'EN SON BABALAR DUYAR'IN OYUNCUSU TACİZCİ ÇIKTI
İstanbul Devlet Opera ve Balesi korosunda görev yapan T.U., rejisör Altan Günbay tarafından telefonla taciz edildiğini iddia etti. Günbay, "Bu taciz değil iltifat" dedi.
24 Nisan 2006 Pazartesi 13:55
İŞTE O SESLİ MESAJ...
Kondüvit T.U'nun, "Batı Yakası Hikâyesi" adlı müzikalin rejisörlüğünü yapan emekli sanatçı Altan Günbay tarafından cep telefonuna bırakıldığını iddia ettiği sesli mesaj şöyle: "Diyorum ya; bu devirde Allah'ın bir lütfusun. Çünkü inan bana, kırk yaşındaki sevgiyi hissediyorum, üniversite öğrencisi gibi çok seviyorum seni. İnan, bana yaptıramayacağın hiçbir şey yok hayatta, anlıyor musun canım."
İŞTE SABAH'IN HABERİ...
Operada cinsel taciz suçlaması
İstanbul Devlet Opera ve Balesi'nin eski müdürü Suat Arıkan'la ilgili iddiaları araştıran Kültür Bakanlığı müfettişleri 19 sayfalık bir rapor hazırladı. Raporda, Altan Günbay'ın koro sanatçısı T.U.'yu telefonla "Allah'ın bir lütfusun. Seni bir üniversite öğrencisi gibi seviyorum" diyerek taciz ettiği iddiası da yer aldı. Günbay "İltifat ettim" dedi.
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Operada cinsel taciz suçlaması
İstanbul Devlet Opera ve Balesi korosunda görev yapan T.U., rejisör Altan Günbay tarafından telefonla taciz edildiğini iddia etti. Günbay, "Bu taciz değil iltifat" dedi.
İstanbul Devlet Opera ve Balesi'nin eski müdürü Suat Arıkan hakkında çeşitli şikâyet dilekçeleri üzerine Kültür ve Turizm Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından başlatılan soruşturma tamamlandı. Hazırlanan 19 sayfalık raporda tespit edilen usulsüzlükler maddeler halinde sıralandı. Raporda, Suat Arıkan'ın kadın sanatçılarla mesai saatleri dışında özel ilişki kurduğu ve iki çiftin boşanmasına neden olduğu iddia edildi. Arıkan'ın Mersin'de müdür olduğu dönemde kondüvit (sahne amiri) olarak görev yapan S.B.'nin cep telefonuna "Şu anda birlikte kaldığım aşk odasındayım" şeklinde mesaj geçtiği öne sürüldü. Olayın üzerinden iki yılı aşkın zaman geçmesi nedeniyle Suat Arıkan hakkında bir işlemyapılamadı. Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
'KOMPLİMAN YAPTIM'
Soruşturma sırasında müfettişler, başka bir taviz iddiasıyla daha karşılaştı. Koro sanatçısı T.U., "Batı Yakası Hikâyesi" adlı müzikalin rejisörlüğünü yapan emekli sanatçı Altan Günbay'ın, kendisini taciz ettiğini iddia etti. T.U. cep telefonuna Günbay'ın bıraktığını söylediği sesli aşk mesajlarını da müfettişlere dinletti. Bunun üzerine ifadesi alınan Günbay, T.U.'nun aralarında yakınlık kurmak amacıyla sık sık aradığını; kendisini beğenip, beğenmediğini gibi sorular sorduğunu iddia etti. Günbay, konuşmalardan da anlaşılacağı gibi T.U.'nun kendisini bu sözleri söylemeye teşvik ettiğini iddia etti. T.U.'nun kendisine, mesajı dinleteceğini söyleyerek şantaj yaptığını da öne süren Günbay, bu durumuT.U.'nun okuldan hocası Mesut İktu'ya da bildirdiğini aktardı. Günbay ayrıca konuşmanın iltifat ya da komplimandan öte olmadığını söyledi. Bu konuyla ilgili ifadesi alınan Suat Arıkan ise savunmasında, Günbay'ı bu konularla ilgili olarak defalarca uyardığını söyledi. Emekli olan Altan Günay'ın kurumla bağı kalmadığının vurguladığı raporda, bundan böyle kendisine bir görev verilmemesinden başka tedbir bulunmadığı kaydedildi. Ayrıca taciz suçunun şikâyete bağlı olduğu hatırlatıldı. Teftiş Kurulu Başkan Vekili Faruk Şahin'in imzasını taşıyan rapor, Turizm Bakanı Atilla Koç tarafından da onaylandı. Rapor şimdi yasal işlemlerin yapılması amacıyla İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'na gönderildi. Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
24-04-2006, 14:13
muzo
PKK'DAN KÜSTAH AÇIKLAMA
Eski DEP milletvekili ve DTP kurucularından Selim Sadak, güvenlik güçlerinin başlattığı operasyonların durdurulmasını istedi.
