Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Türkiye'nin dört bir yanından gelen milletvekillerinin Meclis'in ilk gününde ortaya koyduğu sağduyulu tavır, toplumu rahatlattı.
Meclis'teki yemin töreni önceki gün sıcak görüntülere sahne oldu. MHP lideri Bahçeli ile DTP lideri Türk'ün tokalaşması törene damgasını vurdu.
Multimedya
DTP'li vekiller Bahçeli ile tokalaştı
Medya tam destek verdi
Özellikle kavga edecekleri ileri sürülen MHP'liler ile Demokratik Toplum Partisi (DTP) milletvekillerinin el sıkışması büyük takdir topladı. Siyasetçisinden gazetecisine, akademisyeninden sokaktaki sade vatandaşına kadar toplumun her kesimi, tarihî tablonun mimarı olan MHP lideri Devlet Bahçeli ile DTP lideri Ahmet Türk'ü alkışladı. Medya da sağduyulu tavra tam destek verdi. Gazetelerin büyük bölümü Bahçeli ile Türk'ün fotoğrafını "İyi başlangıç" ve "Özlenen tablo" gibi başlıkla duyurdu. Meclis'teki tören en çok 1991 yılındaki Kürtçe yemin krizine tanık olan isimleri umutlandırdı. Eski Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin'e göre, fotoğraf, 1991'de yaşananlardan ders alındığını gösteriyor. "1991'de Kürtçe yemin edilmesi olumsuz bir başlangıçtı ve her şey oradan başladı, öyle devam etti. Fakat bunun ülkeye de, bölgeye de hiçbir yararının olmadığı anlaşıldı." diyen Çetin, "Bu kez her şey olumlu başladı ve inşallah böyle devam eder." temennisinde bulunuyor.
Eski Bakan Ömer Barutçu, iki liderin siyaset anlayışını överken, "Bu fotoğrafı, iki liderin tecrübesine ve aklına bağlamak lazım." görüşünü dile getiriyor. Eski milletvekili Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, yemin töreninde yaşananlar için, "Türk halkını ümitlendirici çok güzel sahneler." nitelendirmesinde bulunuyor. Türk Ocağı İstanbul Şube Başkanı Dr. Cezmi Bayram'ın yorumu da dikkat çekici: "Diyaloğun ilk şartı selamlaşmak ve el sıkışmaktır. Ben bunu, bir diyalog başlangıcı olarak görüyorum."
1991'deki yemin krizi sırasında Parlamento'da yer alan isimlerden DP Genel Başkan Yardımcısı Nevzat Ercan, ülkeyi gererek bir yere varılamayacağının altını çiziyor. Ülkenin sorunlarının çözümü için ilk şartın barış ve huzur olduğuna dikkat çeken Ercan, "1991'de olanlar keşke yaşanmasaydı. O günün şartlarında dokunulmazlıkların kaldırılması için oy verdim. Ancak kimseye husumet içinde değilim. Onları geçmişte bırakıp önümüze bakalım." görüşünü ifade ediyor. Kürtçe yemin krizinin mağdurlarından DTP Muş Milletvekili Sırrı Sakık ise çok acı çektiklerini belirterek; ancak halkın kendilerini yaraları kaşımak için değil, sorunlarını çözmek için yeniden Meclis'e gönderdiğinin altını çiziyor.
