Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Ben son yıllarda bu kadar kötü futbol oynayan bir F.Bahçe izlemedim. Tamam, yenilebilirsin ama büyük takımsan ve hiç mücadele etmeden mağlup oluyorsan ben bundan utanırım. Düşünün... Belediye, lige yeni çıkmış. Yeni yeni kaynaşıyorlar. Sen geçen sezon şampiyon olan takımla sahaya çıkıyorsun. Üstelik rakipleri psikolojik olarak etkiyen Carlos gibi bir adama sahipsin..?
Ancak koşmuyor ve mücadele etmiyorsun. Dün sahada ben olsam, F.Bahçeli futbolculardan daha çok koşardım. Onbire bakıyorsun, formanın hakkını veren bir kişi bulamazsın. Üstelik savunma akıl almaz hatalar yapıyor. Hazırlık döneminde bir iki gol atan Uğur’un aklı bir karış havada. Belli ki şımarmış. Yoksa bir yıl sol bek oynamış bir oyuncu bu kadar acemi olur mu? 2 gol onun hediyesi.
Bu takımı ateşleyecek Tuncay tarzı bir adam yok. Alex sezonu sakat bitirdi, sezon başladı yine sakat. Appiah aylardır yok. Kezman sahada var mı, yok mu belli değil. Deivid istikrarsız. Carlos’la takım arasında hiç uyum sağlanmış değil. Yabancıların çokluğu sanki gruplaşmaya yol açmış. Yerliler belli ki biraz küskün, ‘Brezilyalılar takımı kurtarsın’ havasında.
ZİCO EFENDİ NE YAPAR?
Sonra olan F.Bahçe’ye oluyor. Maça bakıyorsun. En iyi iki adam Efe ve Kerim... Bu oyuncuları F.Bahçe yetiştirmiş. Nedense biz hep böyle oyuncuları kaçırıyoruz, sonra ‘ah-vah’ yapıyoruz.
Zico efendiye de birkaç lafım var. Takım 2-0 geriye düşmüş. Sahada herkesin eli belinde. Kendi yarı alanında pas yapıp duruyorlar. Yapılacak şey belli. Ama Zico durumdan o kadar memnun ki, 2. yarıya aynı onbirle başlıyor. F.Bahçe başkanı senin hayatında göremeyeceğin kadar bireysel yetenekli oyunculardan kurulu bir kadroyu verdi eline. Böyle bir takıma her hoca sahip olmak ister. Ancak futbolu bireysel olarak oynayamazsın. Takım olabilmen lazım. Zico bunu başarabilmiş değil.
Dilerim bu tokat F.Bahçe için iyi olur. F.Bahçe’nin aklı hâlâ geçen yılki şampiyonlukta, kolayca kazanılan Süper Kupa’da. Ama bu takımın çok zaafı var. Tek umudum, bu yenilginin Anderlecht maçında futbolcuları kamçılaması... Belediye ve teknik direktörü Abdullah Avcı’yı kutluyorum. Genç ve yetenekli bir kadroyu sezona çok iyi hazırlamış. Tebrikler...