24 Nisan 2006 Pazartesi 12:48
DTP Nusaybin ilçe örgütü açılışına katılan Sadak, "sayın Genelkurmay Başkanı'na sesleniyorum. Operasyonları durdurun. Çünkü Kürtler yüzlerini başka tarafa döneceklerdir" dedi.
Sadak, "1992 yılında da sınıra yüz binlerce asker yığdılar, yurt içinde operasyonlar düzenlediler. Ama yine çare bulmadılar" dedi.
Selim Sadak, "çare çapulcu, hırsız, rantçı ve Şemdinli faailerinin üstüne gitmektir. Van savcısı sayın Ferhat Sarıkaya'nın işaret ettiği faillerin üstüne gitmektir. Bu halkın üstüne gitmek değil" diye konuştu.
"Her Nusaybinli, Amedli (Diyarbakır), Vanlı DTP başkanı oldu ve davadan vazgeçmedi" diyen Sadak, "çeteleri hedef gösteren savcıyı görevden aldılar. DTP öyle güçlü bir parti ki, Meclis'teki partiler yek vücut olup partimize saldırıyorlar" ifadesini kullandı.
Başbakan Erdoğan'a da seslenen Sadak, "Diyarbakır'da Kürt sorunu benim sorunumdur diyorsun, diğer yandan Şemdinli'ye gittiğin zaman da `Şemdinli halkının tanıklığını kabul etmiyorum' diyorsun. Peki o zaman Afrika'dan, Rize'den ya da Kasımpaşa'dan mı tanık getirsinler? Kürtlerin demokratik talepleri yerine getirilmelidir" dedi.
PKK'lıya yine 'gerilla' dedi
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin terör operasyonlarını durdurmasını da isteyen Selim Sadak, "Cudi'de, Gabar'da ne asker kanı, ne de Kürt gençlerinin kanı aksın. Hepsi bu ülkenin çocuklarıdır" diye konuştu.
"Anaların gözyaşları dinsin" diyen Selim Sadak, "şayet bu anaların gözyaşlarını anlamıyorsanız, çocukları Gabar'da öldürülen asker anaları ile Muş'ta öldürülen HPG gerillalarının (Ölen 14 PKK'lı) anaları mutlaka birbirlerini anlayıp bir araya geleceklerdir. Operasyonlar durdurulsun. Çünkü Kürtler yüzlerini başka tarafa çevirecektir. Korkarım o zaman kimsenin yapacağı bir şey olmaz. Ben dahil" dedi.
DTP yöneticilerinin tutuklanmasını da eleştiren Sadak, "bu partinin yöneticileri demir parmaklıklar arkasında bulunuyor. Bunu yapanlar utansın. Siyasetçileri aydınları cezaevine tıktılar" dedi.
24-04-2006, 16:03
muzo
ORGAN NAKLİ YAPAN DOKTOR GİZLİ KAMERAYA YAKALANDI!
Organ ticareti yaptığı iddialarını reddeden doktor, bir hastayla pazarlık yaparken gizli kameraya yakalandı.
