-
p.tesi fıkraları
HURIYE-DURIYE-NURIYE
Huriye, Nuriye ve Düriye 75-80 yaslarinda, çok eski üç arkadastir. Bir gün
Huriye Nuriye'ye telefon eder ve Düriye'ye gitmeye karar verirler ve
giderler. Biraz muhabbetten sonra Düriye kahve yapar ve içerler.
Biraz sonra Düriye yine :
-"Ay kusura bakmayin unuttum, birer kahve
yapayim da içelim" der. Huriye ve Nuriye birsey demezler ve içerler.
Aradan biraz zaman geçer. Düriye yine :
-"Size bir kahve bile
yapmadim hemen yapayimda içelim" der ve yapar getirir. Bizimkilerde
yine itiraz yok. Aksama dogru Huriye ve Nuriye kalkarlar, yola
düserler. Yolda bastonlari ile yavas yavas yürürken aralarinda su konumsa geçer;
Huriye :
"Kiz Nuriye, gördün mü Düriye'yi..!!! Ne kadar pinti olmus. Bize bir kahve bile ikram etmedi"
Nuriye :
-"Kiizzz Düriye'yi ne zaman gördün??"
-
PARMAK
Lazların atölyesinde bir iş kazası olmuş ve bir Lazın parmağı kopmuş. Lazlar hemen ilk yardım yaparak kopan parmağı bir buz torbası içinde hastaneye yetiştirmişler. Koşarak cerraha parmağı vermişler. Parmağı alan cerrah :
- Güzel, parmağa birşey olmamış. Hasta nerde?
- Ne hastası? Onu da mı getirmemiz gerekiyordu?
-
BİR TANE DAHA
Laz sahilde yürürken bir şişe bulur. Merak edip mantarını çıkarınca birden içinden bir cin çıkar ve :
- Beni kurtardın. Üç dilek hakkın var.
- Cebimde param hiç bitmesin.
Cin parmağını şıklatır. Laz elini cebine atar, para doludur. Bütün parayı çıkarıp tekrar sokar, yine para doludur. Laz ikinci isteğini düşünür :
- Bir şişe rakım olsun ama hiç bitmesin
Cin parmağını şıklatır ve Laz'ın önünde bir şişe rakı belirir. Laz şişeyi açar ve yere döker ama şişeyi doğrultur doğrultmaz yine dolmuştur. Bir daha döker ve şişe yine dolar. Bunun üzerine:
- Bu şişeyi çok sevdim. Bir tane daha istiyorum.