-
Dikkat! Sağanak yağış geliyor!
Meteoroloji'den İstanbullulara sağanak yağış uyarısı...08 Haziran 2006 22:04
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Afet Koordinasyon Merkezi (AKOM), İstanbulluları, aralıklarla cumartesi günü öğle saatlerine kadar devam etmesi beklenen sağanak yağış konusunda uyardı.
AKOM'dan yapılan yazılı açıklamada, İstanbul'un Anadolu Yakası ve Boğaz çevresinin, bugün saat 18.30'dan itibaren şiddetli ve gök gürültülü sağanak yağışın etkisi altına girdiği belirtildi.
Yağışın, yarın sabah saatlerinden itibaren tüm İstanbul genelinde tekrarlamasının beklendiği, yağışla birlikte hava sıcaklığının 2-3 derece azalacağının tahmin edildiği kaydedilen açıklamada, yağışın aralıklarla cumartesi günü öğle saatlerine kadar devam etmesinin beklendiği bildirildi.
Açıklamada, AKOM'un, İstanbul genelinde kanal kapaklarının açık tutulması başta olmak üzere su baskınlarına karşı gerekli tedbirleri aldığı, Yol Bakım Müdürlüğü ve İtfaiye Daire Başkanlığı ekiplerinin, ortaya çıkabilecek olumsuz şartlara karşı hazır bekletildiği belirtilerek, sürücülerin, şiddetli yağışın oluşturacağı su baskınları, göllenmeler başta olmak üzere tüm olumsuzluklara karşı hazırlıklı ve tedbirli olmaları gerektiği vurgulandı.
-
TECAVÜZ ETTİKLERİ 15 YAŞINDAKİ KIZIN AİLESİNİ TEHDİT ETTİLER
Sakarya'da 15 yaşındaki T.Ö. tecavüze uğradığını öne sürdü. Genç kızın ailesi, olayı saklamaları için, zanlılar tarafından ölümle tehdit edildiklerini iddia etti.
09 Haziran 2006 Cuma 10:23
Sakarya'nın Akyazı ilçesinde prefabrike konutlarda yaşayan 15 yaşındaki T.Ö. adlı lise öğrencisi kız, 3 genç tarafından tecavüze uğradığını iddia etti. Genç kızın ailesi, olayı saklamaları için, zanlılar tarafından ölümle tehdit edildiklerini öne sürdüler.
Akyazı Cumhuriyet Savcılığı'nın soruşturma başlattığı tecavüz iddiası 15 Mayıs'ta meydana geldi. Singapur Prefabrik konutlarında kalan Kız Meslek Lisesi ögrencisi T.Ö., ifadesinde şunları öne sürdü:
"Ablam ve iki arkadaşımla internet kafeye gittik. Burada daha önce tanımadığım E.Y. (17), İ.D (19) ve H.D. (19) yanıma gelerek beni eve götürmeyi teklif etti. Ben teklifi reddederek, ablam ve arkadaşlarımla kafeden ayrıldım. Eve giderken, kırmızı renkli bir araç çevremde dolaşmaya başladı. Ben de korktum ve saklandım. Araç gidince eve doğru tekrar yürümeye başladığımda, bu kez yeşil renkli bir minibüsle yanıma gelen E.Y., İ.D. ve H.D., beni arabaya bindirdiler. 'Nereye götürüyorsunuz?' diye bağırınca, E.Y. bir arkadaşının evine gideceğimizi söyledi. Zümrüt Çocuk Yuvası'nın karşısındaki 2 katlı bir eve geldik. Burada önce E.Y., daha sonra İ.D. ve H.D. benimle zorla ilişkiye girdiler."
Zanlılar serbest bırakıldı
Genç kızın olayı ailesine anlatmasının ardından AKP Sakarya Milletvekili Recep Yıldırım'ın yeğeni olduğu öne sürülen E. Y. gözaltına alındı. Y. ifadesinde, T.Ö. ile kendi isteği üzerine ilişkiye girdiğini iddia etti. Yakalanan İ.D. ve H.D. de aynı yönde ifade verdiler. 3 zanlı da tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Tecavüze uğradığı doktor raporuyla da belgelenen T.Ö. ifadesini alan Cumhuriyet Savcısı'nın kendisine, "Kendi rızanla gitmişsindir" diyerek kızdığını öne sürdü.