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Eğer sen, takımının ruhu Tuncay’ı bedaya kaçırırsan; Eğer sen, Real Madrid Capello’yu kovarken ‘şampiyon oldu’ diye yerden yere vurulan teknik direktörüne arka çıkarsan;
Eğer sen, 8 milyon Euro’luk santrforu ilk 15’te 7 atak yapıp topla buluşturamazsan;
Eğer sen; 400 bin dolarlık kalecinin yanına 4 milyon Euro’luk sol bek koyarsan;
Eğer sen; Şota’nın ‘Çubuklu forması yeter’ dediği, rakibi sahaya çıkmadan korkutan takımı ‘Light’ yaparsan;
Eğer sen, ‘defansif yönü sıfır’ Uğur Boral’ı (2 golde büyük hatası var, 2. golde kafayı sokmak yerine topa karate yaptı) önce sol bek yapmaya kalkıp sonra ondan Tuncay yaratma rüyasına dalarsan;
Eğer sen, ‘geriye dönüş defosu’ olan bir takımda ısrar edersen;
Eğer sen, takımı şoklamayı bile düşünmeyen ‘uyur/bakar’ hocaya sahipsen;
Eğer sen, 10 adamı aynı takımla dünyanın en uyumsuz takımını yaratırsan;
Eğer sen, Süper Kupa’yı alınca ‘Avrupa şampiyonu olacağım’ diye şımarırsan;
Eğer sen, milyon Euro’lar verdiğin Appiah’ı, Lugano’yu, Alex’i Şampiyonlar Ligi haftası öncesinde oynatamıyorsan;
Eğer sen, 80 milyon Euro’ya bu kadar ‘anti-çağdaş’ takım kurarsan;
Olacağı budur... Sana ‘yuh’ olsun...
Dün hem F.Bahçe, hem Zico patlamıştır.
***
Eğer sen, kimsenin bilmediği Rizvan, Ekrem, Metin Depe, Efe, Kerim’le Carlos’lu F.Bahçe’yi güle oynaya yeniyorsan;
Eğer sen, mükemmel oyun taktiği (Alan daraltma-hızlı kontra), mükemmel analiz, sıradan oyuncuları mükemmel olduğuna inandıran bir hocaya sahipsen;
Eğer sen, tüm taktiğini rakibin Carlos zaafı üzerine kurmayı akıl edebiliyorsan;
Eğer sen, Galata kulesi olup Eyfel’i çökertiyorsan; Sana da helal olsun...
NOT: Siyasi medyanın seçim yanılgısının benzeri spor medyasının başına geldi.
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
SİZE fazla uzatmadan bu maçı ancak şu cümlelerle anlatabilirim; Bir tarafta toplama bir takım. Daha doğrusu sahanın içindeki her futbolcusu teker teker bir takım. Yanda maçı seyreden bir teknik direktör, aynı tiyatro seyreder gibi. Öbür tarafta bir futbol takımı. 11 kişiyle oynayan, yanda bir teknik adam. Öteki teknik adama göre hep önde düşünen, onun hamle yapmasını bekleyen...
Öyle bir maç ki, sabaha kadar oynansa bu Büyükşehir, bu Fenerbahçe’yi yener. Aslında sonuç F.Bahçe için çok sürpriz değil. Fenerbahçe, geçen sene de böyle maçları çok oynadı. Ama onlarda bir yönetim kurulu var. Şimdi yarın gündemi değiştirmek için bu mağlubiyeti Futbol Federasyonu’na yıkarlar.
Lugano yorgunmuş
Hatta derler ki, "Bu Federasyon bize 25 tane yabancı oyuncu transfer ederse, biz Büyükşehir’i yenerdik." Bu zihniyet bırakın Büyükşehir’i yenmeyi, küçük şehirin belediye takımını bile yenemez. Bir düşünün Pendik faciasını... Hani o maçtan sonra dayak yemişti.
Peki sorarım size o F.Bahçe’den bu F.Bahçe’ye neler değişti futbol takımı zihniyetinde? Sakın bana kimse Roberto Carlos demesin. Roberto Carlos motorun bir parçası. Eğer o parçaya uygun motorun varsa Roberto Carlos iş yapar. Yoksa Roberto Carlos o eskimiş dişlerin arasında yok olur. Lugano-Edu ikilisi kötü bir çift santrhaf ikilisi ama sen Lugano’yu oynatmıyorsun. Neymiş Lugano Amerika Kupası’nda oynamış ve çok yorulmuş. Hele penaltıyı da kaçırınca iyice morali bozulmuş.
Abdullah Avcı hangi takıma gitse başarılı olur. Demek ki bu çocukta bir şey var. Ama bizim yönetici zihniyetinin beyni (büyük takımlardaki) henüz o seviyede olmadığı için bu çocuk başka yerlerde mücadele ediyor.
