mayıs 2006 Pazartesi 00:03



MURAT HOROZ
İSTANBUL - Bahçelievler'de genç bir kadın, üvey kızı ve 13 yaşındaki yeğeniyle birlikte evinde ölü bulundu.



Edinilen bilgilere göre, Barbaros Caddesi 34 numarada ikamet eden Emine Özdilek (30), üvey kızı Eda Özdilek (20) ve 13 yaşındaki yeğeni Olcay, evde ölü bulundu.



Emine Özdilek'in sağlık teknisyeni olan eşi Adnan Özdilek'in, tayininin çıkması nedeniyle Giresun'a gittiği ifade edildi. 3 gündür eşinden ve kızından haber alamayan Özdilek, durumu kayınbiraderi Ahmet Usta'ya bildirdi. Bahçelievler'deki eve giden Usta, ablasının kapıyı açmaması üzerine hemen polise başvurdu. Olay yerine gelen polis ekipleri, kapının açılmaması üzerine, kapıyı çilingire açtırdı.



Eve giren polis ekipleri, Emine Özdilek, üvey kızı Eda Özdilek ve 13 yaşındaki yeğeni Olcay'ın cesediyle karşılaştı.



Olayla ilgili geniş çaplı soruşturma başlatıldı.

muzo
22-05-2006, 11:09
ÜLKÜCÜ BAŞKAN ÖLDÜ, BELDE HALKIYLA GÜNEYDOĞULULAR KAPIŞTI

Olaylar sırasında Güneydoğu kökenli vatandaşlarla birbirine giren belde halkı, ölüm haberini alınca Türk bayraklarıyla yürüyüş yaptı.
22 Mayıs 2006 Pazartesi 00:03



ŞEYDA BURCU İKİZ
İZMİR - İzmir'in Kemalpaşa İlçesi'ne bağlı Bağyurdu Beldesi'nde kiraz alım yerinde otomobil park etme meselesi yüzünden çıkan silahlı ve bıçaklı kavgada yaralanan Bağyurdu Ülkü Ocakları 2. Başkanı Sami Ören'in (47) tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetmesi, gerginliğine neden oldu. Olaylar sırasında Güneydoğu kökenli vatandaşlarla birbirine giren belde halkı, ölüm haberini alınca Türk bayraklarıyla yürüyüş yaptı.



Bağyurdu Ülkü Ocakları 2. Başkanı Ören'in tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetmesi üzerine belde halkı, Türk bayraklarıyla yürüyüş yaptı. Yürüyüşün ardından belediye binası önünde toplanan kalabalık, İstiklal Marşı'nı okuduktan sonra dağıldı. Olaylardan sonra baskı altında kaldıklarını ve beldeden kovulduklarını öne süren Güneydoğu kökenli 2 aile, taşınma kararı aldıklarını belirterek, "Biz terörden kaçıp buraya geldik. Bizi kökenimiz nedeniyle buradan atmak istiyorlar. Koskoca beldeye nasıl kafa tutalım. 'Ayrımcılık kimseye fayda getirmez' dedik ama dinletemedik. Şimdi gidecek bir yerimiz de yok. Avrupa'ya mı gidelim? Son 2 günde yaşadıklarımız, bize yapılan haksızlığın göstergesi. Bize sahip çıkılmasını istiyoruz" ifadelerini kullandı.



Bağyurdu Beldesi'nde geçtiğimiz Cuma günü, kiraz alım yerinde otomobil park etme meselesi yüzünden zabıtalar ile bir grup arasında silahlı ve bıçaklı kavga çıkmış, kavgaya çevre sakinlerinin de katılmasıyla 2'si ağır, 13 kişi yaralanmıştı. Kavgada taraflardan birinin terör örgütü lehine sloganlar attığı ve belde halkının buna müdahalesiyle olayların silahlı, bıçaklı çatışmaya dönüştüğü iddia edilmişti. Kavganın ardından olaya karıştıkları gerekçesiyle 10 kişi gözaltına alındı. Jandarmanın yoğun güvenlik önlemleri sayesinde sükunet hakim olan beldede, bu sabah saatlerinde, yaralılardan Bağyurdu Ülkü Ocakları 2. Başkanı Sami Ören'in (47) ölüm haberinin gelmesiyle ortam yeniden gerildi. Beldedeki vatandaşlar, Ören'in ölüm haberinin ardından ellerinde Türk bayraklarıyla yürüyüş yaptı. Öfkeli kalabalık, "Biz burada sadece ekmeğimizi kazanmaya çalışıyoruz. Kimseyle bir sorunumuz yok. Ancak bu insanlar burada sürekli huzursuzluk yarattı. Biz bunlara göz yumamazdık. Son olaylar bardağı taşıran son damla oldu" diye konuştu.



Olaylar üzerine beldeye gelen Kemalpaşa Kaymakamı Niyazi Ergut, Belediye Başkanı İrfan Üreten ile birlikte vatandaşları sakinleştirdi. Öfkeli kalabalık, uyarıları dinleyerek dağıldı.
Yaklaşık 12 yıl önce Güneydoğu'daki terör olayları nedeniyle beldeye gelen Candan ve Albayrak aileleri ise beldeden taşınma kararı aldı. Kovulduklarını iddia eden aile üyelerinin taşınma işlemine jandarma ekipleri nezaret etti. Bu sırada bir vatandaşın, evlerin karşı tarafından bulunan zeytinlik alanda 2 kişi gördüğünü söylemesi üzerine galeyana gelen grup, ellerindeki sopa ve demir çubuklarla boş alana doğru koştu. Bu sırada vatandaşlarla jandarma arasında arbede yaşandı. Arbede sırasında şahıslardan birinin, jandarma erinin elindeki tüfeği alarak etraftakileri tehdit ettiği öğrenildi. Eli silahlı kişinin, kısa sürede jandarmanın müdahalesiyle etkisiz hale getirildiği bildirildi.



Olaylar hakkında konuşan Mustafa Özyurt adlı vatandaş ise, kendisinin de Güneydoğu kökenli olduğunu ifade ederek, "15 senedir buradayım. Kimse bana 'git' demedi. Hatta belediye reisi olmam bile teklif edildi. 3 zeytinyağı fabrikam var. Şimdiye kadar bana kimse 'git' demedi. Ama insan gibi olsalardı, kimse onlara 'git' demezdi" diye konuştu. Özyurt'un, taşınma işlemi sürdüğü sırada Güneydoğulu vatandaşlarla sözlü tartışmaya girmesi ve silah çekmesi ile ortalık bir anda karıştı. Jandarma ekipleri olaya müdahale ederek, traktörüyle olay yerinde bulunan Özyurt'u uzaklaştırdı.



