PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Furkan suresi 30. ayetten alınacak BÜYÜK dersler.



halukgta
28-02-2011, 20:32
Yüce Rabbim bizlere öyle bir rehber kitap göndermiş ki, gelecekte karşımıza çıkacak, olayları dahi bizlere örnek verip, doğru yolu bulmamız için, çaba göstermektedir. Rahman her şeyden nice örnekler verdim sizlere der kur’an da. Öyle örnekler verir ki, bu örneklerden aklımızla, düşünüp ibret al ey kulum dercesine, apaçık anlatır başımıza gelecekleri. Tabi bizlerin kur’an ile irtibatı kesildiği için, Rabbin bu ikazlarından hiç habersiz yaşarız inancımızı. Bu yazımda hepinizin bildiği bir ayet üzerinde daha detaylı sizleri düşünmeye davet etmek istiyorum. Önce ayeti yazalım.


Furkan 30; Ey Rabbim! Benim toplumum bu Kuran' ı devre dışı tuttular.

Peygamberimiz bu sözü, hesabın görüleceği gün, yani mahşer günü söyleyeceğini bildiriyor bizlere Rabbim. Peygamberimizin söylediği bu cümleyi önce düşünelim. Peygamberimiz ümmetim, kur’anı devre dışı bıraktılar sözünden, acaba hangi zamandan bahsediyor ve bu sözü hangi olaylar neticesinde söylemiş olabilir? Günümüzde ki İslam ı yaşayış şeklimizden bahsettiğini söylememiz sanırım doğru olmaz. Çünkü peygamberimizde bizler gibi beşer olduğuna göre, vefatından sonra yaşananlar hakkında bir bilgisinin olması mümkün değil. O zaman bu sözü neye dayanarak söylemiş olabilir, burası çok önemli. Biraz düşündüğümüzde, kur’an ayetlerine baktığımızda iki şey geliyor akla. Kendi yaşadığı peygamberliği döneminde başından geçen olaylar, halkın tavırları, toplumun geçmiş atalarının inançlarından vazgeçmeyen tutumlarını düşündüğünde, bu sözü söylemesi büyük ihtimal diyebiliriz.

İkinci olarak ta, mahşerin kurulduğu o çetin günde, ben Müslüman’ım diyenlerin düştükleri zor durumları gören peygamberimiz, ümmetinin kur’an dan çok uzak yaşamlarının ortaya çıkması, hesap günü ortaya dökülmesi sonucunda bu manzaradan etkilenmesi neticesinde, peygamberimizin bu sözleri söylemiş olması da büyük ihtimaldir.

Şimdide bu iki konuyu düşünelim. Önce birincisinden başlayalım. Peygamberimiz kendi döneminde yaşarken, kur’anı devre dışı bırakarak, bazı sözlerin ve inançların peşinden koşmuş olmalılar ki, peygamberimiz benim ümmetim kur’anı devre dışı bıraktılar diyor. Düşünebiliyor musunuz Allahın elçisi yaşadığı dönemlerde dahi, kur’an dan sapma, hurafe ve atalarının dinine yönelmeler çok fazla olmuş ki, Allah elçisi bu sözü söylüyor. Bu düşünceyi doğrulayan ve peygamberimizin Furkan suresi 30. ayetten önce, rabbimin bizlere örnek olsun ve ibret alalım diye şimdiden bildirdiği şu ayetler üzerinde lütfen düşününüz. Allah elçisinin yaşadığı dönemlerde dahi, kur’anı devre dışı bırakıp edindiği veliler ve hurafelerin peşinden giden, kur’anı tebliğ almış insanların feryadı, bizleri hala uyarmıyorsa, şunu unutmayalım, aynı feryadı bizlerin hesap günü yapacağı kaçınılmazdır.



Furkan 27: O gün, zalim kimse (pişmanlıktan) ellerini ısırıp şöyle der: Keşke o peygamberle birlikte bir yol tutsaydım. 28: 'Vah yazıklar bana, ne olurdu da filanı dost edinmeseydim. 29: 'Çünkü o, gerçekten bana geldikten sonra beni zikirden (Kur'an'dan) saptırmış oldu. Şeytan da insanı 'yapayalnız ve yardımsız' bırakandır.



