Akademik kurulda iki Prof. üçüncüyü dövdü
Uğur DÜNDAR-Hatice DEMİRCAN
İstanbul Çapa’daki Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı profesörlerinin akademik kurul toplantısı, darplı kavgayla bitti. Yarıda kalan toplantının ardından dekanlığa başvuran Prof. Dr. Hüseyin Özbey, aynı bölümde çalıştığı 2 meslektaşının saldırısına uğradığını ve can güvenliği sağlanmadığı takdirde, akademik kurul toplantılarına katılmayacağını söyledi.
İDDİALARA göre, Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Alaattin Çelik, Prof. Dr. Tansu Salman ve Prof. Dr. Hüseyin Özbey’den oluşan kurul, geçen cuma günü, aylık toplantı için bir araya geldi. Toplantının ilk dakikalarında, serviste yatan hasta bir çocuğa yapılan işlemler tartışıldı. Prof. Dr. Hüseyin Özbey, evinde yanlışlıkla asitli temizlik sıvısı içen küçük çocuğa müdahalede gecikme olduğunu, önerilerinin zamanında yerine getirilmemesi nedeniyle hastanın ölüm tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını söyledi.
KÜFÜRLEŞME BAŞLIYOR
Tartışmayla birlikte ortam gerginleşti. Başkan Prof. Dr. Alaattin Çelik, yapılan işlemlerin doğruluğunu söyleyerek, tüm hastalara bilimin gereklerinin uygulandığını savundu. Ayrıca kendilerini Cumhurbaşkanlığı’na şikayet ettiği ve haksız ithamlarda bulunduğu için Prof. Dr. Hüseyin Özbey’e sert bir dille çıkıştı. İddiaya göre bu sert çıkışı, karşılıklı küfürler izledi. Hatta bacak bacak üstüne atarak konuşan Prof. Dr. Özbey’den derhal bacaklarını indirmesi ve daha saygılı bir şekilde oturması istendi. Bunun üzerine daha önce Prof. Dr.Çelik ve Prof. Dr. Tansu Salman’ın servisteki uygulamaları hakkında üniversite yönetimi ve YÖK’e şikayet dilekçeleri veren, ayrıca Cumhurbaşkanlığı’na da başvuran Prof. Dr.Özbey, odayı terk etmek istedi. Ancak toplantı odasından çıktığı takdirde rapor edileceği söylenince, tekrar geri döndü.
CEPTEN İMDAT ÇAĞRISI
Böylece başlayan itiş kakış sırasında Prof. Dr.Özbey, cep telefonundan Fakülte Dekanı Prof. Dr. Mustafa Keçer’i arayarak kendisine galiz küfürler edildiğini, ayrıca Prof. Dr. Çelik’in boynuna sarılarak boğazını sıktığını ve kafa atmaya çalıştığını söyledi. Dekandan olaya müdahale etmesini istedi. O sırada bir toplantıda bulunan Dekan Prof. Keçer, bu tür davranışların üniversite çatısı altında hiç olmaması gerektiğini söyledi ve hemen Cerrahi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Cavit Özsoy’u kurul salonuna gönderdi. Prof. Özsoy’un gelişi ve yatıştırıcı konuşmasıyla kavga da sona erdi.
Hürriyet muhabirinin konuyla ilgili sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Tansu Salman ise, olayı "tatsızlık" olarak niteledi. Olup bitenleri karı koca arasındaki klasik kavgaya benzeten Prof. Salman, her kurumda, her ailede bu tür tartışmaların yaşanabileceğini söyledi.
İstanbul Üniveristesi Rektörü Prof. Dr. Mesut Parlak’ın olayla ilgili soruşturma başlattığı bildirildi.
