Dünya Sağlık Örgütü(WHO), kuş gribinden ölüm vakalarının artmaması ve hastalığın farklı boyutlara taşınmaması için Türkiye’ye tam destek sözü verdi. WHO'dan 3 kişilik bir ekip, ortak strateji belirlemek amacıyla Türkiye’ye geldi.
Sağlık Bakanlığı’ndan edinilen bilgiye göre, kuş gribinin görüldüğü bölgelerde yapılması gerekenler konusunda önerilerde bulunan ekip, hastalığın farklı boyutlara taşınmaması için Türkiye’ye tam destek sözü verdi.
Sağlık Bakanlığı ve Dünya Sağlık Örgütü, sorunun vatandaş bilinciyle çözülebileceği görüşünü de paylaştı.
Alıntı hurriyet.com.tr
06-01-2006, 13:37
umsado
Doğubayazıt'ta 26 kişi de kuş gribi şüphesi
Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Hüseyin Avni Şahin, ”Hastanemize kuş gribi şüphesi şikayetiyle başvuran 47 kişinin 18'i kendilerinde şüphe olmadığı için taburcu edilirken, 26'sında şüphe var kabul edilerek tedavilerine başlandı” dedi.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Hüseyin Avni Şahin, hastanelerine Cumartesi gününden itibaren kuş gribi şüphesi şikayetiyle 47 hastanın başvurduğunu söyledi. 47 hastadan 3'ünün yaşamını yitirdiğini dile getiren Şahin, diğer 44 hastanın 18'inde şüphe olmadığı için ayaktan tedavi edilerek evlerine gönderildiğini ifade etti. Geriye kalan 26 hastada kuş gribi şüphesi var kabul edilerek tedavilerine başlandığını kaydeden Şahin, bu 26 hastadan 18'inin yataklı 8'inin ise ayaktan tedavilerinin sürdüğünü vurguladı.
Şu an için durumu kritik 3 hasta bulunduğunu, bunlardan 1'inin durumun çok ağır olduğunu bildiren Şahin, solunum cihazına bağlı olan hasta bulunmadığını söyledi. Sabah yaşamını yitiren Hülya Koçyiğit'in cenazesinin, doku örnekleri alınmasından sonra ailesine teslim edileceğini kaydeden Şahin, “Hülya'dan tedavisi sırasında kuş gribi şüphesiyle ilgili olarak numune alınarak Ankara Hıfsızsıhha Enstitüsü'ne göndermiştik. Ancak şu an için bize kesin olarak teşhis konusunda gelen bir bilgi yok” dedi.
Alıntı hurriyet.com.tr
06-01-2006, 13:38
umsado
Yemen'de İtalyanları kaçıranlar yakalandı
Yemen'de kaçırdıkları 5 İtalyanı serbest bırakan 6 kişinin yakalandığı bildirildi.
Marib ili vali yardımcısı Adnan Ebu Lehoum, güvenlik kuvvetlerinin 5 İtalyanın serbest bırakılmasından hemen sonra, bu kişileri kaçıran 6 kişiyi yakaladıklarını söyledi. Lehoum, İtalyanların sağlık durumlarının iyi olduğunu ve helikopterle başkent Sana'ya götürüleceklerini belirtti. İtalya Dışişleri Bakanlığı'ndan bir yetkili de, Roma'da adını vermeden yaptığı açıklamada, rehinelerin serbest bırakıldığını doğruladı. Rehinelerin akrabaları da haberi İtalyan Dışişleri Bakanlığı veya İtalyan basınından öğrendi.
3'ü kadın 5 İtalyanı 6 gün önce Yemen'in dağlık Marib ilinde kaçıran kişiler, hükümetten rehineler karşılığında tutuklu aşiret üyelerinin serbest bırakılmasını istemişlerdi. Yemen hükümeti ise rehinelerin serbest bırakılması için pazarlık yapmayacağını belirterek, bölgede helikopterler eşliğinde çok sayıda askerin katıldığı operasyonlar düzenlemişti.
