PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Peygamberimizin geçmiş kitaplardaki isimleri



umut55
25-08-2010, 14:41
Dr. Ali Budak’ın kitaplaştırılan ilmi çalışması “İsim ve Sıfatları ile Efendimiz” araştırmasında, Hz Muhammed'in; Kuran'ı Kerim'de geçen isim ve sıfatları, Hadislerde ve İslami eserlerde geçen adları ve sıfatları, Geçmiş Kutsal Kitaplarda yer alan isimleri ve ümmetinin ona verdiği isimler zikrediliyor ve onun bütün ve isim ve sıfatları konusunda değerlendirmeler yapılıyor.


Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)

kellebekir
25-08-2010, 14:45
bilgi için teşekkürler

umut55
25-08-2010, 14:45
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)


Kitapta yer alan bilgilere göre İslam Alimi Suyuti, peygamberimizin Kuran'da açık isim olarak 79, türemiş isim olarak 44 adının bulunduğunu belirtiliyor. Yine aynı kaynağa göre Hz. Muhammed'in Hadislerde ve Semavi kitaplarda 235 ismi ve 4 künyesi bulunuyor. Tümünün toplamı 337 yapıyor ki kendisi de 340 küsur ifadesini kullanmıştır.

Kitapta yer alan bilgilere göre Peygamberimizin geçmiş kitaplarda yer alan adlarının listesi şu şekilde:

umut55
25-08-2010, 14:47
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)

TÎB, MÂZMÂZ
Mâzmâz ismi İbranicedir. İslâm'a giren bazı Yahudi âlimlerinden nakledilmiştir ki, manası 'tîb tîb' yani 'çok güzel kokulu' demektir. Resûlullah Efendimiz Hazretlerinin güzel kokulu olduğu ve bütün temizlerin en yücesi olduğu şüphesizdir. Buna, mübarek terinin çok güzel kokulu olması yeterli bir delildir. İnsanlar, O'nun misk-ü ammer terini koku olarak sürünmek için alırlardı. Evet, bütün kâinat, O'nunla yücelir, bütün kalpler O'nunla gıdalanır ve hoş olurdu.

umut55
25-08-2010, 14:50
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)


KUSEM, KASÛM
Bu isimlerin manası Kadı İyâz'ın belirttiğine göre, "bütün hayırları kendinde toplayan" demektir. Bunun yanı sıra insanları hayırda toplamasından, verip ihsan etmesinden dolayı da bu sıfatı aldığı belirtilmiştir. Efendimiz şöyle buyurmaktadır ki: "Bana melek gelerek şöyle dedi: "Sen bir kusemsin." (Yani toplayıcı). Bu isim, Efendimiz'in Arapçadaki el-Câmi' ismine tekabul etmektedir. "Bütün hayırları kendinde toplayıcı" manasına gelen bu sıfat, fazilet ve güzel ahlâkı tamamlamak üzere gönderilmiş olan Efendimiz'in en câmi' sıfatlarından birisidir.

NeRoMaN
25-08-2010, 14:50
Bilgi için teşekkürler

umut55
25-08-2010, 14:54
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)

HİMTÂYÂ, HİMYÂTÂ
Himyâtâ veya Himtâyâ, Haremi koruyan, himaye eden manasına gelmektedir. İbn-i Esir el-Herevî der ki: "Kâ'b'ın (radıyallâhu anh) rivayet ettiği bir hadiste şu kayıtlar geçmektedir: "Semâvî kitaplarda Resûlullah Haz-retlerinin şerefli isimleri Muhammed, Ahmed ve Himyâtâ'dır." Ebu Amr da şöyle der: "İslâm'a giren Yahudi âlimlerinin ba-zısından bu ismin manasını sordum. Dediler ki: Manası, "Haremi haramdan korur ve helâle izin verir", demektir."

umut55
25-08-2010, 14:56
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)