'Namusun bedeli mi olur?'
Genç kızın annesi Z.Ö. de tecavüz olayının ardından E.Y.'nin ailesi tarafından ölümle tehdit edildiklerini öne sürerek, "Yakınları olan milletvekili yıllarca burada belediye başkanlığı yaptığı için herkes tanır. Korkumuzdan 24 Mayıs'ta Cumhuriyet Savcılığı'na dilekçe vererek kızımın kendi rızasıyla ilişkiye girdiğini söylemek zorunda kaldık.
E.Y.'nin babası bize davadan vazgeçmemiz için 35 bin YTL para ile bir daire teklif etti. Namusun bedeli mi olur? Can güvenliğimiz kalmadı" diye konuştu.
E.Y.'nin amcası olduğu iddia edilen milletvekili Yıldırım da, "Olayı tasvip etmem mümkün değil. Bunu yapan benim yeğenim de olsa asla kabul edemem" dedi.
-
İSVEÇ'TEN GELDİ İNTERNETTEN TANIŞTIĞI GENÇLE BULUŞTU VURULDU
İsveç’ten tatil için geldiği Bursa’da, internette tanıştığı kişiyle buluşan genç kız, kardeşinin arkadaşı tarafından silahla ağır yaralandı.
09 Haziran 2006 Cuma 10:18
İsveç’ten tatil için geldiği Bursa’da, internette tanıştığı kişiyle buluşan genç kız, kardeşinin arkadaşı tarafından silahla ağır yaralandı.
Alınan bilgiye göre, İsveç’te bir lisede öğrenim gören T.T. (19), 21 Nisan’da tatil için Bursa’daki yakınlarının yanına geldi. T.T’nin,
daha önce internette tanıştığı Yunus Y. (19) ile Yıldırım Doğa Parkı’nda buluştuğunu öğrenen kardeşi E.T. (18), arkadaşları Suvabi E. ve Mehmet B. ile bir otomobille parka geldi. Suvabi E, birlikte gördükleri T.T. ve Yunus Y’ye elindeki pompalı tüfekle 3 el ateş etti. Kurşunlardan 2’sinin isabet etmesi sonucu ağır yaralanan genç kız ile bir kurşunla yaralanan Yunus Y, 112 Acil Servis ekipleri tarafından Şevket Yılmaz Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Genç kızın sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu, olayla ilgili 3 kişinin de gözaltına alındığı bildirildi.
-
YUH YANİ!.. KABE'NİN ÖRTÜSÜNÜ DE ÇALDILAR
Uşak'ta başlayıp Kahramanmaraş'ta süren müze skandallarına Topkapı Sarayı da eklendi. Envantere kayıtlı 43 eserin depolarda kaybolduğu ortaya çıktı. Bakanlık, sarayda genel sayım başlattı
09 Haziran 2006 Cuma 10:15
Karun Hazinesi'nin soyulmasıyla patlak veren müzeler skandalına İstanbul Topkapı Sarayı da eklendi. Milliyet'in 25 Aralık 2005 tarihinde "Tarihimizi süpürüyoruz" manşetiyle duyurduğu haberle başlayan Topkapı Sarayı'ndaki soruşturma sonucunda Padişah Elbiseleri, Avadancılar ve Güzel Yazmalar bölümlerinde toplam envantere kayıtlı 43 eserin kayıp olduğu belirlendi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, müfettiş raporları üzerine sarayda Kutsal Emanetler ve Hazine Bölümü'nü de kapsayan genel bir sayım başlattı.
Çalışma 4 ay sürdü
Topkapı Sarayı uzmanlarınca fotoğraflanan müzenin içler acısı haldeki depo görüntüleri Milliyet'te yayımlandıktan sonra, Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç'un talimatıyla soruşturma başlatılmıştı.
Görevlendirilen iki müfettiş 4 ay boyunca depolardaki envanterleri tek tek gözden geçirerek nisan ayında tamamladıkları raporu, Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç'un onayına sundu. İncelenen depolarda 43 eserin kaybolduğu ortaya çıktı.
