İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nde açılan “Ahşap İstanbul; Konut Mimarisinden Örnekler” adlı sergide, bakımsızlığa mahkûm edilmiş ahşap konutlara dikkat çekiliyor
İstanbul’un en önemli mimari ögeleri arasında yer alan ahşap konutlar, Suna ve İnan Kıraç Vakfı, İstanbul Araştırmaları Enstitüsü tarafından düzenlenen sergiyle yeniden gündeme getirildi. “Ahşap İstanbul; Konut Mimarisinden Örnekler” adlı sergi, pek çoğu günümüze ulaşamamış ya da bakımsızlığa mahkûm edilmiş ahşap konutlara dikkat çekiyor.
Alman Arkeoloji Enstitüsü İstanbul Şubesi’nin, geçmişi 1960’lı yıllara kadar uzanan araştırmalarından yola çıkılarak hazırlanan sergide, Asya’dan Avrupa yakasına, geniş bir ahşap kuşağın kaybediliş süreci fotoğraflar, bilgi panoları, planlar, maketler, ahşap konut yapımında kullanılan araç ve gereçlerle kapsamlı bir biçimde inceleniyor.
Sergideki örnekler
Sergi 17. yüzyılda inşa edilen Amcazade Yalısı ile başlıyor. Büyükada’da, 20. yüzyılın başlarına ait olan bir konuta kadar uzanıyor. Serginin danışmanı Baha Tanman artık günümüzde çok az ahşap konut gördüğümüzü, bu sergiyle aslında biraz da onlara dikkat çekmek istediklerini söylüyor:
“Bu eserlerin hiç değilse bundan sonra korunabilmesine kamuoyu açısından biraz katkıda bulunmak istedik. Sergi için seçilen konutlar bugün halen ayakta kalanlar. Sadece arka salonda yer alan Zeyrek evlerinden bazıları artık yok.”
Sergi için seçilen tüm yapılar, konak, yalı, köşk olmak üzere üç başlıkta toplanıyor. Sözgelimi Kayserili Ahmet Paşa Konağı, kent içi konut örneği. Sadullah Paşa Yalısı, 18. yüzyıl sonu ile 19. yüzyılın ilk yalısına tarihlenmiş bir yazlık konut. Mazlumağa Köşkü ise 19. yüzyılın ortalarına ait bir köşk.
Son anda kurtarılan yapı
Sergide yer alan, ince bir işçiliğe, süslemeye sahip ahşap konutlar içinde en önemlisinin Amcazade Yalısı olduğunu belirtiyor Tanman:
“Koskoca İstanbul’da sadece bir tane 17. yüzyılın sonuna ait örnek var: Amcazade Yalısı. Bu yalının meşhur selamlık divanhanesi günümüze ulaşmış en eski örnek, Topkapı Sarayı dışında. Divanhane son anda yok olmaktan kurtarılmış. Bugünlerde onarımı yapılıyor ama bununla ilgili tereddütlerim var. Boyutları sınırlı ve çok eski, bu yorgun divanhaneye kalabalık ziyaretçi sokmak bile sakıncalı. Oraya turistik işlev yüklenemez. Ancak üzerine titrenecek çok nadir bir eser.”
Tanman, ahşap konutları koruyamamış olmamıza da dikkat çekiyor:
15 Mart’a kadar açık
“Yönetim ve toplum olarak yeterli duyarlılığa sahip olmadığımızdan, değişen yaşam koşullarını öne sürerek ‘bu yapılar yok olmaya mahkum’ demişiz. Halbuki dünyada görüyoruz örneklerini. İstanbul’daki ahşap konutlardan çok daha eski ve içinde yaşanması en az onlar kadar zor olan birtakım konutları 21. yüzyıla kadar sapasağlam taşımışlar.
Mesela Bern şehrinde hayrete düştüm. Orada, Süleymaniye Külliyesi ile aynı yaşta 1550-1560 yıllarına ait, sokaklar dolusu ev var ve hepsi de çok iyi korunmuş. Üstelik evlerin mimarisi bozulmamış ve tümüyle turizme de tahsis edilmemişler.”
