Ülkemizin Tarihi ve Turistik alanları düşünülünce haksız bir şekilde arka planda bırakılan İç Anadolu Bölgesi, çok eski tarihlerden bu yana birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Bu geçmişle birlikte hem doğal güzellikler, hem de tarihi birikimler açısından İç Anadolu Bölgesinin, Türkiye’nin diğer bölgelerine nazaran kıraç da olsa, güzellik bakımından diğer bölgelerden hiç bir farkı yoktur. Bunun yanında keşfedilmemiş bölümleri de doğal güzellik severlere çok şeyler sunuyor.
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Bu güzellikleri görmeye Aladağlar ile başlayabiliriz. Aladağlar karaçam ve kızılçam ormanlarının ağırlıkta olduğu bitki örtüsü ve yaban hayvanlarının yaşadığı doğal ortam ile gerçekten bir doğa müzesidir. Aladağlar, Demirkazık, Kaldı, Alaca ve Kızılkaya dağ toplulukları size üzerindeki azgın nehirlerde rafting imkanı da sağlıyor.
Orta Anadolu’nun en güzel doğal güzelliklerinden biriside Kayseri’deki Erciyes dağıdır. Sönmüş bir volkan olan Erciyes dağı heybeti ile herkesi büyüler, o kadar ki Kayseri Ağırnas doğumlu olan Mimar Sinan’ın Süleymaniye Camii’ni Erciyes dağından etkilenerek yaptığı anlatılır. Erciyes özellikle kış aylarında kayak merkezi olarak yoğun ilgi görüyor. Zirvesi her mevsim kar ile kaplı olan bu dağ, yürüyüş yapabilme imkanı da sağlıyor sizlere.
İç Anadolu’nun en önemli doğal güzelliklerinin başında gelmeyi hakeden tek yer tabiî ki de Kapadokya bölgesidir. Kapadokya Bölgesi Ihlara Vadisinden Peri Bacalarına, Gelveri Manastırlar Vadisi’nden Güllüdere vadilerine daha nice güzellikler sunuyor. Özellikle bahar aylarında bir başka güzel olan Kapadokya’da kalabalığa karışmak ya da yalnız gezebilmek size kalmış. Bölgenin doğal yapısından faydalanarak oyulan kaya kiliseleri ve yeraltı şehirleri de size bambaşka bir hayatın kapılarını açıyor.
