Stopajlı ilk ihaleye yoğun ilgi
Hazine, faizinden yüzde 15 oranında stopaj yapılacak olan ilk bono ihalesinde yüzde 14.73 yıllık bileşik faiz oranıyla hedeflediği gibi 1 milyar 815 milyon YTL borçlandı. İhale, stopaja rağmen yoğun taleple karşılaştı.
Hazine’nin beş yıl vadeli altı ayda bir değişken faiz ödemeli tahvillerin kupon oranını belirlemek amacıyla düzenlediği altı ay vadeli referans bono ihalesi 5 milyar 560 milyon YTL ile yoğun bir ilgi gördü. Ancak Hazine, teklifin daha önce açıkladığı borçlanma limitine uygun olarak 1 milyar 987 milyon YTL’lik kısmını ortalama 93 bin 359 YTL’lik ıskontolu fiyatla karşıladı.
İhalede net borçlanma hedeflendiği gibi 1 milyar 855 milyon YTL oldu. Söz konusu bonoların yıllık basit faizi yüzde 14.23, bunun yıllık bileşik getirisi ise yüzde 14.73 olarak hesaplandı. Yüzde 15 oranındaki stopaj dikkate alındığında söz konusu bononun tasarruf sahibine yıllık bileşik bazda getirisi net yüzde 12.5’e denk geliyor.
Hazine yarın ise 20 ay vadeli YTL cinsinden iskontolu ve yine YTL cinsinden 5 yıl vadeli altı ayda bir değişken kupon ödemeli tahvil ihaleleri düzenleyecek. Hazine çarşamba günü 8 milyar 34 milyon YTL tutarında iç borç ödemesi yapacak.
Alıntı hurriyet.com.tr
Turkcell'in kredi notu yükseldi
Uluslararası derecelendirme kuruluşu Standart and Poor’s Turkcell’in, döviz cinsinden uzun vadeli kredi notunu B+’ya yükseltti.
Turkcell’den İMKB’ye gönderilen açıklamada, Standart and Poor’s’un, şirketin operasyonel performansı ve finansal durumunu değerlendirerek döviz cinsinden uzun vadeli kredi notunu B’den B+’ya yükselttiğini kaydetti.
Açıklamada ayrıca, Turkcell’in "pozitif izlemede" olan görünümünün "pozitif" olarak değiştirildiği belirtildi.
Alıntı hurriyet.com.tr
Avrupa'da geçen yıl 15,2 milyon otomobil satıldı
Avrupa'da geçen yıl yüzde 0,7 oranında gerileyen otomobil satışları, 15 milyon 223 bin adet olarak gerçekleşti.
Merkezi Brüksel'de bulunan Avrupa Otomotiv Üreticileri Birliği, 2005 yılı verilerini açıkladı. Buna göre eylül ayında bir önceki yılın üzerinde olan otomobil satışları, son 3 ayda pazarın hissedilir bir şekilde daralmasıyla yılı ekside tamamladı. Avrupa'da 2004 yılında ise 15 milyon 332 bin otomobil satılmıştı.
Malta ve Kıbrıs Rum kesimi dışında AB üyesi 23 ülke ile Avrupa Serbest Ticaret Alanı'na (EFTA) dahil olan İsviçre, Norveç ve İzlanda'nın dikkate alındığı Avrupa otomobil pazarında geçen yıl en çok satış adedine, 3 milyon 319 binle Almanya'da ulaşıldı. Pazar büyüklüğü açısından Almanya'yı takip eden ülkeler ise 2 milyon 440 bin otomobilin satıldığı İngiltere, 2 milyon 234 bin otomobilin satıldığı İtalya ve 2 milyon 68 bin otomobilin satıldığı Fransa olarak sıralandılar.
Söz konusu ülkelerden Fransa'da geçen yıl otomobil satışları yüzde 4 ve Almanya'da yüzde 1,6 artarken, İtalya'da yüzde 1,3 ve İngiltere'de yüzde 5 pazar daralması yaşandı.
