Orijinalini görmek için tıklayınız : 16/06 Türkiyede neler oluyor
Özgür Erge
16-06-2006, 03:44
Van'da park halindeki bir araç patladı 16.06.2006 01:28
VAN (İHA) - Van'da park halindeki bir araca yerleştirilen bomba büyük bir gürültü ile patladı.
Edinilen bilgiye göre, Kazım Karabekir caddesi üzerinde park halindeki araca henüz kimliği belirlenemeyen kişi ya da kişilerce bomba yerleştirildi. Bomba gece 01.00 sıralarında büyük bir gürültü ile patladı. Olay yerini kordon altına alan polis geniş güvenlik önlemleri alarak çalışmalara başladı. Ölü ve yaralının olmadığı olayla ilgili soruşturma sürüyor.
Özgür Erge
16-06-2006, 03:52
Çanakkale'de radyasyon paniği yaşanıyor 16.06.2006 03:05
Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'na bağlı ekiplerin Çanakkale'nin Ezine İlçesi'ne bağlı Geyikli Beldesi'nde Hantepe Plajı'nın bulunduğu bölgede yaptıkları ölçümlerde, radyasyon değerleri yüksek çıkınca, bölge güvenlik açısından şeritle çevrilerek kapatıldı.
Dün sabah erken saatlerde Ezine İlçesi'ne bağlı Geyikli Beldesi sahillerinde radyasyon ölçümlerine başlayan Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'na ekipleri, Hantepe Plajı'nın bulunduğu bölgede radyasyon değerlerini normalin üstünde tespit etti. Bunun üzerine jandarmanın da yardımı ile bölge "Radyasyon" yazılı şeritle çevrildi. Denize giren kişiler ve aynı bölgede çadır kuran vatandaşlar güvenlik açısından bölgeden uzaklaştırıldı. Yetkililer, bu bölgede yapılan ölçümlerde radyasyon değerlerinin bir miktar fazla olması sebebiyle güvenlik açısından bölgenin güvenlik kordonu altına alındığını belirtti. 3 gün süre ile bölgede araştırmaların devam edeceğini belirten yetikliler, daha sonra tekrar ölçüm yapılacağını açıkladı.
Bu arada Geyikli Belediye Başkanı Mustafa Çiçek de, olayın ardından bölgeye giderek incelemelerde bulundu. Bu bölgede bulunan yazlıkçılarla görüşen Başkan Çiçek, bu olayın kendileri açısından bir sürpriz olduğunu belirterek, "Özellikle yaz mevsimi ile birlikte bu bölge yazlıkçıların akınına uğramaya başladı. Bu bölge de denize an fazla girilen yerlerden birisi. Yapılan incelemelerde burada radyasyon olduğu ve vatandaşlar için bir tehlike oluşturduğu belirtildi. Bu konuda geniş açıklamanın yapılmasını bekliyoruz" diye konuştu.
Yapılan incelemelerin ardından kordon altına alınan Hantepe Plajı'nın bulunduğu 1.5 kilometrelik bölgede, denize girilmesi ve sahile yaklaşılması yasaklandı.
UYANIK AVUKAT BAŞKASININ ARAZİSİNİ MNG HOLDİNG'E SATTI
Antalya Barosu avukatlarından Gürhan Akın, 'sahte mahkeme kararı ve sahte kimlik düzenleyerek' bir başkasına ait 115 dönümlük araziyi MNG Holding'e 1 milyon YTL'ye sattığı iddiasıyla yargılandığı davada, 6 yıl 1 ay 10 gün hapis, 20 bin YTL de para cezasına çarptırıldı.
16 Haziran 2006 Cuma 00:07
Antalya Barosu avukatlarından Gürhan Akın, 'sahte mahkeme kararı ve sahte kimlik düzenleyerek' bir başkasına ait 115 dönümlük araziyi MNG Holding'e 1 milyon YTL'ye sattığı iddiasıyla yargılandığı davada, 6 yıl 1 ay 10 gün hapis, 20 bin YTL de para cezasına çarptırıldı.