AHYED, UHÎD
Bu ismin meşhur okunuşu Ahyed, fakat bazı eski Şifa nüshalarında okunuşu Uhîd şeklindedir. İmam-ı Nevevi Tehzibü'1-Esmâ adlı kitabında İbn-i Abbas (radıyallâhu anh) Hazretlerinden Resûlullah Efendimiz'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Benim adım Kur'ân'da Muhammed'dir. İncil'de Ahmed, Tevrat'ta da Ahyed'dir. Ben Ahyed ismiyle şunun için isimlendirildim ki, cehennem ateşini ümmetimden başka tarafa, (bölgeye, yöne) çeviririm." Hâsılı bu isim, Efendimiz'in, dünyada hidayetiyle, âhirette de şefaatiyle ümmetini cehennem ateşin den koruyacağını anlatan bir isimdir.

umut55
25-08-2010, 14:58
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
MÜNHAMİNNÂ, MAWHAMANA
Bu isim, Menhamennâ şeklinde de okunmuştur. Bu ismin Süryanîce'de mânası "Muhammed" demektir. Hz. Peygamber (aleyhisselâm) bir hadisinde: "Benim adım yerde Muhammed, göklerde ise Ahmed'dir" buyurur. Bu iki isim de çok övülen mânas ında olup mânaları birbirine yakındır. Yuhanna İncili 14,16 cümlesinde geçen, "Parakletos" sözünü Hıristiyanlar "teselli edici" diye çevirirler. (Oysa bu manalara gelmez.) Bu kelime, Hz. Isâ'nın yaşadığı çevrenin dili olan Aramice'de Mawhamana'nın tam Yunanca karşılığı olan Periklitos (çok övülen) isminin bozulmuş şeklidir. (Hz. Isâ zamanında Yahudiler İbranîce değil, Aramîce konuşurlardı). Periklitos ile Parakletos fonetik olarak birbirine yakın olduğundan bazı çevirmenlerin veya sonraki dönemlerdeki kâtiplerin bu iki kelimeyi birbirine karıştırdıkları anlaşılıyor. Müslümanlar burada, Hz. Muhammed'in (aleyhisselâm) müjdelendiğini görürler. 8. asır tarihçilerinden İbn İshak mezkûr İncil cümlesini naklederken "Biriklitus" diye yazmış ve bunun Rumcada "Muhammed" mânasına geldiğini söylemiştir. Kim bilir, muhtemelen onun devrindeki İncillerde Parakletos yerine Periklitos yazılı idi.

umut55
25-08-2010, 15:00
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)


MUHÎMÜ'S SÜNNE, KAYYİM
Efendimiz'in bu ismi, "Sünneti ikame eden, ayakta tutan, sünneti yaş atan" manalarına gelir. Kâdî İyaz'ın Şifâ adlı eserinde zikredilen bu isim ile ilgili Hazret-i Dâvûd aleyhisselâm'ın şöyle dua ettiği bildirilir: "Allahım, fetret zamanında sünneti ikame eden (ayakta tutan) Muhammed' i (aleyhisselâm) bize gönder." Böylece bu şerefli isim Hazret-i Dâvûd'un duasından alınmıştır

umut55
25-08-2010, 15:03
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)

MÜTEVEKKİL
Efendimiz'in "tevekkül eden" manasına gelen ismidir. Bu ismin Tevrat'ta geçtiği de belirtilir: Abdullah b. Amr naklediyor: Nebi'nin (sallallâhu aleyhi ve sellem) Tevrat'taki sıfatını şöyle okudum: "Muhammed Allah Resûlü'dür. Kulum ve elçimdir. Ben O'nu mütevekkil diye adlandırdım. Ne anlayışsızdır ne de katı kalpli. Sokaklarda bağırıp çağıran biri değildir. Kötülüğe kötülükle karşılık vermez. Af edip bağışlar. Eğri sapık milletleri kendisi ile doğrultmadıkça O'nun canını almayacağını, tâ ki onlar "Lâ ilahe illallah" deyinceye kadar." Bu isme en lâyık olan Efendimiz'dir. Çünkü dini insanlar arasında yerleştirmek için hiç kimsenin yapamayacağı şekilde Allah'a tevekkül edebilen ancak o olmuştur.

umut55
25-08-2010, 15:07
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)

