Türkiye’yi Mahv Eden Dönmeler ve Yarı Mühtedi Münafıklar
Mehmet Şevket Eygi
28.03.2008
Bu ül***i, bu halkı, bu devleti iki asra yakın bir zamandan beri iki muzır (zararlı) zümre mahv ve perişan etmiştir. Dönmeler ve Yarı Mühtediler...
Önce Dönmelerden başlayalım: Bunlar dönmüş görünen dönmemişlerdir. Dinimize, imanımıza, kimliğimize, millî kültürümüze en büyük zararı onlar vermiştir. Yakın tarihimizdeki büyük facialarda, yıkıcı ihtilal ve inkılap hareketlerinde, darbelerde, iğtişaşlarda, terörlerde, katliamlarda, jakobenliklerde hep onların parmağı vardır. Halkımızın bir kısmını onlar bozmuş ve yabancılaştırmıştır. Bugün ülkemizde ne kadar olumsuzluk, kriz, fitne ve fesat varsa onların ve kendilerine benzettiklerinin eseridir.
Onlar dıştan Müslümanmış gibi görünürler ama İslâm’ı sarsmak için ellerinden geleni yaparlar.
Halkın yüzde ikisini teşkil etmelerine rağmen, Müslüman çoğunluğu baskı altına almışlar, çeşit çeşit terör kasırgaları estirmektedirler.
Türkiye sanki onların sömürgesidir. Millî gelirin yüzde 60’ını onlar paylaşır. Bütün temel müesseselere sızmışlardır. Namaz kılan, içki içmeyen, karısı tesettürlü olan bir Müslüman, ağzıyla kuş tutsa yine onlara yaranamaz ve kadroya alınmaz.
İslâm’ı öcü gibi, gericilik olarak göstermişlerdir.
On senedir başörtülü Müslüman kızlara kan kusturdular.
Demokrat geçinirler, yalandır.
İnsan haklarına saygılı ve bağlı görünürler, yalandır.
Türkiye’nin kalkınmasını frenlemişler;
Ülkemizin Japonya, Güney Kore, Tayvan, Singapur gibi doğu ülkeleri gibi ilerlemesine, zenginleşmesine engel olmuşlardır.
Parayı put, Altın Buzağı haline getirmişlerdir.
İçkiyi, fuhşu, zinayı, kumarı, sefahati, **** serbestliğini, her türlü ahlaksızlığı teşvik etmişlerdir. Genel kokuşma onların eseridir.
Vatandaşları inançlarından, düşünce ve görüşlerinden dolayı ezmişlerdir.
Kontrollarındaki medya organlarıyla iftira, yalan, tehdit, sindirme fırtınaları estirmişlerdir.
Lisanımızı, edebiyatımızı, tarihimizi, sanatımızı bozmuş ve değiştirmişlerdir.
Bütün bu yaptıkları ahlaka aykırıdır. Hukuka aykırıdır. Millî menfaatlerimize aykırıdır. İnsanlığa ve medeniyete aykırıdır.
Laik geçiniyorlar. Değildirler. Onlarınki laiklik değil, laikçiliktir.
Yeni nesilleri, atalarının mezar taşlarını okuyamayacak derecede cahil bırakmışlardır.
Onların bu millete ve ül***e yaptıklarını teker teker sıralasam kocaman bir kitap olur.
Gelelim Yarı Mühtedilere... Onlar gerçekten inanmamıştır. Onların imanları boğazlarından aşağıya, kalplerine inmemiştir.
Onlar Müslümanız derler, riba yerler. Kur’an-ı Kerim’in “Ribacılar Allah’a ve Resulüne savaş ilan etmişlerdir” ayetini bildikleri halde.
Onlar haram yerler. Haramın ateş olduğunu bildikleri halde.
Onlar yalan söyler, halkı aldatırlar.
Onlar emanetlere hıyanet ederler. İşleri, vazifeleri, hizmetleri, makam ve mevkileri, memuriyetleri sadece ehil ve layık olanlara vermeyerek.