Antalya Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürlüğü'nce geçen yıl şubat ayında yapılan soruşturma sonucu, ölen Kadir Ateş adına düzenlenen sahte kimlikle, sanık Hüseyin Akman'a aitmiş gibi gösterilen Kundu bölgesindeki 115 dönümlük araziyi MNG Holding'e sattığı iddia edilen Gürhan Akın, eşi Nurten Akın ve sanık Hüseyin Akman, 3. Ağır Ceza Mahkemesindeki karar duruşmasında hakim karşısına çıktı.
Cumhuriyet Savcısı mütalaasında, sanıklar Avukat Gürhan Akın ile Hüseyin Akman'ın 'nitelikli dolandırıcılık' ve 'resmi evrakta sahtecilik' suçlarından cezalandırılmasını talep etti.
Sanık Gürhan Akın, son savunmasında suçsuz olduğunu ve diğer sanık Hüseyin Akman'ın iftira atmasıyla karşı karşıya kaldığını iddia ederek, sahte mahkeme ilamı tanzim etmediğini, tapudaki işlemlerde de kendisinin imza ve beyanının bulunmadığını öne sürdü.
Söz konusu arazinin suç tarihindeki rayiç değeri ile tapudaki değer arasında yüksek fark olduğunu, alıcının bu farkı görmediğine yönelik beyanların doğru olmadığını savunan Akın, kendisinin tamamen Avukatlık Yasası hükümleri çerçevesinde yasal bir işlem yaptığını savundu.
Avukat olarak bile bile sahtecilik ve dolandırıcılık yapmayacağını ileri süre Akın, 'Hele hele küçük çocuğumun annesi Nurten Akın'ı da bu işe katacak kadar akıl yoksunu bir insan değilim. 11 yıllık avukatım. Beraatımı talep ediyorum' dedi.
Dava konusu olan arazinin satışından elde edilen büyük miktardaki para, banka hesabında çıkan ve söz konusu suçlamalara iştirak ettiği iddiasıyla yargılanan Avukat Akın'ın eşi Nurten Akın da savunmasında, hesabına aktarılan paranın bir kısmının eşinin davayla ilgili avukatlık ücreti olduğunu, diğer kısmının ise EFT yoluyla aktarıldığını ve kime ait olduğunu bilmediğini öne sürdü.
Adına düzenlen sahte kimlikle arazi satışı yapılan Hüseyin Akman da bu olayda suçunun olduğunu ve girmemesi gerektiğini itiraf ederek, 'Sahte nüfus cüzdanını bulan, işlemlerin tamamını yapan Gürhan Akın'dır. Akın, avukatım değildir. Vekaletim kendisinde yoktur. Beni bu işte kullandı. MNG şirketine gidilene kadar bu yerin MNG'ye satıldığını bilmiyordum. Ben suçlu isem Gürhan iki kere suçludur' diye konuştu.
5 YIL HAPİS
Mahkeme heyeti savunmaların ardından verdiği kararda, Nurten Akın'ın suça iştirak ettiğine ilişkin delil bulunmaması nedeniyle beraatine karar verdi. Mahkeme heyeti, Gürhan Akın ve Hüseyin Akman'ın 'nitelikli dolandırıcılık' ve 'resmi evrakta sahtecilik' suçlarından 5'er yıl 13 ay 10 gün hapis cezasına ve 20 bin YTL para cezasına çarptırdı.
Mahkeme Başkanı Mustafa Şahin, dava sürecinde Tapu Sicil Müdürlüğü yetkilileri ile MNG Bank yetkilisi Gürhan Haydar Günal hakkında takipsizlik kararı verildiğini de hatırlatarak, gerek tapu, gerekse banka yetkililerinin yer almadığı kabul edilen eylemlerin oluşumunun meydana gelmesinin akla, mantığa ve olayların akışına uygun düşmediğini söyledi.
Mahkeme Başkanı Şahin, verilen hükmün kesinleşmesiyle tapu ve MNG Bank yetkilileri hakkında yeniden işlem yapılıp, yapılmayacağının gereğinin, takdiri ve ifası için dosyanın Cumhuriyet Savcılığına gönderilmesine karar verildiğini bildirdi.
