NeRoMaN
01-09-2010, 19:50
Nur Çintay
Radikal'e veda: Falımda ayrılık çıktı!
Ben fala çok meraklı biri değilim. Kahve içtikten sonra kapatalım, biri de falımıza baksın, kuş görsün, balık görsün, yol, yük, kısmet, en çok da harf görsün bayılırım. Ama profesyonel bir falcıya en son 20 sene önce gitmişimdir.
Astrolojiye de pek ilgim olduğu söylenemez. Burcumu, günlük falımı takip etme telaşım yoktur, yükselenimden bile şüpheliyim.
Fakat temmuz itibarıyla, Ayşe Arman’ın 40’ından sonra Bono’yu keşfetmesi gibi, ben de astrolojiyle yeni bir ilişki kurdum.
Daha doğrusu Susan Miller’la.
Temmuz başında, İsmet Berkan’ın Radikal’den ayrılacağının belli olmasıyla beraber, bizi nasıl bir gelecek bekliyor bakalım diye, Begüm Astrologyzone’dan her birimizin falını okumaya başladı.
Ben Aslan burcuyum. Ve o temmuz falımı ömrüm oldukça unutmam. Susan Miller sanki Bağcılar’dan, Doğan Medya Center’ın üçüncü katından, Radikal’in yazı işleri masasından bildiriyordu.
Lafa, işinizde bazı değişiklikler olduğunu görmüşsünüzdür, daha görmediyseniz de yakındır, diye başlıyordu. Devamıysa hiç muallakta bırakmıyordu: Yaratıcılığınızı kullandığınız ve sonucuna da çok önem verdiğiniz mühim bir vazifeyi bitiriyorsunuz!
O arada şirket başka bir merkeze geçiyordu, yeni teçhizat ve programlar söz konusuydu (Hürriyet binasına taşınma ve indesign kurslarından bahsediyor)! Bu sırada ben de yeni alışkanlıklar geliştirmeli, spora filan başlamalıydım!
Alacağım toplu para beni bir anda ‘milyoner’ yapmayacaktı (Tazminatımı küsuratıyla hesap etmeye üşenmiş ya da İnsan Kaynakları’nın alanına girmeye çekinmiş olmalı), zaten de eylül itibarıyla masraflarım azalacaktı.
Ama daha çok seyahat edeceğim, sefa süreceğim, sorumluluklardan azade olacağım da bir dönem geliyordu.
Mukayeseli okuduğunuzda, Susan Miller’a saygı duruşu elzemdi. Mesela Begüm’ün burcunda da “Bir kadın yönetici ayrılabilir ya da işin organizasyonel hiyerarşisinde bazı değişiklikler olabilir” diyordu!
Detaylar için 1 Ağustos’u ellerimizi ovuşturarak bekledik. Ağustosta gezegenler darmadağın oldu ama benim açımdan her şey tutarlıydı, temmuz ve ağustos falımın ortak cümlesi hayatımda ‘yeni bir chapter’ açıldığıydı.
Günlük rutinim değişecekti. İş hayatımda bazı değişiklikler yapacak ve bunların sonucunda bir ferahlama duyacaktım. Yeni sayfalar ve taze başlangıçlar bekliyordu. Susan Miller işten çıkışımı verirken gayet dobraydı!
Evet, bu benim son yazım.
Geçen gün sekiz demişim parmak hesabında çuvallayıp, şaka maka dokuz yılım bitmiş Radikal’de.
Bunun son dört buçuk yılının, hani iki şapkalı diyorlar ya, öyle de bir modeli vardı: Radikal Cumartesi. Çok zevk alarak yaptığımız işler oldu, çok gülerek geçirdiğimiz geceler oldu, Radikal Cumartesi’yi var edenlere canı gönülden teşekkür etmem gerek: Ersin Yuvarlak, Bahar Çuhadar ve Elif Türkölmez olmasaydı, çok şey eksik kalırdı. Begüm Soydemir, Pınar Öğünç ve çok defalar hayatımızı kurtaran Mert Güreli olmasaydı, Radikal Cumartesi zaten bu Radikal Cumartesi olamazdı. Onların hakkı benimkinden kat be kat fazladır.
Gelelim yazılara. Bu dokuz sene içinde çok iltifat aldım, çok hakaret yedim, hakikaten çok şey öğrendim. Dünya kadar hatam olmuştur eminim, şimdi yazsam öyle değil şöyle yazardım diyeceğim sürüyle yazı, ayarımın kaçtığı ve kırdığım onlarca insan… Sadece şunu söyleyebilirim: Bunların hiçbirini bir hesapla yapmadım ve çok da kötü bir insan sayılmam! Bu son satırları yazdığım dakikalarda Susan Miller’ın eylül raporu henüz sitesinde değil. Her ayın 1’inde yayımlanıyor çünkü.
Yani siz bu yazıyı okuduğunuzda, olacak! Bakalım hayat neler getirecek…
Hepimize iyi tatiller…
Radikal'e veda: Falımda ayrılık çıktı!
