Bilim Adamlarının Biyografileri...

Robert Edwin PEARY (1856-1920)

Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.

Kuzey Kutbu'na ilk kez ayak basan kâşif olarak kabul edilen Robert Edwin Peary Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. ABD'nin Pennsylvania eyaletindeki Cresson kentinde doğdu. Brunswick'teki Bowdoin College'i bi­tirdikten sonra ABD donanmasına katıldı. 1886'da Grönland'a yaptığı bir yolculuktan sonra Kuzey Kutup Bölgesi'nde keşifler yap­maya karar verdi. 1891–1908 arasında Grön­land'a yapılan beş seferi yönetti.
Peary Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Kuzey Kutup Bölgesi'ndeki gezile­rinde edinmiş olduğu deneyimlerden Grönland'dan Kuzey Kutbu'na yaptığı kesil gezi sinde yararlandı. Peary'nin gemisi Roosevelt Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Kuzey Kutup Bölgesi'ndeki keşif gezileri için özel olarak yapılmıştı. İlk iki gezisinde Kuzey Kutbu'na ulaşamayan Peary Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Kuzey Kutbuna ulaşmak için yaptığı üçüncü ve son seferinde Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Grant Arazisi'ndeki Columbia Burnu'ndan büyük bir grupla ve taşınabilecek en fazla araç gereçle yola çıktı. Kâşifler küçük bir öncü kolunun seçip işaretlediği yolu izliyordu. Belirli aralıklarla ana gruptan ayrılan küçük gruplar Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. ancak geri dönmelerine yetecek ka­dar erzak alıp geri kalanını yola devam edenlere bırakarak hareket üslerine dönüyordu. Yol­culuğun 255 kilometrelik son bölümü başlar­ken grupta yalnızca Peary Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Matthew Henson ve dört Eskimo kalmıştı. Kâşifler kutup nok­tasına ulaştıklarına karar verince Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. orada 30 saat kadar kalarak gözlemlerde bulundular ve bilimsel veriler topladılar. Peary yaptığı keşif gezileriyle Grönland'ın bir ada olduğunu ka­nıtladı ve Eskimolar'a ilişkin araştırmalar yürüttü. Kuzey Kutup Bölgesi'ndeki denizler Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. gelgit olayı ve rüzgârlarla ilgili bilgiler topla­dı. Ne var ki Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Peary'nin olayları kaydetmekte titizlik göstermemiş olması ve bazı bilgilerin eksikliği uzmanlar arasında kuşkulara yol açtı ve Peary'nin Kuzey Kutbu'na ulaşıp ulaşma­dığı tartışma konusu oldu. Peary kutup nokta­sının 8 kilometrelik çevresinde derinlik öl­çümleri yapmış ve 2.700 metrede bile deniz dibine ulaşamamıştı. Böylece Kuzey Kutbu' nun buzla kaplı büyük bir denizin ortasında olduğunu kanıtlamış oldu.

Uppsala da Doğan ve calısmalarını bu kentte gerceklestiren isveçli fizikçi ve astronom anders celsius 1730 da uppsala universitesinde astronomi profösoru oldu.

Yapımi 1740 ta tamamlanan uppsala gozlemevini kurarak yasamının son 4 yılında orada çalıstı.biri dünyanın gunese uzaklıgının hesaplamasına yarayan yeni bir yonteme öburu dünyanın biçimini saptamaya yonelik iki astronomi kitabı yazdı.dünyanın kutuplarda hafifce basık olduğunu gözem yoluyla bulan ilk bilimadamlarından biri oldu.

Celsius günümüzde kendi adını tasıyan sıcaklık olceğinin bulucusu olarak tanınır.sanigrat olarakta adlandırılan bu ölçek dünyanın her yanında özellikle bilimsel olcümlerde kullanılır.daha once kullanılan sıcaklık olceğini Danzigli bir alman fizikçi olan daniel fahrenheit 1714 te geliştirmişti.

Çalısmalarını daha cok hollandada yürüten fahrenheit ın adıyla anılan bu olcek suyun donma noktasını 32F kaynama noktasını 212F olarak gosterir.Celcius 1742 de farklı bir sıcaklık olceği geliştirdi.sıcaklık aralığını 10 esit parcaya boldu.aslında celcius buzun erime noktasını 100 suyun kaynama noktasını 0 olarak kabul etmişti.

Daha sonra 0 ile 100 u yer değiştirdi.baslangıcta bu olceğe yüz adım anlamındaki latince centum gradus tan gelen santigrat ölçeği demişti.ama 1948 de toplanan uluslararası konfreansta adını bulucusunun adı olan celsius la değiştirdiler.celsius derecesi C olarak adlandırılır.

Öklid (Euclides) (Öklid (Euclides) Kimdir? - Öklid (Euclides) Hakkında)
Rönesans sonrası Avrupa'da Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Kopernik'le başlayan Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Kepler Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Galileo ve Newton'la 17. yüzyılda doruğuna ulaşan bilimsel devrim Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. kökleri Helenistik döneme uzanan bir olaydır. O dönemin seçkin bilginlerinden Aristarkus Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. güneş-merkezli astronomi düşüncesinde Kopernik'i öncelemişti; Arşimet yaklaşık iki bin yıl sonra gelen Galileo'ya esin kaynağı olmuştu; Öklid çağlar boyu yalnız matematik dünyasının değil Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. matematikle yakından ilgilenen hemen herkesin gözünde özenilen Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. yetkin bir örnekti.

Öklid Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. M.Ö. 300 sıralarında yazdığı 13 ciltlik yapıtıyla ünlüdür. Bu yapıt Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. geometriyi (dolayısıyla matematiği) ispat bağlamında aksiyomatik bir dizge olarak işleyen Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. ilk kapsamlı çalışmadır. 19. yüzyıl sonlarına gelinceye kadar alanında tek ders kitabı olarak akademik çevrelerde okunan Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. okutulan Elementler'in Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. kimi yetersizliklerine karşın Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. değerini bugün de sürdürdüğü söylenebilir.

Egeli matematikçi Öklid'in kişisel yaşamı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. aile çevresi Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. matematik dışı uğraş veya meraklarına ilişkin hemen hiçbir şey bilinmemektedir. Bilinen tek şey; İskenderiye Kraliyet Enstitüsü'nde dönemin en saygın öğretmeni; alanında yüzyıllar boyu eşsiz kalan bir ders kitabının yazan olmasıdır. Eğitimini Atina'da Platon'un ünlü akademisinde tamamladığı sanılmaktadır. O akademi ki giriş kapısında Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. "Geometriyi bilmeyen hiç kimse bu kapıdan içeri alınmaz!" levhası asılıydı.

Öklid'in bilimsel kişiliği Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. unutulmayan iki sözünde yansımaktadır: Dönemin kralı I. Ptolemy Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. okumada güçlük çektiği Elementler'in yazarına Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. "Geometriyi kestirmeden öğrenmenin yolu yok mu?" diye sorduğunda Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Öklid "Özür dilerim Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. ama geometriye giden bir kral yolu yoktur" der. Bir gün dersini bitirdiğinde öğrencilerinden biri yaklaşır Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. "Hocam Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. verdiğiniz ispatlar çok güzel; ama pratikte bunlar neye yarar?" diye sorduğunda Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Öklid kapıda bekleyen kölesini çağırır Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. "Bu delikanlıya 5-10 kuruş ver Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. vaktinin boşa gitmediğini görsün!" demekle yetinir.

Öklid haklı olarak "geometrinin babası" diye bilinir; ama geometri onunla başlamış değildir. Tarihçi Herodotus (M.Ö. 500) geometrinin başlangıcını Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Nil vadisinde yıllık su taşmalarından sonra arazi sınırlarını belirlemekle görevli kadastrocuların çalışmalarında bulmuştu. Geometri "yer" ve "ölçme" anlamına gelen "geo" ve "metrein" sözcüklerinden oluşan bir terimdir. Mısır'ın yanı sıra Babil Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Hint ve Çin gibi eski uygarlıklarda da gelişen geometri o dönemlerde büyük ölçüde Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. el yordamı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. ölçme Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. analoji ve sezgiye dayanan bir yığın işlem ve bulgudan ibaret çalışmalardı. Üstelik ortaya konan bilgiler çoğunlukla kesin olmaktan uzak Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. tahmin çerçevesinde kalan sonuçlardı.