Öte yandan, geçen yıl ortaya çıkan olayla ilgili tutuklandığı sırada başka bir davası nedeniyle geçici meslek men cezası bulunan ve tahliye olduktan sonra görevine devam eden Avukat Gürhan Akın ile diğer sanık Hüseyin Akman, temyiz sürecinde tutuklanmayacak.
OLAY
Kundu köyünde Süleyman Kanlı'ya ait 115 dönümlük arazinin, 17 Aralık 2004 tarihinde Kadir Ateş adıyla MNG Holding'e satılmasının ardından, satışının sahte mahkeme kararı ve noter satış sözleşmesiyle, gerçek sahibi Süleyman Kanlı'nın bilgisi dışında gerçekleştiği ortaya çıkmıştı.
Arazi sahibi Süleyman Kanlı'nın suç duyurusu sonucu, Cumhuriyet Savcılığınca yapılan araştırmada, 115 dönümlük arazinin, sahte mahkeme kararı düzenlenerek, gerçekte ölmüş olan Kadir Ateş'in üzerine kaydettirildiği ve satışının bu kişi tarafından yapılmış gibi gösterildiği tespit edilmişti.
Genişletilen soruşturmada, sahte mahkeme kararının, Antalya Barosuna kayıtlı Avukat Gürhan Akın tarafından düzenlendiğini tespit eden Savcılık, satıştan elde edilen 1 milyon YTL'nin 650 bin YTL'sinin Akın'ın eşinin hesabına aktarıldığını belirlemiş ve hesabı bloke ettirmişti. Eşi tutuklanan Gürhan Akın da gıyabi tutuklama kararıyla aranırken, polise teslim olmuş ve tutuklanmıştı. Ölen kişi adına düzenlenen sahte kimliği kullanan Hüseyin Akman da Denizli'de yakalanmıştı.
TECAVÜZ SANIĞI CEZAEVİNDE İNTİHAR ETTİ
Tecavüz iddiasıyla tutuklanan ve Isparta Kapalı Cezaevinde tutuklu bulunan Erdoğan Yalçın'ın (33), cezaevinde intihar ettiği bildirildi.
16 Haziran 2006 Cuma 00:08
Tecavüz iddiasıyla tutuklanan ve Isparta Kapalı Cezaevinde tutuklu bulunan Erdoğan Yalçın'ın (33), cezaevinde intihar ettiği bildirildi.
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, geçen hafta Yedişehitler Mahallesi'nde bir kız çocuğuna tecavüz ettiği iddiasıyla polis tarafından yakalanan ve çıkarıldığı mahkemece tutuklanan Erdoğan Yalçın, bugün kaldığı cezaevinde kendini asarak intihar etti.
Yalçın'ın cenazesi yapılan otopsinin ardından ailesine teslim edildi.
Olayla ilgili soruşturmanın sürdürüldüğü öğrenildi.
İNTİHAR EDEN ADAMIN ÜZERİNDEN KAHIR MEKTUBU ÇIKTI
Cebinden, bir not ile sigara paketi, çakmak ve belediye otobüsü yolcu kartı çıkan kişinin, kimlik bilgilerine ulaşılamadı.
16 Haziran 2006 Cuma 00:08
Çukurova Üniversitesi yerleşkesinde bir kişi ağaçta asılı bulundu Dersten çıkan iki öğrenci, kampüs içindeki ÖSYM Merkezi'nin karşısındaki yeşil alanda bir ağaca asılı ceset gördü.
Öğrencilerin ihbarı üzerine olay yerine gelen polis ekipleri, cesedi indirerek, üzerinde arama yaptı.
Cebinden, bir not ile sigara paketi, çakmak ve belediye otobüsü yolcu kartı çıkan kişinin, kimlik bilgilerine ulaşılamadı.
50 yaşlarındaki şahsın cebinde, 'Sayın yetkili, ailemi bulmaya çalışmayın beni kimsesizler mezarlığına defnedin, benim için yeterli' ve 'Alın dünyanız sizin olsun, kovulunan yerde durulmaz' yazılı not kağıtları bulundu.
Ceset, Adana Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı.