MÜTEVEKKİL
Efendimiz'in "tevekkül eden" manasına gelen ismidir. Bu ismin Tevrat'ta geçtiği de belirtilir: Abdullah b. Amr naklediyor: Nebi'nin (sallallâhu aleyhi ve sellem) Tevrat'taki sıfatını şöyle okudum: "Muhammed Allah Resûlü'dür. Kulum ve elçimdir. Ben O'nu mütevekkil diye adlandırdım. Ne anlayışsızdır ne de katı kalpli. Sokaklarda bağırıp çağıran biri değildir. Kötülüğe kötülükle karşılık vermez. Af edip bağışlar. Eğri sapık milletleri kendisi ile doğrultmadıkça O'nun canını almayacağını, tâ ki onlar "Lâ ilahe illallah" deyinceye kadar." Bu isme en lâyık olan Efendimiz'dir. Çünkü dini insanlar arasında yerleştirmek için hiç kimsenin yapamayacağı şekilde Allah'a tevekkül edebilen ancak o olmuştur.

kellebekir
25-08-2010, 15:38
Çok güzel bir çalışma ellerine sağlık umut kardeşim

BLADE01
25-08-2010, 15:47
Allah razı olsun bilgiler için

umut55
25-08-2010, 17:44
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)


SAHİBU'L KADÎB
Kadîb, sözlükte ağaç dalı manasına gelmektedir. Bu isim İncil'de şu şekilde geçmekte ve açıklanmaktadır: Onun yanında demirden bir kadîb vardır ki, onunla savaşır. Ümmeti de böyledir. Yani netice olarak burada kılıç kastedilmektedir. Ve yine hidayete vesile olması açısından Efendimiz'in savaş etmesine izin verildiğini anlatmaktadır. Bu isim semâvî kitaplarda da geçmektedir

umut55
25-08-2010, 17:45
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
SAHİBU'L HİRÂVE
Hirâve, sözlükte asâ ve sopa için kullanılan bir kelimedir. Bazı rivayetlerde Efendimiz Hazretlerinin elinde asâsı bulunurdu. Onu önünde tutarak götürürlerdi. Bir yerde namaz kılacak olsa önüne koyar, ona doğru namaz kılarlardı. Ayrıca âsânın bir tevazu işareti olarak değerlendirilebileceğini bildiren âlimler de bulunmaktadır. Bu isim, Efendimiz'in bir sıfatı olarak semâvî kitaplarda da geçmektedir

umut55
25-08-2010, 17:48
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)

SAHİBU'L TÂC, SAHİBU'L İMÂME
Bu isimde geçen tâc kelimesinden kasıt "imâme" yani "sarık"tır. O halde ismin manası "sarık sahibi" olmaktadır. Sarık, Efendimiz zamanında sadece Araplar arasında kullanıldığından Efendimiz'in bu isimle yâd edildiği ifade edilir. Bu ifadeler semâvî kitaplarda da geçmektedir

umut55
25-08-2010, 17:50
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
SAHİBU'L CEMEL, SAHİBU'L MİDRAA, SAHİBÜ'L NA'LEYN
Sahibu'l-Cemel, "deve sahibi, deveye binen" anlamına gelir. Sâhibu'n-Na'leyn de takunyaları olan, iki ayakkabı sahibi manalarındadır. Bu iki isim Efendimiz'in tevazusu nedeniyle verilmiş olabilir. Sâhibu'l-Midraa da "zırh sahibi, savaşlarda zırh kullanan" manasına gelen bir isimdir ki bu üç ismin de Hz. İsa'ya Allah tarafından söylendiği ve Efendimiz'i tasdik etmesi istendiği bildirilmektedir.

umut55
25-08-2010, 17:52
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
AHMED
Himda, "Ahmed" manasına gelir. Yunancadaki Periclytos kelimesi Himda'nın Grekçeye tercüme edilmiş şekli olmalıdır. Bu kelime, "şanı, şöhreti en yüksek ve en çok hamdeden" manasına gelmektedir.

