Rusya ile Ukrayna arasında Avrupa'ya doğalgaz sevkiyatını tehdit eden anlaşmazlık uluslararası piyasalarda petrol fiyatlarını yükseltti.
Rusya'nın doğalgaz sevkiyatını artırmasıyla, Avrupa ülkelerinde dün düşüş gösteren doğalgaz girişi bugün normal düzeye dönse de, anlaşmazlığın kesin olarak çözülmemesi yüzünden piyasalardaki kaygı yatışmadı.
ABD hafif petrolünün Şubat teslimi varil fiyatı öğle saatlerinde düne göre 45 sent artıp 61.49 dolara çıktı.
Piyasanın bir başka göstergesi İngiliz Brent petrolünün varil fiyatı da düne göre 59 sent artışla 59.57 dolar oldu.
Alıntı hurriyet.com.tr
03-01-2006, 17:39
melek73
güncel haberler
Kredi kartınızı garsona bile vermeyin
03 Ocak 2006 09:30
--------------------------------------------------------------------
Yemeğe gidiyorsunuz, hesap geliyor, kredi kartınızı büyük bir rahatlıkla
uzatıyorsunuz, ne de olsa burası ünlü, güvenilir bir restoran...
İsterseniz bir kez daha düşünün!
İstanbul'da, ünlü restoranlarda çalışan bazı garson kadınlara verdikleri
Reader cihazı ile müşterilerin kredi kartlarını kopyalatıp elde ettikleri
kart bilgilerini hazırladıkları sahte kartlara yükleyerek pazarlayan
şebeke lideri Adnan Y. ile 6 adamı, dört semtte yapılan eşzamanlı
operasyonlarla yakalandı.
Şebekenin garson kızlar dışında, hayat kadınları ve travestilere de
kopyalama işlemi yaptırdıkları ve kopyalama karşılığında 100 ile 200 YTL
arasında para ödediği de tespit edildi. Hazırlanan kartların da piyasaya
500 ile 700 YTL arasında pazarlandığı saptandı. Şebeke üyeleri
sorgularının ardından Kadıköy Cumhuriyet Savcılığı'na sevk edildi.
Operasyon kapsamında gözaltına alınan garson kadınların ise ifadelerinin
alınmasından sonra savcılık talimatıyla serbest kaldıkları açaklandı.
Kaynak: Hürriyet
03-01-2006, 18:30
umsado
Memur maaşı 6 Ocak’ta ödenecek
Memurlara Ocak ayı maaşları bayram nedeniyle erken ödenecek.
ANKARA - Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, kamu kuruluşlarından, çalışanların Ocak ayı maaşlarının bayram öncesi 6 Ocak’ta ödenmesine dönük bütün tedbirlerin alınmasını istedi. Unakıtan, kamu personelinin özlük hakları ve diğer ödemeler ile aylıkların avans olarak ödenmesi konusunda kamu kuruluşlarına gönderdiği genelgede, memur ve sözleşmeli maaşlarının bayram öncesi ödenmesine ilişkin talimat verdi. Aylıklarını personel kanunlarına göre almakta olanlara 15 Ocak 2006 tarihinde ödenmesi gereken tüm hakedişlerin, 6 Ocak 2006 tarihinde avans olarak ödeneceği belirtildi.
Genelgede, Kamu kuruluşlarında çalışan sözleşmeli personel, işçi ve diğer personel hakkında da aynı şekilde işlem yapılacağı ifade edildi. Toplu iş sözleşmesi kapsamında işçilere verilecek altı aylık sözleşme farkları da yine 6 Ocak tarihinde ödenecek.
Genelgede kamuda görevli sözleşmelilerin ücretlerinin de 1 Ocak’tan itibaren yüzde 2.5 oranında artırılacağı belirtildi. Bu personel için sözleşme yenileme işlemleri de bu ay sonuna kadar tamamlanacak. Genelgede ayrıca işçilere ödenecek kıdem tazminatının yıllık tavanı 1.770,62 YTL olarak belirlendi.
Alıntı ntvmsnbc.com
03-01-2006, 18:34
umsado
Enflasyonda hedef tuttu
TÜİK verilerine göre, Aralık ayında TÜFE binde 4.2 artarken, ÜFE binde 0.4 geriledi. Yıllık TÜFE yüzde 7.72 ile hedefin altında kaldı.
ANKARA - Enflasyon 2005 yılında yüzde 7.72 ile hükümetin yüzde 8’lik hedefinin altında kaldı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Aralık ayında TÜFE binde 4.2 artarken, ÜFE binde 0.4 geriledi. Yıllık TÜFE yüzde 7.72 ile hedefin altında kaldı. Yıllık ÜFE ise yüzde 2.66 düzeyine geriledi.
Aralık ayında TÜFE’de yer alan 423 maddeden, 64 maddenin ortalama fiyatı değişmezken, 220 maddenin fiyatlarında artış, 139 maddenin ortalama fiyatlarında ise düşüş gerçekleşti. ÜFE’de toplam 751 maddeden, 209 maddenin ortalama fiyatı değişmedi, 230 maddenin ortalama fiyatı arttı, 312 maddenin ortalama fiyatı ise düştü.
Çekirdek enflasyon yerine açıklanan TÜFE göstergeleri, mevsimlik ürünler hariç geçen yıl Aralık ayında binde 8.8, işlenmemiş gıda ürünleri hariç binde 6.6, enerji hariç binde 4.8 oranında arttı.
ALKOLLÜ İÇECEKLER VE TÜTÜN ZAM ŞAMPİYONU
Aralık ayı ve yılın genelinde en fazla artış alkollü içecekler ve tütün grubunda oldu. Bu gruptaki Aralık ayı artışı yüzde 4.92, yıllık artış da yüzde 27.87 olarak gerçekleşti.
Aralık’ta TÜFE kapsamında fiyatı en çok artan ürün yüzde 28.09 ile patlıcan oldu. Salatalıkta fiyat artışı yüzde 28.09, sivri biberde ise yüzde 19.47 olarak belirlendi.
TARIM FİYATLARI ARTTI, SANAYİDE GERİLEDİ
Aralık ayında tarım fiyatları yüzde 1.72 artarken, imalat sanayi fiyatları binde 5.8 geriledi. Sanayi sektöründe de fiyatlarda binde 5.3’lük bir düşüş yaşanırken, elektrik gaz ve su sektöründe binde 4.4’lük bir artış oldu.
Aralık’ta ÜFE kapsamında en yüksek fiyat artışı yüzde 43.65 ile lüferde olurken, onu yüzde 16.46’lık artışla marul ve yüzde 14.48 ile rafine edilmiş zeytinyağı izledi.
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Alıntı ntvmsnbc.com
03-01-2006, 19:32
Yaban Ali
Doğu Anadolu'da kuş gribi alarmı
Turgay İPEK/ERZURUM / DHA
Iğdır ve Ağrı'dan sonra Erzurum'da da kanatlı hayvan itlafı giderek yaygınlaşıyor.
Iğdır'ın Aralık, Ağrı’nın Doğubeyazıt ve Patnos ilçelerinden sonra Erzurum'da da kuş gribi şüphesi ile alarm verildi. Sütevler Semti'nde kanatlı hayvanlar özel korumalı elbiseler giyen veteriner hekimler tarafından toplanırken, Erzurum Valisi Celalettin Güvenç uygulamanın riski önlemeyi amaçladığını söyledi.
Erzurum’un Horasan ile Şenkaya ilçesiyle birlikte tavuk ölümlerinin meydana geldiği Palandöken Belediyesi’nin Sütevler Semti'nden alınan kan örnekleri, İzmir Bornova Veteriner Kontrol ve Araştırma Hastanesi’ne gönderildi. Tarım ve Sağlık müdürleriyle toplantı yapan Vali Celalettin Güvenç, alınması gereken önlemleri belirledi. Erzurum ile ilçelerinde kanatlı hayvan nakli, açıktan tavuk satışı yasaklanırken, ölümlerin meydana geldiği mahallelerde kanatlıların toplanması kararlaştırıldı.
İTLAF OPERASYONU BAŞLADI
Bunun üzerine ilk uygulamaya başlayan Veteriner Kontrol ve Araştırma Estitüsü’nden 25 veteriner hekim, özel giysileri ve ellerinde poşetlerle ortaya çıktı. Sütevleri Semti'ndeki mahalle ve sokakları dolaşan görevliler, tavuklara 3 YTL, kazlara 8 YTL, hindilere ise 9 YTL ödeneceğini söyledi.
Ekipler topladıkları tavuk, kaz ve hindileri itlaf ederken, belediye ekipleri, çöpleri toplayarak dezenfekte yaparken, polislerin güvenlik açısından çevrede önlem aldı. Beyaz renkli özel kıyafetli görevlileri karşılarında bulan mahalle sakinleri endişelendi. Mahalle sakinlerinin büyük bölümü, fiyatını düşük bularak kanatlı hayvanlarını teslim etmeyince zaman zaman tartışmalar yaşandı.
Erzurum Valisi Celalettin Güvenç, Horasan ve Şenkaya ilçelerinden sonra kent merkezindeki tavuk itlaf ekiplerinin görev yapmasıyla ilgili ellerinde kuş gribi olduğu yolunda ellerinde bir rapor bulunmadığını, İzmir Bornova Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsü’nden gelecek sonuçları beklediklerini söyledi.
En kötü senoryaya göre önlem almaya çalıştıklarını vurgulayan Vali Güvenç, “Hassas bir konu. Yapılanlar riskleri önleme adınadır. Ölümlerin meydana geldiği 3 kilometre çapındaki alanda itlaf çalışmaları sürdürülüyor” dedi.
03-01-2006, 19:33
Yaban Ali
Irak'ta ABD helikopteri düştü: 2 ölü
A.A.
Irak'ın başkenti Bağdat'ın kuzeydoğusunda bir Amerikan helikopterinin düştüğü bildirildi.
Irak polisi, olayda 2 Amerikan askerinin öldüğünü bildirirken, Amerikalı bir yetkili, Amerikan güçlerinin helikopterin düştüğü, Bakuba'nın yaklaşık 25 kilometre doğusundaki Cezani El Çol köyü yakınını kordon altına aldığı belirtildi.
Helikopterin düşme nedeninin henüz bilinmediği kaydedildi.
03-01-2006, 19:37
Yaban Ali
Tarım Bakanı: Kuş gribiyle ilgili hiçbir tehlike yok
Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, kuş gribiyle ilgili her gün bir açıklama yapıldığını belirterek, bu konuda hiçbir tehlike olmadığını bildirdi.
Eker, Denizli'de yapımı tamamlanan Denizli Ticaret Borsası Canlı Hayvan Pazarı'nın açılış törenindeki konuşmasında, AB ülkelerine göre hayvancılığın tarım içindeki payının az Türkiye'de olduğunu (yüzde 25) Avrupa'da bu oranın yüzde 60-70'lerde bulunduğunu söyledi.
Törenden sonra Denizli Ticaret Borsası Canlı Hayvan Pazarı'nı gezerek, besicilerle sohbet eden, onların isteklerini dinleyen Eker, gazetecilerin kuş gribiyle ilgili sorularını da yanıtladı.
Eker, ''Kuş gribiyle ilgili her gün açıklama yapıyoruz. Hiçbir tehlike yok. Her türlü tedbir ciddi şekilde alınıyor. Bunları yazılı açıklamayla duyuruyoruz'' dedi.
''Erzurum'da bir tehlike var mı?'' sorusuna da Bakan Eker, ''Hayır yok'' yanıtını verdi.
PAMUK ÜRETİCİSİNE SEVİNDİRİCİ HABER
Pamuk ve diğer yağlı tohumlarla ilgili ödenecek primlerin yakında açıklanacağını kaydeden Bakan Eker, ''Pamuk üreticilerine şunu söylemek istiyorum. Biz iktidara geldiğimizden bu yana, her sene bir önceki yıla göre çok daha yüksek prim verdik. Bu sene de vereceğimiz prim sertifikalı tohumluk kullanan pamuk üreticileri için söylüyorum, en az 30 YKr olacak. Bu da maliyetlere göre çok iyi bir rakamdır'' ifadesini kullandı.
Eker, doğrudan gelir desteği ödemeleriyle ilgili olarak da ''Dekar başına 10 YTL ödemiştik. 6 YTL kalmıştı. Dekar başına 6 YTL doğrudan gelir desteği bayramdan önce dağıtılmaya başlanacak. Çiftçilerimiz bu parayı bayramda güle güle harcayacak'' diye konuştu.
dha
03-01-2006, 20:07
Yaban Ali
Sorunlu kredi kartı sayısı 644 bine ulaştı
ANKA
Borcu geç ya da hiç ödenmeyen kredi kartlarının bulunduğu kara listedeki kart sayısı geçen yıl kasım ayında 27 bin 548 artarak, toplam 644 bine yükseldi.
Merkez Bankası’nın verilerine göre geçen yıl kasımda 27 bin 150’si borcu ödenmeyen, 389’u ise geç ödenen toplam 27 bin 548 kredi kartı daha sorunlu kredi kartları arasına katıldı. Böylece 2005 yılının ilk 11 aylık döneminde ödemelerinde sorun yaşandığı için bankaların "kara listesi"ne alınan kartların sayısı 290 bin 691’e yükseldi. Söz konusu dönemde 245 bin 588 kart borcu hiç ödenmediği, 45 bin 103’ü ise geç ödendiği gerekçesiyle kara listeye alındı.
Yetkililer, bir kerdi kartında sorun yaşanan kredi kartı müşterilerinin varsa diğer bankalardan aldıkları kredi kartlarının da söz konusu listeye dahil edildiğini belirtiyorlar. Kredi kartıyla ilgili sorun yaşayanların ortalama üç kartı bulunduğu dikkate alındığında geçen yılın ilk 11 ayında yaklaşık 95-96 bin kişinin karalisteye alınmış olabileceği hesaplanıyor.
Merkez Bankası’nın sorunlu kredi kartlarıyla ilgili listesi, önceki yıllardan kalanlar ve geçen yıl ocak-kasım döneminde eklenenlerle birlikte toplam 643 bin 891’e kadar ulaştı. Bu rakam 200 binden fazla ismin kredi kartı borcunu ödeyemediği ya da geç ödediği gerekçesiyle kara listede bulunduğuna işaret ediyor.
Kasım sonu itibariyle kara listede bulunan kredi kartlarının 199 bin 922’si 2001, 49 bin 3’ü 2002, 62 bin 462’si 2003 ve 121 bin 813’ü ise 2004 yılında sorunlu kartlartan oluşuyor.
TÜKETİCİ KREDİLERİ
Bu arada, geçen yılın ilk 11 aylık döneminde tüketici kredisini ödemeyen 18 bin 570 ve geç ödeyen 4 bin 233 kişi kara listeye alındı. Toplam 22 bin 739 kişinin daha eklendiği tüketici kredisini ödemediği ya da geç ödedeği için kara listeye alınanların sayısı da önceki yıllardan kalanlarla birlikte toplam 92 bin 836’ya yükseldi.
Merkez Bankası, bu yolla kara listeye alınanların isimlerini, bankalar tarafından borcun dahna sonra tahsil edildiği bildirilmişse üç yıl sonra, bildirilmemeşse beş yıl sonra siliyor.
Yıl Sorunlu kredi kartı sayısı
2001
119.922
2002
49.003
2003
62.462
2004
121.813
2005
290.691
Toplam
643.891
03-01-2006, 20:12
umsado
Acaba Sayın Bakanın açıklamasına inansakmı?Çünkü önceki yıllardada çernobil patladığında zamanın bakanı televizyonlarda çay içmişti.Radyasyon olmadığını ispatlamak için.Şimdi görüyoruz Karadeniz bölgemizde kanser vakaları aşırı derecede arttı.
03-01-2006, 20:14
Yaban Ali
Babası ben miyim testinde patlama
Oya ARMUTÇU/ANKARA
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı’na özel "babalık testi" yaptırmak amacıyla başvuranların sayısında patlama yaşanıyor. 1100 YTL’ye yapılan testin sonuçları 2 gün içinde "gizli" olarak teslim ediliyor.