Örneğin Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Babilliler dairenin çemberini çapının üç katı olarak biliyorlardı. Bu öylesine yerleşik bir bilgiydi ki; pi'nin değerinin 3 değil Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. 22/7 olarak ileri sürenlere Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. bir tür şarlatan gözüyle bakılıyordu. Mısırlılar bu konuda daha duyarlıydılar: M.Ö. 1800 yıllarına ait Rhind papürüslerinde onların pi'yi yaklaşık 3.1604 olarak belirledikleri görülmektedir; ama Mısırlıların bile her zaman doğru sonuçlar ortaya koyduğu söylenemez. Nitekim Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. kesik kare piramidin oylumunu (hacmini) hesaplamada doğru formülü bulan Mısırlılar Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. dikdörtgen için doğru olan bir alan formülünün Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. tüm dörtgenler için geçerli olduğunu sanıyorlardı.

Aritmetik ve cebir alanında Babilliler Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Mısırlılardan daha ilerde idiler. Geometride de önemli buluşları vardı. Örneğin Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. "Pythagoras Teoremi" dediğimiz Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. bir dik açılı üçgende dik kenarlarla hipotenüs arasındaki bağıntıya ilişkin önerme "bir dik üçgenin dik kenar karelerinin toplamı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. hipotenüsün karesine eşittir" buluşlarından biriydi. Ne var ki Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. doğru da olsa bu bilgiler ampirik nitelikteydi; mantıksal ispat aşamasına geçilememişti henüz.

Ege'li Filozof Thales'in (M.Ö. 624-546) Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. geometrik önermelerin dedüktif yöntemle ispatı gereğini ısrarla vurguladığı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. bu yolda ilk adımları attığı bilinmektedir. Mısır gezisinde tanıştığı geometriyi Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. dağınıklıktan kurtarıp Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. tutarlı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. sağlam bir temele oturtmak istiyordu. İspatladığı önermeler arasında; ikizkenar üçgenlerde taban açılarının eşitliği; kesişen iki doğrunun oluşturduğu karşıt açıların biribirine eşitliği vb. ilişkiler vardı.

Klasik çağın "Yedi Bilgesi"nden biri olan Thales'in açtığı bu yolda Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Pythagoras ve onu izleyenlerin elinde Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. matematik büyük ilerlemeler kaydetti Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. sonuçta Elementler'de işlenildiği gibi Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. oldukça soyut mantıksal bir dizgeye ulaştı. Pythagoras Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. matematikçiliğinin yanı sıra Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. sayı mistisizmini içeren gizliliğe bağlı bir tarikatın önderiydi. Buna göre; sayısallık evrensel uyum ve düzenin asal niteliğiydi; ruhun yücelip tanrısal kata erişmesi ancak müzik ve matematikle olasıydı.

Buluş ve ispatlarıyla matematiğe önemli katkılar yapan Pythagorasçılar Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. sonunda inançlarıyla ters düşen bir buluşla açmaza düştüler. Bu buluş Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. karenin kenarı ile köşegenin ölçüştürülemeyeceğine ilişkindi. Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. gibi Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. bayağı kesir şeklinde yazılamayan sayılar Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. onların gözünde gizli tutulması gereken bir skandaldi. Rasyonel olmayan sayılarla temsile elveren büyüklükler nasıl olabilirdi? (Pythagorasçıların tüm çabalarına karşın üstesinden gelemedikleri bu sıkıntıyı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. daha sonra tanınmış bilgin Eudoxus oluşturduğu Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. irrasyonel büyüklükler için de geçerli olan Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Orantılar Kuramı'yla giderir).

Öklid Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Pythagoras geleneğine bağlı bir ortamda yetişmişti. Platon gibi Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. onun için de önemli olan soyut düşünceler Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. düşünceler arasındaki mantıksal bağıntılardı. Duyumlarımızla içine düştüğümüz yanlışlıklardan Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. ancak matematiğin sağladığı evrensel ilkeler ve salt ussal yöntemlerle kurtulabilirdik. Kaleme aldığı Elementler Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. kendisini önceleyen Thales Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Pythagoras Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Eudoxus gibi Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. bilgin-matematikçilerin çalışmaları üstüne kurulmuştu. Geometri bir önermeler koleksiyonu olmaktan çıkmış Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. sıkı mantıksal çıkarım ve bağıntılara dayanan bir dizgeye dönüşmüştü. Artık önermelerin doğruluk değeri Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. gözlem veya ölçme verileriyle değil Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. ussal ölçütlerle denetlenmekteydi. Bu yaklaşımda pratik kaygılar ve uygulamalar arka plana itilmişti.

Kuşkusuz bu Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Öklid geometrisinin pratik problem çözümüne elvermediği demek değildi. Tam tersine Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. değişik mühendislik alanlarında pek çok problemin Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. bu geometrinin yöntemiyle çözümlendiği; ama Elementler'in Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. eğreti olarak değindiği bazı örnekler dışında Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. uygulamalara yer vermediği de bilinmektedir.Öklid'in pratik kaygılardan uzak olan bu tutumunun matematik dünyasındaki izleri Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. bugün de rastladığımız bir geleneğe dönüşmüştür.

Gerçekten Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. özellikle seçkin matematikçilerin gözünde Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. matematik şu ya da bu işe yaradığı için değil Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. yalın gerçeğe yönelik Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. sanat gibi güzelliği ve değeri kendi içinde soyut bir düşün uğraşı olduğu için önemlidir.

Matematiğin tümüyle ussal bir etkinlik olduğu doğru değildir. Buluş bağlamında tüm diğer bilimler gibi matematik de Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. sınama-yanılma Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. tahmin Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. sezgi Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. içedoğuş türünden öğeler içermektedir. Yeni bir bağıntıyı sezinleme Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. değişik bir kavram veya yöntemi ortaya koyma Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. temelde mantıksal olmaktan çok psikolojik bir olaydır. Matematiğin ussallığı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. doğrulama bağlamında belirgindir. Teoremlerin ispatı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. büyük ölçüde kuralları belli Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. ussal bir işlemdir; ama sorulabilir: Öklid neden Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. geometrinin ölçme sonuçlarıyla doğrulanmış önermeleriyle yetinmemiş Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. bunları ispatlayarak Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. mantıksal bir dizgede toplama yoluna gitmiştir?

Öklid'i bu girişiminde güdümleyen motiflerin ne olduğunu söylemeye olanak yoktur; ancak Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Helenistik çağın düşün ortamı göz önüne alındığında Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. başlıca dört noktanın öngörüldüğü söylenebilir:

1) İşlenen konuda çoğu kez belirsiz kalan anlam ve ilişkilere açıklık getirmek;

2) İspatta başvurulan öncülleri (varsayım Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. aksiyom veya postulatları) ve çıkarım kurallarım belirtik kılmak;

3) Ulaşılan sonuçların doğruluğuna mantıksal geçerlik kazandırmak (Başka bir deyişle Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. teoremlerin öncüllere görecel zorunluluğunu Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. yani öncülleri doğru kabul ettiğimizde teoremi yanlış sayamayacağımızı göstermek);

4) Geometriyi Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. ampirik genellemeler düzeyim aşan soyut-simgesel bir dizge düzeyine çıkarmak (Bir örnekle açıklayalım: Mısırlılar ile Babilliler kenarları 3 Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. 4 Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. 5 birim uzunluğunda olan bir üçgenin Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. dik üçgen olduğunu deneysel olarak biliyorlardı; ama bu ilişkinin 3 Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. 4 Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. 5 uzunluklarına özgü olmadığını Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. başka uzunluklar için de geçerli olabileceğini gösteren veriler ortaya çıkıncaya dek kestirmeleri güçtü; buna ihtiyaçları da yoktu. Öyle kuramsal bir açılma için pratik kaygılar ötesinde Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. salt entellektüel motifli bir arayış içinde olmak gerekir. Nitekim Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Egeli bilginler somut örnekler üzerinde ölçmeye dayanan belirlemeler yerine Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. bilinen ve bilinmeyen tüm örnekler için geçerli soyut genellemeler arayışındaydılar. Onlar Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. kenar uzunlukları a Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. b Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. c diye belirlenen üçgeni ele almakta Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. üçgenin ancak Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. eşitliği gerçekleştiğinde dik üçgen olabileceği genellemesine gitmektedirler).

