bence tamamen hukumet hakli onlarida obur siyasi partiler ve medya cok guzel kullaniyorlar calismadan kazanilacak para varsa soylesinler bizde kazanalim. yok oyle is...
Printable View
bence tamamen hukumet hakli onlarida obur siyasi partiler ve medya cok guzel kullaniyorlar calismadan kazanilacak para varsa soylesinler bizde kazanalim. yok oyle is...
Abicim brüt maaş 2000 bilmem kaç TL ama işçinin eline geçen 1200-1300 TL. Ya babam Tekel'de çalışıyor diyorum daha neyi anlamıyorsunuz ? Hem hükümet ve sendika ne diyor buraya yazarmısın ? Hem böylece neyi savunmuş olduğunu da görelim.Alıntı:
Üslup konusuna gelince; üstteki önceki yorumlara bakıyorum da sadece küfür etmediğiniz kalmış. Kusura bakmayın belki kimisi yatarak kazandı bilmem ne oldu ama bu kadar ithama izin vermem. Tekel işçisine atacağınız en ufak çamurda ben karşınızda olacağım.
Anlaşılan sen üstteki mesajıma bakmamışsın ayrıca bordro resmini de görmemişsin.
Yunanistan'da kemer sıkma dönemi
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Yunanistan, Avrupa Birliği'nin ortak para birimi euro'yu kabul etmesinden bu yana görülen en büyük ekonomik krizle mücadele ediyor.
Başbakan Yorgo Papandreu, kemer sıkma politikalarını açıkladı; Avrupa Komisyonu Atina'ya temkinli destek verdi.
Euro bölgesindeki bir ülkenin sürekli bütçe açığı vermesi Brüksel'in başlıca endişelerinden biriydi.
Ve Atina bütçe açığı nedeniyle uzun süredir baskı altındaydı. Ancak Brüksel'in kaygısı yalnızca Yunanistan'ı krizden kurtarmak zorunda kalmak değil, piyasalardaki tedirginliğin İspanya, Portekiz ve İrlanda gibi diğer ülkelere de sıçraması.
kaynak: Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
daha bizler EURO'pa birliğine girmedik şayet girsek 3000 değil 1 milyon işçi sanırım işsiz kalır hazırlıklı olmalıyız....:warn:
Tekel işçileriyle hükümet arasındaki ipler kopmuş durumda. Hükümet 12 bin işçinin aylardır çalışmadan maaş aldığını öne sürüyor. Buna dayanarak 4C'ye katılmayanlara bundan sonra 72,5 milyonun hakkını yedirmeyeceğini söylüyor. Hükümete bakılırsa, Tekel işçilerine olabileceklerin en iyisi sunulmuş. 4C'ye girenlere 100 lira zam yapılmış, yıllık izinli 12 ay maaş alacaklar.
Tekel işçilerine göre, maaşları yaklaşık 1000 TL'den 772 TL'ye iniyor; 4C onları kamu işçisi statüsüne, dahası sözleşmeli durumuna düşürüyor. İş garantileri yok.
Mesele Tekel işçilerinden ibaret olsaydı, hükümet isteklerini karşılayabilirdi. Olay başka, Tekel işçileri isteklerini alacak olsa, bu bundan sonra yapılacak özelleştirmelerde emsal teşkil edecek. İşte bunu karşılamak kolay değil.
Pekiyi, ne olacak?
Bu sorunun cevabı, herkese göre değişiyor. Liberal bakış açısından, serbest piyasanın emredici kuralları içinden işyerleri özelleştirilen işçilerin hiç şansı yok, hakkı da yok. Hükümet de ilk anda insana hayli makul gelen bir gerekçe öne sürüyor: "Devletin işlettiği kuruluşlar zarar ediyor, her sene bütçeye muazzam yükler bindiriyorlar. Bunları özelleştirerek elden çıkarmaktan başka 'rasyonel' bir yol görünmüyor. Bu arada işçiler büsbütün mağdur olmasın diye, katlanılabilir bir statü olarak 4C'ye geçişi kabul etmeliler."
Sol bakış açısından gün bugündür, hükümeti zayıf duruma düşürmek için direnişe tam destek vermeli. İşçi ve çalışanlara olan hassasiyetleri hayli zayıf CHP ve MHP açısından hükümeti zaafa düşürmek için işçilerin mağduriyeti ve direnişleri bulunmaz bir 'siyasi fırsat!' Bu yüzden Başbakan işçilere seslenerek "Dikkat edin, kullanılıyorsunuz!" diyor.
Ancak başka bir bakış açısından da olaya bakmamız mümkün.
Yıllardır, modern devletin bireyle her pazarlığa oturduğunda ezici gücünü kullanarak bireyi ve sosyal grupları mağdur ettiğini söylüyorum. Emeklilik yaşının ve şartlarının hükümetlerin takdirine göre kolayca değiştirilebiliyor olması bunun göstergesi. Tekel ve diğer işyerleri özelleştirilen işçilerin başına gelenler başka tipik bir örnek. Şöyle ki:
Bir kere, verimsiz olduğu veya siyasilerin arpalığı olarak kullanıldığı gerekçesiyle bazı kamu iktisadi teşekküllerinin özelleştirilmesi, işçilerin suçu değil. Bu, hükümetlerin suçu. Sizin, başına atadığınız yönetim kadrosu tarafından kötü yönetildiği için her sene zarar eden firmanız varsa, yapmanız gereken firmayı yok pahasına elden çıkarmak değil, verimli ve etkin çalıştıracak yeni bir yönetim kadrosunu başa getirmeniz, iş düzenindeki yanlışları gidermenizdir. Çalışmayan işçiye ceza vermeniz veya iş sözleşmesine göre iş akdini feshetmeniz sizin hakkınız, ama şirketi dağıtarak işçileri mağdur etmeniz hakkınız değil.