CANIM TÜRKİYEM!.. HAPİSTEKİ MÜDÜRÜN TAYİNİ ÇIKTI
Bir Türkiye klasiği daha gerçekleşti ve cezaevindeki Uşak Müzesi Müdürü Trabzon'a tayin edildi. Uşak Valisi Kavas, tayini doğruladı.
16 Haziran 2006 Cuma 00:17
Bir Türkiye klasiği daha gerçekleşti ve cezaevindeki Uşak Müzesi Müdürü Trabzon'a tayin edildi. Uşak Valisi Kavas, tayini doğruladı.
Uşak Arkeoloji Müzesi'nde sergilenen Karun Hazinesi'nin en değerli parçası Kanatlı Denizatı Broşu'nun sahtesiyle değiştirildiği ihbarı üzerine başlatılan soruşturma kapsamında, 31 Mayıs 2006'da çıkarıldığı mahkemece 7 kişiyle birlikte tutuklanan Müze Müdürü Kazım Akbıyıkoğlu'nun Trabzon'a arkeolog olarak tayin edildiği ortaya çıktı.
Uşak Valisi Kayhan Kavas konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı: “Tayin doğru. Bakanlık müfettişinin hazırladığı rapor doğrultusunda tayini çıktı. Yalnız şu anda müzedeki hırsızlık olayıyla ilgili adli soruşturma devam ettiğinden ve adı geçen şahıs cezaevinde tutuklu bulunduğundan, tayin yazısı kendisine tebliğ edilmemiştir. Akbıyıkoğlu, soruşturmanın selameti açısından tutuklandığı gün bizim tarafımızdan açığa alınmıştı. Çıkarılacağı mahkemede aklanırsa, yeni görev yeri ve tayinle ilgili kendisine tebligat yapılacak. Şu anda görevinde olmaması ve cezaevinde bulunması nedeniyle, asli görev yeri olarak belirlenen yere gidemeyecek.”hürriyet
GÜVENLİKÇİ SERİ KATİL ÇIKTI!..
İstanbul'da geçen yıl bir çocuğu yakarak öldüren güvenlikçinin 20 güne 5 cinayet sığdırdığı anlaşıldı.
16 Haziran 2006 Cuma 01:21
İstanbul'da geçen yıl bir çocuğu yakarak öldüren güvenlikçinin 20 güne 5 cinayet sığdırdığı anlaşıldı
Beylikdüzü'nde geçen yıl bir sitede çıkan yangında 8 yaşındaki Vedat Karabulak'ın cesedi bulunmuştu.
Kundaklama ihtimalini araştıran savcılık, 8 yaşındaki Vedat'ı sitenin bekçisi Deniz Yağmur'un öldürdüğünü ortaya çıkardı. Üstelik Yağmur'un bu ne ilk ne de son cinayetiydi. 1996 yılında İzmir'de bir kişiyi öldüren zanlı, 6 yıl 8 ay yattığı cezaevinden tahliye olduktan sonra İstanbul'a döndü. Beylikdüzü Av-Kon Sitesi'nde çalışmaya başlayan Yağmur, küçük Vedat'la samimiyet kurdu. Ve 16 Temmuz'da 14. katta yangın çıkartarak, küçük çocuğun ölümüne neden oldu. Bununla da kalmayan seri katil Bahçelievler'de Hilmi Ekici'yi öldürdü. Cinayetlerin ardından İzmir'e giden Deniz Yağmur burada Cihan Karayel'i önce şişledi ardından boynunu kırarak öldürdü. Tekrar İstanbul'a dönen Yağmur burada, Gökhan Yazıcı'yı, son olarak da 17 Ağustos'ta Erdal Gürer'i de ilaçla uyutup boğarak katletti. Yağmur hepsi de dostu olan tüm kurbanların cep telefonu ve parasını aldıktan sonra yine yangın çıkardı.
GÖRGÜ TANIĞI
VEDAT cinayetinin aydınlanmasını güvenlikçi Volkan Ulufer sağladı. Ulufer, 'Deniz Yağmur'u güvenlik müdürümüz getirerek 'bu çocuk gariban, burada çalışsın' dedi. Deniz, Vedat'la samimiydi. Yangın günü Deniz'in elinin üstü kanlıydı. elini temizlemeye çalışıyordu.' dedi.
