-
AYNISEFA(Calendula offcinalis L.): Bir süs bitkisidir. Çiçekleri hava kararırken açtığı için, buna Gecesefası da denir. Şifası, yaz ortasından sonbahara kadar süren, beyazdan mora kadar çeşitli renkteki çiçeklerindedir. Çiçeklerin ortasında oluşan, nohuda yakın büyüklükte siyah tohumlar sonbaharda toplanarak mayısta fideliklere ekilerek üretilir. Filizlendikten sonra yerlerine şaşırtılır. Kökler arasında en az iki karış aralık olmalıdır. Güneş gören, yumuşak ve derin toprağı sever. Yazın bol su ister.
* İştahsızlık ve hanımların adet hali düzensizliklerinde; aynısefa çiçeklerinden taze, ya da kurutulmuş olara 10 gramı 1 litre suda çay gibi haşlanır. Yemeklerden önce, aç karnına birer çorba kaşığı içilir.
* Yanıklarda; bu çiçeğin lapası da yanıkların çabucak iyileşmesini sağlar. Ancak, bu lapa yanıkların üstüne soğuk olarak konur. Kıvamı da, köfte yaparken ıslattığımız ekmek kıvamında olmalıdır. Bu lapayı yanıklara uyguladıktan sonra bir tülbentle, sıkmadan sarmak gerekir.
-
AYRIKOTU(Triticum repens L.): Büyük ve küçük ayrık otu olmak üzere iki türü vardır. İlki daha çok kırlarda görülür. Boyu üç karış kadar yükselebilir. Görünüşü biraz morumsu olabilir. Tepesinde şemsiye biçiminde kümeleşen kül rengi küçük çiçekler açar. İkincisi, bahçelerde çimler arsında, çiçek ve sebze tarlalarında yeşeren, kökleri daha inatçı ve çok daha yaygın olan bir türdür. Şifası, toprak altında bulunan sarımsı beyaz renkli köklerindedir. Bunlar ilkbaharda ve sonbaharda toplanır.
* Böbrek ve mesane taşlarını daha rahat düşürmek için; 20 gram ayrıkotu kökü, çeyrek limonla, 1 litre suda çay gibi haşlanır, süzülür ve her yemekten önce birer kahve fincanı içilir. Hoş bir lezzeti vardır.
-
AYVA (Cydonia vulgaris L.) : Ülkemizin her bölgesinde yetişir. Limon ayvası ve ekmek ayvası olmak üzere iki çeşidi mevcuttur. Limon ayvası mayhoş, sulu ve serttir. Ekmek ayvası yumaşak , tatlı, fakat suyu azdır. Sonbaharda meyve veren ayva ağacı çelik veya daldırma yöntemi ile üretilir. Sık dallı bie ağaçtır, budanırsa daha iri meyveler verir. Soğuğa dayanıklı olmasına rağmen kuzeye açık yerleri sevmez. Küllenme ve monilya hastalıkları ayvada sık görülür. Bu iki hastalığa karşı ilaçlı mücadele yapılmalıdır. Ayva ağacının çiçekleri uzun yıllardan beri ev ilacı olarak kullanılmaktadır. Çiçekler zamanında toplanıp, gölgede kurutularak kuru yerlerde saklanır. Meyvesi de taze olarak kullanılır.
* Öksürükte; 40 gr ayva çiçeği, 1 litre suda çay gibi kaynatılır, yemek aralarında olık olarak birer çay bardağı içilirse iyi gelir.
* Bulantıda; taze olarak birkaç dilim limon ayvası, hastayı rahatlatır.
* Yüksek ateşten veya soğuktan meydana gelen dudak çatlamalarında; iki ayvanın çekirdekleri bir fincanlık kahve cezvesinde kaynatılır. Çatlaklar, günde birkaç kez bu su ile ıslatılan pamukla silinirse kısa zamanda kaybolur.
* Güzelliğiniz için; etlice soyulan bir ayvanın kabuklarını, 1 su bardağı tuvalet ispirtosunda bir hafta bekletilir. Bir şişeye süzülen bu losyon özellikle yağlı ciltlerin temizliğinde çok yararlı olur. Ayrıca ayva kabuklarını etlice soyup, taze olarak bunlar da cilt üzerinde ovulup 15 dakika beklenir. Kabuklardaki vitamin cilt gözeneklerinin şifasını sağlar. Daha sonra yüz soğuk suyla yıkanır. Aynı uygulama el güzelliği içinde yapılır. Sonuç kısa zamanda alınır.