Alıntı hurriyet.com.tr
06-01-2006, 13:40
umsado
Talabani: Kerkük’ü Kürdistan’a katmak istiyoruz
Federal Irak Devlet Başkanı Celal Talabani, Kerkük’te yaşayan Türkmen ve Arapların çıkarlarının Kürtlerle birlikte yaşamaktan geçtiğini savunarak, “Kerkük konusunda aşırı sloganlar Kürtlere zarar verir. Kerkük’ün Kürdistan kimliğini ispat etmemiz gerekir. Kerkük’ü, konsensüs sağlandıktan sonra Kürdistan’a katmak istiyoruz” diye konuştu.
Kürdistan Niwe gazetesinin haberine göre, Süleymaniye kenti yakınlarındaki Kalaçolan ilçesinde Kerkük Valisi, Vilayet Meclisi, Hükümet ve hizmet kurumlarının yöneticileri ile bir araya gelen Irak Devlet Başkanı Celal Talabani, Kerkük konusundaki görüşlerini bir kez daha anlattı. Talabani, Kerkük şehrinde bulunan halkların ortak yaşamını garanti altına almak için, doğru ve adil bir siyaseti tatbik etmeleri gerektiğini belirterek şöyle konuştu: “Kimse dışlama duygusuna kapılmadan, kazanım ve çıkarlarda eşit olduğu bir kardeşlik ortamını yaratmalıyız. Bizim Kerkük’e verdiğimiz önem, bu şehirde petrolün olmasından dolayı değildir. Çünkü, bugün Kürdistan Bölge Hükümetinin sınırları içinde petrol daha fazladır. Aşırı sloganlardan kendimizi uzak tutmalıyız. Çünkü o herkesten önce Kürtlere zarar verir. Bizim Türkmen ve Kerkük’ün yerlileri olan araplara anlatmamız gerekir ki, çıkarları Kürtlerle beraber yaşamaktan geçiyor. O zaman da hepimiz konensüs halinde Kerkük’ü Kürdistan bölgesine katabilir, tüm milletlerin haklarını daha iyi savunabiliriz, siyasal ve ekonomik çıkarları gözetebiliriz”
Celal Talabani, Kerkük’ün Kürdistan kimliğini ispat etmemeleri gerektiğini de kaydederek, “Önümüze gelen engelleri kaldırmak zorundayız. Kerkük şehrinin idari sorunlarının çözümünde herkesin eşit rol ve payları olduğu, çok milletli bir toplum yaratmalıyız” diye konuştu.
Alıntı hurriyet.com.tr
06-01-2006, 19:49
umsado
"Tasarı bayram sonrasına yetişecek"
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Terörle Mücadele Yasa Tasarısı'na son şeklinin bayramdan sonra verileceğini, hazırlık biter bitmez TBMM'ye gönderileceğini söyledi.
Çiçek, geçtiğimiz çarşamba günü Başbakanlık'ta yapılan güvenlik toplantısına ilişkin bilgi vererek, toplantının Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın isteği üzerine gerçekleştiğini belirtti.
Çiçek, ''askeri kanat, polis ve MİT'in terörle mücadele konusundaki istek ve talepleri daha önce gelmişti. Başbakanlık bünyesinde bu konudaki çalışmalara Bayram'dan sonra son şeklini vereceğiz" dedi. Çiçek, tasarının hazırlık biter bitmez Meclis'e gönderileceğini söyledi.
Cemil Çiçek, TCK'nın 301'inci maddesine ilişkin eleştirilere de yanıt verdi. Uygulamadaki her farklılıktan dolayı yasa değişikliğine gidilemeyeceğini belirten Bakan Çiçek, 301'inci madde ile ilgili kesinleşmiş bir mahkumiyet kararının olmadığına dikkat çekti.
Çiçek, "başvuru sayısında artış var. Savcılar önlerine şikayet dilekçesini alacak, inceleyecek, sonunda dava açacak veya açmayacak. Ama basın her başvuruyu hemen aldığı için 301'inci madde şöyle, böyle oluyor deniyor'' ifadesini kullandı.