Öklid oluşturduğu dizgede birtakım tanımların yanı sıra Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. beşi "aksiyom" dediği genel ilkeden Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. beşi de "postulat" dediği geometriye özgü ilkeden oluşan Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. on öncüle yer vermiştir (Öncüller Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. teoremlerin tersine ispatlanmaksızın doğru sayılan önermelerdir). Dizge tüm yetkin görünümüne karşın Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. aslında çeşitli yönlerden birtakım yetersizlikler içermekteydi. Bir kez verilen tanımların bir bölümü (özellikle Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. "nokta" Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. "doğru" Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. vb. ilkel terimlere ilişkin tanımlar) gereksizdi. Sonra daha önemlisi Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. belirlenen öncüller dışında bazı varsayımların Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. belki de farkında olmaksızın kullanılmış olması Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. dizgenin tutarlılığı açısından önemli bir kusurdu.

Ne var ki Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. matematiksel yöntemin oluşma içinde olduğu başlangıç döneminde Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. bir bakıma kaçınılmaz olan bu tür yetersizlikler Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. giderilemeyecek şeyler değildi. Nitekim Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. 18. yüzyılda başlayan eleştirel çalışmaların dizgeye daha açık ve tutarlı bir bütünlük sağladığı söylenebilir. Üstelik dizgenin irdelenmesi Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. beklenmedik bir gelişmeye de yol açmıştır: Öncüllerde bazı değişikliklerle yeni geometrilerin ortaya konması. "Öklid-dışı" diye bilinen bu geometriler Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. sağduyumuza aykırı da düşseler Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. kendi içinde tutarlı birer dizgedir. Öklid geometrisi Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. artık var olan tek geometri değildir. Öyle de olsa Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Öklid'in düşünce tarihinde tuttuğu yerin değiştiği söylenemez.

Çağımızın seçkin filozofu Bertrand Russell'ın şu sözlerinde Öklid'in özlü bir değerlendirmesini bulmaktayız: "Elementler'e bugüne değin yazılmış en büyük kitap gözüyle bakılsa yeridir. Bu kitap gerçekten Grek zekâsının en yetkin anıtlarından biridir. Kitabın Greklere özgü kimi yetersizlikleri yok değildir Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. kuşkusuz: dayandığı yöntem salt dedüktif niteliktedir; üstelik Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. öncüllerini oluşturan varsayımları yoklama olanağı yoktur. Bunlar kuşku götürmez apaçık doğrular olarak konmuştur. Oysa Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. 19. yüzyılda ortaya çıkan Öklid-dışı geometriler Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. bunların hiç değilse bir bölümünün yanlış olabileceğini Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. bunun da ancak gözleme başvurularak belirlenebileceğini göstermiştir."

Gene Genel Rölativite Kuramı'nda Öklid geometrisini değil Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Riemann geometrisini kullanan Einstein'ın Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Elementler'e ilişkin yargısı son derece çarpıcıdır: "Gençliğinde bu kitabın büyüsüne kapılmamış bir kimse Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. kuramsal bilimde önemli bir atılım yapabileceği hayaline boşuna kapılmasın!"

Einstein Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Galilei ve Newton ile birlikte üç büyük bilim dehasından biridir. Üçü için de efsane Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. gerçeği gölgede bırakmıştır. Özellikle Einstein'ın yaşamı efsanelerle doldurulmuş ve bunlar onun yalnız bilgin ve kamuya mal olmuş adam ünüyle beslenmiştir. Resimleri ünlü tablo La Gioconda'da olduğu gibi yerli yersiz basılmış; haksız olarak atom bombasının babası sayılmış ve ünlü E = mc2 formülü her hususta gerekli gereksiz kullanılmıştır. Gerçekte Einstein Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. asıl alanı olan kuramsal fizikte yaptığı çalışmalarıyla XX. yy fiziğine ışık tutmuştur.
Albert Einstein 14 mart 1879'da Almanya'nın güneyindeki Ulm kentinde dünyaya geldi. Ailesi Musevi'ydi Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. ama pek dindar değildi. Çocukluğu Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. babasının elektrik tesisatı yaptığı Münih'te geçti. Babası hiç bir zaman işinde başarılı olamamıştı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. onun işiyle ve ailesinin geçimiyle ilgili yaşadığı sorunlar genç Einstein'ı çok etkilemiştir.

YETİŞME YILLARI
Einstein Münih'te Luitpold Lisesi'ne devam etti. Burada başarılı bir öğrenci sayılırdı ama aslında çok mutsuzdu; o dönem Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. her türlü askeri disipline ve dayanıksız otoriteye karşı olumsuz duygularının ortaya çıktığı yıllardı. On beş yaşında Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. lisedeki yönetime daha fazla dayanamayarak Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. kendi iradesiyle okulu terk etti ve lise öğreniminin sona ermesini beklemeyerek ailesinin bulunduğu Pavia'ya Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. İtalya'ya gitti. Babası burada yeniden bir servet edinmenin peşindeydi. Einstein Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. aylarca tek başına çalıştıktan sonra Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. ünlü Zürich Politeknik Enstitüsü'nün giriş sınavlarına katıldı. Bu sınavda başarılı olamadı ama öğretim yöntemlerinin son derece liberal olduğu bir İsviçre okulunda sınavlara hazırlanabilme olanağını elde etti. 1896'da Politeknik Yüksek Okulu'na kabul edildi ve burada 1900'e kadar dönemin en iyi profesörlerinin yanında çok iyi bir öğrenim gördü. Bu dönemde Alman biliminin tüm klasik yapıtlarını keşfetti. Bu arada Politekniğe kabul edilen ender kız öğrencilerden biri olan Sırp-Hırvat kökenli Mileva Maric ile tanıştı. Onun Musevi olmayan bir kızla evlenmesine karşı çıkan babasının ölümünden sonra 1903'te evlendiler.
Einstein Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. okulu bitirdikten sonra Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. sahip olduğu saygın diplomaya karşın Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. kendine uygun bir iş bulamadı. Çeşitli üniversitelerde araştırma görevlisi kadrosu elde etmek için yaptığı birçok başvuru sonuçsuz kaldı. Sonunda babasının araştırma görevlisi bir dostunun araya girmesiyle Bern'deki patent dairesinde bir teknik uzmanlık görevi bulmasaydı durumu hiç de iyi olmayacaktı. Einstein için fizik çalışmalarına olanak vermesi bakımından bundan daha uygun iş olamazdı. 1955'te ölümünden birkaç hafta önce kaleme aldığı Öz yaşam öyküsü Taslağı'nda "Patent belgelerinin yazılması işi benim için gerçek bir kazançtı; bu iş fizik üzerinde düşünmek için bol zaman bulmama olanak veriyordu" diye yazacaktı.