Kaymakam Niyazi Ergut ise, vatandaşların kendi isteğiyle beldeden ayrıldığını, herhangi bir baskının olmadığını, jandarma komutanlığı ekiplerinin aldığı önlemlerle beldede durumun kontrol altında olduğunu söyledi. Öte yandan, beldede süren gerginlik nedeniyle İzmir İl Jandarma Alay Komutanlığı'ndan takviye olarak gönderilen komando timleri, belde giriş ve çıkışlarında önlem aldı.



Hazırlıklarını tamamlayarak 3 kamyonla Bağyurdu'ndan ayrılan ailelerin bulunduğu kamyonlar, belde çıkışında vatandaşlar tarafından taşlandı. Kamyonları taşlayan vatandaşlar, "Kahrolsun PKK" sloganları attı. 3 kamyon, jandarma nezaretinde beldeden ayrıldı.

muzo
22-05-2006, 11:11
ELEKTRİK KESİNTİSİ HAVA TRAFİĞİNİ FELÇ ETTİ...

Atatürk Havalimanı Kontrol Kulesi'nde yaşanan elektrik kesintisi nedeniyle hava trafiği felç oldu. Yaklaşık 3 saat süren kesinti yüzünden radar sistemleri devredışı kalınca uçakların iniş kalkışlarında gecikmeler yaşandı.
22 Mayıs 2006 Pazartesi 00:08



TUNCER CENGİZ
İSTANBUL - Atatürk Havalimanı Kontrol Kulesi'nde yaşanan elektrik kesintisi nedeniyle hava trafiği felç oldu. Yaklaşık 3 saat süren kesinti yüzünden radar sistemleri devredışı kalınca uçakların iniş kalkışlarında gecikmeler yaşandı.



Devlet Hava Meydanları İşletmeleri yetkililerinden alınan bilgiye göre, Atatürk Havalimanı Kontrol Kulesi'nde saat 18.40'ta elektrik kesintisi kesintisi meydana geldi. Buna bağlı olarak kulenin radarı devredışı kaldı. Dakikada 2-3 uçağın iniş kalkış yaptığı Atatürk Havalimanı'nda arıza nedeniyle, iniş-kalkışa 15 dakikada bir izin verildi. Yetkililer, iniş-kalkışların kademeli olarak yapıldığını ifade ederek, "Sistem ölçümleri manuel olarak yapılıyor. Buna bağlı olarak uçaklarda gecikmeler yaşanıyor. Pistte çok sayıda uçak kalkış için sırada bekliyor" diye konuştu.



Bu sırada kalkış için yolcularını alan çok sayıda uçak, Atatürk Havalimanı körüklerinde uzun süre bekletildi. Durumun belirsiz olması nedeniyle bazı uçaklardaki yolcular, indirilerek terminale götürüldü. İnişe hazırlanan birçok uçak ise havalimanı üzerinde tur atmak zorunda kaldı.

muzo
22-05-2006, 13:53
SALDIRGAN ASLAN, KADIN HAKİMDEN ÖZÜR DİLEDİ

Danıştay'ı kana bulayan Alparslan Arslan, türban kararına karşı oy veren Hakim Ayfer Özdemir'i kastedip, "Bana bir kurşun atma hakkı var" dedi.
22 Mayıs 2006 Pazartesi 11:17



Danıştay'a saldırıyı gerçekleştiren Avukat Arslan Alparslan ifadesinde "Ben 3 kişiyi hedef almıştım. Sonradan öğrendim ki türban kararıyla ilgisi olmayan 2 hakime daha kurşun değmiş. Onlardan özür diliyorum. Onların da bana birer kurşun atma hakları var" dediği öğrenildi. Danıştay'ı kana bulayan Arslan nöbetçi mahkemedeki ifadesinde şu bilgileri verdiği öğrenildi:

Kendim karar verdim: Danıştay'daki olaya kendim karar verdim. Bir başka kişi veya kişilerin etkisi olmamıştır. Türbanla ilgili Danıştay 2. Dairesi'nin kararına kızmıştım. Olaydan iki gün önce istanbul'da karar verdim. Şüphelilerden Osman Yıldırım'ı avukat olmam nedeniyle iş sebebiyle birkaç yıldır tanırım, ismail Sağır'ı bir hafta önce tanıdım. Bu işi Osman ve İsmail'e bu konuda açıklama yapmadan Ankara'ya gidelim dedim. Bunlar biri belimde, diğer ikisi çantamda olan tabancaları Ankara'ya gelene kadar görmemişlerdir. Ankara'da görmüş iseler ben kesinlikle hatırlamıyorum. İstanbul'dan Ankara'ya bana ait 34 BE 0126 plakalı Astra marka aracımla gece çıktık. Sabahleyin Ankara'ya geldik.

Keşif yaptım: 16 Mayıs'ta tek olarak Danıştay'a geldim, keşif yaptım. 2. Daire üyelerinden kafama koyduğum 3 kişinin resimlerini internetten ve Vakit Gazetesi'nden indirmiştim. Resimleri yanıma almıştım. Amacım yanlış kişilere eylem yapmamaktı. Keşif yaptıktan sonra Ulus'taki otele tekrar döndüm. Osman ve ismail otelde idi. Olay sabahı yani ayın 17'sinde yine Danıştay'ın civarındaki Necatibey Caddesi'ne aracımla yalnız olarak geldim.

Silaha mermi sürdüm: Glock marka silaha mermi sürerek yanıma aldım. Girişten avukat kimliğimi göstererek Danıştay'dan içeri girdim. 5. kata çıktım. 2. Daire üyelerini ararken sonradan müzakere salonu olduğunu anladığım yere çay götüren çaycıyı takip ederek bu salona girdim. Vakit Gazetesi çıktısındaki resimlerden yüzlerini öğrendiğim kadarıyla içeride bulunan 6-7 kişiyi süzdüm. Ve önce başkan olduğunu anladığım kişiye, daha sonra kararda imzası olduğunu düşündüğüm iki kişiye ateş ettim.

Kurşun atma hakları var: 3 el kurşun attığımı düşünüyorum. Sonradan öğrendiğime göre alakasız iki hakime daha kurşun değmiş. Bunlara sekerek mi değmiş, yoksa ben olayın heyecanı ile hatırlamıyorum. Onlara kesinlikle hedef alıp ateş etmedim. Hatta bu iki hakimden, ki bunların türban aleyhindeki kararda imza ve ilgileri yoktur, özür diliyorum. Onların da bana birer tane mermi atma hakları var diye düşünüyorum.

