“İşte bu benim dosdoğru yolumdur, ona uyun. Sizi Allah yolundan ayırıp, parçalayacak yollara uymayın.”
* En’âm sûresi (6), 153
Printable View
“İşte bu benim dosdoğru yolumdur, ona uyun. Sizi Allah yolundan ayırıp, parçalayacak yollara uymayın.”
* En’âm sûresi (6), 153
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Kim bir mecliste oturur ve orada bir sürü faydasız ve mânasız sözlerle vakit öldürür de, o meclisten kalkmadan önce, Sübhâneke Allahümme ve bihamdike eşhedü en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyke: Allahım! Seni her türlü noksan sıfatlardan tenzih ve hamdinle tesbih ederim. Senden başka bir ilâh olmadığını kesinlikle belirtirim. Senden bağışlanmamı diler ve sana tövbe ederim, derse, o mecliste yapmış olduğu hataları bağışlanır.
* Tirmizî, Daavât 39
Sahabeden Süfyan b. Abdillah: Yâ Resulallah! Bana İslam’ da öyle bir söz söyle ki senden başkasına o sözden bir daha sormayayım deyince Efendimiz (SAV) şöyle buyurdular: “Allah’ a iman ettim de ve sonra da dosdoğru ol.”
(Müsned, 3/413)
Uyanık olunuz! Şüphesiz dünya değersizdir. Dünyada olan mal mülk de kıymetsizdir. Ancak Allah Teâlâ’nın zikri ve O’na yaklaştıran şeylerle, öğretici ve öğrenici olmak müstesnadır.”
(Tirmzî, Zühd 14. İbni Mâce, Zühd 3.)
Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayasızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.
Kur’an-ı Kerim Diyanet Meali Nahl Suresi 90. Ayet
“Resulullah’a:
“İslam’ın hangi ameli daha hayırlıdır?” diye sorulmuştu:
“ Yemek yedirmen, tanıdığın ve tanımadığın herkese selam vermen.” diye cevap verdi.”
(Ebu Davud, Edeb 142)
“Bir kimse yumuşak davranmaktan mahrum ise hayrın tamamından mahrumdur.”
[Müslim, Birr 75, (2592)]
Gerçekten Biz sizin nice benzerlerinizi imha ettik! Haydi var mı düşünen ve ibret alan?
52-53 – Onların yaptıkları her şey, defterlerde kayıtlıdır.
Küçük, büyük her şey, satır satır yazılıdır. [82,10-11]
* Kamer Sûresi
“Ey îmân edenler! Allâh’tan ittikâ edin ve sâdıklarla berâber olun!” (Tevbe, 119)
Onlar dünyayı hiç dolaşmıyorlar mı ki,kendilerinden önce yaşayanların âkıbetlerinin nasıl olduğunu görsünler?Onlar, kendilerinden daha güçlü idiler.Toprağı altüst etmiş, sular, maden, ekin gibi nimetlerden yararlanmış ve şimdikilerin yeri imar edişlerinden daha fazlasıyla imar etmişler, resulleri de kendilerine aşikâr, parlak deliller getirmişlerdi.Ama hakikati reddettiler ve sonuçta yok olup gittiler. Allah onlara asla zulmetmedi, lâkin onlar kendi öz canlarına zulmettiler.
Sonra, o fenalık yapanların âkıbetleri, en fena bir âkıbet oldu.Çünkü Allah’ın âyetlerini yalan saydılar.Bir taraftan da onlarla eğleniyorlardı.
(Rum Sûresinin 9-10. Ayetleri)