Orijinalini görmek için tıklayınız : günün fıkraları
Yaban Ali
03-01-2006, 14:44
Tavşan ormanda dolaşırken daha önce hiç görmediği bir hayvan görmüş.Tavşan hayvana yaklaşmış ve :
-Ben seni daha önce hiç görmedim senin adın nedir?
Hayvan : Adım katır demiş.Anam at babam eşek.
Tavşan ilginç deyip ilerlemiş.Az sonra yine tanımadığı bir hayvan.Sormuş adın ne?
Hayvan : Adım kurt köpeği. Anam kurt babam köpek.
Tekrar ilginç deyip ilerlemiş. Yine tanımadığı bir hayvan.Ona da sormuş adın nedir ?
Hayvan : Adım devekuşu demiş.
Tavşan biraz düşündükten sonra : Hadi be sende,
demiş
Harikaymış çok güldüm :laugh: :laugh:
sağol
Yaban Ali
03-01-2006, 14:55
Temel Londra'ya uçakla seyahat ediyormuş. Uçakta herşey normal iken birden pilotun sesi duyulmuş:
"Sayın yolcular, uçağımızdaki 4 motordan bir tanesi bozuldu, ama biz 3 motorla rahat iniş yapabiliriz"
Neyse rahatlar herkes. 15 dakika sonra bir anons daha:
"Sayın yolcular maalesef 1 motorumuz daha bozuldu ama biz 2 motorla inişi yapacağız"
Herkes rahat ama bir anons daha gelmesinden korkmaktadır. 20 dakika sonra bir anons daha gelir:
"Sayın yolcularımız 2 motordan biri daha bozuldu ama biz en iyisiyiz ve 1 motorla inişi size garanti ediyoruz"
Herkes ohh çeker rahatlar. Temel ise panik içinde:
"Uyy bu motorda bozulursa havada kalacağuz",
demiş
alperyılmaz
03-01-2006, 14:58
hhhahaaa havada kalacak ha süpersin abi
Yaban Ali
03-01-2006, 15:04
Temel dursun'a geçen gün çıktığı avı anlatmaktadır.Temel:
-Ula dursun geçenlerde ormanda ava çiktum. Bide ne göreyum karşimda kocaman bir ayı bana bakayi. Başladum kaçmaya! ben kaçtum o kovaladu.Tam yakalayacak demiştum kaydu düştu.Tekrar kovalamaya başladu gene kaydu düştu.Tekrar kovalamaya başladu gene kaydu düştu.
Dursun:
- Temel sen de amma cesaretli imişun.Ben yerinde olsaydum altuma ederdum.
Temel:
-Dursuncuğum sen ayunun neye basup da kayduğunu zannedeysun da,
demiş
Yaban Ali
03-01-2006, 15:09
Yaslı kadin doktora gider.
-Doktor gazım var benim ama beni cidden rahatsiz etmiyor. Ama her zaman
sessiz ve kokusuz gaz çikarıyorum. Aslinda ofisinize geldigimden beri
yaklasik 20 defa gaz cikardim siz bile farketmediniz." der.
Doktor bir hap yazar ve 1 hafta sonra tekrar gelin der. Kadın 1 hafta
sonra geldiginde telaşlıdır.
-Doktor bana ne verdiniz boyle gazım aniden kokmaya basladi.
Doktor çok "güzel" der. Tıkanan sinüslerinizi açtığımıza gore şimdi
kulaklardaki probleme bakabiliriz artık .....
der.
bu fıkra şurada yayınlanmıştır demeyi çok isterdim :)
fiesta73
03-01-2006, 15:21
Mükemmel yaaa. Koptum vallahi...:clap2: :clap2: :clap2:
***** yıldızlık fıkralar diye bi bölüm açılsa ilk 10 da yer alır harikaydı...
sevgiler.....
Yaban Ali
03-01-2006, 15:27
Temel bir gün fotoğrafını çektirmek istemiş. Fotografçıya:
- Ben fotoğraf çektirmek istiyorum ancak ,vesikalık olmayacak...
Fotografçı:
- Olur efendim. 12x16 'ye ne dersiniz?
Temel:
- 192 eder de, bunun konumuzla ne alakası var?
der
Yaslı kadin doktora gider.
-Doktor gazım var benim ama beni cidden rahatsiz etmiyor. Ama her zaman
sessiz ve kokusuz gaz çikarıyorum. Aslinda ofisinize geldigimden beri
yaklasik 20 defa gaz cikardim siz bile farketmediniz." der.
Doktor bir hap yazar ve 1 hafta sonra tekrar gelin der. Kadın 1 hafta
sonra geldiginde telaşlıdır.
-Doktor bana ne verdiniz boyle gazım aniden kokmaya basladi.
