-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Eğer siz Allah'a güzel bir borç verirseniz, Allah onu size, kat kat öder ve sizi bağışlar. Allah, şükrün karşılığını verendir, halîmdir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir).
O, gaybı da görünen âlemi de bilendir, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
( Teğâbûn 17-18 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
Ebu Hüreyre Radiyallâhu Anh rivayet ediyor:
Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem bir gün minbere çıkmışlardı. Bir ara üç kere "Âmin" dediler.
Minberden indikten sonra Ashab-ı Kiram sordu:
"O anda ne ile meşguldünüz, ya Resulallah?"
Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem şu açıklamada bulundu:
"O anda Cebrail geldi, şöyle dedi:"
'‘Bir kul Ramazan´a erişir de affolunmadan çıkarsa, burnu yerde sürünsün!..'
"Ben de '‘Âmin!..' dedim. Sonra tekrar dedi ki:"
'‘Bir kulun yanında senin ismin söylenir de, sana salavat getirmezse, burnu yere sürünsün.'
"Ben de '‘Âmin!..' dedim. Daha sonra da şöyle dedi:"
'‘Bir kul anne-babası veya ikisinden birisi yanında bulunur da, rızalarını kazanmayıp cennete giremezse, onun da burnu yere sürünsün!..'
"Ben de ‘'Âmin!..' dedim."
(Beyhaki, IV / 304; Münzirî, et-Tergîb ve´t-Terhîb, II / 426)
-
Fakirleri kollayıp gözetiniz. Aranızdaki zayıflar sâyesinde Allâh’tan yardım görüp rızıklandığınızdan şüpheniz olmasın.”
(Ebû Dâvûd, Cihâd, 70; Ahmed bin Hanbel, V, 198)
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Fakat insan önünü (geleceğini, kıyameti) yalanlamak ister.(2)
Dipnot : (2) Âyete "Fakat insan geleceğinde de kötülük işlemeye devam etmek ister" şeklinde de meâl verilebilir.
"O kıyamet günü ne zaman?" diye sorar.
Gözler kamaştığı, ay karanlığa gömüldüğü, güneş ve ay bir araya getirildiği zaman, o gün insan "kaçış nereye?" diyecektir.
Hayır, hiçbir sığınacak yer yoktur.
O gün varıp durulacak yer, sadece Rabbinin huzurudur.
O gün insana, yapıp önden gönderdiği ve yapmayıp geri bıraktığı şeyler haber verilir.
Hatta, mazeretlerini ortaya koysa da, o gün insan kendi aleyhine şahittir.
(Kıyâmet 5-15)
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem orduyla vedâlaşmak istediği zaman (şöyle) derdi:
“Dininizi koruyup emanetlerinizi ifa etmeniz ve amellerinizi hayırla sonuçlandırmanız hususunda sizi Allah’a emanet ediyorum.”
(Ebû Dâvûd, Cihâd 73)
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Göklerin ve yerin gaybı Allah'a aittir. Kıyamet'in kopması, bir göz kırpması gibi veya daha az bir zamandır. Şüphesiz Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir.
Allah, sizi analarınızın karnından, siz hiçbir şey bilmez durumda iken çıkardı. Şükredesiniz diye size kulaklar, gözler ve kalpler verdi.
Gökyüzünde Allah'ın emrine boyun eğerek uçan kuşları görmüyorlar mı? Onları gökte ancak Allah tutar. Şüphesiz bunda inanan bir toplum için ibretler vardır.
(Nahl 77-79 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"İçinde çocuk bulunmayan evde, bereket yoktur. (Meşru ve geçerli bir mazereti olmaksızın çocuğun olmasına engel olan evlerde bereket olmaz)."
(Suyutî, el-Camiu's-Sağîr, I/217)
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı. Hüre karşı hür, köleye karşı köle, kadına karşı kadın kısas edilir. Ancak öldüren kimse, kardeşi (öldürülenin vârisi, velisi) tarafından affedilirse, aklın ve dinin gereklerine uygun yol izlemek ve güzellikle diyet ödemek gerekir. Bu, Rabbinizden bir hafifletme ve rahmettir. Bundan sonra tecavüzde bulunana elem dolu bir azap vardır.(41)
Dipnot (41) Kısas, aynıyla karşılık vermek demektir. İslâm hukukunda ise, kasten ve haksız yere bir kimsenin canına kıyma ya da bedenine veya uzvuna zarar verme suçlarını işleyen kimselerin, verdikleri zararın aynıyla cezalandırılmaları demektir. Bu âyette kısas, "cana can" kuralını ifade etmektedir. Mâide sûresinin 45. âyeti, kısasa tabi suçları topluca belirtmektedir. İlgili şahsın vazgeçmesi hâlinde, kısas diyete dönüşür. Hıristiyanlıkta adam öldürenin affedilmesi; Yahudilikte ise, mutlaka kısasa tabi tutulması esastı. İslâm, diyet uygulaması ile orta yolu getirmiş oldu.
(Bakara 178)
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Bir grup, Kitâbullah'ı okuyup ondan ders almak üzere Allah'ın evlerinden birinde bir araya gelecek olsalar, mutlaka üzerlerine sekinet iner ve onları Allah'ın rahmeti bürür. Melekler de kanatlarıyla sararlar. Allah, onları, yanında bulunan yüce cemaatte anar"
Ebu Dâvud, Salât 349, 1455. H; Tirmizî, Kırâ'at 3, 2946 H.; Müslim, Zikir 38, 2699 H; İbnu Mâce, Mukkaddime 17, 225. H.
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Allah'ın izni olmaksızın hiçbir musibet başa gelmez. Kim Allah'a inanırsa, Allah onun kalbini doğruya iletir. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.
