-
Sen Değil miydin?
Bana bakıp bakıp ağlama sakın
Bu sonu isteyen sen değil miydin
Ne kadar belliydi o gün maksadın
Gitmemi isteyen sen değil miydin
Susuz rakı gibi yakma içimi
Bu pişmanlığın bir sigara içimi
Günah senin kendin yaptın seçimi
Git artık git diyen sen değil miydin
Suç benim mi söyle aldırmıyorsam
Maziye dalıp ta yıkılmıyorsam
Şaşırma sen gibi ağlamıyorsam
Kalbimi taş yapan sen değil miydin
Zaman mı bu aşkı söndüremedi
Hasret mi acını dindiremedi
Sevdam mı sevdanı bitiremedi
Unuturum seni diyen sen değil miydin
Başın dumanlı mı yoksa sarhoş mu
Bak geriye döndün gönlün bir hoş mu
Başucunda yerim hala bomboş mu
Doldururum diyen sen değil miydin Ahmet Selçuk İlkan
-
Sen Değilsin Diye
Kapımın zilini söktüm
Gelen sen değilsin diye!
Bütün perdeleri örttüm
Geçen sen değilsin diye!
Eşime dostuma küstüm
Selamı sabahı kestim
Nasılsın diyene sustum
Soran sen değilsin diye!
Doydum acılara doydum
İçimi hasretle oydum
Dudağıma yasak koydum
Öpen sen değilsin diye!
İçimde dağlar devirdim
Mutluluğu yere serdim
Gülen yüze yüz çevirdim
Gülen sen değilsin diye!
Şaşırıyor her postacı
Bakıp bana acı acı
Açmıyorum mektupları
Yazan sen değilsin diye! Ahmet Selçuk İlkan
-
Sen Farkında Değilsin
Hasret dağları sardı
Sen farkında değilsin
Son umut sende kalsın
Sen farkında değilsin
Böyle sessiz duruşun
Umursamaz oluşun
Yüreğimde bir kurşun
Sen farkında değilsin
Bilmiyorsun tutkumu
O kaybetmek korkumu
Bölüyorsun uykumu
Sen farkında değilsin
Gözlerim ufka dalar
İçimde volkan yanar
Senin için ölen var
Sen farkında değilsin
Bir çılgının yolunda
Ben, sen oldum sonunda
Herkes bunun farkında
Sen farkında değilsin. Ahmet Selçuk İlkan
-
Sen Vurdunda Ben Ölmedim mi?
Yokluğunda ne ateşleri hasretimle yaktım da
Bir seni yakamadım, beni yaktığın gibi
Çölde su, mahpusta gün, oruçta ekmek gibi bekledim seni
Sense araya korkular koydun.
Yasaklar koydun...
Bitmez tükenmez engeller koydun
Şimdi nerdesin diye sakın sorma
Sen çağırdın da ben gelmedim mi?
Sen varken darılmazdım çiçeksiz baharlara,
Yağmurlu havalara...Bu kasvetli akşamlara
Sen varken
Bakıp içlenmezdim tren istasyonlarına
Otobüs duraklarına...
Sen varken ayrılanlara ağlamazdım...
Yıkılmazdım biten sevdaların ardından
Gidenlere küsmezdim
Kalanlara acımazdım...
Sen varken böyle üşümezdim-titremezdim
Masumdum, çocuklar gibi
Böyle delirmezdim-küfretmezdim...
Hele ölmeyi hiç düşünmezdim.
Şimdi soruyorum sana
Adı sevdaysa bu cehennemin
Sen yaktın da ben yanmadım mı?
Biliyorsun
Bütün acılarına 'yeşil ışık' yaktım olmadı
Bütün korkularına'arka çıktım'olmadı
Dağlara merdiven dayadım olmadı
Haziranda kar oldum yağdım avuçlarına olmadı
Sevdim olmadı -yandım olmadı-taptım olmadı
Benden artık pes
Bu aşkın biletini istediğin gibi kes
Nasılsa gidiyorsun
Biliyorum git...
Ama ardında
Ağlayan bir çift göz
Paramparça bir yürek
Ve yıkılmış bir dağ görmek istemiyorsan
Çek silahını-daya sırtıma
Titrersem namerdim...
Sen vurdun da ben ölmedim mi? Ahmet Selçuk İlkan
-
Seni Arıyorum
Bu şehrin bütün sokaklarına sinmiş yalnızlığım
Sensizliğin köşe başındayım
Avuçlarımda kırık dökük pişmanlıklar
Avuntusuz çıkmazlara doğru yürüyorum
Bütün umutsuzluğuma inat
Yine seni arıyorum...
Dudaklarımda bildiğin o ıslık
Sokak lambalarına sığınıyorum
Hafiften bir yağmur ağlıyor benimle
Bir deli rüzgar saçlarımda
Yalnızlıktan üşüyorum
Bulamayacağımı bile bile
Yine seni arıyorum...
Anlatacak nelerim var bir bilsen
İçimde ihtilaller kopmuş
Kendime sürgüne verdim
Mutluluğum çoktan iflas etmiş
İtiraza hakkım yok biliyorum
Beni savunmak sana düştü
Seni arıyorum...
Yarım kalmış şiirlerim gibisin
Yaşanmamış çocukluğumsun anılarımda
Öylesine eksiğim sensiz
Öylesine sahipsiz
İşte bütün umutlara havlu attım gidiyorum
İçinde geç kalmışlığın çaresizliği
Çocuklar gibi ağlıyorum
Ve gel gör ki her damla gözyaşımda
Yine seni arıyorum...