Doktor çok "güzel" der. Tıkanan sinüslerinizi açtığımıza gore şimdi
kulaklardaki probleme bakabiliriz artık .....
der.
harrrikaydı :sunglasses2:
fiesta73
03-01-2006, 15:32
Aliciğim fıkraların gerçekten çok hoş fakat her biri için ayrı bir konu açmaktansa bir başlık altında verirsen tüm fıkralarını da okumuş oluruz. öbür türlü bazı fıkralarını kaçırıyoruz. sevgilerimle...
konular birleştirilmiştir lütfen fıkraları buradan takip edelim
sevgiler......
fiesta73
03-01-2006, 15:37
Aliciğim fıkraların gerçekten çok hoş fakat her biri için ayrı bir konu açmaktansa bir başlık altında verirsen tüm fıkralarını da okumuş oluruz. öbür türlü bazı fıkralarını kaçırıyoruz. sevgilerimle...
kim yaptıysa eline sağlık. diğer arkadaşlarda fıkralarını burada verirlerse mükemmel ve sürekliliği olan bir konu olur.:clap2:
Emeklilik
Bir adam son günlerini yasiyormus. Uzuvlari meleklerin huzuruna çikmislar.Göz saygiyla ayaga kalkmis, kibarca söze baslamis :-Efendim... Sizden bir ricam var. Emekliye ayrilmak istiyorum. Yetmis yildirgörmekten yoruldum...Göz sözlerini bitirdikten sonra sirayla, kulaklar ve ayaklar söz alip emeklilikleriniistemis. Derken arkadan çok kisik bir ses duyulmus :- Asil emeklilik benim hakkim!..Melekler öfkeyle bagarmis :- Ayaga kalkip konussana saygisiz...-Ayaga kalkacak güçte olsam, emekliligimi ister miydim hiç?..
- Senin Düsündügünü Düsünüyorum...
Iki asik parkta el ele dolasiyorlardi. Ayse sordu :- Ne düsünüyorsun sevgilim?Ahmet romantik bir sekilde :- Senin düsündügünü sevgilim...Ayse birden telaslanarak :- Yoooo.. Sakin ha... Öyle birsey yaparsan avaz avaz bagiririm!
Yanımda Kiliyordu
Memleketin tekinde 3 kere camiye gitmeyeni idam ediyolarmis. Ama bu aradaidam edilmeden önce 3 dilegini yerine getiriyolarmis. Adamin teki 3 keregitmemis. Idam edilmeden önce sormuslar- 1. dilegin ne?- Vezirin karisi ile yatmak istiyorum...Vezir "Olmaz" dese de padisah; "Mecbur" demis. Daha sonra :- 2. dilegin ne?- Padisahin karisi ile yatmak istiyorum...Padisah "Hayir" demis. Ama herkes itiraz edince mecbur kalmis. Sonra :- Son dilegin ne?Adam,bir vezire bakiyomus, bir padisaha. Vezir bakmis sakata geliyoruz :-Ben bu adami sanki camide gördüm gibi geldi...Padisah hemen lafa atilmis :- Ne gibisi olm, Yanimda kiliyordu namazi...
Harika Saat
Çok matrak bir adam günün birinde bir bara girer. Barda çok çekici bir kadininoturdugunu gördügü gibi kadinin yanina gider ve oturur. Merakli bir sekildesürekli olarak kol saatine bakmaya baslar. Yaninda oturan kadin bir süre sonradayanamaz ve :- Randevunuza gelecek arkadasiniz geç mi kaldi? diye sorar. Adam :- Hayir. Sadece günümüzün en modern ürünü olan bu saati yeni satin aldim.Test ediyorum...- En modern saat mi? Ne farki var bu saatin?- Benimle beyin dalgalarini kullanarak iletisim kurabiliyor.- Simdi ne diyor?- Sizin iç çamasiri giymediginizi söylüyor.Kadin kikirdayarak;- Öyleyse saat arizali olmali. Çünkü benim iç çamasirim var...Adam mütebessim :- Bu cihaz yine birsaat ileriyi gösteriyor
Karim Ne Dogurdu?
Yeni evli çift balayina giderken kaza geçirir. Damat hastanede büyük felaketiögrenir : Penisi kopmustur. Doktora :- Aman doktor, karimin haberi olmadan derdime çare bul, diye yalvarmayabaslar. Bunun üzerine doktor adama bir yapay penis takar. Bir dügmeyebasildiginda meni yerine süt gelmektedir... Durum çakilmaz... Genç çift çokmutludur. Aradan dokuz ay on gün geçer. Kadin doguracaktir. Adam heyecaniçinde koridorda turlamaktadir. Sonunda hemsire dogumhanenin kapisindagörünür. Adam merakla sorar :- Kiz rni, erkek mi?Hemsire cevap verir :- Maalesef, ikisi de degil, dört kilo peynir!