MHP ile DTP arasındaki yakınlaşmaya siyaset dünyasının yanı sıra medyadan da tam destek geldi. Basın dünyasının duayen isimlerinden Mehmet Barlas, gelinen noktayı değerlendirirken kriz üretim merkezlerinin çalışmalarına bir süre ara vermesi tavsiyesinde bulunuyor. Toplumun çok farklı kesimleri ve ülkenin değişik coğrafyalarında yaşayan insanların oylarını 'istikrar' yönünde kullandığını belirten Barlas, yemin törenindeki havanın bu gerçeğin iyi algılandığını gösterdiğini vurguluyor. Hürriyet Gazetesi başyazarı Oktay Ekşi, söz konusu tablonun sadece DTP ve MHP arasında değil, Parlamento'nun bütün kanatları arasında yaşanması gerektiğini kaydediyor. Geçmişteki kavgaları yakından gözlemleyen Zaman Gazetesi yazarlarından Ahmet Selim, kutuplaşmaya değil, itidale doğru değişimin hakim olması durumunda hem Kürt kökenli aydınların farklılaşmak zorunluluğunu hissedeceğinin hem de bölücülük ve terör düşüncesinin gerileyip söneceğinin altını çiziyor. Görüşler özetle şöyle:
Hikmet Çetin (Eski Meclis başkanı): Herkes yaşananlardan ders almış
Bahçeli ile Türk'ün vermiş olduğu fotoğraf her şeyi ifade ediyor. Fotoğraf, 1991'de yaşananlardan ders alındığını gösteriyor. Özellikle yemin töreni bunun en önemli göstergesi. 1991'de Kürtçe yemin edilmesi olumsuz bir başlangıçtı ve her şey oradan başladı, öyle devam etti. Fakat bunun ülkeye de bölgeye de hiçbir yararının olmadığı anlaşıldı. Bu kez her şey olumlu başladı ve inşallah böyle devam eder. Bu ülkenin barışa, istikrara, huzura ihtiyacı var. Oradaki herkes halkın oyuyla gelmiştir. Demokratik kurallar içerisinde hoşgörü, diyalog ve uzlaşmayı sürdürmek lazım.
Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş (Eski milletvekili): Meclis'te çok güzel sahneler yaşanıyor
Seneler önce aynı bölgelerden gelmiş olan bazı milletvekillerinin Türkçeden başka bir dilde yemin etmek istemeleri ve benzeri halleri, Türk halkında büyük üzüntüye yol açmıştır. Ondan sonra ortaya çıkan müessif olayları hepimiz hatırlıyoruz. Yeni Meclis'imizin açılışında ise bu tip endişe verici olaylar olmamıştır. Türk halkını ümitlendirici, çok güzel sahneler yaşandı. Bundan önceki Meclis'in çok yoğun bir çalışmayla önemli kanunları çıkardığını ve diğer faaliyetleri yürüttüğünü biliyoruz. Şimdiki Meclis ise bazı ağır problemleri çözme göreviyle karşı karşıyadır. Bunlar terör, Irak meselesi, AB'nin bize kabul ettirmek istediği bazı olumsuz hususlardır. Yeni Meclis'imiz açılışta verdiği olumlu manzarayı devam ettirir ve partilerimiz yapıcı bir şekilde çalışırlarsa bu ağır meselelerin de üstesinden Türkiye gelebilir. En kötü ihtimal Meclis'te ideolojik çekişmeler, aşırı istekler, militanca beyanlar ve kavgalardır. Böyle bir durum Türkiye'ye, Türk demokrasisine ve milli bütünlüğümüze ağır faturalar ödetebilir.
Cem Özdemir (Avrupa Parlamentosu Yeşiller Grubu üyesi): MHP de, DTP de Türkiye gerçeği
Gerek MHP gerekse DTP birer Türkiye gerçeği. Önümüzdeki beş yılda rekabetin bu şekilde devam etmesini temenni ediyorum. Biz de Avrupa'da farklı partilerde politika yapıyoruz. Ancak karşıdakileri düşman olarak görmemek gerekiyor. Önceki Meclis'e göre bu Meclis'te toplumun farklı kesimleri de kendilerini temsil imkanı buldu. Umarım ileriki zor dönemlerde dünkü görüntüler hatırlanır ve ona göre hareket edilir. Meclis'teki bu tür bir hareket tarzı, toplumda da olumlu hava oluşmasına katkı sağlar.
Gazeteci-yazar Mehmet Barlas: Halk gerginliğe 'hayır' dedi
Bu son seçimde de Türk seçmeni görüşünü açıkladı. Gerginliğe ve kavgaya 'hayır' denildi. Toplumun çok farklı kesimleri ve ülkenin değişik coğrafyalarında yaşayan insanlar, oylarını 'istikrar' yönünde kullandılar. Yeni TBMM'nin yemin törenindeki hava da, bunun büyük çoğunluk tarafından algılandığını gösteriyor. Bu gerçeklerin ışığında, varlık sebeplerini gerginliklerde ve siyasi gerilla savaşçılığında bulanların, kendilerine hakim olmaları şart. Seçim öncesi yaptıkları tahminlerle bu toplumun eğilimlerini algılamaktan aciz oldukları kanıtlananların, aynı aymazlığı seçim sonrasında da sürdürmeleri, en azından umursamazlıktır.