24 Nisan 2006 Pazartesi 14:48
Yasadışı böbrek nakilleri yaptığı belirlenen ve hapis cezası ertelendiği için cezaevine girmeyen Doktor Yusuf Erçin Sönmez böbrek ticaretine devam ediyor. Sönmez'in bu defa da organ nakli için bir hastane kurduğu ortaya çıktı.
Uğur Dündar yönetimindeki Arena ekibi, ruhsatsız olduğu anlaşılan hastanede, böbrek nakillerinin yapıldığını ortaya çıkardı.
Türkiye, Doktor Yusuf Erçin Sönmez'i yasadışı böbrek nakilleriyle tanıdı. Arena'nın defalarca ekrana getirdiği olaylarda, Sönmez böbreğini satmak isteyen kişilerden birkaç bin dolar karşılığında aldığı organları İsrail'den gelen hastalara nakletmekle suçlanıyordu.
Doktor Yusuf Sönmez iddialar karşısında "hiç para almadım" dese de, bu işten büyük paralar kazandığı kamera kayıtlarından anlaşılıyordu.
Donörlere böbreği karşılığında birkaç bin dolar veren Yusuf Sönmezi yıllardır hastalıkla mücadele eden zengin hastalara 150 bin dolara kadar varan fiyatlarla nakil yapıyordu.
Sönmez yıllarca süren takip sonunda yargılandı ve yasadışı organ ticareti için çete kurmak suçlamasından 2005 yılında 1 yıl hapis cezası aldı. Ancak Yargıtay'ca da onanan ceza ertelendi.
Doktor Sönmez organ ticareti yaptığı gerekçesiyle memuriyetten atıldı. Türk Tabipler Birliği'nce de cezalandırıldı ancak hapse girmekten kurtulan Sönmez, Romanya, Bulgaristan, Moldovya gibi ülkelerden gelen yoksul kişilerin de böbreklerini satın alıp nakletmeye devam etti.
Organ ticaretinden kazandığı paralar sonunda Doktor Yusuf Sönmez'i bu ticareti daha büyük ölçekli bir hale getirmesini sağladı. Sönmez'in İstanbul Bostancı'da 'Sönmez Hospital' adında bir hastane açtığı ortaya çıktı.
Polisin yaptığı baskında, Sönmez'in bir kişinin böbreğini bir hastaya naklettiği anlaşıldı. Yusf Sönmez her zaman olduğu gibi bu iddiaları reddetti.
Yapılan operasyonların ardından 'Sönmez Hospital'ın organ nakli için kurulduğu ancak bunun için gerekli resmi izni alamadığı ortaya çıktı. Buna rağmen hastanede böbrek nakli yapıldığı tutanaklara geçirildi.
YASALARA UYGUN YERLER VAR
Arena yapımcısı Uğur Dündar, amaçlarının organ naklini engellemek olmadığını belirterek, "sadece organ nakli yasalara uygun şekilde yapılmalı. Bu işi ticarete çevirenler var. Onlara engel olmamız gerekiyor" dedi.
Dündar, Türkiye'de bu işi kurallarına uygun olarak yapan yerler bulunduğunun da altını çizdi.
24-04-2006, 16:04
muzo
TBMM ÜSTÜN HİZMET ÖDÜLLERİ AÇIKLANDI
TBMM Başkanı Bülent Arınç, aralarında Güler Sabancı, Neşet Ertaş, İbrahim Bodur, Abdülkadir Konukoğlu ve Nejat Eczacıbaşı'nın da bulunduğu 27 kişi ve kuruluşa TBMM Üstün Hizmet Ödülü verileceğini açıkladı.
24 Nisan 2006 Pazartesi 14:32
ANKARA - TBMM Başkanlık Divanı, Meclis Başkanı Bülent Arınç başkanlığında toplandı. Toplantı sonrasında bir açıklama yapan Arınç, Kültür Sanat ve Yayın Kurulu tarafından belirlenen ödül listesini TBMM Başkanlık Divanı'nın onayladığını söyledi. Arınç, ödüllerin 2 Mayıs Salı günü Meclis'te düzenlenecak törenle sahiplerini bulacağını söyledi.