Can güvenliğim sağlanmadan toplantıya girmem
Olayın ardından fakülte bünyesindeki Adli Tıp Anabilim Dalı’na giderek muayene olan Prof. Dr. Özbey’e, sol elinde kanama ve ezilme ile sağ omuzunda yumuşak doku ezilmeleri olduğunu gösteren 30 Aralık tarihli rapor verildi. Rapora, bilim adamının kanayan elinin fotoğrafları da eklendi. Aldığı "darp" raporuyla dekanlığa başvuran Prof. Özbey, maruz kaldığı saldırının ilk olmadığını, geçen yıl mayıs ayında yapılan akademik kurul toplantısında da benzer bir durumla karşılaştığını belirtti. Prof. Dr. Hüseyin Özbey şikayet dilekçesinde, yukarıdaki iddiaları sıraladıktan sonra, can güvenliği sağlanmadığı takdirde, bundan böyle hiçbir akademik kurul toplantısına girmeyeceğini de ekledi.
RTÜK bölücü-irticacıyı 'Google' yöntemiyle izleyecek
RTÜK’ün İzleme ve Değerlendirme Dairesi "Google" usulü çalışmaya hazırlanıyor.
RTÜK, Sayısal Kayıt Arşiv ve Analiz Sistemi (SKAAS) oluşturulması için TÜBİTAK ile ortak bir çalışma başlatıyor. Bu sistemle Türkiye’deki tüm ulusal ve yerel yayınlar Ankara merkezden izlenecek.
RTÜK’ÜN İZLEME DAİRESİ "GOOGLE" GİBİ ÇALIŞACAK
Yeni sistem ile merkeze aktarılacak tüm radyo ve televizyon yayınları "Google" türü arama motorları ile takip edilecek. Motora "irticai", "bölücü", "*****grafik", "misyoner faaliyetler" vb. sözcükler yazılarak, yapılan tüm yayınlar objektif olarak değerlendirilecek.
Örneğin, "A Kanalı"nı izleyen bir uzman gerçekleşen yayını bölücü, irticai ya da *****grafik bulup cezai işlem uygulanması gerektiğini düşünürken, "B Kanalı"nı izleyen başka bir uzman aynı içerikli yayınlara cezai işlem uygulanmasını öngörmeyebiliyor.
Bu sistemle Üst Kurul’un İzleme ve Değerlendirme Dairesi’nin yayın takibi de kolaylaşacak. Ancak İzleme Dairesi özellikle ulusal televizyonları eski yöntemle takip etmeye, vatandaşlar ise Alo RTÜK 178 Şikayet Hattı’na şikayette bulunmaya devam edecek.
Sistem öncelikle ulusal radyo ve televizyonlar için devreye girecek. Böylece RTÜK ilkelerine aykırı yayınlar daha rahat tespit edilerek izlemeye standart getirilecek.
"MEDYA VERİ TABANI OLUŞTURULACAK"
Üst Kurul ayrıca, Türkiye İstatistik Kurumu ile de bir protokol yapacak. Bu protokole göre, "medya veri tabanı" oluşturulacak. Böylece yayın organlarıyla ilgili her türlü istatistiki bilgiye derli toplu bir biçimde ulaşılabilecek.
Alıntı hurriyet.com.tr
Baykal: Demirel'in cumhurbaşkanlığına dair anlaşma yok
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Demirel'in cumhurbaşkanlığına dair anlaşma bir anlaşma olmadığını söyledi.
CHP Genel Başkanı Baykal, partisinin İstanbul İl Başkanlığı'na gelişinde, basın mensuplarının “Diğer siyasi partilerle Süleyman Demirel'in Cumhurbaşkanlığı adaylığı üzerinde anlaştığınız doğru mu?” şeklindeki sorusu üzerine “Hayır, doğru değil” dedi. Baykal, “Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün toplantıya neden davet edilmediğine” ilişkin soruyu ise yanıtlamadı.
CHP İstanbul İl Başkanlığı'ndaki toplantıya, CHP Genel Başkan Yardımcıları Onur Öymen ve Eşref Erdem ile Genel Sekreter Önder Sav'ın da aralarında bulunduğu partinin bazı üst düzey yöneticileri, Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen, Avcılar Belediye Başkanı Mustafa Değirmenci, Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk, Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal ile 3 beldenin CHP'li belediye başkanı ve bazı CHP milletvekilleri de katıldı.