Eylem 30 saniye sürdü: Sonuç itibariyle odaya girişim ve silahla eylem yapmam ve çıkmanı 30 saniye kadar sürmüştür. Oradan merdiven ile zemine indim. Polisler beni yakaladı. Yakalanmadan kimseyi hedef göstermeksizin duvara da bir el ateş etmiştim. Şüphelilerden Tekin İrşi'yi hiç tanımanı. Cumhuriyet Gazetesi ile ilgili kullanılan bombaları Osman'a vermiştim. Dolayısıyla Tekin Irşi'nin Osman ile tanışıklığı ve bir ilgisi olabilir.

Muzaffer Tekin'i tanırım: Bu soruşturmada adı geçen Muzaffer Tekin isimli şahıs ile tanışıklığım olmakla birlikte bir samimiyetim yoktur. Toplam 3-4 kez bugüne kadar görüştük. Bu olayla da kesinlikle ilgisi yoktur. Yine bu soruşturmada adı geçen avukat Orhan Kadı'nın eylemler ile ilgisi yoktur. Ben normal yasal bir konu ile ilgili talep gibi mağdur Mustafa Birden'in adresini istemiştim. O da bana mesaj çekmişti. Soruşturmada adı geçen diğer şahıslar ile ilgili Teoman Ekşioğlu, Mehmet Zekeriya Öztürk, Hüseyin Görün, Zeki Yurdakul Çağman ve Atilla Erer ile ilgili beyanlarımı da aynen tekrar ediyorum.

Örgüt üyesi değilim: Bir örgütün kurucusu ya da üyesi değilim. Kesinlikle bu devlet, bu ülke, bu vatan, bu bayrak benim bayrağmıdır. Böyle de devam edecek.

'Cumhuriyet'e bomba refleks bir eylem'
Cumhuriyet Gazetesi'ne bomba atılması olayı bomba atılmadan önce bu gazetede yer alan domuzu baş örtülü şekilde karikatür çizilmesine karşı refleks eylemdir. Müslüman Türk milletinin bir refleksidir. Kendi kutsalına karşı yapılan bir yanlışa karşı refleks eylemidir. Gazeteye 3 kez bomba atılması girişiminden haberim vardı. Üçüncüsünü de bizzat yanımda ismail Sağır, Erkan Timuroğlu olduğu halde üçümüz gerçekleştirdik. Amacım kimseyi öldürmek değil, kutsallara harekete karşı uyan amacındaydı. Cumhuriyet Gazetesi'nde kullanılan bombaları ve 2'si Glock 3 tabancayı tanımadığım kişilerden istanbul'da Maltepe'den para karşılığı aldım. Aracıların ismini söylemek istemiyorum. Anadolu'da bana silah bulunmasına yardımcı olur musunuz talebi gibi denilen şekilde silah bulmalarına yardımcı olmalarını istemiştim.

muzo
22-05-2006, 13:54
FLAŞ!.. FLAŞ!.. 2 AYRI YERDE 2 AYRI HAİN TUZAK

Van'ın Başkale ilçesi kırsalında ve Diyarbakır'ın Lice ilçesinde terör örgütü PKK üyelerinin yola döşediği mayınların patlaması sonucu 1 uzman çavuş şehit oldu, 2 er yaralandı.
22 Mayıs 2006 Pazartesi 12:08



LİCE - Diyarbakır'ın Lice ilçesinde, terör örgütü PKK üyelerinin yola döşediği mayının askeri aracın geçişi sırasında patlaması sonucu 1 uzman çavuş şehit oldu, 1 er yaralandı.
Muradiye Mahallesi'nde terör örgütü PKK üyelerince daha önceden yola döşenen mayın, 2. İç Güvenlik Tugay Komutanlığına gitmekte olan askeri aracın geçişi sırasında patladı. Patlamada, araçta bulunan Uzman Çavuş Mustafa Kale şehit oldu, er Mustafa Kayıkçı yaralandı. Yaralı, Diyarbakır Asker Hastanesine kaldırıldı.
Bölgede operasyon sürdürülüyor.


BAŞKALE'DE MAYIN PATLADI: 1 ER YARALANDI


Van'ın Başkale ilçesi kırsalında terör örgütü PKK üyelerinin yola döşediği mayının patlaması sonucu 1 er yaralandı.
İlçenin Aşağı Çaldıran köyü yakınlarında askeri aracın geçişi sırasında, terör örgütü PKK üyelerince yola döşenen mayın patladı.
Patlamada, kimliği öğrenilemeyen bir jandarma er yaralandı. Yaralı er, Van Askeri Hastanesinde tedavi altına alındı.
Bölgede operasyon düzenlendiği bildirildi.

muzo
22-05-2006, 13:56
DANIŞTAY SALDIRGANLARINDAN ŞOK İFADELER (1)

Danıştay'a yapılan silahlı saldırı ve Cumhuriyet Gazetesi'ne gerçekleştirilen bombalı eylemle ilgili gözaltına alınan tutuklu sanık İsmail Sağır, mahkemeye verdiği ifadesinde, Cumhuriyet Gazetesi'ne bombayı para için attığını iddia etti.
22 Mayıs 2006 Pazartesi 12:58