Koç: Utanç verici
Raporda şu ifadelere yer verildi:
"6 Mayıs 2005 tarihli devir teslim tutanağı baz alınarak yapılan soruşturma neticesinde, Padişah Elbiseleri ve Avadancılar bölümlerinde 'Kâbe Örtüsü' başta olmak üzere çok sayıda eserin kaybolduğu belirlendi.
Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç'un 'Utanç Verici' olarak nitelendirdiği saraydaki durum, ayni ile vakidir. Üst makamlarda görev alan bürokratların son 30 yıldır gösterdikleri basiretsizlik maalesef saray idaresinin sorumluluğunu hukuken örter niteliktedir.
Devir teslim sonuçlanmıyor
Avadanlar ve Padişah Elbiseleri bölümlerinde 3 yılı aşkın bir süredir devir teslim işlemleri sonuçlandırılamıyor.
Müze dışından istenen uzmanlarca oluşturulacak bir komisyonla bu bölümdeki eserler tek tek incelenecek. Komisyon kararı doğrultusunda eksik eserler, sorumlusu Hülya Tezcan'a, Güzel Yazmalar Bölümü'nde Filiz Çağman'ın zimmetinde bulunan Gülendam Nakipoğlu'na devri sırasında müfettişler tarafından yapılan sayımda ortaya çıkan ve diğer bölümlerde bulunamayan 49/663 envanter numaralı levhanın da Çağman'a ödettirilmesine karar verildi.
Mimar Sinan'ın da ustalığını yaptığı Topkapı Sarayı'ndaki atölye ve işliklerden bugün sadece sedefhane ve fotoğrafhane günümüze gelebilmiştir. Bu iki atölyede teknik donanım ve personel açısından yetersizdir."
KAYBOLAN ESERLER
Müfettişlerin yaptıkları incelemeler sonucunda sarayda kaybolduğu belirlenen tarihi eserlerin listesi ve envanter numaraları şöyle:
GÜZEL YAZMALAR BÖLÜMÜ:
49/663 El Yazması Levha
PADİŞAH ELBİSELERİ BÖLÜMÜ:
13/526 Kaftanın etiketi
13/874 Kazaki'nin yeleği
13/1538 Kumaş seccadenin çerçevesi
13/1675 Kumaş parçası
13/1984 Pabucun bağı
13/2004 Pelerinin kurdelesi
13/2029 Halı seccadenin tahta çerçevesi
13/2124 Kavuğun tepeliği
13/2159 Halı seccadenin tahta çerçevesi
13/854 Kılıç kayış altınyaldız kakma tezginatlı tokası
AVADANCILAR BÖLÜMÜ:
24/145 Kâbe kapı perdesi
24/174 Kâbe perdesinin yuvarlak yeşil kutusu
24/638 Kisve-i saadet kuşağının astarı
24/650 Kabe perdesinin dokuma parçası
24/771 Torba
24/815 Kumaş parçası
24/825 Örtünün etiketi
24/849 Sanduka örtüsünün etiketi
24/857 Örtünün etiketi
24/881 Sanduka örtüsünün etiketi
24/888 Sanduka örtüsü torbası
24/890 Kisvenin torba ve etiketi
24/903 Çuha parçasının etiketi
24/906 Sandık örtüsünün astarı
24/1402 Deve başlığının gümüş paftası
24/1454 Mahmel takımından kesilen saçakların torbası
24/1456 Mahmel püskülünün torbası
24/1470 Örtünün etiketi
24/1711 Sarığın mevcut olan kavuğu
24/1715 Sarığın etiketi
24/1718 Kavuğun etiketi
24/1728 Hokka kapağı
24/1757 Kavuğun etiketi
24/1943 Mürekkep
24/1946 Hacıyağı şişesi
24/1956 Hasırdan örme sepet
24/1961 Torba
24/1962 Yazılı bez
24/2004 Alemin yuvarlak yeşil kutusu
24/2056 Mahmil-i şerif muhafazası kılıfı
24/2120 Külah
24/2261 Bohçanın etiketi
-
SON DAKİKA!.. LİSE SONLARA ÖSS İZNİ
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, ÖSS nedeniyle, ortaöğretim kurumları son sınıf öğrencilerinin 12-19 Haziran arasında izinli sayılmalarına ilişkin genelge yayınladı
09 Haziran 2006 Cuma 12:30
ANKARA - Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, lise son sınıf öğrencilerinin Öğrenci Seçme Sınavı'na (ÖSS) psikolojik olarak daha rahat girmeleri ve streslerinin azaltılması amacıyla 12-19 Haziran tarihleri arasında izinli sayılmalarına ilişkin genelge yayınladı.