Toplantı, İl Başkanı Öktem'in sunum yapmasının ardından basına açık devam edecek.
Öte yandan, CHP İstanbul İl Başkanı Şinasi Öktem, aynı soru üzerine, “Genel Sekreterlik'ten gelen listede Mustafa Sarıgül'ün isminin bulunmadığını” ifade ederek, kendilerinin o liste üzerinden davetiye çıkardıklarını söyledi.
Öktem, “Sarıgül'ün, partinin İstanbul il örgütüne karşı suç işlediğini” de öne sürdü.
Sarıgül'ün “CHP'nin parti içi demokrasi anlayışının bu olduğu” yönündeki açıklamalarının anımsatılması üzerine ise Öktem, “Bir belediye başkanının genel başkanlığa aday olmasından daha demokratik ne olabilir?” diye konuştu.
Alıntı hurriyet.com.tr
Türk Bayrağı'nın üzerinde sigara söndürdüler
Denizli'nin Acıpayam İlçesi'nde bir ilköğretim okulundaki bayrağı indiren kimliği meçhul kişi ya da kişiler, üzerinde sigara söndürdü.
Osman Manisalı İlköğretim Okulu'nun bahçesinde bulunan direkteki bayrak, gece kimliği meçhul kişi ya da kişilerce indirildi. Bayrak, üzerinde sigara söndürüldükten sonra da giriş kapısının önüne bırakıldı. Denizli Valisi Gazi Şimşek, olayla ilgili AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türk Bayrağı'na yapılan çirkin saldırının faillerini belirlemek ve yakalamak için çalışmaların sürdüğünü söyledi.
Acıpayam Kaymakamlığı ve Cumhuriyet Savcılığı'nın olayın aydınlatılması için adli ve idari bakımdan gerekenleri yaptığını ifade eden Vali Şimşek, “Olayla ilgili soruşturma çok yönlü sürdürülüyor. Bu çirkin saldırıyı yapanlar, mutlaka ortaya çıkarılıp adalete teslim edilecektir” dedi.
Bir süre önce de ilçeye bağlı Kelekçi Beldesi'nde, F.D. isimli öğretmenin Atatürk portresini çiğnediği, daha sonra pencereden dışarıya attığı iddialarının hatırlatılması üzerine Şimşek, “Tabii bu olayın akabinde olması dikkat çekici. Acıpayam'da özel bir şey mi söz konusu sorusu akla gelebilir. Ancak organize bir şey olduğunu sanmıyorum. Bir meczubun işi olabilir” diye konuştu.
Atatürkçü Düşünce Derneği Acıpayam Şube Başkanı Hasan Gülmez de bayrağa saldırının halkın bütünlüğünü bozmaya çalışan kışkırtıcıların işi olduğunu, faillerin kısa sürede yakalanıp adalete teslim edileceğine inandığını belirtti.
Alıntı hurriyet.com.tr
Baydemir: Roj TV’yi ben de izliyorum
Danimarka'dan aldığı yayın ruhsatı ile terör örgütü PKK çizgisinde yayın yapan Roj TV’nin kapatılmaması için 56 belediye başkanı adına Danimarka Başbakanına Rasmussen’e mektup yazan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, bu kanalı kendisinin de izlediğini söyledi.
Kürdistan Demokrat Partisi lideri Mesud Barzani'ye bağlı Kürdistan TV'nin sorularını da yanıtlayan Baydemir, “Bu televizyon kanalının kapatılması Türkiye’nin istikrarı ve barışına hiç bir katkı sağlamayacaktır” dedi.
