-
Sabah Yıldızım
Ey benim doğmayan sabah yıldızım
Geceler mi uzak sen mi uzaksın?
Ne zaman bitecek bu yalnızlığım
Umutlar mı uzak sen mi uzaksın?
Bil artık sabrımın sabrı da bitti
Seninle gelen aşk sensiz terketti
Çalmadın kapımı çalmadın gitti
Ellerin mi uzak sen m uzaksın?
Sen misin 'ben miyim' kimmiş yalancı
Nasıl yaşarız biz bize yabancı
Böyle bir ayrılık ne kadar acı
Yolların mı uzak sen mi uzaksın?
Dilime marş ettim eyvahlarımı
Söyle de bileyim günahlarımı
Işıksız bıraktın sabahlarımı
Gözlerin mi uzak sen mi uzaksın? Ahmet Selçuk İlkan
-
Salihlim
Bir dal gibiydin
İnceciktin
Körpeciktin
Gözlerin şarkılar kadar hazin
Ellerin duygularım kadar narin
Bence Salihli'de bir çiçek
Bence Salihli'de tektin
Ne var ki
Parmağında bir yüzük
Ne var ki
Omuzlarında ağır bir yük
tutsaktın
Yasaktın
Unutmaktan başka
Ne yapacaktın
Ah benim Salihlim
Kötü talihlim... Ahmet Selçuk İlkan
-
Sana Borçluyum
Tanrıdır can veren kul ona borçlu
Ben de bu sevdayı sana borçluyum
Bu boynumun borcu bu gönül borcu
Ben bu mutluluğu sana borçluyum
Dağlarda yol olsam seni beklerim
Ömrümü verseler sana eklerim
Seninle gül açtı tüm dileklerim
Ben bu mutluluğu sana borçluyum
Ne böyle sevildim ne böyle sevdim
Aşkın böylesini senden öğrendim
Adına yazılı gönül senedim
Çünkü ben bu aşkı sana borçluyum Ahmet Selçuk İlkan
-
Selam Olsun
Hepsi birer umuttular
Birer birer uyuttular
Bizi burda unuttular
Gidenlere selam olsun
Bu acıyı çekeriz biz
Dağı, taşı deleriz biz
Yanmasını biliriz biz
Yakanlara selam olsun
Selam olsun, selam olsun
Gidenlere selam olsun
Acımadan sırtımızdan
Vuranlara selam olsun
Su boğar, ateş yakar
Zalimlerde bir gün yanar
Dağ gibiydi tüm umutlar
Yıkanlara selam olsun
Ha bir saray, ha bir dağ başı
Sonumuz bir mezar taşı
Gözümüzden kanlı yaşı
Akıtana selam olsun Ahmet Selçuk İlkan
-
Selam Olsun
Hepsi birer umuttular
Birer birer uyuttular
Bizi burda unuttular
Gidenlere selam olsun
Bu acıyı çekeriz biz
Dağı, taşı deleriz biz
Yanmasını biliriz biz
Yakanlara selam olsun
Selam olsun, selam olsun
Gidenlere selam olsun
Acımadan sırtımızdan
Vuranlara selam olsun
Su boğar, ateş yakar
Zalimlerde bir gün yanar
Dağ gibiydi tüm umutlar
Yıkanlara selam olsun
Ha bir saray, ha bir dağ başı
Sonumuz bir mezar taşı
Gözümüzden kanlı yaşı
Akıtana selam olsun Ahmet Selçuk İlkan
-
Sen
Bırak ellerimi
Üç satır yazacağım
Üç satırda sen! ...
Bırak gözlerimi
Dört yana bakacağım
Dört yanda sen! ...