Dün gece sahanın en iyisi Büşükşehir’den Adriano’ydu. Peki Adriano’yu büyüten kim?. Fener defansında oynayan 4 kişi. Neden? Çünkü 90 dakika hücuma gelen bütün topları Adriano aldı ve o 4 F.Bahçeli 90 dakika Adriano’yu tutmaya kalktılar ama tutamadılar da. Hem 4 kişi Adriano’yu seyretti hem de Zico onlara "Ne yapıyorsunuz kardeşim" diyemedi.
Bu Fenerbahçe defansına 10 tane yan top atın, 8’i pozisyon 4’ü gol olur.
Yönetim zihniyeti
Bu Fenerbahçe geçen seneden daha başarılı olamayacak bu kesin. Sebebi de kesinlikle yönetici zihniyeti. Büyük futbolcu alarak, futbol takımını büyütemezsiniz. Koşan, mücadele eden, takıma uyan futbolcu alarak, o takımı büyütürsünüz. Geçen sene F.Bahçe’yi takım yapabilecek oyuncular bu sene ayrıldılar. Yerlerine de bireysel oyuncular alındı.
Düşünün ki, 2-0 geriye düşen F.Bahçe maçı kurtaracak en ufak bir hamle yapamıyor. Hakem de ortadan çalınca hiç şansları kalmadı. Aslında Bülent Yıldırım 32. dakikada müthiş bir Büyükşehir akınını kesti, Roberto Carlos’a faul yapıldı diye. Pozisyonun uzaktan yakından faulle ilgisi yoktu.
Bir 90 dakika düşünün, F.Bahçe gol pozisyonuna giremedi, gol bile kaçıramadı. Büyükşehir hak ettiği maçı çatır çatır aldı. Pardon çıtır çıtır aldı.
Bu futbol maçıdır. Bir takım mağlup olabilir. İlla galip gelecek diye bir kural yok. Ama bir futbol takımının, hangi takım olursa olsun, böyle mücadele etmeye hakkı yoktur. Çünkü bu seyircisine saygısızlıktır.
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
TÜM futbolseverlerin merakla ve özlemle beklediği ligimizin açılış maçının ilk yarısı, Fenerbahçe’liler için beklenmeyen bir hayal kırıklığıydı.
Büyük bir zevkle Roberto Carlos ve arkadaşlarını seyretmeyi umarken iki şok gol tüm futbolseverlerin heveslerini kursaklarında bıraktı. Fenerbahçe adına güzel olan tek şey Fenerbahçe’nin Turkuaz formasıydı. Oyun ritmi olmayan Fenerbahçe, genç ve dinamik Belediye karşısında müzikal bir deyimle ağır aksak kaldı.
Hakkını vermek lazım, Belediyesporlular da inanılmaz mücadeleci ve akıllı bir futbol ortaya koydular. Belediye adeta yıktı geçti. Ama oynadıkları takım Fenerbahçe olduğundan onların başarısı yerine Fenerbahçe’nin başarısızlığı öne çıkıyor.
İkinci yarıda şoku üzerinden atar da, kendine gelir diye umduğumuz Fenerbahçe yine coşkusuz ve isteksiz bir oyun oynamaya devam edince hiç bir varlık gösteremedi.
Büyük uyarI
UMARIM ligin en başında yaşanan bu hayal kırıklığı önümüzdeki haftadan itibaren yerini beklediğimiz ve arzu ettiğimiz gerçek Fenerbahçe’ye bırakır. Anderlecht maçı öncesi ilk ciddi ikaz Belediye’den geldi. Umarım Fenerbahçeli futbolcular bunu dikkate alır ve Anderlecht karşısında hem bu duruma düşmez hem de hatalarını telafi ederler.
