silindi
Printable View
silindi
:present: ELİNE sağlık :present:
Menemen de ne olmuştu?
AdamlarIn adlarını bir yere kaydedin: Giritli Mehmet, Sütçü Mehmet, Şamdan Mehmet, Zeki Mehmet, Nalıncı Hasan ve Çoban Ramazan...
Kaydedin, çünkü her yıl bugünlerde, bu garip adlı altı kişinin sebep olduğu bir olayın hikâyesini, başınıza kakılırcasına dinliyorsunuz... Madem öyle, siz de ezberleyin... Tarihimize Menemen Olayı olarak geçen, bir öğretmen�yedek teğmenin başının kesilmesi ile dramatik sınırlara ulaşan olay, bu altı esrarkeşin, kafaları iyice dumanlıyken başlattıkları bir şamatanın sonucudur. Menemenli olmayan, işsiz�güçsüz ve nerede akşam�orada sabah takımından altı kişinin yolu, bir gün Menemen e düşer... İçlerinden birinin aklına, Müftü Camii ne uğramak gelir. Mimberin önünde asılı yeşil örtüyü kopartıp ellerine alırlar... Dışarı çıkınca, gözleri dehşetle açılmış Menemenliler i tehdide başlarlar... Üzerlerine gelen iki ayrı manga, esrardan gözleri dönmüş tipleri görünce, orayı terkeder... Kubilay adlı tecrübesiz yedek teğmen ise, esrarkeşler tarafından, önce topuğundan yaralanır, sonra da başı bağ bıçağıyla kopartılır... Menemen Olayı , işin gerçeğine bakılırsa, kısaca budur; gazetelerin üçüncü sayfalarında hemen hergün okumaya alıştığımız türden menfur ve sapıkça bir olay... Ancak, bu gerçek, kısa zamanda gerçek olmayanla karıştırılarak, bir kasaba halkını utanca garkedecek, olayla uzaktan yakından hiç bir ilgisi bulunmayan 200 kadar insanı aylar süren muhakemelere sürükleyecek, 38 kişinin idamına yolaçacaktır... Menemen Olayı , yakın tarihimizin nasıl asılsız iddialarla doldurulduğunun en gözalıcı örneğidir... Bereket sağduyulu aydınlar, araştırmayı seven, eli kalem tutan namuslu insanlar var... Yakın tarihin yanlış yazılmış sayfalarını, onlar sayesinde, gerçeğe en yakın biçimiyle öğrenmek mümkün olabiliyor... Olayı bizzat yaşayanlar, görgü tanıkları, ya da ilk elden öğrenenlerin anlatımları da, tarihin çarpıtılmış sayfalarına ışık tutuyor... İsmet Bozdağ, yakın siyasi tarihimizi en iyi bilenlerden... Bir sohbet sırasında, çok ilginç bir tesbitini bana aktarmıştı: Menemen Olayı, meydana gelir gelmez gazetelere yansımıştı, ama vukuat�ı âdiyeden bir vak a olarak... Tıpkı İzmir Suikastı diye şöhret bulacak olayın fâili iki kabadayının İzmir deki Meserret Oteli nde yakayı ele vermelerinde olduğu gibi... Her iki olaydan, ilk bir kaç gün, başka haber alınmaz; sonra ne olursa olur ve gazeteler o unutulup gidecek olayları baştan yeniden yazarlar... Yukarıda geçen gazeteler kelimesini siz Cumhuriyet gazetesi olarak anlayın. O dönemde, Cumhuriyet, tıpkı bugün olduğu gibi, en masum gelişmeleri irtica biçiminde yansıtır. İletişim araçlarının yaygın olmadığı, Zaman ın da bulunmadığı bir ortamda, tarihi istediği gibi yazmada, Cumhuriyet bayağı başarılı da olur... Cumhuriyet Dönemi nin darağaçları gölgesinde yazılan tarihine ışık tutmaya çalışanlardan Ahmet Kahraman, yeni çıkan Korku Cumhuriyeti (Tümzamanlar Yayıncılık) adlı eserinde, şunları yazıyor: "Cumhuriyet gazetesi güç tarafından finanse edilip yaratılmıştı. Aldığı desteğin gereğini yerine getirip, borcunu ödemeyi hiçbir tarihte, hiçbir zaman aksatmadı. 1990 larda da... Rejimin sesi soluğu olan, olayları gerçeğin gözü yerine, şeflerin dürbünüyle görüp aktarmayı görev bilen Cumhuriyet gazetesi yazıyor: 13 Aralık 1930 da, Serbest Fırka nın kapanmasından bir ay sonra Menemen olayı yer alır. Nakşibendi Şeyhi olarak kabul edilen İstanbullu (Erbilli) Şeyh Esad ın tahrikiyle başlarında Şeyh Mehmet bulunan beş Nakşibendi, Menemen de bir irtica hareketi başlatmak istemişlerdir." Ahmet Kahraman ın kitabında işaret ettiği gibi, olaya adı karışan esrarkeş dört Mehmet arasında lâkabı şeyh olan tek kişi yoktur; daha da ötesi, sonradan konuya bulaştırılan Nakşi Şeyhi Esad Hoca İstanbul da oturmaktadır ve hayatında Menemen diye bir yerin adını bile duymamıştır. 