26 TEMMUZ'DA
DENİZ Yağmur, yangın süsü vererek nitelikli adam öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbetle 26 temmuzda yargılanacak. Savcı iddianamesinde Yağmur için 'Seri katil' ifadesini kullandı.
4 KİŞİNİN ÖLDÜĞÜ TRAFİK KAZASINDA CESETLER YANDI
Uşak-İzmir karayolunda meydana gelen trafik kazasında 4 kişi hayatını kaybetti, 1 kişi yaralandı.
16 Haziran 2006 Cuma 09:57
KADİR YEŞİL
UŞAK - Uşak-İzmir karayolunda meydana gelen trafik kazasında 4 kişi hayatını kaybetti, 1 kişi yaralandı.
Edinilen bilgiye göre, Uşak'tan İzmir'e gitmekte olan 68 DA 938 plakalı kamyon ile İzmir'de Uşak'a seyir halinde olan 35 AF 6920 plakalı mazot dolu tanker saat 07.10 sıralarında Uşak-İzmir karayolunun 36. kilometresindeki Yenişehir rampalarına çarpıştı. Kazada 4 kişi öldü, Faruk Ceylan (26) adlı kişi de yaralandı. Cesetler yandığı için kimlik tesbit çalışmalarının henüz yapılamadığı belirtildi.
Kamyonun hatalı sollaması sonucu kazanın meydana geldiği ifade edildi. Olayla ilgili soruşturma sürüyor.
İNSANLIK ÖLMÜŞ!.. CENAZELERİ İLAÇ KUTULARINDA VERDİLER
Bakamadılar 5 bebek öldü. Ailelere cenazeleri ilaç kutularında verdiler.
16 Haziran 2006 Cuma 10:00
Yeni doğan değil yeni ölen ünitesi
Göztepe Hastanesi Yeni Doğan Servisi'ndeki 4 kurbana dün bir yenisi eklendi... Suçlu: Hastane mikrobu! Ancak, steril olmayan ünitenin sorumlusu ortada yok. Bu yüzden 4 yavrucak daha ölüm riski altında.
Anne-babalar ikinci kez yıkıldı
Bir aile şikayetçi olmasa gündeme bile gelmeyecek sorumsuzluğun ardından, aymazlık dün de sürdü. Ölen bebeklerin cenazeleri, yıkılmış ailelerine ilaç kutuları içinde teslim edildi. Bu hazin manzara, görenlere "İnsanlık resmen ölmüş" dedirtti.
***
Ölümler bakteriden mi?
Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde 4 bebeğin ölümünün ardından dün 1 bebek daha can verdi. Hasta bebeklerden birinde bakteri bulundu.
Hastane mikrobu dehşeti
Geçtiğimiz aylarda Edirne, Manisa ve Kayseri'de hastanelerde yaşanan bebek ölümlerinin ardından İstanbul'da da 4 bebeğin daha hayatını kaybetmesi, Türkiye'yi ayağa kaldırdı. Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yenidoğan Servisi Çocuk Yoğun Bakım Servisi'nde tedavi gören 1 bebek daha can verdi. En küçüğü 2 günlük 5 prematüre bebeğin yaşamını yitirmesi, dikkatleri bir kez daha "hastane mikrobuna" çevirdi.
2'Sİ ÖLÜMLE PENÇELEŞİYOR
TAHLİLLERDE, tedavisi süren bir bebekte, pseudomonas adlı bakteri bulundu. Karantinaya altına alınan 5 bebekten 2'sinin durumu ciddiyetini korurken ölümlerin araştırılması için kurulan ekibin çalışmaları sürüyor. Başhekim Doç. Dr. Rafet Yiğitbaş, ölüme neden olan ana etkenin henüz belirlenemediğini belirterek, "Birden fazla bebekte aynı mikrobu bulursak saptama netleşmiş olacak" dedi.
MİSAFİRLİĞE GİTTİĞİ EVDE SEVGİLİSİNE KÜFÜR EDİLİNCE AİLEYİ REHİN ALDI
Küçükçekmece İç Kumsal'da dün gece saat 01.00-03.30 saatleri arasında dehşet dolu dakikalar yaşandı.
