PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Hayata dair..



CABBARİ
03-01-2006, 12:07
Amerika'nın küçük bir kasabasında genç bir adam kendi işini kurar.
Kasabanın birkaç caddesinden birinde, bir perakendeciliktir yaptığı.
Adam dürüst ve dost canlısıdır, insanlar onu severler. Kendisinden
memnun kaldıkları için de, ondan alışveriş yaptıkları gibi,
arkadaşlarına da tavsiye ederler. İşini böylece büyüten perakendeci,
nisbeten kısa bir süre içinde bir dükkandan, Amerika'nın bir ucundan
diğerine uzanan bir marketler zincirine ulaşır.

Ve, iş bu minvaldeyken, bir gün hastalanıp hastaneye kaldırılır.
Doktorlar az bir ömrünün kalmış olabileceğinden endişe ederler. Bunun
üzerine, adam artık yetişkinliğe adım atmış üç çocuğunu yanına çağırır
ve onlara bir görev verir: "İçinizden biri yıllar boyu uğraşarak
kurduğum şirketimin başına geçecek. Hanginizin bunu hak ettiğine karar
vermek için ise, her birinize birer dolar vereceğim. Şimdi gidip bu
birer dolarla ne alabiliyorsanız alacaksınız, ama bu akşam geri
döndüğünüzde paranızla aldığınız şey hastane odamı bir uçtan bir uca
doldurmalı."

Çocuklar bu başarılı şirketi yönetme hakkına tek başına sahip olma
fırsatı karşısında heyecana kapılırlar. Üçü de şehre gidip parasını
harcar. Akşam geri döndüklerinde babaları sorar: "Evlatlarım, bir
dolarla ne yaptınız?" Birinci çocuk cevap verir:

"Arkadaşımın çiftliğine gittim, bir dolarımı verdim ve iki balya saman
aldım." Sonra odadan dışarı çıkar, saman balyalarını getirir, açar ve
havaya savurmaya başlar. Oda bir anda samanlarla dolar. Ama biraz
sonra samanların tamamı yere iner. Ancak, babanın istediği şekilde
odayı bir uçtan öbür uca dolduramaz.

Adam ikinci çocuğuna yönelir: "Peki oğlum, sen paranla ne yaptın?"
Çocuk, "Yorgancıya gittim. İki tane yastık aldım" der. Bunu
söyledikten sonra da yastıkları içeri getirir, açar ve tüyleri bütün
odaya dağıtır. Birkaç dakikalığına neredeyse bütün oda tüylerle dolar,
ama yavaş yavaş tüyler yere iner ve bu çocuğun da odayı dolduramadığı
görülür.

Sıra, son çouğa gelmiştir. Hasta yatağında hafifçe doğrulan adam, "Sen
evlâdım der, "Sen paranı ne yaptın?" Çocuk, "Babacığım!" der,
"Dolarımı cebime koyup senin yıllar önce açtığın ilk dükkânın gibi bir
dükkana gittim. Dükkanın sahibine parayı verdim ve bozmasını istedim.
Dolarımın 50 centini İncil'de yazıldığı üzere çok değerli bir şey için
harcadım. 20 centini şehrimizdeki iki yardım kurumuna bağışladım. 20
cent de kiliseye verdim. Böylece bir onluğum kaldı. Bununla da iki şey
aldım."

Bunu der demez çocuk elini cebine atıp bir kibrit kutusu ve bir mum
çıkarır. Işığı kapatıp mumu yakınca, oda mumun yaydığı ışıkla dolar.
Saman veya tüy bir dolarla odayı doldurmaya yetmemiştir, ama üç-beş
sente alınan bir mum ile kibrit sayesinde bütün oda bir uçtan öbür uca
ışıkla dolmuştur.

Baba memnundur. "Çok iyi oğlum!" der. "Benden sonra işlerimin ve
ailemin başına sen geçeceksin. Çünkü, hayata dair çok önemli bir şeyi,
ışığını yaymayı öğrenmişsin."

CABBARİ
14-01-2006, 14:43
hayat nsana birçok fırsatlar vermiştir yeterki kullanmasını bilelim...
selametle..

davutkorucu
21-04-2007, 23:58
paylaşım için teşekkürler