Çiçek, 301'inci maddeyi eleştirenlerin İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına aykırılığından dolayı eleştirdiklerini belirterek, ''bundan sonra hem Yargıtay'ın, hem mahkemelerin bu kararları göz önünde bulundurmaları lazım. Yargıtay, kararlarını İnsan Hakları Sözleşmesi ve AİHM kararlarını dikkate alarak oluşturacaktır'' dedi.
Emniyet de çalışmalarını sürdürüyor
Emniyet'in de Terörle Mücadele Yasa Tasarısı üzerindeki çalışmaları sürüyor.
Haftalık basını bilgilendirme toplantısı düzenleyen sözcü İsmail Çalışkan, mevcut gözaltı süresinin 24 saat olduğunu, bazı suçlarda bu sürenin 4 güne çıkarılabildiğini belirti.
Organize suçlar ile zanlı sayısı çok fazla olan olaylarda gözaltı süresinin yetersiz kaldığını belirten Çalışkan,savcı ve hakimin gözaltı süresiyle ilgili yetkili olması gerektiğini söyledi.
Sözcü Çalışkan, savcı ve hakimin olayın niteliğine ve zanlı sayısına göre süreyi uzatma yetkisi olması gerektiğini ifade etti.
Terörle Mücadele Yasası'nda yapılması öngörülen değişiklikler konusunda Emniyet Genel Müdürlüğü'nün görüşünü bir rapor olarak ilettiğini vurgulayan Çalışkan, çalışmalar sırasında yaşanan sıkıntıların bu raporda anlatıldığını belirtti.
Alıntı cnnturk.com
06-01-2006, 19:50
Yaban Ali
Müslümanlara 'vicdan testi' Almanya'yı karıştırdı
(milliyet)
Federal Meclis Hür Demokrat Parti (FDP) Milletvekili Sabine Leutheusser-Schnarrenberger, Baden Würrtemberg Eyaleti tarafından 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren uygulamaya konulan ''Vicdan Testi''nin eşitlik değil, dışlanma ve damgalamaya neden olacağını söyledi.
Schnarrenberger yaptığı açıklamada, vicdan testinin kabul edilebilir olmadığını belirterek, ''Böyle bir testin sonucu eşitlik değil, dışlama ve damgalamadır'' dedi.
Her eyaletin Alman vatandaşlığını verirken, başvuru sahiplerinin uyumunu ve anayasaya bağlılığını kontrol etmek zorunda olduğunu belirten Schnarrenberger, ''Ancak Müslümanlara yönelik özel bir test, dışlamadan başka bir şey değildir'' ifadelerini kullandı.
Schnarrenberger ayrıca, bu testin idari bir işlem değil, Baden Würrtemberg eyalet seçimlerini etkilemek üzere alınmış bir karar olduğu yönünde şüpheler var bulunduğunu kaydetti. Alman İçişleri Bakanlığı'nın bir sözcüsü de konuya ilişkin bir soruya, konunun Baden Württemberg eyaletinin kendi sorunu olduğunu belirterek, Federal İçişleri Bakanlığı olarak bir açıklamada bulunamayacağı yanıtını verdi.
Almanya Müslümanlar Konseyi Başkanı Nedim Elyas da ''vicdan testi''nin iptal edilmemesi haline, hukuki yollara başvuracaklarını belirterek, ''Bu eyaletin yaptığı anayasaya aykırıdır'' dedi.
Baden Württemberg Eyaleti Adalet Bakanı Ulrich Goll de Die Zeit gazetesine yaptığı açıklamada, ilke olarak bir teste karşı olmadığını, ancak ''vicdan testi''ndeki bazı soruları değiştirilebileceğini söyledi.
Bu arada, Almanya Türk Toplumu (ATT) yayımladığı basın bildirisinde, Baden Württemberg Eyaleti hükümetini Müslümanları dışlayıcı ve hakaret edici tavırlarından dolayı özür dilemeye çağırdı.