-PAZAR LİDERİ VW-
Avrupa otomobil pazarının lideri olan ve Audi, Seat ve Skoda markalarını bünyesinde bulunduran Volkswagen grubu, 2004 yılında yüzde 18,1 olan pazar payını, 2 milyon 745 bin adetlik satış toplamıyla 2005 yılında yüzde yüzde 18,9'a çıkarmayı başardı.
Peugeot ve Citroen markaları bulunan Fransız PSA grubunun Avrupa satışları ise, geçen yıl yüzde 2,5 gerileyerek 1 milyon 985 bine indi. Bir önceki yıl grubun Avrupa pazarında yüzde 14 olan payı da geçen yıl yüzde 13,7'ye geriledi.
Avrupa'da 2005 yılı topam satışları dikkate alındığında Ford'un pazar payı yüzde 11,2'den yüzde 10,9'a gerilerken, dünya lideri GM, yüzde 10,6 olan pazar payını korudu.
Geçen yıl diğer büyük otomobil üreticilerinden Renault'nun pazar payı yüzde 10,3'ten yüzde 9,8'e, FIAT'ın pazar payı yüzde 7,3'ten yüzde 6,5'e ve DaimlerChrysler'in pazar payı da yüzde 6,3'ten yüzde 6,2'ye indi.
Avrupa'da geçen yıl satışlarını önemli ölçüde artıran BMW ve Toyota ise pazar paylarını yüzde 5,3'e yükseltmeyi başardılar.
Alıntı hurriyet.com.tr
ESDER: Hipermarket yasası esnafı yok edecek
Esnaf ve Sanatkarlar Derneği (ESDER) Başkanı Mahmut Çelikus, hipermarket yasasıyla işyerlerine getirilen kısıtlamaların, 400 metrekareyi geçmeyen işyerlerini kapsamadığına dikkat çekerek, bu durumun büyük marketlerin mahalle içlerine kadar girmesine ve haksız rekabet yaratılmasına sebep olacağını belirtti. Çelikus, hipermarket yasasının mevcut haliyle küçük esnaf ve sanatkarları yok edeceğini savundu.
ESDER Başkanı Mahmut Çelikus yaptığı açıklamada, kamuoyunda hipermarket yasası olarak bilinen, Tüketim Maddeleri ve İhtiyaç Malzemelerinin Satışı İle İştigal Eden Büyük Mağazaların Kurulmasının İzne Bağlanması Hakkında Kanun Tasarısı’nın büyük marketlerin istekleri doğrultusunda oluşturulduğunu savundu. Yasanın görünürde küçük esnaf ve sanatkarları korumak için çıkartıldığına dikkat çeken Çelikus, haftanın 7 günü ve günlük 14-15 saat çalışan büyük marketlerin daha fazla açılmasına imkan veren yasanın küçük esnaf ve sanatkarları koruduğunu söylemenin gerçekle bağdaşmayacağını kaydetti.
Büyük marketlerin yerel yönetimler ve devlet tarafından teşvik belgesiyle özendirildiğini kaydeden Çelikus, haksız rekabet sonucunda 57 meslek dalındaki esnafın olumsuz etkilendiğini belirtti. Temel ihtiyaçların hepsine birden hizmet sunan mağazaların binlerce esnafın kepenk indirmesine neden olduğunu belirten Çelikus, bu konudaki yasal boşluğun giderilmesi gerektiğini vurguladı. Her konuda Avrupa’yı örnek alanların, küçük esnafı korumak için de AB’yi örnek olarak almaları gerektiğinin savunan Çelikus, küçük esnafın küresel sermaye karşısında yok edildiğini savundu.
Alıntı hurriyet.com.tr
Oyakbank YTL mevduat faiz oranını düşürdü
Oyakbank, 1 ay vadeli YTL mevduat faiz oranını 0,25 puan düşürdü.