-
BADEM AĞACI (Amygdalus communis L.): Ülkemizin her yerinde yetişen badem, pembe çiçekleriyle ilkbaharın müjdecisidir. Meyvesine göre tatlı badem ve acı badem olmak üzere iki çeşidi vardır. Tatlı badem şekercilikte ve pastacılıkta, acı badem kozmetik sanayinde çok kullanılır. Şifası, çiçeklerinde, çağla dediğimiz taze meyvesinde, yapraklarında, ağaç kabuklarında, bademinde ve bunun yağındadır. Çiçekleri, çağlası, yaprakları mart, nisan arasında, ağaç kabukları meyve verdikten sonra genç dallardan, bademi de tam olgunlaşınca toplanır ve gölgede kurutularak saklanır. Bahçenizde badem ağacı yetiştirmek isteniyorsa alınacak tatlı badem fidanı killi olmayan bir yere dikilir. Narin bir ağaç olduğu için budanmayı sevmez. Ev ilaçları arasında tatlı bademin yeri vardır. Acıbadem içerdiği acılık nedeniyle ev ilaçları arasına kesinlikle girmemelidir.
* Küçük çocukların pekliklerinde; tatlı badem yağını bir kahve kaşığını geçmeyecek ölçüde çocuklara verebiliriz.
* Yanıklarda; 1 ölçü tatlı badem yağını 9 ölçü su ile karıştırarak iyi bir yanık ilacı hazırlanır. Yanıklara hazırlanan bu ilaçtan sürülürse su toplaması önlenir.
* Bağırsak parazitlerinni dökmek için; 1 ölçü çiçek, 7 ölçü suda çay gibi haşlanır, süzülür ve çaydan her iki saatte birer kahve fincanı içilirse kısa sürede etkisini gösterir.
* Karaciğer yorgunlukları için; tatlı badem ağacı yaprakları da, karaciğer yorgunluklarına iyi gelir. Bunun için hazırlanacak çayın ölçüsü de, yukarıda verdiğimiz çiçek çayı gibidir. Bu çaydan sabah akşam tok karnına birer kahve fincan içilir.
* Yorgun ayakları dinlendirmek için; gerek tatlı badem ağacının ve gerekse meyvesinin kabukları özellikle ayak yorgunluklarında çok yararlıdır. Bunun ölçüsü de bir kova ılık suya bir avuç ağaç ya da meyve kabuğudur.
-
BAKLA (Faba vesca L.) : Ülkemizin her yerinde yetişen, gerek taze, gerek kuru olarak yemekleri yapılan bu sebzenin sakız, arşın, sultani çeşitleri bulunmaktadır. Bakla taneleri azot ve nişastaca çok zengindir. Sindirimi kolay ve çok besleyicidir. Şifası, İlkbahar' da toplanıp gölgede kurutulan çiçeklerindedir.
* Karaciğer yorgunlukları ve böbrek sancılarında; 40 gr bakla çiçeği 1 litre suda çay gibi haşlanır ve yemek aralarında birer çay bardağı içilirse çok faydalı olur.
-
BİBER(Capsicum sp.): Yurdumuzda her yerde yetişen ve değişik türleri olan yeşil biber, çarliston, dolma biber, kırmızı biber, Arnavut biberi gibi birçok çeşidi vardır. Bir tek kırmızı biber günde tavsiye edilen C vitamini miktarının üç katını sağlar. Şifası taze olarak yenen etli meyvesindedir.
* Soğuk algınlığı, grip, halsizlik ve bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi için; yeşil bibere göre 14 kat daha fazla beta karoten maddesi içeren ve C vitamini deposu olan kırmızı biber sofrada bulundurulup taze olarak yenirse güç verir, şifa verir.
-
BİBERİYE (Rosmarinus officinalis L.): Bu bitkiye bazı yörelerde kuşdili, hasalban veya rozmarin'de denilmektedir. İçekleri genellikle açık mavi olan bir süs bitkisidir. Boyu 1.5 m'ye kadar uzar. Akdeniz bölgesinde bütün bir yıl boyu çiçek açmaktadır. Soğuğa dayanıklı olduğu için diğer bölgelerde de yaygın olarak yetişmektedir. Buralarda Haziran-Temmuz aylarında çiçeklenir. Dallarından daldırılarak, çelikle, ya da dip sürgünlerinden yetiştirilir. Kumlu derin toprakları çok sever. Çok fazla su ihtiyacı yoktur. Budama yapıldıkça daha fazla dallanır. Şifası, küçük dallarıyla birlikte toplanılan çiçekleri demetçikler halinde gölgede kurutulması ile elde edilen drogdadır.