BAYAZIT CEBECİ - EDA HAN
ANKARA - Danıştay'a yapılan silahlı saldırı ve Cumhuriyet Gazetesi'ne gerçekleştirilen bombalı eylemle ilgili gözaltına alınan tutuklu sanık İsmail Sağır, mahkemeye verdiği ifadesinde, Cumhuriyet Gazetesi'ne bombayı para için attığını iddia etti.
Sağır, nöbetçi mahkemede verdiği ifadesinde, kendisine yönelik suçlamalardan 'cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs ve örgüt üyesi olmak' suçlamasını kesinlikle kabul etmediğini belirterek, hiçbir yasadışı silahlı veya silahsız örgütle alakasının olmadığını iddia etti.
İnşaatlarda işçi olarak çalıştığını kaydeden Sağır, bir gün Erhan Timuroğlu isimli arkadaşının kendisini tutuklu sanıklardan Osman Yıldırım ve Alparslan Arslan'la tanıştırdığını iddia ederek, İstanbul'da bir barda oturduklarını ve konuşma esnasında Osman Yıldırım ile Alparslan Arslan'ın kendisine hangi yer olduğunu belirtmeksizin bir yere patlamayan bomba atacağını, karşılığında yüklü para kazanacağını söylediklerini ifade etti.
Sağır, paraya ihtiyacı olduğu için talebi kabul ettiğini kaydederek, sonradan anladığına göre Cumhuriyet Gazetesi'ne birinci bombanın Tekin İrşi tarafından atıldığını, bombanın patlamadığını kaydetti. Tekin Irşi'nin yanında kimlerin olduğunu bilmediğini söyleyen Sağır, bu olaydan bir gün sonra bomba atma teklifinin kendisine yapıldığını iddia etti. Bunun üzerine içinde Erhan, Osman Yıldırım ve Alparslan Arslan'ın olduğu ticari taksiyle Cumhuriyet Gazetesi civarına gittiklerini söyleyen Sağır, "Osman bana bir adet bomba verdi. Tekin ile beni oraya bıraktı. Patlamayacağını da söylediklerinden bombanın pimini çektik, bahçeye attık ve oradan kaçtık. Bu olaydan bir gün sonra gündüz aynı yere Alparslan ve Erhan ile gezmek amacıyla gittik. Benim haberim yoktu. Meğer Alparslan'da bomba varmış. Bombayı Cumhuriyet Gazetesi'nin bahçesine attık. Daha sonra oradan kaçtık" dedi.
Bu olaydan 2 ya da 3 gün sonra Alparslan Arslan'ın kendisine bir mesaj attığını kaydeden Sağır, "'Yarın Ankara'ya gezmeye gidiyoruz' dedi ve ertesi gün şüpheli Alparslan'a ait otomobille ve onun şoförlüğünde ben, Erhan ve Osman olduğu halde İstanbul'dan Ankara'ya geldik. Ulus'ta bir otele yerleştik. Ben Ankara'yı fazla bilmem. Ayın 16'sında, belki Danıştay civarı da olabilir bilmiyorum. Ben ve Erhan araçta beklerken, Alparslan bir yerlere gitmişti. Şayet Danıştay'a gitti ise bilmiyorum. Osman o sırada otelde idi. Ertesi gün yani ayın 17'sinde, Danıştay'da Alparslan Arslan silahlı eylem yapmış. Osman Yıldırım, beni ve Erhan'ı arayıp durumdan bahsetti. 'Otelden ayrılın' dedi. Bunun üzerine ben, otobüsle İstanbul'a gittim" ifadesini kullandı.
Danıştay olayından kendisinin ve Erhan'ın kesinlikle haberinin olmadığını iddia eden Sağır, ifadesine şöyle devam etti:
"Osman Yıldırım'ın haberi var diye düşünüyorum. Çünkü Osman ve Alparslan çok konuşuyorlardı. 6 yıllık arkadaşlıkları olduklarını söylüyorlardı. Cumhuriyet Gazetesi'ne bomba atılması olayıyla ilgili olarak, parayı bana Osman veya Alparslan verecekti. Sadece Erhan'a az bir harçlık vermişler, ben de Erhan'dan harçlık için 100 YTL almış idim. Belirttiğim gibi yasadışı örgüt üyeliği suçlamasını kabul etmiyorum"
Alparslan Arslan'ın birini Danıştay'da kullandığı iddia edilen ve İstanbul'dan getirildiği belirtilen üç tabancayı hiç görmediğini söyleyen Sağırlı, "Ancak Ankara'ya boşa gelinmediğini, tabii ki Danıştay'da olacağını bilmiyordum fakat bir olay için gelindiğini, muhtemelen yanlarında silah olabileceğini tahmin edebiliyordum" diye konuştu.



DANIŞTAY SALDIRGANLARINDAN ŞOK İFADELER (2)

Danıştay ve Cumhuriyet Gazetesi'ne gerçekleştirilen saldırılarla ilgisi olduğu gerekçesiyle tutuklanan sanık Osman Yıldırım, mahkemede verdiği ifadesinde, her iki olayla da bağlantısının bulunmadığını iddia etti.
22 Mayıs 2006 Pazartesi 13:30


BAYAZIT CEBECİ - EDA HAN
ANKARA (İHA) - Danıştay ve Cumhuriyet Gazetesi'ne gerçekleştirilen saldırılarla ilgisi olduğu gerekçesiyle tutuklanan sanık Osman Yıldırım, mahkemede verdiği ifadesinde, her iki olayla da bağlantısının bulunmadığını iddia etti.
Osman Yıldırım, ifadesinde, kendisine yöneltilen suçlamaları kabul etmeyerek yasadışı silahlı bir örgüt üyesi olmadığını iddia etti. Tutuklu sanık Yıldırım, ne Danıştay'a ne de Cumhuriyet Gazetesi'ne yönelik saldırılarla ilgisinin olmadığını öne sürerek, Alparslan Arslan'ın kendisinin avukatı olduğunu kaydetti. Arslan'ı birkaç yıldır tanıdığını söyleyen Yıldırım, "Ben kahvehane işletirim. Erhan Timuroğlu, sürekli kahvehaneme gelen müşterilerdendir. Kardeşim gibidir" dedi.
İsmail Sağır ve Tekin Irşi'yi tanımadığını iddia eden Yıldırım, bu kişileri Erhan Timuroğlu'nun arkadaşları olarak bildiğini kaydetti. İfadesinde sabıkası olduğu söyleyen Yıldırım, Cumhuriyet Gazetesi'ne yönelik gerçekleştirilen bombalı saldırılarla ilgisinin olmadığını iddia ederek, "Avukat Alparslan, Erhan vasıtasıyla tanıştığı İsmail ve Tekin vasıtasıyla böyle bir şey yaptıysa bilemem. Benim aleyhimde bu konuda ifadeler var ise ben kabul etmiyorum. Ben ne kimseye Cumhuriyet Gazetesi'ne atılsın diye bomba verdim ne de bu konuda telkinde bulundum" diye konuştu.
Arslan'ın Ankara'ya gideceğini öğrenince yeğenlerini görmek için kendisin de gitmeye karar verdiğini belirten Yıldırım, "Zaten Erhan ve İsmail'in de Alparslan ile birlikte Ankara'ya gelecek olduklarını öğrendim ve akşam saatlerinde Alparslan'a ait otomobille İstanbul'dan Ankara'ya geldik. Daha sonra Ankara'da bir otele yerleştik. Hatta ben Ankara'da büyüdüğümden, çocukluk arkadaşım Saim Özden ile görüştüm. Sohbet ettik. Geç saat olmuştu. Sabah kalktığımda; Alparslan, Erhan ve İsmail'in otelde olmadığını anladım. Kahvaltımı yaptıktan sonra telefonlaştık ve Maltepe Migros'un yanındaki benzin istasyonunda üçü birlikte Alparslan'a ait araçta otururken karşılaştık. Erhan ile İsmail arkada oturuyordu. Ben Alparslan'ın yanına oturdum. 'Hayırdır ne yapıyorsunuz?' deyince, 'Bir saldırı olacak' dedi. İşin doğrusu ben tahsilat olayı sandım. 'Yoksa bu çocukların başına iş açma' dedim. Net bir yer mevzusu olmadı" şeklinde konuştu.
Yıldırım, ifadesinde, saldırının Danıştay'a olabileceğini tahmin ettiğini öne sürerek, bunun üzerine İsmail, Erhan ve Alparslan'a kızdığını iddia etti. Ertesi gün otelde uyandığında Alparslan Arslan'ın olmadığını gördüğünü söyleyen Yıldırım, saldırının gerçekleştiğini televizyondan öğrendiğini iddia ederek, Sinan Berberoğlu ile görüştükten sonra Nevşehir'e gittiğini ifade etti. Arslan ile bir görüşmeleri sırasında Cumhuriyet Gazetesi'nde çıkan domuza başörtüsü giydirilmiş karikatüre kızdığını söylediğini kaydeden Yıldırım, Alparslan Arslan'ı dürüst ve kişilikli biri olarak tanıdığını kaydetti. Saldırılarda yer almadığını kaydeden Yıldırım, polis göz altısı sırasında fiziki ve manevi baskı gördüğünü iddia etti.