Çelik, bugün yayınladığı genelgede, Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Sınıf Geçme ve Sınav Yönetmeliği'ne göre 2005-2006 ders yılının 19 Haziran'da sona ereceğini anımsattı.
ÖSS'nin 18 Haziran 2006 tarihinde yapılacağını belirten Çelik, genelgesinde şunları kaydetti:
'Sınav haftasına girilmiş olması, öğrencilerin sınavlara psikolojik olarak daha rahat girmelerinin sağlanması ve bu yöndeki motivasyonlarının artırılması, yıl boyu yoğun bir çalışma temposu
gösteren öğrencilerin sınav streslerinin azaltılması amacıyla; öğretim programlarının ve yıl içinde yapılan yazılı, sözlü ve benzeri değerlendirmelerin tamamlanmış olması da dikkate alınarak, 2005-2006 öğretim yılı ortaöğretim kurumları son sınıf öğrencilerinin bu yıla
mahsus olmak üzere 12-19 Haziran 2006 tarihleri arasında izinli sayılmaları, devamsızlıklarının 9 Haziran 2006 tarihi itibariyle değerlendirilmesi uygun görülmüştür.
Ancak, 3308 sayılı Kanun hükümlerine göre işletmelerde beceri eğitimi gören öğrencilerin ders yılının son haftasında yapılması gereken yıl sonu beceri sınavları, çalışma takviminde belirtilen
tarihlerde yapılacaktır.'
-
EŞİNİ ÖLDÜRDÜ, 30 YIL HAPİS VEREN MAHKEMEYE TEŞEKKÜR ETTİ
Yenidoğan Mahallesi 3 Sokak 13 numaradaki evlerinde 1 Ekim 2004’de eşini öldürdükten sonra yakalanıp tutuklanan Ümit Ekmekçi, Adana 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde karar duruşmasına çıktı.
09 Haziran 2006 Cuma 13:19
ADANA’da kendisinden boşanmak isteyen 12 yıllık eşi 27 yaşındaki Sebiha Ekmekçi’yi tabancayla öldürdüğü iddia edilen 28 yaşındaki bakkal Ümit Ekmekçi, 30 yıl hapse mahkum edildiğinin açıklanmasının ardından mahkeme heyetine teşekkür edip, ‘İyi çalışmalar’ diledi.
Yenidoğan Mahallesi 3 Sokak 13 numaradaki evlerinde 1 Ekim 2004’de eşini öldürdükten sonra yakalanıp tutuklanan Ümit Ekmekçi, Adana 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde karar duruşmasına çıktı. Hakkında ömür boyu hapis cezası istenen Ekmekçi, avukatı Mehmet Yılmaz’ın, “Müvekkilim aldığı esrarın etkisiyle bilinç dışı eşini öldürmüştür. Rapor alınmasını istiyorum' diye savunma yapması üzerine söz alıp, “Adli Tıp’a gitmek istemiyorum. Bana ceza verin' dedi. Avukatın istemi mahkeme heyetince reddedilerek Ekmekçi’ye son savunması soruldu. Eşini öldürdüğüne pişman olduğunu belirten 2 çocuk babası Ekmekçi, “Ceza almak istiyorum. Bir an önce cezamı verin' dedi. Ekmekçi daha önceki savunmalarında eşi Sebiha’yı kendisinden boşanmak istediği için öldürdüğünü iddia ederek, “Olay günü eşim bana ‘çocukları dışarı çıkar, seninle konuşmak istiyorum’ dedi. Çocukları çıkarttım. ‘Komşular sesimizi duymasın’ diyerek pencereleri de kapattı. Boşanmak istediğini tekrarladı. Ben de niye boşanacağımızı sorunca, ‘Bizde erkek kadını boşar. Beni boşayacaksın. Boşamazsan görürsün’ deyince, kendimi kaybettim. Tabancamı rast gele sıktım' dedi.