ÇOCUĞUNUN gerçek babası olup olmadığından şüphe duyan babaların yanında, babasının "öz" olup olmadığını merak edenler, kardeşleri öz mü üvey mi diye kuşkulananlar, çareyi DNA testinde arıyor. 1100 YTL’ye yapılan babalık testinin sonucu ise 2 gün içinde "gizli" olarak teslim ediliyor.
Bölümde görev yapan Biyolog Cüneyt Elma, "Babalık testi yaptırmak için başvuranların sayısı bazı aylar 50’ye çıkıyor. Aylık ortalama ise 30-40’ı buluyor. Eskiden bu rakam 5-10’u geçmiyordu" dedi. Babalık tespiti için DNA testi yaptıklarını anlatan Elma, "Kepek, saç, kan, ter gibi şeylerin uygun şekilde alınması halinde babalık testi yapabiliyoruz" diye konuştu.
Mahkeme yoluyla gelen babalık testi isteklerinin de azımsanmayacak kadar çok olduğunu kaydeden Elma, "Mahkeme kararıyla da çok sayıda başvuru oluyor. Sadece babalık testi yapmıyoruz. Aynı zamanda kardeşlik testi de yapıyoruz" dedi.
03-01-2006, 20:14
Abiju
Bu adamlar hala dersini almadımı yau.....
03-01-2006, 20:16
Abiju
yau neler oluyor ülkemizde.... Güven kalmadı arkadaş karına bile olaya ba yau :(
03-01-2006, 20:18
Abiju
artacak daha artacak.... Millet para bulamıyor kredi kartına saldırıyor sonrada güümm.. Kullanmayı bilen bilmeyen alıyor...
03-01-2006, 20:24
umsado
Allah borçlulara yardım etsin zor iş valla.Bu kredi kartları ne yuvalar yıktı,ne canlar yaktı.Devlet bulsun bir çaresini artık.
03-01-2006, 21:22
Nakkus
Araba Balkonda Asılı Kaldı
Arkadaşlar bu arabaya bi bakın
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
03-01-2006, 21:34
BlueForce®
bu kadar olur ve hep tr de olur....
kazayı yara almadan atlatan sürücüye büyük geçmiş olsun .....
03-01-2006, 23:15
fiesta73
Bu yasa sarhoş sürücüleri engeller mi?
_alkollü araç kullananları toplum önünde utandıracak yasa
ABD’nin Tennessee eyaletinde, alkollü araç kullananları "toplum önünde utandıracak" yeni bir yasa uygulanmaya başladı. Yeni yasaya göre, alkolün etkisinde motorlu taşıt kullanırken "ilk kez" polise yakalananlar, önce 24 saat hapis cezası çekecek.
Bu kişiler, daha sonra, farklı zamanlarda ve sekizer saatlik üç ayrı vardiya halinde yol kenarlarını temizleyecekler. Yol kenarlarını temizlerken de turuncu renkte ve üzerinde "Ben sarhoş bir sürücüyüm" yazılı yelek giymek zorunda kalacaklar.
Yasanın hazırlayıcısı olan Eyalet Meclisi üyesi Charles Curtis, arkadaşlarının ve komşularının önünde turuncu yelek ile yol temizliği yapacak olanların çok büyük utanç duyarak bir daha alkollü araç kullanmaya cesaret edemeyeceğini savunuyor. Curtis, "Bu yasa ilk kez suç işleyenleri hedef alıyor. Amaç, suçun ikinci kez işlenmemesi" dedi.
Ancak, ilk kez suç işleyenlere bu tür ceza verilmesinin ters tepki yaratacağını savunanlar da var. Seattle Üniversitesi’nden Jacqueline Helfgott, bu olasılığı gündeme getirerek, "O yeleği giymeye zorlanırsam, kendimi daha kötü hissederek daha fazla içmem mümkün" diye konuştu.
Kaynak:Hürriyet
04-01-2006, 02:20
umsado
Kurban kesimine AB standardı
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Kurban Bayramı'nda istenmeyen görüntülerin ortaya çıkmaması ve kesimlerin hijyenik şartlarda gerçekleşmesi için yedi ilçede seyyar mezbaha kurdu.
Belediye'den yapılan açıklamada, kurban kesimlerinin AB'ye girmek için yoğun çaba harcayan Türkiye'nin imajına da zarar verdiği ifade edildi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 2 milyon 385 bin YTL'ye malolan seyyar mezbahaları, Fatih, Gaziosmanpaşa, Beyoğlu, Bahçelievler, Üsküdar, Maltepe ve Pendik ilçelerine kurdu.
Bu mezbahalardaki kesimler için her merkezde 25 ila 30 tecrübeli kasap bulunacak. Mezbahaların her biri saatte 20 ile 30 büyükbaş, 30 ile 35 de küçükbaş hayvan kesme kapasitesine sahip.
Bu merkezlerdeki kesim ücretleri ise büyükbaş hayvanlar için 150-200 YTL, küçükbaş kurbanlar için ise bayram boyunca 40 YTL olarak belirlendi.
Ambulanslar hazır bekleyecek
Mezbahada, kesimi yapılacak hayvanların bağlandığı ve bekletildiği padok, hayvanın kesilme ve parçalanma ünitesi, el yıkama ve bekleme üniteleri bulunuyor.
Tesislerde, vatandaşlardan gelecek isteklere göre gece de kurban kesimi yapılabilecek.
Jeneratör, yedek kasaplar ve etlerin taşınabilmesi için market arabalarının da hazır bulunacağı mezbahalarda, kurban sahiplerine kesim işlemi sırasında çeşitli ikramlarda da bulunulacak.
Büyükşehir Belediyesi, olası kazalara karşı da her bir mezbahada bir ambulansı ekip ve ekipmanlarıyla birlikte hazır bekletecek.
Tarım Bakanlığı'ndan rehber
Tarım Bakanlığı ise, yaklaşan Kurban Bayramı öncesi kurbanlık alacaklara bir rehber hazırladı. Buna göre, hayvanın sağlıklı olup olmadığı, gözlerinden, tüylerinden ve ateşinden anlaşılacak.
Bakanlık, kurbanlık hayvanın çok zayıf, pis kokulu ve dış görünümünün cansız olmaması gerektiğini belirtti. Buraya kadar problem yok ancak kriterlerde yüksek ateş, yeni doğum yapmamış olmak gibi şartlar da var.
Kurbalığın ateşinin normal olduğuna karar verildikten sonra sıra bakışlarında. Tarım Bakanlığı'na göre hayvan cansız bakmayacak. Çevreye çok aşırı tepkili ya da çok duyarsız olmayacak.
Kurbanlığın sağlığından anlamayanlar için ise veteriner kontrolünden sonra verilecek pasaportlar yol gösterici olacak. Ancak satılana kadar kurbanlığın yine de hastalık kapma riski var.
Kulağında küpe, pasaport sahibi kurbanlıklar, 'kurban plaza' adı verilen hijyenik kesim yerleri şimdilik çağa yakışır bir görüntü çiziyor. Ancak asıl sınavı kurbanlıklar değil Kurban Bayramı günü onları kesecek olanlar verecek.
Alıntı cnnturk .com
04-01-2006, 02:26
umsado
Arjantin IMF'ye borcunu ödedi
2001 yılında tarihin en büyük ekonomi krizlerinden birini yaşayan Arjantin, Uluslararası Para Fonu IMF'ye olan borçlarını ödedi.
Arjantin Devlet Başkanı Nestor Kirchner, tüm borçların ödendiğini açıkladı. Arjantin hükümeti, 15 aralıkta döviz rezervlerinin 27 milyar dolara ulaştığını bildirerek, IMF'ye olan 9.8 milyar dolarlık borcunu kapatacağını ilan etmişti.
Geri ödeme, 2001 yılında düştüğü ağır ekonomik ve mali kriz sonrasında neredeyse iflas durumuna gelen ve IMF gibi uluslararası mali kurumlarla ağır şartlarla anlaşmak zorunda kalan Arjantin'in ekonomik bağımsızlığını geri kazanma yolunda önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Alıntı cnnturk.com
04-01-2006, 02:57
umsado
Başbakanlık'ta iç güvenlik zirvesi
Başbakan Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Özkök ve kuvvet komutanlarıyla bugün Başbakanlık’ta bir araya geliyor. Toplantınun gündemi, iç güvenlik ve terör...
ANKARA - Başbakanlık’ta saat 14.00’da yapılacak toplantıya Başbakan Erdoğan başkanlık edecek. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, kuvvet komutanları ile Milli Güvenlik Kurulu’na katılan bazı bakanların da toplantıda yer alacağı öğrenildi. Başbakanlık kaynakları görüşme talebinin Genelkurmay Başkanı’ndan geldiğini dile getiriyorlar.
Edinilen bilgilere göre Başbakan Erdoğan, hafta başında yapılan Bakanlar Kurulu toplantısında, Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları ile bir değerlendirme toplantısı yapacağını söyledi.
Toplantıda, terörle mücadele başta olmak üzere iç güvenlikle ilgili konuların masaya yatırılacağı belirtiliyor.
Alıntı ntvmsnbc.com
04-01-2006, 04:24
umsado
İran nükleer faaliyetlere başlıyor
İran, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'na gönüllü olarak askıya aldığı nükleer faaliyetlerini 9 ocakta yeniden başlatacağını bildirdi.
UAEK sözcüsü Melisa Flemming, İran yönetiminden gelen yazılı bildirimden sonra UAEK Genel Direktörü Muhammed El Baradei'in yönetim kurulu üyesi 35 ülke temsilcisini bilgilendirdiğini ifade etti.
El Baradei, yönetim kurulu üyesi ülke temsilcilerine İran yönetiminin aldığı karar hakkında bilgi verirken, UAEK'nin İran yönetiminden nükleer faaliyetleri hakkında detaylı bilgi istediğini ve gelişmeleri yakından izlediğini belirtti.
UAEK Genel Direktörü, yönetim kurulunun İran'ın uranyum zenginleştirme programı başta olmak üzere tüm nükleer faaliyetlerini durdurmuş olmasını güven artırıcı önlemler olarak değerlendirdiğini açıkladı.
Nükleer yakıt üretim araştırması da başlıyor
İran, nükleer yakıt üretim araştırmalarına da çok yakın bir gelecekte başlayacağını belirtti.
ABD'DEN İRAN'A UYARI
ABD, nükleer yakıt üretim araştırmalarına çok yakın bir gelecekte başlayacağını açıklayan İran'ı uyardı. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Sean McCormack, bunun İran'ın nükleer silah geliştireceği yönündeki şüpheleri artıracağını belirterek, ''İran, uranyum zenginleştirmeyle ilgili herhangi bir adım daha atarsa uluslararası toplum İran'ın nükleer isteklerini dizginlemek için ilave tedbirler düşünmek zorunda kalacaktır'' dedi.
İran Atom Enerjisi Kurumu Başkan Yardımcısı Muhammed Saidi, devlet televizyonuna yaptığı açıklamada, nükleer yakıt üretim araştırmalarının kesin başlama tarihi konusunda bilgi vermedi.
Saidi, nükleer faaliyetlerin iki buçuk yıl önce gönüllü olarak askıya alınmasıyla nükleer yakıt üretim araştırmalarının da durdurulduğunu anımsattı. Saidi, ''maalesef bu dönemde ülkemiz bundan çok zarar gördü'' dedi.
Nükleer yakıt teknolojisi araştırmalarının nükleer yakıt üretmekle bir ilgisi olmadığını savunan Saidi, İran'da nükleer yakıt üretimi konusunda alınmış bir karar olmadığını belirtti.
Yeni bir kriz mi başlıyor?
Diplomatik kaynaklar, İran ile AB üçlüsü (Almanya, Fransa ve İngiltere) arasında geçtiğimiz aralık ayı sonunda görüşmelerin yeniden başlamasından hemen sonra alınan bu yeni kararın, İran ile AB arasında yeni bir krize yol açacağı öngörüsünde bulundular.
İran yönetimi, AB üçlüsü ile geçtiğimiz yıl ağustos ayında kopan görüşmelere 21 aralıkta yeniden başlamış ve uranyum zenginleştirme faaliyetlerini gönüllü olarak askıya alacağını taahhüt etmişti.
Viyana'daki Fransa daimi temsilciliğinde yapılan İran-AB görüşmelerinin ilk turunda, tarafların karşılıklı olarak birbirlerinin önerilerini dinledikleri belirtilmiş ve görüşmelerin ikinci turunun 18 ocak 2006'da yapılacağı bildirilmişti.
Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması'na (NPT) taraf olan İran, nükleer tesislerinde UAEK müfettişlerinin ani denetimler yapmasını öngören NPT ek protokolünü de imzalamıştı.
Ek protokol parlamentoda onaylanmadığı için, İran yönetimi nükleer tesislerindeki ani denetimlere gönüllü olarak izin veriyordu.
Alıntı cnnturk.com
04-01-2006, 05:56
umsado
Atina'dan ihlal iddiası
Atina, Türk savaş uçaklarının, kuzey, orta ve güney Ege'de Yunan hava sahasını ihlal ettiklerini ve uluslararası hava trafik kurallarını çiğnediklerini öne sürdü.
Atina Haber Ajansı (ANA), Yunanistan Genelkurmay Başkanlığı yetkililerine dayandırdığı haberinde, “Ege'de ihlallerde bulunan toplam 28 Türk uçağının, Yunan savaş uçaklarınca geri çevrildiklerini, bu arada zaman zaman Türk ve Yunan savaş uçakları arasında it dalaşı yaşandığını” iddia etti.
Alıntı hurriyet.com.tr
04-01-2006, 05:57
umsado
İsrail'den ikinci güvenlik duvarı
İsrailli yetkililer, Lübnan ve Suriye sınırı yakınlarındaki Gacar köyünün merkezinde bir güvenlik duvarı inşa etmeyi planlıyor.
İsrail televizyonu 2. kanalının haberine göre, duvar inşaatı projesinin, yarın yapılacak ve iç güvenlik servisi Şin Bet'in de katılacağı bir görüşmede yetkililerce ele alınması bekleniyor.
Toplantıda, köyün Lübnanlıların yaşadığı bölümünde bulunan İsraillilere ait bazı evlerin tahliye edilmesi ve sahiplerine tazminat ödenmesi de gündeme gelecek.
İsrail'in 1967 haziranında Golan Tepeleri'ni işgal etmesinin ardından Gacar sakinlerinin büyük bölümü, İsraillilerden oluşuyor. Köy, Suriye ve Lübnan yakınlarındaki Hermon dağının eteklerinde bulunuyor.
Köyün bir kısmı Lübnan, diğer kısmı İsrail denetiminde. İsrail ordusu, köyün güneyini kontrol altında tutarken, Hizbullah militanları, köyün kuzey girişini elinde tutuyor. Lübnan istihbarat servislerinin de köye serbest şekilde girebildiği belirtiliyor.
İsrail ordusu, bölgedeki askerlerini, Hizbullah'ın kaçırma girişimlerine karşı sık sık uyarıyor.
2 ay önce bölgede Hizbullah gerillalarıyla İsrail askerleri arasında çıkan çatışmada 4 Hizbullah gerillası öldü, 11 İsrail askeri yaralandı.
LÜBNAN, DUVARI REDDEDİYOR
İsrail'in bu planına karşı çıkan Lübnan yönetimi, köyün, ortasına dikilecek duvarla ikiye bölünmesini reddettiğini açıkladı.
Lübnan Devlet Başkanlığı'nın açıklamasına göre, Devlet Başkanı Emil Lahud, Dışişleri Bakanı Fevzi Salluh'dan, “İsrail'in Lübnan'ın bağımsızlığına karşı tekrarladığı saldırganlıklarından biri” olan bu plana karşı harekete geçmesini istedi.
Gacar'da yaşayan ve İsrail televizyonunun haberini duyan yüzlerce kişi, köyün bölünmesini reddettiklerini yazdıkları pankartlarla sokaklara dökülerek gösteri yaptı.
Alıntı hurriyet.com.tr
04-01-2006, 09:38
muzo
uyarılar için teşekkürler
04-01-2006, 09:58
muzo
Zayiflamada Yenİ Moda
ZAYIFLAMADA YENİ MODA
Sağlıklı hayat için et, sebze ve meyveden oluşan "Taş devri diyeti" önerildi.
04 Ocak 2006 Çarşamba 00:05
Sağlıklı hayat için et, sebze ve meyveden oluşan "Taş devri diyeti" önerildi.