DANIŞTAY SALDIRGANLARINDAN ŞOK İFADELER (3)

Danıştay 2. Dairesi'ne yönelik yapılan soruşturma kapsamında tutuklanarak cezaevine gönderilen Tekin Irşi, Cumhuriyet Gazetesi'ne gerçekleştirilen bombalı eyleme katıldığını, Danıştay'a yapılan saldırıdan ise haberinin olmadığını iddia etti.
22 Mayıs 2006 Pazartesi 13:37


EDA HAN - BAYAZIT CEBECİ
ANKARA - Danıştay 2. Dairesi'ne yönelik yapılan soruşturma kapsamında tutuklanarak cezaevine gönderilen Tekin Irşi, Cumhuriyet Gazetesi'ne gerçekleştirilen bombalı eyleme katıldığını, Danıştay'a yapılan saldırıdan ise haberinin olmadığını iddia etti.
Barda çalıştığını söyleyen Irşi, nöbetçi mahkemede verdiği ifadesinde, yasadışı silahlı örgüt üyesi olma, cebir şiddet kullanarak anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs suçlamalarını kabul etmediğini belirtti. Zanlı İsmail Sağır'ın arkadaşı olduğunu, saldırının tetikçisi Alparslan Arslan'ı ise bir kez gördüğünü anlatan Irşi, zanlılardan Osman Yıldırım'ı 3 haftadır tanıdığını, Erhan Timuroğlu'nun ise kapı komşusu olduğunu söyledi. Irşi, Cumhuriyet Gazetesi'nin bombalanması olayıyla ilgili şunları anlattı:
"Bir gün arkadaşım Erhan ile İstanbul'da bir barda çay içerken, Erhan'a Osman Yıldırım'dan bir telefon geldi. Bir müddet görüştükten sonra, Erhan bana 'Osman Yıldırım ile görüştüm, kendisi buraya gelecek' dedi. Bir müddet sonra Osman geldi. 'Bir yere taş atılacak' dedi. Bir yere taş atılacak diye ısrar edince ve Erhan da 'Tekin yapar' deyince kabul ettim. Ancak orada, Osman bana el bombası gösterdi. Bardan çıkıp taksiye bindik. Bu esnada, Osman bana bombanın nasıl atılacağını göstermişti. Cumhuriyet Gazetesi'nin oraya geldik. Osman bana, 'Bunu atınca, hem bu dünyada hem öbür dünyada meyve yiyeceksin' dedi. İşin doğrusu somut para konuşulmadı ama bir menfaatim olacağını düşündüm. Ben oraya Erhan'ın hatırına gitmiştim. Ticari taksiden ben indim. Osman taksiyle gitti. Birkaç saat kadar gazetenin civarında gezindim. Saat 21.00 civarında poşetten çıkarttığım el bombasını özellikle pimini çekmeden kimseye zarar gelmesin diye gazete bahçesine attım ve oradan uzaklaştım. Ertesi gün Erhan ile görüştüm, durumu anlattım. Oradan Erhan ile Osman'ın yanına gittik. Osman'ın yanına gidince, bana 'Beceriksiz, eline yüzüne bulaştırdın' dedi. O gün Osman bana 50 YTL taksi parası vermişti. İlk bomba atılmasından yaklaşık 2 gün sonra, yine aynı barda Erhan ile otururken Osman geldi. Konuşurken Erhan, 'İsmail Sağır, Osman ve sen Cumhuriyet Gazetesi'ne tekrar gideceksiniz, Osman bombayı atacak' dedi. Bunun üzerine ben ve Osman Yıldırım, Ferhatpaşa'dan İsmail Sağır'ı aldık. Sultanbeyi'ye gittik. Osman aracı kullanıyordu. Orada bana ve İsmail'e bombayı gösterip, İsmail'e bombanın nasıl atılacağını gösterdi. Yine bana dediği gibi İsmail'e de bombayı attıktan sonra 'Hem bu dünyada hem öbür dünyada meyve yiyeceksiniz' dedi. Oradan Cumhuriyet Gazetesi'nin olduğu yere gittik. Ben ve İsmail'i, Osman araçtan indirdi. Kendisi yola devam etti. İsmail'e de 100 YTL taksi parası verdi. Biz gazetenin civarında bir müddet dolaştık. Gece 23.30 civarı olmuştu. Ben İsmail'e, kimseye zarar gelmesin diye 'Bombanın pimini çekmeden at' dedim. İsmail de dediğim gibi bombanın pimini çekmeden attı. Oradan bir taksiye binip, Ferhatpaşa'ya evlerimize gittik. Bu olayda yine aynı barda ben, Erhan ve İsmail otururken; Erhan'a Osman'dan telefon geldi. 'Tamam ağabey' deyip kapattı ve bana 'Sen burada bekle. Biz İsmail ile bir yere gidip geleceğiz' dedi. 3 saat sonra geldiler ve bana avukatın gazeteye bomba attığını söylediler. O sırada Erhan'ın telefonuna Alparslan'dan bir mesaj geldi. 'Yarım saat sonra çayınızı içmeye geleceğiz' yazıyordu ve nitekim yarım saat sonra Alparslan ve Osman yanımıza geldi. Çay içtik ve herkes oradan ayrıldı. Birkaç gün sonra, İsmail beni Acarlar Kulüp'e çağırdı. Oradan yemek yerken, 15'şer dakika arayla önce Osman ardından avukat Alparslan geldi. 'Sen burada kal. Biz Ankara'ya gidiyoruz, işimiz var' dediler. Ben Bostancı'ya geçtim, onlar Ankara'ya gittiler. Danıştay'da eylem olmuş, benim bu olayla ilgili bilgim yok"

muzo
22-05-2006, 13:57
İLAÇ ALMAYA GİTTİ, ÖLÜ OLDUĞUNU ÖĞRENDİ

Trabzon'da Hüseyin Sezgin isimli bir emekli, sağlık karnesiyle ilaç almak için gittiği eczanede ilaç alamayınca ölü olarak kayıtlardan çıkarıldığını öğrendi.
22 Mayıs 2006 Pazartesi 13:40