Mahkeme heyeti, katil zanlısı koca Ekmekçi’yi ömür boyu hapis cezasına mahkum etti. Duruşmadaki iyi hali nedeniyle bu cezasını 30 yıla indirdi. Ekmekçi, verilen karar üzerine mahkeme heyetine teşekkür edip, iyi çalışmalar dileğinde bulunduktan sonra jandarmalar tarafından nezarethaneye götürüldü.MİLLİYET
-
AMELİYAT ALETLERİNİ HASTANIN İÇİNDE UNUTTULAR
Böbrek hastası Tebernuş Gözükara (47), Kahramanmaraş Devlet Hastanesi'nde,4 yıl önce ameliyat oldu.
09 Haziran 2006 Cuma 15:53
Kahramanmaraş’ın Afşin ilçesinde yaşayan böbrek hastası Tebernuş Gözükara (47), 4 yıl önce geçirdiği ameliyat sırasında karnında hortum ve gazlı bez unutulduğunu iddia etti.
Kahramanmaraş Devlet Hastanesinde, Aralık 2002 tarihinde ameliyat olduğunu belirten Tebernuş Gözükara, 4 yıl boyunca, iltihaplanma nedeniyle yarası iyileşmeyince büyük sıkıntılar çektiğini, bunun nedeninin ise Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) Tıp Fakültesinde çekilen film sonrasında ortaya çıktığını belirtiyor.
Gözükara, ağrıları artınca 23 Mayıs 2006 tarihinde KSÜ Tıp Fakültesi Üroloji Servisine gittiğini belirterek, AA muhabirine şunları anlattı:
"İnşaat işçiliği yapan evli ve 1 çocuk babasıyım. 4 yıl önce rahatsızlandım ve Afşin Devlet Hastanesine gitti. Burada bana müdahale eden doktorlar böbreğimde taş olduğunu belirtip, Kahramanmaraş Devlet Hastanesi Üroloji Servisine sevk etti. Doktorlar, böbreğimde ceviz büyüklüğünde taş olduğunu tespit edip ameliyat etti.
Ameliyatı yapan Opr. Dr. Serdar Emirmahmutoğlu, sağ böbreğimi tamamen aldı. Ameliyat sonrasında bir süre hastanede kaldım ve taburcu oldum. Ancak, 4 yıldan beri sürekli iltihaplanma oldu ve bir türlü yaram iyileşmedi. Tedavi için Gaziantep ve Kahramanmaraş’taki bir çok doktora da gittim ama bir türlü sağlığıma kavuşamadım. Sonuçta, 23 Mayıs 2006’da KSÜ Tıp Fakültesi Üroloji Bölümüne gittim ve burada yapılan tahliller ve çekilen renkli film sonucunda, karnımda hortum ve gazlı bez unutulduğunu öğrendim. Doktorlar, hortum ve gazlı bezi çıkartmak için 2 ay sonra beni tekrar ameliyata alacak, inşallah bu kez sağlığıma kavuşurum."
KSÜ TIP FAKÜLTESİ HASTANESİ
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) Tıp Fakültesi Başhekim Vekili Doç. Dr. Faruk Kökoğlu, Tebernuş Gözükara’nın 23 Mayıs 2006 tarihinde hastanelerine geldiğini belirterek, şu bilgileri verdi:
"Hastamıza müdahale edilip, filmleri ve tomografisi çekildi.
Müdahale sonucunda, hastamızın karnında 4 santimetre büyüklüğünde bir yabancı cisim tespit edildi. Bu cisim, böbrek ameliyatları sonrasında, hastanın karnındaki sıvının dışarıya atılması için takılmış, sonda hortumu olabilir. Bu konuda, net bir şey söylemek istemiyorum.