Fatura Zico’ya
UİCO’YA, Deivid konusunda tam not verdim ama dün akşam ki teknik adamlığı konusunda aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Belediye’nin oyun planı öyle belli ki, kaptıkları her topta, ayağa pas yapıp hızla hücuma çıkıyorlar. Zico ne buna, ne de Fenerbahçe’nin rakibin kalabalık savunmasında kaybolmasına bir çare üretemedi. Dün akşamki yenilginin faturası bence Zico’ya kesilmeli.
Zico ve Daum
HATIRLAR MISINIZ, Daum, Fenerbahçe’de göreve geldiğinde, "Aurellio bu takımda oynayamaz" diyerek PAF takıma yollamıştı. Yönetime de satılması için telkinde bulunmuştu. Ama o Aurellio, Daum’un kariyerine eklenen iki şampiyonlukta en büyük pay sahiplerinden biri olmuştu. Şimdi Zico görevde.
O da ilk yılında Fenerbahçe’yi şampiyon yaptı. Sezon sonunda Deivid’in ismi gideceklerin en başına yazılmıştı. Ama Zico buna izin vermedi ve kalmasını istedi. Hazırlık maçlarında, Beşiktaş ile yapılan Süper Kupa maçında ve ilk lig maçında da gördük ki sahada bambaşka bir Deivid var.
Oynadığı yer, oyun sitili tamamen değişmiş. Hırsı ve tekniğiyle bu takıma faydalı olacağını Zico’nun kalmasında ki ısrarı sonucunda hepimize gösterdi.
Zico’ya da onun arkasında duran Fenerbahçe yönetimine de bravo.
Maçın 3 adamı: Şimdilik yok
---------------------------------------------------------------------
Başlangıca bakCan BARTU
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
FENERBAHÇE için başlangıç kötü. İstanbul BŞB tarafından bakarsan ise fevkalade iyi.
İlk maçlar her zaman zordur. Hele İstanbul BŞB gibi lige yeni çıkmış bir takım için daha da zordur, ama onlar iyi oynadılar ve haklı bir galibiyet aldılar. Tebrik etmek lazım.
Fenerbahçe geriye oynayarak, topa sahip olduğunda oyunun hakimi olduğunu zannediyor. Ama bakıyorsun rakip defans zaten kontrollü oynuyor. F.Bahçe bu kadar geriye top yapıp ileri şişirince de meşin yuvarlağı rakibe kaptırıyor. F.Bahçe çok pas yaparak, hem kendi kendini yoruyor, hem rakibe savunmada yerleşme fırsatı veriyor. İlk yarıda Tümer’in 3 metreden kaçırdığı pozisyon vardı. Tümer atamadı, ama onun dışında pozisyonu da yoktu F.Bahçe’nin.
Farkında değil
F.Bahçe hem iki pası yapamıyor, hem de Roberto Carlos alındı ya, sanki herşey Carlos’tan bekleniyor. Neticede o çok kaliteli bir sol bek. Orta yapar, şut atar. Yanındakine de pas verir. Carlos’u alacaksan takımına, o büyük bir isimse ona göre yanındaki oyuncuları da süsleyeceksin ki, klası ortaya çıksın. F.Bahçe’nin kalecisi bile Carlos ile oyunu başlatamıyor. Serdar topu oyuna sokacak, bakıyorsun en iyi adam Carlos, ama kaleci onun farkında bile değil.
Aurelio ileriye oynadığı zaman tehlikeli, Fenerbahçe’ye yararlı. Geriye döndüğü zaman takıma faydası olmuyor ki. Fenerbahçe 2 metrede paslaşmaya çalışıyor. Rakip 2 kişiyi bir kişiyle marke ediyor. Bakıyorsun dün gece İstanbul BŞB F.Bahçe’den daha çok koştu, daha iyi mücadele etti, F.Bahçe’nin isminden, yıldızlarından, taraftarından korkmadan hücum etti, fazla da pozisyona girdi.
