Yunanlılar Türk Medyasınada Talip....
YUNANLILAR TÜRK MEDYASINADA TALİP !!!!
Yunan bankalarının, Türkiye’deki bankaların hisselerini satın almaya başlamalarının ardından, bu kez Yunan şirketleri Türk medyası için atağa geçti.
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) 7 Kasım 2007’de ihaleye çıkacağı Sabah Gazetesi ve ATV için şartname alan dünyaca ünlü medya şirketleri arasında Yunan Antenna Şirketi de bulunuyor.
Bedelin yaklaşık 1.1 milyar dolar olarak belirlendiği ATV-Sabah ticari ve iktisadi bütünlüğü içinde; ATV Televizyonu, Radyo City, Sabah, Takvim, Günaydın, Yeni Asır ve Pas Fotomaç gazeteleri ile Bebeğim ve Biz Merkez, Sinema Merkez, Sofra Merkez, Home Art Merkez, Şamdan Plus, Yeni Aktüel, Para, Global Enerji Merkez, Transport, Hukuki Perspektifler dergileri yer alıyor.
Hatırlanacağı üzere, Yunan bankaları da özellikle son iki yıldır Türkiye’deki bankaları satın alma konusu ile yakından ilgileniyorlar.
Nitekim,Yunan Novabank Sitebank’ın yüzde 100’ünü, National Bank of Greece (NBG) Finansbank’ın yüzde 46’lık hissesini, EFG Eurobank Tekfenbank’ın yüzde 70’ini satın almış, Alpha Bank ise Alternatif Bank’a müşteri olmuş ancak sonuca ulaşamamıştı.
Bu satışları destekleyen çevreler, Yunan bankalarının ilgisinin, Türk ekonomisindeki istikrarlı gidişten kaynaklandığı ve iki ülke ilişkilerini geliştirmeye yardımcı olacağını savunuyorlar.
Ancak, Yunanistan’ın Balkanlar’daki banka alımlarında olduğu gibi Türkiye’de “stratejik yerleşim yapmayı” hedeflediği ve orta-uzun vadede Türkiye’nin Balkan ülkeleri ile ekonomik ilişkilerinin zarar göreceği yönünde ciddi eleştiriler de yöneltiliyor.
Ayrıca, gelişmiş ülkelerde bankacılık sektöründe yabancı payları yüzde 20’yi geçmezken, az gelişmiş ülkelerde yüzde 45’in üzerine çıktığı, Türkiye’de ise yüzde 40 sınırına ulaşıldığı belirtiliyor.
Bu çerçevede, aralarında Yunanistan’ın da bulunduğu yabancı bankaların elde edecekleri ‘kredibilite’ istihbaratı yoluyla, finans dışı sektörlerde de yerli firmaların el değiştirdiği bir sürecin başlayabileceği uyarısında bulunuluyor.
Buna ek olarak, ekonominin resesyona girmesi veya makro göstergelerde dalgalanma yaşanması halinde; bu bankaların, kredi kullandırmalarını büyük oranda azaltma yoluna gidebilecekleri, böylece kredi pazarının daralmasıyla ekonomik büyümenin daha da düşmesi gibi bir riskin mevcut olduğu da ifade ediliyor.
Bu alımların, ilk bakışta iktidarda bulunan Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Seçim Beyannamesinde yer alan
“ekonomik ilişkileri arttırmak yoluyla yaratılacak güven ortamının, siyasi sorunların çözümü için zemin oluşturacağı”
görüşüne uygun olduğu söylenebilir.
Ancak, son yıllarda iki ülke arasında ekonomik ve ticari ilişkilerde gözlenen artışın, başta Ege olmak üzere temel siyasi anlaşmazlıkların çözümüne bir katkı yapamadığı görülüyor.
Bu çerçevede, Yunanlıların Türkiye’de bankacılık, telekomünikasyon ve medya gibi sektörlerde alımlar yapmaya yönelmeleri, iki ülke ilişkilerinde, ekonomik boyutu dışında, üzerinde çok yönlü değerlendirme yapılması gereken bir konuya dönüşmüş durumda.
ATV-Sabah işletmesinin, bir Yunan ticari grubunun eline geçme ihtimalinin de, bu kapsamda ele alınması gerektiği düşünülüyor.
Üstelik, Antenna Grubu’nun Yunan yönetiminin Batı Trakya Türk azınlığının radyo istasyonlarını kapatmaya yönelik yasal düzenlemeler yaptığı bir dönemde, Türkiye’de bir medya kuruluşuna müşteri olması zamanlama açısından ilginç.
19 Temmuz 2007’de yürürlüğe giren ve Yunanistan’da özel radyoların faaliyetlerine düzenleme getiren 3592 Sayılı yeni lisans yasası ile Türkçe yayın yapan yeni radyo istasyonlarının açılmasının güçleşecek, var olan altı radyodan bazılarının da kapanma tehlikesiyle karşılaşacak olması, Yunan yönetiminin Türk azınlığın kimliğini, kültürünü ve dilini yaşatmasını engellemeye yönelik faaliyetlerinin son örneğini teşkil ediyor.
Bu konuda yapılabilecek değerlendirmeye katkı yapabileceği düşüncesiyle, Antenna Grubu hakkında bazı bilgilere yer vermekte yarar görülüyor.
1983’te Minos Kyriakou başkanlığında kurulan Antenna Grubu , 1988’de ANT1 Group adı altında medya sektörüne de yönelerek, aynı adla oluşturduğu radyo istasyonları ve televizyon kanalı ile kısa sürede dünyadaki en büyük Yunan medya grubu haline geldi..
Balkanlarda da varlık göstermek isteyen grubun bu yöndeki ilk adımı, Bulgaristan’da Nova TV ve Radyo Ekspres ile atıldı.
1993 ve 1998 yıllarında Güney Kıbrıs’ta ANT1 TV Cyprus ve ANT1 Radio Cyprus adı altında faaliyet göstermeye başlayan grup, bugün birçok Avrupa ülkesi ve ABD’de değişik isimlerde radyo ve TV kanallarının sahibi.
Aynı zamanda bir spor kulübü, internet ve müzik şirketleri de bulunan ve Yunan Olimpiyat Komitesi Başkanlığı’nı yapan, Antenna’nın sahibi Kyriakou’nun, ülkenin Peloponnese bölgesinde imar planına aykırı yazlık ev yaptırdığı gerekçesiyle Şubat 2007’de 48 ay hapis ve 15 bin avro para cezasına çarptırılması büyük yankı yaratmıştı
Ege Krizi ve Kıbrıs sorunu hakkında 1986 ve 1987 yıllarında basılarak pek çok dile çevrilen iki kitabı bulunan Kyriakou’nun sahibi olduğu ANT1 TV kanalı, Türkiye ile Yunanistan arasında Ocak 1996’da baş gösteren ve iki ülkeyi sıcak çatışmanın eşiğine getiren Kardak Kayalıkları krizinin boyutlarının büyümesinde önemli rol oynamıştı.
Krize giden süreci başlatan, Kalimnos Adası Belediye Başkanı’nın yanında adanın papazı, aileleri ve Antenna televizyon kanalı çekim ekibini alarak 26 Ocak 1996 tarihinde Kardak kayalıklarına çıkarak, kayalıklara Yunan bayrağını dikmesi olmuştu.
Böyle bir grubun, Türkiye’de önemli bir medya kuruşuluna müşteri olmasının, gelecekte iki ülke ilişkileri ve Türkiye’deki gayrımüslüm azınlıklar konularında yürütebileceği propaganda faaliyetleri açısından önemli siyasi sonuçları olabilir.