Ahmet Selçuk İlkan
-
Senin İçin Buradayım
İçimde bir ümit var onun için burdayım,
Belki gelirsin diye senin için burdayım
Vakit çok geç olsa da gönlüm mahzun kalsa da,
Yine aynı masada senin için burdayım
Burada izlerin var
Islanmış gözlerin var
Verdiğin sözlerin var
Onun için burdayım
İnan ki sensiz canım mutluluğa düşmanım,
Affet beni pişmanım demek için burdayım
Elini elime alıp öylece bir an kalıp,
Sana son kez sarılıp ölmek için burdayım
Burada izlerin var... Ahmet Selçuk İlkan
-
Sensizlik Üstüne
Seninle mutluydum Berlin'de
Sen olduğun için Berlin güzeldi
Berlin, sen vardın diye sıcaktı
Şimdi sensiz ne yaparım
İşinden atılmış işçiler gibiyim
Mektubun, sanki çıkmış belgem fabrikadan
Binlerce makina uğulduyor kulaklarımda
Yazdıklarının farkı yok almancadan
Okudukça anlamıyorum hiç bir şeyi
Anlamıyorum neden değiştiğini mevsimlerin
Anlamıyorum seni, sensizliği
Anlamıyorum...
Caffee Kranzler'de yine yaşlılar oturuyor
Pientka'da ise gençler
Seni Pientka'da arıyorum
Kendimi Kranzler'de
Ve öylece geçiyor günler, geceler
Krauzberg'te her adımda bir Türk
Bir türkü tutturmuş geçiyor
Hasretlik üstüne, yokluk üstüne
Dindirmiyor acısını gazeteler, demeçler
Atıyor çöp tenekesine
Ben de mektubunu yırtıp atıyorum
Yakıyorum üstelik
Ama yetmiyor anılara gücüm
Bir Wansee, bir Grünewald, bir Tegel
Yürüyorum
Oysa arkada gözüm Ahmet Selçuk İlkan
-
Serena
Yine yetişemedim son trene
Yie geç kaldım mutluluğa serena
Ardından
Boş bir bavul gibi braktım kendimi sokaklara
İçimdışım darmadağın
Sanki altında kaldım koskoca bir yanardağın
Hala inanamıyorum olanlara
Oysa
O değil ben olacaktım kollarında
Hani ben olacaktım serena
Bu sabah
Menekşe satan kızlara braktım gözlerini
Simit satan çocuklara o sımsıcak ellerini
Ve yaşlı bir eskiciye senli bütün hayallerimi
Bende hiçbir şeyin kalmadı bilesin
Artık kaderimi örmüyorum saçlarına
Oysa daha dün
Ben vardım çöl ateşi avuçlarında
Ben vardım serena....
Şimdi bir dağ başı yalnızlığı içimde
Gittiğin günden beri
Gölgemden bile saklanıyorum
Ve yinede
Gelip gelip seni bana sormuyorlar mı
Daha adının ilk hecesinde yıkılıyorum
Kaçsam olmuyor
Küssem olmuyor
Sussam olmuyor
Yüreğime taş basıyorum
Ve en acısı ne biliyormusun
Her sabah seni yüreğimdeki dar ağacına asıyorum
Ve sonunda oturup
İkimiz için çocuklar gibi ağlıyorum
Çocuklar gibi serena...
Duydumki
Yağmurlarını bile bilmediğim bir şehirdesin
Ve aşkımız bir şiirin en yanık mısralarında
Ve bir merdiven boşluğunda
Paramparça umutlarımız
Hani birlikte yaşlanacaktık?
Hani birlikte ağaracaktı saçlarımız?
Bak nasıl küskün ve mahsun bakıyor bize
Doğmamış çocuklarımız
Hala inanamıyurum yaptıklarına
Hala inanamıyorum serena....
Bir intihar mektubuduydu sanki son bakışın
Ve kör bir biçak gibi oydu yüreğimi
Böylesi kaçışın
Oysa
Odeğil ben olacaktım kollarında
Hani hep ben olacaktım
Hani emindin
Hani yemindin
Hani hep benimdin serena
Hani hep benimdin? .., Ahmet Selçuk İlkan
-
Son Hesap
SON HESAP
Dün gece oradaydım
'Pişmanlıklar Bahçesinde' buluştuk onunla.
Yıllanmış yanlışlardan demlenmiş bir çayı yudumladık son kez...
Hayallerimiz
Sanki sıcak bir dondurma gibi duruyordu masada
Daha dokunmadan erimişti.
Ve ne garip bir tesadüf
Ne istedikse o gün garsondan
Aşk gibi- dostluk gibi umut gibi
Çoktan tükenmişti..
Yapacak bir şey yoktu artık
Son hesabı ödemekten başka
Gel gör ki
Garsona, hesap deyince
Acı acı gülümsedi
Çünkü;
Gözyaşlarımız
Bizden önce hesabı ödemişti. Ahmet Selçuk İlkan
-
Sürgünüm
Her gün yeni bir yangında hayatım
Acılardan acılara sürgünüm
Sende başlar sende biter isyanım
Yalnızlıktan yalnızlığa sürgünüm
Ateş olsan duman olsan kar etmez
Giden gider yollar geri getirmez
Bu talih de seni bana yar etmez
Ayrılıktan ayrılığa sürgünüm
Işık seçtim gözlerini gönlüme
Yorgan gibi çekip gittim üstüme
Kimliğimden adresimden kime ne
Sokaklardan sokaklara sürgünüm
Yetmiyor ah isyanlarım yetmiyor
Dağda sürgün taşta sürgün bitmiyor
Hasret bana pusu kurmuş bekliyor
Gecelerden gecelere sürgünüm. Ahmet Selçuk İlkan