1905 Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. OLAĞANÜSTÜ BİR YIL
Einstein'ın 1905'te yayımladığı ve fizik tarihinin seyrinde değişikliğe yol. açan beş makalesi 1900 ile 1905 arasında olgunlaştı. Isaac Newton'a başarısının sebebi sorulduğunda söylediği şu sözler kadar Einstein'a uygun olan bir başkası yoktur: Tüm zamanım uğraştığım sorunlar üzerinde düşünmekle geçer. Einstein on yıldan beri sürekli olarak fizikteki derin bir ayrılık üzerinde düşünmekteydi; bu ayrılık fiziği kuramsal düzeyde birbiriyle bağdaşamaz bir biçimde ikiye bölüyordu: bir yanda ışığın Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. denizin yüzeyindeki dalgalar gibi tüm uzaya ya yılmış ve süreklilik arz eden dalgalar dan oluştuğunu ileri süren dalga kuramı (James C. Maxwell'in ışığın elektromanyetik doğasını göstermiştir); öte yanda Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. ışığı parçacıklardan oluşan Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. tümüyle yerel ve süreksiz bir mekanik olgu olarak kabul eden Newtoncu kuram. Sürekli olan ile süreksiz olanın fizik kuramında birlikte yer almasına oldukça şaşıran ve fiziğin ancak tekli yapıda olabileceği fikrine sıkı sıkıya bağlanan Einstein Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. kararlı bir biçimde bu ayrılığı ortadan kaldırmanın yollarını aramaya girişti. Bu konu tüm yaşamının en önemli amacını ve bütün araştırmalarının arkasındaki gerçek itici gücü oluşturacaktı.
Einstein'ın en önemli üstünlüğü Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. ışık kuramının fizikteki en derin çelişkiyi içe ren alan olduğunu kavramasıydı. Deha sının diğer bir yönü Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. geçerli olan ışık kuramının temel kavramlarından biri olan esirin Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. fizikteki tekliğin önündeki engellerden biri olduğunu anlamasıydı. Ger çekte ışık bir dalga gibi düşünülmüştü; bu dalga kavramı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. suyun yüzeyinde olu- şan dalgalanma olayına benzer biçimde geliştirilen kuramsal bir kavramdı. Eğer bu benzerlik sonuna kadar sürseydi Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. olay son derece açık olacaktı; oysa sudaki dalgalanmayı olanaklı kılan maddi ortam Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. ışık için çok kolayca belirlenebilir değildi. Birçok fizikçi kuşağının önünde duran engel buydu: ışık enerjisinin yayıl masını sağlayan ortam nedir? Bu ortam için düşünülen esirin birçok fiziki özelliğinin ele geçmez olmasına karşın (yoğunluğunun ve esnekliğinin hesaplan- ması ya da ölçülmesi olanaksız gözüküyordu) Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. onun hareketsiz olduğunu var saymak Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. kuramının içsel nedenlerinden ötürü zorunlu gözüküyordu.
Bu tarihi hatırlatma Einstein'ın 1905'te Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. henüz yirmi altı yaşındayken ortaya koyduğu entelektüel cesaretin önemini değerlendirmeye olanak verir. Gerçekten de Einstein'a göre esirin fiziki özelliklerinin saptanmasının bu denli güç olmasının nedeni Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. onun hiçbir fiziki gerçekliğe sahip olmamasından Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. onun yalnızca bir uydurma olmasındandı; bu kavram Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. kolaylıkla bir kenara bırakılabilecek bir yakıştırmadan başka bir şey değildi. Einstein'ın Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. özel görelilik kuramını anlattığı ünlü makalesi bu temele dayanıyordu: Esir yoktur.
Bu makalesinde Einstein Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. zaman ve uzayla ilgili « doğal » fikirlerin çok derin bir eleştirisi pahasına Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. esiri kalan tek maddi özelliği olan hareketsizlikten de arındırmayı başardı. Böylece fizikte tek liği gerçekleştirdi. Aslında Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. o döneme değin ışığın dalga kuramında kabul edil diği gibi hareketsiz bir esirin varlığını öngörmek Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. tüm mekaniğin (Galilei'den beri) Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. tüm parçacık hareketi kuramının üzerine kurulduğu görelilik düşüncesi ve ilkesine açıkça aykırıydı ve bu neden le hareketsizliğin olmadığı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. bunun fiziki bir anlamının olmadığı öne sürülebilir di. Böylece ilkeler düzleminde ışık kuramı derhal mekanikle bağdaşık Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. homojen bir duruma gelecekti. Einstein Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. esirin sonunu ilan etmekle bu ayrılığı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. heterojenliği ortadan kaldırdı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. ışığın görelilik kuramını ortaya koydu ve onu mekanikle birleştirdi.
Einstein gene 1905'te Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. ışığın ısıl özelliklerini Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. yani ısıtılmış bir cismin yaydığı ışığın rengini inceleyerek Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. ışığı aynı zamanda parçacıklardan oluşan bir olgu olarak da kabul etmek gerektiğini kanıtladı. Bu sonuç da fiziğin tekliği yolunda ilerleme olanağı sağladı; daha önce inanıldığı gibi ışığın Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. mekaniğin incelediği parçacıklardan tümüyle farklı bir doğaya sahip olduğu yolundaki görüşün tümüyle doğru olmadığı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. ışığın aynı zamanda maddi özelliklere Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. parçacık özelliğine de sahip olduğunu ortaya çıkardı. Dolayısıyla evrende bulunan tüm nesnelerin ortak bir doğası olduğu fikri ufukta beliriyordu.
Böylece Einstein daha sonraki elli yıl boyunca Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. araştırmalarını 1905'te açtığı iki yolda çeşitli başarılarla sürdürerek birleşik bir fizik kuramı kurmaya çalıştı. Bu yollardan biri fiziğin farklı dallarının dayandığı ilkelerin birleştirilmesiydi. (Einstein buna «bir ilkeler kuramının araştırılması » diyordu); İkinci yol ise Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. fiziğin ele aldığı ve evrendeki şeylerin yapıldığı nesnelerin birliğini kurmaktı (Einstein bu yolu «bir inşa kuramının araştırılması » olarak tanımlıyordu).