®adakoglu
03-01-2006, 19:50
Müşteri : Alo, bilgisayara kağıda dök diyorum fakat kağıt çıkmıyor.
- Tekniker : Kabloları kontrol ettiniz mi?
- Müşteri : Şimdi yapabilirim
- Tekniker : Peki bekliyoruz
- Müşteri : Yine vermedi
- Tekniker : Denetim masasından seçili mi?
- Müşteri : Bilmem
- Tekniker : Bakalım, sürücü yok ve sürücü yükleniyor. Çıkış alabilirsiniz
- Müşteri : Hala vermiyor, acil çıktı almam gerekiyor hemen gelebilir misiniz?
- Tekniker : Evet ( gidiliyor )
- Müşteri : Hoşgeldiniz
- Tekniker :Teşekkürler, bir bakalım
- Tekniker : Yazıcınız nerde
- Müşteri : İşte burda
- Tekniker : Bu bilgisayar, yazıcıyı sordum
- Müşteri : Ben de yanlızca bu var
-Tekniker : Beyfendi, sizin yazıcınız yok ki, peki kağıdın nerden gelmesini bekliyorsunuz
- Müşteri :Şu boşluktan ( Müşteri disket sürücüsünün boşluğundan kağıt bekliyor.)
®adakoglu
03-01-2006, 19:55
Müşteri : Alo, bilgisayarımda soru işareti var açılmıyor ( Apple Macintosh bilgisayarlar için )
- Tekniker : Sisteminiz bozulmuş yeniden yüklenmesi gerekli
- Müşteri : Çok acil işlerim var, ne yapabilirsiniz
- Tekniker : Telefonda sistem yükletebilirim.İşletim sisteminin CD sini takıp bilgisayarı açınız
- Müşteri : Tamam hemen yapıyorum.
- Tekniker : Ayarlar yapılır ve sistem yükleme işlemi başlatılır, ( telefonda bir panik )
- Müşteri : Kardeşim bilgisayarda kesik el var ve parmaklarıyla işaret ediyor tehlike var galiba, ne oluyor, bilgisayarıma ne yaptırdın
- Tekniker : Yok birşey telaşlanmayın. Sistem yüklenirken bekleme anında o işareti verir. ( Macintoshlar da böyledir, Nasıl ki Windows yüklenirken kum saati çıktığı gibi )
®adakoglu
03-01-2006, 19:57
Müşteri : Alo, CD rom'um okumuyor
- Tekniker : Bilgisayarınızı dün kurduk bir problemi yoktu
- Müşteri : Akşam hanımla cd dinleyelim dedik, cd takılacak yere birtane takdık, cd içinde oynuyordu bol gelmişti, sıkıştıralım ve güzel okusun diye 2 tane daha cd takdık, şimdi ne çalıyor ne de cdler çıkıyor
- Tekniker : Cd sürücüsüne 1 tane takmalıydınız.
®adakoglu
03-01-2006, 19:59
Müşteri : Alo, Bilgisayarım çok yavaş çalışıyor
- Tekniker : Bilgisayarınız da ne yapmak istiyorsunuz
- Müşteri : Basit yazılar yazmak istiyorum
- Tekniker : Ayarları kontrol edelim
- Müşteri : Olur
- Tekniker : Sisteminiz fazla şişmiş masaüstünü yenilersek biraz düzelir
- Müşteri : Nasıl olacak bu
- Tekniker : Bilgisayarınızı açarken ctrl ve elma tuşları basılı dursun, masaüstü düzenlensin mi? sorusuna evet diyeceksiniz ( Apple Macintosh bilgisayarları için )
- Müşteri : Peki hemen yapıyorum ( bir müddet sonra )
- Tekniker : Masaüstünüz düzelmiş olmalı, daha rahat çalışabilirsiniz
- Müşteri : Yoo, öyle birşey olmadı. Masamda kalemlerim, fincanım ve kağıtlar hala duruyor, olmadı galiba
- Tekniker : Sizin kendi masanızdan bahsetmiyoruz, bilgisayarın masaüstünden bahsediyoruz.
®adakoglu
03-01-2006, 20:01
Müşteri : Alo, internete bağlanamıyorum
- Tekniker : Ayarları kontrol ettiniz mi?
- Müşteri : Evet evet
- Tekniker : Peki ne yapıyor
- Müşteri : Hiç birşey, meşgul sesi geliyor
- Tekniker : Hatlar yoğundur belki biraz bekleyin
- Müşteri : Çok bekledim olmuyor
- Tekniker : Genelde ne zamanları oluyor
- Müşteri : Evde birisi telefonla konuşunca
- Tekniker : Beyfendi evinizde tek telefon mu var?
