-
Temel ve Turist
Temel İstanbul boğazında tekneyle turist gezdiriyormuş. Bir gün bir Amerikalıyı almış, başlamışlar tura. Adam bir saray görüp sormus:
- Bu ne kadar zamanda yapıldı?
Temel:
- 10 yılda
demiş.
Adam:
- Yazık, bizde olsa 5 yılda biterdi.
Derken bir cami görüp sormus:
- Bu ne kadar zamanda yapıldı?
Temel:
- 5 yılda
demiş.
Adam tekrar:
- Yazık, bizde olsa 2 yılda biterdi
demiş.
Temel sinirlenmeye başlamış. Bir tarihi yapı daha görmüşler, turist tekrar sormus, Temel:
- 2 yılda
demiş.
Adam:
- Vah vah! bizde olsa 1 yılda biterdi
demiş. Derken tam o sırada Boğaz Köprüsü`nün altına gelmişler. Amerikalı köprüyü göstererek tekrar sormus:
- Peki bu ne kadar zamanda yapıldı?.
İyice sinirlenen Temel cevabı yapıştırmış:
- Hangisi? Bu mu? Bilmem, vallaha dün burada yoktu!!!...
-
Kızılderili Avı
Temel ve İdris işsiz güçsuz,ağızları açlıktan kokar bir şekilde gezerlerken bir kahveye girer ve otururlar ve konuşmaya başlarlar;
- "para yok pul ne bok yiyeceğiz"
diye.Gaezetede iş ilanlarına bakarken gözlerine bir reklam ilişir ve okurlar.İlanda bir kızıldereli kafası getirene 1000$ veriliyor.Temel hemen atılır:
-"Kalk İdris Amerika'ya gidiyoruz."
Bunlar Amerikaya varırlar.Ara tara haftalarca bir tane bile kızıldereli bulamazlar.Yorgunluktan bitkin bir şekilde bir ağacın altına oturur ve uyumaya başlarlar.Temel gözünü bir açar birde ne görsün binlerce kızıldereli oklarını onlara doğru çevirmiş bekliyorlar.Temel hemen İdris'i uyandırır ve:
-"Ula İdris kalk kalk paranın ***** koyduk".
-
Zenci ]
Zencinin biri Türkiye'ye gelecekmiş.
Gelmek üzere yola çıktığında pasaportunu kaybettiğini anlamış.
Üzgün üzgün yürürken yerde bir pasaport bulmuş.
Üzerinde Leonardo Di Caprio yazıyormuş.
Çaktırmadan pasaportu atmış cebine düşmüş yola.
Kapıkule'ye geldiğinde gümrük memurları Temel ve Dursun zenciye
pasaport sormuşlar.
Zenci yerde bulduğu pasaportu Temel'e vermiş.
Temel uzun uzun pasaporta bakmış.
Sonra zenciye bakmış,dönüp Dursun'a sormuş:
- Ula Dursun, Titanic Batti miydii, Yandi miydii....
-
İdrar Tahlili
]temel bir gün hastaneye gitmiş. bir bakmış ki köşede bir adamcağız hüngür hüngür ağlıyor.
Temel sormuş:
- Ula uşağum niye ağlayısun?
Adam elindeki dört parmağı göstererek
- Kan tahlili yaptırmaya geldim parmağımı kestiler
demiş.
Bu sefer Temel ağlamaya başlamış adam sormuş
- Peki sen niye ağlıyorsun?
Temel de
- Ula uşağum ben de buraya idrar tahlili yaptırmaya geldum
demiş!!!
-
Brejnev Kübada
Brejnev, Küba''ya gelecekmiş. Kübalılar toplanmış, bir hoşluk yapacaklar. Ülkenin en iyi ressamına başvurmuşlar. Bir tablo yap. Adı "Brejnev Küba da" olsun diye.
Ressam:
" - Hadi oradan" demiş.
" - Ben adamı görmedim bile. Adam hayatında Küba''ya gelmedi. Şimdi ben nasıl "Brejnev Küba da" diye atmasyondan resim yaparım?"
Tesadüf bu ya. Bizim Temel, puro almaya Havana''ya gelmiş o sırada. Sıkıntıyı duymuş.
" - Ben size istediğiniz tabloyu yaparım. Bana bir sandık puro verirseniz" diye.
Vermişler.
Temel bir hafta sonra, Kübalılar''ı çağırmış.
" - İşte tablonuz" demiş. Tuvalin üzerini örten bezi hızla aşağı çekivermiş. Kübalılar da donuvermişler. Tabloda, yatakta iki kişi, al takke ver külah.
" - Bu ne?" diye gürlemiş Turizm Bakanı.
" - Bu ne?.. Bu kadın kim?.."
" - Brejnev''in karısı!" demiş, Temel.
" - Peki bu üstündeki adam kim?"
" - Brejnev''in uşağı!.."
" - Peki Brejnev nerde ulan!.."
" - Brejnev Küba''da" demiş Temel!
-
Cowboy Temel
Temel batilarin en iyi cowboy'umus. Temel bir bara girmis ve ickisini icmis ve hesabi odemeden cikmis disari. 3 dakika sonra geri gelmis ve sinirli bir sekilde:
- Benim atimi kim caldiysa hemen geri versin.
Hic kimsede ses yok ve Temel bir kez daha:
- Atim 5 dakikadan gelmezse 1980'de yaptigimi bugunde yaparim, demis.
Herkes korkmaya baslamis. Sonra Temel'in atini getirmisler. Iclerinden biri dayanamamis ve sormus:
- 1980'de ne oldu, diye.