ATT Genel Başkanı Yardımcısı Şeref Erkayhan, yaptığı yazılı açıklamada, ''Müslümanların, kadın şefleri ya da eşcinsel çocuklarını kabullenip kabullenmeyecekleri, ne içişleri bakanını ne de demokratik bir devleti ilgilendirir'' dedi.
Erkayhan, yabancıların Alman vatandaşlığına geçmekle zaten Alman toplumunun temel değerlerini kabul ettiğini belirtilerek, Baden Württemberg Eyaleti İçişleri Bakanı Heribert Rech'e, ''neden Müslümanların özel olarak kontrol edildiği ve bakanın Müslümanlara Hıristiyanlar, Yahudiler ve Hindulardan daha mı az güvendiği'' sorusunu yöneltti.
'İTALYANLAR DA NAMUS CİNAYETİ İŞLİYOR'
''Vicdan testi''ne verilecek yanıtların doğruluğunun ve sonuçlarının nasıl tespit edileceğini soran Erkayhan, sorularını şöyle sıraladı:
''Namus cinayetlerinin sadece Türkler tarafından değil, örneğin İtalyanlar tarafından da işlendiğini biliyor musunuz?, Alman vatandaşlığını isteyen İtalyanları neden teste tabi tutmuyorsunuz?, Aile içi şiddetin Rusya'dan gelen Almanlar arasında da yaygın olduğu biliniyor. Bu kişileri de Rusya'dan gelmeden önce teste tabi tuttunuz mu?, Almanya'da yaşayan Türklere karşı genel bir şüpheniz mi var?, Şefinizin (Sizin durumunuzda Baden Württemberg Eyaleti Başbakanı'nın) eşcinsel olduğunu öğrenseniz nasıl tepki gösterirsiniz?'' Baden-Württemberg eyaleti, 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren Alman vatandaşlığına geçmek isteyen yabancıları, özellikle de ''Müslüman kültür çevresinden'' gelen yabancıları, ''vicdan testine'' tabi tutmaya başlamıştı.
Alman vatandaşlığına başvuran kişilerin, Almanya'nın temel değerlerini kabul edip etmediklerinin tespit edilmesi amacıyla uygulandığı belirtilen ve 30 sorudan oluşan testte ''Kadın eşine itaat etmelidir ve kadın eşi tarafından dövülebilir şeklindeki görüşler hakkında düşünceleriniz nelerdir? 11 Eylül saldırıları hakkında ne düşünüyorsunuz?, Kızınız Müslüman olmayan biriyle evlenmek isterse tepkiniz ne olur?'' gibi sorular bulunuyor.
06-01-2006, 19:51
umsado
Yayınevine bandrolsüz kitap baskını
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Bilgi Yayınevi'nde 15 bin 651'i bandrolsüz toplam 15 bin 658 Attila İlhan kitabı ele geçirildi.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları Genel Müdürü Ahmet Salcan, yazar Attila İlhan'ın kendileriyle 2001 yılında sözleşme imzaladığını ve kitaplarının 2002 yılının başından itibaren basılmaya başlandığını anlattı.
Bilgi Yayınevi'nin İlhan'ın kitaplarını 2001 yılından itibaren basma hakkını kaybettiğini ifade eden Salcan, Bilgi Yayınevi'nin 2001 yılı sonu itibariyle elinde 68 bin 860 adet Attila İlhan kitabı bulunduğunu beyan ettiğini bildirdi.
Salcan'ın yaptığı açıklama şöyle:
''Yayınevimiz 2002 yılından itibaren 310 bin Attila İlhan kitabı satmış olmasına karşın, Bilgi Yayınevi'nin elindeki kitapların bir türlü bitmemiş olması dikkatimizi çekmiştir. Ayrıca, TÜYAP İstanbul Kitap Fuarı'nda Bilgi Yayınevi standındaki Attila İlhan kitaplarının yeni görünümlü ve hiç yıpranmamış olması dikkatimizi çekmiş ve standtan fatura mukabili satın alınmıştır. Bunun dışında Türkiye'nin çeşitli illerinden de Bilgi Yayınevi'nin yayımladığı Attila İlhan kitapları toplanmıştır.''