Ayete dikkatle baktığımızda, yaptığından pişman olan, yaptıklarının utancından ellerini ısıran ve keşke o peygamberle birlikte o yolu takip etseydim diyor. Yine pişmanlıklarını söyleyerek, peygamberimizin tebliğlerine tam kulak asmayarak, filancayı dost edinmekten pişmanlığını anlatıyor. Hemen düşünelim bu sözlerden sonra. Bizler günümüzde peygamberimizin emanetine neler söylüyoruz? Kur’an da her şey yoktur. O özet bilgidir. İslam ı öğrenmek istiyorsanız fıkıh kitaplarına bakacaksınız demiyorlar mı? Bu durumda bizlerde bu söylenenlere uyarsak, aynı hatayı yapmış olmuyor muyuz? Edindiğimiz velilerin peşine düşüp, kur’an da her şey yoktur, kur’anı herkes anlayamaz, diyenlerin ardı sıra gidenlerle, ayette geçen ve üzüntüsünden ellerini ısırıp, keşke bilmem kimi dost edinmeseydim diyenin, ne farkı var dostlar. Ayetin sonundaki sözler eğer bugün bizleri hala uyarmıyorsa, sonucuna katlanmasını da bileceğimizin farkında olalım. Bakın Rabbim ne diyor?


('Çünkü o, gerçekten bana geldikten sonra beni zikirden (Kur'an'dan) saptırmış oldu.)


Bu yazdıklarımı okuyan bazı kardeşlerim şöyle düşünecekler. Bizim edindiğimiz veliler, ardı sıra gittiğimiz dostlar bizi kur’an dan uzaklaştırmıyor ki. Tam tersine bizler kur’anı anlayamadığımız, ondan hüküm çıkaramadığımız için kur’anı bizlere onlar anlatıyor diyorlar. Şimdide bu cevap üzerinde düşünelim. Birincisi Allah gerçekten kur’anın muhkem, yani dinin anası olan ayetleri zor anlaşılır bir şekilde mi göndermiştir? Burası önemli, eğer bu düşünceyi kur’an doğruluyorsa, bazı arkadaşlarımızın verdiği cevap doğru demektir. Birkaç örnek verelim.


Kamer 17: Andolsun biz, Kuran'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur?

Kamer 22: Yemin olsun ki, biz, Kuran'ı öğüt ve ibret için kolaylaştırdık. Fakat düşünen mi var?


Yasin 69: Biz o peygambere şiir öğretmedik. Şiir ona yaraşmaz/layık olamaz da. Ona vah yedilen, bir öğütten ve apaçık bir Kuran’dan başka şey değildir;




Yukarıdaki ayetlere benzer yüzlerce ayet vardır kur’an da. Allah yemin ederek kur’anı öğüt almanız için kolaylaştırdım diyorsa, acaba başka söz aramak doğrumudur? Birileri çıkıp kur’anı herkes anlayamaz diyorsa, nasıl olurda Rabbim e inanmak yerine beşere inanırız? Allah Yasin suresi 69. ayette ona vah yedilen öğütten ve apaçık bir kur’an dan başka bir şey değildir dediği halde, nasıl olurda kur’ana açık, anlaşılır değil diyenlere inanırız? Bakın Allah bizlere ne söylüyor.


Araf 3. (Ey insanlar), Rabbinizden size indirilene uyun ve O'ndan başka velilere uymayın. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!