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Aydın, Taş Devri'nden bugüne kadar genlerde çok az değişiklik olmasına mukâbil çevre şartları ve yiyeceklerin büyük oranda değiştiğini söyledi.
Aydın, özellikle son 50-100 yıl içinde doğal olmayan, işlenmiş ve katkı konulmuş gıdalar, margarin gibi kimyevî yolla katılaştırılmış, ayçiçeği, mısır gibi sıcak preslenmiş sıvı yağların aşırı şekilde kullanılmağa başlandığını vurguladı.
Buna karşılık taze sebze, meyve ve tencere yemeklerinin tüketiminde de belirgin bir azalma olduğunu ifade eden Aydın, şunları kaydetti:
"Gen yapımız ve buna bağlı vücudumuzda gerçekleşen kimyasal reaksiyonlar doğal olmayan yiyeceklerin tamamı ile başa çıkacak yeteneğe sahip değiller. Genler ve yiyecekler arasındaki bu uyumsuzluk şişmanlık, diyabet, koroner kalp hastalığı, hipertansiyon, felç, ülser, astım, romatizma, müzmin yorgunluk, kanser ve osteoporoz gibi çok sayıda kronik hastalığa sebeb oluyor. Bu hastalıklardan korunmak yaşam süresi ve kalitesini artırmak için mümkün olduğunca Taş Devri'nde olduğu gibi beslenmeliyiz.".
Aydın, milyonlarca yıl avcı ve toplayıcılıkla geçimini sağlayan kişilerde genler ve idare ettikleri enzimlerin sadece et, meyve ve sebze gibi doğal gıdalar ile baş edecek etkinliğe ve donanıma sahip olduğunu, günümüz insan genlerinin yüzde 99'unun 40 bin yıl önceki homo sapien genleri gibi çalıştığını söyledi.
YAPILACAKLAR VE YAPILMAYACAKLAR
Prof. Dr. Aydın, genel olarak tuz, şeker ve un kullanılmaması gerektiğini, her yiyeceğin doğal şekline en yakın olarak tüketilmesinin önemli olduğunu, yasaklar haricinde yeme sınırının olmadığını vurguladı.
Çiğ yiyeceklerin toplam diyetin en az yüzde 60'ını oluşturması gerektiğini belirten Aydın, kırmızı et kullanımının serbest olduğunu, ancak, katkı maddelerinden dolayı salam-sosis gibi et ürünlerinin tercih edilmemesi gerektiğini anlattı.
Aydın, beyaz etin de mönüde yerini alması gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Ağır metal zehirlenmesi riskini azaltmak için küçük balıklar tercih edilmeli, çiftlik balıkları yenmemeli. Sakatatın yasaklanması doğru değil. Fakat sadece veteriner gözetiminde kesilmiş hayvanların sakatatı yenmeli. Et ve hayvani yağ, balık, tavuk, zeytinyağı, fındık yağı, yumurta, az şekerli meyveler, sebzeler, kabuklu kuru yemişler, süt ürünlerini istediğiniz kadar yiyin. Tahıllar ve unlu gıdalar, patates, şeker, tatlıları yemeyin. Baklagiller ve çok şekerli meyveleri ise az tüketin." Aydın'ın "taş devri diyet programı"na göre, sebzeler ve yeşil yapraklılar daha çok çiğ tüketilmeli, doğal yetiştikleri için ebegümeci, kuzukulağı, ısırgan otu, semizotu, labada gibi yabani otlar tercih edilmeli.
Diyet programında, kayısı, üzüm, muz, gibi şeker içeriği yüksek meyveler sınırlı yenilirken, üzüm çekirdeği ve kabuğu, çilek, yaban mersini, kızılcık gibi meyvelerin çok yüksek antioksidan etkilere sahip olması nedeniyle bolca tüketilmeli.
Diyet listesinde, sütten çok mayalanmış süt ürünlerinin tüketilmesi, günlük mandıra sütünün satın alınması gerektiği kaydediliyor. Nohut, fasulye, mercimek, bezelye, börülce gibi baklagillerin ise haftada en fazla 2-3 kez tüketilmesi gerektiği vurgulanıyor.
Prof. Dr. Aydın, lokmaların iyice çiğnenmesi ve günde en az yarım saat hızlı yürüyüşe çıkılması veya yavaş koşulması, merdivenlerin çift çift çıkılması gerektiğini de sözlerine ekledi.
04-01-2006, 09:58
muzo
Medyada Son Transferler
MEDYADA SON TRANSFERLER
Birgün'ün genel yayın yönetmenliğine 'insan hakları' çalışmalarıyla dikkat çeken bir gazeteci getirildi.
04 Ocak 2006 Çarşamba 00:07
Birgün'ün genel yayın yönetmenliğine 'insan hakları' çalışmalarıyla dikkat çeken bir gazeteci getirildi.Radikal'de yazan Murat Çelikkan, Birgün'ün başına gelen isim. Çelikkan, aynı zamanda Fransız Sokağı'ndaki Cezayir Restoran'ın sahiplerinden.
VATAN EKLERDEN İKİ YAZAR AYRILDI
Vatan eklerin kadrosunda değişiklikler oldu. Cem Mumcu ve Yaşar Kemal'in yazılarına son verildi. Ekler Yayın Müdürü Yeşim Akdoğan (Ergin) da Vatan'la yollarını ayırdı.
Z RAPORU, STAR'LA YOLLARINI AYIRDI
Mehmet Altan ve Ayşe Önal'ın hazırlayıp sunduğu haber program Z Raporu, Star'la yollarını ayırdı. Bir süredir haftalık olarak yayınlanan Z Raporu Star'la yollarını ayırdı. Programın pazar sabahına alınmak istenmesi üzerine görüş ayrılığına düşen kanal ve yapımcılar Z Raporu'nun yayınını durdurmaya karar verdi. Programın yeni yılda yeni bir kanalda ekrana gelmesi bekleniyor.
FLASH TV, DIGITURK 33. KANALDA
Flash TV yeni yılla birlikte atağa kalkmaya hazırlanıyor. Uydu ve kablodan yyaın yapan Flash TV, şubat ayından itibaren Digitürk 33. kanaldan da izlenebilecek.
AKŞAM'IN YENİ İSTİHBARAT MÜDÜRÜ BELLİ OLDU
Akşam'da Veysi Şahin'in geçen hafta Akşam'la yollarını ayrımasının ardından gazetenin yeni istihbarat müdürü belirlendi..Anadolu Ajansı eski İstanbul Bölge Müdürü Bayram Yaşlı Akşam'da istihbarat müdürü oldu
04-01-2006, 10:00
muzo
Paha BİÇİlemeyen Rus Çari'nin Bu MÜhrÜnÜ Ankara'da Polİse Satmaya Kalktilar
PAHA BİÇİLEMEYEN RUS ÇARI'NIN BU MÜHRÜNÜ ANKARA'DA POLİSE SATMAYA KALKTILAR
Rusya'da Çarlık dönemine ait olduğu sanılan ve değerli taşlarla süslü paha biçilemeyen bir mührü, polislere 3 milyon Sterlin'e satmak isteyen 6 kişi gözaltına alındı.
04 Ocak 2006 Çarşamba 00:07
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Rusya'da Çarlık dönemine ait olduğu sanılan ve değerli taşlarla süslü paha biçilemeyen bir mührü, polislere 3 milyon Sterlin'e satmak isteyen 6 kişi gözaltına alındı.
Ankara Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürlüğü Mali Büro Amirliği ekipleri bir istihbaratı değerlendirerek, bazı kişilerin değerli taşlarla süslü bir mührü piyasaya sürmek istediklerini tespit ettiler.
Alıcı gibi davranan Mali Şube ekipleri, mührü elinde bulunduran kişilerle Ulus'ta bir otelde irtibata geçtiler. Mühüre, 3 milyon Sterlin isteyen söz konusu kişiler, pazarlığın ardından otele gelen bir başka polis ekibi tarafından gözaltına alındılar.
Gasp suçundan sabıkası bulunan Ahmet E., Sezai A., Abidin T., Serdar Ü., Turhan C. ve Fikret G., emniyette sorgulandıktan sonra çıkartıldıkları mahkeme tarafından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldılar.
Mali Büro tarafından el konulan mühür ise Etnografya Müzesi, Hacettepe Üniversitesi, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi uzmanları tarafından incelendi. Uzmanlar, mühürün 200-300 yıl öncesi Rusya'da çarlık dönemine ait olduğunun sanıldığını bildirdiler.
Üzerinde amatis, yakut, zümrüt ve elmas gibi taşlarla süslü olan mührün dört tarafında aslan figürü bulunuyor. Mührün üzerinde ayrıca küçük insan figürleri de yer alırken, alt tarafında ise değerli amatis taşı bulunuyor. Yetkililer, mührün üzerinde herhangi bir yazıya rastlanılmadığını da ifade ettiler.
04-01-2006, 10:57
CABBARİ
ahhhh neden bana getirmezlerki bunları:(:(:( iyi para ederdi vitrine koyup satardım:)
04-01-2006, 10:58
CABBARİ
eeee taş devri diyorsun ama bunların içinde aganiginaganigi yok:):):)
04-01-2006, 10:59
CABBARİ
vay be ahlaksız herifler neler yapmışlar..
bilgi için teşekkürler..
04-01-2006, 11:03
Yaban Ali
güncel haberler
Hüseyin TÜCCAR- Emre KOŞAK/BURSA, (DHA)
BURSA’da otomobilde yapılan aramada, pişmaniye kutuları arasına gizlenmiş 2 kilo 208 gram esrar ele geçirildi. Gözaltına alınan iki zanlıdan 55 yaşındaki Mehmet Bilge'nin Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nde bekçilik yaparken, uyuşturucu ticareti yaptığı iddiasıyla meslekten atıldığı anlaşıldı.
Yapılan bir ihbarı değerlendiren Bursa Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, İstanbul’dan alınan esrarın Bursa’ya getirilmesinde kullanıldığı öne sürülen 16 GC 282 plakalı otomobili Yeni Yalova Yolu üzerinde durdurdu. Otomobilde yapılan aramada, arka koltukta bulunan pişmaniye kutularının içine yerleştirilmiş 2 kilo 208 gram esrar ele geçirildi. Polis sürücü 35 yaşındaki Bülent Atalan ve arkadaşı 55 yaşındaki Mehmet Bilge’yi gözaltına aldı. Yapılan incelemede, Mehmet Bilge’nin 1987 yılında bekçi olarak Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nde çalışırken, uyuşturucu madde kaçakçılığı yaptığı iddiasıyla meslekten atıldığı ortaya çıktı.
Polis, savcılıktan aldığı izinle Mehmet Bilge’nin Ulus Mahallesi’ndeki evinde yaptığı aramada, terör örgütü PKK'yı destekleyici yayınlar, ruhsatsız bir tabanca ve bu tabancaya ait mermiler ele geçirdi.
Sanıklar sorgulamalarının ardından, ‘Ticaret maksatlı uyuşturucu madde, ruhsatsız silah ve örgütsel doküman bulundurmak'' suçlarından adliyeye sevkedilecek.
04-01-2006, 11:35
Yaban Ali
Akademik kurulda iki Prof. üçüncüyü dövdü
Uğur DÜNDAR-Hatice DEMİRCAN
İstanbul Çapa’daki Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı profesörlerinin akademik kurul toplantısı, darplı kavgayla bitti. Yarıda kalan toplantının ardından dekanlığa başvuran Prof. Dr. Hüseyin Özbey, aynı bölümde çalıştığı 2 meslektaşının saldırısına uğradığını ve can güvenliği sağlanmadığı takdirde, akademik kurul toplantılarına katılmayacağını söyledi.
İDDİALARA göre, Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Alaattin Çelik, Prof. Dr. Tansu Salman ve Prof. Dr. Hüseyin Özbey’den oluşan kurul, geçen cuma günü, aylık toplantı için bir araya geldi. Toplantının ilk dakikalarında, serviste yatan hasta bir çocuğa yapılan işlemler tartışıldı. Prof. Dr. Hüseyin Özbey, evinde yanlışlıkla asitli temizlik sıvısı içen küçük çocuğa müdahalede gecikme olduğunu, önerilerinin zamanında yerine getirilmemesi nedeniyle hastanın ölüm tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını söyledi.
KÜFÜRLEŞME BAŞLIYOR
Tartışmayla birlikte ortam gerginleşti. Başkan Prof. Dr. Alaattin Çelik, yapılan işlemlerin doğruluğunu söyleyerek, tüm hastalara bilimin gereklerinin uygulandığını savundu. Ayrıca kendilerini Cumhurbaşkanlığı’na şikayet ettiği ve haksız ithamlarda bulunduğu için Prof. Dr. Hüseyin Özbey’e sert bir dille çıkıştı. İddiaya göre bu sert çıkışı, karşılıklı küfürler izledi. Hatta bacak bacak üstüne atarak konuşan Prof. Dr. Özbey’den derhal bacaklarını indirmesi ve daha saygılı bir şekilde oturması istendi. Bunun üzerine daha önce Prof. Dr.Çelik ve Prof. Dr. Tansu Salman’ın servisteki uygulamaları hakkında üniversite yönetimi ve YÖK’e şikayet dilekçeleri veren, ayrıca Cumhurbaşkanlığı’na da başvuran Prof. Dr.Özbey, odayı terk etmek istedi. Ancak toplantı odasından çıktığı takdirde rapor edileceği söylenince, tekrar geri döndü.
CEPTEN İMDAT ÇAĞRISI
Böylece başlayan itiş kakış sırasında Prof. Dr.Özbey, cep telefonundan Fakülte Dekanı Prof. Dr. Mustafa Keçer’i arayarak kendisine galiz küfürler edildiğini, ayrıca Prof. Dr. Çelik’in boynuna sarılarak boğazını sıktığını ve kafa atmaya çalıştığını söyledi. Dekandan olaya müdahale etmesini istedi. O sırada bir toplantıda bulunan Dekan Prof. Keçer, bu tür davranışların üniversite çatısı altında hiç olmaması gerektiğini söyledi ve hemen Cerrahi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Cavit Özsoy’u kurul salonuna gönderdi. Prof. Özsoy’un gelişi ve yatıştırıcı konuşmasıyla kavga da sona erdi.
Hürriyet muhabirinin konuyla ilgili sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Tansu Salman ise, olayı "tatsızlık" olarak niteledi. Olup bitenleri karı koca arasındaki klasik kavgaya benzeten Prof. Salman, her kurumda, her ailede bu tür tartışmaların yaşanabileceğini söyledi.
İstanbul Üniveristesi Rektörü Prof. Dr. Mesut Parlak’ın olayla ilgili soruşturma başlattığı bildirildi.
Can güvenliğim sağlanmadan toplantıya girmem
Olayın ardından fakülte bünyesindeki Adli Tıp Anabilim Dalı’na giderek muayene olan Prof. Dr. Özbey’e, sol elinde kanama ve ezilme ile sağ omuzunda yumuşak doku ezilmeleri olduğunu gösteren 30 Aralık tarihli rapor verildi. Rapora, bilim adamının kanayan elinin fotoğrafları da eklendi. Aldığı "darp" raporuyla dekanlığa başvuran Prof. Özbey, maruz kaldığı saldırının ilk olmadığını, geçen yıl mayıs ayında yapılan akademik kurul toplantısında da benzer bir durumla karşılaştığını belirtti. Prof. Dr. Hüseyin Özbey şikayet dilekçesinde, yukarıdaki iddiaları sıraladıktan sonra, can güvenliği sağlanmadığı takdirde, bundan böyle hiçbir akademik kurul toplantısına girmeyeceğini de ekledi.
04-01-2006, 12:03
fa77
haber verecek arkadaşlar sadece buraya yazsınlar tüm haberler birleştirilmiştir
sevgiler.....
04-01-2006, 12:15
Yaban Ali
Sahte rapor çetesine operasyon: 30 doktor gözaltında
A.A.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, bazı SSK'lılara usulsüz malulen emeklilik sağlanmasıyla ilgili olarak 30 doktor hakkında soruşturma başlattı.