Dün arama emri verildi
Bunun sonucunda hukuki süreci başlattıklarını dile getiren Salcan, Ankara 12'nci Sulh Ceza Mahkemesi'nin dün Bilgi Yayınevi'nde arama ve el koyma kararı verdiğini bildirdi.
Bu karar doğrultusunda Bilgi Yayınevi'nde 15 bin 651'i bandrolsüz 7'si bandrollü olmak üzere toplam 15 bin 658 adet Attila İlhan kitabı bulunduğunu ifade eden Salcan, ''bandrollü kitapların üzerindeki bandrollerin, 2005 eylül ayında Osmanlıca Türkçe Sözlük için alınmış bandroller olduğu avukatlarımız tarafından tespit edilmiştir'' dedi.
Salcan, elinde Bilgi Yayınları'ndan çıkan, 2003 ve sonrası tarihlere ait bandrol bulunan Attila İlhan kitabı olan tüm dağıtımcı ve kitapevlerinin mağdur olmalarını önlemek amacıyla bu kitapları değiştirmeye karar verdiklerini açıkladı.
Alıntı cnnturk.com
06-01-2006, 19:52
umsado
WHO da 'kuş gribi' dedi
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Sağlık Bakanlığı, Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) Türkiye'deki vakalara kuş gribi virüsünün yol açtığını doğruladığını açıkladı.
# Sağlık Bakanı Recep Akdağ yarın Dünya Sağlık Örgütü ve AB'nin yedi uzmanıyla bölgeye gidecek.
# Kuş gribinin görüldüğü illere 5 bin antiviral ve Tamiflu ilacı gönderildi.
# Bu illerde halkı bilgilendirici broşür dağıtıldı.
# Sağlık Bakanlığı ile Tarım Bakanlığı arasında bir koordinasyon sorunu yok.
# WHO ve AB’den gelen uzmanlar şeffaflık konusunda son derece memnun.
Sağlık Bakanı Müsteşarı Necdet Ünüver kuş gribi şüphesiyle şu anda Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde 20 kişinin yatmakta olduğunu söyledi. Ünüvar bu kişilerden birine kuş gribi teşhisi konulduğunu da belirtti.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın talebi doğrultusunda Dünya Sağlık Örgütü ve AB’nin yedi kişiden oluşan bir uzman ekip gönderdiğini dile getiren Müsteşar Necdet Ünüvar, Bakan Akdağ’ın bugün Türkiye’deki uzmanların da katılımıyla bu uzmanlarla bir değerlendirme toplantısı yaptığını ifade etti.
Kuş gribinde en önemli önlemin kanatlı hayvanlarla insan temasının kesilmesi olduğunu vurgulayan Ünüvar, “temas hastalık riskini artırmakta. Çünkü bu hastalık daha çok kanatlı hayvandan insana geçmiştir. Bugüne kadar insandan insana geçen bir vakaya ise rastlanmamıştır” dedi.
100 bin kutu ilaç geliyor
İlaç firması Roche de, 10 bin kutusu bağış olmak üzere Türkiye'ye 100 bin kutu kuş gribine karşı etkili olan Tamiflu ilacı göndereceğini açıkladı.
Roche Müstahzarları Sanayi A.Ş'den yapılan yazılı açıklamada, Roche firmasının gönderdiği 100 bin kutu Tamiflu'nun tamamının bugün Türkiye'ye ulaşmış olacağı belirtildi.
Açıklamada ilaçların Sağlık Bakanlığı yoluyla 81 ilin valiliklerine ulaştırılacağı vurgulandı.
Kuş grinde son durum
Van:
Doğubeyazıt'tan Van'a sevkedilen 14 yaşındaki Muhammet Ali Koçyiğit, 1 ocakta ölümcül H5N1 kuş gribi virüsü nedeniyle öldü. Ablası Fatma Koçyiğit (15) 5 ocakta, kardeşi Hülya Koçyiğit (11) ise bu sabah aynı nedenle Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde hayatını kaybetti.