İstanbul kimliğine dair önemli ipuçları sunan bu sergi 15 Mart 2009’a kadar izlenebilir.
(0212) 334 09 00 Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Amcazade Yalısı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Kayserili Ahmet Paşa Konağı
10-12-2008, 05:38
sarıkanarya_41
Yazma Yarışması’na başvurular başladı
Yeni yazarları oyun yazmaya özendirmeyi amaçlayan yarışmada konu sınırlaması yok. Prof. Dr. Metin Balay, Ragıp Yavuz, Funda Özşener, Hasan Şahintürk ve Doğan Korkmaz’dan oluşan jürinin seçeceği üç oyun tek kitap halinde yayımlanacak. Son başvuru tarihi 30 Mayıs 2009. (0212) 249 87 37 Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
10-12-2008, 05:38
sarıkanarya_41
ÖSS’ye giren iki milyona yakın adaydan altısının bir yıl boyunca süren macerasını anlatan bağımsız ve kâr amacı taşımayan bir belgesel olan “3 Saat: Bir ÖSS Belgeseli” 16-21 Aralık tarihleri arasında Pera Müzesi’nde gösterilecek
Adını ÖSS’nin süresinden alan “3 Saat”te, 2004 yılbaşı gecesinden 2005 yılbaşı gecesine kadar Özel Darüşşafaka Lisesi’nden Melis, Galatasaray Lisesi’nden Çiğdem, Rüştü Akın Anadolu Meslek Lisesi’nden Derya, Vefa Lisesi’nden Edin, Yunus Emre Lisesi’nden Yunus ve Özel Semiha Şakir Lisesi’nden Mert’in hayatlarına konuk oluyor seyirci. Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
10-12-2008, 05:39
sarıkanarya_41
Osmanlı İmparatorluğu döneminde ilk matbaayı kuran İbrahim Müteferrika’nın bastığı ilk 17 kitabın 16’sı Rusya Devlet Kütüphanesi’nde ortaya çıktı
Rusya’daki Türk Kültür Yılı çerçevesinde Moskova’daki Doğu Edebiyatı Merkezi’nde önceki gün yapılan “Tarihi Perspektif açısından Türk-Rus İlişkileri” konferansı çerçevesinde aynı binada bir günlüğüne açılan kitap sergisinde Müteferrika’nın bastığı 16 kitap da sergilendi.
Kütüphane Müdürü Mariya Milayeva, “Kütüphanenin Türkiye bölümünde 30 binden fazla kitap bulunmakta. Bunların arasında en önemlisi hepimizin gurur duyduğu İbrahim Müteferrika’ya ait olan kitap hazinesidir” dedi. Milayeva, Osmanlı İmparatorluğu’nda Müteferrika tarafından 17 kitaptan 16’sının kütüphanelerinde olduğunu ifade ederek, “19. yüzyılın başında Rusya’nın Ankara Büyükelçiliği’ne hediye edilen bu kitaplar daha sonra Rusya Dışişleri Bakanlığı tarafından kütüphanemize hediye edildi. Kitapların hepsi orijinal ve müzelerden farklı olarak okumayı arzu eden herkes bu kitapları kütüphanemizde görebilirler” diye konuştu.
17 kitap bastı
Müteferrika ölümüne kadar matbaasında 17 kitap bastı. Bu kitaplardan ilk ikisi bin adet, üçüncüsü 1200 adet, sonrakiler ise 500 adet olarak basıldı. 13 Nisan 2008’de Portakal Sanat ve Kültür Evi’nin düzenlediği müzayedede Şevket Rado’nun koleksiyonunda yer alan İbrahim Müteferrika’nın matbaasında basılan bu 17 kitaptan birer adet satışa sunulmuştu
10-12-2008, 05:39
sarıkanarya_41
AKBANK’IN sponsorluğunda Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nde (SSM) gerçekleştirilen “İstanbul’da Bir Sürrealist: Salvador Dali” sergisini iki ayda toplam 118 bin kişi ziyaret etti
Sergiye paralel düzenlenen çocuk eğitim programları kapsamında 160 atölye çalışması yapıldı. Atölye çalışmalarına 96 ilköğretim okuldan 4 bin 210 öğrenci katıldı. Dali’nin 33 resim, 113 çizim, 111 gravür ve 12 litografisinden oluşan, mektuplar, notlar ve fotoğraflarla 385 parçaya ulaşan koleksiyonu, SSM’de 20 Ocak 2009’a kadar izlenebilir.