Tabii bu bir başlangıçtı. Fenerbahçe’nin büyük bir kaybı var mı, yok. Ama dediğim gibi başlangıç kötü. Belki bu kadar kötü başlangıç çarşamba günü Anderlecht maçına olumlu tesir eder.
-----------------------------------------------------------------------
Hayırlı yenilgiAltan Tanrıkulu
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
FENERBAHÇE geçen sezon kolay bir ligde şampiyon oldu.. Ama şampiyon olurken eksiklerini göreceğine, boşlukları en iyi şekilde değerlendireceğine tam tersini yaptı.. Güç kaybederek yeni sezona başladı..
Roberto Carlos dünya markası.. Tamam da savunmada onun bölgesinden gelen gollerin sayısı artıyor. Hücumdaki partneri Uğur’la anlaşması Tuncay-Ümit ikilisi kadar uyumlu değil.. Fenerbahçe henüz bu dünya markasından istediği verimi alabilmiş değil..
Sarı-lacivertli takım geçen sezonun en çok gol atan takımıydı.. Bu doğru.. Ama gollerin çoğunda atan ya da attıran olarak Alex’in imzası vardı.. Alex’in olmadığı maçlarda Fenerbahçe’nin yaşadığı sıkıntı bir kez daha ortaya çıktı. İstanbul Belediye orta alanı tamamen ele geçirdi.. Biraz hızlı oynayarak orta alanı geçti. Savunmada da fazla zorlanmadı. Oysa Alex olsa, araya bırakacağı paslar veya sürpriz sızışlarıyla Fenerbahçe yine maçı domine eden taraf olurdu.
* * *
Hücumda uzun boylu, hava toplarına hakim, yıpratıcı bir forvet arayışı sürüyor. Bu takıma bir forvet, bir de Mehmet Topuz gerek.. Deivid iyiniyetli, hareketli arayış içinde.. Kezman da aynı.. Ama iki isim de kaleden uzak oynuyorlar. Tümer’le de yeteri kadar iyi anlaşamıyorlar..
Tümer, Alex’in yokluğunda kötülerin arasında vasat bir görünüm sergiledi. Şutlarıyla etkili olmaya çalıştı.
Fenerbahçe’nin kalede de problemi var. Geçen yılın sonundan beri kaleye gelen her top gol oluyor. Ya Serdar’ın yan toplarda çok daha dikkatli olması ya da kalenin Volkan’a teslim edilmesi gerek..
Zico ikinci yarıda üç yeni oyuncuyu sahaya sürdü.. Zaten ilk onbirde Carlos dışında yeni bir oyuncu yoktu.. Takım geçen yılki aynı görünümünden en azından oyuncu bazında ikinci yarının ikinci yarısında kurtuldu.. İlhan biraz forvete hareket getirdi.
* * *
Fenerbahçeliler’in bu yenilgi sonrası morallerinin bozulması normal. Ama sarı-lacivertlilerin bu yenilgi sayesinde Şampiyonlar Ligi’ne kalacaklarını sanıyorum. Geçen yıl Erciyes’e 6 attıktan 3 gün sonra oynanan Kiev maçındaki hüsran hala akıllarda. Bu kez sütten ağzı yanan Fenerbahçe camiası başkanından savunma oyuncusuna kadar çok daha dikkatli olacaktır.
* * *
İstanbul Belediye Abdullah Avcı yönetiminde müthiş bir mücadele ortaya koydu. Herkes Carlos’u, şampiyon Fenerbahçe’yi beklerken yeni bir yıldızla tanıştı. Efe İnanç ortaya koyduğu olağanüstü futbolla bize Okan Buruk’un gençlik yıllarını hatırlattı. Yılların ismi Sertan da çok başarılıydı..