Büyükşehir Belediyesi’nin yaptırdığı aşevini gezen Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Roj TV mektubu, mektubun Meclis'e taşınması ve haklarında başlatılan inceleme ile ilgili gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Baydemir, Roj TV mektubu ile yeni tartışma yaratma niyetinde olmadıklarını, Türkiye’de bir takım tabuların yıkılması için insanların duygu ve düşüncelerini özgürce ifade etmesi gerektiğini belirterek şöyle konuştu:
“Umarım ve dilerim ki, mektubun Meclis'te tartışmaya açılması Türkiye demokraksi kültürüne, Türkiye’de farklılıkların değer olarak algılaması sürecine pozitif bir katkı sunmuş olsun. 56 belediye Başkanı olarak demokrasi kültürünün gelişmesi için, farklılıkların kendilerini özgürce ifade edebilmesi için hiç bir sesin susturulmaması gerektiğine inanıyoruz. Kabul etmemiz gerekiyor ki Roj TV önemli bir yurttaş topluluğu tarafından izlenmektedir. Ben de Roj TV izliyorum. Hal böyle iken bir televizyon kanalının kapatılması Türkiye demokrasisine, istikrarına, barışına hiç bir katkı sağlamayacaktır.
"ROJ TV TÜRKİYE'NİN MENFAATİNE"
Dolayısıyla kapatmak yerine yasal zemin oluşturarak Roj TV ve buna benzer televizyon kanallarının Türkiye’de yayın yapması sağlanmalıdır. Olayı Meclis'e taşıyan milletvekiline bir yönüyle teşekür ediyorum. Ama değer yandan bir gerçeğin de bilinmesi gerekiyor. Acaba söz konusu milletvekili Şırnak, Hakkâri ve Diyarbakır’a gelmiş midir, burdaki insanların taleplerini dinlemiş midir? Bunu öğrenmek istiyorum. Roj TV’nin Türkiye’de yayın yapması Türkiye’nin menfaatinedir.”
Başkan Baydemir, gönderdikleri mektupla ilgili savcılığın inceleme başlatması ile ilgili soruya ise, mektupta bir suç unsuru bulunmadığını, kendisinin mektubu kaleme alırken her kelime ve kavramın sorumluluğunu üstlenerek yazdığını kaydetti. Baydemir, izlediğini söylediği Roj TV’nin yayın politikasını bağenip-beğenmediğine dair soruyu yanıtlarken, “Yayın politikasını beğenip-beğenmeme ayrı tartışma konusudur. Önemli olan beğenmesek de tahamül etmektir. Bu da demokrasi kültüründe vazgeçilmez bir zorunluluktur” karşılığını verdi.
Alıntı hurriyet.com.tr
İngiltere'de eşcinsel evliliğe İslamcı tepkisi
İngiltere İslam Konseyi Başkanı İkbal Sacranie, “eşcinselliğin kabul edilemez, eşcinseller arasında evliliğin ise zararlı olduğunu” söyledi.
Sacranie, geçen ay İngiltere'de yürürlüğe giren ve eşcinsellerin evlenmelerine olanak tanıyan yasaya tepki göstererek, “eşcinsel evliliklerinin toplumun en küçük birimi olan aileye zarar verdiğini” belirtti. “Toplumun bu durumu teşvik etmemesi gerektiğini” ifade eden Sacranie, “buna rağmen yasanın çıkmasıyla önü açılan eşcinseller arası evliliklere herkesin hoşgörüyle yaklaşması gerektiğini” söyledi.
Sacranie, “Başkalarının yaşam biçimlerinden ya da yorumlarından rahatsız olabiliriz, ama sonuçta hepimiz insanız” dedi. Sadece İslamiyet'in değil, Hıristiyanlık ve Museviliğin de bu konuda aynı esasları benimsediğini kaydeden Sacranie, “Bütün dinler eşcinselliğin zararlı olduğunu söylüyor” diye konuştu.
Bu arada, eşcinsellerin haklarını savunan OutRage örgütünden Peter Tatchell, Sacranie'nin sözlerini eleştirerek, “bir azınlığın başka bir azınlığın haklarına saldırmasının trajik olduğunu” ifade etti.
Alıntı hurriyet.com.tr