Allah'a itaat edin, peygambere de itaat edin. Eğer yüz çevirirseniz, bilin ki elçimize düşen sadece apaçık bir tebliğdir.
Allah, kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayandır. Mü'minler yalnız Allah'a tevekkül etsinler.
(Teğâbûn 11-13 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"Allah'ın, zikredenleri araştırmak üzere yollarda dolaşan bir kısım melekleri vardır. Bunlar, Allah'ı zikreden bir topluluk bulunca: 'Muhtaç olduğunuz şeye gelin!..' diye birbirlerine seslenirler..."
(Buhâri, Daavat, 66)
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Kötü ameli kendisine süslü gösterilip de onu güzel gören kimse, ameli iyi olan kimse gibi mi olacaktır? Şüphesiz Allah dilediğini saptırır, dilediğini hidayete erdirir. (Ey Muhammed!) Onlar için duyduğun üzüntüler yüzünden kendini helâk etme! Şüphesiz ki Allah, onların yaptıklarını hakkıyla bilendir.
Allah, rüzgârları gönderendir. Onlar da bulutları hareket ettirir. Biz de bulutları ölü bir toprağa sürer ve onunla ölümünden sonra yeryüzünü diriltiriz. İşte ölümden sonra diriliş de böyledir.
Her kim şan ve şeref istiyorsa bilsin ki, şan ve şeref bütünüyle Allah’a aittir. Güzel sözler ancak O’na yükselir. Salih ameli de güzel sözler yükseltir.(1) Kötülükleri tuzak yapanlar var ya, onlar için çetin bir azap vardır. İşte onların tuzağı boşa çıkar.
Dipnot (1) “Güzel sözler” kelime-i tevhid ve kelime-i şehadettir
(Fâtır 8-10)
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
“Kimse kimseyi fasıklıkla suçlamasın. Buna hakkı yoktur. Kimse kimseyi küfürle de suçlamasın. Şayet küfür suçlamasında bulunur da, suçlanan kişide böyle bir sıfat yoksa, bu sıfat suçlayan kimseye döner.”
(Buharî, Edeb 44)
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
O'nu bırakıp taptıkları şeyler şefaat edemezler. Ancak bilerek hakka şâhitlik edenler şefaat edebilirler.
Andolsun, onlara kendilerini kimin yarattığını sorsan elbette, "Allah" derler. Öyleyken nasıl döndürülüyorlar?
Onun (Muhammed'in), "Ya Rabbi!" demesine andolsun ki, şüphesiz bunlar iman etmeyen bir kavimdir.
Şimdilik sen onları hoş gör ve "size selâm olsun" de. Yakında bilecekler.
(Zuhruf 86-89 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
Ebu Hüreyre Radiyallâhu Anhın rivayetine göre Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur:
"Kim ki Allah rızası için (malından iki sığır, iki koyun, iki dirhem) çift sadaka verirse, cennet kapılarından,
'Ey Allah"ın (sevgili) kulu (buraya gel)! Bu kapıda büyük hayır ve bereket vardır.' diye çağrılır."
"Çok namaz kılan da (cennetin) namaz kapısından çağrılır.
Mücahitler cihat kapısından çağrılır.
Oruçlular da Reyyan kapısından çağrılır.
Sadaka sahipleri de sadaka kapısından davet edilirler."
Ebu Bekir Radiyallâhu Anh:
'Babam, anam sana feda olsun ya Resulallah! Bir mü´minin bu kapıların hepsinden davet olunması müşkül müdür, bir kişi bu kapıların hepsinden davet olunur mu?' diye sordu.
Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem cevaben,
"Evet, hepsinden davet olunur. Ey Ebu Bekir, umarım ki, sen de o bahtiyarlardan olasın." buyurdu.
(Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrîd-i Sarih Tercemesi, Hadis No: 895)
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Köre güçlük yoktur, topala güçlük yoktur, hastaya güçlük yoktur. (Bunlar savaşa katılmak zorunda değillerdir.) Kim Allah'a ve Peygamberine itaat ederse, Allah onu, içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyar. Kim de yüz çevirirse, onu elem dolu bir azaba uğratır.
(Fetih 17)
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"Sizden hiçbiriniz eliyle kazandığından daha temiz bir şey yememiştir.”
(Buhârî, Büyû 15; İbn Mâce, Ticârât 1)
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
(Ey Muhammed!) Şüphesiz sen öleceksin ve şüphesiz onlar da öleceklerdir.
Sonra şüphesiz siz kıyamet günü Rabbinizin huzurunda muhakeme edileceksiniz.
Kim, Allah'a karşı yalan uyduran ve kendisine geldiğinde, doğruyu (Kur'an'ı) yalanlayandan daha zalimdir? Cehennemde kâfirler için kalacak bir yer mi yok!?
Dosdoğru Kur'an'ı getiren ile onu tasdik edenler var ya, işte onlar Allah'a karşı gelmekten sakınanlardır.
Onlar için Rableri katında diledikleri her şey vardır. İşte bu, iyilik yapanların mükâfatıdır.
(Zümer 30-34 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
Âişe radıyallahu anhâ şöyle diyor:
"Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem her gece yatağına girince avuçlarını birleştirir, Kul hüvallahü ahad, Kul eûzü birabbi´l-felak ve Kul eûzü birabbi´n-nâs sûrelerini okuyup avuçlarına üfler, başından, yüzünden ve vücudunun ön tarafından başlayarak ulaşabildiği yerlere kadar ellerini bütün bedenine sürer ve bunu üç defa yapardı."
(Buhârî, Tıb 39, Daavât 12; Tirmizî, Daavât 21; Ibni Mâce, Duâ 15)