* Burkulmalarda; çok faydalıdır. Ağrıyı alır ve şişliklere çok iyi gelir. Bunun için 20 gram biberiye çiçeği, 1 litre suda haşlanarak süzülen suyu bir şişede yaklaşık üç hafta kadar bozulmadan saklanabilir. Burkulan bu yerler bu su ile ovulur.
* Güzellik için; biberiye çayı, yağlı saçların temizlenmesi için de bir güzellik suyu olarak işimize yarar. Bu bitkinin çiçeklerinden yüzün canlı ve gergin olmasını sağlayan losyonda yapılabilir. Bunun için 20 gr kurtulmuş biberiye bir su bardağı beyaz şarapta haşlanır. Süzülen ve soğutulan bu su her gece makyaj temizlendikten sonra yüz bu losyonla temizlenir ve sonra soğuk su ile yıkanır. Kısa zamanda faydası görülür.
-
ÖĞÜRTLEN (Rubus caesius L.): Ülkemizde yol kanarlarında, korularda, ormanlarda sık rastlanan, çok kişinin tanıdığı, sarmaşık gibi tırmanan dikenli bir kır bitkisidir. Yazın beyaz çiçekler açar, duta benzeyen koyu kırmızı renkli meyvesi Ağustos'dan Ekim'e kadar verir. Şifası her yerindedir. Yaprakları, çiçek açmak üzereyken ince dallarıyla birlikte sürgün uçları, çiçekleri ise tam açtığında toplanır. Kökleri yazın çıkarılır. Bütün bunlar gölgede kurutulur. Meyveleri ise tam olgunlaştıktan sonra daha şifalıdır. Genellikle suyu çıkarılarak saklanır.
* İshalde; böğürtlenin sıkılarak elde edilen suyu ishallerde çok faydalıdır. Ancak böğürtlen suyu saklanamaz taze içmek gerekir. Saklanırsa sirkeleşir.
* Ağız yaralarında; gerek taze ve gerekse kurutulmuş 20 gram böğürtlen yaprağı 1 litre suda haşlanırsa, bu çay ağız yaraları için çok faydalıdır.
* Ayak yorgunluklarında; böğürtlenin sürgünleri ve kökleri 100 grama 1 litre su ölçüsüyle kaynatılırsa, ılıyınca ayak banyosu olarak kullanılabilir. Ayak yorgunluklarına çok iyi gelir.
* Güzellik için; böğürtlen çiçekleri ise 50 grama bir 1 litre su ölçüsü ile kaynatıldığı zaman, elde edilecek bu şifalı su eller için çok iyi bir güzellik losyonudur
-
BUĞDAY (Triticum aestivum L.): Buğday, asırlardır insanlığın en önemli temel besin maddesi olan ekmeğin elde edildiği bitki olarak çok değerlidir ve kutsal sayılmaktadır. Şifası başaktan elde edilen tanelerindedir.
* Öksürükte; 1 çorba kaşığı dolusu buğday tanesi, 1 litre suda haşlanır, süzülür ve bu su günde birkaç kez ısıtılarak birer çay bardağı içilirse çok faydalıdır.
-
CİVAN PERÇEMİ(Achillea millefolium): Buna binyaprak otu, kandil çiçeği de denir. Daha çok kıraç, kırsal alanlarda bulunur. Maviye benzeyen yaprakları uzun ve çok parçalıdır. Mayıs ile Ekim ayları arasında çiçek açar. Bu çiçekler bitki üzerinde kandil şeklindedir. Köküyle sökülüp bahçelere dikilebilir. Canlı dayanıklı ve uzun ömürlüdür. Şifası körpe yapraklarında ve yeni açmışken toplanan çiçeklerindedir. Bunlar gölgede kurutularak saklanır.
* Grip, mide rahatsızlıkları, bağırsak gazları, sinirlilik hali ve hanımların adet gecikmeleri için; 20 gram civan perçemi çiçeğini 1 litre suda 10 dakika kaynatarak hazırlanan çay, sabah, öğle, akşam yemekten sonra yarımşar kahve fincanı içilirse çok iyi gelir. Fazla içilmemelidir, peklik yapabilir. Bu çayı ışık görmeyen bir yerde örneğin dolapta saklamak gerekir, aksi takdirde kararıp, bozulur.