Arınç'ın açıkladığı ödül alan kişi ve kuruluşlar şöyle:
Güler Sabancı, Oral Baytok ve Recai Gizer, Mehmet Erdemoğlu, Ömer Duruk, Zehra-Emine Kadıköylüoğlu, Cemil Özgür, Ahmet Eren, İzzet Baysal Vakfı, İbrahim Bodur, Hacı Ali Akın, Abdülkadir, Konukoğlu, Mehmet Tekerlek, Süheyla Tahanoğlu, Prof. Dr. Sabahaddin Zaim, Şakir Eczacıbaşı, Salih İşgören, MADO (Kahramanmaraş Yaşar Dondurma ve Gıda Maddeleri A.Ş), Hacı Boydak, Refik Altaş, Neşet Ertaş, Ahmet Çalık, Prof. Dr. Metin Sözen, Zeynel Abidin Erdem, Kazım Yılmaz, Şevket Yardımcı.
24-04-2006, 16:05
muzo
BOMBA VAR ZANNEDİLEN ÇANTADAN BEBEK ÇIKTI
Zonguldak'ın Ereğli İlçesi'nde, bir tuvaletin kadınlar bölümünde çanta içine konmuş 2 günlük bebek bulundu. Hastanede tedavi altına alınan bebeğe Ali Efe ismi verildi.
24 Nisan 2006 Pazartesi 14:12
BİLGİN AVCI
ZONGULDAK - Zonguldak'ın Ereğli İlçesi'nde, bir tuvaletin kadınlar bölümünde çanta içine konmuş 2 günlük bebek bulundu. Hastanede tedavi altına alınan bebeğe Ali Efe ismi verildi.
Alınan bilgiye göre, Ereğli İlçesi Devrim Bulvarı üzerindeki Abdi İpekçi Sergi Salonu'nun yanında bulunan kadınlar tuvaletine bırakılan çantanın içerisinde 2 günlük bir bebek bulundu. Kadınlar tuvaletinin işletmecisi Recep Aslan, tuvalete girenlerin içeride bir çanta olduğunu söylemesi üzerine bomba şüphesiyle çantayı hemen dışarı çıkarttığını söyledi. Aslan, çantayı açıp baktığında ise içerisinde bir bebek gördüğünü belirterek, "Çantanın içerisindeki bebek üç dört kat beze sarılmıştı. Hatta sesinin çıkmaması için ayrıca bir poşete konulmuştu. Bir ara çantayı bomba olma ihtimaline karşı dereye atmayı da düşündüm. Allah'tan vazgeçtim, açıp baktım" dedi.
Aslan'ın ihbarı üzerine olay yerine gelen polis ekipleri, bebeği Ereğli Devlet Hastanesi'ne kaldırdı. Hastanenin doğum servisinde tedavi altında alınan 2 günlük bebeğin sağlık durumunun iyi olduğu öğrenilirken, Kadın Doğum Servisi'nde görevli hemşire bebeğe Ali Efe ismini verdi. Polis, Ali Efe'nin annesini araştırıyor.
24-04-2006, 18:47
muzo
SORUŞTURMA VIZ...
NİKAHI YİNE KÜRTÇE KIYDI
Diyarbakır Sur Belediyesi Başkanı Abdullah Demirbaş, hakkında açılan soruşturmaya rağmen 20 çiftin resmi nikahını yine Kürtçe ve Türkçe kıydı.
24 Nisan 2006 Pazartesi 17:53
MUHARREM KONTAZ
DİYARBAKIR - Diyarbakır Sur Belediyesi Başkanı Abdullah Demirbaş, hakkında açılan soruşturmaya rağmen 20 çiftin resmi nikahını yine Kürtçe ve Türkçe kıydı.