Diğer kardeşlerden Ali Hasan Koçyiğit'in ise solunum cihazından çıkarıldığı ve sağlık durumunun iyiye gittiği belirtildi.
Diyarbakır:
Şanlıurfa'nın Siverek ilçesinden kuş gribi şüphesiyle Diyarbakır Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi'ne getirilen 13 yaşındaki Esat Bal isimli çocuk yoğun bakıma alındı.
Hastanenin başhekimi, çocuğun durumunun kritik olduğunu ve çocuğa kuş gribi ön tanısını koyduklarını belirtti. Siirt'in Baykan ilçesinden de dört kişi kuş gribi şüphesiyle Diyarbakır'a nakledildi.
Şanlıurfa:
Şanlıurfa Sağlık Müdürü Dr. Nevzat Yetkin, Hilvan ilçesine bağlı Üçüzler köyünde aynı aileden üç çocuğun kuş gribi şüphesiyle hastaneye kaldırıldığını, yapılan tetkiklerde hastalığa rastlanmadığını söyledi.
Dr. Yetkin, çocukların her türlü tahlil ve tetkiklerini yaptıklarını, ancak üst solunum yolu rahatsızlığı dışında herhangi bir olumsuzlukla karşılaşmadıklarını belirtti.
Her ihtimali göz önünde bulundurarak, çocukların tedavisine Hilvan Devlet Hastanesi'nde bir süre daha devam edeceklerini ifade eden Yetkin, ''çocukların sağlık durumu iyiye gidiyor" dedi.
Ağrı:
Doğubeyazıt ilçesinde şu ana kadar bin 500 kanatlı hayvan itlaf edildi. Bugün 2 bin hayvanın itlaf edilmesi hedefleniyor. Evlerden toplanan hayvanlar torbalara konulduktan sonra, ilçe merkezine 10 kilometre uzaklıkta bulunan ilçe çöplüğüne gömülüyor. Çukurun üzeri ise kireç ve toprakla kapatılıyor.
Iğdır:
Iğdır Devlet Hastanesi'nde Aralık ilçesinden gönderilen dokuz kişi kuş gribi şüphesiyle tedavi altına alındı.
Iğdır Devlet Hastanesi'ne karın ağrısı, burun tıkanıklığı ve ishal şikayetiyle 12 kişinin başvurduğu, bunların şikayetleri doğrultusunda tedavi altına alındığı belirtiliyor. Tedavi altına alınanlar arasında, 'bir süre önce hazır tavuk eti yediğini' ifade edenlerin de bulunduğu bildirildi.
Erzurum:
Erzurum'da da üç kişi aynı şüpheden tedavi altına alındı. Bu kişilerden alınan örneklerin sonuçları henüz belli olmadı.
Kent merkezi ile Horasan ilçesinde tüm kanatlı hayvanlar toplatılıyor. Bölgede bir hafta önce tavuk ölümleri görüldü. İzmir Bornova'daki enstitüye gönderilen tavuk numunelerinin sonuçları henüz netleşmedi.
Kent merkezi ile Horasan'da önlemler artırıldı. Özellikle karantina altına alınan mahalleler dezenfekte ediliyor. Halk ölüm haberi üzerine hastalıklı hayvanlarını sakladıkları yerlerden çıkarıp ekiplere teslim etti.
Süresiz av yasağı
Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, bugünden itibaren Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde süresiz olarak av yasağı getirildiğini açıkladı.
Bakan Pepe, genelgenin sadece söz konusu iki bölgedeki illere değil, 81 il valiliğine gönderildiğini belirterek, ''kanatlılarla kuş gribi bulaşması söz konusu olduğu için bakanlık olarak bugün Doğu ve Güneydoğu'daki il valiliklerine tamim gönderdik'' dedi.
Alıntı cnnturk.com
06-01-2006, 19:54
umsado
KKTC'den ilk mülkiyet davası
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
KKTC Mehmet Ali Talat, Kıbrıslı bir Türkün Rum yönetimi aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne mülkiyetle ilgili ilk müracaatı yaptığını açıkladı.
