“Rahmân’ın (rahmetinin tecellî ettiği has) kulları onlardır ki, yeryüzünde tevâzû ile yürürler…”
(Furkân, 63)
Printable View
“Rahmân’ın (rahmetinin tecellî ettiği has) kulları onlardır ki, yeryüzünde tevâzû ile yürürler…”
(Furkân, 63)
Bir mü’minde dört şey, (dört ahlâk) toplanmaz ki, Cenâb-ı Hak, o dört (ahlâk) ile ona cenneti vâcip etmemiş olsun:
1. Dilde sıdk (Doğruluk)
2. Malda seha (Cömertlik)
3. Kalpte meveddet (Sevgi)
4. Hazırda ve gaybda olanlara nasihat etmek.” (Râmuz-ül Ehadîs sh: 483)
Bir mü’minde dört şey, (dört ahlâk) toplanmaz ki
“Bir mü’minde dört şey, (dört ahlâk) toplanmaz ki, Cenâb-ı Hak, o dört (ahlâk) ile ona cenneti vâcip etmemiş olsun:
1. Dilde sıdk (Doğruluk)
2. Malda seha (Cömertlik)
3. Kalpte meveddet (Sevgi)
4. Hazırda ve gaybda olanlara nasihat etmek.” (Râmuz-ül Ehadîs sh: 483)
“(Resûlüm!) Sakın, Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Ancak, Allah onları (cezalandırmayı), korkudan gözlerin dışarı fırlayacağı bir güne erteliyor.”
(İbrâhim, 42)
Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık.
Sonra onu, aşağıların aşağısına indirdik.
Ancak, iman edip salih ameller işleyenler başka. Onlar için devamlı bir mükâfat vardır.
(Ey insan!) Böyle iken, hangi şey sana hesap ve cezayı yalanlatıyor?
Allah, hükmedenlerin en iyi hükmedeni değil midir?
(Tin 4-8)
Allah’ı bırakıp tapmakta olduklarınıza da!
İbrahim şöyle dedi: “Öyle ise siz, (hâlâ) Allah’ı bırakıp da, size hiçbir fayda, hiçbir zarar veremeyecek şeylere mi tapacaksınız?” “Yazıklar olsun, size de; Allah’ı bırakıp tapmakta olduklarınıza da! Hâlâ aklınızı başınıza almayacak mısınız?” (Enbiyâ Sûresi, 66-67)
“Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin.
Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki, bu imanın en zayıf derecesidir.”
(Müslim, Îmân 78)
Bir adamın bir hikmet kelimesini işitmesi
“Bir adamın bir hikmet kelimesini işitmesi, bâzen olur ki, ona bir sene ibâdetten hayırlı olur. Ve bir saat ilim müzâkeresi yanında oturmak, bir köle azad etmekten daha hayırlıdır.” (Râmuz-ül Ehadîs sh: 343)
Firavun, “Âlemlerin Rabbi de nedir?” dedi.
Firavun, “Âlemlerin Rabbi de nedir?” dedi. Mûsâ, “O, göklerin ve yerin ve her ikisi arasında bulunan her şeyin Rabbidir. Eğer gerçekten inanırsanız bu böyledir.” (Şuarâ Sûresi, 23-24)
“Kahraman, insanları mağlup eden değildir. Fakat kahraman, gazap ve hiddet ânında, nefsini mağlup edendir.” (Râmuz-ül Ehadis sh: 363)