SSK'dan usulsüz şekilde malulen emekli olanlar hakkında daha önce dava açan başsavcılık, aralarında dönemin SSK Dışkapı Hastanesi Başhekim Yardımcısı İbrahim Çolak'ın da bulunduğu raporları onaylayan 30 doktor hakkında Ankara Valiliği'nden soruşturma izni istedi. Valiliğin soruşturma izni vermesi üzerine, doktorlar Bölge İdare Mahkemesi'ne itiraz ettiler, ancak itiraz reddedildi.
Malulen emeklilik işlemlerinin, eski bir hasta için düzenlenmiş rapora dayandığı, doktorların, Ankara Numune Hastanesi'nden alınan söz konusu raporları onayladıkları ifade edildi. Soruşturmanın, “resmi belgede sahtecilik” ve “görevi kötüye kullanma” suçlarından yürütüldüğü öğrenildi. Konuyla ilgili olarak, SSK'lılara usulsüz malulen emeklilik sağladığı ileri sürülen Hasan Acar ile malulen emekli olan 7 kişi, ”sahte resmi belge düzenlemek” ve “kamu kurumunu dolandırmak” suçlarından Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanıyor.
RTÜK’ün İzleme ve Değerlendirme Dairesi "Google" usulü çalışmaya hazırlanıyor.
RTÜK, Sayısal Kayıt Arşiv ve Analiz Sistemi (SKAAS) oluşturulması için TÜBİTAK ile ortak bir çalışma başlatıyor. Bu sistemle Türkiye’deki tüm ulusal ve yerel yayınlar Ankara merkezden izlenecek.
RTÜK’ÜN İZLEME DAİRESİ "GOOGLE" GİBİ ÇALIŞACAK
Yeni sistem ile merkeze aktarılacak tüm radyo ve televizyon yayınları "Google" türü arama motorları ile takip edilecek. Motora "irticai", "bölücü", "*****grafik", "misyoner faaliyetler" vb. sözcükler yazılarak, yapılan tüm yayınlar objektif olarak değerlendirilecek.
Örneğin, "A Kanalı"nı izleyen bir uzman gerçekleşen yayını bölücü, irticai ya da *****grafik bulup cezai işlem uygulanması gerektiğini düşünürken, "B Kanalı"nı izleyen başka bir uzman aynı içerikli yayınlara cezai işlem uygulanmasını öngörmeyebiliyor.
Bu sistemle Üst Kurul’un İzleme ve Değerlendirme Dairesi’nin yayın takibi de kolaylaşacak. Ancak İzleme Dairesi özellikle ulusal televizyonları eski yöntemle takip etmeye, vatandaşlar ise Alo RTÜK 178 Şikayet Hattı’na şikayette bulunmaya devam edecek.
Sistem öncelikle ulusal radyo ve televizyonlar için devreye girecek. Böylece RTÜK ilkelerine aykırı yayınlar daha rahat tespit edilerek izlemeye standart getirilecek.
"MEDYA VERİ TABANI OLUŞTURULACAK"
Üst Kurul ayrıca, Türkiye İstatistik Kurumu ile de bir protokol yapacak. Bu protokole göre, "medya veri tabanı" oluşturulacak. Böylece yayın organlarıyla ilgili her türlü istatistiki bilgiye derli toplu bir biçimde ulaşılabilecek.
Alıntı hurriyet.com.tr
04-01-2006, 14:16
umsado
Baykal: Demirel'in cumhurbaşkanlığına dair anlaşma yok
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Demirel'in cumhurbaşkanlığına dair anlaşma bir anlaşma olmadığını söyledi.
CHP Genel Başkanı Baykal, partisinin İstanbul İl Başkanlığı'na gelişinde, basın mensuplarının “Diğer siyasi partilerle Süleyman Demirel'in Cumhurbaşkanlığı adaylığı üzerinde anlaştığınız doğru mu?” şeklindeki sorusu üzerine “Hayır, doğru değil” dedi. Baykal, “Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün toplantıya neden davet edilmediğine” ilişkin soruyu ise yanıtlamadı.
CHP İstanbul İl Başkanlığı'ndaki toplantıya, CHP Genel Başkan Yardımcıları Onur Öymen ve Eşref Erdem ile Genel Sekreter Önder Sav'ın da aralarında bulunduğu partinin bazı üst düzey yöneticileri, Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen, Avcılar Belediye Başkanı Mustafa Değirmenci, Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk, Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal ile 3 beldenin CHP'li belediye başkanı ve bazı CHP milletvekilleri de katıldı.
Toplantı, İl Başkanı Öktem'in sunum yapmasının ardından basına açık devam edecek.
Öte yandan, CHP İstanbul İl Başkanı Şinasi Öktem, aynı soru üzerine, “Genel Sekreterlik'ten gelen listede Mustafa Sarıgül'ün isminin bulunmadığını” ifade ederek, kendilerinin o liste üzerinden davetiye çıkardıklarını söyledi.
Öktem, “Sarıgül'ün, partinin İstanbul il örgütüne karşı suç işlediğini” de öne sürdü.
Sarıgül'ün “CHP'nin parti içi demokrasi anlayışının bu olduğu” yönündeki açıklamalarının anımsatılması üzerine ise Öktem, “Bir belediye başkanının genel başkanlığa aday olmasından daha demokratik ne olabilir?” diye konuştu.
Alıntı hurriyet.com.tr
04-01-2006, 14:17
umsado
Türk Bayrağı'nın üzerinde sigara söndürdüler
Denizli'nin Acıpayam İlçesi'nde bir ilköğretim okulundaki bayrağı indiren kimliği meçhul kişi ya da kişiler, üzerinde sigara söndürdü.
Osman Manisalı İlköğretim Okulu'nun bahçesinde bulunan direkteki bayrak, gece kimliği meçhul kişi ya da kişilerce indirildi. Bayrak, üzerinde sigara söndürüldükten sonra da giriş kapısının önüne bırakıldı. Denizli Valisi Gazi Şimşek, olayla ilgili AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türk Bayrağı'na yapılan çirkin saldırının faillerini belirlemek ve yakalamak için çalışmaların sürdüğünü söyledi.
Acıpayam Kaymakamlığı ve Cumhuriyet Savcılığı'nın olayın aydınlatılması için adli ve idari bakımdan gerekenleri yaptığını ifade eden Vali Şimşek, “Olayla ilgili soruşturma çok yönlü sürdürülüyor. Bu çirkin saldırıyı yapanlar, mutlaka ortaya çıkarılıp adalete teslim edilecektir” dedi.
Bir süre önce de ilçeye bağlı Kelekçi Beldesi'nde, F.D. isimli öğretmenin Atatürk portresini çiğnediği, daha sonra pencereden dışarıya attığı iddialarının hatırlatılması üzerine Şimşek, “Tabii bu olayın akabinde olması dikkat çekici. Acıpayam'da özel bir şey mi söz konusu sorusu akla gelebilir. Ancak organize bir şey olduğunu sanmıyorum. Bir meczubun işi olabilir” diye konuştu.
Atatürkçü Düşünce Derneği Acıpayam Şube Başkanı Hasan Gülmez de bayrağa saldırının halkın bütünlüğünü bozmaya çalışan kışkırtıcıların işi olduğunu, faillerin kısa sürede yakalanıp adalete teslim edileceğine inandığını belirtti.
Alıntı hurriyet.com.tr
04-01-2006, 14:20
umsado
Şanlı Bayrağımıza,şehitlerimize bu tür çirkin saldırıları yapan şerefsizleri kınıyorum.
04-01-2006, 14:22
umsado
Baydemir: Roj TV’yi ben de izliyorum
Danimarka'dan aldığı yayın ruhsatı ile terör örgütü PKK çizgisinde yayın yapan Roj TV’nin kapatılmaması için 56 belediye başkanı adına Danimarka Başbakanına Rasmussen’e mektup yazan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, bu kanalı kendisinin de izlediğini söyledi.
Kürdistan Demokrat Partisi lideri Mesud Barzani'ye bağlı Kürdistan TV'nin sorularını da yanıtlayan Baydemir, “Bu televizyon kanalının kapatılması Türkiye’nin istikrarı ve barışına hiç bir katkı sağlamayacaktır” dedi.
Büyükşehir Belediyesi’nin yaptırdığı aşevini gezen Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Roj TV mektubu, mektubun Meclis'e taşınması ve haklarında başlatılan inceleme ile ilgili gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Baydemir, Roj TV mektubu ile yeni tartışma yaratma niyetinde olmadıklarını, Türkiye’de bir takım tabuların yıkılması için insanların duygu ve düşüncelerini özgürce ifade etmesi gerektiğini belirterek şöyle konuştu:
“Umarım ve dilerim ki, mektubun Meclis'te tartışmaya açılması Türkiye demokraksi kültürüne, Türkiye’de farklılıkların değer olarak algılaması sürecine pozitif bir katkı sunmuş olsun. 56 belediye Başkanı olarak demokrasi kültürünün gelişmesi için, farklılıkların kendilerini özgürce ifade edebilmesi için hiç bir sesin susturulmaması gerektiğine inanıyoruz. Kabul etmemiz gerekiyor ki Roj TV önemli bir yurttaş topluluğu tarafından izlenmektedir. Ben de Roj TV izliyorum. Hal böyle iken bir televizyon kanalının kapatılması Türkiye demokrasisine, istikrarına, barışına hiç bir katkı sağlamayacaktır.
"ROJ TV TÜRKİYE'NİN MENFAATİNE"
Dolayısıyla kapatmak yerine yasal zemin oluşturarak Roj TV ve buna benzer televizyon kanallarının Türkiye’de yayın yapması sağlanmalıdır. Olayı Meclis'e taşıyan milletvekiline bir yönüyle teşekür ediyorum. Ama değer yandan bir gerçeğin de bilinmesi gerekiyor. Acaba söz konusu milletvekili Şırnak, Hakkâri ve Diyarbakır’a gelmiş midir, burdaki insanların taleplerini dinlemiş midir? Bunu öğrenmek istiyorum. Roj TV’nin Türkiye’de yayın yapması Türkiye’nin menfaatinedir.”
Başkan Baydemir, gönderdikleri mektupla ilgili savcılığın inceleme başlatması ile ilgili soruya ise, mektupta bir suç unsuru bulunmadığını, kendisinin mektubu kaleme alırken her kelime ve kavramın sorumluluğunu üstlenerek yazdığını kaydetti. Baydemir, izlediğini söylediği Roj TV’nin yayın politikasını bağenip-beğenmediğine dair soruyu yanıtlarken, “Yayın politikasını beğenip-beğenmeme ayrı tartışma konusudur. Önemli olan beğenmesek de tahamül etmektir. Bu da demokrasi kültüründe vazgeçilmez bir zorunluluktur” karşılığını verdi.
Alıntı hurriyet.com.tr
04-01-2006, 14:24
umsado
İngiltere'de eşcinsel evliliğe İslamcı tepkisi
İngiltere İslam Konseyi Başkanı İkbal Sacranie, “eşcinselliğin kabul edilemez, eşcinseller arasında evliliğin ise zararlı olduğunu” söyledi.
Sacranie, geçen ay İngiltere'de yürürlüğe giren ve eşcinsellerin evlenmelerine olanak tanıyan yasaya tepki göstererek, “eşcinsel evliliklerinin toplumun en küçük birimi olan aileye zarar verdiğini” belirtti. “Toplumun bu durumu teşvik etmemesi gerektiğini” ifade eden Sacranie, “buna rağmen yasanın çıkmasıyla önü açılan eşcinseller arası evliliklere herkesin hoşgörüyle yaklaşması gerektiğini” söyledi.
Sacranie, “Başkalarının yaşam biçimlerinden ya da yorumlarından rahatsız olabiliriz, ama sonuçta hepimiz insanız” dedi. Sadece İslamiyet'in değil, Hıristiyanlık ve Museviliğin de bu konuda aynı esasları benimsediğini kaydeden Sacranie, “Bütün dinler eşcinselliğin zararlı olduğunu söylüyor” diye konuştu.
Bu arada, eşcinsellerin haklarını savunan OutRage örgütünden Peter Tatchell, Sacranie'nin sözlerini eleştirerek, “bir azınlığın başka bir azınlığın haklarına saldırmasının trajik olduğunu” ifade etti.
Alıntı hurriyet.com.tr
04-01-2006, 14:25
umsado
Barzani ve Talabani ortak tavır belirledi
Irak'ta önde gelen Kürt grupları, Kürdistan bölgesinde gerçekleştirilen hükümet kurma çalışmalarında uzlaşıyor. Kürt gruplar, Şii ve Sünni Uzlaşma Cephesi’nin Kürdistan Cephesi'nden memnun olduğunu ve bundan sonraki çalışmaların Bağdat’ta devam edeceğini bildirdi.
Irak’ta 15 Aralık’ta yapılan parlamento seçimlerinden sonra başlayan hükümeti kurma çalışmaları devam ederken, Kuzey Irak’taki önde gelen Kürt gruplardan Kürdistan Yurtsever Birliği (KYB) başkanı, Cumhurbaşkanı Celal Talabani ile Irak Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP) ve bölgesel Kürt yönetiminin başkanı olan Mesud Barzani, politbüro üyeleriyle Selahaddin kenti yakınlarındaki Massif kasabasında bir araya geldi.
Barzani ve Talabani Irak’taki gelişmeleri ve iki idarenin birleştirilmesi meselelerini görüştükten sonra ortak basın toplantısı düzenledi.
Mesud Barzani, Irak’ta mevcut koşullarda kurulacak yeni hükümete ve son günlerde Kürdistan bölgesinde gerçekleştirilen hükümet kurma çalışmalarında Şii ve Sünni Uzlaşma Cephesi’nin Kürdistan Cephesi karşısında memnun olduğunu ve bundan sonraki çalışmaların Bağdat’ta devam edeceğini bildirdi.
Barzani, iki Kürt yönetiminin birleştirilmesi konusunda "Bugünkü toplantıda ayrıntıları konuştuk önümüzdeki perşembe bu konuyla ilgili olarak özel bir komisyon toplanacak. İyi bir sonuca ulaşmayı umuyoruz" dedi.
BARZANİ: KERKÜK KONUSUNA BÜYÜK ÖNEM VERİYORUZ
Barzani, son günlerde gerçekleşen yeni Irak hükümetini kurma çalışmalarında Dava Partisi lideri ve Başbakan İbrahim Caferi’nin tekrar Başbakanlık koltuğuna geçmesi konusunda, "Caferi Şii İtilaf Listesi üyesidir. Buna onlar karar verecek ve onların belirlediği kişiye de saygı duyacağız" diye konuştu.
Mesud Barzani, Kerkük konusuna büyük önem verdiklerini, Talabani ile birlikte Bağdat’taki görüşmelerde 58’inci maddenin uygulanması konusuna değindiklerin anlattı. Bizim Kürtlerin hesabı dışında bir şeyler yapmamız mümkün değil. Kürdistan’ın içinde bulunduğu durum çok açıktır" dedi.
Barzani, Bağdat’ta yeni hükümetin oluşturulması ve fazla sandalyelerin paylaşılması ve bunların Kuzey Irak’taki iki yönetimin birleştirilmesiyle ne kadar ilişkili oldukları konusunda ise, "Bağdat ile Kürdistan hükümeti arasında doğrudan olmayan bir bağlantı var. Biz burda ne kadar düzenli olursak Bağdat’taki tutumumuz o kadar güçlü olur" dedi.
Celal Talabani, yetkilerinin artırılmaması halinde devlet başkanlığına aday olmayı düşünmediğini anlatırken, "Kürdistan İttifakı’nın tarafların birbirlerine yakınlaşmasında önemli bir rolü olacak" dedi.
Alıntı hurriyet.com.tr
04-01-2006, 14:27
umsado
Meksika açıklarında 6.7'lik deprem
Meksika'nın Kaliforniya Körfezi açıklarında, Richter ölçeğine göre 6.7 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.
Amerikan Jeolojik Araştırmalar Merkezi (USGS), yerel saatle 02:32'de (TSİ 11:32) meydana gelen depremin merkez üssünün, Kaliforniya yarımadasındaki Santa Rosalia'dan 89 kilometre açıkta olduğunu duyurdu.
Pasifik Uyarı Merkezi de şu ana dek can ve mal kaybına neden olmayan depremin tsunami etkisi bulunmadığını bildirdi.
