PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Türk insanı hangi "hurafelere" inanıyor?



ruzgarm
06-06-2006, 12:00
Türk insanı hangi "hurafelere" inanıyor?

Diyanet İşleri Başkanlığı, kapsamlı bir araştırma yaparak Türk insanının inandığı 'hurafe'lerin listesini çıkardı.
Türkiye genelinde toplam bin 380 çeşit hurafe olduğunu tespit eden Diyanet, hurafelere karşı savaş açtı. Diyanet, cenazenin 7, 40 ve 52. gecesiyle ölüm yıldönümlerinde hatim ve mevlit okumak-okutmayı da hurafe saydı. Diyanet, defin esnasında kürek yere konulmadan alınırsa alanın öleceğine inanmak, ölen kişinin ruhu gelir diye cenaze evini sürekli ışıklandırmak, yeni doğan çocuğun dindar olması için göbeğinin kesilerek cami avlusuna bırakılması, cami anahtarının konuşamayan çocuğun ağzına sokulup çıkarılması gibi birçok inanışın da hurafe olduğunu açıkladı.

Diyanet İşleri Başkanlığı, aylar süren bir çalışma sonrasında Türk halkının inandığı 'hurafe'lerin listesini çıkardı.
Hurafelere karşı savaş açan Diyanet, hurafeleri 'dini hayatın gelişmesinin önündeki en büyük engel' olarak nitelendirdi. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından il müftülüklerinden elde edilen veriler ışığında hazırlanan '21. yüzyılın Türkiye'sinde Hurafeler' başlıklı raporda, Türkiye genelinde toplam bin 380 hurafe olduğu açıklandı.

Diyanet'in 'hurafe' çalışmasına göre en fazla hurafe aileyle ilgili konularda görülüyor. Aileyle ilgili hurafeleri, 'uğur-uğursuzluk', 'cenaze', 'şifa' ve 'türbe' gibi konulardaki hurafeler izliyor. Diyanet, Türkiye genelinde aile konusunda 335 hurafe, uğur ve uğursuzluğa inanma konusunda 319, cenaze 272, şifa konusunda 78, türbe-yatır konusunda 73, hıdrellez konusunda 49, baht açılması konusunda 39, namazda 36, nazarda 31, duada 26, adakta 25, hac konusunda 23, mübarek gün ve gecelerle ilgili 17, misafirle ilgili 12, bayramla ilgili 12, sihir-büyü-fal konusunda 9, cin-peri konusunda 9, aşure konusunda 8, helal-haram konusunda 7, muskayla ilgili 6, ay ve güneş tutulmasıyla ilgili de 2 adet hurafe bulunduğunu tespit etti.

Diyanet araştırmasına göre, Türkiye'de aile konusunda inanılan hurafelerden bazıları şöyle:

"Sünnet olan çocuk için oklava çevirmek, yeni doğan çocuğun dindar olması için göbeğinin kesilerek cami avlusuna bırakılması, konuşamayan çocuğun konuşabilmesi için cuma namazından sonra müezzin tarafından cami anahtarını çocuğun ağzına sokup çıkarmak, yürüyemeyen çocukların ayaklarına ip bağlayarak cuma namazından çıkan ilk kişiye ipi kestirmek, kırkı çıkmamış bir bebeğin tırnağı kesilirse o çocuğun hırsız olacağına inanmak, çocukları olmayanların çocuklarının olması için deve dili veya etini yedirmek, hamile kadınların saçlarını kesmemeleri, nikah anında gelin ya da damattan kim önce diğerinin ayağına basarsa evde onun sözünün geçeceğine inanmak."

Araştırmada, Türkiye genelinde en yoğun olarak görülen hurafe çeşitlerinden birinin de 'uğur ve uğursuzlukla' ilgili olduğu vurgulandı. Çalışmada, uğur ve uğursuzlukla ilgili bazı hurafeler de şöyle sıralandı:

"Baykuş ötmesi, kara kedinin insanın önünden geçmesi, horozun vakitsiz ötmesi, insan ve araçların önünden tavşanın geçmesi, iki bayram arasında nikah ve düğün yapmak, gece vakti tırnak kesmek, salı günü, akşamları sakız çiğnemeyi ölü eti çiğnemek gibi kabul etmek, gece aynaya bakmak, gece ev temizlemenin fakirlik getireceğine inanmak, elden ele sabun, bıçak, makas, iğne, soğan gibi malzemeleri vermek, kişinin üzerinde dikiş dikilmesi halinde ağza çöp alınması gerektiğine inanmak. Sol gözün seğirmesini kötüye, sağ gözün seğirmesini hayra yormak, kadının erkeğin önünden geçmesi durumunda erkeğin nasibinin kesileceğine inanmak, ezan okunurken köpeklerin ulumasını kötüye yormak, ceviz diken kimsenin ömrünün kısa olacağına inanmak, cam ve porselenin aniden düşüp kırılmasıyla bir belanın defedileceğine inanmak, merdiven altından geçmeyi uğursuz saymak, cuma günü ekmek pişirilmesi halinde meleklerin kanatlarının yanacağına inanmak."

Diyanet'in araştırmasına göre, cenazenin 7, 40 ve 52. gecesiyle ölüm yıldönümlerinde hatim ve mevlit okumak-okutmak da hurafe. Defin esnasında kürek yere konulmadan alınırsa, alanın öleceğine inanmayı, ölen kişinin ruhu gelir diye cenaze evini sürekli ışıklandırmayı hurafe sayan Diyanet, cenazeyi götürürken alkışla uğurlamanın, arkasından yüksek sesle zikir yapmanın, slogan atmanın, üzerine çiçek serpmenin, cenaze ve mezara çelenk koymanın, mezarın üstünü beton veya mermerle kapatmanın, kabir üzerine türbe yapmanın ve resim koymanın da hurafe olduğunu açıkladı. Araştırmada, 'hurafe' sayılan diğer inanışlar da şöyle sıralandı:

"Hastaların başının üstünde tuz gezdirmek, köz söndürmek, kurşun döktürmek, ağaçlara bez-çaput bağlamak, türbelere adakta bulunmak, dilek taşlarına taş yapıştırmak, bereket için türbelere para atmak, çocuğu olmayanları şeyhe ve türbeye götürmek, muska yazdırmak, cuma selası okunurken bekar kızların bahtları açılması için kilit açtırmak, camiye giderken cami duvarını öpmek, nazar değmemesi için hayvan başı-boynuzu, kaplumbağa kabuğu, kara çalı dikeni, at nalı, sarımsak ve nazar boncuğu takmak, kurşun döktürmek, misafirin ve askere gidenin arkasından su dökmek, falcılara-büyücülere gitmek, yıldıznameye baktırmak, kahve falına bakmak, ay ve güneş tutulmasını kötüye yorumlamak, ay ve güneş tutulması sırasında silah atmak-teneke çalmak."