Burada asıl üzerinde durulacak nokta, İslam hukuku açısından, başlangıçta akdedilmiş bir sözleşmenin, ister yönetim beceriksizliği ister uluslararası küresel kapitalizmin estirdiği baskıcı hava dolayısıyla bir modaya dönüştürülen özelleştirmeler sonucunda, tek taraflı olarak feshedilmeye veya şartlarının işçilerinin rızasına muhalif değiştirilmeye kalkışılmasıdır. Bu apaçık bir hak ve hukuk ihlalidir. Günün birinde devlet çıkıp diyor ki: "Arkadaş, ben seninle sözleşme akdetmiştim, şimdi vazgeçtim, seni daha kötü şartlarda başka yere transfer edeceğim." Bu haksızlık.
Hakkaniyete ve adalete uygun olan, işçiler başlangıçta hangi şartlarda sözleşme imzalamışlarsa, emekli oluncaya kadar devletin buna riayet etmesi; şirketi devralacak olanlar ilk sözleşmenin hükümlerini kabullenmelidir. Yeni işçileri yeni şartlarda alabilir, ama devletin kendisiyle sözleşme akdettiği eski işçiler son ferdi emekli oluncaya kadar ilk sözleşmeye bağlı olarak çalışma hakkına sahip olmalıdırlar. Eğer devlet, işyerlerini özelleştirdiği için işçilerin başka kuruluşlara geçmelerini öneriyorsa, geçiş yaptıkları kuruluşun ilk imzaladıkları sözleşmenin bütün şartlarını haiz olması gerekir. İşçiler haklıdır.
BU YAZI ZAMAN GAZETESİNDEN ALİ BULAÇ A AİTTİR.YANİ KENDİSİ ASLEN AKP YANLISIDIR.Bu adam bile tavrını işçiden yana koymuşsa işçi gerçekten haklıdır.hala burada işçi düşmanı yazıları okuyorum ve hayrete düşüyorum.
size bilmediğiniz bazı gerçekleride anlatayım.kamuda şöyle bişey var.devlet hizmet alımı diye ihaleye çıkıyor.x şirket ihaleyi alıyor.50 işçi çalıştıracağım diyor.işçi başına 75 tl yevmiyeyle ihaleyi alıyor.verdiğim rakamlar örnektiR siz esası anlayın.sonra bu adam gidip işe başlıyor.en başta 50 işçiyle.her bir işçiye günlük 25 lira veriyor.işçi başına Ettiimi sana 50 lira kazanç.sonra 50 işçiden 15 tanesi işten ayrılıyor.yerine 5 kişi işe alıyor.kaldı 40 kişi.bunu tüm yöneticiler biliyor ama hiç kimse ses çıkarmıyor.çünkü yönetici yandaş ihaleyi alan yandaş bölge müdürü yandaş genel müdür yandaş.siz işçiler işten çıkarılınca işin bittiğini sanıyorsunuz ama durum az önce izah ettiğim gibi.amaç yandaşlarla beraber bu pastayı yemek.bir arkadaş devletin bütçe açığını bu gibi ufak tefek kısmalarla aşmaya çalıştığını yazmış.devlet için işçiye veya memura ödenecek ücretler yapılan yolsuzlukların yanında denizde kum kalır.siz hala burda hükümeti savunmaya çalışsanızda güneş balçıkla sıvanmaz.ZAFER DİRENEN EMEKÇİNİN OLACAK.
DİRENEN EMEKÇİNİN OLACAK. ölmek var dönmek yok bu yolda herkez yorum yapar bilmeden arkadaşlar burda yazıyor
Evet herkes bilmeden yazıyor. Şimdi gelelim sizin o çok taşladığınız maaş meselesine.
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Bakınız yukarıda yuvarlak içine aldığım 3 yer var. Orada 701.40 TL avans alınmı ve kalan bakiyesi 739.64 TL'dir. Bu iki rakamın toplamı işçinin maaşıdır ve hesaplağımızda 1441 TL civarı çıkmaktadır. Eğer toplam kesintileri de hesaplarsak ancak o zaman 3177.98 TL çıkmaktadır. Şimdi konuşun bakalım Tekel işçisinin maaşı ne kadarmış.
bütün bunların sebebi özelleştirma adı altında yapılan peşkeş ve talanlardan sonra tekel alan bat(ingiliz-amerikan tütün şirketi) nin işcileri kapı önüne koymasıdır.işciler 1000-15000 lira alırken 3c ile senede 11 ay asgari ücretten devlet veya belediye işcisi yapılmak isteniyor.işçiler haklı.
Milyonlarca kez altına imzamı atarım. Zaten Tekel işçisi yeni birşey istemiyor, zam da istemiyor. Mücadeleleri Tekel'den çıkmama mücadelesi değil 12 ay full çalışmaktır. Hepsinin çoluğu çocuğu var. Elinizi insafınıza koyun. Dünyada en kötü şeylerden birisi de birinin ekmeği ile oynamaktır.