Alıntı hurriyet.com.tr
04-01-2006, 14:48
umsado
İsveç'te yeni 'Kürt TV'si test yayınında
Roj TV'nin kapatılması yönündeki girişimler sürerken, isveç'te Kürtçü politikalarıyla bilinen 'Rojhelat TV' adlı yeni bir kanal test yayınına başladı.
Başkent Stokholm'de kurulan ve uydu üzerinden yayın yapan Rojhelat TV, terör örgütü PKK'dan önce kurulan 'Rızgari' adlı Kürt örgütün yayın organı.
Örgüt, PKK ile aynı çizgide olmamasına rağmen, bölücülük yanlısı olarak biliniyor. Örgütün yayın organı Rojhelat TV'nin, daha önce ***** yayın yapan bir frekansı beş yıllığına kiraladığı belirtiliyor.
Son olarak 2 ocakta, Türkiye'nin Roj TV'nin kapatılması için yaptığı başvuruyu uzun zamandır sonuçlandırmayan Danimarka'dan Kürtçe müzik yayını yapılacağı açıklanmıştı.
Roj TV'nin sahibi olan Mezopotamya Yayıncılık Anonim Şirketi'nin kuruluşu olan kanal 'ilk Kürtçe müzik kanalı' sloganı ile 15 saat yayın yapıyor.
Mezopotamya müzik kanalı yani MMC logosuyla yayın yapacak şirket, iki aylık deneme yayını sonrasında normal yayına başlamıştı.
Danimarka ile Roj TV gerginliği
Türkiye, ocak 2005'te büyükelçilik aracılığıyla iki video kasediyle Danimarka makamlarına başvurarak ülkeden yayın yapan PKK'nın yayın organı Roj TV'nin kapatılmasını istemiş, Danimarka ise kendi yasalarına göre televizyonun suç işlemediğini açıklamıştı.
Dışişleri Bakanlığı ise, 2 eylülde yeniden Danimarka makamları nezdinde girişimlerde bulunarak, Roj TV hakkında cezai kovuşturma başlatılmasını istemişti.
Türkiye ile Danimarka arasında gerginliğe neden olan tartışmaya Danimarka Savcılığı noktayı koymuş ve 7 kasımda, "Kürt televizyonu Roj TV hakkında PKK ile finansal bağlantısı, yayınlarında şiddete yönelik içeriklerin olup olmadığı konusunda soruşturma başlattık" açıklamasını yapmıştı.
Son olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 15 kasımda Kopenhag'da Danimarka Başbakanı Rasmussen ile düzenleyeceği basın toplantısını, Roj TV muhabirleri nedeniyle iptal etmiş, olay daha sonra iki ülke gündemine oturmuştu.
Roj TV:
Türkiye'nin baskısı sonucu kapatılan Med TV yerine kurulan Medya TV'nin ardından PKK çizgisinde Roj TV kuruldu.
Kanal Kürtçe'nin yanı sıra Arapça, Türkçe de yayın yapıyor. Saat 13.00'te başlayan yayın 12 saat sürüyor. 'PKK'nın televizyonu' olarak bilinen Roj TV'de siyaset dışında programlar da yayınlanıyor.
Roj TV'nin sahip olduğu şirket MMC, Kürtçe müzik kanalı için 2004 yılında lisans aldı. Şirketin, Danimarka'da Roj TV ve MMC dışında, METV ve NUCE adında iki ayrı televizyonu ve bir de radyo kanalı bulunuyor.
Med TV:
30 mart 1995'te uydu aracılığıyla İngiltere üzerinden yayına başlayan Med TV, kuruluşundan yaklaşık dört buçuk yıl sonra 17 kasım 1999'da kapatıldı.
Med TV'yi kapatma kararı alan kurum, İngiltere'nin RTÜK'ü niteliğindeki bağımsız televizyon komisyonu oldu.
Bu süreçte dönemin Londra Büyükelçisi Özdem Sanberk'in rolü de önemliydi.
Gerekçe: PKK lideri Abdullah Öcalan'ın yakalanmasının ardından Avrupa'nın dört bir yanında protesto gösterilerinin patlak vermesi sırasında kanalın 'tarafsız yayıncılık ilkelerine uymayıp, tahrik edici yayın yapması'.
Medya TV:
Med TV daha kapatılmadan, bir başka PKK yanlısı televizyon olan Medya TV yayına başladı.
29 temmuz 1999'de uydudan Fransa üzerinden yayına giren televizyonun kapatılması için Türkiye bir kez daha düğmeye bastı. Girişimler beş yıl sürdü.
Sonunda, şubat 2004'te Fransa'nın RTÜK'ü olan 'Fransız Lisans Kuruluşu', Medya TV'nin yayın lisansını iptal etti.
Gerekçe: Medya TV'nin Med TV'nin devamı olması.
Danimarka'da lisanslı 12 televizyon kuruluşundan dördünün PKK yanlısı yayınlara sahip Mezopotamya Yayıncılık'a ait olması dikkat çekiyor.
Alıntı cnnturk.com
04-01-2006, 14:52
umsado
Irak'ta intihar saldırısı: 30 ölü
Irak'ın başkenti Bağdat'ın kuzeydoğusunda düzenlenen intihar saldırısında yaklaşık 30 kişi öldü.
Iraklı bir güvenlik yetkilisi, Mikdadiye bölgesinde düzenlenen intihar saldırısının bir Şii cenaze törenini hedef aldığını ve onlarca kişinin de yaralı olduğunu belirtti.
Aynı kaynak, cenaze törenine katılanlara havan topu ve otomatik silahlarla ateş açıldığını söyledi.
Alıntı cnnturk.com
04-01-2006, 14:53
umsado
PTT'den bayram indirimi
PTT Genel Müdürlüğü, yaklaşan Kurban Bayramı nedeniyle posta kartı gönderiminde yüzde 25 oranında indirime gitti.
Paket ve koli gönderiminde de 'ağırlığa bağlı ücret belirleme' uygulamasına geçilerek, gönderilerde yüzde 17-50 oranında indirim sağlanacak.
PTT Genel Müdürlüğü, indirimin bayramın unutulan geleneğini hatırlatmak amacıyla yapıldığını açıkladı.
Daha önce 40 YKr olan posta kartı gönderimi, pul baskılı olarak 30 YKr'a indirildi.
PTT, koli gönderiminde uyguladığı tarife sistemini de rekabet koşullarına uygun hale getirmek amacıyla değiştirdi.
Daha önce 'ağırlık ve mesafeye bağlı' hesaplanan küçük paket ve koli gönderim ücretleri, artık sadece 'ağırlığa bağlı' olarak belirlenecek.
Bu uygulamayla, küçük paket gönderiminde yüzde 17-50 arasında indirim sağlanması hedefleniyor.
PTT Genel Müdürlüğü, basın sektörünün talepleri ve yayıncılıkta gelişen yeni standartlar nedeniyle 900 YKr'ye taşınan 250 gramlık basılmış kağıt gönderileri tarifesine, 750 YKr'ye taşınacak 150 gramlık bir dilim daha ekledi.
Bu ekleme özellikle dergi, broşür, kitap, albüm, fotoğraf, plan ve harita gibi gönderilerin daha ucuza taşınmasına imkan sağlayacak.
Bu tarife diliminin bin ve 2 bin gramlık dilimlerinde de yüzde 11-14 arasında indirim yapıldı.
Alıntı cnnturk.com
04-01-2006, 17:53
muzo
KAZIK YEDİM, HASTANE SAHİBİ OLDUM
Köy bakkalının oğlu olarak dünyaya gelen Turgut Aydın, şimdi teknoloji ve kalite bakımından dünyanın sayılı hastanelerinden birinin sahibi...
04 Ocak 2006 Çarşamba 10:54
Köy bakkalının oğlu olarak dünyaya gelen Turgut Aydın, şimdi teknoloji ve kalite bakımından dünyanın sayılı hastanelerinden birinin sahibi...
Trabzon’un Maçka İlçesi'nin küçük bir köyünde doğdu. Geçim derdi yüzünden ilkokuldan sonra okuyamadı. 15 yaşında geldiği İstanbul'da iş hayatına Sultanhamam'daki bir tornacı atölyesinde atıldı. Havlu asacağı ve kapı kolu imalatı yaptı. Bu işi sırasında atıldığı tekstil piyasasında Türkiye'nin en büyük tekstil devlerinden Aydın Örme A.Ş.'yi ortaya çıkardı... Özel bir hastanede ameliyat olan gelinine çok yüksek fatura çıkarılınca, hastane sahibi olmaya ve bu işi kimsenin hakkını yemeden yapmaya yemin etti... Şimdi, Türkiye'nin teknoloji ve kalite anlamında dünyayla yarışan hastanelerinden birinin sahibi... İçinde kalan tek ukte ise, yabancı dil bilmemek...
Bu ilginç ve başarılarla dolu hayat hikâyesi, Memorial Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Turgut Aydın'a ait. İşte, sağlık sektöründe yeniliklerin öncüsü 61 yaşındaki Turgut Aydın ile, başarısının sırrı, özel hayatı ve muhafazakâr kimliği ile ilgili dobra dobra bir söyleşi...
KAZIK ATTILAR
- Gelininize çok yüksek bir fatura çıkarıldığı için hastane sahibi olmaya karar verdiğinizi söylüyorsunuz. Şimdi siz müşterilerinize nasıl davranıyorsunuz?
Hiç unutmam, faturada 150 iğne yapıldığı gösterilmişti. 'Bu kadar iğne vurulsa adam ölür' diyerek hastane yetkilileriyle kavga ettim. O gün orada, 'ben bir gün hastane sahibi olursam, kimsenin hakkını yemeyeceğim' diye yemin ettim. Şimdi, hastanemde bütün faturaları tek tek kontrol ettiriyorum. 'Aman bir yanlışlık olmasın, kimseden haksız yere para almayalım' diye.
- Peki, sağlık sektöründeki yöneticilik mi, yoksa tekstil patronu olmak mı daha zor?.. Sizin için hangisi öncelikli?
Ben tekstili hep zor bilirdim. Ama sağlık sektörü çok daha zor. Yönettiğiniz insanlar doktor, okumuş, akıllı insanlar... Hastane yönetiminde başarılı olabilmek için, iyi bir sağlıkçı, iyi bir otelci, iyi bir restorancı ve iyi bir işletmeci olmak gerekiyor. Üstelik size başvuran insan duygularının en dorukta olduğu zaman geliyor. Sürekli disiplin ve en yeni teknolojileri arayıp bulmak şart. Yoksa, başarılı olamazsınız. Tekstilde böyle bir sorun yok. Ancak ikisi de benim çocuğum gibi, birbirinden ayıramam.
- Oğlunuz ünlü işadamı Ahmet Nazif Zorlu'nun kızıyla evli. Dünürünüzle rakip misiniz? İlişkileriniz nasıl?
Ahmet Bey'in benim en beğendiğim özelliği ticaretle özel hayatını birbirine karıştırmaması. Damat filan dinlemez, 'ticaret, ticarettir' der. Mal alım satımında kimseye iltimas geçmez. Çok dürüst bir işadamıdır. O işine gelirse bana mal satar, ben de işime gelirse alırım. Ancak, Memorial Hastanesi'nin bugünlere gelmesindeki maddi ve manevi desteğini unutamam.
- 3 çocuğunuz var. Çocuklarınızdan birinin doktor olmasını ister miydiniz?
Bu zamana kadar çocuklarımı meslekleri konusunda hep yönlendirdim. Büyük oğlumu tekstille ilgilendiğim için, tekstil mühendisi yaptım. Küçük oğlum işletmeci oldu. Kızımın doktor olmasını isterdim, ama maliye okudu. Şimdi çok iyi bir iş kadını.
- Eğer okuyabilseydiniz, hekim olmak ister miydiniz?
Ben ilkokulu bitirdikten sonra okuyamadım. Ama okusaydım bile, bu hekimlik olmazdı. Çünkü, babamın gücü buna yetmezdi.
- Bugüne kadar isteyip de yapamadığınız bir iş oldu mu?
Aklıma koyduğum her şeyi yaptım. Hangi işi yüklendiysem, başardım. İçimde tek bir ukte kaldı, o da lisan öğrenemedim. Ancak bu eksikliğimi de çocuklarımla kapattığımı düşünüyorum. Üçü de çok iyi lisan öğrendiler.
Muhafazakârsam, bütün insanları sevmek zorundayım
- Kamuoyunda muhafazakâr kimliğinizle tanınıyorsunuz. Oysa, birçok Yahudi ile ortaklıklar kurduğunuzu söylüyorsunuz. Bu konuda tepki aldınız mı?
Bu yönüm özellikle sağlık sektöründe çok dedikodu konusu oldu. Evet, ben dinime bağlı bir insanım. Ancak bu, farklı din gruplarıyla iş yapmayacağım anlamına gelmiyor. Yeniliklere açık olmazsak, nasıl kalkınırız? Yabancılarla hâlâ birçok alanda ilişkilerim sürüyor. Kim işini iyi yapıyorsa, ben onunlayım. Zaten iyi bir muhafazakârsam, bütün insanları sevmek zorundayım. Bakın, benim bir gelinim de Rus'tur. Kendi isteğiyle Müslüman olmuştur.
- Bu kadar iş arasında ailenize zaman ayırabiliyor musunuz?
- Eşinizin başarınızdaki rolü nedir?
Maalesef! 41 yıllık eşim Zehra Aydın, bugünlere gelene kadar büyük fedakârlıklar yaptı ve hâlâ da devam ediyor. Birlikte çok büyük sıkıntılar çektik, yükselmemiz de birlikte oldu. Çocukların giysilerini hep o dikerdi. Ben çok geç saatlere kadar çalışırdım. Hakkını ödeyemem.
- Sizce başarının sırrı nedir?
Çalışmak...Çalışmak... Çalışmak. Tabii, ticaret kafası da lâzım. İşi bilmek gerekir.
Karadenizli erkek çocuk sever!
Turgut Aydın'ın kızından 2 kız torunu, büyük oğlundan ise 2 erkek torunu var. Torunlarını çok sevdiğini belirten Aydın, espriye de patlatıyor: "Karadeniz'de, 'Oğlumun oğlu olsun, kızımın kızı da olsa olur' derler. Karadenizliler erkek çocuğa çok düşkündür.
KAZIK YEDİM, HASTANE SAHİBİ OLDUM
Köy bakkalının oğlu olarak dünyaya gelen Turgut Aydın, şimdi teknoloji ve kalite bakımından dünyanın sayılı hastanelerinden birinin sahibi...
04 Ocak 2006 Çarşamba 10:54
Köy bakkalının oğlu olarak dünyaya gelen Turgut Aydın, şimdi teknoloji ve kalite bakımından dünyanın sayılı hastanelerinden birinin sahibi...
Trabzon’un Maçka İlçesi'nin küçük bir köyünde doğdu. Geçim derdi yüzünden ilkokuldan sonra okuyamadı. 15 yaşında geldiği İstanbul'da iş hayatına Sultanhamam'daki bir tornacı atölyesinde atıldı. Havlu asacağı ve kapı kolu imalatı yaptı. Bu işi sırasında atıldığı tekstil piyasasında Türkiye'nin en büyük tekstil devlerinden Aydın Örme A.Ş.'yi ortaya çıkardı... Özel bir hastanede ameliyat olan gelinine çok yüksek fatura çıkarılınca, hastane sahibi olmaya ve bu işi kimsenin hakkını yemeden yapmaya yemin etti... Şimdi, Türkiye'nin teknoloji ve kalite anlamında dünyayla yarışan hastanelerinden birinin sahibi... İçinde kalan tek ukte ise, yabancı dil bilmemek...
Bu ilginç ve başarılarla dolu hayat hikâyesi, Memorial Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Turgut Aydın'a ait. İşte, sağlık sektöründe yeniliklerin öncüsü 61 yaşındaki Turgut Aydın ile, başarısının sırrı, özel hayatı ve muhafazakâr kimliği ile ilgili dobra dobra bir söyleşi...
KAZIK ATTILAR
- Gelininize çok yüksek bir fatura çıkarıldığı için hastane sahibi olmaya karar verdiğinizi söylüyorsunuz. Şimdi siz müşterilerinize nasıl davranıyorsunuz?