BİRLEŞTİRİCİ İLKE ARAYIŞI
Einstein 1905'ten sonra elektromanyetik kuvvetler ile çekim kuvvetlerini aynı biçimde ele almayı olanaklı kılacak temel ilkeleri bulmaya yöneldi. Bu sonuca kısmen Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. 1907 ile 1916 arasında uğraştığı Genel Görelilik Kuramı ile ulaştı. Genel Görelilik Kuramı bir çekim kuramıdır; yani iki cismin bir- birine uyguladığı çekimle ilgilidir. Newton'un açıklamadan öne sürdüğü bu etkileşim kuramının yerine Einstein bir başka kuram geçirdi. Einstein'ın çalışmalarıyla Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. bu etkileşimin Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. o bölgede bulunan cisimlerin yol açtığı bir uzay-zaman eğriliği olduğu ortaya çıkmıştı. Bugün yetmiş beş yaşını aşmış olan bu kuram henüz «olgular»ca yalanlanmış değildir. 1930'lar ile 1950'ler arasında son derece popüler olan (ki o dönemde bu kuramı gazete ve dergilerin «matematik» köşelerinde sıkça görmek mümkündü) Genel Görelilik Kuramı bugün astrofiziğin temel çerçevesini oluşturur. Bu kuram aynı zamanda kozmolojiyi tümden yenilemiştir.
Einstein Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. kuramının evrenin genel yapısını betimleme olanağını verdiğini fark etmiş ve büyük bir şaşkınlıkla evrenin hem sınırsız hem de sonlu olduğunu keşfetmiştir.
Bugün kozmoloji Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Genel Görelilik Kuramı üzerinde yükselmektedir. Kara delikler Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. büyük patlama (big bang) ya da çekimsel dalgalarla ilgili araştırmalar Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Einstein'ın 1907 ile 1916 arasında yaptığı çalışmalar sonucunda açtığı yolda ilerlemektedir. Einstein tüm yaşamı boyunca Genel Görelilik Kuramını «sevgili çocuğu» olarak nitelendirmiştir; bunun nedeni herhalde onun Özel Görelilik Kuramı gibi kolay doğmamış olmasıydı: Einstein 1911 ile 1916 arasında matematik öğrenmenin yanı sıra bu dönemde daha önce hiçbir bilgisinin olmadığı tansör çözümlemesini ve Eukleidesci olmayan geometriyi öğrenmişti. Ayrıca yalnız çalışmayı sevmesine karşın çalışma arkadaşlarından Marcel Grossmann'a başvurmak zorunda kalmıştır. Einstein bu büyük matematikçiden Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. geliştikçe daha çok karmaşıklaşan kuramının biçimselleştirilmesi labirentinde kendisine yardım etmesini istemiştir.
Aslında Genel Görelilik Kuramı hem yapısıyla Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. hem de evreni betimleme biçimiyle Einstein için ideal bir biçimi temsil ediyordu. Bu kuram esasen bir alan kuramı kavramına dayanıyordu; yani uzayın belirli bir noktasında bulunan bir cismin Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. çevresindeki uzay bölgesinde bir değişiklik meydana getirmesi fikrini temel alıyordu. Bu cisim bir «alan» yaratıyordu; bu alan ise onu yaratan cisim tarafından uzayın bir bölgesinde oluşturulan bir değişiklikten başka bir şey değildi. Bu muhakemenin temeli şu ilkedir: daha önceleri düşünüldüğünün tersine Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. uzay içindeki cisimlere karşı duyarsız değildir Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. yani bir cismin varlığında ya da yokluğunda uzay aynı değildir.
Görelilik anlayışına göre iki cisim arasındaki etkileşim Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. cisimlerden birinin diğeri üzerinde yarattığı alan etkisiyle betimlenir: birinci cisim ikincinin bulunduğu yerde onun duyarlı olacağı bir alan Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. yani uzayda bir değişim yaratır; ikinci de bu etkiye karşılık verir. Bu süreç karşılıklı olduğundan (birinci ve ikinci cismin yerleri değiştirilebilir) Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. burada betimlenen bir karşılıklı etkidir Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. yani uzayın aracı olduğu bir tür etkileşimdir.
Böylelikle alan kavramı bir sürekli değişkenlik (kontinium) fikrine dayanır: uzay her noktasında değişikliğe uğramaktadır. Bu sürekli değişkenlik kavramı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. alan kavramını hem güçlendirir Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. hem zayıflatır. Güçlendirir Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. çünkü uzayın sürekli yapıda olmasıyla Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. uzayda (uzay-zaman) olup biten tüm fiziki süreçlerin betimlenmesi Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. bir alan kuramıyla uyumlu görünür. Zayıflatır Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. çünkü bir sürekli değişkenlik kuramına tekabül eden «serbestlik dereceleri»nin sayısı (yani Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. değişkenliklerin olanaklılığı) Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. dünyayı temsil etmek için çok fazladır; herhangi bir anda alanın Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. yerelleşmiş bir cisim olarak «kristalleşme- si» gerekir.
Einstein kırk yıl boyunca -ölümü- ne dek- bu sorun üzerinde Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. kendi ifadesiyle kafa patlatmaktan vazgeçmedi. Tüm fizik kuramlarını birleştirecek bir kuram tutkusunu terk etmedi ve sürekli olarak Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. 1905'te ortaya koyduğu görelilik il- kesine veya Genel Görelilik Kuramının temelindeki eşdeğerlik ilkesine benzer bir biçimde Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. tüm etkileşimler için geçerli olacak bir alan kuramı oluşturmaya çalıştı. İşte sık sık girişilip daha sonra vazgeçilen «birleşik kuram» geliştirme çabalarının temelinde bu yatar. Modern fizik bu tutkuyu biraz farklı bir yönden yeniden ele almıştır; çünkü Einstein'ın birleşik kuram üzerinde çalıştığı yıllarda bilinmeyen yeni etkileşimler bulunmuştur (atom çekirdeğindeki zayıf ve kuvvetli etkileşimler).

BİR YALNIZ ADAMIN KOŞUSU
İlkeler doğrultusunda izlenen yol arzulanan birleşmeye olanak vermese bile Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Einstein en azından «inşa edilmiş» kuramı geliştirmeyi umuyordu Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. bu kuramla evreni oluşturan yapıtaşlarını ortaya koymak daha ulaşılır gözüküyordu. ışığın sürekli ortamda yayılma olanağını ortaya koyan 1905 makalesinin Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. aynı zamanda ışığın süreksizlik özelliğine sahip olduğunu içermesi Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. bu anlamdaki bir adımı oluşturuyordu. Aslında bu makale bugün fiziğin temel kuramı olan kuantum kuramının kurucu belgesi olarak da kabul edilebilir. Bu kuram Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. 1905 makalesinde ifade edilenlerle uyumlu olarak Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. evrenin temel yapıtaşlarının ya parçacıklardan ya da dalgalardan oluşabileceği düşüncesinin bir kenara bırakılmasını zorunlu kılar; ayrıca bir ölçümün sonuçlarının ancak istatistik olabileceğini öne sürer. Kuantum kuramı yalnızca olasılıkların hesaplanmasına olanak verir.
1905 ile 1927 arasında Niels Bohr Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Erwin Schrödinger Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Paul Dirac ve kuramın diğer « kurucu öncüleri» ta- rafından geliştirilen (bu kurucular arasında Einstein'ın adı genelde anılmaz) kuantum mekaniğinin ilkeleri özetle bunlardır. Ama Einstein'ın kuantum kuramına katkısının 1905'te yayımlanan ışığın kuantaları üzerine makalesiyle (veya 1901'de yayımlanan ve katılardaki fononlar kuramının kökeninde yer alan özgül ısı üzerine yazdığı makalesiyle) sona erdiğini düşünmek yanlış olur. Einstein Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. 1905'te «bulgusal» olarak öne sürdüğü ışık kuantaları varsayımını (yani Einstein bu varsayımı kesin kanıtlanmış olduğundan değil Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. ama kuramı iç tutarlılık nedenleriyle doğrulandığı için öne sürmüştü) Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. daha sonraki yıllar- da tekrar ele alarak onu «bulgusal»
olmaktan kurtarıp «gerçek»liğini kanıtlamaya çalıştı. 1909'da Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. ışımadaki dalgalanma özelliğini inceledikten sonra ışığın doğasında bulunan bir «ikilikle» Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. hem parçacık hem de dalga özellikleriyle nitelendirile- bileceği fikrini geliştirdi. 1916'da kuantaların yalnız enerjileriyle değil Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. aynı zamanda (proton ve nötron gibi tüm «gerçek» parçacıklarda olduğu gibi) hareketlerindeki nicelikle de nitelendirilebileceğini gösterdi ve böylece kuantaların gerçekliğinin kabulünde önemli bir adım attığını düşündü. Ama ışığın bu parçacık niteliğinin kanıtlanmasına yönelik deneylerde uğranan düş kınklıkları Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Einstein'ı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. ulaştığı sonuçları yeniden Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. gözden geçirmek zorunda bırakacaktı. 1905 makalesinin temeli olan madde-ışıma benzeşimine geri dönerek Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. 1924'te ışık kuantalarının klasik «gerçek» parçacıklarla aynı istatistiğe boyun eğmediklerini gösterdi; ışık kuantaları çeşitli olanaklı durumlarda düzenli bir dağılım göstereceklerine Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. onları gruplaşmaya iten bir kuvvet varmış gibi Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. birbirleri üzerinde birikme eğilimine sahiptiler Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. bu da onların genelde bir dalga izlenimi vermesinin sebebiydi. Bu keşfin önemi göz ardı edilemezdi; lazerin ve aşın iletkenliğin bulunması Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. fotonlara Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. özgü bu istatistiksel kuanta (Bose-Einstein istatistiği olarak bilinir) bilgisine dayanır. Bununla birlikte Einstein'ın bu alandaki çeşitli çalışmalarına rağmen Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Bohr Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Heisenberg Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Dirac ve diğerleri tarafından temsil edilen Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. kuvantum kuramının geliştirilmesindeki ana akımın dışında kaldığı doğrudur. Aslında Einstein kuantum kuramının istatistiğe bağlı niteliğini kabul etmeyi her zaman yadsımıştır; bir ölçümün kuram tarafından yetkin bir biçimde öngörülemeyeceğini ya da şakayla karışık söylediği gibi «Tanrının zar atmasını» anlayamamıştır. Kuantum kuramının kurulma yılları olan 1913 ile 1927 arasında Einstein Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. onun onayını almaya çalışan genç araştırmacıların umutsuz çabalarına rağmen kuantum kuramına karşı eleştirel bir tavır takındı. Daha sonraları kuramın mantıksal tutarsızlığını tartışmayı bir kenara bırakacak ve karşı çıkmalarının konusu biraz farklı bir alana kayacaktır: Einstein'a göre kuantum kuramı henüz «eksiktir» (bu nedenle de «tamamlanması» için daha da derinleştirilmelidir) çünkü kesin deney koşullarında sistemin sonraki halini aynı kesinlikte verememektedir. 1927'de dönemin tüm seçkin kuantum fizikçilerini bir araya getiren Solvay Kongresi Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Einstein ile Bohr arasındaki kuramsal tartışmayla fizik tarihindeki yerini alacaktır.
Einsetin'ın Nazizmden kaçarak 1935'te Amerika Birleşik Devletleri'ne iltica etmesiyle Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. bu tartışma yeniden alevlendi. Tartışma bu kez Kuantum kuramında «yerel olmama» (yerel olmayan etkileşim) denen bir sorun üzerindeydi. Yerel olmayan etkileşime göre Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. geçmişte karşılıklı etkide bulunan iki sistem üzerinde yapılan ölçümler Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. birbirlerinden bağımsız değildir; sistemlerden biri üzerinde yapılan ölçümler Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. bu iki sistem birbirinden ayrı da olsa Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. sanki birbirleriyle anında bağlantı kuruyorlarmış gibi ya da «haberleşiyorlarmış» gibi Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. bir diğeri üzerinde yapılan ölçümleri de belirlemektedir. Bu nokta kuantum kuramının kurucuları tarafından daha önce farkedilmemişti.
1935'te yayımlanan ünlü bir makaleyle (bu makalede geliştirilen düşünceler «EPR paradoksu» olarak bilinir; EPR makale yazarlarının baş harfleridir: Einstein Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Podolsky ve Ro sen) fizikçiler topluluğunun dikkatini kuantum kuramındaki bu şaşırtıcı duruma yönelten Einstein'dır. O zamandan beri bu konu üzerindeki çalışmalar sürmektedir Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. özellikle Alain Aspect tarafından 1982'de gerçekleştirilen ünlü deneylerde belirlendiği gibi Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. birbirine etkide bulunmuş iki fotonun durumları gerçekten de bu etkileşimin izlerini taşımaktadır ve bunlar sonsuza dek birbirleriyle bağlantılı kalacaklardır.
Einstein tarafından kuantum kuramına yöneltilen eleştiriler genelde onu tercihinin alan kuramları yönünde olmasıyla ilişkilendirildi. Sorunun kökeninde süreksizin sürekliye olan baskınlığının söz konusu olmasına rağmen Einstein'ın kafasını kurcalayan sorun bu değildi. Einstein'a göre kuantum kuramındaki asıl kusur parçacıkların varlığını açıklayamamak ve kuantaların varlığını onları doğrulamadan ortaya koymaktır. Einstein'ın yaşamının yalnızlık içinde sona erdiğini ifade etmek pek de abartma olmayacaktır. Einstein kendisinin 1905'te ortaya koyduğu ışık kuantalarının varlığından kuşkulanan birkaç meslektaşıyla yalnızlığını paylaşmıştır. 12 Aralık 1951 tarihli bir mektubunda şöyle yazıyordu: «Elli yıldır bilinçli olarak kafa yorduğum şu soruna bir yanıt bulabilmiş değilim: Işık kuantaları nedir? Bugün çıkagelen ilk aklı evvel Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. onun ne olduğunu bildiğine inanıyor Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. ama kendini aldatıyor.»