ÖNER SEVEN - GÖKMEN ŞAHİN
TRABZON - Trabzon'da Hüseyin Sezgin isimli bir emekli, sağlık karnesiyle ilaç almak için gittiği eczanede ilaç alamayınca ölü olarak kayıtlardan çıkarıldığını öğrendi.
Trabzon Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü'nden 2004 yılında emekli olan 4 çocuk babası Hüseyin Sezgin (56), 1 hafta önce sağlık ocağında yazdırdığı ilaçlarını almak üzere bir eczaneye gitti. Eczanede karnesinin iptal edildiğini öğrenen ve ilaç alamayan Sezgin, telefonla Emekli Sandığı Samsun Bölge Müdürlüğü'nü aradı. Kendisine kaydının bulunmadığı ve ölü olarak gözüktüğü bilgisi verilen Sezgin, Trabzon İl Nüfus Müdürlüğü'ne başvurdu. Kayıtlarda İzmir'de aynı isimden ölen biri sebebiyle nüfustan kaydının silindiğini de öğrenen Sezgin, "Ne yapacağımı şaşırdım. Çaykara İlçe Nüfus Müdürlüğü'nden de sonuç alamayınca dava açtım. Davanın 3-4 ay süreceğini ve hemen sonuçlanmasının mümkün olmadığını söylediler. Zor durumdayım, maaşımı da çekemiyorum. Ev kirasını nasıl ödeyeceğim bilmiyorum" dedi.
Geçirdiği bir kaza sonucu 20 yaşında sağ bileğinden itibaren elini kaybettiğini de kaydeden Hüseyin Sezgin, başta ailesi olmak üzere durumu öğrenen herkesin büyük şaşkınlık yaşadığını söyledi.

muzo
22-05-2006, 17:30
ÇALDIĞI TİŞÖRTÜ GİYİP MAĞAZAYA GELİNCE YAKALANDI

Samsun'da bir kişi çaldığı tişörtü giyerek mağazaya geri gelince yakayı ele verdi.
22 Mayıs 2006 Pazartesi 15:14



MUAMMER AY
SAMSUN - Samsun'da bir kişi çaldığı tişörtü giyerek mağazaya geri gelince yakayı ele verdi.



Edinilen bilgiye göre olay, Çiftlik Mahallesi İstiklal Caddesi üzerinde bulunan bir mağazada saat 12.30 sıralarında meydana geldi. 15 gün önce mağazadan çaldığı tişörtü giyerek tekrar hırsızlık yapmak için gelen Selcuk İ.'yi (20) mağaza çalışanları çaldığı tişörtten tanıdı. Olayın polise haber verilmesi üzerine Selcuk İ. Samsun Emniyet Müdürlüğü Hırsızlık Bürosu Ekipleri tarafından gözaltına alındı. Yapılan araştırma sonucu Selçuk İ.'nin, aynı mağazadan 4 ay önce 1 adet kazak, 15 gün önce 1 adet tişört çaldığı, dünde 2 adet tişörtü çalmak isterken fark edilince içinde tişört bulunan poşeti bırakıp gittiği öğrenildi. Olayla ilgili soruşturma sürdürülüyor.

muzo
22-05-2006, 17:31
POLİS MEMURU İNTİHAR ETTİ

Rize'nin İkizdere İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde görevli polis memuru Mehmet Emin Yazar, kalbine sıktığı tek kurşunla intihar etti.
22 Mayıs 2006 Pazartesi 17:25


GÖKTÜRK FIRAT
RİZE - Rize'nin İkizdere İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde görevli polis memuru Mehmet Emin Yazar, kalbine sıktığı tek kurşunla intihar etti.
Edinilen bilgiye göre, öğle saatlerinde İkizdere Emniyet Müdürlüğü Lojmanları'nda meydana gelen olayda, silah sesini duyan polis memurları İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde görevli polis memuru Mehmet Emin Yazar'ın (39) evine girdi. Polisler, Yazar'ı kalbinden vuruşmuş şekilde yerde yatar vaziyette buldu. Ağır yaralı durumda olan polis memuru ambulansla İkizdere Sağlık Ocağı'na kaldırılmak istenirken, yolda hayatını kaybetti. 12 yıllık polis memurunun beylik tabancasıyla kalbine ateş ederek öldüğü anlaşıldı. Giresunlu olan Yazar, evli ve 2 çocuk babasıydı. Olayla ilgili inceleme devam ediyor.

muzo
22-05-2006, 17:32
KENDİSİNDEN 13 YAŞ BÜYÜK BİRİYLE KAÇAN LİSE ÖĞRENCİSİ

Edirne'de okula gitmek için evinden çıkan genç kız, kendisinden 13 yaş büyük sevgilisiyle kaçarak kayıplara karıştı. Kızının zorla kaçırıldığını iddia eden Öztürk ailesi, gözyaşları içinde kızlarının geri dönmesini bekliyor.
22 Mayıs 2006 Pazartesi 15:24



İBRAHİM ARSLAN
EDİRNE - Edirne'de okula gitmek için evinden çıkan genç kız, kendisinden 13 yaş büyük sevgilisiyle kaçarak kayıplara karıştı. Kızının zorla kaçırıldığını iddia eden Öztürk ailesi, gözyaşları içinde kızlarının geri dönmesini bekliyor.



Edirne'nin Karaağaç Mahallesi'nde oturan ve Endüstri Kız Meslek Lisesi 11. sınıf öğrencisi olan 17 yaşındaki Meltem Öztürk, 9 Mayıs tarihinde okula gitmek için evden çıktı. Okul arkadaşı Sıla Lale ile buluşan Meltem Öztürk erkek arkadaşı olduğu öne sürülen 30 yaşındaki Birol Salçın ile birlikte kayıplara karıştı. Olaydan bir süre sonra Meltem Öztürk annesine, "Anne akşama gelecek olan insanlara çok iyi davran. Onlar çok iyi insanlar. Seni çok seviyorum. Öptüm" yazan bir mesaj çekti. Olayın ardından okul arkadaşları ile görüşen baba Mustafa Öztürk kızının yaklaşık 1.5 aydır 30 yaşındaki Birol Salçın ile birlikte olduğunu öğrendi. Birol Salçın'ın ailesi ile görüşen Öztürk Ailesi, kızlarının geri istediler, ancak aile nikaha izin verecek belgeyi imzalarlarsa kızlarını görebileceklerini söyledi.