10-12-2008, 05:39
sarıkanarya_41
GENÇ kuşak sanatçılarından Nihal Martlı önemli bir başarıya imza attı. 2 yıl Aix-en Provence şehrindeki Ecol’d Art adlı sanat okulunda mastır eğitimi alan Martlı, 2009 yazında yapılacak olan “Cezanne Picasso” sergisine katılacak genç sanatçılardan biri oldu
Söz konusu sergi için Provence’ta yer alan tüm şehirlerin sanat okullarından genç isimler belirlendi. Ecol’d Art ise 2008 mastır programını birincilikle bitiren Martlı’yı bu projede yer alması için önerdi. Martlı’nın Türkiye’de C.A.M Galeri’de süren “Persona” adlı sergisi 6 Aralık’a kadar görülebilir.
10-12-2008, 05:40
sarıkanarya_41
KÜLTÜR ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile DTP’li bazı milletvekilleri, Türk kızı ile Kuzey Iraklı bir Kürt gencinin aşk hikâyesini anlatan “Gitmek-Benim Marlon ve Brandom” filminin Ankara’daki galasına katıldı
Günay, “Bir Türk kızı, bir Kürt gencine âşık olabilir. Bir Kürt kızı, bir Türk gencine âşık olabilir. Bence herkes birbirine âşık olmalıdır” dedi. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği ve Mülkiyeliler Birliği sponsorluğuyla Kızılırmak Sineması’nda gerçekleşen galaya, Günay ve eşi Gülten Günay, ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras, DTP milletvekilleri Sırrı Sakık, Hasip Kaplan, Bengi Yıldız, Ayla Akat Ata, Sebahat Tuncer ve yönetmen Hüseyin Karabey katıldı.
‘Tartışılacak bir şey görmedim’
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteği ile İsviçre’de düzenlenen ve Türkiye’nin de konuk olduğu festivalde, Karabey’in filminin programdan çıkarılması tartışmalara neden olmuştu. Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan bir bürokratın, “Bir Türk kızı bir Kürde âşık olmaz” diyerek, festivali, para desteğini geri çekmekle tehdit ettiği öne sürülmüştü.
Günay, bakanlığın filme destek olmadığı yönündeki iddiaların ‘gerçek dışı’ olduğunu ifade ederek, bakanlık olarak filmin senaryo ve yapım aşamasında yardımcı olduklarını söyledi. Film yurtdışına gönderilirken bazı sözlerin basında talihsiz bir biçimde yer aldığını belirten Günay, galanın sonunda, “Üzerinde bu kadar tartışma yaratacak bir şey görmedim” dedi. DTP’li milletvekilleri de filmi beğendiklerini söyledi.
10-12-2008, 05:40
sarıkanarya_41
“ALMANYA Avrupa Hareketi Ağı” adlı kuruluşun Avrupa’nın entegrasyonunda katkıda bulunan kadınlara verilen “Avrupa Kadınları-Almanya 2008” ödülünü, bu yıl Türk yazar ve sosyolog Necla Kelek aldı
Berlin’deki törende Kelek’e ödülü, Ödül Komitesi Başkanı olan Sayn Wittenstein Prensesi Irina tarafından takdim edildi. Bavyera eyaleti Avrupa işlerinden sorumlu Devlet Bakanı Emilia Müller, Kelek’in sosyolog ve bir kadın hakları savunucusu olarak Almanya’yı uyandırdığını, muhafazakâr bir aile ortamından gelmesine rağmen böyle bir ortamdan çıkabilmek için büyük bir güç ve cesaret örneği sergilediğini belirtti. Müller, Kelek’in Müslüman kadınların Alman toplumuna entegre olmalarına katkı sağladığını kaydetti. Kelek ise, yaptıkları için cesarete gerek olmadığını,özgür bir ülkede yaşadığını, bu nedenle hiçbir şeyden korkmadığını söyledi.
