Kalp hastalarına kırmızı et uyarısı

SAMSUN (İHA) - Halk Sağlığı ve İç Hastalıkları Uzmanı Dr. M. Emin Dinççağ, Kurban Bayramı dolayısıyla kırmızı et tüketiminde önemli artış olduğuna dikkat çekerek, özellikle kroner kalp hastası ve yüksek tansiyonu olanların dikkatli olması gerektiğini belirtti.

"Kurban Bayramı kırmızı et tüketiminin çok olacağı günler demektir" diyen Dr. Dinççağ, "Özellikle kroner kalp hastası 40 yaşın üzerinde, az hareket eden, yüksek tansiyonlu erkeklerin kalp krizi açısından dikkat etmeleri gerekir. İç yağı ve fazla yağlı kırmızı et tüketimi kroner kalp hastalıkları yönünden zararlıdır. Kroner kalp hastalıklarından ölüm, dünyada birinci sıradadır. Kroner kalp hastalıkları önlenebilir hastalıklardandır. Bu bakımdan dünyada bu hastalıklardan korunmak için eğitim programları hazırlanmakta ve halk eğitilmektedir. Özellikle tereyağı kullanımı, iç yağ tüketimi ve fazla miktarda yağlı kırmızı et kroner kalp hastalığına yol açar" diye konuştu.

Yağlı kırmızı etin kızartılarak yenilmemesi gerektiğini ifade eden Dr. Dinççağ, "Tuz tüketimi kısıtlanmalıdır. İç yağı kullanılmamalıdır. Yüksek tansiyon hastaları bu yasaklara uymalı, sıklıkla kolesterol, LDL kolesterol, trigiliserid ölçümlerini yaptırmalıdır. Egzersiz programı uygulanmalı ve haftada en az 2-3 gün, 40 dakika yürüyüş veya tenis oynamak, yüzme veya bisiklete binme gibi egzersiz uygulanmalıdır. Kalori kısıtlaması yapılmalı, kilo alınmamalıdır. Ailede şeker hastalığı öyküsü varsa tokluk kan şekeri bakılarak gizli şeker hastalığı araştırılmalıdır. Kurban Bayramı, ağız tadına sağlığın feda edilmediği günler olmalıdır" şeklinde konuştu.

Sevgili Arkadaşlar,

Ben veteriner hekimim. Kırmızı et, beyaz et, hindi, balık, devekuşu v.b. etler üzerine dünyadaki neredeyse tüm literatürleri tararım. Aynı zamanda Et ve Balık Kurumunda çalışıyorum. Bu konuda yıllardır süregelen araştırma ve bilgi birikimimi konu açılınca paylaşayım istedim.

Tesbitlerim şöyle;
-Kalp hastalığı genetiktir. Ailede varsa, dikkatetmek gerekir. Yoksa hiç korkmanıza gerek yoktur.
-Kırmızı et güya kolesterol açısından yüksek olup, onun için kalp krizi rizkini artırdığını iddia ederler. Oysa beyaz etin, hindi etinin, devekuşu etinin kolesterol açısından birbirinden hiç bir farkı yoktur. Bu tamamen aradaki çok küçük oranların ticari abartısından başka bir şey değildir.
-Kolesterol için Türkiye'nin ödediği ilaç parası milyar dolar düzetindedir. Yani bu bir sektör.
-Bizim en büyük problemimiz et değil, hareketsizliktir. Her yere arabayla gider olduk. Sadece 1 üst kata asansör kullanıyoruz. Günümüzün çok büyük kısmını hareket etmeden geçiriyoruz. Biraz hareket lütfen.
-Kırmızı et hayvansal proteinlerin en başında gelir. Ve tüketilmesi insan vucudu için zorunludur. Proteinden yoksun beslenme demek, vucudun ve beynin hantal olması demektir.
-Bize kırmızı et tüketmeyin, kalp krizi geçirirsiniz diyen gelişmiş ülkeler bizim tam 10 katımız kırmızı et tüketiyorlar. Aynı durum, süt, yumurta v.b için de geçerli.
-Atalarımız oturdumu 1 kuzuyu yermiş. Onlarda neden kolesterol yoktu. Hadi ölçtürmüyorlardı diyelim. Benim anneannem tam 87 yaşında. Etin hep yağlı kısımlarını yer, dişim basmıyor diye. Valla ne kolesterolü var ne kalbi.

Özetle; kırmızı et yiyin arkadaşlar. Hele çocuklarınıza mutlaka yedirin. Sonra özel koleje gönderdim, hoca tuttum, üniversiteyi kazanamadı demeyin.

Rahmetli Recep Yazıcıoğlu'nun bir sözünü hatırlatayım; "ot yiyenler, et yiyenler tarafından yenir". Bu et yiyen toplumlar, ot yiyenleri yönetir demektir. Doğada da bu böyledir.

Tüketeceğiz de pahalı diyebilirsiniz. Haklısınız. Bizde etin kilosu 15 YTL, bizim 10 katımızı tüketenlerde 3 YTL. Oda Tarım Bakanlığı ve bizi yönettiğini sananların ayıbı.

Son söz; "Kırmızı Et Yiyin, Beyaz Et yiyin, Balık yiyin, ,Süt İçin, Yumurta yiyin"