Sur Belediyesi ve 2 mahalle muhtarı tarafından organize edilen toplu nikah töreninde dini nikahlı 20 çift, Kürtçe ve Türkçe kıyılan nikahla resmi olarak evlendi. Geçtiğimiz aylarda yine Sur Belediye Başkanlığı tarafından organize edilen nikah töreninde, 30 dini nikahlı çift için resmi tören düzenlenmiş ve bu çiftlerin nikahı Belediye Başkanı Demirbaş tarafından Kürtçe ve Türkçe kıyılmıştı. Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı'nca resmi nikah törenini Kürtçe ve Türkçe kıyan Belediye Başkanı hakkında soruşturma başlatılmıştı.
Sur Belediyesi Evlenme Salonu'nda gerçekleştirilen nikah törenine Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş, 20 imam nikahlı çift ve yakınları katıldı. Törende Kürtçe ve Türkçe konuşan Demirbaş, toplumsal bir yara olan dini nikahlı evliliğin resmiyet kazanmasının önemli olduğunu söyleyerek, "Kürtçe kıyılan nikah, demokrasinin gereğidir" dedi.
Kürtçe ve Türkçe kıyılan nikah sonrasında Başkan Abdullah Demirbaş, evlilik cüzdanlarını evin mimarı olan kadınlara verdi. Düzenlenen nikah törenine bazı çiftlerin çocuklarıyla katılması dikkatlerden kaçmadı.
Yalova'da, 17 Ağustos 1999 depreminde çökerek 316 kişiye mezar olan Yüksel Sitesi'ni yapan şirketin ortak ve sorumlularına 50 YTL para cezası verildi.
24 Nisan 2006 Pazartesi 18:07
SAİM ÇOTUK
YALOVA - Yalova'da, 17 Ağustos 1999 depreminde çökerek 316 kişiye mezar olan Yüksel Sitesi'ni yapan şirketin ortak ve sorumlularına 50 YTL para cezası verildi. Sanıklara 1 ila 2 yıl arasında verilen hapis cezaları ise ertelendi.
Yalova Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, Yüksel İnşaat şirketinin ortaklarından Güven Sazak, Mehmet Sert ile site inşaatının projelerini hazırlayan yüksek mühendis Ahmet Göncer Ayalp, İrfan Tufan ve Niyazi Çavuşoğlu suçlu bulundu. Yüksel Sitesi'nde yakınlarını kaybedenlerin de katıldığı duruşmada müdahil avukat Şaban Tatar ve Evrim İnal, site enkazında 316 kişinin öldüğünü belirterek, suçluların cezalandırılmasını istedi. Site yöneticilerinden hiç kimsenin katılmadığı duruşmada, sanık avukatları Faruk Ceylan, Adil Levent, Hasan Kepenek, Mahmut Bayram ve İsmail Altay ise, müvekkillerinin suçsuz olduğunu söyleyerek, beraatini istedi.
Sanık avukatı Faruk Ceylan, Yüksel Sitesi inşaatının 1972 yılında 1968 deprem yönetmeliğine göre yapıldığını, 1968 deprem yönetmeliğinin de yetersiz kaldığının anlaşılması üzerine 1997 yılında yeni bir deprem yönetmeliği çıktığını belirterek, 17 Ağustos'taki yıkımın deprem yönetmeliğinden kaynaklandığını öne sürdü ve müvekkillerinin beraatini talep etti.
Müdahil avukat Şaban Tatar ise, yıkımın binalarda eksik malzeme ve donatı kullanılmasından kaynaklandığının bilirkişi raporlarında ortaya çıktığını ifade ederek, "1968 yılı deprem yönetmeliğine göre yapılan birçok bina halen ayakta. Yapılan bilirkişi araştırmasında Yüksel İnşaat'ta yüzde 40 oranında eksik donatı kullanıldığı tespit edilmiştir. Suçluların cezalandırılmasını talep ediyoruz" dedi.