Oyakbank'tan yapılan açıklamaya göre, 1 ay vadede yüzde 16 olarak uygulanan mevduat faiz oranı, yüzde 15,75'e indirildi.1 ay vadede yüzde 3 olan dolar mevduat faiz oranı ise 0,25 puan artırılarak 3,25 olarak belirlendi.
Alıntı hurriyet.com.tr
Avrupa liman işçileri eylemde
Avrupa'nın büyük limanları liman hizmetlerinin liberalleştirilmesi tasarısına karşı çıkan liman işçilerinin eylemleriyle felce uğradı.
Avrupa'nın en işlek limanı Rotterdam'da 600 liman işçisi Avrupa Birliği'nin liman hizmetlerini liberalleştirme (esnek çalışma, taşeronluk ve özelleştirme) planını protesto için 4 saatlik iş bırakma eylemine gitti.
Kısa süreli grevin ardından Rotterdam Limanı yeniden faaliyete açılırken, komşu Belçika'da Avrupa'nın ikinci büyük limanı Antwerp'te liman işçilerinin eylemi halen devam ediyor.
Fransa, İspanya, Yunanistan, Danimarka ve İsveç gibi diğer AB ülkelerinde de liman işçileri iş ve sendika güvenliğini tehdit ettiği gerekçesiyle karşı çıktıkları liberalleştirme planına karşı eylemler ve gösteriler yürütüyor.
Alıntı hurriyet.com.tr
S&P: Yabancı bankaları payı halen düşük
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard and Poor's, yabancı bankaların, Türk bankacılığındaki payının, Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri başta olmak üzere, diğer gelişmekte olan ülkelere oranla halen düşük düzeyde bulunduğunu bildirdi.
Standard and Poor's tarafından Türk bankacılık sektörü üzerine hazırlanan raporda, yabancı bankaların, Türkiye'de banka satın alma ve birleşme faaliyetlerindeki artışa rağmen, sektördeki yabancı payının, diğer gelişmekte olan ülkelere göre yetersiz olduğunu kaydedildi.
Türk bankacılık sektöründeki büyüme potansiyelinin, büyük yabancı bankaların gelmesine katkıda bulunduğunun belirtildiği raporda, 30 Eylül 2004 itibarıyla yüzde 5'in altında olan sektördeki yabancı payının, 30 Eylül 2005 itibarıyla yüzde 14'e yükseldiği, bu rakamın bile yabancı payının yüzde 90'ları aştığı Çek Cumhuriyeti, Bulgaristan ve Hırvatistan gibi Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin çok gerisinde olduğu vurgulandı.
Raporda, Türk bankacılık sektörünün, yabancılar açısından cazibesinin devam ettiği ve yabancı sermaye yatırımlarında önemli pay almaya devam edeceği, çünkü Türk bankacılık sektörünün, henüz doyuma ulaşmamış bir piyasa olarak, batı yarım küredeki en büyük fırsatlar arasında yer aldığı kaydedildi.
Türk bankacılık sektörünün, düşen enflasyon, nispeten yüksek büyüme oranı, Uluslararası Para Fonu (IMF) destekli program ve AB ile müzakereler gibi olumlu makro ekonomik gelişmeler açısından da fırsatlar sağladığı vurgulandı.
Alıntı hurriyet.com.tr
Avrupa tasarım yarışmasını 2 Türk kazandı
Almanya Tasarım Konseyi ve Almanya Duvar Kağıtları Vakfı tarafından geçen yıl Ekim ayında düzenlenen Avrupa tasarım yarışmasını Berlin'de yaşayan Hande Akçaylı ve Murat Koçyiğit adlı Türk tasarımcılar kazandı.
Avrupa'nın tüm ülkelerinden yaklaşık 500'ün üzerinde tasarımcının katıldığı yarışmada birinci olan Türk tasarımcılar, yarışmayı kazandıkları için çok mutlu olduklarını söylediler.
Köln kentindeki Uluslararası Mobilya Fuarı'nda (IMM) düzenlenen bir törenle 5 bin avro'luk para ödülünü alan Akçaylı ve Koçyiğit, Diva adlı duvar kağıdı tasarımlarının 1 aylık bir çalışmanın ürünü olduğunu belirterek, bu duvar kağıdının üretiminin de planlandığını kaydettiler.