- Müşteri : Evet
- Tekniker : İnternet de aynı hattı kullanır.
®adakoglu
03-01-2006, 20:04
Müşteri : Alo mouse'umun işareti gitmiyor ekranımın ortasında kaldı
- Tekniker : Ne yapmak istiyorsunuz ki
- Müşteri : Dosyanın devamını okumak için sağ köşeye gitmem gerekiyor, fakat masamın en son köşeşine kadar mause'u getirdim
- Tekniker :Evet
- Müşteri : Mause masamın köşesinde, fakat ekranda hala orta tarafda duruyor. Ekranda mouse!u nasıl ileri götürebilirim
- Tekniker : Mouse'u kaldırın tekrar sürükleyin ( Aslında ilave masa getirip devam edebilirsiniz demek geliyor, ama ne yapalım müşteri işte )
®adakoglu
03-01-2006, 20:05
Müşteri : Alo fincan altlığım kırıldı ne yapmam gerekiyor
- Tekniker : Pardon, biz bilgisayar firmasıyız
- Müşteri : Evet biliyorum, sizden yeni almıştık zaten
- Tekniker : Biz bilgisayar satıyoruz. Neden bahsediyorsunuz?
- Müşteri : Tamam kardeşim biliyoruz. Ekranın yanında kutu var ya onun üst tarafındaki yerden bahsediyorum. Düğmeye basınca açılır ve ortası delik olandan,
- Tekniker : O Cd sürücüsü beyfendi, Fincan altlığı değil
- Müşteri : Ama nasıl olur, biz hep onu fincan altlığı olarak kullanıyoruz.
- Tekniker : Yanlış efendim yanlış.
fiesta73
03-01-2006, 20:24
Müşteri : Alo, Bilgisayarım çok yavaş çalışıyor
- Tekniker : Bilgisayarınız da ne yapmak istiyorsunuz
- Müşteri : Basit yazılar yazmak istiyorum
- Tekniker : Ayarları kontrol edelim
- Müşteri : Olur
- Tekniker : Sisteminiz fazla şişmiş masaüstünü yenilersek biraz düzelir
- Müşteri : Nasıl olacak bu
- Tekniker : Bilgisayarınızı açarken ctrl ve elma tuşları basılı dursun, masaüstü düzenlensin mi? sorusuna evet diyeceksiniz ( Apple Macintosh bilgisayarları için )
- Müşteri : Peki hemen yapıyorum ( bir müddet sonra )
- Tekniker : Masaüstünüz düzelmiş olmalı, daha rahat çalışabilirsiniz
- Müşteri : Yoo, öyle birşey olmadı. Masamda kalemlerim, fincanım ve kağıtlar hala duruyor, olmadı galiba
- Tekniker : Sizin kendi masanızdan bahsetmiyoruz, bilgisayarın masaüstünden bahsediyoruz.
ya sevgili radakoğlu fa77 tüm fıkraları bir başlıkta topladı sende fıkraları oraya yazarsan hem bizler çok rahat takip eder ve emek verip yazmış olduğun bu güzel fıkralarıda okumuş oluruz hemde top 20 listesinde daha çok konuyu takip etme olanağını buluruz. mümkünse bütün fıkraları bir başlık altında toplayıver. kolay gelsin.:praying:
Yaban Ali
04-01-2006, 10:28
Aliciğim fıkraların gerçekten çok hoş fakat her biri için ayrı bir konu açmaktansa bir başlık altında verirsen tüm fıkralarını da okumuş oluruz. öbür türlü bazı fıkralarını kaçırıyoruz. sevgilerimle...
Haklısınız, bundan sonra özen gösterilecektir.
Saygılar.
Yaban Ali
04-01-2006, 20:24
Birisi Pet shop a girer ve sorar:
-Kardeş şu sarı olan papağan ne kadar?
-100 dolar,
-Çok pahalı değilmi? bir özelliğimi var,
-Evet ingilizce biliyor.
-Peki mavi olanı ?
-200 dolar çünkü o iki dil biliyor İngilizce ve Almanca
Bunun üzerine adam kenarda bir kafes içinde tüyleri yoluk pısırık duran bir papağanı göstererek,
-Peki bu nekadar?
-1000 dolar
-Hoppalaa! çok pahalı yahu ! on dilmi biliyor yoksa başka özelliğimi var?
Dükkan sahibi gülerek;
-Valla bir özelliğini görmedik ama ne hikmetse bu ikisi ona "ÜSTAD" diye sesleniyorlar.
Yaban Ali
04-01-2006, 20:57
Fizikçi, matematikçi, kimyacı, jeolog ve antropologdan oluşan bir heyet bir araştırma için arazide bulunmaktadır. Birden yağmur bastırır. Hemen yakındaki bir arazi evine sığınırlar. Ev sahibi bunlara bir şeyler ikram etmek için biraz ayrılır. Hepsinin dikkati soba üzerinde toplanır. Soba yerden 1 metre kadar yukarda, altındaki dizili taşların üzerindedir. Sobanın niçin böyle kurulmuş olabileceğine dair bir tartışma başlar.