Ben fala çok meraklı biri değilim. Kahve içtikten sonra kapatalım, biri de falımıza baksın, kuş görsün, balık görsün, yol, yük, kısmet, en çok da harf görsün bayılırım. Ama profesyonel bir falcıya en son 20 sene önce gitmişimdir.
Astrolojiye de pek ilgim olduğu söylenemez. Burcumu, günlük falımı takip etme telaşım yoktur, yükselenimden bile şüpheliyim.
Fakat temmuz itibarıyla, Ayşe Arman’ın 40’ından sonra Bono’yu keşfetmesi gibi, ben de astrolojiyle yeni bir ilişki kurdum.
Daha doğrusu Susan Miller’la.
Temmuz başında, İsmet Berkan’ın Radikal’den ayrılacağının belli olmasıyla beraber, bizi nasıl bir gelecek bekliyor bakalım diye, Begüm Astrologyzone’dan her birimizin falını okumaya başladı.
Ben Aslan burcuyum. Ve o temmuz falımı ömrüm oldukça unutmam. Susan Miller sanki Bağcılar’dan, Doğan Medya Center’ın üçüncü katından, Radikal’in yazı işleri masasından bildiriyordu.
Lafa, işinizde bazı değişiklikler olduğunu görmüşsünüzdür, daha görmediyseniz de yakındır, diye başlıyordu. Devamıysa hiç muallakta bırakmıyordu: Yaratıcılığınızı kullandığınız ve sonucuna da çok önem verdiğiniz mühim bir vazifeyi bitiriyorsunuz!
O arada şirket başka bir merkeze geçiyordu, yeni teçhizat ve programlar söz konusuydu (Hürriyet binasına taşınma ve indesign kurslarından bahsediyor)! Bu sırada ben de yeni alışkanlıklar geliştirmeli, spora filan başlamalıydım!
Alacağım toplu para beni bir anda ‘milyoner’ yapmayacaktı (Tazminatımı küsuratıyla hesap etmeye üşenmiş ya da İnsan Kaynakları’nın alanına girmeye çekinmiş olmalı), zaten de eylül itibarıyla masraflarım azalacaktı.
Ama daha çok seyahat edeceğim, sefa süreceğim, sorumluluklardan azade olacağım da bir dönem geliyordu.
Mukayeseli okuduğunuzda, Susan Miller’a saygı duruşu elzemdi. Mesela Begüm’ün burcunda da “Bir kadın yönetici ayrılabilir ya da işin organizasyonel hiyerarşisinde bazı değişiklikler olabilir” diyordu!
Detaylar için 1 Ağustos’u ellerimizi ovuşturarak bekledik. Ağustosta gezegenler darmadağın oldu ama benim açımdan her şey tutarlıydı, temmuz ve ağustos falımın ortak cümlesi hayatımda ‘yeni bir chapter’ açıldığıydı.
Günlük rutinim değişecekti. İş hayatımda bazı değişiklikler yapacak ve bunların sonucunda bir ferahlama duyacaktım. Yeni sayfalar ve taze başlangıçlar bekliyordu. Susan Miller işten çıkışımı verirken gayet dobraydı!
Evet, bu benim son yazım.
Geçen gün sekiz demişim parmak hesabında çuvallayıp, şaka maka dokuz yılım bitmiş Radikal’de.
Bunun son dört buçuk yılının, hani iki şapkalı diyorlar ya, öyle de bir modeli vardı: Radikal Cumartesi. Çok zevk alarak yaptığımız işler oldu, çok gülerek geçirdiğimiz geceler oldu, Radikal Cumartesi’yi var edenlere canı gönülden teşekkür etmem gerek: Ersin Yuvarlak, Bahar Çuhadar ve Elif Türkölmez olmasaydı, çok şey eksik kalırdı. Begüm Soydemir, Pınar Öğünç ve çok defalar hayatımızı kurtaran Mert Güreli olmasaydı, Radikal Cumartesi zaten bu Radikal Cumartesi olamazdı. Onların hakkı benimkinden kat be kat fazladır.
Gelelim yazılara. Bu dokuz sene içinde çok iltifat aldım, çok hakaret yedim, hakikaten çok şey öğrendim. Dünya kadar hatam olmuştur eminim, şimdi yazsam öyle değil şöyle yazardım diyeceğim sürüyle yazı, ayarımın kaçtığı ve kırdığım onlarca insan… Sadece şunu söyleyebilirim: Bunların hiçbirini bir hesapla yapmadım ve çok da kötü bir insan sayılmam! Bu son satırları yazdığım dakikalarda Susan Miller’ın eylül raporu henüz sitesinde değil. Her ayın 1’inde yayımlanıyor çünkü.
Yani siz bu yazıyı okuduğunuzda, olacak! Bakalım hayat neler getirecek…
Hepimize iyi tatiller…