Akçaylı, “Diva ürünü bir hafta süreyle fuarda sergilenecek. Aldığımız ödülü yeni tasarımlar için harcayacağız” dedi.
Türk tasarımcılara ödülünü veren Almanya Tasarım Konseyi Başkanı Andrej Kupetz, “Diva”nın normal bir duvar kağıdı olmadığını belirterek, “Diva, püsküllerden oluşan, alt kısmıyla üç boyutluluk kazanan bir duvar kağıdı. Püsküllerin yerden yüksekliği de kullanıcının zevkine bırakılmış. Eve misafir gelmeden önce püsküllü bölüme atılan bir düğüm ya da fiyonk ile ayrı bir anlam kazanan bir kağıt” dedi.
Alıntı hurriyet.com.tr
İTO Başkanı: Tedbir alınmazsa enerji açığımız olacak
- İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş, “Biz şu anda biliyoruz ki, 2007 yılından itibaren eğer gerekli tedbirleri almazsak dışa bağımlılığımız açısından ciddi bir enerji açığımız olacak” dedi.
Yalçıntaş, İTO Meclisi'nin Ocak ayı toplantısında yaptığı konuşmada, Hac sırasında yaşanan faciaya değinerek, gerekli önlemlerin alınması gerektiğini kaydetti.
Hac ve kurban ibadetlerinin Allah'a yakınlaşmak amacıyla yapıldığını belirten Yalçıntaş, her ibadetin arkasında bir hikmet aramak gerektiğini anlattı. Özellikle kurban bayramlarında, ekonomiye ciddi bir katkı sağlandığını ifade eden Yalçıntaş, Hac ibadetinin de kurban ibadetiyle kesiştiğini, 3 milyona yakın Müslüman'ın bir araya geldiğini söyledi.
“Bunun arkasında yatan hikmeti görebilmemiz gerekir” diyen Yalçıntaş, bu ibadetlerin çağın gereklerine uygun olarak yeniden düzenlemesi gerektiğini anlattı.
Yalçıntaş, şöyle devam etti:
“Bunu, kuru bir ibadet anlayışından kurtarıp, arkasındaki hikmeti aramak lazım. Buna ticari bir boyut katmak gerekir. Bu insanlar arasındaki ticaret faaliyetlerini artırmak lazım. İTO olarak İslam Ülkeleri Ticaret Odaları Birliği'ne bu yönde bir çalışma yapılaması için çağrıda bulunduk.”
Türkiye'nin son dönemlerde 2 büyük sıkıntı yaşadığını dile getiren Yalçıntaş, bunlardan birinin kuş gribi, diğerinin ise enerji olduğunu söyledi. Kuş gribi konusunda herkesin üzerine görev düştüğünü belirten Yalçıntaş, bilinçlenmenin önemine değindi.
Tavukçuluk sektöründe 20 bin kişinin çalıştığını bildiren Yalçıntaş, yan sektörlerle birlikte bu rakamın 200 bine ulaştığını, kuş gribi konusunda gerekli önlemler alınmaması halinde, ekonomiye ciddi bir yara getirebileceğini belirtti.
-TÜRKİYE'NİN ENERJİ SORUNU-
Türkiye'nin enerji dar boğazından geçtiğini ifade eden Yalçıntaş, şöyle devam etti:
“Biz eğer özel sektör olarak dünyada söz sahibi olmak, içinde yaşadığımız sıkıntılardan kurtulmak istiyorsak, iş adamlarımızın en önemli girdisi olan enerjinin ucuz, temiz ve de güvenilir ve devamlı olması gerekir. Özellikle petrol ve doğalgazda dışa bağımlılığımız var. Bu bağımlılık bizler için, bizlerin sunduğu hizmetlerin devamlılığı, güvenilirliği ve ucuzluğu açısından ciddi bir tehdit.”