Kimyacı:
- Aadam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisini düşürmüş, böylece daha kolay yakmayı amaçlamış;
Fizikçi:
- Adam sobayı yükselterek konveksiyon yoluyla odanın daha kısa sürede ısınmasını sağlamak istemiş;
Jeolog:
- Burası tektonik hareketlilik bölgesi olduğundan herhangi bir deprem anında sobanin taşların üzerine yıkılmasını sağlayarak yangin olasılığını azaltmayı amaçlamış;
Matematikçi:
-Sobayı odanın geometrik merkezine kurmuş, böylece de odanın düzgün bir şekilde ısınmasını sağlamış;
Antropolog:
-Adam ilkel topluluklarda görülen ateşe tapmanın daha hafif biçimi olan ateşe saygı nedeniyle sobayı yukarıya kurmuş.
Bu sırada ev sahibi içeri girer ve ona sobanın yukarda olmasının nedenini sorarlar, Adam cevap verir:
- Boru yetmedi.
Avcı
Avcının biri palavra sıkıyormuş..
-"Geçen yaz Afrika'da 99 aslan vurdum.." Arkadaşı dayanamamış,
-"100 de şuna bari"demişAvcı da
-"1 aslan için yalanmı söyliycem sana"demiş.
İstanbul'da yaşayan bizim Temel av sporuna merak salar.Av için gerekli malzemeleri alır.Birkaç gün avlanır.
Birgün kahvede otururken bizim Temel başlar maceralarını anlatmaya.
Derki"Birgün tüfeğimi aldım Belgrad Ormanına gittim.
Yarım saat gezdikten sonra bir baktım beyaz bir ayı bana doğru geliyor.Tüfeğimi doğrultmamla ateş etmem bir oldu.Tek kurşunla ayıyı yere serdim"der
O sırada arkadaşlarından birisi;
"Hadi ulan oradan Belgrad Ormanında ayının ne işi var"der
Tabi bizim Temel bu lafın altında kalırmı
Hemen"Haçan ayı bu ne bilsun oranın Belgrad Ormanı olduğunu"der.
Yaban Ali
05-01-2006, 15:38
Arabasıyla köyden geçerken ezdiği tavuğu alıp, köy kahvesine girip tavuğun sahibini kişi köy muhtarının kim olduğunu sorar;
Temel:- Nolucak, muhtar penum
Kişi : - Bu tavuğun sahibi kim, parasını ödeyeceğim.
Temel: (uzunca bakar ve tavuğu inceler) - Bizim köyde öyle yassı tavuk yoktur.
der.
fıkra veren arkadaşlar fıkra bölümünde şu anki başlıklar yeterlidir lütfen bu başlıkların altından devam edelim
konular birleştirilmiştir......
SupersatForum İnfo
05-01-2006, 17:38
----- Sevgili Hakkuş,
Mektubunu aldım. Gelmesi ne denli sevindiriciyse de
okuduklarım o
denli üzücüydü...
Demek asker gittiğinden beri çavuşun size özellikle de
sana yapmadığı kalmamış.
"Suçum olsa yanmam" diyorsun.sana inanıyorum dostum.
Olur olmaz seni
dövdüğüne göre,
Yazdığın gibi o herif asker ocağına
yakışmayan
sadistin teki...Sen
sivilken ağzına kötü söz almazdın.
Adamın beşiğinden mezarına kadar nesi varsa içinden
sövdüğüne göre
gerçekten çok sinirlenmişsin.
Ama haklısın. ben de olsam ondan nefret ederdim.oysa
hepiniz aynı
vatanın evladısınız.
Neden ayırım yapıp en ağır işleri sana
yaptırıyor
ki???..
Senin gibi aklı başında, sorumluluklarının
bilincinde
olan insana
böyle davranmak için çok adi birisi olmalı.
Zaten "adinin teki" demişsin. Neyse Hakkuş, vatan
borcu bu...Herşeye,
insanlıktan uzak olan çavuşuna bile, katlanıp vazifeni
yerine
getirmelisin.
Sen yine elinden geldiğince iyi asker olmaya çalış.
Beni de mektupsuz
burakma. Mektupları dışardan yollamakla iyi ediyordun.
Çavuş iti
okursa bir de mektuplar için dayak yersin sonra.
Özlemle gözlerinden öperim.
Dostun Recai
************************************************** ***********
Ulan Recai iti,
Ben sana ne zaman mektup yazdım da o allahın belası
mektubu gönderdin??