Uyuşturucu satmaktan yakalanan ve 6 ay önce cezaevinden tahliye olan Birol Salçın, aynı zamanda bir süre önce Edirne Emniyet Müdürlüğü tarafından uyuşturucu satıcılarına yönelik yapılan operasyonda gözaltına alınmıştı. Kızları Meltem'in Birol Salçın tarafından zorla kaçırıldığını iddia eden baba Mustafa Öztürk, "Mesajı okuyunca karakola gittik. Sonra bizi aradı, şikayeti geri almamı istedi. Ben kızımı görmeden şikayetimi geri almayacağımı söyledim. En son
12 Mayıs'ta sesini duyduk, bir daha ondan haber alamadık. Kızımla aramızda hiçbir problem yoktu. Kızımın kaçması için hiçbir sebep yok. Evden çıkarken yanına hiçbir şey almamış. Kızım kandırıldı. Zorla kaçırıldı. Kızımı hayatında şüphe ediyorum. Her ne kadar kendim kaçtı dese de ben kaçırıldığını düşünüyorum. Kızımı uyuşturucuya alıştırmalarından korkuyorum. Kızım arkadaş kurbanı. O gün Sıla Lale ile birlikte kaçmışlar. Sıla ile arkadaşı Cem bir süre önce ortaya çıktı. Ancak onlar da kızımın nerede olduğunu söylemiyor" diyerek olaya tepki gösterdi.



Kızının fotoğraflarına bakarak gözyaşı döken anne Hatice Öztürk de, kızına seslenerek geri dönmesini istedi. Üniversite başvuru belgelerinin geldiğini belirten anne Öztürk, "Kızım geri dön. Bak üniversite belgelerin geldi. Ne olur geri dön kızım. Bu ızdırabı çektirme bana yavrum. Defalarca yalvarıyorum dön geri. Ne şartlarla olursan ol kabul edeceğim. Hayatından endişe ediyorum" diye gözyaşları döktü.

®adakoglu
22-05-2006, 17:35
Teşekkürler muzo en sıcak taze güncel haberleri forum üyelerine sunmuşsun.

muzo
22-05-2006, 18:06
DANIŞTAY 2. DAİRESİNE 5 ÜYE GÖREVLENDİRİLDİ

Danıştay Başkanlar Kurulu, Danıştay 2. Dairesi çalışmalarını sürdürmesi için diğer dairelerden 5 üye görevlendirdi.
22 Mayıs 2006 Pazartesi 17:35


ANKARA - Danıştay Başkanlar Kurulu, Danıştay 2. Dairesi çalışmalarını sürdürmesi için diğer dairelerden 5 üye görevlendirdi.
Danıştay Başkanlar Kurulu, Danıştay Başkanı Sumru Çörtoğlu'nun başkanlığında yaptığı toplantıda, Danıştay 2. Dairesinin çalışmalarına devam etmesi için heyet oluşumunun nasıl gerçekleşeceğini görüştü.
Başkanlar Kurulu, diğer dairelerden 5 üyeyi 2. Dairede görevlendirdi.
Danıştay 2. Dairesi başkanlığına en kıdemli üye Kamuran Erbuğa vekalet edecek. Heyet, Erbuğa'nın başkanlığında çalışmalarını sürdürecek.

muzo
22-05-2006, 18:07
Teşekkürler muzo en sıcak taze güncel haberleri forum üyelerine sunmuşsun.
bir şey deyil elimizden geldiği kadar güncel tutmaya çalışıyorum

muzo
22-05-2006, 18:40
12 YAŞINDA İKİNCİ KEZ HAMİLE

Samsun'da daha önce üvey babasının tecavüz etmesi sonucu bir çocuk dünyaya getiren 12 yaşındaki H.K, bu kez evlenerek hamile kalınca yine dava konusu oldu. İşte o çocuk!
22 Mayıs 2006 Pazartesi 18:31



MUAMMER AY
SAMSUN - Samsun'da daha önce üvey babasının tecavüz etmesi sonucu bir çocuk dünyaya getiren 12 yaşındaki H.K, bu kez evlenerek hamile kalınca yine dava konusu oldu.
Olay, 200 Evler Mahallesi'nde meydana geldi. 12 yaşındaki H.K, bir yıl önce ailesinin rızası ile Gökhan K. (24) ile evlendi. Ancak, kızın yaşı küçük olduğu için resmi nikah yapamadılar. H.K. 36 haftalık hamile olunca kontrol için Samsun Doğum ve Çocuk Hastanesi'ne götürüldü. Burada kızın yaşının küçük olduğunu öğrenen doktorlar, durumu hastane polise haber verdi. Hastane polisi de jandarmaya bildirmesi üzerine H.K. ile evlenen Gökhan G. küçük yaşta hamile bırakmak suçundan jandarma tarafından gözaltına alınıp Samsun Adliyesi'ne sevk edildi. Gökhan K, savcıya ifade verdikten sonra serbest bırakıldı.
H.K.'nin daha önce üvey babası Erkal K.'nin (36) tecavüz etmesi sonucu hamile kaldığı ve dünyaya gelen bebeği çocuk yasasına verdiği öğrenildi. Erkal K.'nin ise H.K.'ye tecavüz etmek suçundan 24 yıl hapis cezasına çarptırıldığı ve yeni TCK'ya göre tekrar yargılanmasına devam edildiği, kızın gerçek yaşının tespit edilmesi için de İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndan rapor beklendiği ifade edildi.

muzo
22-05-2006, 18:40
DANIŞTAYDAKİ SALDIRIYLA İLGİLİ BİR KİŞİYE DAHA GÖZALTI

Danıştaydaki silahlı saldırı olayıyla ilgili olarak İstanbul'da 1 kişi daha gözaltına alındı.
22 Mayıs 2006 Pazartesi 18:35