Onlar verdikleri sözleri tutmazlar.
Onlar gurur ve kibir bataklıkları içindedir.
Onların dini imanı paradır.
Onlar mukaddesata hizmet etmezler, istihdam ve istismar ederler.
Onlar nefs-i emmarelerinin esiridir. Bu esaret ne berbat ve ne korkunç bir esarettir.
Onlarda bütün nifak alametleri eksiksiz vardır.
Onlar israf, sefahat, gösteriş ehlidir.
İhlas bir vadide, onlar başka bir vadide.
İhalelere fesat karıştırırlar.
Hortumlarlar hortumlarlar hortumlarlar.
Kendilerini uyaran ve tenkit edenlere kin beslerler ve fırsat bulunca intikam alırlar.
Yalan övgülere bayılırlar, doğru eleştirilerden nefret ederler.
Bunların İslâm’a, Ümmete, bu ül***e verdiği zararı azılı kâfirler veremez.
Müslümanların ümitlerini, imkanlarını, enerjilerini, fırsatlarını heba etmişlerdir.
Dönmemiş Dönmelerden ve Yarı Mühtedi münafık haşarattan kurtulmadıkça bizim için selamet, izzet, huzur, barış yoktur.
Nasıl kurtulacağız? Fikri, çare ve çözüm teklifi olan var mı?
UYARILAR
BU uyarı yazısı Müslümanlar içindir. Gayr-i Müslimler lütfen okumasın...
Çok vahim hadiseler olabilir. (Olacak demiyorum, olabilir diyorum...) Tedbirli ve ihtiyatlı olmanızı tavsiye ederim.
(1) Beş vakit namaz kılanlar daha dikkatli ve itinalı kılsınlar. Henüz kılmayanlar en kısa zamanda kılmaya başlasın.
(2) Salih ve ehil imamların arkasında cemaat olunsun. Cemaat büsbütün terk edilmesin.
(3) Abdestli bulunulsun.
(4) Her sabah ve akşam Besmele duası okunsun. (Sadece Besmele değil, duası... Büyük dua kitaplarından bulunup ezberlensin.)
(5) Muhtaçlara, fakirlere sadaka verilsin, yardım edilsin. Hadîste az sadakanın çok belayı defedeceği bildirilmiştir.
(6) Kimseyle tartışılmasın, fitne ve fesada yol açacak bütün konuşma ve hareketlerden uzak durulsun.
(7) Müslümanlar din kardeşlerine düşmanlık etmesin. Futbol kulübü tutar gibi cemaat asabiyeti sergilenmesin.
(8) Fasık-ı mütecahirler dışında kimsenin gıybeti yapılmasın.
(9) Kendi ayıp, kusur ve günahlarına üzülmekten, başkalarınınkilere bakılmasın. Hadîs meali: “Bir din kardeşini, onda olan bir ayıp ile ayıplayan kimsenin canını, Yüce Allah, o aybı kendisine vermeden almaz.”
(10) İsraftan, gururdan, kibirden, gösterişten uzak durulmalıdır.
(11) Haram kazançlardan, haram yiyeceklerden, haram yemekten, kara ve kirli servet edinmekten ateşten kaçar gibi kaçılmalıdır.
(12) Birtakım ruhbanlar erbab (rabler) haline getirilerek putlaştırılmamalıdır.
(13) Memleketin ve Ümmetin üzerinde kara bulutlar dolaşıyor. Gülmeyi azaltalım.
(14) Yakın tarihte Afganistan, Irak huzur içindeydi. Hürriyet olmasa bile Müslümanlar (siyasete karışmamak, muhalefet yapmamak şartıyla) geçinip gidiyorlardı. Bugünkü duruma bakınız. Irak’ta bir milyondan fazla Müslüman katl edildi. İbret alalım. Fa’tebirû yâ ülü’l-ebsar!..