Temel adama dogru donmus:
- 1980'de yine atim calinmisti, bende.... yuruyerek eve gittim
-
ÜÇ DİLEK
Temel ve Dursun, kumsalda gezerken, bir de bakmışlar önlerinde Alaeddin’in Sihirli Lambası duruyor.. Almışlar ellerine lambayı söyle bir dokunup okşamışlar. Fiiiiiiisssssssss… Cin dışarıda. Cin, bir Temel’e bakmış, bir Dursun’a. İki laz.. Sonra dile gelmis:
- Kusura bakmayın ben sizinle uğraşamam.. Alin size üçer yumurta, her kirdiginiz yumurta icin bir dilek tutun. İstekleriniz yerine gelsin…Cin uçup gitmiş lambasına, Temel ile Dursun ellerinde yumurtalarla ayrilmislar
kumsaldan. Aradan yillar gecmis. Bu olaydan cok zaman sonra iki eski dost
karsılaşmışlar. bir gün. Temel, Dursun’a sormuş:
- Ula Tursin, ne ettun yimirtalari?
- Valla, demis Temel, ilkini kirdim, cok para istedum, hic bitmeyen bir param var..
- Eeee! Ikincisu…
- Onu da kirdim, cok guzel bir hatun istedum. Simdi dunyalar guzeli bir karim var..
- Ya ucuncusunu neettun?
- Onu da kirdum, saglik istedum.. Hic hastalanmadan yasayip cideyrum.. --- Peki sen ne ettun yimirtalari?
Temel huzunle basini sallamis,
- Sorma sorma demis, senden ayrildim eve celdum, tam esikten gireyiken ayagum takildi, yumurtanin biri yere dusti kirildi… Ben de, ‘hassittir be’
dedum.. Demez olaydum,evin ici ‘çük’ doldi..
- Eeee! Sonra? demis Dursun,
- Bir ev dolusu çükle ne yapayim, dedim, kirdim ikincuyu, butun çük’leri geri goturmesini istedum.
- Yaaa! Peki sonunciyi ne ettun?
- Ne edecegum? Kirdim sonuncuyu da, hacan benimkini geri getir, dedum da…
-
Yabancı dil
Temel ile Dursun Sultanahmette
gezinirken bir turist gelip kendilerine bir adres sorar.Turist
ingilizce,almanca,fransızca sorar
fakat bizimkiler anlamaz...
-Ula dursun bir yabancı dil öğrenemedik gitti, der
Dursun:
-Ula neye yarayacakki bak adam üç
dil biliyor yine derdini anlatamıyo
-
Oflu ile Çinli
Çinli'nin biri of'da bir kahvehaneye girer yüksek bir sesle
- İçinizde bana yan bakan delikanlı varmı diye sorar,
Tabi bizim sazan Temel,
- Ben varım diye atlar,
İkisi beraber dışarıya çıkar, aradan beş dakika geçer ve Temel gözü morarmış bir halde kahveden içeri girer, hemen ardından giren Çinli'de kasıla kasıla Temel'i göstererek
- Ona yokohamanın tekmesi tekniğiyle vurdum der,
Ertesi gün çinli yine kahveye gelir, herkese meydan okur, Temel tekrar kalkar, dışarıya çıktıktan beş dakika sonra Temel burnu kırılmış diğer gözü morarmış bir vaziyette içeri girer, arkasından içeri giren Çinli yine Temel'i göstererek
- Bu kez ona ejderin yumruğu tekniğiyle vurdum der
Üçüncü gün Çinli'nin restini yine Temel görür, ikisi beraber dışarı çıkarlar, herkes Temel'i beklerken, Çinli ağzı burnu kırılmış, üstü başı kan revan içinde içeri girer, hemen arkasından kasıla kasıla kahveye giren Temel, eliyle Çinliyi işaret ederek
- Ona Toyota'nın kirikosuyla vurdum
der !...
-
Fare Kapanı
Temel bilim adamıdır,bulmuş olduğu yeni icadın (fare kapanı) telif
hakkını almak için Dursun'a gitmiş.
-"Ula Dursun, ha bunun telif hakkını bana ver bakayum" demiş.
dursun :
-"hele bi dur bakalım, icadı bana bi anlat."
demiş.
-"tamam"
demiş temel ve başlamış anlatmaya:
-"bak şimdi dursun, fare şu ufak köprünün üstünden geçecek, köprünün sonuna gelecek, jiletin arkasındaki peyniri almak için yerde duran jiletin üstüne gelecek,
jilet kafasını kesecek ve fare ölecek demiş.
dursun:
-"olmaz"
demiş,
-"bu jilet sağa sola hareket etmiyor ki kafasını kessin Farenin"
demiş . Temel de
-"o zaman bu kapanın üzerinde biraz daha çalışayım"
demiş kapanı almış gitmiş. Aradan bir gün geçmiş, temel yine Dursun'un
yanına gelmiş:
-"ula dursun, bu sefer yaptım fare kapanını, ver telif hakkını" demiş.
Dursun kapana bi bakmış kapan aynı kapan ..Sadece peynirin olmadığını görmüş ve temele:
-"anlat bakayım nasıl yaptun oni"
demiş, temel başlamış anlatmaya:
-"bak Dursun demiş fare köprüyü geçecek, jiletin üstüne gelince bakacak ki peynir yok , çok şaşıracak ve Allah Allah diyerek kafasını sağa sola sallayacak ve ölecek"
demiş.