Hastamızın karnında bulunan yabancı cismi çıkartmak için Temmuz 2006 tarihinde ameliyata alacağız. Ameliyat sonrasında cismin ne
olduğu ortaya çıkacak. Şu anda, hastamızın hayati tehlikesi yok, acil bir durum olmadığı için ameliyatı hemen yapmayı uygun görmedik. Zaten, açık ameliyat da yapmayacağız." Tebernuş Gözükara’nın kendisini ameliyat ettiğini belirttiği Kahramanmaraş Devlet Hastanesinde görevli Opr. Dr. Ali Serdar Emirmahmutoğlu ise yıllardan beri Kahramanmaraş Devlet Hastanesinde görev yaptığını ve çok sayıda hastaya böbrek ameliyatı yaptığını belirterek, Tebernuş Gözükara’yı hatırlamadığını ifade etti. Emirmahmutoğlu, hastayı ameliyat etmiş olabileceğini de belirterek, hastanın yanına gelmesi durumunda hatırlayabileceğini anlattı. Emirmahmutoğlu, Tebernuş Gözükara’nın kendisine gelmesi durumunda, gerekli yardımı da yapabileceğini kaydetti
-
Bu kadarına da pes !
Bağ-Kur, felç yüzünden yatağa mahkum adamı emekli etmiyor !09 Haziran 2006 15:57
Adana'da, geçirdiği felç yüzünden yatağa mahkum yaşayan yaşlı adam, “çalışma gücünü” kaybetmediği gerekçesiyle emekli olamıyor.
Adanalı Mehmet Sami Alav'ın (72) dramı, 1991 yılındaki Körfez Savaşı ile başladı. Kamyon kaportacılığı ile geçimini sağlayan Alav, Irak'a giden kamyoncular, savaş sebebi ile iş yapamaz hale gelince, kendisi de işyerine kilit vurmak zorunda kaldı.
Çalıştığı dönemlerde BAĞ-KUR primlerini eksiksiz yatırdığını söyleyen Alav, “Vücudumun sağ tarafında başlayan felç, zamanla beni yatağa düşürdü. 2003 yılında malulen emekli olmak için BAĞ-KUR'a başvurdum. Hastaneden sağlık raporu aldım. Bugüne kadar 3 kez hastaneden heyet raporu alarak yaptığım başvuruların hepsinde de 3'te 2 oranında çalışma gücümü kaybetmediğim gerekçe gösterilerek emeklilik müracaatım reddedildi. Yaptığım itirazlardan da bir sonuç alamadım. Elim ayağım tutsa, hamallık yapar yine ekmeğimi kazanırım” dedi.
Hastalanmadan önce 98 kilo olduğunu, her geçen gün eridiğini ifade eden Alav, komşularının yardımıyla hayatta kalmaya çalıştığını ve 6 çocuğunun da maddi durumları iyi olmadığı için kendisine bir faydaları olmadığını söyledi.
Mehmet Sami Alav'ın eşi Gülseren Alav ise, oturdukları 2 odalı eve ayda 80 YTL kira ödediklerini, bu parayı da hayırseverlerin yardımıyla temin edebildiklerini anlattı. Alav, “Devlet yetkililerinden rica ediyorum. İkimiz de 72 yaşındayız. İlaçlarımızı dahî alamıyoruz. Kocam felç olduktan sonra yatağa mahkum oldu. Bu durumda nasıl çalışsın? Ne olur kocamı emekli edip maaş bağlasınlar” diyerek gözyaşı döktü.
-
Unakıtan’dan memura kötü haber !
Maliye Bakanı Unakıtan kötü haber: Memura zam gündemde yok !09 Haziran 2006 16:03
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, İktisadi Araştırmalar Vakfı'nın düzenlediği “Türk Maliye Politikasında Yeni Açılımlar” konulu toplantının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlarken, Mayıs ayındaki bütçe fazlasıyla ilgili kesin rakamları şu anda söyleyemeyeceğini ifade ederek, Çarşamba günü bu konuyla ilgili bir basın toplantısı yapacağını bildirdi.
“Şu anda elimizdeki rakamlar... Şimdiye kadar verilen açıktan daha fazla Mayıs ayında fazlalık var. (Bu fazlalıkla ilgili olarak) bütçenin vergi ve vergi dışı gelirleri var. Her 2 gelirde de artış var. Vergi gelirinde de artış var, vergi dışı gelirlerde de artış var” diye konuştu.
Unakıtan, Para Politikası Kurulu'nun faiz oranlarını artırmasının bütçeyi nasıl etkileyeceğine ilişkin bir soru üzerine, şunları kaydetti:
“Etkiler de... 2006 yılı bütçesini hedeflerinden saptıracak şekilde etkilemez. Yani etkisi küçük olur ve bütçe hedeflerinde herhangi bir sapma söz konusu olmaz. 2007 için olacak değişiklikleri de 2007 yılı bütçesini hazırlarken dikkate alırız.”