Mektuplarımızın okunduğunu bildiğin için bu
adiliği
yaptın di mi köpek??
Senin yüzünden gül gibi çavuşumun bana yapmadığı
kalmadı.tonla dayak...
Bir hafta da hapis cezası yedim. Çavuş beni bölüğün
önüne çıkarıp
"KARŞINIZDA ORDUMUZUN EN ŞEREFSİZ ASKERİ DURUYOR."
dedi.
Ne dediysem, senin nasıl adi bir yaratık mektubunun da
o eşşek
şakalarından biri olduğuna inandıramadım.
Bir daha mektup falan yazma...zaten, ilk izne
gelişimde ellerini un
ufak edeceğim..
Birkaç yıl eline kalem alamayacaksın. En kısa zamanda
başına bir kaza gelmesini,
sürüm sürüm sürünmeni dilerim
Hakan
************************************************** ***************************
Merhaba Hakkuş,
Yanında olamadığım,sorunlarını ve
acılarını
paylaşamadığım için kahroluyorum.
Mektuplarını okudukça içim kan ağlıyor. manyak
çavuş
iyice azdı ha...
vay sadist vay...Bir de adam bilip çavuş yapmışlar.
Böylelerinin eline
hiç yetki vermemeli...
Sonra ne oldum delisi oluyorlar. "Sivil olsam
yapacağımı bilirdim"
diyorsun. Ama haklısın Hakkuş.
Sinirlerine hakim ol..askerlikte üste saygısızlık
olmaz.adama
askerliği bitirtmezler vallahi...
Uyma o hayvana dostum. Zor ama sayılı günler gelir
geçer.
Buralar bildiğin gibi eksikliğini hep hissediyoruz. En
güzel günler
seninle olsun...
Kardeşin Recai
************************************************** ******************************\
*
Recai denen hayvan,
Lan sana hayvan demek iltifat, hayvanlara hakaret
olur, oğlum sen çıldırdın mı?
Çavuş fıttırdı...Adamın bir ağzıma
yapmadığı kaldı.
"Yazmadım
komutanım." diyorum, yemin billah ediyorum
dinlediği yok. Ah ulan eşşoğlueşşek
yaktın beni...
Askerliğim şimdiden bir ay uzadı. Her gece tuttuğum
8-5 nöbetleri,
günde yalnız başıma tam teçhizat 20km koşu,
iki çuval ıspanak ayıklamak imanımı gevretiyor.
Yeter artık Recai!...şakanın çıkacak suyu muyu
kalmadı. Cımcılık oldu.
Bu gidişle biraz zor ya, izne gelirsem
kendine kaçacak delik ara. Tüm kemiklerini kıracağım.
Allah belanı versin...
Hakan
************************************************** **********************
Hakkuş'cuğum,
Yooo, yazdıklarına inanamıyorum.bu kadarı da olmaz
ama...
Artık o şerefsiz çavuşun sana yaptıklarını
insan
yapmaz. nedir bu
eşşoğlueşşeğin sana çektirdiği?
Yani afedersin ama insan sokaktaki uyuz ite biledaha
iyi daha
merhametli davranır.
Bak Hakkuş, sakın benden gerçekleri saklama, yoksa
görevden mi kaytarıyorsun?
Eninde sonunda ikiniz de bu vatanın evladısınız. Böyle
yapması için ya
kafadan sakat ya daa soysuz olmalı..
Ne diyeyim Hakkuş? Sabredeceksin.allah sevdiği kuluna
çektirirmiş.
Seni de seviyor olmalı ki çavuş gibi bir namussuzu
başına bela diye
salmış
Candostun Recai
************************************************** **
Recai soysuzu stop!
Sayende askerliğim bitmeyecek stop!..
Firar ettim stop!..
Seni parçalamaya geliyorum
Stop ....!
(Alintidir)
Karadeniz taraflarında, yüzme bilmeyen İngiliz bir turist
denize düşer; ve suyun içinde çırpınarak bağırmaya başlar:
-"Help... Help... Please... Help..."
O sırada oradan geçmekte olan Temel, derhal kıyıya koşar
ve kızgın kızgın bağırır:
-"Ula zibidu! İngiluzca öğreneceğuna, yüzme öğrenseydun ya
daa!"
BEBEK
yaşındaki Sevinç, yeni doğan kardeşine oyuncak almak için
annesiyle oyuncakçıya gider. Dolaşırlarken, bir bebek
beğenir ve annesinden bebeği almasını ister. Annesi de
Sevinç'i paylar:
-"Senin zaten bebeğin var ya kızım; yeni bir bebeği
ne yapacaksın?"
-"E ben vayken sen kendine yeni biy bebek aldın yaa!"
Adamın biri birgün kendini asmak için ipin bir ucunu ağaca bağlamış diğer ucunuda beline dolamış,hasta bakıcı sormuş.