16 Haziran 2006 Cuma 10:13
Küçükçekmece İç Kumsal'da dün gece saat 01.00-03.30 saatleri arasında dehşet dolu dakikalar yaşandı. Yüksel çiftinin üvey oğlu Metin Yılmaz'ın arkadaşı Tolga Gül, yaklaşık 6 ay önce ailenin yanına yerleşti. Gül'ün sevgilisi Figen T. de eve gelerek Gül'ü ziyaret ediyordu. Önceki akşam saatlerinde alkol alan Gül, sevgilisine küfür ettiğini iddia ettiği Bahriye ve eşi Recep Yüksel'le tartışmaya başladı. Tartışmanın büyümesi üzerine Tolga Gül, Atatürk Havalimanı'nda servis şoförü olarak çalışan Recep ile eşi Bahriye Yüksel'i bıçakla yaraladı. Yüksel çifti dışarı kaçarak kurtulurken, Tolga Gül ailenin 6 yaşındaki oğlu Batuhan ve sevgilisi Figen'i rehin aldı.
HASTANEYE GÖNDERİLDİ
Bu sırada olay yerine gelen polis ekibi, Tolga Gül'ün silahlı direnişi ile karşılaştı. Havaya beş el ateş eden Gül'ün eline aldığı piknik tüplerini yakma tehdidi üzerine olay yerine Özel Harekat Timi çağrıldı. Özel Tim polisinin iknası sonucu saat 03.00 sıralarında çılgın aşık teslim olurken, 6 yaşındaki Batuhan ve sevgilisi Figen T. rahat bir nefes aldı. Özel Harekat Timi tarafından Küçükçekmece Asayiş Büro Amirliği ekiplerine teslim edilen Tolga Gül, Bakırköy Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde sağlık kontrolüne gönderildi.
TÜRBENİN ÜZERİNE APARTMAN YAPAN MÜTEAHHİT İFLAS ETTİ
3 dairesi dışında hiçbirinde oturan yok. Apartmanın altındaki iki dükkanda ise kiracılar bulunuyor. Binanın altında kalan türbenin küçük bir tabelası bulunuyor.
16 Haziran 2006 Cuma 10:30
Silivri'de 400 yıllık bir tarihi olan Seyyit Hacı Pervane Türbesi'nin üstünden şimdi 12 daireli bir apartman yükseliyor. Geçmişte Mevlevi Dergahı olarak kullanılan türbenin bu dergahın müritlerinden Seyyit Hacı Pervane'ye ait olduğu sanılıyor.Türbenin apartman oluşunun öyküsü ise şöyle: Türbenin bulunduğu Hacı Pervane Caddesi Pirireis Mahallesi'ndeki arsanın sahipleri Mustafa ve Mehmet Sinan kardeşler arsayı Tanrıverdi adlı inşaat firmasına devrederek bir apartman yapımına girişti. Bir kısmı tamamlanan apartmandaki 12 daireden hiçbiri satılamayınca firma iflas etti ve daireler haczedilerek satıldı. 3 kez el değiştiren apartmanın dairelerini satın alanlar birleşerek binanın masraflarını üstlendi ve yapıyı tamamladı. Ancak, apartmanın türbenin üzerine inşa edilmesi nedeniyle çevre sakinlerince 'lanetli' olduğu inancı yaygınlaştı. Apartmanın
3 dairesi dışında hiçbirinde oturan yok. Apartmanın altındaki iki dükkanda ise kiracılar bulunuyor. Binanın altında kalan türbenin küçük bir tabelası bulunuyor. Üzerinde küçük bir Türk bayrağı ve duvarda da Kuran ayetlerinin yazılı bulunduğu türbeye dar bir kapıdan giriliyor. Türbeyi sık olmasa da ziyaret eden, dua okuyup, mum yakanlar oluyor.