YAŞADlĞI YÜZYILDAN KENDİNİ SORUMLU GÖREN BİR ADAM
19l9'da Kraliyet Astronomi Derneği'nin üyelerinden biri olan Arthur Eddington'un telgrafı Londra'ya ulaştığı gün Einstein döneminin en ünlü bilim adamı haline gelmişti. Arthur Eddington Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. o günlerdeki bir tam güneş tutulmasıyla ilgili bir araştırma kurulunun başı olarak güney yarıküreye gitmişti ve bu araştırmanın aynı zamanda Genel Görelilik Kuramının sonuçlarından biri olan ışık ışınlarının güneş çevresinde eğilmesi iddiasının doğrulanıp doğrulanmayacağının belirlenmesini de sağlayacağı umuluyordu. O dönemde Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. bir İngiliz araştırma kurulunun bir Almanın kuramı sayılabilecek (Einstein aslında İsviçrelidir Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. ama Berlin'de çalışmaktadır) bir kuramı doğrulaması Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. ülkeler arasında bir yumuşama umudu olarak görünüyordu. Böylece Einstein gün geçtikçe güncel bir konuma geliyordu.
Einstein bu apansız gelen ünü Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. yürekten desteklediği bazı konuların hizmetinde bilerek kullandı; bunlar Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. barış için mücadele etmek ve Avrupa'da giderek çoğalan Yahudi düşmanlığına karşı MuseviIerin yerleşebileceği bir toprak parçasının bulunması çabasıydı.
Einstein'ın siyasetle ilişkisi 1914'te Doksan Üçler denilen ve uygarlığın değerlerini (burada örtük olarak kastedilen Alman değerleridir) barbarlara karşı korumayı içeren bir bildiriyi imzalamayı reddetmesiyle başlar; bu bildiri Alman entelijansiyasının büyük bir kesimi tarafından onaylanmıştı. Genel Görelilik Kuramı 'nın tamamlanmasıyla çakışan Birinci Dünya Savaşı'nın sonu Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Einstein için yoğun bir siyası etkinlik fırsatı oldu; özellikle barış ve ülkeler arası uzlaşma yönünde. Milletler Cemiyeti'nin yönetiminde bazı örgütlerin üyesi olarak Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. diğer ülkelerin Alman bilim adamlarına uyguladıkları boykota karşı mücadele verdi; bu ülkeler daha uygar olduklarını düşünüyorlardı. Tüm ülkelerdeki Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. inancı uğruna askerlik yapmayı reddedenlerin haklarını etkinlikle savundu ve Fransız-Alman uzlaşmasının ateşli bir militanı olarak mücadele verdi (1922'de Paris'e yaptığı yolculuğun başka bir nedeni yoktur). Einstein Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Hitler'in 1933'te iktidara gelmesiyle tavrını tümden değiştirdi; elindeki tüm güçleri Nazizmle mücadele yolunda seferber etti. Einstein'a göre eldeki her araçla askeri olan da buna dahil- Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Nazizmle mücadele etmek gerekmektedir. Amerika Birleşik Devletleri'ne yapmakta olduğu bir gezi sırasında Einstein'ın evi Naziler tarafından yağmalandı. Einstein Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Almanya'ya dönmemeye ve Princeton Yüksek Araştırma Enstitüsü'nün kendisine önerdiği kürsüyü kabul etmeye karar verdi; 1933 yılının sonbaharında Princeton'a yerleşti.
1939'da Başkan Roosevelt'e yazdığı ünlü mektubuyla Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. ilk atom bombalarının gerçekleşmesine yol açacak araştırmalarda çalışmak istediğini bildirdi. Bunun Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. savaşın bitiminde Maccarthyciliğin ve soğuk savaşın gelişmesine yol açtığına üzüntüyle tanık olacak ve son yıllarını savaş çılgınlığıyla mücadele etmeye adayacaktı. Einstein'a göre barışın korunabilmesi için bir dünya devletinin kurulması gerekiyordu; bu devlet Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Birleşmiş Milletler Örgütü'nden daha geniş bir güce sahip uluslarüstü bir federasyon ve silahlı kuvvetlerden sorumlu tek güç olacaktı.
Einstein Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. barış yanlısı etkinliklerinin yanı sıra Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. zamanının büyük bir kısmını Filistin'de bir Yahudi merkezi kurma fikrine ayırdı. 1921'den itibaren Hayyim Weizmann'la birlikte Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Kudüs İbranı Üniversitesi'nin kurulmasına katkı sağlamak üzere Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Musevi topluluklarından yardım sağlamak amacıyla bu ülaaae gitti. Einstein Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. bu üniversite tasarısının gerçekleşmesi için çok çaba harcadı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. hatta yüksek düzeyli bir eğitimde verilecek farklı dersleri bizzat kendi saptadı. Ayrıca Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Filistin konusundaki Siyonist hareketin iç tartışmalarında etkin bir rol üstlendi; bu konuda aldığı tavırlar Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. ne kadar gerçekçi olduğunu göstermektedir: Einstein her zaman Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. İsrail'in temellerinin atılmasının Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. o topraklar Araplara ait olduğu sürece sorunsuz olamayacağına işaret etmişt tir. İngilizlerin manda yönetiminin Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. çeşitli sorunları çözüme ulaştıracağına aşın bir güven duymuştur.
Einstein 18 Nisan 1955'te öldü; son yazısı Bertrand Russell ile birlikte kalerne aldıkları bir barış çağrısıydı.