umut55
25-08-2010, 17:54
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
RESÛL
Tevrat'ta sözü edilen Şiloh, şâluh (gönderilmiş kimse, resûl, haberci) veya şiluah, şâluah (Allah'ın Resûlü) veyahut Şilya (barış, güven, sessizlik) kelimeleriyle alakalıdır. Şilo'nun kelime manası, saltanat ve şeriat sahibi, büyük ve kanun koyucu otoritesi olan, milletlere hükmeden şahıs gibi manalara gelmektedir. "Şilo gelinceye kadar, Saltanat Âsası Yahuda'dan, Hükümranlık âsası da ayaklarının arasından ayrılmayacaktır. Ve insanların itaati de O'na olacaktır."

umut55
25-08-2010, 17:56
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
İNSANOĞLU
Tevrat'ta geçen Barnaşa, "insanoğlu" manasına gelmektedir. Efendimiz, Tevratta geçen Daniel'in rüyâsında sözü edilen insanoğludur. Bu isim, Tevrat'ta şu şekilde geçer: "Yeryüzünün bütün kavim ve milletleri, O'nun yani Barnaşa'nın veya en yüce olanın sevgili kullarının hizmetine gireceklerdir." Bu isim İncilde de şöyle geçer: "İnsanoğlu, hizmet edilmeye değil, hizmet etmeye geldi

umut55
25-08-2010, 17:57
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
EFENDİ (ADON)
Hz. Dâvûd'un şiire benzer şöyle bir sözü vardır: "YaHVaH, Adon'a dedi ki: Düşmanlarını ayaklarının altına basamak yapıncaya kadar sağımda otur." Bu ifadedeki YaHVaH, Rab ve Allah manasınadır. Fakat Adon bütün tercümelerde yine Rab olarak tercüme edilmiştir. Oysa Adon, kumandan, bey, efendi, emir, seyyid gibi anlamlara gelmektedir. Dolayısıyla bu kelimeyi Efendi olarak tercüme etmek uygundur. Burada Hz. Dâvûd'un (aleyhisselâm) Efendim diye hitap ettiği şahsın da Hz. Muhammed (sallallâhu aleyhi ve sellem) Efendimiz olduğu belirtilmiştir. Allah'tan sonra insanlığın en şereflisi hariç hiçbir varlığın Hz. Dâvûd'un efendisi olduğu kabul edilemez. O halde "Allah'ı görüp kavrayabilme kabiliyetine sahip bir kimsenin bu hususta bütün insanların en şereflisi, en çok övülmüşü ve en beğenileni olmalıdır" şeklindeki bir mantık makuldür. Burada sözü edilen Efendi'nin Seyyidu'l-mürselin olan Hz. Muhammed'in olması kuvvetle muhtemeldir

umut55
25-08-2010, 17:59
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
BARAKLÎT, FARAKLÎT
Bu iki ismin manası, "Hak ile bâtılın arasını ayırıcı, Hakk'ın ruhu" demektir. Bu sıfat İncil'de geçmektedir ve Efendimiz kastedilmektedir. Bu iki isim, "hamdeden, Fâruk ve hakperest" mânalarına da gelmektedir.

umut55
25-08-2010, 18:01
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
EL MÜŞEFFAH
Bu isim, Müşakkah şeklinde de okunmuştur. Bu da Süryanîce'de Mahmûd, yani "övülmüş" manasına gelmektedir.

umut55
25-08-2010, 18:02
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)

NETİCE
Bunlardan başka karinelerle Kutsal kitaplarda geçen ve zamanla tevil edilerek başka anlamlar kazanan pek çok kelime bulunmaktadır. Bunların bazıları da Efendimiz' i (sallallâhu aleyhi ve sellem) işaret etmektedir. Mesela Hz. Yahya'nın haber verdiği kuvvetli peygamber, "Kendisinden sonra gelecek ve önünde eğilip pabuçlarının iplerini çözmeye dahi layık olamayacağı kadar büyük ve muhteşem bir peygamber" gibi ifadeler de Allah Resûlü'nü anlatmaktadır. Biz burada konuyu ayrıntısıyla ele almadığımız için bu kadarla yetiniyoruz