ZİNHAR CAİZ DEĞİL
Türbenin ve mezarların üzerine bina inşa edilmesinin doğru olmadığını anlatan İstanbul Müftü Yardımcısı Yusuf Kavaklı, 'Türbe üzerine bina inşa etmek zinhar caiz değildir. Mezarlıklara bina yapılmaz. Dinimizde ölülere ve mezarlıklara ve evliyalara saygı gösterilmesi gerekir. Bir mezarın üzerine ikinci bir cenazeyi defnetmek istediğimizde bile belli bir süre geçmesi gerekiyor. İstanbul'da Edirnekapı'ya tünel yapılacağı zaman mezar sahipleri çağırılıp, izinleri alınarak mezarlar başka yere nakledilmişti. İnşaat bittikten sonra da yeniden aynı yere taşınmıştı. Vatandaşlar türbenin üzerindeki bir binada oturmaktan çekinebilir, bu onların inancıdır, saygı duyarız. Zarar da görebilirler. Yani adamın ayağı taşa dolaşsa, bundan olduğuna inanacaktır. Ölenden zarar gelmez diriden gelir ama vatandaşın inancı böyle' diye konuştu.
İşleri rast gitmiyor
UZUN yıllar türbede türbedarlık yapan Yaşar Tarladaçalışır türbenin üzerine apartman yapılmasını yanlış bulduğunu belirterek, 'Apartmanın inşa edilmesinden sonra bunu yapanların işleri hiç rast gitmemiş. Binayı yapan müteahhit iflas etti. Daireleri satın alanlar satmaya çalışıyormuş. Evliyayı rahatsız etmek doğru değil' diye konuştu.
EV BASIP KIZ KAÇIRMAYA TEŞEBBÜSE 5 YIL 2 AY HAPİS
Samsun'da sevdiği kızın evini tüfekle basıp kaçırmaya teşebbüs ettiği iddiasıyla yargılanan genç, tekrar yargılanınca yine 5 yıl hapis 2 ay hapis cezasına çarptırıldı.
16 Haziran 2006 Cuma 14:32
MUAMMER AY
SAMSUN - Samsun'da sevdiği kızın evini tüfekle basıp kaçırmaya teşebbüs ettiği iddiasıyla yargılanan genç, tekrar yargılanınca yine 5 yıl hapis 2 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Samsun 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün görülen davada, Gölalan Köyü'nde sevdiği kız olan Sevim K.'nın (24) evini tüfekle basıp kapıyı kırarak ateş edip genç kızı kaçırmaya teşebbüs ettiği iddiasıyla tutuklanan ve 5 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırılan Özcan Ö.'ye verilen cezayı Yargıtay 8. Ceza Dairesi bozdu ve tekrar yargılanmasına istedi. Bugün yine hakim karşısına çıkan Özcan Ö, pişman olduğunu belirterek, "Bir yıldır cezaevindeyim. Bu olayda maddi ve manevi mağdur oldum. Olaydan dolayı mağdurlardan özür diliyorum" dedi.
Duruşmada kaçırmaya kalktığı sevdiği kızın bir başkasıyla evlendiğini öğrenen Özcan Ö. adeta yıkıldı. Mahkeme heyeti Özcan Ö.'yü suçlu bularak, yine daha önce verdiği 5 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırdı.
SINIFTA KALAN ÖĞRENCİ MÜDÜRÜ BIÇAKLADI
Şanlıurfa Davut Zeki Akpınar Lisesi Müdürü, devamsızlıktan dolayı sınıfta kalan bir öğrencinin bıçaklı saldırısına uğradı.
16 Haziran 2006 Cuma 15:35
BARIŞ YALÇINKAYA - ALİ LEYLAK
ŞANLIURFA - Şanlıurfa Davut Zeki Akpınar Lisesi Müdürü, devamsızlıktan dolayı sınıfta kalan bir öğrencinin bıçaklı saldırısına uğradı. Yaralanan okul müdürü tedavi altına alınırken, gözaltına alınan öğrenci bugün adliyeye çıkarıldı.
Edinilen bilgilere göre, devamsızlıktan sınıfta kaldığı öğrenilen Davut Zeki Akpınar Lisesi 2. sınıf öğrencisi A.K, dün okul çıkışında müdür vekili Cumali Bozkurt'a bıçakla saldırdı. Karnının sağ tarafından aldığı bıçak darbesi sonucu yaralanan Bozkurt, görevliler tarafından 500 Yataklı Devlet Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Olay sonrası yakalanarak gözaltına alınan lise öğrencisi A.K., bugün adliyeye çıkarıldı. Eğitim-Sen, yaptığı açıklamayla olayı kınadı.