KLASİK FİZİKÇİLERIN SONUNCUSU
Einstein bugün efsane haline gelmiş bir şahsiyettir; onun imgesi Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. ister reklam için olsun Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. isterse yaşama karşı bir tavrı belirtmek için olsun Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. çok kullanılmıştır. Bu efsanelerin dışında Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. yaptığı katkının ölçüsünü kendi etkinlik alanında aramak önemlidir: fizik alanı. Einstein ışık kuantaları üzerine 1905'te yayımladığı makalesiyle Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. kuantum kuramının kurucusudur. Kuşkusuz kısa süre içinde kuantum kuramına belli bir mesafeyle yaklaşır olmuştur Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. ama böyle bir eleştirel tavrın bilim topluluğu bünyesinde büyük kazançlar sağladığını da göz ardı etmemek gerekir; eğer Einstein bu sorunlarla uğraşmamış olsaydı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. örneğin yerel olmayan etkileşim gibi sorunlar daha uzun süre fark edilmeyebilirdi. Einstein'ın Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. kuantum kuramını bu haliyle kabul etmeyi yadsıması Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. aynı zamanda fizik tarihinin onunla sona eren bir evresine de ait olduğu anlamına gelmektedir; bu- gün Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. fizik artık temelini oluşturan kuantum kuramı olmadan düşü-nülemiyor.
Einstein'ın bir diğer alanda da katkısı olmuştur ki Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. ondan sonra fizik Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. daha önce olduğundan farklıdır; bu alan Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. temel ilkelerin araştırılması alanıdır. Bugün fizik tümüyle belli sayıdaki ilkelerin kabulüne dayanmaktadır; bu ilkeler değişmezlik ya da simetri ilkeleridir. Bunlar fizik yasalarının dayandığı «üstün yasa»lardır. Bugünkü kuramsal fizikçilerin temel etkinlik alanını
oluşturan bu ilkeler Einstein'la ortaya çıkmıştır.
Gerçi Einstein'dan önceki fizik de bu ilkeleri uyguluyordu Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. ama deneyci yoldan yani şu ya da bu yasanın Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. şu değişmezlik ilkesine uyduğunun doğrulandığını öne sürerek uyguluyordu.
Einstein'dan itibaren buna karşıt bir yoldan gidilmektedir; önce değişmezlik ilkelerinin ne olacağı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. daha sonra da onlardan çıkacak yasalar belirlenir. Bu anlamda bugünkü fizikçiler Einstein'ın bıraktığı mirası kullanmaktadırlar.

Daniel Rutherford (Daniel Rutherford Kimdir? - Daniel Rutherford Hakkında) Daniel Rutherford
Vikipedi Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. özgür ansiklopedi Daniel Rutherford (d. 3 Kasım 1749 - ö. 15 Kasım 1819) İskoç kimyacı ve doktordur. 1772 yılında azot diğer bir adıyla nitrogen'in (Latince nitrum Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Yunanca "doğal soda" Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. "genler" Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. "şekillenmek" anlamında olan Nitron kelimesinden gelmektedir) izolasyonunda ün kazanmıştır.
Edinburgh'ta doğan bilim adamı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. babası John Rutherford (1695–1779)'un tıp alanında profesör olduğu Edinburgh Üniversitesi'nde eğitim görmüştür. Öğrenci gibi Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. 1772'de Azot izolasyonunu ve 1778'de oksijeni hayati hava olarak tanımlamıştır.
Daniel Rutherford 1772'de azotu keşfettiğinde onu zararlı hava veya sabit hava olarak adlandırmıştır. Havanın belli bir oranının yanma olayında yer almadığı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. 18. yüzyıl kimyacıları tarafından iyi bilinmekteydi. Azot Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. yaklaşık aynı tarihlerde Carl Wilhelm Scheele Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Henry Cavendish ve Joseph Priestley tarafından da araştırılmaktaydı.

Felix Bloch (1905 - 1983)

Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.

23 Ekim 1905 yılında Zürih Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. İsviçre'de doğmuştur. Burada ve Eidgenössische Technische Hochschule de eğitim görmüştür.


1927 de fizik mühendisliği eğitimini tamamlamasının ardından University of Leipzig'e geçerek doktorasını vermiştir. Alman akademilerinde Werner Heisenberg Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Wolfgang Pauli Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Niels Bohr ve Enrico Fermi gibi bilim adamları ile çalışmıştır.


1933 yılında Almanyayı terk ederek Stanford Üniversitesine geçmiştir. 1939 yılında Amnerikan vatandaşlığına geçmiştir. 2. Dünya Savaşı yıllarında Los Alamos National Laboratuarında atom enerjisi üzerinde çalışmıştır.


Savaş sonrası dönemde nükleer indüksiyon ve manyetik nükleer rezonans konularına yoğunlaşmıştır. MRI (Manyetik Rezonans Görüntüleme) olayının temellerini atmıştır. O ve Edward Mills Purcell 1952 Nobel Fizik Ödülü'nü nükleer manyetik alanındaki çalışmalarından dolayı almışlardır.

Yuri Alekseyeviç Gagarin (1934 - 1968)