İşte peygamberimiz, hem kendi devrinde, hem de mahşer günü hesabın görüleceği gün, O çetin ortamda kur’anın devre dışı bırakılarak yaşandığı örneklerini görünce söylediği, Furkan suresi 30. ayet ne yazık ki günümüzde de katlanarak devam etmiştir. Düşünebiliyor musunuz, peygamberimizin yaşadığı dönemde bile kur’an dışından bilgilere yönelme büyük çapta var ise, günümüzde acaba bu durum ne haldedir dersiniz? Bunu düşünmek, hayal bile etmek istemiyorum. Hatırlayınız peygamberimiz yaşadığı dönemde, dilden dile dolaşan, peygamberimizin sözleri dedikleri, günümüz deyimiyle hadislerine öyle bir yönelmişler ve aktarılan sözlere öyle ilaveler eklemeler yapmışlar ki, peygamberimiz bile gördüklerine hayret etmiştir. Çünkü sözlerinin değiştirilerek, ilavelerle aktarılmasını gören Allah elçisi, derhal buna müdahale edip, yasak getirmiştir. İşte kur’anın devre dışı bırakılması silahının fitili, böylece daha peygamberimizin devrinde ateşlenmiştir. Peygamberimiz ve dört halife devrinde yapılan mücadele başarılı olmuş, fakat ne yazık ki halifelik devrinin sona ermesiyle de mücadele bitmiştir. Daha sonra İslam ın mezheplere bölünmesiyle devam eden kur’anı devre dışı bırakma hareketi, günümüz yüz yılında had safhaya ulaşmıştır.
Bizlere düşen görev Rabbin söylediği gibi HAKKI BATILKLA KARIŞMADAN İslam ı yaşamak olmalıdır. Peygamberimizin hesabın görüleceği O çetin gün bizlerin yüzlerine vururcasına söyleyeceği o acı gerçeği lütfen çok iyi anlamaya çalışalım. Allah daha gerçekleşmemiş bir olayı bizlere hatırlatarak, bizlerin yanlıştan dönmemizi istemektedir. Hepimiz yaşadığımız her an içinde imtihanda olduğumuzu unutmayalım. Unuttuğumuz her an kaybımız olduğunun bilincinde olursak, Rabbin verdiği örnekleri anlamaya çalışırsak, huzura vardığımızda çok daha mutlu olacağımızın bilincinde olmalıyız.

Bizleri ne günümüzde edindiğimiz veliler, nede şeyhler kurtaracaktır. Bizleri kurtaracak, elimizdeki kur’an ve Rabbin verdiği akıl olacaktır. Kur’anı akılla birleştiren, şeytanın vesvesesinden uzaklaşır. Bunu yapabilmek için, kur’anı anlayarak okuyup, Rabbin sözlerini, beşerin sözlerine feda etmeden, anlamaya çalışarak, şeytanın ve şeytanlaşmış insanların şerrinden kurtulabiliriz.

Dilerim Rabbim, şeytanlaşmış kalplerden bizleri uzak tutar. Yine Rabbimden dilerim elinden kur’anı eksik etmeyen, Rabbimin elçisine verdiği HİKMETİ bizlere de bahşeden kullarından oluruz.

SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK

hasan10
28-02-2011, 22:03
yüce rabbim bizlere öyle bir rehber kitap göndermiş ki, gelecekte karşımıza çıkacak, olayları dahi bizlere örnek verip, doğru yolu bulmamız için, çaba göstermektedir. Rahman her şeyden nice örnekler verdim sizlere der kur’an da. öyle örnekler verir ki, bu örneklerden aklımızla, düşünüp ibret al ey kulum dercesine, apaçık anlatır başımıza gelecekleri. Tabi bizlerin kur’an ile irtibatı kesildiği için, rabbin bu ikazlarından hiç habersiz yaşarız inancımızı. Bu yazımda hepinizin bildiği bir ayet üzerinde daha detaylı sizleri düşünmeye davet etmek istiyorum. önce ayeti yazalım.


Furkan 30; ey rabbim! Benim toplumum bu kuran' ı devre dışı tuttular.

Peygamberimiz bu sözü, hesabın görüleceği gün, yani mahşer günü söyleyeceğini bildiriyor bizlere rabbim. Peygamberimizin söylediği bu cümleyi önce düşünelim. Peygamberimiz ümmetim, kur’anı devre dışı bıraktılar sözünden, acaba hangi zamandan bahsediyor ve bu sözü hangi olaylar neticesinde söylemiş olabilir? Günümüzde ki islam ı yaşayış şeklimizden bahsettiğini söylememiz sanırım doğru olmaz. çünkü peygamberimizde bizler gibi beşer olduğuna göre, vefatından sonra yaşananlar hakkında bir bilgisinin olması mümkün değil. O zaman bu sözü neye dayanarak söylemiş olabilir, burası çok önemli. Biraz düşündüğümüzde, kur’an ayetlerine baktığımızda iki şey geliyor akla. Kendi yaşadığı peygamberliği döneminde başından geçen olaylar, halkın tavırları, toplumun geçmiş atalarının inançlarından vazgeçmeyen tutumlarını düşündüğünde, bu sözü söylemesi büyük ihtimal diyebiliriz.