Hiç unutmam, faturada 150 iğne yapıldığı gösterilmişti. 'Bu kadar iğne vurulsa adam ölür' diyerek hastane yetkilileriyle kavga ettim. O gün orada, 'ben bir gün hastane sahibi olursam, kimsenin hakkını yemeyeceğim' diye yemin ettim. Şimdi, hastanemde bütün faturaları tek tek kontrol ettiriyorum. 'Aman bir yanlışlık olmasın, kimseden haksız yere para almayalım' diye.
- Peki, sağlık sektöründeki yöneticilik mi, yoksa tekstil patronu olmak mı daha zor?.. Sizin için hangisi öncelikli?
Ben tekstili hep zor bilirdim. Ama sağlık sektörü çok daha zor. Yönettiğiniz insanlar doktor, okumuş, akıllı insanlar... Hastane yönetiminde başarılı olabilmek için, iyi bir sağlıkçı, iyi bir otelci, iyi bir restorancı ve iyi bir işletmeci olmak gerekiyor. Üstelik size başvuran insan duygularının en dorukta olduğu zaman geliyor. Sürekli disiplin ve en yeni teknolojileri arayıp bulmak şart. Yoksa, başarılı olamazsınız. Tekstilde böyle bir sorun yok. Ancak ikisi de benim çocuğum gibi, birbirinden ayıramam.
- Oğlunuz ünlü işadamı Ahmet Nazif Zorlu'nun kızıyla evli. Dünürünüzle rakip misiniz? İlişkileriniz nasıl?
Ahmet Bey'in benim en beğendiğim özelliği ticaretle özel hayatını birbirine karıştırmaması. Damat filan dinlemez, 'ticaret, ticarettir' der. Mal alım satımında kimseye iltimas geçmez. Çok dürüst bir işadamıdır. O işine gelirse bana mal satar, ben de işime gelirse alırım. Ancak, Memorial Hastanesi'nin bugünlere gelmesindeki maddi ve manevi desteğini unutamam.
- 3 çocuğunuz var. Çocuklarınızdan birinin doktor olmasını ister miydiniz?
Bu zamana kadar çocuklarımı meslekleri konusunda hep yönlendirdim. Büyük oğlumu tekstille ilgilendiğim için, tekstil mühendisi yaptım. Küçük oğlum işletmeci oldu. Kızımın doktor olmasını isterdim, ama maliye okudu. Şimdi çok iyi bir iş kadını.
- Eğer okuyabilseydiniz, hekim olmak ister miydiniz?
Ben ilkokulu bitirdikten sonra okuyamadım. Ama okusaydım bile, bu hekimlik olmazdı. Çünkü, babamın gücü buna yetmezdi.
- Bugüne kadar isteyip de yapamadığınız bir iş oldu mu?
Aklıma koyduğum her şeyi yaptım. Hangi işi yüklendiysem, başardım. İçimde tek bir ukte kaldı, o da lisan öğrenemedim. Ancak bu eksikliğimi de çocuklarımla kapattığımı düşünüyorum. Üçü de çok iyi lisan öğrendiler.
Muhafazakârsam, bütün insanları sevmek zorundayım
- Kamuoyunda muhafazakâr kimliğinizle tanınıyorsunuz. Oysa, birçok Yahudi ile ortaklıklar kurduğunuzu söylüyorsunuz. Bu konuda tepki aldınız mı?
Bu yönüm özellikle sağlık sektöründe çok dedikodu konusu oldu. Evet, ben dinime bağlı bir insanım. Ancak bu, farklı din gruplarıyla iş yapmayacağım anlamına gelmiyor. Yeniliklere açık olmazsak, nasıl kalkınırız? Yabancılarla hâlâ birçok alanda ilişkilerim sürüyor. Kim işini iyi yapıyorsa, ben onunlayım. Zaten iyi bir muhafazakârsam, bütün insanları sevmek zorundayım. Bakın, benim bir gelinim de Rus'tur. Kendi isteğiyle Müslüman olmuştur.
- Bu kadar iş arasında ailenize zaman ayırabiliyor musunuz?
- Eşinizin başarınızdaki rolü nedir?
Maalesef! 41 yıllık eşim Zehra Aydın, bugünlere gelene kadar büyük fedakârlıklar yaptı ve hâlâ da devam ediyor. Birlikte çok büyük sıkıntılar çektik, yükselmemiz de birlikte oldu. Çocukların giysilerini hep o dikerdi. Ben çok geç saatlere kadar çalışırdım. Hakkını ödeyemem.
- Sizce başarının sırrı nedir?
Çalışmak...Çalışmak... Çalışmak. Tabii, ticaret kafası da lâzım. İşi bilmek gerekir.
Karadenizli erkek çocuk sever!
Turgut Aydın'ın kızından 2 kız torunu, büyük oğlundan ise 2 erkek torunu var. Torunlarını çok sevdiğini belirten Aydın, espriye de patlatıyor: "Karadeniz'de, 'Oğlumun oğlu olsun, kızımın kızı da olsa olur' derler. Karadenizliler erkek çocuğa çok düşkündür.
Köy bakkalının oğlu olarak dünyaya gelen Turgut Aydın, şimdi teknoloji ve kalite bakımından dünyanın sayılı hastanelerinden birinin sahibi...
Trabzon’un Maçka İlçesi'nin küçük bir köyünde doğdu. Geçim derdi yüzünden ilkokuldan sonra okuyamadı. 15 yaşında geldiği İstanbul'da iş hayatına Sultanhamam'daki bir tornacı atölyesinde atıldı. Havlu asacağı ve kapı kolu imalatı yaptı. Bu işi sırasında atıldığı tekstil piyasasında Türkiye'nin en büyük tekstil devlerinden Aydın Örme A.Ş.'yi ortaya çıkardı... Özel bir hastanede ameliyat olan gelinine çok yüksek fatura çıkarılınca, hastane sahibi olmaya ve bu işi kimsenin hakkını yemeden yapmaya yemin etti... Şimdi, Türkiye'nin teknoloji ve kalite anlamında dünyayla yarışan hastanelerinden birinin sahibi... İçinde kalan tek ukte ise, yabancı dil bilmemek...
Bu ilginç ve başarılarla dolu hayat hikâyesi, Memorial Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Turgut Aydın'a ait. İşte, sağlık sektöründe yeniliklerin öncüsü 61 yaşındaki Turgut Aydın ile, başarısının sırrı, özel hayatı ve muhafazakâr kimliği ile ilgili dobra dobra bir söyleşi...
KAZIK ATTILAR
- Gelininize çok yüksek bir fatura çıkarıldığı için hastane sahibi olmaya karar verdiğinizi söylüyorsunuz. Şimdi siz müşterilerinize nasıl davranıyorsunuz?
Hiç unutmam, faturada 150 iğne yapıldığı gösterilmişti. 'Bu kadar iğne vurulsa adam ölür' diyerek hastane yetkilileriyle kavga ettim. O gün orada, 'ben bir gün hastane sahibi olursam, kimsenin hakkını yemeyeceğim' diye yemin ettim. Şimdi, hastanemde bütün faturaları tek tek kontrol ettiriyorum. 'Aman bir yanlışlık olmasın, kimseden haksız yere para almayalım' diye.
- Peki, sağlık sektöründeki yöneticilik mi, yoksa tekstil patronu olmak mı daha zor?.. Sizin için hangisi öncelikli?
Ben tekstili hep zor bilirdim. Ama sağlık sektörü çok daha zor. Yönettiğiniz insanlar doktor, okumuş, akıllı insanlar... Hastane yönetiminde başarılı olabilmek için, iyi bir sağlıkçı, iyi bir otelci, iyi bir restorancı ve iyi bir işletmeci olmak gerekiyor. Üstelik size başvuran insan duygularının en dorukta olduğu zaman geliyor. Sürekli disiplin ve en yeni teknolojileri arayıp bulmak şart. Yoksa, başarılı olamazsınız. Tekstilde böyle bir sorun yok. Ancak ikisi de benim çocuğum gibi, birbirinden ayıramam.
- Oğlunuz ünlü işadamı Ahmet Nazif Zorlu'nun kızıyla evli. Dünürünüzle rakip misiniz? İlişkileriniz nasıl?
Ahmet Bey'in benim en beğendiğim özelliği ticaretle özel hayatını birbirine karıştırmaması. Damat filan dinlemez, 'ticaret, ticarettir' der. Mal alım satımında kimseye iltimas geçmez. Çok dürüst bir işadamıdır. O işine gelirse bana mal satar, ben de işime gelirse alırım. Ancak, Memorial Hastanesi'nin bugünlere gelmesindeki maddi ve manevi desteğini unutamam.
- 3 çocuğunuz var. Çocuklarınızdan birinin doktor olmasını ister miydiniz?
Bu zamana kadar çocuklarımı meslekleri konusunda hep yönlendirdim. Büyük oğlumu tekstille ilgilendiğim için, tekstil mühendisi yaptım. Küçük oğlum işletmeci oldu. Kızımın doktor olmasını isterdim, ama maliye okudu. Şimdi çok iyi bir iş kadını.
- Eğer okuyabilseydiniz, hekim olmak ister miydiniz?
Ben ilkokulu bitirdikten sonra okuyamadım. Ama okusaydım bile, bu hekimlik olmazdı. Çünkü, babamın gücü buna yetmezdi.
- Bugüne kadar isteyip de yapamadığınız bir iş oldu mu?
Aklıma koyduğum her şeyi yaptım. Hangi işi yüklendiysem, başardım. İçimde tek bir ukte kaldı, o da lisan öğrenemedim. Ancak bu eksikliğimi de çocuklarımla kapattığımı düşünüyorum. Üçü de çok iyi lisan öğrendiler.
Muhafazakârsam, bütün insanları sevmek zorundayım
- Kamuoyunda muhafazakâr kimliğinizle tanınıyorsunuz. Oysa, birçok Yahudi ile ortaklıklar kurduğunuzu söylüyorsunuz. Bu konuda tepki aldınız mı?
Bu yönüm özellikle sağlık sektöründe çok dedikodu konusu oldu. Evet, ben dinime bağlı bir insanım. Ancak bu, farklı din gruplarıyla iş yapmayacağım anlamına gelmiyor. Yeniliklere açık olmazsak, nasıl kalkınırız? Yabancılarla hâlâ birçok alanda ilişkilerim sürüyor. Kim işini iyi yapıyorsa, ben onunlayım. Zaten iyi bir muhafazakârsam, bütün insanları sevmek zorundayım. Bakın, benim bir gelinim de Rus'tur. Kendi isteğiyle Müslüman olmuştur.
- Bu kadar iş arasında ailenize zaman ayırabiliyor musunuz?
- Eşinizin başarınızdaki rolü nedir?
Maalesef! 41 yıllık eşim Zehra Aydın, bugünlere gelene kadar büyük fedakârlıklar yaptı ve hâlâ da devam ediyor. Birlikte çok büyük sıkıntılar çektik, yükselmemiz de birlikte oldu. Çocukların giysilerini hep o dikerdi. Ben çok geç saatlere kadar çalışırdım. Hakkını ödeyemem.
- Sizce başarının sırrı nedir?
Çalışmak...Çalışmak... Çalışmak. Tabii, ticaret kafası da lâzım. İşi bilmek gerekir.
Karadenizli erkek çocuk sever!
Turgut Aydın'ın kızından 2 kız torunu, büyük oğlundan ise 2 erkek torunu var. Torunlarını çok sevdiğini belirten Aydın, espriye de patlatıyor: "Karadeniz'de, 'Oğlumun oğlu olsun, kızımın kızı da olsa olur' derler. Karadenizliler erkek çocuğa çok düşkündür.
04-01-2006, 18:25
umsado
Kurban Bayramı'nda İstanbul'da otobüsler ücretsiz
İstanbul'da Kurban Bayramı süresince İETT otobüslerinin ücretsiz, raylı sistemin de 50 YKR olacağı bildirildi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden yapılan yazılı açıklamada, 4 gün boyunca vatandaşların İETT otobüsleri ile Tünel ve İstiklal Caddesi'ndeki nostaljik tramvaydan ücretsiz faydalanacağı belirtildi. Açıklamada, Taksim-4. Levent metro hattı, Aksaray-Atatürk Havalimanı hafif metro hattı, Kabataş-Zeytinburnu cadde tramvayı ile Maçka Parkı ve Eyüp-Piyerloti arasındaki teleferik ücretinin ise 1.1 YTL'den 50 YKR'ye çekildiği kaydedildi.
Alıntı hurriyet.com.tr
04-01-2006, 18:26
umsado
Diyanet: Rüşvet alan cehennemde yanar
Diyanet İşleri Başkanlığı önümüzdeki günlerde camilerden okutacağı hutbede, dini ve ahlaki duyguları zayıf olan insanların rüşvet alabileceğini belirterek, bu kişilerin cehenneme gideceğini kaydedecek.
Diyanet İşleri Başkanlığı önümüzdeki günlerde camilerden okutacağı hutbede, rüşvet alan kişilerin cehenneme gideceğini belirtecek. Diyanet hutbede, İslam’ın, kamu mallarını zimmete geçirmeyi, hırsızlık, gasp ve benzeri gayri meşru kazanç yollarını yasakladığı gibi, fert ve toplum hayatı için son derece zararlı olan rüşvet alıp-vermeyi de haram saydığını anlatacak. Rüşvetin dinin yanısıra, ahlak ve hukuk kurallarına da tamamen aykırı olduğu ifade edilecek hutbede, rüşvet almanın veya vermenin kişinin cehenneme girmesine sebep olacağına işaret edilecek.
"Rüşvet, haksızın haklı, suçlunun suçsuz, yalancının doğru, bir işe layık olmayanın layıkmış gibi gösterilmesine veya bunun aksine neden olur" denilecek hutbede, rüşvet alan ya da veren insanların dini duygularının zayıf olduğunu bildiricek.
"RÜŞVET TOPLUMLARI YOK EDER"
Hutbede, rüşvetin yaygın olduğu toplumlarda hak ve adaletten söz edilemeyeceği belirtilecek ve "Rüşvet, karıştığı işin amacından sapmasına ve bozulmasına, girdiği toplumun perişan olup dağılmasına sebep olur" denilecek. Tarihe bakıldığında, pek çok milletin rüşvet nedeniyle yok olduğuna dikkat çekilecek hutbede, rüşvetin girdiği toplumda adaletsizliğin yaygınlaşacağına değinilecek.
"ÖNEMLİ GÖREVLER LAYIK OLMAYANIN ELİNE GEÇER"
Rüşvet, toplumunda önemli görevlerin layık olmayan kimselerin eline geçeceği anlatılacak hutbede, böylece güçsüzlere ve yoksullara zulmedilmiş olacağı bildirilecek. Hutbe şöyle devam edecek: "Rüşvet, toplumları felakete götüren, birlik ve kardeşlik duygularını kökünden sarsan, güven duygusunu zedeleyen çirkin davranışlardan biridir. Kendisinin Allah tarafından her yerde görüldüğüne ve bir gün mutlaka hesaba çekileceğine inanan insanların hayatlarında bu tür olumsuz davranışlara rastlanmaz. Fert ve toplum olarak, bu kadar zararları olan rüşvetin yaşadığımız toplumda yaygınlaşmaması için elimizden geleni yapalım. Dünya malının dünyada kalacağını, insanın alın teriyle kazandığının daha bereketli ve değerli olduğunu unutmayalım.
Alıntı hurriyet.com.tr
04-01-2006, 18:27
umsado
Baykal: İstanbul iyi yönetilmiyor
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, İstanbul'un yerel yönetim ve merkezi hükümet tarafından iyi yönetilemediğini söyledi. Baykal, “İstanbul'da yaşanan bir gösteriş ve pazarlama, emlakçı belediyeciliğidir. Belediyeciliği emlak rantı arayışına indirgeyen bir yaklaşımla karşı karşıya olduğumuz ortadadır” dedi.
Baykal, CHP İstanbul İl Başkanlığı'nda düzenlediği basın toplantısında, partisinin bu yıl ilk Merkez Yürütme Kurulu toplantısının burada yapılacağını anlatarak, bugün ayrıca İstanbul'daki CHP'li belediye başkanları, il genel meclisi ve büyükşehir belediyesi üyeleri ile biraraya geldiğini söyledi.