10-12-2008, 05:40
sarıkanarya_41
DÜN sabah Pınar Kür’ün dostları ve tanıdıkları kendisinin hotmail adresinden gelen tuhaf bir e-posta’yla şaşırdı
Kür imzasıyla yazılmış İngilizce e-posta’da, sözde, yazar bir iş gezisi için bulunduğu Nijerya’da cüzdanını çaldırdığını ve parasız kaldığını belirtiyor; acilen kendisine 3 bin 500 dolar gönderilmesini istiyordu. Pınar Kür, “On gündür hotmail’ime giremiyordum. Adresimi hotmail’in ABD sitesinden almıştım; muhtemelen bir ABD’li hacker hesabıma girmiş ve benim burada tanındığımı bilmeyerek bu mail’i göndermiş” dedi.
10-12-2008, 05:41
sarıkanarya_41
Türk belgesel sinemasının saygın isimlerinden Bülent Arınlı, 57 yaşında hayatını kaybetti. Arınlı’nın ölümü büyük üzüntü yarattı
Belgesel film ve görüntü yönetmeni Bülent Arınlı, 12 Kasım’da Bodrum’da vefat etti. Bir süredir sağlık sorunları olan Arınlı, kalp krizi nedeniyle hayatını kaybetti. Dün, Bodrum Yalıkavak’taki Gökçebel Camisi’nde kılınan cenaze namazının ardından Yemiş Mezarlığı’nda toprağa verilen Arınlı, kariyeri süresince birçok belgesele ve haber programına imza atmıştı.
1951’de Ankara’da dünyaya gelen Arınlı, Gazi Üniversitesi Basın ve Yayın Yüksek Okulu’ndan mezun olmasının ardından, TRT’de kameraman olarak çalışmaya başladı. 1974 ve 1978 yılları arasında TRT için TV filmleri ve belgeseller çekti. 1988’den itibaren haber programları, belgeseller, tanıtım ve eğitim videolarında görüntü yönetmenliği yaptı.
1990 ve 1993 arasında 32. Gün’de yine görüntü yönetmeni olarak görev alan Arınlı, ardından ATV’de görüntü yönetmeni süpervizörü oldu. 1995-1996 yıllarında Bursa Olay TV’de program müdürlüğü yapan Arınlı, 1996’dan itibaren bağımsız belgesel çalışmalarına ağırlık verdi.
Dink’in belgeselini çekti
Belgesel Sinemacılar Derneği’nin kurucu üyelerinden olmasının yanı sıra, SUFilm adında bağımsız belgeseller çeken yapım firmasının da ekibinde yer aldı Arınlı. 2000 yılından itibaren SUFilm tarafından gerçekleştirilen birçok belgeselde, görüntü yönetmeni, yönetmen, kurgucu ve yapım yönetmeni olarak çalıştı. Bu belgeseller arasında, “Derinlerdeki Tarih”, “Unutulmuş Zamanlar” ve “Çıralı: Doğala Dönüş” gibi yapımlar bulunuyor. Aynı dönemde, “Burhan Öçal / Kırklareli All Stars” ve “Mercan Dede ile Yolculuk” gibi müzikle ilgili belgeseller de çeken Arınlı’nın yönettiği son belgesel 2007 tarihli “Kırlangıcın Yuvası”ydı.
Hrant Dink’in, yetiştiği Tuzla Ermeni Çocuk Kampı’nı anlattığı belgesel, Dink’in katledilmesinin ardından birçok yerde gösterildi ve büyük ses getirdi. Arınlı, 2008’de “’Vatandaşlık’ Halleri” adındaki, gayrimüslim vakıfları üzerinden devlet-yurttaş ilişkisini anlatan belgeselin kurgusunu yaptı. Kurucu üyelerinden olduğu Belgesel Sinemacılar Derneği’nin düzenlediği 1001 Belgesel Festivali’nin gerçekleştiği bugünlerde, Arınlı’nın vefatı büyük üzüntü yarattı