-
Her kim insanlarla muâmelede bulunur haksızlık etmez, onlarla konuşur yalan söylemez, onlara vaatte bulunur sözünden dönmezse işte o, insanlığı kemâle ermiş, âdaleti ortaya çıkmış ve kendisiyle kardeş olunması vâcip olmuş kişidir.”
(Deylemî, Hadis No: 5546)
-
Kim Allah’a ve Resûlüne itaat eder, Allah’tan korkar ve O’na karşı gelmekten sakınırsa, işte onlar başarıyı elde edenlerin ta kendileridir.
{ Nur, 24 / 52 }
-
Allah, peygamberlerin cesetlerini çürütmeyi toprağa yasaklamıştır
“Günlerinizin en üstünü Cuma günüdür. O gün bana çok salât ve selâm getirin. Çünkü sizin salât ve selâmlarınız bana sunulur.”“Ey Allah’ın Elçisi, sen ölüp de senden bir iz kalmadıktan sonra, salât ve selâmlarımız sana nasıl sunulur?” diye sordular. Peygamberimiz buyurdu ki:“Allah, peygamberlerin cesetlerini çürütmeyi toprağa yasaklamıştır.”
(Ebû Davud, Salât: 201.)
-
Sizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun.”
{Âl-i İmrân, 3 / 104}
-
“Müslüman, elinden ve dilinden diğer müslümanların zarar görmediği kimsedir.”
(Buhârî, Îmân, 4,5)
-
“O, sizi bir tek nefisten (Âdem’den) yaratandır. (Sizin için) bir kalma yeri, bir de emanet olarak konulacağınız yer vardır. Anlayan bir toplum için âyetleri ayrıntılı bir şekilde açıkladık.”
(En’âm, 98)
-
Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
“Cennette bir ağaç vardır ki, binekli bir kimse yüz yıl gölgesinde yürüse onu kat edemez. İsterseniz şu ayeti okuyun: (Mealen) “Daimi gölgededirler, çağlayıp duran su başlarındadırlar” (Vâkı’a 30-31).
Tirmizi, Tefsir, Vakıa, (3289), Cennet 1, (2525).
-
Îman edenlerin Allah’ı anma ve O’ndan inen Kur’an sebebiyle kalplerinin ürpermesi zamanı daha gelmedi mi? Onlar daha önce kendilerine kitap verilenler gibi olmasınlar. Onların üzerinden uzun zaman geçti de kalpleri katılaştı. Onlardan birçoğu yoldan çıkmış kimselerdir.”
(Hadîd, 16)
-
Hani melekler, “Ey Meryem! Allah seni seçti. Seni tertemiz yaptı ve seni dünya kadınlarına üstün kıldı.” “Ey Meryem! Rabbine divan dur. Secde et ve (onun huzurunda) rükû edenlerle beraber rükû et” demişlerdi. (Âl-i İmrân Sûresi, 42 – 43)
-
“Ailesini müdafaa ederken öldürülen şehittir.” (Yirmiz!, Diyat, 21)