Bırak yüreğimi
Bin kere seveceğim
Bin kerede sen! ... Ahmet Selçuk İlkan
-
Sen Başkasın
Sen başkasın
Gülerken başka
Küserken başka
Susarken başka
Sen başkasın
Konuşurken başka
Öpüşürken başka
Sevişirken başka
Hem de herkesten başka
Ama benim aşkım
Bambaşka! Ahmet Selçuk İlkan
-
Sen Ben ve O
Biliyorum
Sen yine bu akşam o bomboş odanda
Onu düşüneceksin
Onu arayacak titrek ellerin
Onu düşleyecek gözlerin
Deli yağmurlar gibi düşecek özlemin avuçlarına
Gelmeyeceğini bile bile
Biliyorum
Sen yine bu akşam o bomboş odanda
Onu bekleyeceksin
Dudaklarında unutamadığın o isim
Yanıbaşında yırtamadığın o resim
Ve en paslı bıçaklar gibi umutlar yüreğinde
Dönmeyeceğini bile bile
Biliyorum
Sen yine bu akşam o bomboş odanda
Onu arayacaksın
Hasreti mum gibi eritecek seni
Çarpacak yüreğinde dev boyu bir yalnızlık
Ve bir batmış geminin kaptanı gibi bakışların ufukta
Görmeyeceğini bile bile
Biliyorum
Sen yine bu akşam o bomboş odanda
Onu anacaksın
Dilinde hüzünlü bir şarkının son satırı
Bir gün gibi yaşayıp bütün yılları
Özlem nöbetine tutulup ağlayacaksın
Çaresizliğini bile bile
Oysa ben
Yine bu akşam bekar odamda
Seni düşüneceğim
Seninle dolduracağım yalnızlığımı
Sigara dumanlarında gözlerin yakacak gözlerimi
Kırık kadehler gibi dökülüp kalacağım pencerelerden
O zehir şarkılara inat
Yine seni bekleyeceğim
Onu sevdiğini bile bile Ahmet Selçuk İlkan
-
Sen Bu Şiiri Okurken
Sen bu şiiri okurken
Ben çoktan bu şehirden gitmiş olacağım
Artık ne özlemlerimi duyacaksın bıçak yarası
Ne de telefonların çalacak gece yarısı
Ve bu zavallı yüreğim olmayacak artık
Kaprislerinin hedef tahtası...
Seni sana
Beni bir akıl hastanesine
Bırakıp gideceğim bu şehirden
Nasılsa kavuşamadım sana
Nasılsa dudaklarının kıyısına varamadım
Nedense bütün çıkmaz sokaklar adresim oldu
Ve nedense bütün kırmızı ışıkları üzerime yaktın
Ne yaptımsa
Bir türlü sana yaranamadım
Artık adressiz
Işıksız
Ve öylesine ıssızım
Dünlerin kadar eskiyim
Verdiğin acılar kadar paslıyım
İşte çıkıp gidiyorum hayatından
Nasılsa fark etmez senin için
Belki çok şanslı
Belki de en yaşlıyım...
Artık
Pusulam hasreti
Saatim yalnızlığı
Ve takvimler sensizliği gösteriyor bana
Neylersin
Yolcu yolunda gerek
Belki bundan sonra
Belki senden sonra
Adam olur bu “asi yürek”
Ve dersini alır da bu sevdadan
Bir daha
Boyundan büyük denizlere
Asılmaz kürek
Yarın bu saatlerde
Ben yollarda olacağım
Sen kimbilir kaçıncı uykunda
Masal mavisi bir rüyada
Ve elbette o korsan yüreğin
Yine pusuda
Oysa
İlk defa sesimi duymayacaksın
Sitemlerin sahipsiz
Soruların cevapsız kalacak
Belki ilk defa içini kemirecek yokluğum
Tanımadığın bir koku içini saracak
Ve ilk defa kendinle hesaplaşacaksın
Ne oldu?
Ne oluyor?
Ne olacak?
Sonra
Bir gözün kör
Bir kulağın sağır
Bir ayağın kırık
Bir kolun kesik
Düşeceksin yollara
Yani baştan başa yarım
Yani baştan başa eksik
Bütün duvarlar üstüne yıkılacak
Belki ilk defa
“Unutuldum” diyerek için sızlayacak
Ve sen bu şiiri okurken
Ayrılığımız çoktan başlamış olacak
Belki de son tesellin
Sana yazdığım “bu son şiir” olacak
Ve kimbilir
Unutulmuş bir gecenin tam ortasında
Başucundaki bir radyoda
Uykusuz bir şair yüreğini çınlatacak
Ve bir daha fısıldayacak kulaklarına
Sana adanmış bu satırları
“Bütün şehirler uyur
İstanbul uyumaz
Ve birgün
Bütün sevenler unutur seni
Ama bu “şair yürek”
ASLA UNUTMAZ...” Ahmet Selçuk İlkan
-
Sen de Değiştin
Zamana yükleme bütün suçları
Yalnız zaman değil sen de değiştin
Hatırla mazide kalan yılları
Yalnız zaman değil sen de değiştin
Sen ki yüreğimde en kutsal düştün
Sen ki herşeyimdin aşktan da üstün
Ne çabuk bu devrin çarkına düştün
Yalnız zaman değil sen de değiştin
Günlerdir gözümde çatık kaşların
Kar gibi buz gibi son bakışların
Birşeyler gizliyor bu kaçışların
Yalnız zaman değil sen de değiştin Ahmet Selçuk İlkan