Hürriyet Gazetesi yazarı Oktay Ekşi: Göstermelik olmamasını diliyorum
Dilerim bu başlangıç, yasama dönemimizin sonuna kadar aynı anlayışla devam eder. Bu tavırların göstermelik olmamasını diliyorum. Parlamento görüşmeleri her zaman heyecanlı, sinirlerin kontrolünün zor olduğu günler geçirdi. Dünkü tablonun sadece DTP ve MHP arasında değil Parlamento'nun bütün kanatları arasında yaşanmasını diliyorum. Siyaset bu olgunluğa ve adaba sahiptir. İleriye iyimser bir şekilde bakmalıyız. Siyaset pratiğinin bu tabloyu ciddi bir biçimde sınayacağını düşünüyorum.
Gazeteci-yazar Ahmet Selim: Bölücülük ve terör söner
Meclis'teki durumun farklılaşmaya yol açmasını, farklılaşma niyetinin doğmasına veya güçlenmesine katkı yapmasını diliyorum. Kesin bir kanaatim var: Aydınlarımız, kutuplaşmaya doğru değil itidale doğru değişirse, hem Kürt kökenli aydınlar farklılaşmak zorunluluğunu hisseder hem de bölücülük ve terör düşüncesi gerileyip söner. Olabilirlikler algısının realist yönde değişmesi kaçınılmazdır. İmkansızları bilmek, imkanlardan yararlanmanın temel şartıdır. Bunu daha fazla gecikmeden sağlamak aydınların namus borcudur. Fikrî olgu, her türlü belirleyici faktörden daha çok ve daha öncelikli belirleyicidir. İhanet gafletle, gaflet nefsaniyetle beslenir. Sorumluluk şuurunun temiz, berrak, hakikat sevgisini üstte tutan, itidal cesaretine sahip düşünce üretimleriyle kardeşliğin, gerçekliğin çözümü gelir.
Sırrı Sakık (DTP Muş milletvekili): Halk 'kavga istemiyoruz sorunlarımızı çözün' dedi
Halkımız, 'Gidin sorunlarımızı çözün. Biz kavga, kan ve şiddet istemiyoruz' dedi. Biz de bunun ruhuna uygun davranacağız. Diyaloğu, hoşgörüyü sürekli kullanacağız. Dilerim bu hava sürer. 1991'in mağdurları bizleriz, çok acı çektik. Resmen Parlamento'da darbe yapıldı, yaka paça dışarı atıldık. Ama yaralarımızı kaşımak istemiyoruz, sorunlarımızı çözmek istiyoruz. Bir kural vardır, yaralanan yere ateş basılır nüksetmesin diye. Biz de nüksetmemesini istiyoruz.
Nevzat Ercan (DP Gen. Bşk. Yard.): Çözüm için evvela barış ve huzur olması lazım
Evvela istikrar, barış ve huzur olması lazım ki ülke, sorunlarını çözerek yol alsın. 1991'de olanlar keşke yaşanmasaydı. O dönem dokunulmazlıkların kaldırılmasını eleştirenler de olabilir, ben o kanaatte değilim. Bırakıp onları geçmişte, önümüze bakalım. Hepimiz bu ülkenin insanıyız, kardeşçe yaşamalıyız. Belli birtakım mihraklar, insanları birbirine düşürecek senaryoları gündeme sokmuştur. Bu oyunları birlikte bozmalıyız. Meclis, böyle bir görüntü verdi.
Hasan Korkmazcan (Türk Parlamenterler Birliği Başkanı): Olumlu havanın devamı her vekilin sorumluluğu
Her bir milletvekili için özel sorumluluk gerektiren bir dönem. TBMM'nin 23. dönem çalışmaları bütün ülkede iyi izlenimler yaratan bir atmosferde başlamıştır. Bu durumun korunmasında, siyasi partiler ve gruplar kadar milletvekillerinin kişisel tutumları da rol oynayacaktır. Bu dönmede görev alan TBMM üyelerinin ülkemizin içinde bulunduğu şartları dikkate alarak daha duyarlı davranacakları umudu içindeyiz.