Davut Zeki Akpınar Lisesi önünde basın açıklaması yapan Eğitim-Sen Şanlıurfa Şube Başkanı İbrahim Ayhan, son zamanlarda okullarda yaşanan şiddet olaylarını eğitim sistemindeki yanlış uygulamalar, şiddet ve kan içerikli televizyon programlarına bağladıklarını söyledi. Okullardaki şiddet olaylarının artarak devam etmekte olduğunu aktaran Ayhan, "Müdür vekili Cumali Bozkurt'un dün okul içerisinde bir öğrenci tarafından bıçaklanmasını üzüntüyle karşılıyor ve olayı kınıyoruz. Uzun süreden beri okullardaki şiddet olayları yaygınlaşarak toplumsal bir sorun haline gelmiştir. Özellikle toplumda yaşanan şiddet dalgası, çeşitli araçlarla çocuklar üzerinde etkili olmaktadır. Şiddet ve kan içerikli televizyon programlarıyla eğitim sistemindeki çarpıklıklar, bu olguyu etkileyen en önemli faktörlerdendir. Ayrıca eğitim sistemindeki yanlış uygulamalar ve sürekli değiştirilen sınıf geçme sistemi ve okullardaki kalabalık sınıflar da şiddeti tetikleyen nedenlerdir" dedi.
BIÇAKLADIĞI GENÇ HİÇ GÖRMEDİĞİ KARDEŞİ ÇIKTI
Eskişehir Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şubesi Müdürlüğü polisleri, biri sabıkalı diğeri mağdur iki çocuğun nüfus bilgilerinin aynı olduğunu farketmesi üzerine olayı araştırınca, birbirlerinden habersiz 2 kardeş kendilerinin isteğiyle emniyette bir araya geldi.
16 Haziran 2006 Cuma 17:24
Eskişehir Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şubesi Müdürlüğü polisleri, biri sabıkalı diğeri mağdur iki çocuğun nüfus bilgilerinin aynı olduğunu farketmesi üzerine olayı araştırınca, birbirlerinden habersiz 2 kardeş kendilerinin isteğiyle emniyette bir araya geldi.
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, 11 Haziranda meydana gelen bir kavgada bıçakla hafif yaralanan ve ifadesine başvurulmak üzere çağrıldığı Çocuk Şubesine gelen G.A. (17), gerekli tahkikat kapsamında bildiklerini polislere anlattı.
Polisler, G.A’nın nüfus kaydı bilgilerinin, kentte çeşitli suçlara karıştığı bildirilen ve kaldığı yurttan kaçıp sokaklarda yaşayan sabıkalı Emrah A. (19) ile aynı olduğunu farketti.
Polisler, işlemleri bittikten sonra Çocuk Şubesinden ayrılan G.A’ya ertesi gün telefonla ulaşıp bir ağabeyi olup olmadığını sordu. Ağabeyi olmadığını söyleyen G.A’ya, Emrah A. ile aynı nüfus bilgilerine sahip olduğu ve baba isimlerinin bir, anne isimlerinin ayrı olduğu bildirildi.
Nüfus kayıtlarından bilgileri doğrulayan ve 1999 yılında ölen babaları Ali Rıza’nın iki kez evlendiğini tespit eden polisler, babaları bir anneleri ayrı iki kardeşe ulaşarak Çocuk Şube Müdürlüğünde kendilerini tanıştırabileceklerini söylediler.
Polislerin önerisini kabul eden ve kardeş olduklarını ilk defa öğrenen G.A. ve Emrah A, Çocuk Şube Müdürlüğünde bir araya gelip tanıştı.
Birbirlerine sarılan iki kardeş duygulu anlar yaşad ı. 2 kardeş, bundan sonra sürekli görüşeceklerini söylediler.
Powered by vBulletin® Version 4.2.5 Copyright © 2025 vBulletin Solutions, Inc. All rights reserved.