-Ne yapıyorsun sen,
-Görmüyonmu kendimi asıyorum.
-İyide boğazına dolaman gerek ipi,
-Denedim ama o zamanda nefes alamıyorum
Kore'de Türk Tugayından iki Anadolu'lu asker biraz gezmek için firar ederler.Şehirde bir aşağı bir yukarı dolaşırken inzibat subayı bunları yakalar ve sorar:
-Hani sizin izin kağıtlarınız?...
Erler subayı atlatırız umuduyla:
-Biz Amerikalıyız...diye cevap verirler.Subay durumu anlar,ama hiç bozuntuya vermez:
-Amerika'nın neresindensiniz?diye sorunca:
-İçindenuk kumandanım...diye yanıt verirler.
Kimya dersinde öğretmen elindeki metal parayı gösterdi:
-Şimdi bu beşyüzlüğü asite batırıyorum.Ne dersiniz eriyecekmi?
Nuri parmak kaldırıp cevapladı:
-Erimez öğretmenim:
-Evet erimez,neden erimez?
-Eriyecek olsa asite atmazdınız da ondan...
rahim1960
08-01-2006, 00:46
harika
harika
Teşekkürler.Devam edecek.İzlemeye devam edin.:victory:
Baba, ortaokul üçüncü sınıfa giden oğlunun elinde karneyle salona girdiğini görür. "Allah allah, dönem ne çabuk bitmiş..." diye düşünür ve oğluna seslenir:
-"Getir bakayım şu karneyi!"
-"Al baba..."
Adam karneye bir bakar ki, beden eğitimi ve resim dışındaki tüm dersler zayıf.
-"Bir dediğini iki etmiyoruz, bilgisayar dedin, bilgisayar aldık, ingilizce kursu dedin ingilizce kursuna gönderdik, gitar kursu, müzik aletleri, ne istersen yapıyoruz. Kız arkadaş uğruna harcadığın çiçek parasının haddi hesabı yok. Ne bu notların hali, rezil şey!"
-"Baba... O benim karnem değil ki, senin kitaplarını karıştırıyordum, birinin arasında karnelerinden birini bulmuştum..."
Albay, binbaşıya: -Yarın güneş tutulacak. Bu her zaman görülen bir şey değildir. Erleri talim elbiseleri ile talim meydanına getirin de olayı görsünler. Ben de orada bulunup kendilerine gerekli bilgiyi vereceğim. Şayet yağmur yağarsa, tabii bir şey göremeyiz. O zaman erleri, üstü kapalı talimgaha götürürsün. Binbaşı, yüzbaşıya: -Albayın emri ile yarın sabah saat dokuzda güneş tutulacak. Bu her zaman görülen bir olay değildir. Şayet hava kapalı olursa bir şey görülemeyecektir. Bu durumda tutulma, kapalı talimgahta gerekli talim elbisesiyle yapılacaktır. Yüzbaşı, teğmene: -Albayın emri ile yarın sabah dokuzda talim elbisesi ile güneş tutulmasının açılış merasimi yapılacaktır. Şayet yağmur yağarsa ki bu durum pek görülen bir olay değildir, Albay kapalı talimgahta gerekli bilgiyi verecektir. Teğmen, başçavuşa: -Yarın sabah dokuzda hava güzel olursa, talim kıyafeti ile albay tutulacak. Kapalı talimgahta yağmur yağarsa, alayın meydanında manevra yapılacak. Çünkü bu her zaman görülen bir olay değildir. Basçavuş, askere: -Yarın sabah saat dokuzda kapalı talimgahta Albayı tutacağız. Sabah hepiniz talim teçhizat ile hazır olun. Askerler kendi aralarında: -Yarın sabah bizim başçavus Albayı tutuklayacakmış.
Bir devrin tüm as ve klas futbolcuları cennette buluşmuş. Cennetin baş meleği de futbol meraklısıymış. Şeytanı çağırtmış: -"Cennetle cehennem arasında bir maç düzenleyelim ne dersin?" -"Boşuna oynamayalım, biz kazanırız", demiş şeytan. -"Olur mu en iyi futbolcular bizde, ne kadar da kötü futbolcu varsa sizde..." Şeytan şeytanca gülümsemiş: -"Ama bütün hakemler de bizde..."
Çekici bir genç kadın, çok zayıf bir bebeği doktora kontrole götürür. Bebeğe bakan doktor: - "Bu çocuk iyi gıda almıyor", der ve kadına dönerek: - "Lütfen soyununuz", diye rica eder. Soyunan kadının göğüslerini iyice kontrol eden doktor: - "Düşündüğüm gibiymiş hanımefendi" der, "sizin hiç sütünüz yok." Kadın: - "Tabi olmaz doktor bey", der. "Ben çocuğun teyzesiyim..."