-----------------------------------------------------------------------
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Veteran takımı
Ben hayatımda böyle rezil bir Fenerbahçe görmedim. Saha içinde ne disiplin, ne sistem vardı. Pozisyona bile giremediler. Bir takım oyuncuları kötü pas kullanabilir, hatalı gol yiyebilir, kötü şut ve çalım atabilir. Ama asla sahada yürümez
Çok uzun yıllardır maç seyrederim. En çok izlediğim takım da Fenerbahçe'dir. Ama ben hayatımda böyle bir rezalet görmedim. Futbolda mağlubiyet her zaman var. İstanbul Belediye'nin mücadelesine, oynadığı oyuna tabii ki saygı duymak lazım ama dünkü Fenerbahçe takımı rezil ötesiydi.
Söylediğim gibi bir takım oyuncuları kötü pas kullanabilir, kötü şut, kötü çalım atabilir, ıska geçebilir, hatalı da gol yiyebilir. Ama bir takım oyuncuları maç boyunca yürümez. Fenerbahçe çoğunluğu geçen yıl ikinci ligde oynamış bir kadro karşısında doksan dakika mahkum oynadı. Bence Hasagiç ve Belediye savunması böyle kolay başka bir maç bulamaz.
Güçlü olmak zorundasınız
Fenerbahçe kadrosuna bir bakalım. Oyun kurmasını bilen üç adam var. Deivid, Tümer ve Roberto Carlos. Üçü de birbirinden güçsüz. Biraz Deivid zorluyor o kadar.
Kaleci hariç diğer yedi oyuncuya bakalım. Hatta tek tek sayalım. Can, Önder, Edu, Aurelio, Deniz, Kezman, Uğur Boral. Tek şansları var. Kuvvetli olacaklar, belki kuvvetli olmak da yetmeyecek, bir de konsantre olacaklar. Ama ne fizik güçleri var, ne de konsantre durumdalar. Ama bu oyuncuların ceplerinde lisansları olduğu sürece yüksek motivasyon ve güçle oynamaları şart.
Maç boyunca ilk yarıda Tümer'in Hasagiç tarafından kurtarılan şutunun dışında pozisyon yok. Belediye'nin ise attığı iki golün dışında net 3-4 pozisyonu var.
Sisteme gelince. Alex'in bölgesinde Deivid, Deivid'in bölgesinde Tümer oynuyor. Çok enteresan. Haa oyunun devamını soracak olursanız, sonlara doğru gidildikçe ne sistem kaldı, ne disiplin, ne de oyuncuların yeri. Kazım kafasına göre, Ali ile İlhan da öyle. Futbol adına olumlu tek bir şey yok. Hani beş tane gol kaçırırsın, ani bir kontra yüzünden mağlup olursun. Hani mücadele edersin ama gol bir türlü olmaz. Ve garip bir golle yenilirsin. Bunların hiçbirisi yok. İşin acı tarafı 1.90'lık iki stoperin var ama kafayla gol yiyiyorsun.
Fenerbahçe'nin iki ön liberosu Aurelio ile Deniz birbirinden kötü. Allah'tan bu ilk maçtı. Allah'tan da Şampiyonlar Ligi'nden önce oynadığı bir maç. Bu gerçek bir tokat. Skor olarak değil, oyun olarak.
Abdullah hoca talebelerine güvenmiş, ikinci lig kodrusunu bozmamış. Bütçesine uygun doğru işler yapmış. Tebrik ediyoruz. Ama bu skor Belediye'yi aldatmamalı. Asıl dikkat edecek takım onlar.
Bülent Yıldırım, birkaç hatalı korner ve faul kararına rağmen veteran maçını iyi yönetti.
------------------------------------------------------------------------
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Bir isyankâr aranıyor
İnsan Carlos'la değil aynı takımda, değil aynı statta, aynı şehirde top oynasa biraz kendine çeki düzen verir
Belediye ilk yarıda o kadar önde bastı ki, Fenerbahçeli oyuncular topu oyuna sokmakta sıkıntı değil basbayağı bir buhran yaşadı. Uykulu, kabus gibi bir hal. Hani koşmaya çalışırsın da ayakların gitmez, olduğun yerde sayarsın ya öyle.