Ömer Barutçu (Eski bakan): Fotoğrafı, iki liderin aklına bağlamak lazım
Bahçeli ile Türk'ün verdiği fotoğraf, iki liderin şahsı ve duruşuyla ilgili. Türk'ü yakından tanıyorum. Kendisi fevkalade düzgün bir insan ve eski bir siyasetçidir. Türkiye'nin durumunu da iyi bilen bir siyasetçidir. Keza Sayın Bahçeli de aynı duyarlılıklara sahip. Bu fotoğrafı, iki liderin tecrübesine ve aklına bağlamak lazım. İnşallah bu görüntü bir fotoğraf olarak kalmaz. Cumartesi günkü manzara, geleceğe olumlu bakmamız için tek başına yeterli değil; ama önemli bir göstergedir.
Dr. Cezmi Bayram (Türk Ocağı İstanbul Şube Başkanı): El sıkışmayı bir diyalog başlangıcı olarak görüyorum
Türkiye'nin iç meselelerle kaybedecek zamanı yok. İnsanlığın bizden beklediği görevler var. Bu manzaranın sağduyulu ve akılcı bir şekilde devam ettirileceğini ümit ediyorum. Bu fotoğraf, meselelerin soğukkanlılıkla müzakere edilmesi imkanını doğuracaktır. Diyaloğun ilk şartı selamlaşmak ve el sıkışmaktır. Ben bunu, bir diyalog başlangıcı olarak görüyorum.
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile Demokratik Toplum Partisi (DTP) lideri Ahmet Türk'ün el sıkışması, gazete sayfalarına olumlu yansıdı.
Başlangıcın 'iyi' olduğunu vurgulayan gazeteler, Meclis'in böyle devam etmesi temennisinde birleşti. Yeni Şafak gazetesi, ilk günde ortaya çıkan tabloyu 'Hep böyle olsun' başlığıyla manşetten verdi.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Parlamento'daki yerinin boş kaldığına dikkat çeken gazete, birinci sayfasında Bahçeli ve Ahmet Türk'ü tokalaşırken gösteren fotoğrafı kullandı.
Hürriyet'in fotoğraf tercihi de iki liderin el sıkıştığı tarihi anı gösteren kare oldu. Fotoğrafa 'Buzları eriten tokalaşma' ifadesi eşlik etti.
Sabah gazetesi, yemin törenini 'Başladığı gibi sürsün' başlığıyla manşetine taşıdı. İç sayfada ise 'Türkiye'nin özlediği tablo' başlığı kullanıldı. Gazetenin genel yayın yönetmeni Ergun Babahan, yazısında şu yorumu yaptı: "Meclis'te tanık olduğumuz tokalaşma, sıradan bir olay değildir. Karşılıklı yanlışların kabulü, çözümün diyalog ve karşılıklı saygıdan geçtiğinin bir kanıtıdır. DTP, diyalog yönünde adım atarak işe başladı."
Vekillerin yemin törenini manşetten duyuran gazetelerden Star, 'Yeni döneme zarif başlangıç', Radikal ise 'Başladığı gibi bitsin' başlığını tercih etti.
Vatan gazetesi, 'Güzel başladı' başlığıyla verdiği haberde DTP'li vekillerin Devlet Bahçeli'nin yanına giderek tokalaşmasını 'şık bir jest' olarak değerlendirdi. Gazete yazarlarından Güngör Mengi de 'Güzel bir Meclis' başlıklı köşe yazısında Parlamento'nun açılışının TV kanallarına bayram coşkusu havasında yansıdığını kaydetti.
Milliyet gazetesi, diğer gazeteler gibi Ahmet Türk ile Devlet Bahçeli'nin tokalaştığı fotoğrafı birinci sayfasından yayınladı. Tarihi anı "Meclis'te sıcak başlangıç" başlığıyla okurlarına aktaran gazetenin yazarlarından Güneri Cıvaoğlu, Meclis tarihinde yer etmiş olaylara gönderme yaptı. Cıvaoğlu, "Meclis salonuna anıların penceresinden bakarken, sıralardaki milletvekili dağılımı yüreğimizle örtüşmese de demokrasi adına günün keyfini çıkarmak gerektiğini düşündüm. Hayırlı olsun." dedi.
06-08-2007, 10:05
muzo
Serin ve yağışlı hava, bu hafta etkili olacak
Barajlardaki doluluk oranının düşmesi sebebiyle su kesintisinden endişe eden İstanbullulara dün Meteoroloji'den müjdeli bir haber geldi. "Pazartesi günü İstanbul'a yağış bekliyoruz." açıklamasında bulunan Meteoroloji, geçen ay Boğaz'ın doğusunda görülen kısa süreli yağışın bu kez İstanbul'un batısını da etkileyeceğini belirtti.