Kız erkek arkadaşını arayıp akşam yemeğe davet etmiş. Hem ailesiyle tanıştıracak, hem de ailesi dışarı çıktıktan sonra erkek arkadaşıyla birlikte olacakmış. Çocuk kız arkadaşının evine gitmeden önce bir eczaneye uğrar. Eczacıya: - "Bana prezervatif verir misiniz?", der; eczacı da ne yapacağını sorar. Çocuk da kız arkadaşının evine gideceğini, kızın ailesi gittikten sonra birlikte olacaklarını söyler. Akşam yemek yemek için masaya otururlar. Yemekten önce dua edilir herkes yemeğe başlar ama çocuk hala dua ediyordur. Kız çocuğa, "ben senin bu kadar dindar olduğunu bilmiyordum", der. Çocuk da kıza: - "Ben de senin babanın eczacı olduğunu bilmiyordum!!!"
Nasa uzay üssünde yeni bir deneme yapılıyormuş. Gönüllü başvuranlar arasından Temel, astronot adayı olarak seçilmiş. Ön elemede oldukça sıkı testleri geçen Temel; 3 aylik ikinci bir eğitim ile iyi bir astronot olabilmiş. Beklenen an gelmiş ve Temel bir maymunla birlikte uzay mekiğine binerek havalanmış. Atmosfer aşıldıktan sonra Temel'in ilk işi; kendisine sıkı sıkıya söylenildiği gibi zarfları açıp maymunun ve kendisinin görev kartlarını okumak olmuş. Maymunun görevleri: "Yerküre ile bağlantıyı sürekli kontrol altında tutmak; her 2 saatte bir yörüngedeki sapmaları ayarlamak; füze içindeki hava basıncı, ısı, iletkenlik değerlerini aşağıya bildirmek; yakıt harcamasını ve motorların sırasını belirlemek..." diye devam ederken; okumaktan sıkılan Temel, kendi görev kartını açmış : "Maymunu iyi besle!"
Kız erkek arkadaşını arayıp akşam yemeğe davet etmiş. Hem ailesiyle tanıştıracak, hem de ailesi dışarı çıktıktan sonra erkek arkadaşıyla birlikte olacakmış. Çocuk kız arkadaşının evine gitmeden önce bir eczaneye uğrar. Eczacıya: - "Bana prezervatif verir misiniz?", der; eczacı da ne yapacağını sorar. Çocuk da kız arkadaşının evine gideceğini, kızın ailesi gittikten sonra birlikte olacaklarını söyler. Akşam yemek yemek için masaya otururlar. Yemekten önce dua edilir herkes yemeğe başlar ama çocuk hala dua ediyordur. Kız çocuğa, "ben senin bu kadar dindar olduğunu bilmiyordum", der. Çocuk da kıza: - "Ben de senin babanın eczacı olduğunu bilmiyordum!!!"
muhaha bu cok iyiydi yaw
Bir otobüs dolusu politikacı seçim kampanyası için Teksas'ta dolaşıyorlardı.Otobüs büyük bir çiftliğin yanından geçerken,otobüs şoförünün dalgınlığı yüzünden derin bir şarampole uçtu.
Çiftçi koşarak geldi gece kurda kuşa yem olmasınlar diye cesetleri gömmeye başladı.
Ertesi sabah,şerif soruşturma için çiftliğe geldi.
Çiftçiye sordu:"Otobüsteki bütün politikacıları gömdün demek...
Hepside ölüydü,eminsin değil mi?"Çiftçi cevap verdi:"Bazıları yaşadıklarını iddia ettiler ama politikacıları bilirsiniz...Nasıl yalan söylerler.
Bir yığın sebze yüklenmiş el arabasını kan ter içinde yokuş yukarı çıkarmaya çabalayan manav çırağına acıdı,yardım etti.Güç bela yokuşun başına geldiler.Geniş bir soluk alarak sordu:
-Oğlum,tek başına bu kadar yükü taşıyamayacağını ustana söylemedin mi?
-Söyledim ama...
Öyleyse niye taşıttı?
-"Sana yardım edecek bir enayi bulunur"dedi.
harika fıkralar arkadaşlar teşekkürler
cetin solmaz
26-09-2006, 22:10
elıne saglık
anthony99
27-09-2006, 10:17
hepsi birer harika olmuş ellerinize sağlık arkadaşlar.:clap2: :puah: :puah:
:00000004: :00000004: :00000004: komikmiş yaaa :00000004: :00000004:
hakan_72_123
23-10-2006, 00:41
harika olmuş ellerinize sağlık
Powered by vBulletin® Version 4.2.5 Copyright © 2025 vBulletin Solutions, Inc. All rights reserved.