Türkiye'nin enerji ihtiyacını tek bir kaynaktan temin etmesinin ileride sıkıntı doğurabileceğini anlatan Yalçıntaş, “Bizler Türk işadamları olarak enerji ihtiyacımızı mutlaka ucuz, temiz ve güvenli şekilde temin edebilmeliyiz” dedi.
Türkiye'nin bu konuda elinde imkanlar olduğuna belirten Yalçıntaş, bunların başında hidroelektrik santrallerin geldiğini, bu konuda Türkiye'nin yatırım yapması gerektiğini anlattı.
Enerjide dışa bağımlılığın azaltılmasın gerektiğinin altını çizen Yalçıntaş, Türkiye'nin kendi enerjisini ucuz bir şekilde ürütmesinin önemine işaret etti.
Nükleer enerji konusuna da değinen Yalçıntaş, şunları kaydetti:
“Biz şu anda biliyoruz ki 2007 yılından itibaren, eğer gerekli tedbirleri almazsak dışa bağımlılığımız açısından ciddi bir enerji açığımız olacak. Nükleer enerji gelişmiş ülkelerde sanayi altyapısının ayrılmaz bir parçası. Dünyada 31 ülkede 440 tane nükleer santral bulunuyor. AB'de enerjinin yüzde 30'dan fazlasını nükleer enerji oluşturuyor. İTO bu yıl bu konuyu masaya yatıracak.”
-KIZILAY GENEL BAŞKANI KÜÇÜKALİ'NİN KONUŞMASI-
Toplantıya katılan Kızılay Genel Başkanı Tekin Küçükali de, Türk Kızılayı'nın dünyanın herhangi bir bölgesinde meydana gelen felaketlerde Türk insanının merhamet elini oraya götürdüğünü, bunun da onurlu bir görev olduğunu söyledi.
Kızılay'ın son yıllarda dünyanın çeşitli bölgelerinde meydana gelen felaketlerde yaptığı yardımlardan bahseden Küçükali, Srilanka'da Budistlerin tapınağını da Kızılay'ın yaptığını, bu davranışın bütün dünyada konuşulduğunu anlattı.
Kızılay'ın hükümetten büyük destek gördüğünü ifade eden Küçükali, Cumhuriyet tarihinde Atatürk'ten sonra kendilerine en büyük bağışın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapıldığını söyledi.
Kızılay'ın eskisi gibi bir takım getirilerinin olmadığını kaydeden Küçükali, şunları söyledi:
“Kızılay, tamamen Türk insanın bağışlarıyla ayakta duruyor. Pakistan'la ilgili 3 milyon 17 bin kişi Türk Kızılayı'na para verdi. Bu çok büyük bir jest. Türk insanının yaptığı büyük fedakarlığı biz sırtımızda büyük bir ağırlık olarak hissediyoruz. Bu ağırlığın vebalinin ne kadar ağır olduğunu biliyoruz.”
Kızılay'ın, Kızılhaç Kızılay Federasyonu'nun 183 ülkesinin yarıştığı yarışmada 3. sırayı aldığını belirten Küçükali, “Biliniz ki Almanya'yı Fransa'yı geride bıraktık. Demek ki çalışınca oluyor. Ben inanıyorum ki Türk insanı birlik içinde olduğunda dünyada çok şeyler daha yapabilir” dedi.
Küçükali, kendisine yöneltilen bir soru üzerine, İstanbul'da olası bir felaket için hazırlık yaptıklarını söyledi.
Kızılay'ın 250 bin kişiyi barındıracak stokları olduğunu belirten Küçükali, bunun da dünyanın ikinci büyük gücü olduğunu söyledi.
Küçükali, Kızılay'ın 1999 yılında kötü bir rüya gördüğünü, artık o rüyadan uyandığını söyledi.
Küçükali ayrıca Kızılay'ın şeffaflığa önem verdiğini de belirterek, 6-7 ay içinde hesaplarını internet ortamına taşıyacağını bildirdi.
Alıntı hurriyet.com.tr