Babacan'dan işsizlik itirafı

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye'deki işsizliğin boyutunu itiraf etti. Babacan, "Ülkemizde 2001 yılında yaşanan ekonomik kriz ile birlikte yüzde 10'lar seviyesine çıkan işsizlik oranı 2002-2008 yılları arasındaki yüksek büyüme performansına rağmen 2001 krizinden önceki seviyelerine çekilememiştir" dedi.

"HER DÖRT GENÇTEN BİRİ İŞSİZ"
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın işsizlik itirafı CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman'ın soru önergesine verdiği yanıt ile ortaya çıktı. Arıtman'ın, "Her dört gençten birinin işsiz olması, üniversite mezunlarının bile iş bulamaması sorununun çözümü için herhangi bir çare ürettiniz mi?" sorusuna Bakan Babacan, şu yanıtı verdi: "Ülkemizde 2001 yılında yaşanan ekonomik kriz ile birlikte yüzde 10'lar seviyesine çıkan işsizlik oranı 2002-2008 yılları arasındaki yüksek büyüme performansına rağmen 2001 krizinden önceki seviyelerine çekilememiştir. Bu durumun temel nedenleri olarak; 2001 krizi sonrasında işverenlerin yeni istihdam konusunda daha ihtiyatlı davranmaları, verimlilik artışı ve tarım istihdamının toplam istihdam içindeki payındaki azalma sayılabilir."

BAKAN, ZAMAN VE TOPLUMSAL İŞBİRLİĞİ İSTEDİ
İşsizliğin önüne geçilebilmesi için zaman ve toplumsal işbirliği isteyen Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Bilindiği üzere yapısal problemlerin çözülmesi hem zaman almakta hem de toplumsal bir işbirliğini gerektirmektedir. Türkiye'de işsizlik probleminin çözümüne yönelik olarak işgücü piyasasının daha esnek bir yapıya kavuşturulması, iş dünyasının talep ettiği nitelikte işgücünün yetiştirilmesine yönelik düzenlemeler ve aktif işgücü programlarının yaygınlaştırılması ve etkinliğinin artırılması önümüzdeki dönemde öncelikli olarak ele alınması planlanan alanlardandır" dedi.

BABACAN'DAN DOLAR ÖRNEĞİ
CHP'li vekilin, "Halk yoksulluğunu ve işsizliğini önleyecek düzenlemeler niçin yapılmamaktadır?" şeklindeki sorusuna da Başbakan Yardımcısı Babacan, şu yanıtı verdi: "Ülkemizde uluslararası kıyaslamalarda kullanılan kişi başı günlük harcaması satın alma gücü paritesine göre 1 doların altında kalan fert bulunmamaktadır. Dolayısıyla söz konusu dönemde ülkemizdeki gelir dağılımının daha adaletli hale geldiği söylenebilir."