Yağışların Marmara'dan sonra Doğu Karadeniz'de görüleceği bildirilirken, önümüzdeki hafta boyunca yaz mevsiminin en düşük sıcaklıklarının yaşanacağı kaydedildi. Dün Marmara Bölgesi'nde artan nem oranını küresel ısınma kaynaklı oksijen azlığına bağlayan Meteoroloji yetkilileri, nemli havanın önümüzdeki hafta boyunca süreceğinin altını çizdi. Alınan bilgilere göre, Balkanlardan gelen serin hava, yurdun kuzey bölgelerinde de görülecek. Güneyde sıcaklık değişmeyecek.
İstanbul'u serinleten yağmur
Türkiye'nin birçok bölgesinde yaşanan susuzluk sorununa çözüm olmak için halk yağmur duasına çıkarak Rahmeti Sonsuz'un kapısını çalıyor. Dün de İstanbul Gaziosmanpaşa'da Boğazköy Sinop Durağanlılar Derneği üyeleri, öğle namazı öncesinde yağmur duası yaptı. Yaklaşık 250 kişinin katıldığı duanın ardından şehrin bazı bölgelerinde yağmur yağmaya başladı. Boğazköy'de yüksek bir noktaya çıkan vatandaşların duasının ardından yağış olması ilginç görüntülerin yaşanmasına sebep oldu. Yağmurun şiddetini artırması üzerine vatandaşlar, korunmak için kapalı yerlere sığındı. Yağış nedeniyle yerlerde su birikintileri oluştu, su kanalları doldu. Duaya katılanlardan Veli Kar isimli vatandaş şaşkınlığını dile getirirken, "Sıcaklardan bunaldığımız bir dönemde böyle rahmetin yağması bizi mutlu etti." dedi. Bu arada Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü, bugün için İstanbullulara yağmur müjdesi verdi. Uzmanlar, Marmara Bölgesi'nde İstanbul ve batısını etkileyecek yağışlı havanın daha sonra Doğu Karadeniz'de görüleceğini bildirdi. Sertaç Dalgalıdere, İstanbul, Cihan
Küresel ısınma, yaşamın her alanında etkisini sürdürüyor. Mevsimlerin değişmesi, çöl sıcaklarının baş göstermesi, yağışların azalması, barajlardaki su seviyesinin düşmesi derken, şimdi de denizler ve denizlerde yaşayan canlılar tehlike altına girdi. Bu tehlikenin en belirgin örneği ise Karadeniz. Hırçınlığı ile bilinen, türkülere hatta fıkralara konu olan Karadeniz, yapılan bir araştırmaya göre gittikçe Akdeniz iklimine ve ekolojisine dönüşüyor. Buna bağlı olarak Karadeniz insanının milli yiyeceği hamsi de yön değiştiriyor. Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV) tarafından yapılan araştırmada, küresel ısınmanın Karadeniz'in ekolojik dengesini bozarak hamsi varlığını tehlikeye soktuğu belirtiliyor. Özellikle soğuk mevsimlerde hamsinin kuzeye yaptığı göçlerin azalacağı, ekmeğini balıkçılıktan kazanan binlerce insanın mesleğini bırakmak zorunda kalacağı ifade ediliyor. Karadeniz Doğa Koruma Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Murat Bulut, TÜDAV'ın araştırmasını doğruluyor. Bulut, "Hamsinin kendine yeni yaşam alanları bulması çok ciddi bir sorun." diyor.
Balıkçılığa büyük darbe vuracak
Araştırmalara göre; küresel ölçekte 20. yüzyılda 10-20 santimetre yükselen deniz seviyesinin, 21. yüzyılda 40-60 santimetre daha yükseleceği, Karadeniz'in de bundan büyük oranda etkileneceği ifade ediliyor. Küresel ısınma ile ortaya çıkacak sorunlar geleneksel balık avcılığına, av türlerine ciddi bir darbe vuracak. Karadeniz ve Marmara'da 20 yıl önce nadir görülen sardalye, kupes ve salpa gibi balıklar bu denizlerde daha sık görülmeye başlanırken, Karadeniz'deki hidrojen sülfür tabakasının kalınlığının da değişebileceği ileri sürülüyor.