Ikinci olarak ta, mahşerin kurulduğu o çetin günde, ben müslüman’ım diyenlerin düştükleri zor durumları gören peygamberimiz, ümmetinin kur’an dan çok uzak yaşamlarının ortaya çıkması, hesap günü ortaya dökülmesi sonucunda bu manzaradan etkilenmesi neticesinde, peygamberimizin bu sözleri söylemiş olması da büyük ihtimaldir.

şimdide bu iki konuyu düşünelim. önce birincisinden başlayalım. Peygamberimiz kendi döneminde yaşarken, kur’anı devre dışı bırakarak, bazı sözlerin ve inançların peşinden koşmuş olmalılar ki, peygamberimiz benim ümmetim kur’anı devre dışı bıraktılar diyor. Düşünebiliyor musunuz allahın elçisi yaşadığı dönemlerde dahi, kur’an dan sapma, hurafe ve atalarının dinine yönelmeler çok fazla olmuş ki, allah elçisi bu sözü söylüyor. Bu düşünceyi doğrulayan ve peygamberimizin furkan suresi 30. Ayetten önce, rabbimin bizlere örnek olsun ve ibret alalım diye şimdiden bildirdiği şu ayetler üzerinde lütfen düşününüz. Allah elçisinin yaşadığı dönemlerde dahi, kur’anı devre dışı bırakıp edindiği veliler ve hurafelerin peşinden giden, kur’anı tebliğ almış insanların feryadı, bizleri hala uyarmıyorsa, şunu unutmayalım, aynı feryadı bizlerin hesap günü yapacağı kaçınılmazdır.



Furkan 27: O gün, zalim kimse (pişmanlıktan) ellerini ısırıp şöyle der: Keşke o peygamberle birlikte bir yol tutsaydım. 28: 'vah yazıklar bana, ne olurdu da filanı dost edinmeseydim. 29: 'çünkü o, gerçekten bana geldikten sonra beni zikirden (kur'an'dan) saptırmış oldu. şeytan da insanı 'yapayalnız ve yardımsız' bırakandır.



Ayete dikkatle baktığımızda, yaptığından pişman olan, yaptıklarının utancından ellerini ısıran ve keşke o peygamberle birlikte o yolu takip etseydim diyor. Yine pişmanlıklarını söyleyerek, peygamberimizin tebliğlerine tam kulak asmayarak, filancayı dost edinmekten pişmanlığını anlatıyor. Hemen düşünelim bu sözlerden sonra. Bizler günümüzde peygamberimizin emanetine neler söylüyoruz? Kur’an da her şey yoktur. O özet bilgidir. Islam ı öğrenmek istiyorsanız fıkıh kitaplarına bakacaksınız demiyorlar mı? Bu durumda bizlerde bu söylenenlere uyarsak, aynı hatayı yapmış olmuyor muyuz? Edindiğimiz velilerin peşine düşüp, kur’an da her şey yoktur, kur’anı herkes anlayamaz, diyenlerin ardı sıra gidenlerle, ayette geçen ve üzüntüsünden ellerini ısırıp, keşke bilmem kimi dost edinmeseydim diyenin, ne farkı var dostlar. Ayetin sonundaki sözler eğer bugün bizleri hala uyarmıyorsa, sonucuna katlanmasını da bileceğimizin farkında olalım. Bakın rabbim ne diyor?


('çünkü o, gerçekten bana geldikten sonra beni zikirden (kur'an'dan) saptırmış oldu.)


bu yazdıklarımı okuyan bazı kardeşlerim şöyle düşünecekler. Bizim edindiğimiz veliler, ardı sıra gittiğimiz dostlar bizi kur’an dan uzaklaştırmıyor ki. Tam tersine bizler kur’anı anlayamadığımız, ondan hüküm çıkaramadığımız için kur’anı bizlere onlar anlatıyor diyorlar. şimdide bu cevap üzerinde düşünelim. Birincisi allah gerçekten kur’anın muhkem, yani dinin anası olan ayetleri zor anlaşılır bir şekilde mi göndermiştir? Burası önemli, eğer bu düşünceyi kur’an doğruluyorsa, bazı arkadaşlarımızın verdiği cevap doğru demektir. Birkaç örnek verelim.


Kamer 17: Andolsun biz, kuran'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. öğüt alan yok mudur?

Kamer 22: Yemin olsun ki, biz, kuran'ı öğüt ve ibret için kolaylaştırdık. Fakat düşünen mi var?