ANKARA - Danıştaydaki silahlı saldırı olayıyla ilgili olarak İstanbul'da 1 kişi daha gözaltına alındı.
Emniyet yetkililerinden alınan bilgiye göre, Danıştaydaki silahlı saldırı olayıyla ilgili başlatılan soruşturma kapsamında Atilla E. İstanbul'da gözaltına alındı.
Ankara Terörle Mücadele Şubesi ekiplerine teslim edileceği belirtilen Atilla E.'nin sorgulanmak üzere Ankara'ya getirileceği öğrenildi.
Atilla E.'nin, 'Danıştaydaki saldırı olayının faili Alparslan Arslan'ın aracında bulunan hamiline yazılmış ve ciro edilmemiş 20 bin YTL değerindeki çeki kesen kişi' olduğu belirtildi.
Atilla E. ile birlikte İstanbul'da gözaltında tutulan Erhan T.'nin de gece geç saatlerde Ankara'ya getirilmesi bekleniyor.
Olayla ilgili olarak hakkında yakalama müzekkeresi çıkartılan Ayhan P'nin de yakalanmasına çalışıldığı belirtildi.
Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında yapılan çalışmalar neticesinde, Danıştaydaki silahlı saldırı ve Cumhuriyet Gazetesi'ne yönelik bombalı saldırıların 'kriminal' olarak aydınlatıldığı öğrenildi.
Her iki olayın ardından toplanan delillerin kriminal polis laboratuvarlarında incelendiği ve elde edilen bilgi ve delillerin ilgili emniyet birimlerine aktarıldığı belirtildi.

muzo
22-05-2006, 18:43
Başkentte 47 kişi hastanede !


Ankara Polatlı’da su deposuna kanalizasyon suyu karıştı.. 47 kişi hastanede

Ankara'nın Polatlı ilçesinde 47 kişi bulantı ve kusma şikayetleri üzerine hastaneye kaldırıldı.

AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Polatlı Organize Sanayi Bölgesinde çalışan 37 işçi, bulantı ve kusma şikayetleri üzerine Polatlı Duatepe Hastanesine başvurdu. Organize Sanayi Bölgesine yakın Tozlu köyünden de 10 kişi aynı şikayetlerle hastaneye geldi.
Hastane yetkilileri, toplam 47 kişinin içtikleri sudan zehirlenmiş olabileceklerini belirttiler. Zehirlenen kişiler, tedavilerinin ardından taburcu edildiler.

Polatlı Sağlık Grup Başkanı Murat Yücel, Organize Sanayi Bölgesi ve köyün, aynı su deposundan yararlandığını, yaptıkları araştırmada, su deposuna kanalizasyon suyunun karıştığını tespit ettiklerini söyledi.

Ekiplerin su deposunu boşaltarak temizlediklerini ifade eden Yücel, ''Depo klorlanarak köye yeniden su verilecek. Şu anda ciddi bir sorun yok. Muhtarlık da gerekli hassasiyeti gösterdi ve deponun tamir ve bakımını yaptırdı. Zehirlenmenin nedeni büyük bir ihtimalle içme suyu. Ama kesin tahlil sonuçları bugün belli olacak'' diye konuştu.

muzo
22-05-2006, 18:44
Danıştay'ın güvenlik kameraları arızalıymış !

Danıştay’ın güvenlik kameralarının saldırıdan bir gün önce arızalandığı ortaya çıktı.

Danıştay girişindeki görüntü kayıt sisteminin silahlı saldırıdan bir gün önce arızalandığı, arızanın "teknik nedenden kaynaklandığı" belirlendi.

AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Danıştay 2. Dairesi’ne yönelik saldırının ardından yapılan inceleme sonucu, Danıştay girişinde bulunan görüntü kayıt sisteminin saldırıdan bir gün önce 16 Mayıs Salı günü saat 16.00’da arızalandığı saptandı.

Danıştay yetkilileri, sistemi kuran firma temsilcileriyle arızanın neden kaynaklandığı konusunda bugün bir toplantı yaptı.

Bilgisayar hafızasını inceleyen firma yetkilileri, "Arızanın dışarıdan bir müdahaleyle olmadığını, teknik bir nedenden kaynaklandığını" belirlediler. Yetkililer, arıza nedeniyle bilgisayarın harddiskindeki önceki kayıtların da silindiğini bildirdi.

Görüntü kayıt sisteminin daha önce de birkaç kez arızalandığı, her defasında sistemi kuran firmanın arızayı giderdiği öğrenildi.

Danıştayda yeni bir güvenlik sistemi kurmak için çalışmalara başlanacağı bildirildi. Danıştay girişinde ve çevresindeki güvenlik önlemleri de artırıldı.

Öte yandan, Danıştay Başkanlığının Emniyet Genel Müdürlüğüne Danıştay binası ve çevresinde güvenlik önlemleri alınmasına yönelik geçen yıl Eylül ayında 3 ayrı yazı yazıldığı öğrenildi.

Alınan bilgiye göre, Danıştay Başkanlığının, Nisan 2006’da Emniyet Genel Müdürlüğüne yazdığı yazıda da, Ihlamur Sokakta bulunan taksi durağına yönelik saldırıda 4 Danıştay çalışanın yaralandığına işaret edilerek, hakim ve savcılara yönelik herhangi bir saldırı olasılığına karşı gerekli önlemlerin alınması istendi.

muzo
22-05-2006, 22:11
SERVİS ŞOFÖRÜ ARABASINDAKİ KIZLARA LAF ATANLARCA BIÇAKLANDI

Adana'da bir servis şoförü, araç içerisindeki kız öğrencilere laf atan 3 kişiye 'karıştığı' gerekçesi ile bıçaklanarak yaralandı.
22 Mayıs 2006 Pazartesi 20:32



HASAN TOSUN
ADANA - Adana'da bir servis şoförü, araç içerisindeki kız öğrencilere laf atan 3 kişiye 'karıştığı' gerekçesi ile bıçaklanarak yaralandı.



Edinilen bilgiye göre olay, saat 18.30 sıralarında Toros Mahallesi 217 sokakta bulunan Zeynep Erdoğdu İlköğretim Okulu önünde meydana geldi. Servis şoförlüğü yaptığı belirtilen Onur Kibritoğlu (26), okul önünde öğrencileri beklerken kimliği belirsiz 3 kişi servis içerisindeki kız öğrencilere sözlü tacizde bulundu.


Kibritoğlu şahıslara karışarak uzaklaşmalarını isteyince aralarında tartışma çıktı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine, şahıslardan bir tanesi Kibritoğlu'nu sağ bacağından bıçakla yaralayarak kaçtı. Yaralı servis şoförü özel bir oto ile Adana Numune Hastanesi'ne kaldırılırken, saldırganlar kaçarak izlerini kaybettirdi. Tedavi altına alınan yaralının durumunun iyi olduğu belirtilirken, olayla ilgili soruşturmanın devam ettiği bildirildi.