7 yıldan beri devam eden davanın son duruşması yaklaşık 4 saat sürdü. Ağır Ceza Reisi Celal Ünal, duruşmaya iki kez ara vererek, müzakere talebinde bulundu. Sanıklardan Yılmaz Dursun Sazak'ın öldüğü için davadan düşürülmesine karar verildi. Diğer sanıklardan Güven Sazak, Mehmet Sert, Ahmet Göncer Ayalp'e 2'şer yıl hapis ve 50 YTL para cezası verildi. Mahkeme, sanıkların mahkemedeki iyi hali ve yaşlarını göz önünde bulundurarak cezayı 1 yıl 8 aya indirip erteledi. Diğer sanıklardan İrfan Tufan ve Niyazi Çavuşoğlu ise, sorumluluk oranı sebebiyle 3 yıl 6'şar ay hapis ve 60 YTL para cezasına çarptırıldı. Mahkeme, bu sanıkların da mahkemedeki iyi halini göz önünde bulundurarak cezayı 2 yıl 11 aya indirip erteledi.
17 Ağustos depreminde Yüksel Sitesi enkazında yakınlarını kaybeden Musa Temel, Nusret Özer, Mustafa Temel, Nimet Özer Başarır, karar sonrasında ortak bir açıklama yaparak, "316 kişi öldü. Davada neredeyse ölenler suçlanacaktı. Tek suçumuz depreme Yüksel Sitesi'nde yakalanmamız. Suçluların aldıkları ceza, yetersiz olsa da acılarımızı kısmen hafifletti" dedi.
24-04-2006, 19:17
muzo
ÖFKELİ KOCA EŞİNİ KASIKLARINDAN VURDU
Antalya'da, kendisinden 4 aydır ayrı yaşadığını iddia ettiği karısının çalıştığı işyerine giden öfkeli koca, kendisiyle konuşmak istemeyen karısını kasıklarından tabancayla vurarak yaraladı.
24 Nisan 2006 Pazartesi 19:06
SABRİ ÇAĞLAR
ANTALYA - Antalya'da, kendisinden 4 aydır ayrı yaşadığını iddia ettiği karısının çalıştığı işyerine giden öfkeli koca, kendisiyle konuşmak istemeyen karısını kasıklarından tabancayla vurarak yaraladı.
Edinilen bilgiye göre olay, bugün saat 16.30 sıralarında Arapsuyu Mahallesi 640 Sokak üzerinde bulunan bir mağazada meydana geldi. 4 aydır ayrı yaşadığını öne sürdüğü karısı Dilek Gücüm'ün (35) çalıştığı işyerine giden Bülent Gücüm, konuşma talebi reddedilince, yanında getirdiği ruhsatsız tabancasıyla karısını kasığından vurarak yaraladı. Yaralı kadın, ambulansla Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Acil Servisi'ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Olay yerine gelen polis ekiplerine teslim olan koca, ifadesi alınmak üzere Bahçelievler Polis Merkezi'ne götürüldü.
Polis olayla ilgili soruşturma başlatırken, gözaltına alınan şahsın sorgusunun devam ettiği öğrenildi.
24-04-2006, 19:18
muzo
BELEDİYE BAŞKANINA GÖREVDEN UZAKLAŞTIRMA
Balıkesir'in Havran İlçesi'nin Anavatan Parti'li Belediye Başkanı Mustafa İrtürk, süresiz olarak görevden uzaklaştırıldı.
24 Nisan 2006 Pazartesi 19:05
BALIKESİR - Balıkesir'in Havran İlçesi'nin Anavatan Parti'li Belediye Başkanı Mustafa İrtürk, süresiz olarak görevden uzaklaştırıldı.
Belediye Başkanı Mustafa İrtürk'ün İçişleri Bakanlığı tarafından görevden el çektirildiğiyle ilgili yazının Balıkesir Valiliği tarafından Havran Kaymakamlığı'na gönderildiği doğrulanırken, yazının gelmesinden 2 gün önce İrtürk'ün rahatsızlığı sebebiyle izne ayrıldığı, bunun için kararın kendisine yaklaşık bir haftadan beri tebellüğ edilemediği öğrenildi.
İrtürk, usulsüzlükten dolayı 4 yıl hapis cezasına çarptırılmış, karar temyiz mahkemesi tarafından da onanmıştı. İrtürk'ün bu yüzden görevden alındığı belirtildi. Başkanlığa meclis üyesi Levent Gökalp vekalet ederken, Mustafa İrtürk'ün nerede olduğu bilinmiyor.