200 sanık tan çoğu da öyledir... Korku Cumhuriyeti nin olayla ilgili yargısı şu: "TC, on yıllarca Menemen İsyanı diye olmayan bir isyandan sözetti. Basını, radyo ve televizyonları kullanarak olmayan isyan ı masallaştırdı. Binlerce Menemenli nin katıldığı bir başkaldırı uydurmasını işleyedurdu. Oysa halkın katıldığı bir isyan yoktu, beş esrarkeşin eylemi vardı. Ve resmi tarih bir kez daha gerçeği ters yüz ederek, bunu korkutma malzemesi yapıyordu..." İşsiz�güçsüz esrarkeş takımının densizliği, hem Menemen e maledildi, hem de oradan taşınarak Nakşibendi Tarikatı ile irtibatlandırıldı ve o dönemin öndegelenleri bu vesileyle ortadan kaldırıldı. Şeyh Esad Efendi, duruşmalar sırasında hayatını kaybetti, ama oğlu Mehmet �sırf onun oğlu olduğu için� asıldı. 37 kişiyle birlikte... 100 ün üzerinde insan da muhtelif cezalara çarptırıldılar... Cumhuriyet, 65 yıl önce kendi uydurduğu isyan olayını her yıl yeniden ısıtıp önümüze getirmekte ısrarlı. Bu yıl da bir özel Kubilay eki çıkardı. Orada, olayı hem kendi çarpıttıkları biçimiyle aktarıyor, hem de "Adamların kafasında zaten bir şey yok, esrar içe içe bitip tükenmişler" gibi gerçeğe ışık tutan tanıklıkları... Bu arada, Kubilay ın kendisi gibi öğretmen olan eşi Fatma Vedide ile 1975 te yapılmış bir mülâkata da yer veriyor... Ben en çok Fatma Vedide nin, "Eşimin ailesi Giritli idi, önce Adana/Kozan a, oradan Antalya ya, oradan da İzmir e gelmişler" açıklamasına takıldım. Çünkü, konuyu araştıranlar, Kubilay ın Girit asıllı değil, Gagavuz Türkü olduğunu söylüyorlar... Ayrıca, Fatma Hanım ın eşinin dini inançlarıyla ilgili olarak verdiği bilgiler de, söylentiyi doğruluyor... Türk Ocakları kurucusu Hamdullah Suphi Tanrıöver, 1920ler de Romanya da büyükelçi olarak bulunurken, orada rastladığı, Türk asıllı, bazısı iyi Türkçe konuşan, ama Hıristiyan dininden olan Gagavuzlar ın Türkiye ye göçmesini teşvik etmişti. Onun yönlendirmesiyle, çok sayıda Gagavuz Türkü, Türkiye ye gelip, Ankara, İstanbul ve İzmir e yerleştiler... İçlerinden bazıları, devlet hizmetine de girdi ve bayağı yükseldi... Benim bildiğim, Kubilay, o gençlerden biriydi... Çarpıtmaları teker teker temizleyeceğiz. Aksi halde, onurlu bir ülke haline gelemeyiz...
alıntı....
teşekkürler
menemeni unuturmuyuz her sene aynı zırva müslümanlara saldırmak için sövmek için kurulmuş bir tezgah kubilayı bahane et her sene islama müslümanlara söv olayın provakasyon oldugunu her akli selim biliyor bilmeyende araştırsın bilmemek degil ögrenmemek ayıp
silindi
menemen güzel bir provakasyon dur. leyla arkadaşımız meseleyi güzelce anlatmış...kubilay a allahtan rahmet dilerim...şehid düştüğüne inanıyorum.ama müslümanlar tarafından değil...6 esrarkeş mendebur tarafından....selametle...
Arkadaşlar, tarihteki kara bir lekeyi müslümanlara bir saldırı olarak nitelemeye çalışıyorlar. Şimdi sizlere bir soru: Şimdiye kadar hiçbir yobaz öldürüldü mü? Veya bir saldırıya uğradı mı? Gerçek müslüman vatandaşlarımız bu sorunun muhatabı değildir. Ama bakıyoruz çok uzaklara gitmeye gerek yok; 70'li yıllarda Kahramanmaraş'ta, Çorum'da ve Sivas'ta yapılan katliamlarda acaba kimler rol aldılar. Kimse duyduğunun duyduğunu gerçekmiş gibi burda yanlış bilgiler vererek üyelerimizi kandırmaya çalışmasın. Menemen olayı genç cumhuriyete karşı yapılan bir ayaklanmaydı. Şimdi Leyla nikli erkek mi kadın mı olduğu belli olmayan kişi ve onun avukatlığına soyunmuş üyeler; sizin burada ne amaçla bulunduğunuzu biliyorum. Siz gidin bu yalanlarınızı ABD'de CIA korumasında orada ikamet eden ve "Ilımlı İslam Projesinin" Türkiye taşeronluğunu yapan adamın sitelerinde yapın. Bu cumhuriyet cami önlerinde dilenilerek tvler ve medya kurulur gibi kurulmadı. Cumhuriyet gazetesini finanse eden güç diye kimden bahsediliyor acaba? Sakın o güç ATATÜRK olmasın? O zamanlar "Zaman" gibi gazeteler yokmuş. Tabii o zamanlar ABD'nin uşaklığına soyunmuş gazete bulunamazdı. Aklınızın ve fikrinizin yetmediği konuları başkalarından alıntı yaparak yalan yanlış bilgi verme yeri değil burası. Dediğim gibi hadi gidin söylediğim o sitelerde bunları bol bol anlatın.
alıntı yaparak milleti şişirmenin alemi yok kime hizmet ediyor belli o alıntı yaptığın makale bırakın bu işleri kendi fikrin varsa söylede bilelim leyla
kadir mısıroğlu nun kitabını hepinize tavsiye ederim. yalan söyleyen tarih utansın kitabını okuyunuz...Leyla rumuzlu arkadaş kaynak olmaya bilir ama kadir mısıroğlu sağlam bir kaynaktır. yazdığı kitabın kaynaklarıda kitabında mevcut. o zaman menemen neymiş daha iyi anlarsınız...selametle...