Toplantıda bir yandan İstanbul'un sorunlarını ve sıkıntılarını öğrendiklerini, diğer yandan da sosyal demokrat belediyelerin umut ve güven veren çalışmalar yaptıklarına tanık olduklarını kaydeden Baykal, “Sevinç ve hüznü bir arada yaşıyoruz. Bir yandan mutluluk duyuyoruz, kendimize olan güvenimiz artıyor, bir yandan da içindeki bulunduğu sıkıntılar bizi derinden yaralıyor” diye konuştu.
İstanbul'un dünyanın gözbebeği, olağanüstü bir kent olduğunu vurgulayan Baykal, “Böylesine zenginlik içinde yaşıyor olmak, böyle bir zenginliğin parçası olmak, hepimiz için çok büyük bir şans olarak algılanmalıdır” dedi.
CHP lideri Baykal, İstanbul'un çağına damgasını vuran 4 ayrı medeniyetin kimliğini 2400 yıllık tarih boyunca ayakta tuttuğunu anlatarak, “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, 'bu İstanbul benim eserim değildir' diyor. Bu büyük ihtişamı ve güzellikleri düşünerek söylenmiş bir söz değildir. Olumsuzlukları, yetersizlikleri ve
sorunları karşısında acze sürüklenmiş bir kamu yöneticisinin
itirafıdır. Bu İstanbul manzarası kimin eseridir, neyin eseridir, nasıl böyle olmuştur?” diye konuştu.
'İSTANBUL SORUNLARIN EN YOĞUN YAŞANDIĞI YER'
İstanbul'un Türkiye'nin sorunlarının en yoğun yaşandığı yer olduğunu ifade eden Deniz Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: “İstanbul'da, Türkiye'de yaşanan asayiş sorunlarının yarıya yakını yaşanıyor. Türkiye'de 398 bin 182 asayiş olayının 190 bin 168'i hırsızlık. Bunun da 73 bin 509'u İstanbul'dadır. İstanbul, Türkiye nüfusunun yüzde 10-12'si kadar. Ama Türkiye'de yaşanan hırsızlıkların yüzde 45'i İstanbul'da yaşanıyor. Türkiye'de yaşanan 5 bin 830 kapkaçın 2 bin 725'i İstanbul 'da gerçekleşiyor. İstanbul'da, 5 bin 499 gasp ve yağmanın 2 bin 345'i yaşanıyor. 2005 yılında kapkaç olayları önceki yıllara göre yüzde 60 oranında artmıştır. İstanbul'da, suça karışan çocukların arasında eskiden kız yoktu. 2004 yılında yüzde 2 kız çocuğu ortaya çıktı. 2005'te kız çocuk oranı yüzde 60 arttı. Adli işlem gören 15 bin 273 çocuğun 5 bini İstanbul'da.
Bunun ortaya koyduğu manzara, İstanbul'un bir güvenlik krizi yaşanan kent haline dönüşmüş olmasıdır. Türkiye'de yaşayan asayiş, güvenlik, şiddet sorunu, en yoğun şekilde İstanbul'da yaşanıyor.”
İSTANBUL'UN EĞİTİM PROFİLİ
Baykal, İstanbul'da sınıf öğretmeni açığının 600, branş öğretmeni açığının 2 bin 500 olduğunu kaydederek, okula gitmeyen öğrenci sayısının 19 bin 300, bunun 13 bininin de kız öğrenci olduğunu söyledi.
CHP Genel Başkanı Baykal, İstanbul'da okuma-yazma bilmeyen 300 bin kadar vatandaş bulunduğunu ifade etti.
İstanbul'da 1 milyon 560 bin 633 ilköğretim öğrencisi olduğunu, bunun yüzde 76'sının, yani 1 milyon 183 bin 84'ünün ikili eğitim gördüğünü, 377 bin 549'unun normal eğitim aldığını anlatan Baykal, bir öğretmene 37 öğrenci düştüğünü dile getirdi.
Baykal, “Bunların bize gösterdiği temel gerçek, İstanbul'un artık yaşanabilir bir kent olmaktan her açıdan çıkmaya başlamasıdır. İnsanlar, buraya mecburiyetten geliyorlar ve geldikten sonra yaşam kalitesi olumsuz bir gelişme kendisini gösteriyor” dedi.
CHP lideri Baykal, İstanbul'un yerel yönetim ve merkezi hükümet tarafından iyi yönetilmediğini savunarak, yerel ve merkezi yönetimlerin İstanbul'u en önemli ve en öncelikli yönetim sorunu olarak görmeleri gerektiğini, İstanbul'un da bunu hak ettiğini kaydetti.
ALINAN KARARLAR
Baykal, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin, 2004 yılının Nisan ile 2005 yılının Aralık ayları arasında alt komisyonlarınca alınan kararlara da değindi.
Bu tarihler arasında Çevre ve Sağlık Komisyonu, Trafik ve Ulaşım Komisyonu, İnsan Hakları Komisyonu, Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu'nun aldığı bir karar olmadığını ifade eden Deniz Baykal, şöyle dedi: “Bu komisyonların içinde çalışan tek komisyon İmar ve Bayındırlık Komisyonu... İstanbul'da sadece imar faaliyeti yürütülüyor. Yani imar, inşaat, emlak, komisyonculuk, rant paylaşımı... İstanbul Büyükşehir Belediyesi bununla meşgul. İmar ve Bayındırlık Komisyonu'nda 3 bin 553 karar alınmış. Bu bir anlayış ve yaklaşımdır. Sosyal belediyecilik anlayışı kent rantını yandaşlarına, sınırlı sayıdaki kişilere kazandırmaya değil, kentliye kazandırmaya yönelik bir anlayıştır.”
'PAHALI, YETERSİZ VE KÖHNE ULAŞIM'
İstanbul'un ulaşım sorununa değinen Baykal, ilde 11 yılda 643 otobüs alındığını, bunların ortalama yaşının 13.5 olduğunu söyledi. Baykal, uluslararası standartlarda göre ise otobüs filo yaşının 6 olduğunu belirtti.
Ulaşım bedelinin de çok pahalı olduğunu ifade eden Baykal, İstanbul'da pahalı, yetersiz ve köhne bir ulaşım sistemi bulunduğunu kaydetti.
İstanbul'un bir diğer büyük sorunun da deprem olduğunu anlatan Baykal, depremin sadece İstanbul'un değil, tüm Türkiye'nin sorunu olduğuna işaret etti.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin temsil ve ağırlamaya 53 trilyon lira, deprem konusunda çalışma yapacak olan Afet Koordinasyon Merkezi'ne ise bütçeden 300 milyar lira kaynak aktardığını belirten Baykal, bunun halkın sağduyusuna ve demokrasi bilincine yapılan bir saldırı olduğunu ve anlayışla karşılamanın mümkün olmadığını söyledi.
İstanbul'un yeni bir anlayışa ve zihniyete, belediyeciliği sadece kent rantını paylaşma olarak algılamayan bir anlayışa ihtiyacı bulunduğunu anlatan Baykal, “İstanbul rant üretecek. Bu ortak bir zenginliktir. Burada mesele, bu rantın nasıl değerlendirileceğidir. Bir belediyecilik anlayışı, bunu sınırlı sayıda insanın, eşin, dostun zenginleşmesi, gelirinin artırılması amacıyla kullanılmasını hak bilmekte, buna göre bir belediyecilik anlayışı uygulamaktadır. O kentin kolektif rantını kent standartlarını esneterek, değiştirerek, kendi hesabına, çıkarına uygun hale dönüştürerek kanalize etme çabasına hizmet eden bir belediyecilik anlayışı vardır. Bu, AK Parti'nin belediyecilik anlayışıdır. Bununla mücadele ediyoruz.”
CHP'NİN AÇTIĞI DAVALAR
CHP'nin, İmar ve Bayındırlık Komisyonu'nun bazı kararlarının iptali için dava açtığını dile getiren Baykal, konuşmasına şöyle devam etti:
“O kararların arkasında yeşil alanların imara açılması, kentin ortak zenginliğinin tahrip edilmesi vardır, standartların belli yerler için değiştirilmesi vardır, rantı kişileştirme çabası vardır.
İstanbul'da ortaya çıkan AK Parti'nin zihniyeti ve siyaset anlayışıdır. İstanbullu artık bunu anlamıştır. Bunun artık kamufle edilebilecek bir tarafı yoktur. İstanbul'da yaşanan bir gösteriş ve pazarlama belediyeciliğidir, bir emlakçı belediyeciliğidir. Belediyeciliği emlak rantı arayışına indirgeyen bir yaklaşımla karşı karşıya olduğumuz ortadadır.”
Baykal, İstanbul'a bütün kentlerle birlikte sahip çıkmak istediklerini vurgulayarak, “Arabesk müziğe saygımız var, ancak arabesk belediyeciliği İstanbul'da istemiyoruz. İstanbul'u yozlaştırmaya, soysuzlaştırmaya, bir kültürel kimliksizleştirmeye sürükleyecek, çıkar politikalarının karşısında kentin taşını, toprağını, camisini, minaresini, kıyısını, Boğazı'nı İstanbullularla savunacağız” dedi.
Deniz Baykal, İstanbul'un temel kavgaları olacağını, kentin iktidarları getirip iktidarları götürdüğünü ifade ederek, “İstanbul getirdi, İstanbul götürecek. İstanbul'a yapılanları İstanbullular affetmeyecektir” diye konuştu.
Alıntı hurriyet.com.tr
04-01-2006, 18:28
umsado
Yozgat'ta kuş gribi şüphesi: 4 ördek telef oldu
Yozgat'ın Akdağmadeni İlçesi'ne bağlı Altılızaim Geçidi Köyü'nde 4 ördek ile 45 tavuğun telef olduğu bildirildi. Köydeki diğer kanatlılar itlaf edildi.
Yozgat Valisi Gökhan Sözer, yaptığı açıklamada, önceki gün Altılızaim Geçidi Köyü'nde 4 ördek ve 45 tavuğun telef olduğunu söyledi. Vali Sözer, “Köylülerimizin ihbarı üzerine gerekli inceleme ve araştırma yapıldı. Elimizde, ölen kanatlıların kuş gribi olduğuna dair bulgu bulunmamaktadır” dedi. Ölen kanatlılardan numune alınarak İzmir Bornova Veterinerlik Araştırma Merkezi'ne gönderildiğini kaydeden Vali Sözer, tedbir amacıyla köyde bulunan 668 kanatlının bedelleri ödenerek itlaf edildiğini belirtti. Vali Sözer, şunları kaydetti:
“Köylülerden gelen ihbar üzerine ekiplerimiz bölgede gerekli araştırma ve incelemelerde bulundu. Bu köy dışındaki köylerimizde herhangi bir kanatlı ölümü olmadığı belirlendi. Gerekli tedbirler alındı. Elimizde ölen kanatlılarla ilgili bir bulgu bulunmaması, diğer köylerimizde de ölüm olaylarına rastlanılmaması nedeniyle karantinaya gerek görmedik.
Ancak, ölüm olayının olduğu köyde bulunan diğer kanatlılar tedbir amacıyla itlaf edilmiştir. Tahlil sonuçları geldiğinde kanatlıların ölüm nedenleri belli olacaktır, bunu da kamuoyuyla paylaşacağız.”
Alıntı hurriyet.com.tr
04-01-2006, 18:30
umsado
Rum kıza Türk aşkına yardımdan ceza
Lefkoşa Rum Kaza Mahkemesi, bir Rum kızına, aşık olduğu Mehmet isimli bir Türke “yardım ve yataklık” yapmaktan ceza verdi.
Rum Politis gazetesinin haberine göre, Lefkoşa Rum Kaza Mahkemesi, 26 yaşındaki sevgilisi Mehmet'i, KKTC'den Güney Kıbrıs'a geçirmek isterken Metehan Sınır Kapısı'nda tutuklanan 24 yaşındaki Rum üniversite öğrencisi genç kızı, bin Kıbrıs Lirası (KL) tecilli para cezasına mahkum etti. Soyadı verilmeyen Mehmet ise Türkiye'ye gönderilmek üzere sınırdışı edildi. İsmi belirtilmeyen Rum genç kız mahkemede, “Ne yaptımsa Mehmet'e aşkımdan yaptım” ifadesini kullandı.
Rum genç kız, Noel arifesinde Türk sevgilisiyle KKTC'den Güney Kıbrıs'a geçmek isterken Metehan Sınır Kapısı'nda Rum polisince yakalanmıştı. Türk vatandaşı, “(Kıbrıs)ta yasadışı olarak bulunmaktan”, Rum kızı ise “yardım ve yataklık” suçundan yargılandı.
Alıntı hurriyet.com.tr
04-01-2006, 18:45
umsado
Bağdat'ta 20 petrol tankeri yandı
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Irak'ın başkenti Bağdat'ta 60 tankerlik bir konvoya saldırı düzenlendi. Saldırıda 20 petrol tankeri alev aldı. Başkentte düzenlenen iki intihar saldırısında ise 44 kişi öldü.
Bağdat'ta peşpeşe meydana gelen saldırılardan sonuncusunun hedefi tanker konvoyu oldu. Başkent'in doğusunda meydana gelen olayda silahlı kişiler, konvoya pusu kurdu.
Petrol Bakanlığı'ndan bir sözcü, olayda sadece bir tankerin zarar gördüğünü söylerken, polis zararın daha büyük olduğunu belirtiyor.
Saldırı sonrası, konvoya eşlik eden polislerle silahlı kişiler arasında çatışma çıktı. Saldırıyı Irak İslam Ordusu adlı bir örgüt üstlendi.
Sevkıyatın, ülkenin kuzeyindeki Beici'de bulunan ana rafinerinin kapanmasından sonra başkentte baş gösteren yakıt krizini azaltmak amacıyla yapıldığı kaydedildi.
Bomba yüklü araç saldırısı: Sekiz ölü
Haber ajansları konvoya yapılan saldırıyla hemen hemen aynı zamanda, yine Bağdat'ta bir intihar saldırısının düzenlendiğini duyurdu.
Başkentin güneyinde Dura bölgesinde, işlek bir alışveriş merkezi yakınlarındaki yolda bomba yüklü araçla düzenlenen saldırıda 8 kişi öldü, 12 kişi yaralandı.
Polis Yüzbaşısı Firras Giti, bombalı saldırının hedefinin polis devriyesi olduğunu ve bombanın civardaki bazı dükkan ile araçlara zarar verdiğini söyledi.
Cenaze törenine saldırı: 36 ölü
Bu saldırıdan hemen önce yine Başkent'te, Şiilerin katıldığı bir cenaze törenine intihar saldırısı düzenlendi.
Bağdat'ın 90 kilometre kuzeyinde bulunan Mikdadiye'de saldırıya hedef olan cenaze töreninin, kentteki hastanenin yöneticisi Ahmed El Bakka'nın yeğeni için düzenlendiği açıklandı.
Yaklaşık 100 kişinin katıldığı cenaze törenini hedef alan saldırıda 36 kişi öldü, 40 kişi yaralandı.
Başbakan İbrahim Caferi'nin başında olduğu Şii Dava Partisi'nin yerel lideri de olan El Bakka'ya geçtiğimiz salı günü suikast girişiminde bulunulmuş, saldırıda yaralanan Bakka'nın yeğeni daha sonra hayatını kaybetmişti.
Saldırganların cenaze törenine katılanların üzerine önce havan topu ve otomatik silahlarla ateş açtığı, ardından bir intihar saldırganının üzerindeki bombaları patlattığı belirtiliyor.
Diyala polisinden Selam Hussin, bu saldırının bir 'terörist eylem' olduğunu ve Şii-Sünni iç savaşını kışkırtmayı amaçladığını söyledi.
04-01-2006, 19:55
Yaban Ali
4 bin kasap Hac yolunda dolandırıldı
Ferhat DERVİŞOĞLU/HATAY(DHA)
Türkiye’nin çeşitli illerinde özel şirketler aracılığıyla Hac döneminde kasap ve kasap yardımcısı olarak Suudi Arabistan’a gitmek için anlaşma yapan yaklaşık 4 bin kişi, Suriye sınırındaki Cilvegözü'ne gittiklerinde kötü bir sürprizle karşılaştı.