Meteoroloji'den stadyuma özel hava durumu raporu
Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü, İstanbul'daki Olimpiyat, İnönü, Ali Sami Yen ve Şükrü Saracoğlu stadyumlarının sıcaklık, nem, rüzgâr yön ve şiddeti gibi meteorolojik parametrelerini maç saatlerinden önce kurumun internet sitesinde yayınlayacak. Meteoroloji İşleri Genel Müdürü Adnan Ünal, insan yaşamının her kesitinde meteorolojinin faydası olduğuna inandıklarını söyledi. Bu amaçla yola çıkarak yeni hizmet sunmaya başladıklarını anlatan Ünal, İstanbul'daki stadyumlarla ilgili meteorolojik verilerin kurumun internet sitesi 'www.meteor.gov.tr' üzerinden yayınlanacağını bildirdi. Çalışmanın şu anda test aşamasında olduğunu bildiren Ünal, amaçlarının sistemi Süper Lig'de takımları bulunan tüm illere yaymak olduğunu söyledi. Ünal, "Taraftarlar maça gitmeden önce bizim sitemizi ziyaret ederlerse nasıl giyineceklerini, ya da şemsiye götürüp götürmeyeceklerini öğrenecek." dedi. İstanbul, Ankara; Zaman, aa
'Su kullanımında planlı döneme geçilmeli'
TEMA Vakfı Rize Şube Başkanı Nevzat Özer, su kaynaklarının sürdürülebilir biçimde planlanması, geliştirilmesi ya da yönetilmesinin ekonomik ve çevresel bir yaklaşımla ele alınması gerektiğini söylüyor. Özer, nüfus artışı dikkate alındığında 2010'da kişi başına düşecek su miktarının yıllık 2 bin 750 metkeküp olacağına dikkat çekti. Aynı dönemde kişi başına düşecek kullanılabilir su miktarının ise bin 300 metreküp olacağını belirten Özer, "Bu da özellikle kurak geçecek yıllarda, ülkenin bazı kesimlerinde ciddi su açıklarının yaşanacağını gösteriyor. Hazırlanacak plana göre mevcut kaynağın kısa, orta ve uzun vadede korunması ve kullanılması politikaları oluşturulmalıdır." Rize, aa
Güney Asya'da selin faturası: Bin 400 ölü, 26 milyon evsiz
Güney Asya'da muson yağmurlarının yol açtığı seller nedeniyle 1.400 kişi öldü, 26 milyon kişi yaşadığı yeri terk etmek zorunda kaldı. Yetkililer, sellerin en çok zarar verdiği Hindistan'da ölü sayısının 1.120'ye çıktığını söyledi. 91 kişinin öldüğü ülkenin kuzeyindeki Bihar eyaletinde, 10,8 milyon felaketzede bulunduğu belirtildi. Bölgede tüm nehirlerin su seviyesinin tehlike sınırının üzerinde olduğu kaydedildi. 70 bin evin oturulamaz hale geldiği ve ekinlerin harap olduğu Bihar'da maddi zararın on milyonlarca dolar civarında olduğu belirtildi. Hindistan'ın Essam eyaletinde 5,5 milyon, Uttar Pradeş eyaletinde de 1,4 milyon kişinin, yaşadığı bölgeden ayrılmak zorunda kaldığı kaydedildi. Hindistan'ın komşusu Bangladeş'te de resmi açıklamalara göre, seller nedeniyle 120 kişi öldü; 8 milyondan fazla kişi, yaşadığı bölgeden ayrılmak zorunda kaldı. Yeni Delhi, aa
06-08-2007, 10:06
muzo
İstanbul, Avrupa'nın 'en güzel' üçüncü şehri
Amerika'nın en çok satılan seyahat dergilerinden biri olan Travel Leisure, ağustos sayısında İstanbul'u Avrupa'nın en iyi üçüncü şehri olarak tanıttı.
Travel Leisure Dergisi, 'En iyi şehir' sıralamasında İstanbul'u sekizinci sırada gösterdi.
Derginin okurları üzerinde yaptığı anket sonucuna göre İstanbul, Floransa ve Roma'nın ardından üçüncü oldu. Yine aynı derginin dünyanın en iyi şehirleri sıralamasında da İstanbul ilk ona girmeyi başardı. En iyi şehir sıralamasında İstanbul sekizinci sırada yer alırken Sultanahmet'te bulunan Four Seasons Hotel de dünyanın en iyi 100 oteli arasında 4. olmayı başardı.