Yuri Alekseyeviç Gagarin 9 Mart 1934 yılında doğdu. Sovyet kozmonot Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. 1961 yılında uzaya çıkan ve dünyanın çevresini turlayan ilk insan.
Yuri Gagarin Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Gzhatsk yakınlarındaki Kluşino`da 9 Mart 1934 tarihinde dünyaya geldi (bu kasabanın adı 1968`de Gagarin olarak değiştirildi). Annesi ve babası kolektif bir çiftlikte çalışıyordu. Yuri dört çocuktan üçüncüsüydü Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. özellikle ablası Yuri`yle yakından ilgilendi. Sovyetler Birliği`ndeki milyonlarca aile gibi Gagarin ailesi de İkinci Dünya Savaşı`ndan kötü biçimde etkilendi. İki abisi 1943`te Almanya`ya götürüldü ve savaş bitene kadar geri dönemediler. Hocaları Gagarin`i zeki ve çalışkan fakat biraz da yaramaz bir çocuk olarak tanımlardı. Matematik hocası savaş esnasında Kızıl Ordu Hava Kuvvetleri`nde uçmuştu Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. bunun da Gagarin üstünde büyük bir etki bıraktığı söylenir.
Bir dökümhanede çıraklığa başlayan Gagarin daha sonra Saratov`da bulunan yüksek teknik okuluna seçildi. Oradayken "Hava Kulübü"`ne girdi ve küçük uçaklarla uçmayı öğrendi. Bir hobi olarak başladığı bu iş zamanla hayatının önemli bir bölümünü kaplamaya başladı. 1955`de okulunu tamamladı ve bir pilot okulunda savaş uçağı eğitimi almaya başladı. Orada 1957 yılında evleneceği Valentina Goryacheva ile tanıştı. Eğitimden sonra hava şartlarının kötü olduğu Norveç sınırında bir bölgeye atandı. Yetişkin biri olduğunda boyu 157 Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. 5 cm civarındaydı.
Uzay Yarışının başlangıç döneminde Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Sovyetler kozmonot adaylarını belirlemek için geniş bir tarama programı başlatmışlardı. 20 kozmonot ile Sovyet uzay programına seçilen Gagarin bütün testleri başarıyla atlattı. En sonunda gene yetenekli ve başarılı bir kozmonot olan German Titov ile Yuri Gagarin arasında bir tercih yapılacaktı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Yuri Gagarin seçildi. Bu seçimde soğuk Titov`un aksine Yuri`nin güler yüzlü ve cana yakın bir karakterinin olması ve sade bir çocukluk sürmesinin önemli olduğu söylenir.
12 Nisan 1961 tarihinde Gagarin uzaya çıkan ilk insan oldu. Uzaygemisinin adı Vostok 1 idi. Uluslarası medyaya göre Gagarin Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. uzayda "Burada Tanrı falan göremiyorum." demişti. Ancak uzay uçuşu sırasında dünya ile yaptığı konuşmaların yayımlanan metninde böyle bir cümle yer almaz. Gagarin daha yörüngedeyken rütbesi TASS tarafından yükseltildi. Sovyet otoritelerine göre rütbe değişimin hemen yapılmasının sebebi Gagarin`in iniş sırasında ölebileceğini düşünmeleriydi. Ama bu gerçekleşmedi ve Gagarin dünyaya çok ünlü biri olarak döndü. Sovyetler Birliği Komünist Partisi`ni "bütün başarılarımızın düzenleyicisi" olarak övdü. Dönemin lideri Nikita Kruşçev de Gagarin`in ününden ve başarısından korkarak onu kendine politik bir rakip olarak düşünmeye başladı.
Gagarin dünya çapında ün kazanmış biri ve Sovyet başarısının sembolü olarak dünyayı dolaşmaya başladı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. popülaritesini de kontrol edebiliyordu. Fakat kısa bir süre sonra alkol bağımlısı oldu Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. 1961`de Kırım`da genç bir hemşireyle maceraya atıldı. 1962`de kendini toparlayarak kozmonot yetiştirme merkezinde çalışmaya başladı.
Kurumun antrenör vekili olma sürecinde Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Gagarin savaş uçağı pilotu olmayı yeniden hak kazanması gerekti. 27 Mart 1968`de MiG-15 model uçağıyla rutin bir deneme sürüşü sırasında eğitmeniyle birlikte hayatını kaybetti. Kazaya neyin sebep olduğu bilinemedi Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. 1986 yılında bir soruşturmada Su-11 model bir uçağın yol açtığı türbülansın kazaya yol açtığı söylendi. Aynı zamanda hava koşulları da kötüydü. Başka bir söylenti de Gagarin`in sarhoş olduğudur Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. oysa ki bu doğru değildir çünkü uçuştan önce iki testten geçmiştir ve yapılan araştırmalarda alkol veya uyuşturucu izine rastlanmamıştır. Yeni bir teori de pilot kabininin yanlışlıkla açıldığı ve bir anda güçlenen hava dolaşımı yüzünden uçağın kontrolünü Gagarin`in kaybettiğidir.

Luis Victor Broglie (1892-1987)

Broglie bir Fransız soylusunun ikinci oğluydu. Adını Normandiya'nın küçük bir kasabasından alan Broglie ailesinden 17. yüzyıldan beri yüksek rütbeli subaylar Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. politikacılar ve diplomatlar yetişmiştir. Louis de Broglie ağabeyi Maurice gibi bilim adamlığını meslek seçerek ailesinin bu geleneğini bozdu. Paris'deki aile malikhanesinde iyi donatılmış bir laboratuvar kuran Maurice de bir fizikçiydi.
Ve atom çekirdeği üzerindeki deneysel çalışmalara önemli katkıları oldu. Louis fırsat buldukça ağabeyinin çalışmalarına katılıyordu ama ona çekici gelen yalnızca fiziğin kavramsal yönü idi. Kendisini bir deneyciden yada mühendisten çok salt kuramcı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. genel ve felsefi görüşleri özellikle çok seven biri diye tanımlar. I. Dünya savaşı sırasında fiziğin Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. pek az ilgilendiği teknik yönleriyle ilgili bir göreve getirildi.
Broglie'nin atom fiziğinin sırları Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. yani bilimin çözülmemiş kavramsal problemleri diye adlandırdığı konuya ilgisi Alman fizikcileri Max Planck Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Albert Einstein 'in çalışmalarına ilşkin olarak ağabeyinden öğrendiği bilgilerden doğdu Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. ama fiziği meslek olarak seçmesi uzun zaman sonra oldu. 1909'da Sorbonne'da tarih öğrenimini tamaladıktan sonra başladığı kuramsal fizik öğrenimini 1913'te bitirdi. Görevlendirildiği Fransız tarihini araştırma projesinden şiddetli bir fikir ayrılığından sonra çekildi. Ve doktora aaai için fiziğe ilişkin bir konu seçti.
1924'te sunduğu doktora aaainde Broglie bilim dergilerinde daha önce yayınlanmış olan çığır açıcı elektron dalgaları kuramını geliştirdi. Atom boyutlarındaki maddenin dalga özelliklerine sahip olabileceği düşüncesinin temeli Albert Einstein'in 20 yıl önce yapmış olduğu bir öneride yatıyordu. Einstein burada kısa dalga boylu ışığın kimi koşullar altında sanki parçacıklardan oluşmuş gibi davrandığının gözlenebileceğini öne sürmüştü. Bu düşünce 1923 'te doğrulandı. Ama ışığın ikili niteliği Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Broglie'nin maddeye böyle bir ikilik düşüncesi yüklemesiyle birlikte bilim çevrelerinin onayını kazanmaya başlamıştı.
Broglie'nin bu önerisi atomdaki elektronların devinimine ilişkin hesapların ortaya çıkardığı bir soruya yanıt getirdi. Deneyler Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. elektronlerın çekirdek çevresinde devinmekte olması gerektiğini Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. ama belirlenemeyen nedenlerden ötürü bu devinimde kimi kısıtlamaların bulunduğunu gösteriyordu. Broglie'nin dalga özellikli elektron düşüncesi bu kısıtlamaların açıklanabilmesine olanak sağladı. Çekirdekteki yükün belirlediği sınırlar içinde kalmak durumunda olan bir dalganın sahip olabileceği biçimde belirlenmiş olacak ve atom sınırlarına uyamayan biçimdeki bir dalga Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. kendi kendisiyle girişime uğrayarak yok olacaktı. 1923'te Broglie bu görüşü ortaya attığında Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. parçacık özellikleri iyice belirlenmiş olan elektronun Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. kimi koşullar altında dalga gibi davranabileceğini gösteren hiçbir kanıt yoktu.
Doktora aaainin bir kopyası raslantı sonucu Albert Einstein'in eline geçti. aaai çoşkuyla karşılayan Einstein Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Broglie 'nin çalışmasının önemini açıkca vurguladı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. ayrıca bu çalışmayı daha da geliştirdi. Böylece Avusturya'lı fizikçi Erwin Schrödinger Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. bir varsayım olarak ileri sürülen bu dalgalardan haberdar oldu ve bu temeller üzerinde bir matematiksel sistemi Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. ileride fiziğin temel araçlarından birini oluşturacak olan dalga mekaniğini kurdu.