Fenerbahçe aslında geçen yıllarda da böyle oyun girişleri yaşamış, böyle kabuslara kapılmıştı. Ancak böyle zamanlarda mutlaka bir isyankar çıkar, bir depar bir şut vs. bir şeyle takımı ateşler uyandırırdı. Dün ne kulübede ne sahada böyle bir isyankâr vardı. Tuncay yerine Tuncay imitasyonu Uğur. Olmuyor tabii.
Şampiyon için oyunu özellikle ilk yarıda böyle içinden çıkılmaz yapan Belediye'nin sıkı oyunuydu. Önde rakibi karşılıyorlardı. Her alanda Fenerbahçelilerden fazlalardı. Çok daha dar bir alanda oynuyorlardı. En gerideki oyuncuyla en arkadaki arasındaki mesafe oldukça azdı.
Fenerbahçe, savunmadan orta sahaya topu geçirirken baskı yemediği zamanda bile çok yavaştı. Belediye ise tam tersi. Bu kadar toplama bir takımın, bu kadar az zamanda, bu kadar iyi bir pas otomatiğine kavuşmuş olması ayakta alkışlanacak bir durum.
Fenerbahçe topu kaptığında, hücum yayılışına dönmesi çok fazla zaman alırken, Belediye bunu çok hızlı ve çok fazla adamla yapabildi. Fark skorborddan bağımsız olarak çok açıktı.
Fenerbahçe'nin bu light oyunu özellikle Sertan ve İlyas gibi ligin kurt oyuncularının iştahını çok açtı. Sağlam ve sert bir savunma desteğiyle canlarının istediği gibi yordular Fenerbahçe savunmasını. Burada onları tamamlayan Efe'yi de selamlamak lazım. Fenerbahçe alt yapısının ürünü olan kaptan sahanın en iyilerindendi. Belki de birincisi. Çok sade, sertlik derecesi yerinde ve soğukkanlı oyunuyla çok iyiydi.
Başta Abdullah Avcı, bütün oyuncuları kutlamak lazım. Standart üstü bir dar alan oyunu oynadılar. Ve hak ettiklerinden çok daha az farklı bir galibiyet aldılar.
Fenerbahçeli oyuncular için ise: Yanlış anlaşılmasın ama, insan Roberto Carlos'la değil aynı takımda, değil aynı statta, aynı şehirde top oynasa biraz kendine çeki düzen verir. Biraz daha dikkatli olur. Biraz daha fazla çalışır. Ayıp olmasın diye. Değil mi!
11-08-2007, 11:00
CABBARİ
yani haliyle ibbs daha yeni superlige çıkmış bir takım saldıracak fenerbahçe ise dünya yıldızı carlosu almanın rahatlılığı ve gururyla oynayan bir takım hüvviyetinde bu sonucu aldı
11-08-2007, 11:17
kucer06
Yani herkes Fenerbahçenin başarısızlığından bahsediyor ama hiç kimse İstanbul belediyenin başarısından söz etmiyor bırakın söz etmeyi adamların adı geçmiyor.Fb top oynuyor'da diğeri başka bir şeymi yapıyor.Fenerbahçenin çıktığı her maçı kazanacak diye bir garantisimi var.Olmaz böyle çifte standart.
11-08-2007, 11:29
mehmet07
bu sene l,g 5-6 hafta böyle takımlarla iyi gider daha sonra 3 büyük diyecem ama trabzona ayıp olmasın bu takımlar başı çeker
11-08-2007, 12:00
eraybal
helal olsun istanbula taş gibi takım olmuş.umarım böylede devam ederler..futbolun yıldızlar ekibi değil takım oyunu olduğunu bir kez daha kanıtladılar..