Talat, söz konusu Türkün Kıbrıs'ın güneyindeki mülküne el konulduğunu ve buraya Rum yönetimi tarafından elektrik santrali inşa edildiğini belirtti.
Kayıplar, şehitler ve üç aylıkken öldürülen bebeklerin hakkını da aramak için dava açılacağını bildiren Talat, ''hukuk zemininde yapılan saldırıları karşılayacak ve karşı atağa geçeceğiz'' dedi.
Bayrak televizyonunda yayımlanan Akis programında habercilerin sorularını yanıtlayan Talat, ''Kıbrıslı Türkler uluslararası hukuk önünde haklarını talep etmeye devam edecektir'' diye konuştu.
"Annan Planı'nı öldürme peşindeler"
Talat, uluslararası politika açısından çok güçlü bir noktada bulunulduğuna dikkat çekerek, ''Rumların niyeti Annan planını öldürmek. Ancak bunu başarırlarsa yeni bir müzakere sürecinde kimse bizim Annan planının gerisinden başlamamızı beklemesin. O zaman pozisyonumuzu gözden geçirir, her şeyi masaya getiririz'' dedi.
Uluslararası politik avantajın uluslararası hukuk alanında kullanılamadığını da vurgulayan Talat, ''şartlar değişti. Loizidu'nun şartları bugün yok. Loizidu'da politik bir karar verildi. Çünkü o günlerde Kıbrıs Türk tarafı dünya tarafından çözüm istemeyen, Rum mallarının üstüne oturup 'Rumların hakkı yoktur' diyen bir politika güdüyordu ve çözüm de istemiyordu. Mahkeme bunların etkisiyle bir karar aldı'' dedi.
Mülkiyet yasası 22 aralık 2005'te yürürlüğe girdi
KKTC sınırları içinde kalan eski Rum malları için tazminat, takas ve mal iadesi ile taşınır mallara tazminat öngören yasa 22 aralıkta yürürlüğe girdi.
KKTC Cumhuriyet Meclisi'nin oy çokluğuyla onaylanan ve Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat tarafından imzalanan yasa, 'Anayasa'nın 159'uncu Maddesinin 1'inci Fıkrasının (b) Bendi Kapsamına Giren Taşınmaz Malların Tazmini, Takası ve İadesi' adını taşıyor.
KKTC mülkiyet rejiminde uluslararası hukukun gereklerini yerine getirme ve AİHM tarafından 'iç hukuk' olarak kabul edilme hedefi taşıyan yasa, eşdeğer karşılığı malları iade dışında tutarak, mal iadesini, hemen iade ve çözümden sonra iade diye iki ayrı şekilde düzenliyor.
Buna göre eşdeğer dışında tapulu olan, birilerinin kullanımında olan, askeri tesis olarak kullanılan, üzerinde kamu yararı bulunan eski Rum malları, ancak çözümden sonra iade edilebilecek.
Çözümden sonra ilgili mal KKTC devleti tarafından kamulaştırılarak iade edilebilecek. Bu kapsam dışında kalan, yani kimsenin kullanımında olmayan, kamu düzenini tehlikeye düşürmeyecek devlet kontrolündeki mallar ise hemen iade edilebilecek.
Alıntı cnnturk.com
06-01-2006, 21:17
umsado
İDO'dan vapurda ücretsiz fotoğraf hizmeti
İstanbul Deniz Otobüsleri (İDO) A.Ş, bu hafta sonu Beşiktaş-Kadıköy vapurlarında yolculara ücretsiz fotoğraf çekilme imkanı sunacak.
İDO'dan yapılan açıklamaya göre, hafta sonu Beşiktaş-Kadıköy vapurlarına binen yolculardan dileyenlerin, seyir halindeyken profesyonel fotoğrafçı tarafından fotoğrafları çekilecek.
Yolcular, çektirdikleri fotoğrafları, 16 Ocak'tan itibaren bir hafta süreyle Beşiktaş ya da Kadıköy vapur iskelesinden ücret ödemeden alabilecek.