Unakıtan, “Büyüme hedefi tutturulabilir mi?” sorusu üzerine de, yüzde 5 büyüme hedefinin biraz konservatif olduğunu ifade ederek, şimdiye kadar büyüme hedeflerinin hep yüzde 5 olduğunu, ancak geçmiş 3 yıllık, hatta 4 yıllık büyümenin ortalamasının 7,8 olduğunu, AB'deki en büyük büyümeyi Türkiye'nin yakaladığını ve Türkiye'nin büyüme hedefleri doğrultusunda devam edeceğini düşündüğünü söyledi.
“Bu gelişme vergi gelirlerinin azalmasına neden olacak mı, ek vergiler gündeme gelecek mi” sorusuna da, Unakıtan, “Olmaz, ek vergiler gündeme de gelmez. Yani azaldı ondan dolayı direkt vergiye ihtiyaç oldu diye bir şey söz konusu olmaz” karşılığını verdi.
ÜCRETLERE ZAM
Türkiye'de güven ve istikrarın devamının çok önemli olduğunu vurgulayan Unakıtan, Türkiye'nin, enflasyonunu orta-uzun vadede düşürmek mecburiyetinde bulunduğunu, fiyat istikrarını sağlamanın da Merkez Bankası'nın birinci vazifesi olduğunu söyledi. Unakıtan, “Dolayısıyla Merkez Bankası bu konuda gerekli tedbirleri alır. Biz de sıkı mali bütçe disipliniyle ona yardımcı oluruz” dedi.
Enflasyondaki artışın kamu personeline ek zam olarak yansıyıp yansımayacağı yönündeki bir soru üzerine de, Unakıtan, “Şu an söz konusu değil” dedi.
Unakıtan, “Cari açık hedefini revize etmek gerekecek mi?” sorusunu da şöyle yanıtladı:
“Zannetmiyorum. Türkiye'nin cari açığı olmakla birlikte son olarak piyasalarda meydana gelen değişiklikler tahmin ediyorum ihracatın artmasına, ithalatın da azalmasına sebep olacaktır. Cari açık o bakımdan müspet olarak bundan etkilenecektir.
Şunu da düşünmek lazım, cari açığın en büyük ilacı doğrudan yatırımlardır. Türkiye'deki doğrudan yatırımlar ilk defa 2005 yılı sonunda 9,7 milyar dolara ulaştı. Bunun 2006 yılında 20 milyar dolar civarında olacağını tahmin ediyorum. Bu Türkiye için fevkalade, cari açık için önemli bir rakam. Bu, cari açığın da önemli bir problem olmayacağını gösteren bir işarettir.”
-
HASTA İNEĞİN ETİNİ YİYEN KADIN ÖLDÜ!..
Zonguldak'ın Ereğli ilçesinde, komşusunun kestiği hasta ineğin etini satın alarak yiyen kadının, zehirlenerek öldüğü iddia edildi.
09 Haziran 2006 Cuma 17:20
Zonguldak'ın Ereğli ilçesinde, komşusunun kestiği hasta ineğin etini satın alarak yiyen kadının, zehirlenerek öldüğü iddia edildi.
Dağlıca köyünde, M.K (37), bir süre veteriner kontrolünde tedavi ettirdiği ineği hastalığının ilerlemesi üzerine keserek, etini ucuz fiyatla köylülere sattı.
M.K'den satın aldığı eti evinde pişirerek yediği iddia edilen Meryem Akdeniz (37), mide bulantısı şikayetiyle yakınları tarafından kaldırıldığı Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde hayatını kaybetti. Akdeniz'in, yediği etten zehirlendiğinden şüphelenildiği, M.K'nin gözaltına alındığı olayla ilgili soruşturmanın da sürdürüldüğü bildirildi.
Dağlıca Köyü Muhtarı Salim Dönmez, Zonguldak İl Tarım Müdürlüğü yetkililerinin numune aldıkları etleri yememeleri konusunda köylüleri cami hoparlöründen anonsla uyardığını söyledi.