Başta Sivas, Gaziantep, Erzurum, Kahramanmaraş ve İstanbul olmak üzere bir çok kentten Hatay’ın Reyhanlı İlçesi Cilvegözü Gümrük Kapısı’na gelen kasaplar, anlaşma yaptıkları farklı bir çok şirketin yetkililerini beklemeye başladı. Yaklaşık bir hafta gümrük kapısında bekleyen kasaplar, 700 ile 1400 dolar arasında para ödedikleri şirketleri arayıp, yardım istedi. Ancak şirketlerin telefonları ya cevap vermedi ya da ‘Pasaportlarınızın henüz vize işlemi bitmedi’ diye oyalandı. Şirket yetkililerine ulaşamayan ve Cilvegözü Gümrük Kapısı’nda çeşitli tesislerde perişan olan kasaplardan Fahrettin Taşdoğan, Veysi Öztokmak, Arif Uzun, “Hepimiz yaşadığımız bölgelerdeki farklı farklı şirketlere kasap ve kasap yardımcısı olarak Suudi Arabistan’a gitmek için para ödedik. Pasaportlarımızı verdik. Bize Cilvegözü Gümrük Kapısı’na gitmemiz söylendi. Biz buradayız da onlar yok, dolandırıldık” dedi.
Birkaç günden beri toplanmaya başlayan kasaplar çevredeki konaklama tesisleri ve çoğu da geldikleri araçlarda konaklıyor.
Kasap ve kasap yardımcılarının şikayeti üzerine dolandırıcılık iddiasıyla inceleme başlatıldı.
04-01-2006, 21:38
umsado
AK Parti Gebze ilçe Başkanı'na silahlı saldırı düzenlendi
Kocaeli'nin Gebze İlçesi AK Parti İlçe Başkanı Mehmet Ali Okur, uğradığı silahlı saldırı sonucu yaralandı.
AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, AK Parti Gebze İlçe Başkanı Mehmet Ali Okur, Tatlıkuyu Mahallesi'ndeki Kocaeli Büyükşehir Belediyesi hizmet bürosundan çıktıktan sonra Tatlıkuyu Muhtarlığı yanında otomobiline binerken, kimliği henüz belirlenemeyen kişi ya da kişilerce silahlı saldırıya uğradı. Saldırıda bacağından ve kolundan yaralanan Okur, AK Parti İlçe Sekreteri Yalçın Çoştur'un yardımıyla Gebze Anadolu Sağlık Merkezi'ne götürüldü. Tatlıkuyu Mahallesi Muhtarı Cevat Kahraman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, silah sesinden sonra “Yalçın yetiş” diye bir ses duyduğunu, daha sonra yaralı olarak gördüğü AK Parti İlçe Başkanı Okur'un, yanına gelen Yalçın Coştur'un yardımıyla otomobille olay yerinden götürüldüğünü gördüğünü söyledi. Bu arada, Anadolu Sağlık Merkezi yetkilileri Okur'un, Acil Servis'te tedavi altında olduğunu ve sağlık durumunun iyi olduğunu bildirdiler.
Alıntı hurriyet.com.tr
04-01-2006, 21:41
umsado
Bush Pentagon'da stratejik oturum düzenledi
ABD Başkanı George W. Bush, ABD'nin Irak'taki askeri gücünün ilk etapta 17'den 15 tugaya indirilmesinin planlandığını ve eğitimine büyük önem verilen Irak'ta ordu ve polis gücünün kuvvetlendirilmesiyle birlikte, bu yıl sonunda daha fazla Amerikan askerinin çekilmesinin gündeme gelebileceğini söyledi.
Başkan Bush, ABD Savunma Bakanlığı Pentagon'da, terörizme karşı global savaşa ilişkin bir strateji oturumuna katıldı.
Bu toplantıda ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney, ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld, ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Peter Pace, ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın yanı sıra ulusal güvenlik yetkilileri ve ABD'nin Ortadoğu'daki kuvvetlerinin komutanı Orgeneral John Abizaid, Irak'taki kuvvetlerin komutanı Orgeneral George W. Casey yer aldı. ABD'nin Irak Büyükelçisi Zalmay Halilzad da oturuma Bağdat'tan telefonla katıldı.
Pentagon'daki oturumun ardından açıklama yapan Başkan Bush, Irak'taki asker sayısını, “Washington politikalarına göre değil”, sahadaki komutanların ihtiyacına göre azaltacağını belirtti. Irak'ta 2005 yılında demokrasinin ilerlemesi yönündeki çabaların, yapılan üç seçimle büyük başarı kazandığını savunan Bush, şimdi Irak ordusu ve özellikle polis gücünün eğitimine eğileceklerini, ordu ve polis gücü güçlendikçe, Amerikan askerlerinin Irak'taki sayısının azaltılmasının daha çok gündeme geleceğini kaydetti.
ABD Başkanı, Irak'taki Amerikalı komutanların, buradaki tugay sayısını 17'den 15'e indirmeyi uygun gördüğünü ve bu yönde düzenleme yapılacağını belirtirken, bu yıl sonuna doğru, uygun görülürse asker sayısını daha da azaltmaya yönelik düzenlemelerin gelebileceğini ifade etti.
POLİS GÜCÜNE “KOALİSYON GEÇİŞ TİMLERİ” EKLENECEK
Bush, Irak polis gücünün eğitilmesi konusuna konuşmasında özellikle eğilirken, polis gücünün daha başarılı bir hale getirilmesi için “koalisyon geçiş timlerinin” bu polis gücü içine yerleştirileceğini söyledi. Başkan Bush, koalisyon gücü askerlerinden oluşacak bu timlerin, son dönemde çok eleştiri alan Irak polis gücüne, operasyonlar arasında kalan zamanda, insan hakları ve hukuk kuralları konusunda da eğitim vereceklerini belirtti. George W. Bush, Irak'ın istikrarı için ülkede demokratik bir “birlik hükümetinin” önemli olduğunu, yüzde 70 katılımın sağlandığı son seçimlerin Saddamcılar ve El Kaide'ye ciddi bir yenilgi anlamına geldiğini söyledi.
Komutanların, Irak'ta 215 binden fazla Iraklı askerin ve polis gücünün, ülkenin güvenliğinden sorumlu olduğunu söylediğini aktaran Bush, bu rakamın Ocak 2005 tarihinde sadece 85 bin olduğuna dikkat çekti. Bush, “Bu yıl sonunda, eğer Iraklılar beklediğimiz gibi güvenlik ve siyasi alanda gelişme kaydetmeyi sürdürürse, Irak'taki yeni hükümetin liderleriyle daha fazla asker azaltma konusunu konuşabiliriz. Ancak benim kararım sahadaki koşullara ve komutanlarımızın tavsiyelerine dayanacak. Washington'daki bazı çarpık siyasi takvimlere göre değil. Siyasetin, Irak'ta doğru şeyi yapmanın önüne geçmesine izin vermeyeceğim” dedi.
ABD Başkanı, Afganistan'ın da, terörle mücadelede Irak'tan sonra ikinci büyük cephe olduğunu söyledi ve NATO başta olmak üzere uluslararası toplum devreye girdikçe ABD'nin Afganistan'daki varlığını giderek azaltacağını, sadece bölgede terörist avındaki özel kuvvet ekiplerinin kalacağını belirtti.
Başkan Bush, ayrıca West Virginia'da meydana gelen maden kazasında ölen 12 işçinin yakınlarına başsağlığı diledi.
Alıntı hurriyet.com.tr
04-01-2006, 22:18
siestagunay
teşekkürler bilgi için
05-01-2006, 01:39
Yaban Ali
Vitrin mankeniyle sevişti
Soner KOCAER/ANTALYA, (DHA)
Antalya'da bir giyim mağazasına girip saklanan 30 yaşındaki A.B, personel mağazayı kapatıp gittikten sonra 3 cansız mankenle sevişti. Göğüs uçlarını ısıran ve mastürbasyon yapan A.B, uyuyup kalınca sabah mağazayı açan personel tarafından polise teslim edildi.
Lara bölgesindeki bir alışveriş merkezindeki giyim mağazasına dün akşam saatlerinde müşteri gibi giren A.B, mağazadaki soyunma kabinlerinden birine saklandı. Mağaza çalışanları saat 22.00 sıralarında işyerini kapatarak evlerine gitti. A.B, alışveriş merkezinin bütün ışıkları kapatıldıktan sonra vitrindeki 3 cansız kadın mankeni soydu. Kıyafetleri mağaza içerisine fırlatan genç, meme uçlarını ve bacak aralarını ısırdı. 3 cansız mankene zarar veren ve biriyle de mastürbasyon yapan A.B, uyuyup kaldı.
Sabah mağazayı açan işyeri çalışanları, soyulmuş haldeki 3 cansız kadın mankenin ortasında yatan A.B'yi buldu. Polise haber veren mağaza çalışanları, mankenlere yapılanları görünce dehşete kapıldı. Polis A.B'yi ifadesini almak üzere Demircikara Polis Merkezi'ne götürdü.
Gögüs uçları ve bacak aralarında diş izleri bulunan ve üzerinde meni kalıntıları olan bir cansız manken Antalya Emniyeti Olay Yeri İnceleme Şubesi ekipleri tarafından alıkonuldu. Şube müdürlüğüne götürülen cansız mankenin üzerinde inceleme yapılacağı belirtildi.
Gözaltına alınan A.B ise ise sorgusunun ardından işyerine izinsiz girmek ve mala zarar vermek suçlarından adliyeye sevk edildi.
1 YTL KEFALETLE SERBEST
Antalya'daki bir mağazada 3 cansız mankenle sevişirken aralarında uyuyup kalan A.B, polisteki ifadesinin ardından adliyeye sevk edildi. Mahkemeye çıkartılan işsiz A.B, 1 YTL kefaletle serbest bırakıldı.
05-01-2006, 01:59
umsado
Enerjide Türkiye alternatifi
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Rusya ile Ukrayna arasındaki doğalgaz krizinin ardından Avrupa Birliği gaz güzergahında Türkiye alternatifini konuşuyor. Krizin zor durumda bıraktığı Avrupa Birliği'nin gündeminde alternatif kaynaklar da bulunuyor.
Avrupa Birliği Komisyonu'nun krizi ele aldığı son toplantıda, yeni stratejiler geliştirme zorunluluğuna değinildi. Toplantıda Türkiye seçeneği de gündeme geldi.
Türkiye üzerinden gaz akışını sağlayacak yollar geliştirmenin ‘akıllıca’ olacağı vurgulandı. Toplantıda, Ukrayna ve Beyaz Rusya'nın yanı sıra, Hazar ve Orta Asya gazının Türkiye üzerinden geçirilmesi konusundaki çalışmaların hızlandırılması gerektiği belirtildi.
Erzurum'dan Balkanlara doğal gaz taşıyacak bu hattın 2010 yılından önce tamamlanması gerektiği vurgulandı.
Avrupa Birliği, Rusya'ya gaz bağımlılığının azaltılması, Rus gazına karşı alternatif kaynak bulunması gerektiğinde de görüşbirliği içinde. Toplantıda taşınması kolay olan sıvılaştırılmış doğal gazın da alternatif olarak ele alınması tartışıldı.
Pahalı gaz tartışması
Gazprom da, Türkiye'nin aldığı doğalgazın fiyatını açıkladı. Türkiye, Rusya'ya bin metreküp doğalgaz için 260 dolar ödeyecek. Aynı Rusya Avrupa için 230 dolardan gaz öneriyor.
Bu çerçevede Ankara'da yeniden hükümetin 2003 yılında Rusya ile pazarlık yapıp değiştirdiği formül tartışılıyor. Muhalefet, değiştirilen formülün gaz fiyatını petrol fiyatına endekslediğini ve yükselen petrol fiyatları nedeniyle Türkiye'nin milyarlarca dolar zarar edeceğini savunmuştu.
Gazprom Türkiye'nin sır gibi tutulan doğalgaz fiyatını açıkladı. Gazprom Başkan yardımcısı Medvedev Türkiye'nin 2006 başından itibaren doğalgazın metreküpünü 260 dolara satın alacağını söyledi. Gazprom petrol fiyatlarındaki değişikliklerin fiyatlara yansıdığını belirtti.
Bakanlıktan açıklama
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ise, Rusya Federasyonu'ndan alınan doğalgazın fiyatıyla ilgili haberlerin yanıltıcı bilgi içerdiğini açıkladı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, ''Rusya Federasyonu'ndan alınan doğalgazın fiyatı ile ilgili olarak basında yer alan haberler, yanlış, yanıltıcı bilgi ve değerlendirmeler içermektedir'' denildi.
Alıntı cnnturk.com
05-01-2006, 02:01
umsado
BM Komisyonu El Şara’yı sorgulayacak
Lübnan'ın eski Başbakanı Refik Hariri'ye yönelik suikastta parmağı olmakla suçlanan Suriye, Dışişleri Bakanı Faruk El Şara'nın BM Komisyonu tarafından sorguya çekilmesine izin verdi.
İsmi açıklanmayan diplomatlar, BM komisyonun Dışişleri Bakanı Şara ile görüşme isteğinin kabul edilebilir olduğunu söyledi.
Kaynaklar, komisyonun, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile görüşme talebinin ise hala gözden geçirildiğini belirtti.
BM komisyonu, Devlet Başkanı Esad ile Dışişleri Bakanı El Şara'dan görüşme talep etmişti. Komisyon, üst düzey Suriyeli yetkililerin Lübnan Başbakanı Refik Hariri'nin bombalı suikastta öldürülmesine karıştığını ileri süren eski Devlet Başkanı yardımcısı Abdülhalim Haddam'ı da en kısa zamanda dinlemek istediğini açıklamıştı.
Haddam, geçtiğimiz hafta Paris'te El Arabiya televizyonuna yaptığı açıklamada, ‘Beşar Esad ile üst düzey Suriye hükümeti yetkililerinin geçtiğimiz şubat ayında bombalı suikastta öldürülen Hariri'yi tehdit ettiklerini’ öne sürmüştü.
Refik El Hariri, 14 şubatta Beyrut'ta uğradığı bombalı saldırı sonucu yaşamını yitirmişti. Suikastin ardından Suriye karşıtı muhalefet sokaklara dökülmüş ve süreç Suriye'nin Lübnan'daki 29 yıllık askeri varlığını sona erdirmişti.
Birleşmiş Milletler Soruşturma Komisyonu olayla bağlantılı olduğu iddia edilen beş Suriyeli yetkiliyi Viyana'da sorgulamıştı.
Refik Hariri'ye düzenlenen suikastı soruşturan BM Komisyonu Başkanı Detlev Mehlis de, geçtiğimiz aralık ayında ilk kez açıkça Suriye'yi suçlamıştı.
Alıntı cnnturk.com
05-01-2006, 02:03
umsado
Mısır topraklarına geçen Filistinliler 2 Mısır askerini öldürdü
Mısır askerleri ile sınırı aşarak Mısır topraklarına giren Filistinli militanlar arasında çatışma çıktığı bildirildi.
Mısır'ın Kuzey Sina bölgesi Güvenlik Komutanı General Essam el Şeyh, Filistinli militanların otomatik silahlar ve av tüfekleri ile ateş açması üzerine, Mısır askerlerinin sınırdan bir kilometre içeri çekilmek zorunda kaldıklarını söyledi.
General el Şeyh, daha sonra ateş emri verilen Mısır askerlerinin de Filistinlilerin ateşine karşılık verdiğini belirtti.
Kuzey Sina Güvenlik Kuvvetleri yetkililerinden Yarbay Adil Fevzi ise sınıra gönderilen Mısır askerlerine ilk başta ateş emri verilmediğini söyledi.
Filistinlilerin ateş açması sonucu 2 Mısır askerinin öldüğü, 30 askerin de yaralandığı belirtildi.
Çatışma bölgesinde tam bir kaos yaşandığı, Mısır polisinin 100 kadar Filistinliyi yakaladığı bildirildi.
Filistinlilerin otomobil lastiklerini yaktığı, bir Mısır zırhlı aracının da yanmakta olduğu kaydedildi.
100 kadar Filistinlinin ise sınırın Mısır tarafındaki arazide mevzilenmiş olduğu belirtildi.
Yetkililer sınırın Mısır tarafına 300 ila bin kadar Filistinlinin geçtiğini belirtiyor.