Yasin 69: Biz o peygambere şiir öğretmedik. şiir ona yaraşmaz/layık olamaz da. Ona vah yedilen, bir öğütten ve apaçık bir kuran’dan başka şey değildir;




yukarıdaki ayetlere benzer yüzlerce ayet vardır kur’an da. Allah yemin ederek kur’anı öğüt almanız için kolaylaştırdım diyorsa, acaba başka söz aramak doğrumudur? Birileri çıkıp kur’anı herkes anlayamaz diyorsa, nasıl olurda rabbim e inanmak yerine beşere inanırız? Allah yasin suresi 69. Ayette ona vah yedilen öğütten ve apaçık bir kur’an dan başka bir şey değildir dediği halde, nasıl olurda kur’ana açık, anlaşılır değil diyenlere inanırız? Bakın allah bizlere ne söylüyor.


Araf 3. (ey insanlar), rabbinizden size indirilene uyun ve o'ndan başka velilere uymayın. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!


Işte peygamberimiz, hem kendi devrinde, hem de mahşer günü hesabın görüleceği gün, o çetin ortamda kur’anın devre dışı bırakılarak yaşandığı örneklerini görünce söylediği, furkan suresi 30. Ayet ne yazık ki günümüzde de katlanarak devam etmiştir. Düşünebiliyor musunuz, peygamberimizin yaşadığı dönemde bile kur’an dışından bilgilere yönelme büyük çapta var ise, günümüzde acaba bu durum ne haldedir dersiniz? Bunu düşünmek, hayal bile etmek istemiyorum. Hatırlayınız peygamberimiz yaşadığı dönemde, dilden dile dolaşan, peygamberimizin sözleri dedikleri, günümüz deyimiyle hadislerine öyle bir yönelmişler ve aktarılan sözlere öyle ilaveler eklemeler yapmışlar ki, peygamberimiz bile gördüklerine hayret etmiştir. çünkü sözlerinin değiştirilerek, ilavelerle aktarılmasını gören allah elçisi, derhal buna müdahale edip, yasak getirmiştir. Işte kur’anın devre dışı bırakılması silahının fitili, böylece daha peygamberimizin devrinde ateşlenmiştir. Peygamberimiz ve dört halife devrinde yapılan mücadele başarılı olmuş, fakat ne yazık ki halifelik devrinin sona ermesiyle de mücadele bitmiştir. Daha sonra islam ın mezheplere bölünmesiyle devam eden kur’anı devre dışı bırakma hareketi, günümüz yüz yılında had safhaya ulaşmıştır.
Bizlere düşen görev rabbin söylediği gibi hakki batilkla karişmadan islam ı yaşamak olmalıdır. Peygamberimizin hesabın görüleceği o çetin gün bizlerin yüzlerine vururcasına söyleyeceği o acı gerçeği lütfen çok iyi anlamaya çalışalım. Allah daha gerçekleşmemiş bir olayı bizlere hatırlatarak, bizlerin yanlıştan dönmemizi istemektedir. Hepimiz yaşadığımız her an içinde imtihanda olduğumuzu unutmayalım. Unuttuğumuz her an kaybımız olduğunun bilincinde olursak, rabbin verdiği örnekleri anlamaya çalışırsak, huzura vardığımızda çok daha mutlu olacağımızın bilincinde olmalıyız.

Bizleri ne günümüzde edindiğimiz veliler, nede şeyhler kurtaracaktır. Bizleri kurtaracak, elimizdeki kur’an ve rabbin verdiği akıl olacaktır. Kur’anı akılla birleştiren, şeytanın vesvesesinden uzaklaşır. Bunu yapabilmek için, kur’anı anlayarak okuyup, rabbin sözlerini, beşerin sözlerine feda etmeden, anlamaya çalışarak, şeytanın ve şeytanlaşmış insanların şerrinden kurtulabiliriz.

Dilerim rabbim, şeytanlaşmış kalplerden bizleri uzak tutar. Yine rabbimden dilerim elinden kur’anı eksik etmeyen, rabbimin elçisine verdiği hikmeti bizlere de bahşeden kullarından oluruz.

Saygilarimla haluk gümüştabak
aminnn kardeş...

ievsan
01-03-2011, 00:12
amin allah razı olsun

tanju_aydin
01-03-2011, 01:26
aminnnn allah razı olsun bilader